• Sonuç bulunamadı

MANİSA M U R Â D İ YE CAMİİ RESTORASYONU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MANİSA M U R Â D İ YE CAMİİ RESTORASYONU"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MANİSA M U R Â D İ Y E

C A M İ İ R E S T O R A S Y O N U

Muradiye camiinin şadırvan tamiri Arkeolog E R D E M Y Ü C E L

Manisa'nın en güzel ve en muhteşem camii olan Muradiye camii Murat III ta-rafından inşa ettirilmiştir. Caminin inşa tarihi cümle kapısı üzerinde yer alan bir kitabeden öğrenilmektedir. Bu kitabeye göre caminin inşasına Hicrî 991 (1575) de başlanmış ve Hicri 994 (1578) de niha-yete ermiştir.

Hazine-i evrak kayıtlarının tetkikinden caminin Murat IH'ün aynı yerde yaptırdığı 2 inci cami olduğu anlaşılıyor. İlk cami bu-günkü caminin ölçüsünde değildir. İhtiyaca kâfi gelmediğinden yıktırılmış ve yerine bu-günkü cami inşa edilmiştir. İlk caminin mimarı bilinmiyor. Ve Murat lll'ün Mani-sa'da şehzadeliği zamanında yapıldığı hazi-ne-i evrak kayıtlarında bulunan bir vesika-dan anlaşılmaktadır. Ayrıca tarihçi N a i m â , Murat IH'ün yaptıdığı eserlerden bahseder-ken Manisa'da şehzade ibahseder-ken iki minareli bir camii şerif bina ve yanında bir medrese icad ve müceddeden imaret ve han taphane dahi yaptırttılar der. (1)

Caminin yeniden yapılmasına Hicrî 991 (1575) yılında başlanıyor. Bu ikinci ca-minin Mimar Sinan'ın eseri olduğu ileri sü-rülüyor. F a k a t bu devirde M i m a r Sinan ar-tık ihtiyarlamıştır ve İstanbul dışındaki in-şaatları kendi yetiştirdiği elemanlara terket-miştir. Bu hususu da gene hazine-i evrak ka-yıtlarından öğreniyoruz.

Hicrî 985 (1569) da Balıkesir'de zelzele-den yıkılan Yıldırım ve Zagonoz paşa cami-lerinin keşfi için de M i m a r M a h m u t Ağa-nın gönderilmiş olması bu hususu teyit edi-yor. Caminin inşaatında M i m a r M a h m u t

Murâdiye camii plânı

Ağa çalışmıştır. Fakat cami nihayetlenme-den M i m a r M a h m u t ağa ölüyor ve yerine hassa mimarlarından Mimar Mehmet Ağa tayin ediliyor. Bu tayin de Hazine-i evrak kayıtlarından ve M u r a t l l l ' ü n 1585 tarihli bir f e r m a n ı n d a n anlaşılıyor. Şu halde Mu-râdiye camii Sinan devri eseridir. Plânı M i m a r Sinan'ın diğer eserleri ile mukayese edildiğinde oldukça değişik bir şekil gösterir. Fakat Sinan, eserlerinde o kadar değişik varyasyonlar denemiştir ki, bu plân Sinan'a uymuyor diyemeyiz. Caminin plânının Si-nan'a ait olması ihtimal dahilindedir. Bel-ki de Sinan'a ait olması muhtemel olan plân, tam tatbik edilmemiştir. Fakat kat'î olan bir husus vardır ki, o da caminin mi-marlarının Mehmet ve M a h m u t ağalar ol-duğudur. Caminin inşası Hicrî 994 (1578) yılında nihayete eriyor. Külliyesinden olan medrese ve imaret inşaatları ve etrafına kaldırım döşenmesi gibi işlerden inşaat Hicrî 1001 (1585) e kadar devam ediyor. Bu işlerin de hitama ermesinde kayıtlarda Mi-mar Davut Ağanın isminden bahsediliyor.

