• Sonuç bulunamadı

ZEYTİNBURNU KÜLTÜR VADİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ZEYTİNBURNU KÜLTÜR VADİSİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ZEYTİNBURNU KÜLTÜR VADİSİ

(2)

nsanların toplu olarak yaşamaya başladığı zamanlardan beri var olan ve- rem, Avrupa’da ölümcül şekilde yayılırken, Osmanlı İmparatorluğu’nun da korkulu hastalıklarından biriydi. Hatta saraya kadar girmiş, II. Mah- mud’un annesi Nakşıdil Sultan, Sultan II. Mahmud ve Sultan Abdülmecid’in yaşamlarının son bulmasına neden olmuştu. Sultan Abdülmecid 39 yaşında ve- remden öldüğünde 18 kadınının dokuzu vereme yakalanmıştı. Bunlar arasında Sultan II. Abdülhamid’in annesi Tirimüjgân, Sultan Vahideddin’in annesi Gülüs- tü de vardı. Saraydaki zayıf bünyeliler ile veremliler, havası iyi gelir düşüncesiy- le Uludağ-Kadıyaylası’na gönderilirdi. II. Mahmud hastalığının son devresinde Çamlıca’ya gitmişti.

Osmanlı Devleti’nde verem, 19. yüzyılın son on yılından itibaren, bu hastalığın orduda yayılmaması için neler yapılması gerektiğinin soruşturulmasıyla günde- me geldi. Yerlere tükürmenin yasaklanması ve umumî yerlere tükürük hokkaları koyulması bu konuyla mücadelenin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Gıda mad- deleri üretip satan esnafın sağlık bakımından denetlenerek veremlilerin mes- leklerinden men edilmesi, süt veren hayvanların muayeneye tabi tutulması gibi tedbirlerle hastalığın yayılması önlenmeye çalışıldı.

Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında “Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti”

kurulmuş (20 Nisan 1918) fakat İstanbul’un işgali üzerine dernek ve dispanseri çalışamaz hale gelmişti (1920).1

MAVROKORDATO HASTANESİ’NDEN YEDİKULE VEREM HASTANESİ’NE 1904 yılında İstanbul’un tanınmış bankerlerinden Teodor Mavrokordato, Lond- ra’da ölen kardeşi Nikola Mavrokordato adına Balıklı Rum Hastanesi’ne “verem illetine müptela olanların tedavisine mahsus” bir yer yapılması için para ba- ğışlamıştı. Önce hastane bahçesindeki 35 dönümlük alana sekiz pavyon yaptı- rılması ve çevresine de bin metre uzunluğunda ve üç metre yüksekliğinde bir duvar örülmesi planlandı. Her biri 2.600 altına mal olacak pavyonlardan 1.252 m2 üzerine inşa edilecek iki pavyonun masrafı Mavrokordato ailesinin bağışıyla

1 Nuran Yıldırım ve Mahmut Gürgan, Türk Göğüs Hastalıkları Tarihi, ed. Muzaffer Metintaş, Türk Toraks Derneği, Aves Yayıncılık, İstanbul, 2012, s.

13-14, 35-36.

İstanbul Yedikule

Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

N U R A N YI L D I R I M

nsanların toplu olarak yaşamaya başladığı zamanlardan beri var olan ve- rem, Avrupa’da ölümcül şekilde yayılırken, Osmanlı İmparatorluğu’nun da korkulu hastalıklarından biriydi. Hatta saraya kadar girmiş, II. Mah- mud’un annesi Nakşıdil Sultan, Sultan II. Mahmud ve Sultan Abdülmecid’in yaşamlarının son bulmasına neden olmuştu. Sultan Abdülmecid 39 yaşında ve- remden öldüğünde 18 kadınının dokuzu vereme yakalanmıştı. Bunlar arasında Sultan II. Abdülhamid’in annesi Tirimüjgân, Sultan Vahideddin’in annesi Gülüs- tü de vardı. Saraydaki zayıf bünyeliler ile veremliler, havası iyi gelir düşüncesiy- le Uludağ-Kadıyaylası’na gönderilirdi. II. Mahmud hastalığının son devresinde Çamlıca’ya gitmişti.

