• Sonuç bulunamadı

BOYALI KU$ roman jerzy kosinski

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BOYALI KU$ roman jerzy kosinski"

Copied!
244
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

BOYALI KU$

roman

jerzy kosinski

(3)

e yaymlan: 1

(4)

JERZY KOSINSKI

Jerzy Kosinski, 1 933 y1lmda Rus as1lll bir ana-baba­

dan Polonya'da dunyaya geldi. 1 955-57 y1llar1 arasm­

da, Var§ova Bilimler Akademisi'nde asistan olarak gorev ald1.

1 957 y1lmda Ford bursuyla Birle§ik Amerika'ya gitti, daha sonra Guggenheim bursuyla ogrenimine devam etti. Psikoloji doktoras1 yapt1ktan sonra Wesleyan Oniversitesi'nde, ardmdan da Princeton'da dersler verdi. Halen Yale Oniversitesi ogretim uyesi. Ilk eseri­

ni 1 960 y1llnda Joseph Novak takma ad1yla yazan Ko­

sinski, buyuk ba§arism1 ilk romani olan 11Boyah Ku§•>

la kazand1. Kitap 36 dile cevrildi. Fransa'da en !yi ya­

banc1 roman armagani ald1.

1 969 da c1kan 1Ad1mlar» (e yaymlari: 18) da Birle·

§ik Amerika'nm en buyuk edebiyat armagani say1lan National Book Award'• ald1. Son kitab1 «Bir Y �rde/

Being There» (e yaymlari: 75) §imdiden on dokuz di­

le cevrildi.

(5)

BOYALI KU$ e the painted bird, Jerzy kosinski'nin romano e e yoyonlari 1 e kapok: Vadim Sidur/k. kaldo e yayon hakfaro: Jerzy kosinski, e yayonlaro, o. n. k. copyrigt ajanso 1969 e dizgi guryay matbaaso, basko: taker matbaaso, dizgi duzeni 10/12 batone no.: 696 intertyp e cilt alibaba ciltevi e e yay1nlar1 idare onkara caddesi 13/2 telefon:

26 81 42 dag1t1m narhbah�e sokak 19/l telefon 27 87 20, istekler ve yazo�ma i�in kosa adres: e yayonlari pasta kutusu 12 Istanbul birinci basko: temmuz 1968, ikinci basko: 1970, u�uncu basko: 1971, dorduncu basko: 1971, be�inci basko:

1972, arahk

turkc;:esi aydin emec;:

(6)

jerzy kosinski

BOYALI KUS

roman

e yay1nlan

(7)
(8)

Onsuz.

ge�mi�imin, bOtOn ge�mi�imin anlam1ni

yitirece�ine inand1�1m karim

M a ry ' y e

(9)

Ve tann, ulu tann bildirdi yalniz,

Ayn 1rktan geldiklerini, memeliler olduklanni

MAYAKOVSKI

(10)
(11)

1939 y1hnm sonbahar1, lkinci Diinya Sava�1nm ilk haftalar1.

Binlerce benzeri gibi, alt1 ya�1ndak.i o kO�Ok �oouk da. Orta Av·

rupa'mn bUyOk bir �ehrinde ya�1yan aMesiyle babas1 taraf1n·

dan uzak br koye gonderildi.

Doguya gitmeye haz1rlanan bir yolcu, eline birka� kuru�

s1k1�t1rihnca; �ocuga bakabilecek bir aile bulmaya soz verdi.

Anne ve baba, ba�ka �are olmad1gmdan, adama guvendiler.

Ogullar1m uzakla�1rmakla ona, sava�tan pa�asm1 kurtar·

ma· f1rsat1 verdiklerini samyorlard1. Onlar da saklanmak zorun·

dayd1lar: Baba nazilere kar�1 oldugundan Almanya'ya gonderilme ya da toplama kamplar1ndan birinde oml.ir tiiketme tehlikesi i�indeydi. Oglunu bu tehlikelerden kurtard1g1m samyor, gUnOn birinde onu sag salirn bulacagma inamyordu.

Birtak1m olaylar, bOtOn hesaplar1m altust etti. Savq1n, i�·

gal gunlerinln karga�ahg1 i�inde; durmadan yer degi�tiren, ora·

ya buraya ka�1�an insan kalabahg1 arasmda, �ocugunu verdigi adam1 kaybetti.