Murâdiye camiinin plânı oldukça basit-tir. Cümle kanısı uzun tarafta olmak üzere

bir dikdörtgen şekli meydana getirir. C ü m -le kapısının karşısına ge-len mihrabın bu-lunduğu kısımda dışarı doğru çıkıntılı bir dikdörtgen şeklindedir. Bu plân şekli ilk Os-manlı cami plânlarının bir ters T görünüşü-nü arzeder. Kuzeyde beş kubbeli bir son cemaat yeri vardır. Son cemaatte, kemerleri destekliyen sütunlar ince ve narin olup be-yaz mermerden yapılmıştır. Başlıkları bak-lava ve istalaktitlidir. Döşeme yassı blok taşlardan meydana gelir. Fakat bu taşlar arasında antik devre ait, üstünde Grekçe yazılar bulunan levhalar da kullanılmıştır. Son cemaatin gerisinde iki narin minare yükselir. Vakıflar İdaresince yenilenen bu minarelerin şerefelerinin altları istalaktitli-dir. Külâhlar sivri olup kurşunla kaplanmış-tır. Caminin ana mekânında ortada merkezî bir kubbe yer alır. Bu kubbenin dışındaki mekânların dış örtüsü (mihrap batı ve doğu kısımları) içten yarım kemerlerle takviyeli, yarım çapraz tonozlardır. Bu kısımlar dış taraftan görünüşte yarım kubbeyi andır-maktadır. Aslında bu kısım, binanın ana

(2)

Mıırâdiyenin iç görünüşü bünyesine dayanan üstü kurşunla kaplı

ça-tıdan ibarettir. F a k a t bu şekildeki örtü sis-temi göze hoş gelmemektedir. Caminin ku-zey ve güneyinde, ağırlık kuleleri arasında iki büyük kemer vardır ki, bu kemerlerin yan tarafları merdiven gibi kademelidir. Bu tarzda göze hoş görünmüyor. Caminin yan cephesinde sivri kemerli üç büyük ana pen-cere vardır. Fakat her birinin içinde 4 er tane tâli pencere bulunur. Sivri kemerli bu üç büyük ana pencerenin üstünde gene sivri kemerli 6 küçük pencere yer alır. Kubbe kasnağı da bir sıra pencere ile çev-rilidir. Caminin pencerelerinin adetçe çok fazla olduğu ve iyi bir görünüş arzetmediği ileri sürülmüştür. Fakat pencereler, caminin iyi bir şekilde aydınlanmasında rol oyna-makta ve alçı şebekeler arkasındaki renkli camlarda çeşitli renk nüansları meydana ge-tirmektedir. Caminin tezyinatı ve bilhassa mihrap çinileri çok güzeldir. Bu çiniler baş-ta mercan kırmızısı olmak üzere çeşitli renk-leri ihtiva ederler. Açık renkte parlak bir zemin üzerine lâleler ve güller kıvrık dal-lar birbirini takip etmektedir. İki çini levha genişliğinde olan bu kısım, parlak yeşil renkte bir bordürle sınırlanmıştır. Bu bor-dürün üzerinde Rıımîleri hatırlatan kıvrık ve uçları sivri yapraklar birbirlerini takip ederler. Bu m i h r a p çinilerini Türkiyenin en güzel çinileri arasında gösterebiliriz. Cami-nin iç tezyinatına 16. asır sonlarında baş-lanılmıştır. Murat HPün bir fermanından anlaşıldığına göre hassa nakkaşlarından Mehmet Halife ile birlikte 12 nakkaş

(3)

bul'dan Manisa'ya bu iş için gönderilmiştir. Muradiye camii T ü r k oymacılık sanatının en güzel örneklerini de bünyesinde toplamış-tır. İki kanattan ibaret olan cümle kapısı

16. yüzyıl Türk oymacılık sanatının en gü-zel örneklerinden biridir. Geometrik şekil-ler ihtiva eden kapının oymaları arasında ahenkli birtakım madenî parçalar aplike edilmiştir. Bu kapının bronzdan m a m u l bi-rer halkası vardır ki eski bir Selçuk mo-tifi olan ejder kullanılmıştır. Müezzin mah-fillerinin tavanları da ahşap oymalıdır. Bun-lar gayet iyi bir şekilde zamanımıza kadar gelmiştir. Mahfillerin tavanları iki kare kısma bölünmüş ve her birinin ortasında oymalı birer yıldız bulunmaktadır. Bu yıl-dızların arasındaki boşluklar da çiçeklerle doldurulmuştur. Sarı siyah ve kırmızı renk-ler kullanılmıştır. Bu tezyinatlar da 16. yüzyıla aittir.

Murat III camiye vakıf olarak Tarhale kazasındaki Bergama tahılhanesi Nif ka-zasına tâbi Halil Beğlü ve Kozluya köyle-rini göstermiştir. Vakıf geliköyle-rinin toplamı 29303 akçedir.

