• Sonuç bulunamadı

Aydın Đli Nazilli Đlçesindeki Đncir Üretimine Küresel Isınmanın Etkileri O

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aydın Đli Nazilli Đlçesindeki Đncir Üretimine Küresel Isınmanın Etkileri O"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aydın Đli Nazilli Đlçesindeki Đncir Üretimine Küresel Isınmanın Etkileri

Oğuz AYDIN 1 Halil KIZILASLAN 2

Özet

Bu çalışma, Aydın- Nazilli bölgesindeki incir işletmelerinin küresel ısınma sonucunda incir üretim rekoltelerindeki etkilenmelerini araştırmak hedeflenmiştir. Bu bölgenin seçilmesinin amacı ,Türkiye genelindeki incir isletmeleri arasında yer alan bu işletmelerinin kapasite değerlerinin büyüklüğü ve sayısal açıdan ön sıralarda yer almasıdır.Bu amaçla, incir satın alan ve satış yapan ticari işletmelerin temsilcileri ve incir üretimi yapan işletme sahipleri ile yüz yüze görüşülerek anket çalışması yapılmıştır. Bu işletmelerin adresleri Nazilli Ticaret Odasından alınmıştır ayrıca Nazilli Tarım Đlçe Müdürlüğünden de yıllık incir üretim kapasitelerinin verileri temin edilmiş, bununla birlikte incir üretimi yapan işletmelerin hangi köylerde bulundukları üretim durumlarına ait bilgilerle işletme sahiplerine ait bilgiler alınmıştır. Meteoroloji Đşleri Nazilli Müdürlüğü’nden de yöreye ait son 5 yıla ait sıcaklık bilgileri,yağış değerleri temin edilmiştir. Bu değerlemelerle yöresel bazda sıcaklık değişimlerinin küçük çapta da olsa bir iklim değişikliği olup olmadığı tartışılmıştır.Yapılan çalışmalar sonucunda; yöredeki isletmelerin ölçekleri, ticari statüleri, belirlenmiştir. Đşletmelerin yıllık üretim kapasiteleri değerlendirilmiş , Ticaret Odası ve Tarım Đlçe Müdürlüğü verileri ile karşılaştırılmıştır.Bütün bu çalışmaların sonucunda yöresel olarak bir sıcaklık ve yağış farklılığının değişimi söz konusu olduğu belirlenmiştir.Elde edilen veriler son 5 yıldaki küresel sıcaklık ve yağış farklılığını kapsadığından dolayı incir üretim rekoltesi arasında bir paralellik olup olmadığına ilişkin veriler değerlendirilmiş ve sonuç kısmında da bu konu tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Aydın ,Nazilli, Küresel ısınma,Đncir ,Đncir Đşletmeleri .

Aydın Provınce Dıstrıct Nazıllı The Effects Of Global Warmıng In The Fıg Productıon Abstract

This study of Aydın-Nazilli business in fig,fig production yields as a result of global warming fort he purpose was to investigate the effects. The purpose of choosing this region, Turkey is among the upgrades in the fig processing capabilities for businesses of this size and numerical terms is taking place in the front row.For this purpose, buy and sell figs and fig representatives of the commercial business produced by the business owner survey was conducted by face to face. Of these companies addresses Nazilli Chamber of Commerce was taken from the well Nazilli Agricultural District Directorate of the annual fig production capacity data were obtained, however, fig production of the business which in the villages their production status information with the business owners information was obtained. Directorate of Meteorological Nazilli the last five years, belonging to the local temperature data, rainfall data were obtained. This value of temperature change regional basis, albeit on a small scale as to whether climate change was discussed. As a result of the work, the local scale enterprises, trade status, was determined. The annual production capacity of enterprises has been evaluated, County Chamber of Commerce and Agriculture Directorate and compared with data.

All results of these studies in the regional as a temperature and precipitation differences of change in question is belirlenmiştir.Elde the data from the last five years the global temperature and precipitation differences include, since fig production yields between the parallel, whether the data were evaluated and the results section, this issue was discussed.

Keywords: Aydın,Nazilli ,Global Warming ,Fig,Fig Farms 1.Giriş

Kuru incir, Türkiye geleneksel kuru meyve ihracatında önemli yere sahip tarımsal ürünlerimizden biridir. Đncirin anavatanı Türkiye olup, buradan Suriye, Filistin ve daha sonra da Ortadoğu üzerinden Çin ve Hindistan’a yayılmıştır (http://www.taris.com.tr).

Dünya kuru incir üretimi az sayıdaki ülkede ve sınırlı miktarlarda gerçekleştirilmektedir.

Türkiye, dünya’nın en önemli taze incir üretici ülkesi olmasının verdiği bir avantajla, kuru incir üretiminde ve ihracatında da lider ülke konumundadır. Türkiye, dünya taze incir üretiminin %

1 Adnan Menderes Üniversitesi , Nazilli Meslek Yüksekokulu, AYDIN

2Gaziosmanpaşa Üniversitesi , Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü,TOKAT

(2)

23,5’ini ve kuru incir üretiminin de % 51,6’ını karşılamaktadır. Türkiye’de, 9,1 milyonu meyve veren olmak üzere, toplam 10,2 milyon adet incir ağacı bulunmaktadır. Bu ağaçlardan elde edilen taze incir miktarı yılda ortalama 230-320 bin ton arasında değişmekte ve bu miktarın yaklaşık % 15- 20’ si kuru incir olarak değerlendirilmektedir.

Đncir, Akdeniz kıyılarının tipik meyvesidir. Yetişme açısından en uygun ekolojik koşulları Ege Bölgesindeki Büyük ve Küçük Menderes Havzalarında bulmuş, en fazla çeşit zenginliğini de bu bölgelerde göstermiştir. Özellikle Đzmir ve Aydın en önemli üretim bölgeleridir. Ege bölgesi dışında üretilen incirler mahallinde taze olarak tüketilirken, Ege Bölgesinde üretilen incirlerin büyük bölümü kurutularak değerlendirilmektedir.