K�Ok �ocugu kulubesinde bar1nd1ran ya�h koylu kadm,

�ocugun geli�inden iki ay sonra oldO. Ba�1bo� kalan �ocuk bir koyden digerine ge�ti durdu. Kimi yamna ald1; kimi pe�inden sopayla kovalad1.

Sava�1n dort y1hm ge�irdigi koyler. belirli bir bolgede top·

lanm1�t1. Koylerinden d1�ar1 �1kmayan. kendi aralarmda yapyan, sari sa�h. a�1k tenli, mavi gozludOr oralarm koyluleri. Oysa �o·

cuk esmer. kara ka�h ve kara gozlOydO. Okumu� burjuvalar1n dilinf kon�ordu. Dogulu �i�iler, 1rgatlar i�in bu dil, anla�1I·

maz bir �eydi.

Herkes �ocugu �ingene. ya da yahudi sand1. Getto'larm, toplama kamplar1mn �ag1nda bfr �ingeneyi, bir yahudiyi evine almak kendini, hatta bOtiin koy halkm1 Almanlar1n en ag1r ce·

zalar1yla kar�1 kar�1ya b1rakmak demekti.

Yllzy1llar boyunca bu ta� illeri uygarhktan nasibini ala·

(12)

mamu1. daha do{irusu uygarhktan yoksun kalmu1t1. Merkezlerden, uzak, gu� u1a,1lan bu bolge Orta Avrupa'mn en geri yerle:­

ri arasmdayd1. Ne okul, ne hastane, ne de elektrik vard1 koy­

lerde. Vol az, kopruler hi� denecek say1dayd1. lnsanlar, dedele­

rinin dedelerinden kalan darac1k kulubelerinde OmOr tuketiyor­

lard1. Akarsular, ormanlar ve goller koyler arasmda devamh �e­

ki,,me konusuydu. En g�IO ve en zenginin:n yasas1yd1 g�erli olan. Din, bu ilkel insanfar1 katolik ve ortodoks diye ik•;ye ay1r­

m1,, birbirine dO!ii.irmli!itO. Bo,, ina�lar ve salgm hastahklar­

dan ba!ika da kazan�lar1 yoktu bu i!lten. Kara cahil ve vah!ii olmalar1 ka�1mlmaz !i&Ydi. Toprak k1s1r, iklim sertti. Bahktan yoksun 1rmaklar da s1k s1k ta!l•P otlaklar1, tarlalar1 kaplard1. Ge­

nif batakhkl• bu koyleri birbirinden ay1r1rd1. Ormanlarda ise,

hep haydut �eteleri Y8flSl'l•ftl·

Bolgenin Alrnanlar tarafmdan i!lgali halk1n yoksullugunu, sefaletini, vahfetini, daha da artt1rd1. Koyluler, kendilerine yet­

meyen Orunlerinin �oOunu Alman askerlerine, ya da ormanlar·

da gizlenen partizanlara vennek zorunda kald1lar. o:renmeye kalkamn ba!i• belAya giriyor, ba!i kald1ran koylerden duman1 tO·

ten y1k1ntllar kahyordu geride.

J. K.

(13)

BIR

MARTA'nm kuli.ibesinde ya�1yor; her gun, her saat annemin babamm gelip beni alacaklarirn umu­

yordum. Agllyabilirdim, ama neye yarard1? M1z1lda­

malar1ma aldm� ettigi yoktu Marta'nm. <;ok ya�llyd1.

lki bi.ikli.im dururdu hep. Kopacakm1� gibi, incecikti.

Hi<; taranm1yan uzun sa<;lari kalm, <;ozi.ilmesi imkan­

s1z birka<; orgi.iyle toplanm1�t1. Marta bunlara uperi or­

gi.ilerim» derdi. Bana kalsa, cehennem yarat1klar1nm eseri olan bu u�eytan orgi.ileri» Marta'y1 sa<;larmdan, yava� yava� ya�llllga, oli.ime <;ekiyordu. lgri bi.igri.i so­

pasma dayarnp topallayarak yi.iri.ir, <;ok gi.i<; anlad1g1m bir dilde mmldarnr dururdu. Y1pranm1�, ki.i<;i.ici.ik yi.izi.i