Osmanlı Devleti’nde verem, 19. yüzyılın son on yılından itibaren, bu hastalığın orduda yayılmaması için neler yapılması gerektiğinin soruşturulmasıyla günde- me geldi. Yerlere tükürmenin yasaklanması ve umumî yerlere tükürük hokkaları koyulması bu konuyla mücadelenin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Gıda mad- deleri üretip satan esnafın sağlık bakımından denetlenerek veremlilerin mes- leklerinden men edilmesi, süt veren hayvanların muayeneye tabi tutulması gibi tedbirlerle hastalığın yayılması önlenmeye çalışıldı.

Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında “Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti”

kurulmuş (20 Nisan 1918) fakat İstanbul’un işgali üzerine dernek ve dispanseri çalışamaz hale gelmişti (1920).1

MAVROKORDATO HASTANESİ’NDEN YEDİKULE VEREM HASTANESİ’NE 1904 yılında İstanbul’un tanınmış bankerlerinden Teodor Mavrokordato, Lond- ra’da ölen kardeşi Nikola Mavrokordato adına Balıklı Rum Hastanesi’ne “verem illetine müptela olanların tedavisine mahsus” bir yer yapılması için para ba- ğışlamıştı. Önce hastane bahçesindeki 35 dönümlük alana sekiz pavyon yaptı- rılması ve çevresine de bin metre uzunluğunda ve üç metre yüksekliğinde bir duvar örülmesi planlandı. Her biri 2.600 altına mal olacak pavyonlardan 1.252 m2 üzerine inşa edilecek iki pavyonun masrafı Mavrokordato ailesinin bağışıyla

1 Nuran Yıldırım ve Mahmut Gürgan, Türk Göğüs Hastalıkları Tarihi, ed. Muzaffer Metintaş, Türk Toraks Derneği, Aves Yayıncılık, İstanbul, 2012, s.

13-14, 35-36.

İstanbul Yedikule

Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

N U R A N YI L D I R I M

(3)

ZEYTİNBURNU KÜLTÜR VADİSİ

karşılanacaktı. Şura-yı Devlet Mülkiye Dairesi’nin 21 Nisan 1905 günlü maz- batasıyla verdiği onay üzerine 5 Mayıs 1905 tarihinde bu iki pavyonun yapımı için irade çıktı. Ertesi yıl kalan altı dairenin yapımı için izin istendi. Bu altı dairenin toplam maliyeti olan 14.500 lira Mavrokordato kardeşlerden Todoraki ve Pandelaki tarafından ödenecekti. Yapılan incelemede, binaların yapımında bir sakınca görülmeyince, cebren para toplama yoluna gidilmemesi şartıyla 16 Haziran 1906 tarihli irade ile inşaata izin verildi.2

Verem ve diğer bulaşıcı hastalıkların tedavi edildiği bu pavyonlar, “Mavrokordato Hastanesi” adıyla anılmaya başlandı. Mavrokordato Hastanesi’nin beş pavyonu, Birinci Dünya Savaşı yıllarında (1914-1918) kışla olarak kullanıldı. 20 Kasım 1918’de İstanbul’da hizmete giren Yunan Kızılhaçı bu binalara yerleştirdiği 350 yatağa hasta kabul etmeye başladı. Savaş bitince “Yakındoğu Yardım Vakfı/Near East Relief”, Mavrokordato Hastanesi’nin iki binasını iki yıllığına kiralayıp bura- da 1 Temmuz 1920 günü, İstanbul’daki azınlıkların tüberkülozlu çocukları için Near East Relief Tüberkülozlu Çocuklar Hastanesi’ni açtı. Kurtuluş Savaşı’nın ardından yeniden Rum Hastanesi’ne bağlanan Mavrokordato Hastanesi’nin üç pavyonu, İkinci Dünya Savaşı seferberliğinde muhtemel bir savaşa karşı hazır- lanan seyyar hastaneler ile sıhhiye bölüklerinden İstanbul’a sevk edilen zayıf ve verem şüpheli hastaların tedavisi için orduya verildi. 1940’ta bu üç pavyonda Yedikule Askeri Hastanesi adıyla 200 yataklı bir hastane açıldı. Seferberlik sona erince Rum Hastanesi mütevelli heyetinin isteği üzerine pavyonlar boşaltıldı, hasta askerler Selimiye Kışlası’na nakledildi (1948).