Türkiye’de bir çok tür incir çeşidi yetiştirilmesine rağmen, özellikle “Sarı Lop” adı verilen incir çeşidi, büyüklüğü, tadı, etli oluşu, açık rengi ve yumuşak kabuğu ile dünyada kurutmaya en uygun türlerden birisi olarak nitelendirilmektedir. Bu incir çeşidinin ülkemizdeki en önemli üretim alanı, Ege bölgesi, özellikle de Đzmir ve Aydın civarıdır. Ülkemiz incir üretiminin % 90’ından fazlasını sarı lop çeşidi incirler oluşturmaktadır. Türkiye kuru incir ihracatı daha çok Ege bölgesinde yerleşmiş olup, bu firmalar kuru incirin yanı sıra kuru kayısı ve kuru üzüm ticareti ile de ilgilenmektedirler. Türkiye’de üretilen incirlerin yaklaşık % 15-20’ si ihracata konu olmaktadır.

Ayrıca, yurtiçi pazara bir miktar ithal incir de girmektedir. Başta Suriye ve Đran’dan temin ithal edilen kuru incirler aynı zamanda reexport amaçlı da ticarete konu olabilmektedirler. Yüksek kalori değeri, mineral maddeler ve besin maddeleri içeriğiyle gıda maddeleri arasında özel bir yeri olan kuru incirin çok çeşitli tüketim alanları mevcuttur. Kuru incir, uluslararası pazarlarda, çerezlik olarak tüketildiği gibi pasta imalatında, çeşitli yemeklerin yapımında, dilimlenmiş olarak ekmek imalatında, şekerli mâmüller imalatında ve meyve karışımlarında kullanılmaktadır. Kalitesi düşük olanlardan, pekmez, hurda incirlerden de etil alkol üretilmektedir. Etil alkolün üretimi esnasında ortaya çıkan incir çekirdekleri de boya, kozmetik ve ilaç sanayinde değerlendirilmektedir. Türkiye’de ve dünyada kuru incir tüketiminde, özellikle sağlıklı gıdalar pazarının hızlı gelişimine paralel olarak artan bir talep vardır. Yurtdışı pazarlarda Noel, yurt içinde de Ramazan dönemlerinde kuru incir talebinde belirgin artışlar görülmektedir(http://www.taris.com.tr).

Kuru incir, Türkiye'nin geleneksel ihraç ürünleri arasında ilk sıralarda bulunmaktadır. Dünya kuru incir üretiminin dörtte birini ve kuru incir dış ticaretinin yarıdan fazlasını Türkiye karşılamaktadır. Türkiye kuru incir üretiminin önemli bir bölümünü Aydın ili sağlamaktadır (Çizelge 1).

Çizelge 1. 2009 itibariyle Dünya incir üretim verileri *

Ülkeler Üretim

Miktarı(Ton)

Pay(%)

Türkiye 210,152 24,5

Mısır 262,307 30,6

Cezayir 63,883 7,6

Đran 88,000 10,4

Fas 61,606 7,3

Suriye 41,086 4,9

A.B.D 43,363 5,7

Đspanya 40,000 4,5

Tunus 22,000 2,3

Brezilya 23,225 2,5

Toplam 855,622 100

Kaynak : www.fao.org (*)Üretim verileri yaş incir için geçerlidir.

2. Materyal ve Yöntem

Nazilli Tarım Đlçe Müdürlüğü'nün kayıtlarından yola çıkılarak; Nazilli pazar için üretim yapan toplam 58 köy ve 3320 incir üreticisi olduğu belirlenmiştir(Anonim,2010a). Bu üreticilerden ağırlıklı olarak alınan 12 köyün toplam üretim alanına oranı %57 ,işletme sayılarına oranı %70 arazi sayılarına göre oranı ise %64 dür. Araştırma kapsamına alınacak üretici sayısının belirlenmesinde oransal örnekleme formülünden yararlanılmıştır. En yüksek örnek hacmine ulaşabilmek amacıyla, incir üreticisi olanların oranı %50 kabul edilmiştir. Bu yaklaşımla, Neyman yöntemi kullanılarak aşağıdaki formül yardımıyla %95 önem düzeyinde, %5 hata payı ile örnek hacmi saptanmıştır. Bu kapsamda 45 adet üretici belirlenmiş ve onlarla anket yapılmıştır.

(3)

Ayrıca, Nazilli Ticaret ve Sanayi Odası kayıtları esas alınarak işletmelerin son 5 yıllık işleme kapasiteleri gözden geçirilmiş,aynı zamanda bu şirket yetkilileri ile görüşülerek bilgi alınmıştır. Yine, Nazilli Đlçe Meteoroloji Müdürlüğü’yle görüşülerek son 5 yıla ait yağış ve sıcaklık ortalamaları hakkında bilgi alınmıştır. Sıcaklık ve yağış ay ve yıl ortalamaları değerlendirilmiş lokal çaplı küresel ısınma etkileşimi üzerinde durulmuştur. Son olarak, Aydın Erbeyli Đncir Araştırma Enstitüsü’nden bilgi ve materyal desteği alınmış, yetkili mühendislerle konu hakkında gerekli bilgi alışverişinin yapılması sağlanmıştır.

3. Dünya’da Küresel Đklim Değişikliği ve Tarım

Đklim değişikliği tartışmaları, uluslararası platformlarda 1990’lı yıllarda başlamış ve 2008 yılına gelindiğinde tarım, gıda, sanayi, turizm, sağlık gibi tüm alanların ortak gündem maddesi olmuştur. OECD, FAO, Dünya Bankası, IMF gibi kurumlar ve uluslararası örgütler konuyla ilgili pek çok çalışma yayınlamış, medya ise günlük haberlerle kamuoyunu bilgilendirmiştir. 2007 yılı Nobel barış ödülüne de iklim değişikliği konusundaki çabaları nedeniyle ABD eski başkan yardımcısı Al Gore ve IPCC (Hükümetler arası Đklim Değişikliği Paneli) layık görülmüştür.

Türkiye’de ise 2007 yılında, yağışların normal yıllardan %16 daha az, sıcaklıkların ise 1,5 °C fazla olması kuraklık, su kıtlığı, gıda fiyatlarındaki yükselmeler gibi sorunlara yol açmıştır. Bu gelişmeler, iklim değişikliğinin kamuoyunun gündeminde ön sıralarda yer almasına ve tüm kesimler tarafından fark edilmesine de neden olmuştur. Diğer yandan 2007 yılında yaşanan sorunlar geleceğimiz için bir gösterge olmuş ve kaygıları da artırmıştır( http://www.meteor.gov.tr). Ulusal ve uluslararası araştırma kurumlarının tahminlerine göre Türkiye, iklim değişikliğine en duyarlı bölgelerden birinde yer almaktadır (IPCC 2007, Anonim 2007).

Ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artışla birlikte, hidrolojik döngünün değişmesi, kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün azalması, deniz seviyesinin yükselmesi, şiddetli hava olaylarının sayısının ve şiddetinin artması, kuraklık, çölleşme, salgın hastalıklar ve zararlıların artması gibi, dünya ölçeğinde sosyoekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek önemli sonuçlarının olacağı beklenmektedir (IPCC 2007).

Atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazlarının iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini yani iklim değişikliğini önlemeyi amaçlayan en önemli uluslararası çabalar;

Birleşmiş Milletler Đklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (ĐDÇS) ve Kyoto Protokolüdür. 1992 yılında Rio’da Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda kabul edilen ve 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe ĐDÇS’ne, Türkiye 24 Mayıs 2004 tarihi itibariyle 189. ülke olarak taraf olmuştur. Kyoto protokolü ise 11 Aralık 1997 tarihinde Japonya’nın Kyoto kentinde imzalanmış, Türkiye henüz taraf olmamıştır, ancak katılmasının uygun bulunduğuna dair kanun tasarısı TBMM Başkanlığına 2008 yılında sunulmuştur.

Tarım doğaya bağlı olarak sürdürülen bir faaliyettir. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin bu özelliğini kaybetmesi de mümkün görünmemektedir. Bu nedenle ikimden etkilenen ve iklimi etkileyen rolü diğer sektörlerden daha fazladır. Tarımın iklim değişikliği ile ilişkisini; iklim değişikliğinden etkilenen, iklim değişikliğini etkileyen ve son yıllarda gelişen iklim değişikliğini azaltan olmak üzere üç grupta toplayabiliriz.

Đklim, tarımsal üretimin gerçekleşmesini sağlayan birinci faktördür. Bu nedenle sıcaklık, yağış ve atmosferdeki karbondioksit içeriğindeki değişmeler, ekstrem olayların tekrarı ve deniz seviyesindeki yükselmeler tarımı etkilemektedir. Bu etkiler kısaca şunlardır Sıcaklık, yağış, at- mosferdeki karbondioksit içeriği ve ekstrem olayların tekrarı bitkilerde verimi, hasat zamanını ve çayır ve meralar açısından otlatma verimini değiştirmektedir. Kuraklık yada aşırı yağışlar sık sık ve şiddetli şekilde gerçekleştiğinde tarımsal kayıplar artmaktadır. Üretim miktarındaki bu değişiklikler maliyetleri etkilemektedir.Bitki için sıcaklık ve yağış yanında, toprağın nemi, nem depolama kapasitesi ve toprak verimliliği önemlidir. Toprak nemindeki kayıplar sıcaklıktaki artışla ortaya çıkmaktadır ve herhangi bir sıcaklık artışında topraktaki su seviyesini sabit tutmak için sulama yapılabilmekte, ancak sıcaklık nedeniyle buharlaşmanın fazla olması bu dengeleme işlemini zorlaştırmaktadır. Ayrıca sıcaklık toprağın mikrobiyal bileşimini arttırmakta, böylece topraktaki besin elementleri negatif olarak etkilenebilmektedir. Hayvansal üretim iklim değişikliklerinden doğrudan yada dolaylı olarak etkilenmektedir.Hayvansal üretim miktarındaki değişiklikler maliyet- leri de etkilemektedir.Sıcaklıktaki artış buharlaşmayı artırmakta bu da sulama suyu hacminin düşme- sine neden olabilmektedir. Ayrıca sıcaklık rejimindeki değişiklikler kar yağış zamanını ve süresini etkileyebilmekte böylece yaz döneminde ihtiyaç duyulan su miktarının azalmasına neden olabilmektedir. Yeraltı suları miktarı ve dönüşüm oranı da yine etkilenen diğer faktörlerdir.

Yerleşim yerlerinde veya bazı sanayi kollarında kullanılan tarım dışı su talebi sıcaklık ile birlikte

(4)

ve uluslararası ticaret üzerinde etkiler yapabilmektedir. Tarımın, gıda temini yanında ekonomik bir faaliyet olması nedeniyle, iklim değişiklikleri sonucu ortaya çıkan üretim azlığı veya fazlalığı ekonomik dengeleri de büyük oranda etkilemektedir. Örneğin, üretimin azalması, ürün fiyatlarının artmasına, tüketicilerin daha fazla fiyat ödemesine, ithalatın artmasına ve ihracatın azalmasına neden olabilmektedir(Dellal ve ark,2004)

Çeşitli projeksiyonlara göre iklim değişikliği ile birlikte tarım ürün verimliliğinde dünyada bazı bölgelerde artış bazı bölgelerde azalışlar beklenmektedir. Türkiye’de ise tarımsal ürün verim- liliğinin %15 ile %25 arasında azalacağı beklenmektedir (Cline 2007).

Tarım, iklim değişikliğinden etkilenen bir faaliyet olmasına rağmen, bir yönüyle iklimi de değiştiren bir faaliyettir. Đklimi değiştiren tarımsal faaliyetler, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, çeltik üretimi, gübre kullanımı, toprak kullanımı ve toprak işleme şekilleridir(Dellal ve ark. 2007).

Dünyada sera gazı emisyonlarının, %26’sı enerji tüketiminden, %19’ı sanayi faaliyetlerinden,

%17’si arazi kullanımı değişikliklerinden, %14’ü tarımdan, %13’ü ulaşımdan kaynaklanmaktadır (IPCC 2007).

4. Türkiye’deki Đklim Değişikliği ve Tarım

Artan sera etkisine ve küresel ısınmanın olası etkilerine gösterilen yaygın ilginin doğal bir sonucu olarak, uzun süreli sıcaklık ve yağış verilerinde gözlenen değişiklikleri ve eğilimleri saptamaya yönelik çok sayıda araştırma yapılmıştır.

Türkiye için yapılan önceki çalışmalarda Türkiye’nin büyük bölümünde yıllık ve mevsimlik ortalama yüzey hava sıcaklıklarında, özellikle yaz mevsiminde,genel bir azalma eğilimi (soğuma) egemen olmuştur. Fakat 1990’lı yıllardan sonra özellikle 1992 yılında yaşanan soğuk yıldan sonra başlayan genel bir ısınma eğilimi kendini göstermektedir(Türkeş, 1996; Türkeş ve ark..,1996;

Kadıoglu, 1997; Tayanç ve ark., 1997).

