• Sonuç bulunamadı

PSİKOTERAPİ KURAM VE TEKNİKLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "PSİKOTERAPİ KURAM VE TEKNİKLERİ"

Copied!
37
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PSİKOTERAPİ KURAM VE

TEKNİKLERİ

Dr. Öğr. Üyesi Elif Ünal

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikoloji Bölümü

2020-2021 Güz Dönemi

(2)

BİLİŞSEL-

DAVRANIŞÇI TERAPİ

(3)

Tarihçe

✓1960’lı yıllarda Aaron Beck’in geliştirdiği Bilişsel Terapi, düşüncenin ruhsal patolojilerin kavramsallaştırılmasındaki yerini vurgulamıştır.

✓Aaron T. Beck, duygusal bozukluklarda bilişsel ve davranışçı müdahalelerin teori ve yöntemlerini geliştiren ilk kişidir (Beck 1963, 1964).

✓1960’lı yıllarda ortaya çıkan ve psikanalize dönük tepkilerden de beslenen Davranışçı Terapinin bu yeni akımı olumlu karşılamasıyla bilişsel terapi

akımı daha da ivme kazanmıştır.

✓80’li yıllarda davranışçı terapistlerin büyük bir kısmı bilişsel kuramı

benimsemişler ve kendi alanlarına Bilişsel Davranışçı Terapi adını vererek

bilişsel terapinin altına girmişlerdir.

(4)

Temel İlkeler

BDT iki temel ilkeye dayanır:

1. Bilişlerimiz, duygu ve davranışlarımız üzerinde etkilidir.

2. Davranışlarımız, düşünce şeklimizi ve

duygularımızı etkiler.

(5)

Temel Ilkeler

• Bilişsel sistem, bireylerin olayları algılama, yorumlama ve anlam yükleme şekilleriyle ilgilenir.

• Bazen tepkiler, olayların yanlış algılanması, yanlış yorumlanması veya kendine özgü, işlevsel olmayan yorumlarından dolayı uyumsuzdur.

• Terapist ile hasta işbirliği içinde hastanın kendisi, diğerleri ve dünyayla ilgili inançlarını irdeler.

• Hastanın uyumsuz yargıları, hipotez olarak görülür ve test edilir.

• Terapötik değişimi sağlamak için alternatif yorumlar incelenir ve daha

benimsenebilir inançları destekleyen davranışsal deneyler ve sözlü

uygulamalar kullanılır.

(6)

Insan Doğansına Bakış

• «Kişisel Bilim Adamı» yaklaşımı

• George Kelly

• Kişi çevreden kendisiyle ilgili bilgileri, verileri sürekli toplar. Bunları kendisi, diğer insanlar ve dünyayla ilgili kuramlar-varsayımlar geliştirmek için kullanır.

Bu inançlara uygun davranır ve hisseder.

• Birey içsel süreçlerinin kiminin farkında olmayabilir; ancak farkında olmadığı şeyler psikanalizdeki gibi bilinçdışı gibi kategorik olarak farklı bir alanda

değildir.

• Kişi bilinçli bir çabayla bunların bir kısmına ulaşabilir, farkına varabilir.

(7)

Diğer ekollerle karşılaştırdığında;

• BDT’nin teknik ve ilişkiye verdiği önem, Davranışçı terapi ve Psikanalizin ilkelerinin ortasında bir yerdedir.

• Tekniğe önem verilir ama hiçbir zaman davranışçı terapi gibi terapiyi sadece teknik bir uygulama olarak görmez.

• İlişkiye önem verilir ama Psikanalizdeki gibi danışanın bütün dünyası sadece

terapistle kurduğu ilişkiye indirgenmez. Ancak seansta terapistle kurduğu ilişkinin gerçek dünyadaki ilişkilerinin bir simülasyonu olabileceği de unutulmaz.

• BDT’ye göre değişimin sağlanabilmesi bilişlerin değişmesiyle mümkündür; bu

nedenle terapide bunu sağlayacak çeşitli teknikler kullanılır.

(8)

Bilişsel-Davranışçı Model

• Durum: Sınavda olmak

DÜŞÜNCE

“Hata yapmamalıyım.