<;izgilerle oyulmu�tu. Derisi <;i.iri.ik elmarnn k1z1I kirli rengini alm1�t1. Kuru govdesi, bir i<; ri.izgarm etkisin­

deymi�<;esine, durmadan sallarnrd1. Kemikli elleri,

(14)

hastal1 ktan �ekil deg i�ti rmi�ti, oynak yerleri �i�mi�

parmaklan titrer; uzun, zay1f bir boynun tepesine tu­

neyen ba�1 dart bir yana sallani r dururdu.

lyi gormuyordu. Gur ka�larmm arasma gomulmu�

gozleri dar bir aral1 ktan 1�1g1 arard 1. Goz kapaklan, iyi surulmu� tarlalan n derin izlerini andmrd1. Goz ke­

narlarm1 iki dam la ya� 1slat1rd1 hep. Sonra dumduz bir oyuk bulan bu ya�lar surat1 boyunca akar, burnun­

dan �1kan yap1�kan s1v1yla ag1z kenarlannda biriken kopuklu salyalara kan� 1 rd1. Kara kuru tozunu sa�mak i�in, hafif bir yel arayan, �O rumu� ak� 1 1 mantar gibiy­

di.

onceleri ben i korkutuyordu. Bana yakla�t1gmda gozlerimi kap1yor, yine de insanm midesini kald1ran igren� kokusunu duyuyordum o zaman. Elbiseleriyle uyurdu hep. Temiz havanm odasma getirdigi bir su­

ru hastal1ga kar�1, en iyi korunma arac 1 n i n elbiseleri olduguna inanm 1�t1 . lnsan sagl1gm1 korumak i�in, ona gore, y1 lda iki kereden fazla y1 kanmamal 1yd1. Noel ve Paskalya'da y1 kanacaktm. Ostelik elbiselerini �1 kar­

madan, oldugun gibi. S1cak suyu, nas1 rlarm1 ve deri­

cigine batan t1 rnaklarm ac1tt1g1 �ekilsiz ayaklarm1 ra­

hat ettirmek i�in kullan i rd1. Haftada bir, iki s1cak su­

ya sokard1 ayaklarm 1 . Sa�larm1 , bah�1van t1 rm 1gmdan daha sert, titrek parmaklanyla ok�ard1 kimi zaman.

Bah�ede oynamam 1 , evcil hayvanlarla dost o lmam1 is­

terd i. Zamanla bu hayvanlann gorundukleri kadar tehl ikeli olmad1 klan ni anlad1m. Dad 1mm, resim li bir kitaptan okudugu hikayeleri hat1 rl 1yordum; hayvan la­

rm da kend ilerine ozgu hayatlan, sevgileri, kavgalan vard1. Vine kend i lerine ozgu bir di Ide konu�urlard1 . . . Kumese kapat1 lan tavuklar, serptigim arpa tane­

lerini kapmak i�in iti�ip kak1�1yorlard1 . Baz1 lan iki�er iki�er dola�1yor, digerleri kendilerinden gu�suzlere

(15)

gagalariyla saldmy,or, ya da yagmurdan kalan bir su birikintisine dal 1 p c;1k1yorlard 1 . Bencil bir gorunu�le tuylerini kari�tmp yumurta uzerine c;okenler de bir­

den uykuya dahveriyorlard1.

Ciftl igin avlusunda garip �eyler ol uyor; titrek ba­

caklar uzerine tunem i� canh yumurtalar gibi, kara ya da ak civcivler c;1 k1yordu kabuklarmdan. Bir gun, tek ba�ma kalan bir guvercin aralarma kat1 lmak istedi . . . KotG kar�1 land 1 ; buyuk bir kanat gurultusuyle bir toz bu lutu kald1 rarak pil ic;lerin arasma kondugunda, hep­

si korkuyla kac;1�t1lar. Hafiften seslenip onlari yat1�­

t1 rmaya c;ah�arak kuc;uk ad1m larla yakla�t1. Uzak dur­

dular, guvercini kuc;umseyerek ba�larim c;evirdi ler.

Guvercin yakla�t1 kc;a pil ic;ler g 1dakhyarak kac;1�1yor­

lard1.