Türkiye'nin Đklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi'ndeki yer alan ve 1951-2004 dönemini kapsayan değerlendirmelerde sıcaklıklarda en belirgin sonuç, yaz sıcaklıklarında meydana gelen yaygın artıştır. Yaz sıcaklıkları, Türkiye’nin çoğunlukla batı ve güney batı kısımlarında yükselme eğilimindedir. Kentsel ısı adası çalışmaları, kentleşmeye bağlı sıcaklık artısının en çok Akdeniz şehirlerinde, bölge yüksek basınç etkisi altına girdiğinde, egemen olduğunu ortaya koymaktadır.

Yağışta önemli değişiklikler ve tutarlılık gösteren alanlar, hem kış hem de sonbaharda gözlenmektedir. Türkiye’nin batı illerindeki kış yağışları son elli yılda önemli ölçüde azalmıştır(Ezber ve ark., 2006; ve Karaca ve ark., 1995).

Türkiye’de fiyatların seyrine bakıldığında, dünyada olduğu gibi artış trendi görülmektedir.

Türkiye’de de Ocak 2007’den itibaren tarım ve gıda fiyatları endeksi artışı hızlanmıştır. Temmuz 2008’de en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Ham petrol fiyat endeksi ise Ocak 2006’dan itibaren hızlı bir yükseliş dönemine girmiştir (Anonim,2008).

Üretici fiyatları endeksine göre 2005 yılından itibaren ürün fiyatları artış eğilimindedir. Ele alınan grup içerisinde en fazla fiyatı artan tarımsal ürün ayçiçeği olmuştur. Ayçiçeği üretim miktarındaki %25’e varan azalış ,bunda en önemli rolü oynamıştır. Đşlenmiş tarımsal ürünlerde fiyat artışları daha fazla olmuştur. Örneğin ekmekte fiyat artışı buğdaydan daha fazla gerçekleşmiştir.

Türkiye’de bölgeler itibariyle 2007 yılında normal yıllara göre yağışta bir takım değişmeler görülmektedir. Doğu Anadolu bölgesi dışındaki tüm bölgelerde yağışlar normal yıllardan düşük gerçekleşmiştir, 2007 yılı meteorolojik, hidrolojik ve tarımsal kuraklığın yaşandığı bir yıl olmuştur.

Sıcaklıklar ise normal yıllardan ortalama 1,5 C° daha fazla seyretmiştir (http://www.meteor.gov.tr).

Yağışlardaki azalış ve sıcaklıklarda artış tarımsal üretimde verimlerde azalmalara ve ürün kayıplarının artmasına neden olmuştur. Bitkisel üretim miktarları bir önceki yıla göre buğdayda

%14, mısırda, %7, çeltikte %7, patateste %7, baklagillerde %12, ayçiçeğinde %24, şekerpancarında

%14, sebzede %2 ve meyvede %3 oranında azalmıştır (Anonim,2008).

Türkiye’de 2007 yılında tarım ürünleri arzında yaşanan bu gelişmeler tarımda büyüme hızının gerilemesine de neden olmuştur. 2004 yılından itibaren pozitif olan tarım sektöründeki büyüme, 2007 yılında %7,3 olarak negatif gerçekleşmiştir(http://www.tuik.gov.tr). Tarımsal üretim miktarındaki değişiklik, gıda güvencesinden gıda güvenliğine, çiftçi gelirinden milli gelire, hammaddesi tarıma dayalı sanayiden tarım ürünleri atıklarını kullanan sanayiye kadar, tarımda üretimden tüketime kadar uzanan zincirde tüm kesimleri birebir etkilemektedir. Türkiye ekonomi- sinde Milli Gelirin % 9’unu, ihracatın %10’unu, istihdamın %25’ini sağlayan ve tarıma dayalı sanayinin belkemiği olan tarım sektörü, ulusal ve uluslararası sınırlılıklara, çevresel faktörlerin de eklenmesiyle ülke ekonomisindeki stratejik önemini ve hassasiyetini artıracaktır.

(5)

5. Nazilli’deki Đklim Değişikliği ve Tarım

Nazilli Meteoroloji Müdürlüğü’nden alınan veriler değerlendirildiğinde yıllık sıcaklık ortalamalarında ve yağış rejimlerinde belirgin bir artış gözlemlenmiştir (Çizelge 2-3 ).

Çizelge 2. Aydın Đli Nazilli Đlçesi Yıllık Sıcaklık Ortalamaları

YIL/AYOCAK ŞUBATMARTNĐSANMAYISHAZĐRANTEMMUZAĞUSTOSEYLÜLEKĐMKASIMARALIK YILLIK

ORT.

2004 6,4 8,2 12,4 16,3 20,1 26,7 29,8 27,8 24,1 18,9 12,4 8,7 17,7 2005 8,6 7,8 11,4 15,7 21,4 25,6 29,1 28,7 23,8 16,4 10,9 8,7 17,3 2006 6,0 7,8 11,3 17,0 21,5 26,1 29,1 29,4 23,9 18,6 10,3 7,3 17,4 2007 7,2 9,4 12,5 15,7 22,6 27,7 30,7 29,5 24,4 19,5 12,7 7,2 18,3 2008 5,6 7,9 13,4 16,2 21,1 27,8 29,9 30,5 24,2 18,2 13,6 8,8 18,1 2009 8,1 8,7 10,7 16,1 21,2 27,2 30,1 28,8 23,5 20,0 12,2 10,7 18,1 Kaynak: Anonim2010c.

Çizelge 3. Aydın Đli Nazilli Đlçesi Yıllık Yağış Miktarları

YIL/AYOCAK ŞUBATMARTNĐSANMAYISHAZĐRANTEMMUZAĞU.EYLÜLEKĐMKASIMARALIK YIL.

TOPL.(kg) 2004 204,1 34,9 5,6 61,9 4,8 0,4 .. .. 0,0 6,0 93,6 32,0 443,3 2005 54,3 101,3 95,3 33,2 51,1 2,7 14,3 5,4 .. 35,2 148,5 82,1 623,4 2006 111,1 131,5 107,5 28,6 9,3 16,0 0,9 .. 15,6 75,7 71,5 5,5 573,2 2007 37,0 75,8 19,5 19,4 13,9 13,8 .. .. .. 40,4 116,4 192,6 528,8 2008 23,3 17,8 69,0 56,2 0,6 4,8 0,0 0,0 8,1 30,4 77,9 58,2 346,3 2009 238,8 137,6 94,2 94,2 14,3 3,5 - - 37,7 30,6 107,7 168,0 926,6 Kaynak: Anonim2010c.