Eğer düşük not alırsam bu benim sonum olur.”

DAVRANIŞ

Soruları doğru düzgün okumadan cevaplamaya

çalışmak.

DUYGU

Kaygı, üzüntü

(9)

Psikopatolojiye Bakış

• Bireylerin bilişsel yapısı kavramsallaştırılırken bilişler iki başlıkta incelenebilir:

• Otomatik düşünceler ve şemalar.

Temel İnançlar

Ara

İnançlar Şemalar

Temel İnançlar

Ara İnançlar/

Kurallar

Otomatik Düşüncel

er

(10)

Otomatik Düşünceler

• Aklımıza kendiliğinden gelen, bizim özellikle düşünmeyi istemediğimiz düşüncelerdir.

• Sıklıkla fark edilmezler, sadece eşlik eden duygu fark edilir.

• Ancak dikkatimizi verirsek tanımlayabilir ve anlayabiliriz.

• Psikolojik sorunu olan kişilerde uyumsuz ve çarpıtılmış otomatik düşüncelerin arttığı gözlenir.

• Otomatik düşünceler, kişiye acı veren duygusal tepkilere ve işlevsel olmayan davranışlara da yol açarlar.

• Otomatik düşünceler ile ilgili en önemli ipuçlarından biri, yoğun duygulanımın yaşandığı esnada ortaya çıkmasıdır.

(11)

Otomatik

Düşünce Formu

Durum (Olay ne?)

Düşünce (Ne düşündün?)

Duygu (Ne hissettin?)

Davranış (Olay ne?)

En yakın

arkadaşım bana bencil olduğumu söyledi

En yakın arkadaşım da beni sevmiyor. Kimse bana destek olmuyor.

Bunu bana nasıl yapar

Üzüntü Öfke

Uzaklaşma

(12)

Otomatik

Düşünce Formu

Durum (Olay ne?)

Düşünce (Ne düşündün?)

Duygu (Ne hissettin?)

Davranış (Olay ne?)

Dönem sonu ödevini düşünme

Benim için çok ağır.

Zamanında

bitiremeyeceğim.

Dersi geçemeyeceğim.

Kaygı Üzüntü

Hiç ders çalışmayıp sürekli uyumak.

(13)

Ara İnançlar ve Kurallar

• Davranışların soyut düzenleyicileridir.

• En yüzeyde yer alıp yaşanan ana ve duruma özgü olan otomatik düşüncelerin altında yer alırlar.

• Kişi ara inanç ve kuralları dile getirmez ancak bunlara inanır.

• Yaşantı, gözlem veya diğerlerinden alınan bilgilerle öğrenilenlerden kaynaklanırlar.

Örnek ara inançlar

“Ancak insanları memnun edersem bana katlanırlar”

“Eğer başarısız olursam sevilmem”

Örnek kural ve tutumlar:

“Duygularımı göstermemeliyim”

“Yardım istemek zayıflıktır”

(14)

Temel Inançlar

• Bireyin kişisel ve çevresel bilgiyi nasıl düzenleyeceğini belirleyen, bireyin kendisi, diğerleri ve dünyayla ilgili temel varsayımlarını içeren, geçmiş yaşantı ve

deneyimler sonucunda oluşmuş bilişsel yapılardır.

• Bütün insanlarda temel inançlar olumlu ve olumsuz çiftler halindedir.

• Sağlıklı bireylerde olumlu temel inançlar daha etkindir.

(15)

Temel Inaçlar

Çaresizlik (güç, performans, başarı)

Değersizlik

(ahlaki eksiklik, suçluluk)

Sevilmeme (duygusal eksiklikler)

• Yetersizim

• Etkisizim

• Yeteneksizim

• Baş edemem

• Dayanıksızım

• Kolayca incinebilirim

• Değersizim

• Kabul edilemem

• Kötü ruhluyum

• Yaşamayı hak etmiyorum

• Hoşlanılmayacak, istenmeyen, çirkin, sıkıcıyım •

Sevilmiyorum, istenilmiyorum, önemsizim

(16)

Temel inanç, Ara inanç,

Otomatik düşünce

«Başarısızım»

(Temel inanç)

«Ödevimi zamanında teslim

edemiyorsam iyi bir öğrenci değilim demektir.»