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ülkede en çok görülen hastalıklardan biri de veremdi. İstanbul’da tüberkülozdan ölenlerin sayısı diğer bulaşıcı hastalık-

2 CDA. DH. MKT. 1095/2, 5 CA. 1324 [27 Haziran 1906].

(4)

YEDİKULE GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ / NURAN YILDIRIM

lardan ölenlerin beş katına ulaşmıştı. Dr. Behçet S. Uz’un girişimiyle, ilk verem mücadele derneği olan İzmir Veremle Mücadele Cemiyet-i Hayriyesi kuruldu (1923). Bunu Heybeliada Sanatoryumu (1924) ile çeşitli yerlerde açılan dispan- serler izledi. 1949’da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın girişimiyle toplanan

“Verem İstişare Komisyonu” ile savaşa hız verildi. Komisyon yurt geneline yayılan bir savaş programı hazırladı. Dernekler-bakanlık işbirliği ile genişleyen mücade- le bütün yurda yayıldı. Bu kapsamda Mavrokordato Hastanesi’nin altı pavyonu Balıklı Rum Vakfı’ndan kiralandı.3

Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı 1949 yılının son aylarında Mavrokordato Hastanesi’ne ait pavyonlarda 300 yataklı Yedikule Verem Hastanesi’ni faaliyete geçirdi. Başlangıçta bir tecrithane olarak kullanılan hastane, zamanla modern araç gereçlerle donatılarak tam teşekküllü bir göğüs hastalıkları hastanesine dönüştürüldü. 1959’da Ortadoğu’nun tek tüberküloz menenjit çocuk servisi- ne sahip olan hastanede 110 yataklı bir kadınlar pavyonu, üç erkek servisi ve modern bir ameliyathane bulunuyordu. İyileşmeye yüz tutmuş kadın ve erkek hastalara biçki, dikiş, nakış, radyo, bobinaj, elektrik, marangozluk, matbaacılık ve daktilo dersleri verilmekte, hayatlarını kazanmalarını sağlayacak meslekler edindirilmekteydi. Okul çağına gelen çocuklara da okuma yazma öğretilerek emsallerinden geri kalmamaları sağlanıyordu.4

1963 yılında yeni bir bina eklenen hastane 1970’te özel dal eğitim hastanesi olmuş ve o zamandan beri, göğüs hastalıkları ile göğüs cerrahisi alanlarında 300’ün üzerinde uzman hekim yetiştirmiştir.

3 Yıldırım ve Gürgan, age., s.

50, 122-124.

4 Türkiye Sağlık Rehberi (Tesisler), ed. Hakkı Edremitli, haz. Mazhar Önad-Fuad Muhasiboğlu, İstanbul, 1959, s.173-174.

(5)

ZEYTİNBURNU KÜLTÜR VADİSİ

1980’de bünyesinde Göğüs Cerrahi Merkezi kurulan hastane “Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi ve Göğüs Cerrahi Merkezi” adını aldı ve giderek gelişti.

1985’te kadro yatak sayısı 620, fiili yatak sayısı 431’di. Sekiz servise ilaveten ampiem, astım, çocuk göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi servisleri dahil top- lam 12 servisle verem dışı akciğer hastalarına da hizmet vermekteydi. Aynı yıl poliklinikte 13.228 hasta muayene edilmiş, 3.334 kişi taburcu olmuş, 199 kişi de vefat etmişti. 49 küçük, 129 orta, 162 büyük olmak üzere 340 ameliyat yapıl- mıştı. Kan merkezi de bulunan hastanede en çok görülen hastalıklar tüberküloz, akciğer kanserleri, KOAH, akciğerin suppuratif hastalıkları ile akciğer kistleriy- di. 16 uzman doktor, 13 asistan doktor, bir diş hekimi, beş eczacı, 83 hemşire, 215 yardımcı hizmetli ve iki şoför kurumda hizmet vermekteydi.5