Özellikle son 5 yılın verileri incelendiğinde son 5 yıllın sıcaklık ortalamalarında 2007-2008ve 2009 yıllarında sırasıyla +0.5,0C +0.30C ve +0,30C lik bir artış gözlemlenmiştir. Yıllık yağış oranları dikkate alındığında ise 2007-2008 ve 2009 yılın yağış miktarı ortalamaları -44.8 kg (toplam) , - 227.3 kg (toplam) ve +353 kg (toplam) olarak ölçülmüştür.

Yağış toplamlarının aylara bölündüğü zamanki durumlarında ise sadece 2008 Haziran ayında ortalama yağış seviyesi üzerine çıkılmış diğer zamanlarda ise (-) değerli ortalamalar karşımıza çıkmıştır. Özellikle incirin olgunlaşması ve hasat zamanını etkileyecek aylar olan mayıs ,haziran ve temmuz ayları için sıcaklık ortalamaları Mayıs 2007 için +1,30C ,2007 Haziran için +0,90C Temmuz 2007 için ise yine +0,90C son 5 yılın aynı dönemlerine ait sıcaklık ortalamalarından farklılık göstermiştir. Ayrıca son 3 yılın nem verilerine bakıldığında özellikle kurutma yapılan ay olan ağustos ayı nem ortalamaları 2007 yılı için % 42 ,2008 yılı için %44 ve 2009 yılı için ise %40 civarında gerçekleşmiştir(Anonim,2010c). Bu veriler göz önünde tutulduğunda incir üretimi için sınırda bir nem aralığı olduğunu söylemek de mümkündür.

6. Araştırma Bulguları ve Tartışma 6.1.Aydın Đlinde Đncir Üretimi

Çizelge 4. 2009 yılı itibariyle Đller bazında Türkiye’de incir üretim verileri * Đller Toplam Ağaç

Sayısı

(%) Üretim (ton) (%)

Adana 68780 0,67 1520 0,72

Antalya 149775 1,46 4150 1,97

Aydın 6682485 65,32 129000 61,38

Balıkesir 124275 1,21 3450 1,64

Bursa 237850 2,33 10015 4,76

Gaziantep 149970 1,47 2524 1,20

Hatay 228045 2,23 4750 2,26

Đçel 129814 1,27 6141 2,92

Đzmir 1384030 13,53 30000 14,27

Manisa 67660 0,66 1550 0,73

Samsun 73420 0,72 2052 0,97

Diğer 933896 9,13 15000 7,13

Toplam 10230000 100 210,152 100

Kaynak: www.tarim.gov.tr .(*)Üretim verileri yaş incir için geçerlidir.

(6)

Aydın ili, yamaç ve ovalarında polikültür tarım yapılabilen, Büyük Menderes Havzasının en önemli illerindendir. Türkiye'deki toplam incir ağacının %60'ından fazlası bu ildedir ve dolayısıyla da toplam incir üretiminin yarıdan fazlası bu ilden sağlanmaktadır. Đncir üretim potansiyeli açısından Aydın'dan sonra Đzmir ikinci önemli ildir (Çizelge 4).

Genel olarak ele alındığında; Türkiye'deki 210 bin ton incir üretiminin 129 bin tona yakını Aydın'da üretilmektedir. Đzmir'de ise yıllar itibariyle değişmekle birlikte 25-30 bin ton üretim yapılmaktadır. Aydın'da üretilen incirin yaklaşık %5'i taze olarak pazarlanmakta, kalan incir ise kuru incir olarak değerlendirilmektedir.

Ege bölgesinde incir islemesi, paketlemesi ya da dış satımı yapan 50 ye yakın kayıtlı firma bulunmaktadır. Bu firmaların tamamına yakınının merkezleri Đzmir ve Aydın illerindedir. Genellikle dış ticaretinin Đzmir limanından olması nedeniyle Aydın'da alım yapan firmaların bir bölümünün merkezleri de Đzmir'de bulunmaktadır. Bu firmaların tamamı kuru incir isleme açısından sezonluk çalışmaktadır. Genellikle Eylül ayı basında isletme tesisleri faaliyete geçmekte ve üç ay boyunca çalışmaktadır. Firmalar işleyecekleri kuru inciri doğrudan üreticiden ya da aracılar yoluyla almaktadır. Ayrıca bu firmalar sadece incir işlememekte, sezon dışında kuru kayısı, kuru üzüm, fındık, çeşitli baharatları işleyebilmektedirler. Đncir üretimi açısından bu firmalar yaklaşık ortalama

%78 kapasite kullanım oranı ile çalışmaktadırlar (Isın ve ark., 2004).

6.2.Nazilli Đlçesinde Đncir Üretimi

Nazilli Đlçesi Aydın Đlinin en kalabalık nüfusuna sahip ilçesidir. 2010 TUĐK verilerine göre nüfusu 111000 dir. Nazilli ilçesinin temel üretim değerlerinden birisi incirdir. Aydın Đlinde yetişen incirin yaklaşık %10’u Nazili’de yetişmektedir (Çizelge 5 ). Bu da ortalama olarak her yıl ilçeye 6,5 milyon TL lik bir katkı sağlamaktadır (Anonim,2010b).

Çizelge 5. Nazilli’deki Kuru Đncir Üretim Miktarları Yıl Ekim Alanı

(Da) Ağaç Adedi Üretim (Ton)

Üretimde Bir Önceki Yıla Oranla Değişim(%)

2005 90.000 1.510.000 11.325 0

2006 92.000 1.520.000 10.640 -0,9

2007 92.000 1.520.000 11.400 1,07

2008 92.000 1.520.000 9.120 -0,8

2009 92.000 1.520.000 9.880 1,08

Kaynak : Anonim 2010d

6.3. Kuru Đncir Üreten Đsletmelerde Arazi Varlığı ve Đşletmelere ait Sosyal ve Ekonomik Sonuçlar

Đşletmelerin ortalama üretim arazisi 54.58 da olarak hesaplanmıştır. Đncelenen isletmelerde ortalama incir arazisi genişliği 27.19 dekardır. Da başına düşen kuru incir rekoltesi yaklaşık 344,9 kg kuru incir olarak hesaplanmıştır. Anketteki işletmelerin incirden ortalama elde ettikleri yıllık gelirleri ortalama olarak 26.351 TL olarak hesaplanmıştır. Tarla arazileri ortalama , 2.18 da ,meyve arazisi 9.83 da sebze arazisi ise 15.36 da olarak hesaplanmıştır(Çizelge.2).