(Ara inanç)

«Bu ödevi yetiştirmem mümkün değil»

(Otomatik düşünce)

(17)

Bilişsel Çarpıtmalar

• Düşünmedeki sistematik hatalardır.

• Bilişsel yapıda yer alan işlevsiz inançlar bireyin düşüncesini biçimlendirerek psikopatolojiye özgü bilişsel hatalara yol açarlar.

• Zihnimizin en önemli görevi olan biteni

değerlendirmektir. Zihnimiz bu işlevini yerine getirirken çeşitli yöntemler kullanır.

• Bu yöntemler yerinde kullanıldığında bizim çevreye uyum sağlamamızı ve uygun

davranmamızı sağlarken bazen de duruma uygun olmayabilirler.

• Özellikle duygusal yönden sıkıntı yaşadığımız durumlarda zihnimiz olayları uygunsuz

biçimde değerlendirip duruma uygun olmayan sonuçlar çıkarabilir.

• Olumsuz otomatik düşünce dediğimiz, sorun

yaşadığımız anda zihnimizden geçen şeyler işte bu tür uygunsuz zihinsel işlemlerin ürünüdür.

(18)

Bilişsel Çarpıtmalar

1. Keyfi çıkarsama: Destekleyici kanıtlar olmaksızın ya da gerçekte tersine kanıtlar olduğu durumda bile belli bir sonuca ulaşmaktır.

“Bir çok şeyi yapabildim ama öyle hissediyorum ki ben başarısız biriyim“

2. Seçici soyutlama (zihinsel filtreleme): Olayları bağlamından kopartarak bir detaya odaklanma,

durumun daha belirgin diğer özelliklerini ihmal etme ve bu sınırlı özellik temelinde tüm yaşantıyı

kavramsallaştırmadır.

“Sen iyisin ama zamanlamaya dikkat et denilen kişinin

“benim çalışmamdan memnun değil” demesi.

3. Aşırı genelleme: Sınırlı sayıda örneği temel alarak

oluşturulmuş genel kurala inanmak ve bunu izlemektir.

«Bu tür şeyler hep benim başıma gelir.» «Nereye elimi atsam orayı kurutuyorum.»

(19)

Bilişsel Çarpıtmalar

4. Büyültme ve Küçültme: Bir şeyi normalden daha fazla veya daha az önemli görmektir. Bu düşünce hatasını yapan kişiler kendi yaptıklarını küçük, yapamadıklarını büyük görürler.

“ İyi notu herkes alabilir”

5. İkili Düşünme (Hep ya da Hiç biçiminde): Her türlü deneyim ve yaşantının iki uç bağlamında

değerlendirilmesidir. Siyah beyaz düşünme de denmektedir.

“Her şey boşa gitti.” •«Bunu anlamadım, hiçbir şeyi anlamayacağım.»

6. Kişiselleştirme: Kişinin kendisiyle çok az ilgili olan ya da hiç ilgili olmadığı olumsuz olayı kendisiyle bağlantılı olarak görmesi ve olayın olumsuz sonuçlarından kendisini sorumlu tutmasıdır.

Toplantıya birisi gelmediğinde “ben varım diye gelmedi” diye düşünmek

(20)

Bilişsel Çarpıtmalar

Felaketleştirme: Olası diğer sonuçları hesaba katmaksızın geleceği hep olumsuz olarak öngörmektir. Pireyi deve yapma.

“Heyecandan tek bir kelime bile edemeyeceğim”

Zorunluluk ifadeleri: Kişinin kendisi ve diğerlerinin nasıl davranması ve dünyanın nasıl olması gerektiği konusunda katı kurallarının olması ve bu kuralların gerçekleşmemesi durumunda olabilecek

sonuçları abartmasıdır. – meli, -malı düşünce tarzı.