2002 yılında hastanede numaralarıyla anılan sekiz servis, hem Mavrokordato Hastanesi olarak kullanılmış pavyonlarda hem de hazineye ait parsel üzerine yapılan ek binalarda hizmet vermekteydi. Bunlardan 1. servisin kadın bölümünü Ataköy Rotary Kulübü yaptırmıştı. Üç servisin ve mescit, hemşire lojmanı, kre- şin bulunduğu üç bina Semiha Şakir tarafından yaptırılıp bağışlanmıştı (1984).

Modern çamaşırhane de bağışlarla faaliyete geçirilmişti. Yeni binalardan birinde 5. ve 6. erkek servisleri faaliyet göstermekteydi. 1., 2. ve 3. cerrahi servisleri ise Mavrokordato Hastanesi’ne ait tarihî bina ile buraya geçişi olan ve Başhekim Dr.

Orhan Taşçı zamanında (1994) yapılan yeni binada hizmet vermekteydi. Bunlar dışında, 7. servis ve 8. servis binalarıyla, idare ve acil servis binaları modern

5 İstanbul Tabip Odası, İstanbul Tıp Kataloğu 86/87, s. 45.

(6)

YEDİKULE GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ / NURAN YILDIRIM

sistemlerle donatılmış ama tarihî dokusu bozulmamış mekânlardaydı. Ayrıca biyokimya ve mikrobiyoloji laboratuvarlarına ait iki küçük bina ile müstakil ve modern bir mutfak vardı. Bu sekiz servis yanında cerrahi göğüs hastalıklarına ait üç servis ve bir de acil serviste, 391 yatakla hizmet verilmekteydi. Hastanede 37 göğüs hastalıkları uzmanı, 66 asistan, 13 göğüs cerrahı, 1 kardiyovasküler cerrah, 1 çocuk hastalıkları uzmanı, 6 pratisyen hekim, 4 diş hekimi, 2 eczacı, 4 anestezi uzmanı, 2 patolog, 2 bakteriyolog, 1 biyokimya uzmanı, 2 psikiyat- rist, 90 hemşire, 36 ebe hemşire çalışmaktaydı. 8.846 kişi yataklı tedavi gör- müş, 378 büyük ameliyat, 234 orta ameliyat ve 246 küçük ameliyat yapılmıştı.6 2002 YILINDA EN ÇOK GÖRÜLEN HASTALIKLAR

Erkek Kadın

Tüberküloz 1402 (39 ölüm) 144 (8 ölüm)

Trakea, bronş 1178 (61 ölüm) 100 (6 ölüm)

ve akciğer kanserleri

Pnömöni 208 (116 ölüm) 80 (9 ölüm)

KOAH 1993(47 ölüm) 750 (9 ölüm)

Diğer solunum sistemi

hastalıkları (yaralanma 119 (6 ölüm) 43 (1 ölüm) ve trafik kazaları)

Spontan pnömöni toraks 259 (ölüm yok) 24 (ölüm yok)

Akciğer plörezi 119 (3 ölüm) 64 (1 ölüm)

6 Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstatistik Birimi Sorumlusu Hatice Erdem ile 2002’de yapılan görüşme.

(7)

ZEYTİNBURNU KÜLTÜR VADİSİ

(8)

YEDİKULE GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ / NURAN YILDIRIM

Hastane 2005 yılında İSO 9001/2000 uluslararası kalite belgesi almıştır. 2011 yılında faaliyete geçen 200 yataklı yeni binasında akciğer nakli ünitesi, kemo- terapi ünitesi ve cerrahi yoğun bakım ünitesi hizmete girmiş, daha sonra da ileri teknolojiyle donatılmış laboratuvarlar, solunumsal yoğun bakım ünitesi, pulmoner rehabilitasyon ünitesi ve ileri bronkoskopi üniteleri açılmıştır (2015).