Bu arazilerden elde edilen gelirlerin işletme başına yıllık ortalama üretim değerleri ise sırasıyla tarla için 2296.3 TL , meyve için 2458.1 TL ve sebze için 7681.1 TL olmuştur. Hayvansal ürünlerden elde edilen değer ise yıllık 11.450.25 TL olarak belirlenmiştir (Çizelge 6-7).

Çizelge 6. Đncir Đşletmelerindeki Ortalama Üretim Arazileri ve Arazi Büyüklükleri Ortalamaları ĐNCĐR ĐŞLETMELERĐ

Üretim Ortalamaları Arazi büyüklükleri Ortalamaları Üretim

Arazisi (da)

Đncir Üretim Arazisi

(da)

(da) Başına Düşen Kuru Đncir(kg)

Ort. Đncir Arazisinden Elde Edilen

Gelir(TL)

Tarla Arazisi (da)

Meyve Arazisi

(da)

Sebze Arazisi (da)

54.58 27.19 344.9 26.351 2.18 9.83 15.36

Çizelge 7. Đncir Đşletmelerinde Ortalama Arazi Gelirleri

ĐNCĐR ĐŞLETMELERĐNDE ARAZĐ GELĐR ORTALAMASI Arazilerden Elde Edilen Gelir(TL) Hayvansal Ürünlerde

Elde Edilen Gelir (TL) Tarla Arazisi Meyve Arazisi Sebze Arazisi

2296.3 2458.1 7681.1 11.450.25

(7)

Đşletmecilerin ortalama % 80’i Đlköğretim mezunu, % 15’i Lise ve dengi okul, % 3’ü üniversite mezunu % 2’si ise okuma yazma bilmemektedir (Çizelge 8) .

Çizelge 8. Đncir Đşletmelerinde Eğitim Durumu

ĐNCĐR ĐŞLETMELERĐNDE EĞĐTĐM DURUMU

Eğitim Durumu(Mezuniyet) Kişi %

Okuma -Yazma Bilmeyen 1 2

Đlköğretim 37 80

Lise ve Dengi 7 15

Üniversite 2 3

Toplam 47 100

Đşletmelerdeki ortalama aile birey sayısı 4,82 kişi olarak hesaplanmıştır. 15 yaşından büyük aile bireylerinin çalışma oranı % 92 olarak ortaya çıkmıştır. Hem bitkisel hem hayvansal alanda çalışan kişi ortalaması 3.71 yalnız bitkisel alanda çalışan ortalama kişi sayısı 2.54 yalnız hayvansal alanda çalışan ortalama kişi sayısı ise 2.2’dir. Đşletme dışındaki bir tarımsal aktivitede çalışan aile birey sayısı ortalama 1.81 kişi be aylık ortalama geliri de 442 TL olarak hesaplanmıştır. Đşletme dışı ve tarımsal aktivitede çalışan kişi sayısı ortalama 1.2 olarak hesaplanmış bunların ortalama gelirleri de 455 TL olarak hesaplanmıştır (Çizelge 9).

Çizelge 9. Đncir Đşletmelerinde Nüfus ve Nüfusa Bağlı Çalışma Yapısı

ĐNCĐR ĐŞLETMELERĐNDE NÜFUS VE ÇALIŞMA ORTALAMASI Aile

Birey (Kişi)

15 Yaş Üzeri Çalışan

Aile Birey

(%)

Hem Bitkisel

Hem Hayvansal

Alanda Çalışan (Kişi)

Yalnızca Bitkisel

Alanda Çalışan (Kişi)

Yalnızca Hayvansal

Alanda Çalışan (Kişi)

Đşetme Dışı Alanda

Çalışa n Aile Birey (Kişi)

Đşletme Dışı ve Tarımsal Aktiv. Birey

(Kişi)

Đşetme Dışı Alanda Çalışan Aile Birey

Ort.Aylık Gelir(TL)

Đşletme Dışı ve Tarımsal

Aktiv.

Birey Ort.

.Aylık Gelir(TL)

4.82 92 3.71 2.54 2.2 1.81 1.2 442 455

Aile işgücü incelendiğinde, 7-14 yaş gruplarında erkeklerde 2.1 ise kadınlarda 1.8 kişi yabancı erkeklerde 1.1 yabancı kadınlarda ise 1.2 kişi ortalaması söz konusudur. 15-49 yaş aralığında çalışma ortalamaları sırasıyla 2.4 ve 2.2 yabancı erkeklerde 2.4 yabancı kadınlarda ise 2.5 kişi , 49 yaş ve üzerinde ise bu ortalama yine sırasıyla 2.5 ve 3.1, yabancı erkeklerde 2.2 yabancı kadınlarda ise 3.1 olarak hesaplanmıştır(Çizelge 10).

Çizelge 10. Đncir Đşletmelerinde Aile ve Yabancı Nüfus Yapısı Karşılaştırması

ĐNCĐR ĐŞLETMELERĐNDE AĐLE VE YABANCI NÜFUS YAPISI

Aile Đşgücü Yabancı Đşgücü

7-14 yaş(kişi) 15-49 yaş(kişi) 49 yaş üzeri (kişi) 7-14 yaş(kişi) 15-49 yaş(kişi) 49 yaş üzeri(kişi) Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek

1.8 2.1 2.2 2.4 2.2 3.1 1.2 1.1 2.5 2.4 3.1 2.2

Đşletme başına yabancı işçilere ödenen ortalama yıllık ücret 3023.21 TL olarak hesaplanmıştır.

Đşletmelerin ortalama incir üretimi 21.648 kg ortalama satış fiyatları da 2.81 TL olarak hesaplanmıştır. Hayvansal ürünlerde süt üretiminde yıllık ortalama 3700.2 kg ,0.8 TL’den satılmış ortalama olarak da 471.67 kg canlı hayvan satımını 18 TL/kg olarak gerçekleştirmiştir (Çizelge 11).