“Bana karşı çıkmamalı” “Hiç hata yapmamalıyım”

Zihin okuma: Diğer insanların ne düşündüğünü bildiğimize ve onların da bizim ne

düşündüğümüzü bildiklerine ya da bilmeleri gerektiğine inanmaktır.

“Beni zavallı buldu.”

(21)

Bilişsel Çarpıtmalar

Duygudan sonuca ulaşma: Tersine kanıtlar olmasına karşın bunları yok sayarak ya da ihmal ederek, sadece öyle hissedildiği için (aslında inanıldığı için) bir

şeyin doğru olduğuna inanmaktır.

“Eğer korkuyorsam demek ki korkulacak bir şey var”

Etiketleme: Daha uygun ve gerçeği kapsayabilecek değerlendirmeler yapmak

yerine, kişinin kendisine ve diğerlerine genel etiketler yapıştırması ve bütün

durumu bu nitelemenin ışığında değerlendirmesidir.

«Aptalım»

(22)

Terapi Süreci’nin Genel İlkeleri

1. Kişi çevresinden çok kendi zihnindeki bilişsel tasarımına cevap verir.

2. İnsanda öğrenme süreçlerinin çoğu bilişsel işlevler aracılığıyla gerçekleşir.

3. Düşünce, duygu ve davranışlar nedensel olarak

karşılıklı ilişki içindedir. Bunlardan biri diğerinden daha başat değildir.

4. Danışanın tutum, beklenti ve diğer bilişsel etkinlikleri terapötik girişimlerin planlanmasında ve

uygulanmasında esastır.

5. Bilişsel tedavi yöntemleri, davranışçı tekniklerle birleştirilerek daha iyi sonuçlar alınabilir.

6. Terapist, uyumu bozan bilişsel süreçleri değerlendiren bir tanı koyucu, onlara eşlik eden duygu ve davranış örüntülerini değiştirmek için yeni öğrenme deneyleri düzenleyen bir eğitici ve danışman olarak çalışır.

(23)

Terapinin Amaçları

1. Terapide yanlış bilgi işlemeleri düzeltmek ve hastaları işlevsel olmayan duygu ve davranışlara iten varsayımların değiştirilmesine yardımcı olmak amaçlanır.

2. İlk etapta belirtilerden kurtulmak hedeflenir; ancak temel hedef düşüncedeki sistematik önyargıyı kaldırmaktır.

ÇÜNKÜ…..

• Belirtiler, ihtiyacı doyurmak için ortaya çıkar.

• Terapiste düşen görev, sorunların ortadan kalkması ve yeni sorunların oluşumunun engellenmesi için o ihtiyacın nasıl belirdiğini, geliştiğini ve

sürdürüldüğünü anlamaktır.

(24)

Terapi Yöntemi

• Sorun odaklı yaklaşım benimsenir.

• Soruna özgü kavramsallaştırma vardır.

• İşbirliğine dayalı terapötik ilişki kurulur.

• Otomatik düşüncelerin ortaya çıkarılması ve değiştirilmesi amaçlanır.

• Ara inançların ve temel inançların ortaya çıkarılması ve değiştirilmesi amaçlanır.

• Kaçınma örüntülerine yönelik davranışsal yöntemlerden yararlanılır.

• Bozukluğun tekrarını önlemede BDT becerilerinin oluşturulması amaçlanır.

(25)

Seansların Yapılandırılması

1)Duygudurum kontrolü «Bugün nasılsınız?» 2) Yaşam olaylarının sorgulanması

«Görüşmediğimiz süreçte hayatınızda bir değişiklik oldu mu? Bilmem gereken

önemli bir şey yaşadınız mı?»

3) Önceki seansla bağlantı kurma

«Geçen görüşme hakkında sormak istediğiniz, eksik

kalan bir şey var mı?»

4) Gündem belirleme

İşbirliği içerisinde, danışanın getirdiği bir konu

ya da sorun listesinden bir madde seçilir.