Verem hastanesi olarak faaliyete geçmiş olan hastane, günümüzde çok az sayıda tüberkülozlu hastaya hizmet vermekte olup daha çok akciğer ve göğüs kafe- sindeki diğer organların hastalıkları için çözüm merkezidir. 2018’de yaklaşık olarak 363.605 poliklinik hizmeti verilmiş, 6.165 bronkoskopi ve 4.525 ame- liyat yapılmış olup, 11.333 yataklı tedavi hizmetiyle hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın en büyük göğüs hastanesi konumundadır.

Zeytinburnu’nda çamlarla kaplı 60 dönümlük bahçesi, tarihi günümüze bağ- layan eski ve modern binalarıyla, 406 yatakla Türkiye’nin dört bir tarafından gelen hastalara kucak açan hastane günümüzde şu birimlerde hizmet vermek- tedir: algoloji, çocuk sağlığı ve hastalıkları, fizik tedavi ve rehabilitasyon, genel cerrahi, göğüs cerrahisi, göğüs hastalıkları, iç hastalıkları, immünoloji ve alerji hastalıkları, kalp ve damar cerrahisi, kardiyoloji, kulak burun boğaz hastalıkla- rı, nöroloji, radyasyon onkolojisi, psikiyatri.

Hastanede engelli bireyler için gerekli düzenlemeler yapılmış, özel bir poliklinik odası ve özel ihtiyaçlara cevap verebilecek araç gereç temin edilmiştir. Görme engellilere ayrılan özel asansörde Braille Alfabesi ile katları belirten sistem bu- lunmaktadır. Engelli bireylere sağlık hizmeti sunacak personele yılda iki kez hiz- met içi eğitim verilmektedir. Hasta kayıtta çalışan personel, işitme engellilerle iletişim kurabilmek amacıyla eğitim almıştır.

Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık turizmi için seçilen hastanede her yılın mayıs ayı son cumasına tekabül eden Yedikule Günü’nde bilimsel ve sosyal etkinlikler düzenlenmektedir.7

7 http://yedikulegogus.saglik.

gov.tr/TR,18114/tarihcemiz.

html; http://yedikulegogus.

saglik.gov.tr/TR,18121/hizmet- verdigimiz-bolumbranslar.html, Erişim: 5 Haziran 2018.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Ülkemizde verem mücadelesi, 243 Verem Savaşı Dispanseri, 22 Bölge Tüberküloz Laboratuvarı, 4’ü Çok İlaca Dirençli Tüberküloz (ÇİD-TB) Referans Merkezi, 22

Because the sample kept at constant temperature during flash sintering, power dissipation values and specimen temperature values are very close to each other

Eserlerinden belli başlıcaları şunlardır: Taksim Belediye Gazinosu, Florya Bele- diye Gazinosu, Kadıköy Halkevi, Divan Oteli, Emlâk ve Kredi Bankası Kalamış O- teli

kındaki kendi prensiplerini izah eylemiş, bu müna- sebetle bir taraftan A v r u p a d a şehircilik hususunda hüküm süren muhtelif millî nazariyeleri ve diğer ta-

Ако инструкциите за експлоатация, обслужване или монтаж не се съблюдават, ако се извършат промени на продуктите, ако се подменят части или се използват

dünya sinema klasikleri YILLIK TU R K SİNEM ASI toplu gösterisi.. PROGRAM,DERGİ,BROŞÜR GİBİ TÜRK FİL m ” ş 1Vİ YAYINLARI ADRESLERİNE ÜC ­ RETSİZ

Fahrülnisa Zeid, İstanbul’u son ziyareti sırasında, yeğeni seramik sanatçısı Füreyya'nın evinde, Paris 'deki resim sergisinin afişiyle birlikte.. Fahrülnisa Zeid, ait

madığı bir anda ummadığı bir tarzda delen sanatçı, di­ zide kanto söylemiyor ama. Turgay Noyan'ın onun