• Sonuç bulunamadı

U. İ. A. ŞEHİRCİLİK KOMİTESİ BAŞKANI A. GUTTON'UN KONUŞMALARI HAKKINDA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "U. İ. A. ŞEHİRCİLİK KOMİTESİ BAŞKANI A. GUTTON'UN KONUŞMALARI HAKKINDA"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

U. İ. A. Ş E H İ R C İ L İ K K O M İ T E S İ B A Ş K A N I

A. G U T T O N ' U N K O N U Ş M A L A R I H A K K I N D A

Mimar: Turgut CANSEVER (G.S.A.)

Türkiye'de son on senedir geliştiğini memnunlukla müşahede edilen bir faaliyet •şeklinin ilmî ve beynelmilel kongreler

ter-tibi olduğu muhakkaktır.

Değişik sahaların meselelerini ele alan bu beynelmilel toplantılarda mimarlık ve şehircilik sahalarını alâkadar edenleri he-nüz tertiplenmemiş bulunuyor.

Mimarlıkta ve şehircilikte beynelmilel temasları başlatmamış olmamız, bu saha-larda ileri olmamızdan gelmiyor. Aksine çok derin bir gelişme ile asırlarca devam eden bir anane ile teşekkül etmiş Osmanlı şehir ve yapı telâkkisinin ve böyle bir me-deniyet çağının en harikulade eserlerinin tahribine razı olunan son 100 sene zarfında bu meselelerin önemini bile idrakten âciz bir d u r u m d a bulunduğumuzu öğrenmemiz gerekiyor. «Kültür» karşılığı «Medenî» ke-limesini kullanıyoruz. Bu bile şehrin bizim için ne kadar büyük bir önemi olduğunu gösterirken son 100 senedir şehir ve şehri yapan unsurlar olarak yapı ve mimarî, kendi kendine olan, herkesin yapabileceği hiç de ehemmiyet verilmeyen değmez bir şey addedilmektedir.

Bu d u r u m bir dereceye kadar her memlekette olduğu gibi, mimarlık ve şehir-cilikle ilgililerin ve idarî otoriteleri çevrele-yen teknik zümrelerin mesleklerine bağlı olmak yerine mevkilerine ve kazançlarına bağlı olmaları ile daha da vahimleşmiş iken, U. İ. A. Şehircilik Komitesinin Tür-kiye'de bir h a f t a süren bir toplantı yapma-sını bu sahanın insanları pek tabiî olarak sevinçle karşıladılar.

Türkiye'de kültür meseleleri üzerinde ve bilhassa şehircilik ve mimarlık mesele-lerinde bilgisi ve inançları ancak «Complex» lerle dolu teknisyenlerin ve geçmiş ve bütün eksikleri ortaya çıkmış garp örneklerine körü körüne hayranlık şeklinde beliren ic-raata en geniş ölçüde tesirli olanların, şe-hir ve mimarlık meselelerini tanımalarına imkân vereceği ümidi Ü. İ. A. Komitesinin İstanbul'da toplanmasının eşsiz bir hâdise addedilmesi için kâfi idi.

Bu nevi gelişmemiş şartlar içinde bir ziyaretin ve birkaç doğru sözün d u r u m u

değiştireceğini u m m a k elbette ki boştur. Ni-tekim Ü. İ. A. Şehircilik Komitesi toplantı-ları da ancak pek u f a k bir teknisyen zümre-si tarafından takip edilebildi ve görüşülen en önemli konular ilgili mesul zümrelere bile tam bir şekilde ulaşamadı.

Ü. İ. A. Şehircilik Komitesi üyelerin-den Prof. Skibniewski, Prof. Von Eesteren, Prof. Zaslowsky ve Prof. Piccinato'nun kon-feranslarını bu büyük insanların ortaya koy-dukları realiteleri ve meslekî meseleleri Türkiye'nin teknisyenlerine ve mesullerine ulaştırmak için en kısa bir şekilde naklet-meyi vazife saymıştık. Bu yazımızda da Ü. İ. A. Şehircilik Komitesi Başkanı A. G u t t o n ' u n konuşmalarından bahsetmek is-tiyoruz.