5)Ödev verilmesi 6) Seansın özetlenmesi 7) Geribildirim

(26)

Terapinin Aşamaları

1. Değerlendirme

2. Sorunun kavramsallaştırılması 3. Tedavi motivasyonunun

değerlendirilmesi/ oluşturulması 4. Bilişsel formülasyon

5. Tedavi amaçlarının belirlenmesi 6. Hastaya bilişsel modelin tanıtılması 7. Bilişsel davranışçı müdahaleler ve

tedavi

8. Yinelemeyi önleme

(27)

Klinik

Değerlendirme

• Klinik değerlendirme iki temel konuya odaklanır:

1. Kişinin sorunları ve sorunlarının öyküsü 2. Bireyin doğum öncesini de kapsayan

şekilde yaşam öyküsü (süreğen ruhsal sorunlarda)

• İlk görüşmelerde amaç, bir yandan danışanın sorununu değerlendirmek, diğer yandan

danışanla ilişkiyi başlatmak ve bunun sürmesine zemin hazırlamaktır.

• Düşünce, duygu ve davranış alanlarında belirti ve bulgular taranır.

• Belirtiler yakınma olarak danışan tarafından

getirilir, bulguları görüşmeci izlemleriyle elde

eder.

(28)

Klinik

Değerlendirme Planı

• Başvuruya yol açan sorun

• Sorunun özellikleri, tetikleyicileri, danışanın sorunla ilgili fikri, daha önceki çözüm çabaları

• Şu anki yaşam koşulları

• Nerede yaşıyor, ne iş yapıyor, aile ilişkileri, yaşamdan memnuniyeti

• Gelişim öyküsü

• Aile öyküsü, okul/iş öyküsü, sosyal öykü

• Travmatik yaşantılar

• Ailede sorun, hastalık, şiddet

• Tıbbi öykü

• Genel sağlık durumu, kullandığı ilaçlar, önceden geçirdiği önemli hastalıklar

• Psikiyatrik öykü

• Daha önceki danışma, tedavi öyküsü, sonucu

• Ruhsal durum

• Görünüm, tutum, davranış, duygulanım, konuşma, bilişsel işlevsellik

• Danışanın terapiden amaçladıkları

• Öncelik sırasına sokulmuş açık ve net amaçlar

• Danışanın soruları, kaygıları

(29)

Terapötik İlişki

• Bilişsel-davranışçı terapistler aktiflerdir.

• Seansları yapılandırıp geri bildirim verirler. BDT yöntemlerinin nasıl kullanacağı konusunda hastaya yol gösterirler.

• Danışanları terapötik ilişkide sorumluluk almaları için cesaretlendirirler.

• Seanslarda danışanlardan gündemin oluşturulmasına yardım etmelerini, geribildirim vermelerini ve önerilen BDT müdahaleleri ile ilgili pratik yapmalarını isterler.

• BDT’de terapötik ilişki; iletişime açık, sorunlarda neden-sonuç ilişkisini araştıran ve birlikte çalışarak sorunların üstesinden gelmeyi hedefleyen özellikler taşır.

(30)

Bilişsel

Formülasyon

• Vaka formülasyonu, terapiste

• hastanın tanısı, sorunları,

• bu sorunların nasıl geliştiği ve sürdüğü,

• sorunlara eşlik eden ve hazırlayan düşünce ve inançlar ve bunların nasıl geliştiği,

• eşlik eden tepkileri (duygusal, fizyolojik ve davranışsal) hakkında bilgi sağlayan ve bu bilgilere dayanarak hastanın bu psikolojik bozukluğunun nasıl ortaya çıktığına ilişkin bilginin özetidir.

• İlk seanstan sonra oluşturulur, son seansa kadar gözden geçirilir. Esnek ve gelişmeye açıktır.

(31)

Otomatik Düşüncelerin Saptanması

• Bilişsel değişiklik için otomatik düşüncelere ulaşmak önemlidir.

• «…Korktuğunuz/üzüldüğünüz/kızdığınız vb. anda

zihninizi okuyabilsek görebileceğimiz şeyler nelerdir?»

• Danışana düşüncelerin önemi anlatılır. (duygu ve davranışlarla ilişkisi)

• Otomatik düşüncelere nasıl ulaşabiliriz?

