• Sonuç bulunamadı

Cengiz Dac

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cengiz Dac"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Yayınları: 211 Türk Uygarlığı AraĢtırma ve Uygulama Merkezi: 15

ТҤРК ЭЛДЕРИНИН

ТАРЫХЫНДАГЫ

ДАҢАЗАЛУУ ИНСАНДАР

TÜRK TARĠHĠNDEN

SEÇME ġAHSĠYETLER

Бишкек/BiĢkek-2017

(2)

УДК 94(100-87) ББК 63.3

T 92

Bu çalıĢma KTMÜ Türk Uygarlığı AraĢtırma ve Uygulama Merkezi‘nin 2015.SBE.06 kodlu Türk Tarihinden Seçme ġahsiyetler adlı projesi olarak hazırlanıp yayımlanmıĢtır.

Türk Tarihinden Seçme ġahsiyetler, Editör: Fahri UNAN, Cengiz BUYAR, BiĢkek 2017.

T92 Тҥрк элдеринин тарыхындагы даңазалуу инсандар. Türk Tari-hinden Seçme ġahsiyetler –Б.: КТМУ. 2017 – 478 б.

ISBN 978-9967-31-584-6

Bu çalıĢmada Türk dünyasında yaptığı faaliyetlerle tarihe iz bırakmıĢ Ģahsiyet-lerden seçilenlerinin hayatları, eserleri, faaliyetleri hakkında bilgi verilmektedir. Türk tarihinin mühim Ģahsiyetlerini tanıtma amaçlı bütün Türk dünyasını kap-sayacak Ģekilde bir çalıĢma planlanmıĢtır.

T 0503000000-16 УДК 94(100-87)

ББК 63.3

(3)

ĠÇĠNDEKĠLER TAKDĠM ... 3 ÖNSÖZ ... 6 ĠÇĠNDEKĠLER ... 8 METE / MOTUN (M.Ö. 209-M.Ö. 174) ... 10 OĞUZ KAĞAN (…? - …?) ... 21 ATTĠLA (434-453) ... 30 BĠLGE KAĞAN (683-734) ... 36

ĠMÂM-I ÂZAM EBÛ HANÎFE (699-767) ... 43

ĠMÂM BUHÂRÎ (810–869) ... 52 ĠMÂM MÂTURÎDÎ (852/853 – 944) ... 58 FÂRÂBÎ (871/72-950) ... 66 САТУК БУГРА-ХАН (…?-955) ... 75 ĠBN SÎNÂ (980-1037) ... 80 KÂġGARLI MAHMÛD (1008-1105) ... 88 ĠMÂM SERAHSÎ (1009-1090) ... 93 ЖУСУП БАЛАСАГЫН (1017-1019-1077) ... 98 SULTAN ALPARSLAN (1029/1032-1072) ... 109 I. KILIÇARSLAN (?-1107) ... 117

ZEMAHġERÎ, FAHR-I HÂREZM (1075-1144) ... 125

HOCA AHMED YESEVÎ – PÎR-Ġ TÜRKĠSTAN (?-1166/67) ... 131

MEVLÂNÂ CELÂLEDDÎN-Ġ RÛMÎ (1207-1273) ... 140

HACI BEKTAġ-I VELÎ (1209-1271) ... 148

YÛNUS EMRE (1240/41-1320/21) ... 155

FÂTĠH SULTAN MEHMED (1432-1481) ... 162

EMÎR TĠMUR GÜREGEN (1336-1405) ... 170

ASAN KAYGI (1330-1450) ... 182

УЛУГБЕК (МУХАММАД ТАРАГАЙ) (1393 - 1449) ... 188

ALĠ KUġÇU (?-1474) ... 194

NĠZÂMÜ‘D-DÎN ALĠ ġÎR NEVÂYÎ (1441-1501) ... 201

YAVUZ SULTAN SELĠM HAN (1470-1520) ... 215

(4)