A. Gutton'un bir haftalık müzakereler sırasında, ayrıca konferansçı olarak dinle-mek fırsatı olmadı. Ancak gerek Komisyon adına gerekse şahsı adına yaptığı muhtelif konuşmalar ve ikazların bilinmesi Türkiye için birinci derecede ehemmiyetli olacaktır.

A. Gutton'un İ. T. Ü. de tertiplenen toplantıda yaptığı konuşma, ismi altında F o -r u m De-rgisinde yayınlanan yazı, kendile-ri- kendileri-nin muhtelif yerlerde ifade ettikleri ana fikirlerden birçoğunu ihtiva ediyor. Zannı-mıza göre de bu yazı İ. T. Ü. de yapılan bir toplantıdaki konuşmayı değil, d a h a zi-yade İstanbul Belediye Başkanının, Komi-te üyelerine verdiği yemekKomi-teki görüşmeleri aksettiriyor. Ayrıca kendisi Ü. I. A. Komi-tesi Türkiye kolu Başkanlığına tevdi ede-ceği bir yazıda da bu konuları ele alaca-ğını bize ifade etmişti.

Andre G u t t o n konuşmalarında birbi-rinden çok önemli sayısız ikazda bulundu.

Sahip olduğumuz kültür eserlerinin kıymeti hakkındaki ikazı ve bu hususta yaptığı açıklamaları en evvel ele alalım.

A. Gutton, İstanbul'u en harikulâde bir şehir yapan kıymetlerin Türkiye'de mesul mevkilerde bulunan kimselerce ve mesul teknisyenlerce sanıldığı ve kabul edildiği gibi, yalnız büyük âbideler olmadığına ıs-rarla işaret etti.

Büyük âbidelerle şehrin münasebeti hu-susunda T ü r k Kültürünün insanlığa

kazan-dırdığı en harikulâde başarı sayılan ahşap ve kârgir yapı münasebeti hakkında, dün-ya sanat tarihi literatüründe sahifelerle ve ciltlerle yazı mevcutken, A. G u t t o n ' u n söz-lerinin önemli sayılmaması gerekir. Bu ika-za hususî bir değer kaika-zandıran husus ise sanat eserinin çevresi ile beraber ehemmi-yeti haiz1, olduğu realitesinin yirminci asır

Türkiyesinde henüz bilinmemesidir. Ayrıca Osmanlı - T ü r k sivil mimarîsinin ne derin bir kültür mahsulü olduğunu anlayacak bir seviyede yetişmemiş kimselerin, basit m a d d î konfor çözümleri karşısında h a y r a n kalan-larla ve kültür konularına yabancıların her bakımdan sakat olduğu bugün açıkça bili-nen ondokuzuncu asrın G a r p şehirlerine T ü r k şehirlerini de benzetmek hususundaki , fanatik davranışlarının yarattığı tahribat d a A. G u t t o n ' u n açıklamasını en faydalı bir ikaz seviyesine yükseltiyor.

T ü r k mahallelerini eski püskü mezbe-leler sayanlar, kıravat takınca medenî ol-duğunu sanan ve sanat kıymeti ile eskiliği birbirinden ayıramıyanlardır. Bir sanat ese-rinin eskimesine, bakımsız kalmasına sebep olanların mesul tutulması gerekirken, eski-liği sanat eserinin ortadan kaldırılması için sebep gösteren bu zihniyet karşısında A. G u t t o n ' u n müdahalesinin önemi belirir.