Muradiye camiinin restorasyonu ise ol-dukça uzun bir maziye sahiptir. İlk defa 1 9 4 6 - 4 8 yılları arasında Vakıflar U m u m M ü d ü r ü Fahrettin K İ P E R z a m a n ı n d a ema-neten restore edilmeye başlanılmıştır. 1948 den sonra Vakıflar U m u m Müdürlüğüne ge-len H a k k ı Kâmil Beşe zamanında, restorede suiistimal olduğu iddia edilmiş ve o n a r ı m a müfettişlikçe el konmuştur. Aşağı yukarı 5 - 6 yıl kadar restore işi tahkikat sebebiyle durmuştur. Araya giren bu kadar uzun bir zaman dolayısiyle yapılan eski işlerin bir kısmı tabiî âmillerden dolayı zarar görmüş-tür. Manisa'nın en güzel ve kıymetli eserinin bu şekilde muattal kalmış olması M a -nisalılar için de ayrıca bir üzüntü kaynağı olmuştur. U z u n bir z a m a n devam eden tahkikat yıllarından sonra neticede hiçbir suistimal olmadığı meydana çıkmış ve zan altında bulunanlar beraat etmişlerdir. Bun-dan sonra U m u m M ü d ü r Orhan Ç A P Ç I zamanında yeniden restorasyona başlanıl-mış ve restore Yüksek M i m a r Süreyya Y Ü C E L ' e verilmiştir. Yeniden başlanılan restorasyonda caminin cephesindeki yontma taş işleri yeniden yapılmış ve iki minare tehlike arzettiğinden yıkılarak yeniden inşa edilmiştir. Caminin iç kısmındaki yarıda kalan kalem işleri t a m a m l a n m ı ş ve döşeme-ler de yenilenmiştir. Caminin üst örtüsünü kaplıyan kurşun işleri de yenilenmiştir. Çalışmalar sırasında avlunun ihata duvar-ları yenilenmiş ve bu arada avlunun orta-sına devrine uygun olarak bir de şadırvan yapılmıştır. Şadırvan beyaz mermerden, ince narin sütunlar ile ahenkli baklavalı başlık-lara sahiptir. Caminin batı ve doğu taraf-larında hariçte m e r m e r sütun üzerine ahşap

ve üstü kurşun kaplamalı iki sundurma da camie bitişik olarak yeniden inşa edilmiş-tir. Bu arada caminin külliyesi de ele alı-narak onarılmıştır. Bugün Manisa arkeoloji müzesi olarak kullanılan medresenin cephe-sindeki kefeki taşları da t a m a m e n yenilen-miş ve avlusuna da m e r m e r bir şadırvan yapılmıştır.

Restorasyonun devamı sırasında cami-nin avlu girişinde bir W. C. yapmak arzusu bir kısım halk tarafından istenmişse de bu

B İ B L İ O G R A F Y A :

P R O G R E S DANS L A C O N S T R U C

-T İ O N D E L A MAISON

E C O N O M İ O U E

Yazan : G. V I N A C C I A

Bir vakitler, F r a n s a ' d a ucuz fakat düşük kaliteli binaların, gelişigüzel denemelerle yapılması yüzünden, diğer kötü sonuçlarla birlikte, böyle ucuz yapılara rağbet edil-memesi neticesi de doğmuştu.

Bugün de. bu tarz yapılara tam olarak itimat edildiği söylenemez. D u n o d kitabevi tarafından yayımlanan bu eser, küçük fakat ekonomik lojman inşaatını güven verici bir d u r u m a getirmek amacıyla hazırlanmıştır. Kitapta, alınması gereken tedbirler, sakınıl-ması icabeden hatalar ve başarı için gerekli teknik şartlar incelenmiş, sosyal olduğu ka-dar şahsî ve manevî huzuru tatmin imkân-ları aranmış ve bunlar, büyük kitlelerin isti-fadesini hedef tutan inşaatçılara açıklan-mıştır.

Belediyeleri ve resmî daireleri olduğu kadar mühendis ve mimarları da ilgilendi-ren bu eserde, özellikle pratikte faydalı ol-mak amacı güdülmüş ve inşaat tekniğinde ihtisası olmıyanların da istifadesine imkân verilmiştir. H e r sınıf halk için, sade ve ucuz lojman temini konusu ile ilgili herkese fay-dalı olabilecek bilgiler, böylece bu eserde bir araya toplanmış bulunmaktadır. Tavsiye ederiz. D U N O D kitabevi, 92 rue B o n a p a r t e -P A R İ S 6 eme. 116 sahife 24 x 32, 43 şekil, 1964. Fiatı: 24 N F .