Türk Tarihinden Seçme ġahsiyetler 9

BARBAROS HAYREDDĠN PAġA (1473-1546) ... 239

PÎRÎ REĠS (1465/70–1553) ... 247

KĀNÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN (1494-1566) ... 256

ġEYHÜLĠSLÂM EBUSSUÛD EFENDĠ (1490-1574) ... 264

MÎMÂR SĠNÂN (1489-1588) ... 270

EBÜLGĀZĠ BAHADIR HAN (1603-1663) ... 277

KÂTĠP ÇELEBĠ (1609-1657) ... 287

EVLĠYÂ ÇELEBĠ (1611-1682) ... 292

ABILAY HAN (1771-1781) ... 300

MAHDUMKULU (MAGTIMGULI) (1733 ? - 1783 ?)... 307

AHMED CEVDET PAġA (1822-1895) ... 313

ĠSMÂĠL BEY GASPIRALI (1851-1914) ... 320

ZĠYÂ GÖKALP (1876-1924) ... 327

ЮСУФ АКЧУРА (1876-1935) ... 335

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (1881-1938) ... 346

MEHMED ÂKĠF ERSOY (1873 - 1936) ... 364 MUSTAFA ÇOKAY (1890-1941) ... 373 МУСТАФА ЧОКАЙ (1890-1941) ... 381 DEDE KORKUT (…?-…?)... 390 ЭРЕНАК БEK (…? - …?) ... 398 БАРСБЕК КАГАН (…?-…?) ... 409 СЫДЫКОВ ОСМОНААЛЫ (1879-1942) ... 419 БЕЛЕК СОЛТОНОЕВ (1878-1938) ... 429 АБДРАХМАНОВ (1901-1938) ... 438 ЖУСУП ИМАНАЛЫ АЙДАРБЕКОВ (1884-1938) ... 450 ЧЫҢГЫЗ АЙТМАТОВ (1928-2008) ... 458 CENGĠZ DAĞCI (1919-2011) ... 468

(5)

CENGĠZ DAĞCI

(1919-2011)

Kırımlı bir Tatar Türkü olan Cengiz Dağ-cı, Gurzuf‘ta doğdu. 22 Eylül 2011 tarihinde Londra‘da vefat etti. Türkiye‘nin giriĢimleriyle, kendisinden on üç yıl önce vefat eden eĢi Regina Hanım‘ın yanına defnedilmek yerine, ayrıldık-tan sonra bir daha dönmediği vaayrıldık-tanı Kırım‘da KızıltaĢ (Krasnokamenka) köyünde 2 Ekim‘de toprağa verildi.

Âilesi

Babası kendi toprağını ekip biçen Emir Hüseyin Efendi, annesi Gurzuflu Emir Salih‘in kızı Fatma Hanım‘dır. Cengiz Dağcı, âilenin sekiz çocuğunun dördüncüsü olarak dünyaya geldi. Çocukluğu KızıltaĢ köyünde geçti. Kı-rım‘da tüm topraklar devlete devredilip de kendi toprağında çalıĢan köylüler devlet adına çalıĢmak zorunda bırakılınca direniĢ baĢladı ve bu direniĢi sürgün-ler takip etti. Artık toprak üretim aracı olarak ideolojinin hizmetine girmiĢti.

Sürgün edilenlerin içinde Cengiz Dağcı‘nın babası da vardı. Onların çoğu geri dönemedi, ama Dağcı‘nın babası bir süre sonra serbest bırakıldı ve memle-keti KızıltaĢ‘a geri dönmeyip Akmescit‘e yerleĢti. SavaĢ baĢlayınca memleke-tinden ayrılmak durumunda kalan Dağcı, Eylül 1942‘de izin alarak Kırım‘a gitti. Akmescit‘teki âilesini ve Gurzuf‘u ziyaret edip bir hafta sonra geri döndü. Dağcı bir daha Kırım‘ı ve âilesini göremeyecekti, hatta âilesinden uzun yıllar haber alamayacak, 1944‘te sürgüne gönderilen anne ve babasının sürgündeyken öldüklerini çok sonra öğrenecekti. Yedi kardeĢinden ise sadece üçü 90‘lı yıllarla baĢlayan geri dönüĢ hareketiyle Kırım‘a dönebilecek, diğerleri sürgünde kaybo-lacaktı.

SavaĢ sırasında VarĢova‘da Regina Barbara Kleszko isimli Polonyalı kız-la tanıĢtı ve bu kızkız-la Avusturya‘da bir mülteci kampında evlendi.

Prof. Dr. Gülden SAĞOL YÜKSAKKAYA tarafından yazıldı (Kırgızistan-Türkiye Ma-nas Üniversitesi, Edebiyat Fükeltesi Türkoloji Bölümü).