1. Doğrudan sorular: Danışana sorun duygu davranışı yaşadığı anda aklından ne geçtiği sorulabilir.

«Kalp atışlarınız hızlandığı ve korktuğunuz sırada aklınızdan neler geçiyordu?»

«Arkadaşınıza öfkelendiğinizde zihninizi okuma şansımız olsaydı neler görürdük?»

Danışan otomatik düşüncelerini bulmakta

zorlanıyorsa, duyguyu yaşadığı durumun ayrıntıları konuşulabilir.

(32)

Otomatik Düşüncelerin Saptanması

2. Yönlendirilmiş Keşif: Bir dizi soru ile danışanın aslında bildiği, ancak o anda duygudurumu nedeniyle farkındalık alanında olmayan bir bilginin farkına varması hedeflenir.

• Danışanın sıkıntı yaşadığı durum ele alınarak, değişikliğin ortaya çıktığı anı yakalanır, eşlik eden etkenlerin gündeme getirilerek düşüncenin keşfedilmesi sağlanır.

H: Dün eve geldiğimde kendimi çok kötü hissettim.

T: O anda aklınızdan ne geçiyordu?

H: Bilmiyorum. Özel bir şey yoktu. Üzerime bir karamsarlık çöktü.

T: Evden önce mi başladı yoksa eve girdikten sonra mı?

H: Sanırım okuldayken başladı, fakat sonra giderek daha da arttı, eve girdiğimde artık çok kötü olmuştum.

T: Okulda sizi olumsuz etkileyen herhangi olumsuz olay yaşadınız mı?

H: Hatırladığım bir şey yok. Normalde okulda olan şeyler oldu.

(33)

Otomatik Düşüncelerin Saptanması

T: O sırada kimse var mıydı yanınızda?

H: Hayır kimse yoktu.

T: Hiç araya giren bir şey oldu mu? Telefon görüşmesi gibi mesela?

H: Hayır beni rahatsız eden herhangi bir şey olmadı.

T: Kağıtları okurken dikkatinizi tam olarak verebiliyor muydunuz? (otomatik düşüncelerin doğasını hatırlatma) H: Tam olarak değil, bilirsiniz işte insan televizyon seyrederken de olur ya, bazen dikkatini tam olarak veremez.

T: Bunun nasıl bir hayal olduğunu anlatabilir misiniz?

H: Evde kimsenin olmadığı, evin soğukluğu, tek başıma oturup yemek yiyeceğim, kimsenin beni aramayacağı (otomatik düşüncenin-imgenin dile getirilmesi).

T: Zihninizde ev ve evdeki durumunuzla ilgili oldukça karamsar bir tablo canlanmış ve bu da sizi kötü hissettirmiş. Gördüğünüz gibi üzüntülü hissettiğiniz anlarda zihninizde oldukça karanlık resimler

çiziyorsunuz. Diyelim ki o anda evinizle ilgili başka bir hayal canlansaydı zihninizde, mesela sıcak bir ev, güzel bir akşam yemeği, televizyonda güzel bir film, sevdiğiniz bir arkadaşınızın sizi araması. Bu durumda nasıl hissederdiniz acaba? (duygu-düşünce bağlantısının vurgulanması)

H: Sanırım o kadar kötü hissetmezdim.

T: Evet bazen duygumuza rengini veren bu tür hayallerin farkına varmamız güç olur. Burada birlikte kendinizi kötü hissettiğiniz anın izini sürerek bulmayı başardık. Sanki o gecenin nasıl geçeceğiyle ilgili birtakım

sonuçlara vardınız ve bu neredeyse gerçek gibi geldi. Bunu fark edebiliyor musunuz?

(34)

Otomatik Düşüncelerin Saptanması

3. En Kötü Senaryo Tekniği

«Bu durumda olabilecek en kötü şey ne?»

4. Davranış Deneyi Eşliğinde Düşüncelerin Kaydedilmesi

• Danışanın sıkıntı yaşadığı bir durumun içine girerek o durumu yaşarken aklından geçenlere dikkat ederek not etmesi istenebilir.

5. Otomatik Düşünce Kaydı Tutulması

(35)

Otomatik Düşüncelerin Ele Alınması

• Otomatik düşüncelerin gerçekliğe ne kadar uygun olduğu ya da olmadığı incelenir.