A. Gutton'un bu husustaki ikazının de-rin şuuruna bütün görüşmeler sırasında defaatla şahit olduk.

Değişik 'kültürlerin dünyada eşine rast-lanmaz bir zenginlikle bir araya geldiği İstanbul'da «bu medeniyet âsarını hüsnü m u h a f a z a imtiyazına sahip bulunduğumuz» hususunda ağır bir ikaz olarak A n d r e Gut-ton'un cümlesinin hatırlanması, unutulma-ması gerekir.

Ayrıca neslimizin geçiciliğini nazarı itibara alan ve bugün yaşayan kimseler ola-rak bizlere ait mesuliyeti ve bu imtiyazın muvakkatliğini düşünürsek A. Gutton'un ikazının ehemmiyet ölçüsü daha iyi ortaya çıkar.

Bu ikaza m u h a t a p olmak bile ağır bir vaziyettir. Geçmiş medeniyetlere değer ver-diğini hepimizin çok iyi bildiği milletimize reva görülmüş bulunan ithamları haklı

(2)

çıka-racak davranışlara son 50 senedir bol, bol yer verilmiş olduğunu hatırlayıp, hareket tarzımızı değiştirmemiz gerekeceğini anla-m a k zaanla-manı çoktan gelanla-miştir.

Andre Gutton konuşmasında hiçbir sebep, bir eski eserin, bir sanat eserinin yok edilmesini veya yer değiştirmesini meşru kılmaz diyor. Bu realitenin en kaba bir şe-kilde mesul T ü r k teknisyenlerince defalarla nasıl inkâr edildiğini ve sayısız eski eserin yok edildiğini heyet âzalarının ikazları kar-şısında utanarak hatırladık ve gördük.

Büyük âbideleri çevreleyen iki katlı ahşap mahalleleri, dar sokakların Süleyma-niyeye kıymetini veren en esaslı unsur ol-duğu hakikatini bilmeyenlere duyurmak fır-satını verdiği için A. Gutton'a müteşekkir olmak gerekir.

Burada bu eski mahallelerin yalnızca büyük âbidelere kıymet kazandıran bir unsur olarak değil de, aynı z a m a n d a kendi başlarına da son derecede büyük bir sa-nat ve şehircilik kıymeti taşıdıklarını da ilâ-ve edelim. A. Gutton, İstanbul gezisi bo-yunca bu yapıların iklime intibak, topograf-yaya u y u ş ve «echelle» ölçü mükemmeli-yeti hususunda kanaatini defalarca ifade etti. Ve bilhassa yapı ölçüsü ((echelle) me-selesinde İstanbul'un en geniş bir itinaya ve her fedakârlığa lâyık olduğunu ısrarla gösterdi.

«Echelle» i (mikyası = ölçüyü) bozan yapılar olarak Belediye Sarayı ve İstanbul Üniversitesi yapılarını, T a r a b y a Otelini, Beylerbeyi Sarayı civarındaki yeni Askerî tesisleri ve Boğaz sırtlarında Cihangir'de, Beyoğlundaki yapıları gösterdi.

Bu ikazlar karşısında bir t a r a f t a n Ne-batat Enstitüsünün fazla katlarını yıkarken diğer taraftan U n k a p a n ı n d a 6 - 7 katlı b ü r o binalarına, Fatihte Cerrahpaşa'da altı katlı apartman bloklarına, Fındıklı'da ve Boğaz sırtlarında 1 0 - 1 5 katlı bloklara müsaade edilmesini de içinde bulunduğumuz tezat-ları gösteren bir örnek olarak hatırladık.

A. Gutton'un bu konuşmalarını tekrar ederek eski hataları samimiyetle tashih et-mek isteyenlere, samimiyetle, benzer yeni hatalar yapmamaları için ikazda bulunmayı vazife saydık.

A. Gutton'un tarihî saha ve Şehir Zon-ning meseleleri ile ilgili olarak ortaya koy-duğu en m ü h i m konu da İstanbul yarımada-sının kullanış esası idi.