(6)

Türk Tarihinden Seçme ġahsiyetler 469

Eğitimi

Ailesi KızıltaĢ‘a taĢınan Cengiz Dağcı, ilkokulu 1931 yılında burada bi-tirdi. Aynı yıl tutuklanarak sürgüne gönderilen babası serbest bırakıldığında KızıltaĢ‘a dönmeyip Akmescit‘te çalıĢmaya baĢlayınca Cengiz de onun yanına gitti ve On Ġkinci Numune Mektebini ve On Üçüncü Tam Ortaokulunu bitirdi.

1938‘de Akmescit Pedagoji Enstitüsü Tarih Bölümüne girdi. Ancak II. Dünya SavaĢı çıkınca 1940 yılının sonlarında askere alındı, Odessa‘daki subay okuluna gönderildi ve 1941 yılının ortalarında tank teğmeni olarak Ukrayna cephesinde savaĢa katıldı. Aynı yıl Almanlara esir düĢtü ve Almanlar tarafından önce Ukrayna Kirovograd‘daki esir kampına gönderildi, ardından da binlerce esirle birlikte Cehennem Kapısı olarak anılan Uman Kampına sürüldü. 1942‘de Almanlar, kamplarda bulunan esirleri milliyetlerine göre ayırmaya baĢlayınca Dağcı, Türk esirlerden oluĢan Türkistan Lejyonuna katılmak üzere VarĢova‘ya getirildi. Burada yaklaĢık iki aylık bir eğitimden sonra subay oldu.

Meslek Hayatı

Ġlk Ģiirleri, 1936 yılında On Üçüncü Tam Ortaokulunda öğrenim görürken

Gençlik Mecmuası‘nda yayımlandı. O dönemlerde Nevai‘nin iki Ģiirini de Kırım

Türkçesine çevirdi. Tarih Bölümü öğrencisiyken bir yandan da gazetelerde

ça-lıĢmaya baĢladı, Ģiir yazmaya devam ediyordu ve artık Kırım‘da genç bir Ģair olarak tanınıyordu. Fakat sosyalist rejimin aydınları onu Ģiirlerinin temasından dolayı Sovyet gerçeklerinden habersiz olmakla ve mutlu Sovyet insanları ara-sında yer almamakla suçladılar. Bir dostunun isteği üzerine Sosyalizmin öğreti-lerine uygun bir Ģiir de kaleme aldı.

1939‘da Yangın adlı hikâyesini kaleme aldı. Dağcı‘nın Ģiirlerini de oku-muĢ olan Ģair Ziyaeddin Cavtöbeli, bu romanı okuyunca ona Ģiir değil de hikâye yazması tavsiyesinde bulundu.

1955 yılında ―ArkadaĢım Maksut‖ adlı uzun hikâyesini yayımlanması için birkaç yayınevine gönderdi. Varlık Yayınevinin sahibi YaĢar Nabi Nayır, Dağcı ile iletiĢime geçerek bu hikâyenin bir kitap için kısa olduğunu söyleyince Dağcı, basıma hazır bir romanını ona gönderdi.

II. Dünya SavaĢı çıkıncaya kadar Kırım‘da yaĢayan Dağcı, 1940 yılının sonlarında askere alındı, 1941‘de esir düĢünce çeĢitli esir kamplarına gönderildi ve sonunda Ġngiltere‘ye yerleĢti. Ġngiltere‘de lokantacılık yaparak geçimini sağ-ladı. Bir yandan eserlerini kaleme alırken bir yandan da ağır iĢlerde çalıĢmak zorunda kaldı. 1953‘te Fulham Road‘da üç katlı bir ev alarak bu evin alt katını lokanta olarak iĢletmeye baĢladı. 1974 yılında ise eĢiyle birlikte buradan ayrılıp Londra‘da Wimbledon yakınlarındaki Southfields‘e yerleĢti ve orada da altı yıl lokanta iĢletti.

Dili

(7)

470 Түрк элдеринин тарыхындагы даңазалуу инсандар

gönderdiği, ancak yayınevinde hacmi sebebiyle iki ayrı roman olarak basılan

Korkunç Yıllar ile Yurdunu Kaybeden Adam romanlarının redaksiyonu Ziya

Osman Saba tarafından yapıldı. Kırım‘dayken bile Türkiye Türkçesiyle yazılan roman, dergi ve gazeteleri okuyan, Ömer Seyfettin‘in hikâyelerinin dilinden çok etkilenen Dağcı‘nın sonraki romanlarında redaksiyona gerek kalmadı.