Vine bir sabah guvercin tavuklarm arasma kat1 l­

mak ic;in c;abalarken gokte kara bir �ey beli rdi ve ta�

gibi aralarma indi. Tavuklar bagri�a c;1gr1�a kumes­

lerine kac;1�t1lar. Guvercin nereye s1gmacag1 m bilmi­

yordu. Kanatlarim ac;ma f1 rsatm1 bile bulamadan, guc;­

lu ku� onu yere c;ahp k1vrik gagas1yla boynunu del­

di. Guvercinin tuyleri kana boyand1. Marta sopasm1 sal layarak kulubesinden d1�ar1 ugrad1gmda, �ah in, penc;eleri arasmdaki cans1z guvercinle yukselmi�ti.

Marta, tel le c;evri l i kayahk bir bahc;ede bir de y1- lan yeti�tirdi. Yapraklar arasmda surunerek ilerleyen y1 lan, gec;it torenlerindeki sancaklari and1 ran c;atal di­

lini sallar dururdu. Dunyaya ald1 rmayan bir hayvand 1 . Ben i farkedip farketmed igini bile bilm iyorum.

Gunun birinde y1 lan, inini kaphyan yosun do�e­

gin dibine g izlendi. Uzun sure, yemeden ic;meden, Marta'nm sozunu etmekten c;ekindigi garip g izlere gomu lu ya�ad1. Ortaya c;1kt1gmda, ba�1 zeytinyag ma batm lm1� erik tanesi gibi parhyordu. lnaml maz bir

(16)

�ey oldu ard mdan : Y1lan birden hareketsizle�ti. K1v­

n lan govdesi bel l i belirsiz bir titreyi�le sars1llyordu.

Sonra, gayet sakin kendi derisinden s1yn ld 1 ; daha in­

ce, daha gene; c;1kt1 ortaya. Dilini sallam1yor, yeni de­

risinin sag lamla�masm1 bekl iyordu sanki. Eski ve say­

dam deriyi umursad1g1 yoktu. Sinekler onun ustGne sayg1s1zca u�u�mu�lerdi c;oktan. Marta, deriyi dikkat­

le yerden allp gizledi. Boyle bir derinin baz1 hasta­

l l klara kar�1 buyuk faydas1 vard 1 ama ben c;ocuk ya­

�1mla anllyamazd1 m bunu.

Y1lanm deri degi�tiri�ini, Marta i le birlikte buyuk hayranl l k ic;inde izlemi�tik. l nsan ruhunun da t1pk1 boyle ayni �ekilde govdeden kurtulup Tann'nm ayak­

lanna kadar uc;tugunu anlatt1 bana Marta. Bu uzun yolculuktan sonra Tann, ruhu verimli avuc;lan na ala­

rak nefesiyle diri ltiyor; duruma gore ya melek yap1yor, ya da cehennem ate�inde yanmaya gonderiyordu.

K1z1 I tGylu bir si ncap, s1k s1k gelirdi bizi gorme­

ye. Marta'nm elinden yer, benim omuzuma c;1 kar, 1s­

lak burnuyla ensemi, yanaklanm1 ok�ard 1 . Sonra av­

luda kuyrugunu sallayarak danseder, tiz c;1gl1klar atar, z1plar, hoplar, tavuklarla guvercinleri k.orkuturdu.

Bir gun, yakmdaki tepeden gelen sesleri duy­

dum, hemen oraya ko�tum. Agac;larm ardma sakla­

nip, koy c;ocuklarmm sincab1m1 tarlalarda kovalad1k­

lan ni deh�etle gordum. ButGn gucuyle kac;mak, orma­

na s1g mmak istiyor, c;ocuklar da onune ta� at1p yolu­

nu kesmeye ugra�1yorlard1. Minicik hayvan yorulmu�­

tu. Z1playacak gucu bile kalmam 1�t1.

Sonunda yakalad1 lar. Sincap, debeleniyor, 1s1r1- yor, kendini sonuna kadar savunuyordu. <;ocuklar egild iler, bir bidon dolusu benzini ustUne bo�altt1 lar.

Korkunc; bir �ey haz1 rlad1 klan ni anlad1m, umutsuzca sincab1m1 kurtarma yollan arad1m. Gee; kalm 1�t1m.