A. Gutton tarihî şehrin turizme ve kültür fonksiyonlarına tahsisini zarurî gö-ren beyanını bu sahada değil, sanayi tica-ret fonksiyonlarının gelişmesinin bile son derecede zararlı olacağı hususundaki rea-liteyi açıklamakla tamamladı.

A. G u t t o n ' u n İstanbul Yarımadasının müzelere, kütüphanelere, pittoresk tarihî Çarşı etrafında kuyumculuk gibi ve benzeri el sanatlarını icra edenlerin ve bu kıymetli eşya ticaretini yapanların faaliyetine ve is-kânına tahsis edilmesi gerekli hususundaki kanaatini nazarı itibara almak gerektiğini ifade edelim.

İstanbul'u her gün biraz daha fazla sa-nayi sahası, ticaret sahası, kesif iskân böl-gesi ve trafik arterlerinin geçitleri telâkki ederek yürütülen plânlama zihniyetinin ve son 100 senedir, şehre bu kadar zarar ikâ etmiş telâkkinin değiştirilmesi gerektiği de artık bilinmelidir.

İstanbul Üniversitesinin 5 asırlık tarihi ve son olarak da T ı p Fakültesinin tarihî şehre asır başında tekrar nakli göz önünde tutulursa A. Gutton'un apaçık bir realiteyi tekabbül eden bu teklifinin bir ana prensip olarak kabul edilmesi için yalnızca başla-mış birkaç hatalı işi geri almak cesaret ve samimiyetinden başka hiçbir şeye de ihtiyaç olmıyacaktır.

Amsterdam şehrinin park için aldığı sa-haya muadil bir sahanın İstanbul'da Üniver-site ve turizme tahsisinin çok büyük bir fe-ragat gerektirmediği de aşikârdır.

Andre G u t t o n ' u n üzerinde durduğu di-ğer bir önemli husus da plânlama çalışma-larının metodla ve organizasyon meseleleri ve plânlama ve tatbikat için zarurî hukukî mesnetler ile ilgiliydi.

Bu konu üzerinde bütün Ü . İ. A. tem-silcilerinin de uzun uzun durduklarını zik-retmiş ve bu düşüncelerin ana hatlarını ev-velki yazımızda vermiştik.

A. G u t t o n ' u n da şehir hayatının sos-yal, kültürel ve ekonomik temellerini dü-zenlemeyi hedef tutmaya veya bu yönde alınması gerekli tedbirleri nazarı itibara al-mayan ve yol çizmekle iktifa eden 19 uncu asır şehir ıslah ameliyelerinin kifayetsizliğine ve fena tesirlerine işaret ettiğini zikredelim. Son 50 senedir İstanbul'da yapılan şe-hir plânlama çalışmalarını da yalnızca bu çerçeve içinde kaldığı malûm bulunduğuna göre A. Gutton'un bu ikazında d a istifade etmemizin m ü m k ü n olduğu görülüyor. Tür-kiye'de şehir plânlamasında kullanılan esas-lardan birisinin de şehirlerin müstakbel nü-fuslarını tâyin etmek için kullanılan iptidaî bazı ç a r p m a ve bölme gibi hesap ameliye-lerine inhisar eden bir tahmin şekli olduğu malûmdur.

Bu usulle müstakbel n ü f u s u hakkında tahminlerde bulunulan şehirlerde hiç birisi-nin bu tahminlere göre gelişmediğini de biliyoruz. Yapılan plânların böylece her bir-kaç senede bir değişmeğe maruz kalmaları

şehir gelişmesini sevk ve tanzimde plânları tesirsiz hale getirmiş bulunuyor. İmar plân-larının bizzat hayatın gelişmesine uyama-ması ve gelişmeyi tanzimden uzak kaluyama-ması yanında bu p l â n l a n keyfe göre değiştirmek de âdeta âdet haline getirmiş bulunuyor.