Benim durumumda yurt dediğin gerçekten dilden baĢka bir Ģey değildir. Bugüne dek düĢünce özgürlüğümü koruyabildiysem dille koruyabilmiĢimdir; yurdumun toprağı, dağı, bağı, denizi, çiçeği, böceği, insanıyla yaĢayabildiysem, dille yaĢayabilmiĢimdir. Dilini umursamayan, özellikle yabancı bir ortamda dilini yitiren bir insan, dilden fazla bir Ģey yitirir. Yurdu ve insanları pörsüye pörsüye, ağara ağara, dönmemecesine silinip gider onun gözlerinden ve yüre-ğinden. Gene de bir insan olarak yaĢayabilir belki ama o artık kendi yurdunun insanı olamaz; içinde yaĢadığı, dilini benimseyip kabul ettiği yabancı milletin insanı da olamaz. (Yansılar, II, s. 74.)

Edebi kiĢiliği

Basılan ilk romanı olan Korkunç Yıllar, Dağcı‘nın sanat anlayıĢının ilk iz-lerini taĢır. O, Kırım‘ın ve Kırımlıların dramını duyurduğu bu eserini, yaĢanan trajedinin unutulmaması için kutsal bir görevi yerine getirir gibi yazar. Romanın baĢkarakteri Sadık Turan, büyük ölçüde Dağcı‘nın yaĢadıklarından yarattığı bir karakterdi. Dağcı, tezli roman sayılabilecek tarzını, roman tekniği açısından basit bir kurgu ve açık, düz bir anlatımla gerçekleĢtirdi. Ġkinci romanı Yurdunu

Kaybeden Adam ise bu romanın devamı niteliğindedir. BaĢ karakter yine Sadık

Turan‘dır, ama Sadık Turan artık Alman ordusunun bir subayıdır. Cengiz Dağcı bu romanda, Sadık Turan‘ın yurdundan kopmasını, âilesiyle vedalaĢmasını ve yaĢadığı buhranları çarpıcı bir biçimde anlattı. Her iki roman da otobiyografik özellikler göstermektedir.

Kırım Türkleri I. Dünya SavaĢı‘nın ardından Alman iĢgalinden kurtularak bir süre rahat bir nefes aldılar, ama Mayıs 1944‘te Stalin, Kırım Türklerini Al-manlarla iĢbirliği yapmakla suçlayarak sürgüne gönderdi. Trenler günlerce yak-laĢık üç yüz bin Kırım Türkünü taĢıdı. Trenlerdeki Kırımlıların yarısı son dura-ğa gelmeden öldü. Dağcı‘nın âilesi de sürülenler arasındaydı.

Hatıralar‘ında bu trajedinin sadece kendi âilesine değil, her Kırımlı

âile-nin baĢına geldiğini yazan Cengiz Dağcı, bir daha Kırım‘ı ve âilesini göremeye-cek, hatta uzun yıllar onlardan haber bile alamayacaktı.

1958 yılında basılan üçüncü romanı Onlar da Ġnsandı, Türk dünyası ede-biyatlarının en büyük birkaç romanından biridir. Anneme Mektuplar adlı roma-nında ise Ģair, olağanüstü bir lirizme ulaĢmıĢtır. 1988 senesinde kaleme aldığı bu roman, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın romanı seçildi. Türk insanı-nın Kırım‘a karĢı duyduğu hassasiyeti gösteren bu ödül, Dağcı‘insanı-nın yüreğinde hissettiği yalnızlık hissini az da olsa dindirdi.