(17)

c;ocuklardan biri omuzunda ta�1d1g1 ate� dolu kutudan bir demet yanar �al1 ald1, sincaba dokundur­

du; hayvan hemen parlad 1 . Alevlerden kurtulmak i�in z1pl1yor, korkun� in lemeleri i�imi par�ahyordu. Alev­

ler govdesini kaplam 1�t1. Kuyrugu birka� saniye da­

ha salland1 , komi.i rle�en minicik govde yerde yuvar­

land1. l�i bitm i�ti. c;evresine dolu�an �ocukl�u gi.ili.i­

yor, bir sopanm ucuyla yani k govdeyi di.i rti.iyorlard1 . Beni gormeye gelecek kimsem de kalmam1�t1 ar­

t1k. Sincab1mm oli.imi.ini.i Marta'ya anlatt1m, soyledik­

lerimi kavr1yamad1. Kendi kend ine bir dua okudu, sonra oli.imi.i evden uzakla�t1 rmak i�in kulland1g1 si­

hirli ci.imleyi m 1 n ldand1 . Ona gore oli.im, evin �evre­

sinde dola�1yo r ve i�eri g irmeye �ah�1yordu.

Marta hastaland1. Kaburgalarm altmda, kalbin bir daha �1 kmamacasma hapsedildigi, kanat �1 rpt1g1 kafesin oldugu yerdeydi agns1. Tann'nm ya da �ey­

tan'm yeryi.izi.indeki gi.inlerine son vermek i�in boyle bir agn gonderdiklerini soyledi bana. Marta'nm y1 lan gibi deri degi�tirip, neden yeni bir hayata ba�lamad1- gm1 di.i�i.ini.iyordum. Bunu soyledigimde �ok k1zd1 , be­

ni lanetled i, Tann 'ya ki.ifreden bir �ingene ve �eytan'­

m pi�i oldugumu soyledi. Ona gore hastahk, h i� bek­

lemedikleri bir s1 rada insanlara yap1�1rd 1 . Arabada g i­

derken arkaniza oturabilir; ormanda bogi.i rtlen toplar­

ken s1rtm1za �1kar, kay1kla 1 rmag 1 ge�erken sudan f1r­

lay1verirdi. Gori.i nmeyen, bu �ok kurnaz hastahk ha­

vadan, sudan, insanlardan ya da hayvanlardan gov­

denize si.izi.i li.iverirdi. Ya da -Marta i.irki.iti.ici.i bir ba­

k1�la beni si.izdi.i- bir gaga burnun i.isti.indeki iki kara gozden size ge�iverirdi. Cingene ya da bi.iyi.ici.i gozi.i d iye anilan bu gozler, sakathk, veba ve oli.im ta�1y1- c1s1yd 1 . Bu yi.izden kendisinin de �iftlik hayvanlannm da yi.izlerine bakmam 1 yasaklam1 �t1. Bunu istemiye-

(18)

rek yapm1�sam, hac; 91 karmam ve uc; kere yere tukur­

mem gerekiyordu.

Yogurdugu hamur ek�i rse kudururdu. Beni bu­

yu yapmakla suc;lar, iki gun ekmek vermezdi . Gozu­

nun ic;ine bak1 pta onu k1zd1 rmamak ic;in kulubede gozlerim kapal 1 yurur, e�yalara c;arpar tekneleri de­

virir, d1�arda da c;ic;eklerin ustune basar, keskin 1�1gin korle�tirdigi bocekler gibi dort yana toslard 1m. Bu arada Marta da, yerden hayvan pisliklerini toplar ate­

�in uzerine atard 1 . Du man odaya yay1 ll rken buyulu sozlerle kotu ruh lan kovmaga c;all�1rd1.

Ugursuzlugu ba�indan att1g 1rn soylerd i. Bunda hakll olmallyd1. <;unku hemen son ra yapt1g1 ekmegin h ie; bir eksig i gorulmez, iyi kabarnd1 .

Marta ag n lan ve hastallg1 atlatt1. Boyuna inatc;1 bir sava� veriyor, onlara kar�1 koyuyordu. Ag n lar ye­

niden geldiginde, bir parc;a c;ig et al1p ince ince ke­

sip bir toprak testinin dibine koyuyordu. Gune� bat­

mak uzereyken c;ektig i kuyu suyunu da ustune dok­

tu kten sonra testiyi kulubenin bir ko�esine gomuyor­

du. Et c;u ruyene kadar, bi rkac; gun agnlardan kurtul­

dugunu soyluyordu. Arna hemen sonra ag n lar ba�ll­

yor; Marta, bir kere daha et gomuyordu kulubenin ko­

�esine.