Andre Gutton'un üzerinde durduğu bir konu da plânların gelişmeyi kontrol edecek bir ölçüde ve ciddiyetle hazırlanması ile plânların bugünkü kolaylıkla tadil edil-memesi hususlarını teşkil ediyordu.

Bu iki düşünceyi sayın A. Gutton a) Şehir plânlaması en az bir bölge plânına dayanarak yapılabileceğine göre, İstanbul şehir plânlamasından evvel bölgeye şâmil bir plân çalışmasının yapılması gerekir. b) Bölge ve şehir plânı bir kanunla kabul edilip kimse tarafından değiştirilmemelidir. Şeklinde ifade ettiler.

Bu iki nokta da pek tabiî hususlar ol-makla beraber bizim için büyük bir önem taşıyorlar.

Şehir plânlarının elde revizyonlu ve halihazır d u r u m u gösterir haritalar bulun-m a d a n şehrin bulun-muhtelif sosyal, kültürel, ik-tisadî meseleleri ele alınmadan hazırlan-m a k t a olduğu ve ancak son iki senedir Prof. Piccinato'nun müdahaleleri ile bu sahada u f a k b i r ' a d ı m atıldığı m a l û m d u r .

Sosyal ve kültürel tesislerin, çalışma yerlerinin iskân sahalarının, organizasyo-n u organizasyo-n d a organizasyo-n başka bir iş olmıyaorganizasyo-n şehir plâorganizasyo-nlaorganizasyo-n- plânlan-masın! sanat eserlerini y ı k m a k tabiat kıy-metlerini yok etmek ve iskân sahalarını taciz etmek pahasına yol geçirmek şeklinde anlayan ve bu anlayışından senelerdir en u f a k bir değişme yapmayan teknisyenlere son on senedir anlatılamıyan bu hususların bugün de anlatılamamış bulunduğunu T ü r k mesul makamlarının Ü . İ. A. Şehircilik Ko-mitesi üyelerinden ve Başkan A n d r e Gut-ton'un ağzından duymaları geç bile olsa memnunlukla karşılanacak bir neticedir.

Bu arada, plânlama sahasının genişle-tilmesi yanında plânlamanın metod bakı-mından tamamlığmı feda etmemek gereke-ceğini ve bölgeye şâmil meselelerle ilgili organların ayrı, ayrı plân çalışmaları yü-rütmelerinin de neticeye ulaşmayı zorlaş-tıracağı A. Gutton tarafından belirtildi.

Karayolları, limanlar, denizyolları ve sair önemli tesislerin birbirinden ve bil-hassa şehri alâkadar eden meselelerden ha-bersiz olarak tesis iedilmesi şeklinde de-v a m eden bir asırlık tatbikatın zararlarına ve hatalarına da böylece işaret edilmiş oldu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Because the sample kept at constant temperature during flash sintering, power dissipation values and specimen temperature values are very close to each other

Eğer seçilim fenotipik dağılımın her iki ucundaki bireylere karşı orta fenotipi tercih ediyorsa NORMALIZING ya da STABILIZING SELECTİON oluşur.(Burada eğri daha

Şehİri yukarıda saydığımız veçhelerden, teker teker müıtalea eden plân ve iihsaî bilgilerin şehircilik mesaisi bakılmamdan ne kadar kıymetlii olduğunu i- zaha

Türk mimarları içinde, tradisyonel mi- marî araştırmaları ile daima ön safta gelen arka- daşımızın bu eserini yaratırken, eski pür Türk us- lusundan ziyade bir Türk

Bina yapılacak A arsanın iki tarafındada normel yûkseklıkden yüksek bina var- sa A bınasıda başka bir mahzur yoksa bunlardan daha az yüksek olanın yük- sekliğine

La femme qui vend des articles dans son magasin.

Eussiez-vous eu, d'ailleurs, I'invention qu'il faut Pour pouvoir là, devant ces nobles galeries, Me servir toutes ces folles plaisanteries, Que vous n'en eussiez pas articulé le

[r]