(8)

ol-Türk Tarihinden Seçme ġahsiyetler 471

masına rağmen Londra‘da günlük olaylar üzerine kaleme aldığı birkaç roman dıĢında yazdığı romanların tamamı Kırım üzerinedir. Onun misyonu, Kırım Türklerinin dramını dile getirmek ve gelecek kuĢaklara aktarmaktır. Kırım Türklerinin zorla vatanlarından koparılarak baĢka topraklara sürülmelerine, evlerinden, vatanlarından koparılmalarına, bilmedikleri yerleri yurt tutmak zo-runda kalmalarına, aydınlarının öldürülmesine Ģahit olan Cengiz Dağcı‘nın eser-lerinde toprak, var olmanın en önemli Ģartlarından biridir, kutsaldır, anadır, kültürdür, tarihtir, gelecektir. Dağcı için Kırım, kültürel anlamda varlığının biçimlendiği yerdir. Ġlk nefesini Kırım‘da almıĢ, âilesi, akrabaları, yakınlarıyla orada yaĢamıĢ, orada ağlamıĢ, orada gülmüĢ, orada dünyayı tanımıĢtır. Kırım Türklerine uygulanan zulmü duygulu, hüzünlü, insanın yüreğini yakan bir üs-lupla kaleme alan Dağcı‘nın bütün eserleri, ata toprağına bağlılığın hangi anla-ma geldiğini ve toprağa neden bağlananla-mak gerektiğini vurgulayan önemli metin-lerdir. Kırım Türklerinin vatanlarına dönüĢlerini de anlatan Cengiz Dağcı eser-lerinde yurtlarını eleser-lerinde tutmak için zorlu bir mücadeleyi seçen insanların erdemli tavırlarını anlattı. Türk okurunu Kırım‘dan ve Kırım‘da yaĢanan büyük insanlık dramından haberdar etme konusunda hiçbir Kırımlı Cengiz Dağcı kadar etkili olmadı. O, sahipsiz kalan, zulüm gören, katledilen Kırım Türklüğünün sesini, Türkiye‘ye ve tüm dünyaya duyurmayı baĢardı. Ancak Cengiz Dağcı‘nın Rus Ģovenizmine yönelik tespitleri bazı edebî çevrelerin hoĢuna gitmedi ve eser-leri görmezden gelindi. Hâlbuki romanlarında birtakım kurgu unsurlar bulunsa da anlattıkları tamamen yaĢanmıĢtı ve gerçekti.

Edebiyat sahasında gurbet teması çok iĢlenen bir konu olmakla birlikte Cengiz Dağcı, Rus esaretini ve zulmünü en ağırından yaĢayan bir Kırım Tür-küydü. Yakınlarının ve bütün halkının zorunlu bir göçe tâbi tutulduklarını gö-ren, hayatını, yaĢadıklarını, yaĢananları anlatan Dağcı, gurbeti eserlerinde bir baĢka iĢledi.

Eserleri

Cengiz Dağcı‘nın yayımlanmıĢ ve yayımlanmamıĢ çok sayıda hikâyesi ve Ģiiri vardır. AĢağıda sadece kitapları listelenmiĢtir.

Korkunç Yıllar, Ġstanbul, 1956; Yurdunu Kaybeden Adam, Ġstanbul, 1957; Onlar da Ġnsandı, Ġstanbul, 1958; Ölüm ve Korku Günleri, Ġstanbul, 1962; O Topraklar Bizimdi, Ġstanbul, 1966; DönüĢ, Ġstanbul, 1968; Genç Temuçin,

tanbul, 1969; Badem Dalına Asılı Bebekler, Ġstanbul, 1970; ÜĢüyen Sokak, Ġs-tanbul, 1972; Anneme Mektuplar, ĠsĠs-tanbul, 1988; Benim Gibi Biri, ĠsĠs-tanbul, 1988; Yansılar 1, Ġstanbul, 1988 -Yansılar 2, Ġstanbul, 1990 - Yansılar 3, Ġstan-bul, 1991 -Yansılar 4, ĠstanĠstan-bul, 1993 -Ben ve Ġçimdeki Ben 5, ĠstanĠstan-bul, 1994 (Bu eserler, Cengiz Dağcı‘nın hayatını, duygu ve notlarını, Kırım‘a ve geçmiĢe olan hasretini içerir.); YoldaĢlar, Ġstanbul, 1992; Ölüm ve Korku Günleri, Ġstanbul, 1995; Biz Beraber Geçtik Bu Yolu, Ġstanbul, 1996; Haluk‘un Defterinden

(9)

(Yaza-472 Түрк элдеринин тарыхындагы даңазалуу инсандар

rın kendi kaleminden hatıralarını içeren bu kitap, Yunus Kandım tarafından Kırım Tatarcasına aktarılmıĢtır: Hatıralarda Çıngız Dağcı: Yazıcının Kendi