• Neler hedeflenir?

• Danışanın farkındalığının arttırılması,

• Duygulanımın değişmesiyle danışanın olumsuz otomatik düşüncelerinin azalması, alternatiflerin akla gelmesi

• Ara inançlar ve temel inançlara ulaşmak.

• Kullanılan Bilişsel Teknikler:

1. Kanıt inceleme: Olumsuz düşünceyi destekleyen ve desteklemeyen gerçek-nesnel kanıtlar incelenir.

2. Bilişsel çarpıtmaları bulma 3. Çifte standart tekniği

«Bir arkadaşının başına aynı durum gelse ve kendisi gibi düşünse ona ne derdi?»

4. Alternatif açıklamalar

«Bu durum başka hangi anlama gelebilir ve başka nasıl yorumlanabilir?»

(36)

Davranışçı Yöntemler

• Bilişsel müdahaleler davranışın değişmesini, davranışlardaki olumlu değişimler de bilişsel değişimi sağlar.

1. Maruz bırakma ve tepki önleme: Danışanın kaçınmasının altında yatan neden olan sıkıntısının sürekli artacağı ve hiç geçmeyeceği varsayımının geçerli olmadığını göstermek için kullanılır.

2. Aşamalı etkinlik planlaması: Kişinin yapmak durumunda olduğu şeylerin listesi çıkarılır, kişi birini seçer ve bu işin gerçekleşmesi için hangi adımlar atılması gerektiğini saptar.

3. Sorun çözme: Kişinin duygusal tepkisi ve davranışı onun için sorun oluşturmakla birlikte, duruma uygun tepkiler olup, büyük ölçüde yaşanan durum veya içinde bulunulan ortamdan kaynaklanıyorsa bu yöntem kullanılır.

(37)

Özetle,

• En yaygın kullanılan psikoterapi türlerindendir.

• İnsanın duygu ve davranışlarını kontrol etmede bilişin rolü olduğu üzerine temellendirilmiştir.

• 1960’larda Beck ve diğer önemli psikiyatrist-psikologların katkılarıyla uygulamaları başlamış ve gelişmiştir.

• Kısa süreli, sorun odaklı bir terapi yöntemidir.

• Seanslar genellikle 45-50 dakika sürmektedir.

• Şimdi ve burada odaklı olsa da danışanın erken çocukluk dönemi, aile geçmişi, travmaları, eğitimi, iş hayatı, sosyal etkileşimleri göz önünde bulundurur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bandura’ya göre gözlem ve taklit yoluyla öğrenme birbirinden farklıdır.9. Taklit ve Gözlem Yoluyla

Bilişsel terapinin katkıları ise, kişilerin kendi ifadelerine önem verilmesi, dilin önemi, benlik algıları ve kişilerin davranışları ile düşünce ve.. duyguları

Kanser hastalığının ilerleyici doğası göz önüne alındığı zaman kanser tanısı sonra- sında hastaların yaklaşık yarısının öleceği gerçeği, hastalara yönelik

Sonuç olarak BDT temelli müdahalelerin özellikle de ilaç ve nikotin replasman tedavisi ile birleştirildiğinde sigara bırakma tedavisinde başarılı bir seçenek

Yine burada terapist danışanın göstermiş olduğu direnci karşısına almamış, motivasyonel görüşme prensiplerinden direncin yanında yer almayı uygulamıştır..

Üçüncü kuşak olarak adlandırılabilen yaklaşımlar içerisinde dialektik davranış terapisi (Linehan 1993), farkındalık temelli bilişsel terapi (Segal 2002), kabul

Sportel ve arkadaşları (2013) 13-15 yaş arası sosyal anksiyete veya test anksiyetesi olan ergenlerde Internet tabanlı bilişsel yanlılık modifikasyonu ile (n=86), bilişsel

Ev ödevleri için hastalara yazılı yönergeler vermenin ve hastanın motivasyonunun ev ödevlerinin tamamlanması ile (Helbig ve Fehm 2004) ve grup BDT tedavisinin ortala- rında