N U O V E F O R M E

D İ V İ L L E E C A S E T T E A. P A N D İ S C İ A Neşreden : Vitali e Ghianda

Casa Editrice

Via alla Ghiesa, della Maddalena Cenova — İtalie

istek caminin estetik görünüşünü bozduğun-dan yerine getirilmemiştir. F a k a t restorasyon nihayete erdikten sonra Vakıflar İdaresi, ne yazık ki bu arzuya boyun eğmiş ve bura-da basit bir W. C. yapılmasına müsaade et-miştir.

Manisanın bu en güzel camiinin haricî görünüşü bu şekilde kısmen zedelenmiş-tir. Caminin sanat değerini gölgeliyen bu inşaatın Vakıflar İdaresince ortadan kaldı-rılması temenniye şayandır.

Yazar, kitapta dağ, deniz ve göl ke-narlarında yapılacak küçük evler ve villâ-lar için yeni düşünüş ve şekillerde tanzim ettiği birçok projeleri takdim etmektedir.

Kitap küçük ev ve villâlar için fikir alınabilecek bir değerdedir.

Z O N G U L D A K B Ö L G E S İ

ÖN P L Â N I

Les travaııx de planification regional de Zonguldak

Yayınlayan : İmar ve İskân Bakanlığı Bölge Plânlama Dairesi İmar ve İskân Bakanlığı Plânlama ve İmar Genel Müdürlüğü tarafından Doğu M a r m a r a bölgesi ön plânından sonra, «Zon-guldak Bölgesi ön plânı» hazırlanarak kitap halinde yayınlanmıştır.

5 yıllık kalkınma plânına, bölge plân-larının o bölgenin tarım, endüstri, ekonomi, sosyal düzen ve şehirleşme meselelerinde da-ha derinlere inmesi, dada-ha detaylı çalışma-ları ihtiva etmesi itibariyle, yardımcı ve aydınlatıcı olacakları muhakkaktır. Kitap-taki izahlara göre. plân 1 9 6 0 - 1980 yılları arasındaki yirmi yıllık dönemi kapsamakta ve,

— N ü f u s artışı ile kalkınma hızı ara-sında denge kurmak

— Bölgenin alt yapısını kalkınma plânı hedefine göre geliştirmek — Gelir farklarını denkleştirmek — Yatırımlardan en yüksek randımanı

sağlamak

— T a r ı m dışı iş imkânlarını araştırmak — Resmî ve özel sektör arasındaki

den-geyi k u r m a k gibi ilkeleri ihtiva et-mektedir.

İmar ve İskân Bakanlığının Zonguldak için yaptığı bu mühim çalışmanın, bölgenin meselelerine ışık tutacağına inanmaktayız.

Referanslar

Benzer Belgeler

Cami derslerinde karşılaşılan iletişim engellerine dair cemaat tarafından cami içi ve cami bağlantılı diğer etkinliklerde pek nadir rastladığımız bir öz

İhsan bisikletin parasını, bisiklete binmeyi, keçileri düşünüyordu ama bugün Hatice Bacı -komşuları ona hep öyle seslenirlerdi- için sıradan bir gündü.... Her zamanki

Mukaddemede - sûret-i tahrîriyyesi nazm-ı garbi yolundadır- demekten maksadım bunun - hisâbü'l-benâna mutâbık sırf Türkçe şiir olmasıyle berâber- Fransızcada bi'l-farz

Ancak bir zamanlar, Karamanoğulları gibi büyük bir beyliğin merkezi olan bu cazip şehir yakın senelere kadar tarih, sa- nat, folklor, hülâsa bütün maddî ve manevî

Tarihi Kadife Ka- lenin eteğinde, meyilli bir terasta, kurulmuş olan bu muazzam antik abidenin topraktan tamamile temiz- lenmesi çok büyük masrafa mütevakkıf olduğundan

İskenderun limanının geçen seneler zarfında kesbi ehemmiyet etmesi Devlet Limanları İşletmesi tarafından burada bir çok yeni tesisatın kurulmasını icabettirmiş ve bu

[r]

Londra merkezli BBC News 24 Temmuz 2020 tarihli haberinde Ayasofya ile ilgili “Former Istanbul museum welcomes Muslim worshippers” (Eski İstanbul müzesi, Müslümanları