Çizelge 11.Đncir Đşletmelerinde Gelir ve Gider Karşılaştırmaları

ĐNCĐR ĐŞLETMELERĐNDE GELĐR VE GĐDER YAPISI

Hayvansal Ürünlerden Elde Edilen Ort. Gelir(TL) Đşl.Baş.Yab.Ödenen

Yıllık Ücret (TL)

Đşletmelerin Ortalama incir üretimi(kg)

Đşletmelerin Ortalama Đncir

Satış Fiyatı (TL) Süt Canlı Satış

3023.21 21.648 2.81 2960.1 8490.1

Đncir yetiştirme ortalaması işletme başına 2005 yılı için 22150.1 kg ,2006 yılı için 22.230.4 kg, 2007 yılı için 22.320 kg, 2008 yılı için 22.278 kg, 2009 yılı için ise 21.648 kg olarak gerçekleşmiştir (Çizelge12).

(8)

Çizelge 12. Đncir Đşletmelerinde Yıllarla Göre Đncir Üretimi

ĐNCĐR ĐŞLETMELERĐNDE ĐNCĐR ÜRETĐMĐ

YILLAR 2005 2006 2007 2008 2009

Üretim Ort. (Kg) 22150.1 22.230.4 22.320 22.278 21.648

2009 Yılında üretilen incirin %98’i satılmıştır. Bu satışlardan ortalama 60.830 TL gelir elde edilmiştir. Satışlar %95 oranında tüccara diğer kısmı ise yerel pazarlarda gerçekleştirilmiştir.

Satışların % 85’i peşin ve kg hesabına göre yapılmaktadır (Çizelge 13).

Çizelge 13. Đncir Đşletmelerinde Üretilen Đncir Miktarlarının Satış Yüzdesi , Satışlardan Elde Edilen Gelir ve Satışların Yapılış Şekli

Satışların Cinsi (%) 2009 Yılı (%) Satışlardan Elde Edilen

Gelir

(TL) Peşin Veresiye

Üretilen Đncir Miktarında Satılan

95 60.830 85 15

Đncir yetiştiricilerin %98’i geleneksel olarak babadan oğula geçtiği için incir yetiştirdiklerini ifade etmişlerdir. Đncir yetiştirilmese zeytin üretimini düşünen işletmeci sayısı %62’dir. Bunu % 22 ile nar ,%11 ile turunç % 3 sebze ve % 2 ile de diğer ürünler takip etmektedir(Çizelge 14).

Çizelge 14. Đncir Yetiştiricilerinin Mesleki Yönelimleri ve Farklı Meslek Düşünceleri Karşılaştırması

ĐNCĐR YETĐŞTĐRĐLMESĐNDE ETKEN OLAN FAKTÖRLER Babadan Oğula

Geçme(%)

Đncir Olmazsa Zeytin Üretimini

Düşünenler (%)

Nar Üretimini Düşünenler (%)

Turunç Üretimini Düşünenler(%)

Sebze ve Diğerlerini Düşünenler (%)

98 62 22 11 5

Đşletmeciler ihtiyaç duydukları bilgilere ulaşmada % 70 oranında kendi tecrübelerinden yararlanmaktadır. %12 oranında eş dost ve akraba tavsiyesi %10 oranında Tarım Đlçe Müdürlüğü çalışanları % 6 gazete ve görsel basın %2 de diğer unsurlardan etkilenmektedir(Çizelge 15).

Çizelge 15. Đncir Đşletmelerinde Enformasyon Kazanımları Karşılaştırması ĐNCĐR ĐŞLETMELERĐNDE BĐLGĐYE ULAŞIM Kendi Tecrübeleri (%) Eş,Dost ve

Akrabalardan(%)

Tarım Đlçe Müdürlüğü Çalışanı (%)

Gazete ve Görsel Basın ve Diğer Unsurlar(%)

70 12 10 8

Đşletmeciler son yıllarda özellikle 2007 ve 2008 yıllarında aşırı sıcaklar ve yağışın üretimi olumsuz yönde etkilediğini belirtmişlerdir. Son 5 senedir üretimi ne etkiliyor sorusuna işletmecilerin ortalama % 75’i aşırı sıcaklar etkiliyor derken % 20’si yağış olarak fikir beyan etmişlerdir. %5’lik kısım ise Đlek sineği olmaması vb. sebepleri göstermişlerdir (Çizelge 16).

Çizelge 16. Đncir Üretimini Đşletmeciye Göre Etkileyen Faktörler.

Đncir Üretimini 2007-08 Yılında Ne Etkiledi

Son 5 Senedir Üretimi ne Etkiliyor(%)

Sıcaklık ve Yağış (%) Aşırı Sıcak (%) Yağış (%) Đlek Sineği v.b(%)

100 75 20 5

Son beş yıllık üretimi sıcakların etkilediği konusuna %70 üretici katılıyorum derken % 15 oranında üretici kısmen katılıyorum, % 10’luk üretici katılmıyorum şeklinde beyan verirken %5 lik kısım ise fikrim yok şeklinde cevap vermiştir(Çizelge 17).

Çizelge 17. Đncir Đşletmecilerinde Üretim-Sıcaklık Değerlendirmelerinin Karşılaştırılması ÜRETĐM-SICAKLIK ETKĐSĐ HAKKINDA ĐŞLETMECĐ BEYANLARI

Son Beş Yıllık Üretim Faaliyetlerinde Sıcaklık Artışının Etken Olduğu Konusunda Đşletmeci Beyanları (%)

Katılıyorum Kısmen Katılıyorum Katılmıyorum Fikrim Yok

70 15 10 5

(9)

7. Sonuç ve Öneriler

Mevcut bilgi ve veriler değerlendirildiğinde, gerek sıcaklık ortalamaları gerekse yağış miktarında küresel ısınmaya bağlı olarak bir değişikliğin olduğunu söylemek mümkündür. Sıcaklık değerlerindeki bu artış ve yağış rejiminde meydana gelen istikrarsızlık incir üretimini de olumsuz yönde etkilemiştir. Özellikle sıcaklık seviyesindeki yükselme incirin erken olgunlaşmasını sağlarken, yağış rejimlerindeki düzensizlik de erken olgunlaşan incirlerin hasat zamanından önce çürümesine ve verim kaybına sebep olduğu anlaşılmıştır. 2009 yılındaki veriler dikkate alındığında incir rekoltesinin tekrar bir toparlanma sürecine girdiği gözlemlenmiştir. Sıcaklık ve yağış verilerinde ortalamaya yakın değerlerin ölçülmüş olması ,incir üretiminin bu değerlerden doğrudan etkilendiğinin en somut göstergesidir.