Kaleminen, Simferopol, 2000. Yunus Kandım, Dağcı‘nın birkaç romanını da

Kırım Tatarcasına aktararak Yıldız Dergisinde yayımlattı.); Bay Markus

Bur-ton‘un Köpeği, Ġstanbul, 1998; Bay John Marple‘ın Son Yolculuğu, Ġstanbul,

1998; DönüĢ, Ġstanbul, 2000; Regina, Ġstanbul, 2000; Oy, Markus, Oy!, Ġstanbul, 2000; Onlar da Ġnsandı, Ġstanbul, 2004; Ġhtiyar SavaĢçı, Ġstanbul, 2005;

Rüya-larda: Ana ve Küçük Alimcan, Ġstanbul, 2006.

TRT tarafından 2011 yılında yönetmenliğini Zafer Karatay‘ın, metin ya-zarlığını Zafer Karatay ile Ġsa Kocakaplan‘ın yaptığı Cengiz Dağcı belgeseli çekildi.

2014 yılında yazarın Korkunç Yıllar ve Yurdunu Kaybeden Adam roman-ları birleĢtirilerek Kırımlı adıyla Burak Cem Arlıer yönetmenliğinde sinemaya aktarıldı. Zaten yazarın tek roman olarak kaleme aldığı bu romanlar, yayımcının isteği ile ikiye bölünerek yayımlanmıĢtı. Dağcı‘nın hayatı ve eserleri üzerinde doktora, yüksek lisans ve lisans tezleri yapıldı.

KAYNAKÇA

ÇETĠN. Mustafa, ―Cengi Dağcı Bibliyografyası 1: Eserleri‖,

2009http://www.cengizdagci.org/tr/cengiz-dagci-bibliyografyasi-2009-1-eserleri-deneme-surumu-dr-mustafa-cetin (eriĢim tarihi: 08.01.2016).

_________, ―Cengi Dağcı Bibliyografyası 2: Hakkında Yazılanlar‖, 2009 http://www.cengizdagci.org/tr/cengiz-dagci-bibliyografyasi-2009-2-hakkinda-yazilanlar-deneme-surumu-dr-mustafa-cetin (eriĢim tarihi: 08.01.2016).

ÇONOĞLU, Salim, ―Cengiz Dağcının Romanlarında Ata Mirası Toprağa Bağlılık‖, Karadeniz, Yıl: 4, Sayı: 13, 2012, 11-25.

KOCAKAPLAN, Ġsa, Kırım‘dan Londra‘ya Cengiz Dağcı, Damla yayınları, Ġstanbul, 1998. ġAHĠN, Ġbrahim, Cengiz Dağcı‘nın Hayatı ve Eserleri, Kültür Bakanlığı yayınları, Ankara, 1996.

Referanslar

Benzer Belgeler

As a part of the admission assessment the primary nurse determines the nursing orders based on the signs, symptoms, diagnoses, and expected outcomes, then decides the interventions

1950 sonrası, Nâzım Hikmet’in şiiri ve yaşamı çevresindeki tabu ve efsanenin, belki de hiçbir çağdaşı için olmadığı kadar çelişkilerle, karşıtlıklarla, aynı

Geçen hafta Haşan Pulur Çeş­ me’den telefonla aradı: “Müzeyyen Senar’ın kasetini alıp mutlaka dinle, çok güzel olmuş” dedi.. Diski bu günlerde piyasaya

329 da, gene muallim Celâl beyin idare heyeti nez- dindeki mütemadi ısrarları neticesinde, Zühtü “ İzmir İttihat ve Terakki Mektebi „ musiki muallimliğine

Duygulanmasının soylulu­ ğu ile sonsuz derecede gelenek­ ten; şiirini kuruşu, görüntüleri­ ni seçişi, soylu ve yeni davranı­ şına karşın gününe, gününün

Therefore several body part measurements have been suggested as a surrogate for tracheal width for accurate ETT size prediction reported that epiphyseal transverse diameter of

o Annelerin doğum sonrası sürece yönelik eğitim ihtiyaçlarının olduğu, bu eğitimin daha fazla oranda bebek bakımına yönelik olduğu, verilecek eğitimin rutin sözel

fermuar açma/kapama çalışmaları, verilen çizimi ip kullanarak taklit etme, parmak boyası ile gökkuşağı çizme, kaşıkla pinpon topu taşıma, maşa ile kek servisi yapma