Türkiye, dünyada gerek miktar gerekse kalite bakımından önemli bir incir üreticisidir.

Türkiye dünya taze incir üretimini % 24.5’ini, dünya kuru incir üretiminin % 54.3’unu gerçekleştirmektedir. Tarım ürünleri içinde önemli bir gelir kaynağı olan incirin üretiminde bazı hususların önemle dikkate alınması gereklidir. Bunların başında, incir dikim alanlarının elverişli yetişme ortamları dışına çıkarılmaması, ağaçlara yeterli bakım yapılması, özellikle suya ihtiyaçları olduğu devrede sulanması, meyvelerin olgunlaşıncaya kadar ağaç üzerinde bırakılması ve kurutma olgunluğuna girdikten sonra kurutulması, kurutma esnasında değer düşüren zararlılara karsı korunması gelmektedir.

Kuru ve taze incir için dış pazarlarda artan standart koşullarına cevap verebilecek, kaliteli ürün elde edilmesi sağlanmalıdır. Đncirin piyasadaki yerinin korunması için hem kalite standartlarının yerine getirilmesi hem de ürün çeşitlendirilmesi ve organik tarım ürünlerine olan talebin giderek arttığı günümüz koşullarında sıcaklıktan etkilenmeyecek alternatif üretim şekillerine gidilmelidir.

Kaynakça

Anonim 2007, Đklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi, Çevre ve Orman Bakanlığı, Ankara.

Anonim,2010a ,Nazilli Đlçe Tarım Müdürlüğü Verileri.

Anonim,2010b,Nazilli Ticaret ve Sanayi Odası Verileri.

Anonim,2010c ,Nazilli Meteoroloji Đlçe Müdürlüğü.

Anonim,2010d,Tarım Bakanlığı Aydın Erbeyli Đncir Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ,2010 http://www.fao.org _category__do.just_id=13, 10.06.010

http://www.meteor.gov.tr iklim/iklim-degisikligi.aspx,10.01.2008

http://www.tarim.gov.tr uretim/Bitkisel_Uretim,Bitkisel_Uretim.html 10.06.010 http://www.taris.com.tr, yt_incir_hak.asp,10.07.2010

http://www.tuik.gov.tr PreTablo.do?tb_id=45&ust_id=13,10.06.2010

Cline,. W. 2007. Global Warming and Agriculture Impact Estimates by Country, Center for Global Development.

Dellal, Đ., Butt, T., B.A. McCarl, P. Dyke, 2004.“Economic Impacts of Climate Change on Turkish Agriculture” Ankara Climate Change Conference, Ankara.

Dellal, Đ., McCarl, B., Butt, T. 2007. Đklim Değişikliği ve Tarım: Türkiye için Öngörüler, Uluslararası Küresel iklim değişikliği ve Çevresel Etkileri Konferansı, KOSKĐ, Konya.

Ezber, Y., Sen, O.L., Kindap, T., and Karaca, M. (2006). “Climatic Effects of Urbanization in Istanbul:

A Statistical and Modelling Analysis”, International Journal of Climatology IPCC 2007. Hükümetler arası Đklim Değişikliği Paneli )Değerlendirme Raporu, www.ipcc.ch Kadıoğlu M. (1997). "Trends in surface air temperature data over Turkey". International Journal of

Climatology 17: 511-520

Karaca, M., Tayanc, M. and Toros, H. (1995)., “Effects of Urbanization on Climate of Istanbul and Ankara : A First Study”, Atmospheric Environment, Part B: Urban Athmosphere, 29, No:23.

McCarl, B., and Dellal, Đ. 2007. Agriculture in the Climate Change and Energy Squeeze:

Effects,Adaptatıon and Mitigation, International Conference on Climate Change and Environmental Effects, KOSKĐ, Konya.

Tayanç M., Karaca M. and Yenigün, O. (1997). "Annual and seasonal air temperature trend patterns of climate change and urbanization effects in relation to air pollutants in Turkey". Journal of Geophysical Research 102: 1909-1919.

Türkeş M (1996) "Spatial and temporal analysis of annual rainfall variations in Turkey". Int J.

Climatology, 16:1057-1076.

Türkes M., Sümer U.M.and Kılıç G. (1996). "Observed changes in maximum and minimum temperatures in Turkey". International Journal of Climatology, 16: 463-477

Referanslar

Benzer Belgeler

Bütün ısıtma sistemleri tasarımlarının başlangıç noktası mekanların ısı kayıplarını hesaplamaktır.Bunun için dış ortamda en ekstrem sıcaklık koşullarının

This section will discuss about the proposed methodology to implement a Hybrid Kernel based SVM (HKSVM) [1] and an Ensemble Hybrid Kernel based SVM (EHK-SVM) a

l Yüksek basınç kuşağının kuzeye kayması sonucu ülkemizde egemen olabilecek tropikal iklime benzer bir kuru hava daha s ık, uzun süreli kuraklıklara neden olacaktır.. l

Türk devlet te~kilat~n~n ~slam âleminde kuvvetli ve bariz tesirler yapmas~, bilhassa, Büyük Selçuki Devleti'nin kurulu~undan sonrad~r: Abbâsi halifele- rini nüfuzlar~~ alt~na

Bu değişkenler değerlendirildiğinde; en az iki yıllık ve üstünde eğitimi olan bireylerin diğerlerine göre daha fazla küresel ısınmanın ekonomik etkilerinin

Abdülâziz’in tahtan indirilmesine kadar (1876) devam eden bu sürgün hayatı Ahmet Mithat’ta bir çekingenlik uyandırmış ve Ahmet Mithat bundan sonraki

Sağlık sektörü, kendi uygulama alanlarında iklim ayak izini azaltmaya yönelik çalışmalarda bulunarak hem küresel ısınmanın azaltılmasında yol gösterici olabilmeli hem

1971-2000 dönemi yağış parametresi için iklim modellerinin Türkiye üzerindeki trend analizleri sonuçları karşılaştırıldığında; BCM2.0 modelinde Türkiye’nin