Benim yarnmda agzina ne bir damla su koyar, ne de gulerdi. Butun korkusu di�lerini saymamd1. Say­

d1g1m her di�in hayatindan bir y 1 l 1 gotureceg ine inan­

m1�t1. Agzinda di� de kalmam1�t1 ya. Arna o ya�ta, her y1l1n buyuk degeri o ldugunu anl1yordum. Ben de ku­

yunun koyu aynasi nda di�lerimi gostermeden yeme­

ye, ic;meye, agz1m1 ac;madan gulmeye c;all�1yordum.

Vere du�en sac; tellerini de toplamam1 yasaklam1�t1.

Bir ifritin gozu onunde yere tek bir tel sac; su�se, he-

(19)

men ardmdan korkun<; bogaz agn larmm gelecegini bilmeyen yoktu.

Ak�am olunca, ate�in kar�1sma <;oker, kafasm1 sallayarak dua okurdu. Ben de yanma oturur, annem­

le babam1 dO�OnOrdOm. GozOmOn onOnden g itmeyen oyuncaklanmla herhalde �imdi, ba�ka <;ocuklar oy­

nuyorlard1 . Cam gozlO, kocaman kadife ay1 m, <;ift motorlO u9ag1m, minik tank1m, uzun merdiveniyle it­

faiye arabam 1 hat1 rlad1 k<;a Marta'm n kulObesi daha bir s1cak gel irdi. Piyanosunun onOne oturmu� anne­

mi ; �ark1 larmdaki sozleri; dort ya�mdayken, apandi­

sit ameliyatmdan once duydugum bOyOk korkuyu unutam1yordum. Hastanenin pml pml ta�lan, bay1 lt­

mak i<;in doktorlan n yOzOme tuttuklan maske, ona kadar sayamadan kendimden ge<;i�im bellegimde yer etmi�ti.

Zamanla ge<;mi�im, dad1 mm eskiden anlatt1g 1 ma­

sal lar gibi, olaganOstO bir bi<;im allyordu kafamda.

Annemle babamm beni bul up bulamayacaklarm1 me­

rak ediyordum. Di�lerini sayabilen kem gozlO ki�ile­

rin yanmda yiyip i<;memek gerektigini bil iyorlar m1y­

d1 acaba? Babam m s1cak dost gOIO�O gozO mOn onOn­

deydi. Kem gozlO biri di�lerini saym1�sa, herhalde ya­

kmda olOr giderlerdi.

Bir sabah uyand1g1mda kulObenin i<;i buz gibiy­

di; ate� sonmO�tO. Marta kulObenin o rtasmda, etekle­

rini kaldmp ayaklan m suya sokmu�. oturuyordu. Ko­

nu�mak istedim, cevap vermedi. Eline dokundum, buz gibi kaskat1 kesilmi�ti. lgri bOgrO parmaklarmda k1p1 rdanma yoktu. Koltugun bir yanmdan a�ag 1 uza­

nan eli rOzgars1z gOnde telden sarkan <;ama�1r gibiy­

di. Ba�1m kald1 rd1gmda 1slak gozleri hi<; oynamadan yOzO me bak1yo rmu� gibi geldi. Bir dolu 610 ballk, 1 r­

magm k1y1sma vurdugunda gormO�tOm boyle gozle-

(20)

ri. Marta'nm, y1 lan gibi, deri deg i�ti rmeye haz1 rland1- gm1 sand1m, onu rahats1z etmemek gerektig ini dO­

�OndOm. Ne yapacag1 m 1 bilemiyordum, sab1rla bek­

lemekten ba�ka . . .

Sonbahar gelmi�ti. ROzgar, agaclarda kalan son yapraklan gokyOzOne savuruyordu. Ya�h bayku�lar gibi tOneyen tavuklar uyukluyor, arada bir gozlerini ac1 p bak1yorlard1. Hava soguktu, ate� yakmay1 bilmi­

yordum. Marta'nin agzmdan bir kelime bile almak mOmkOn deg ildi. Gozlerini bir noktaya dikm i�, iskem­

lesinde oylece oturuyordu. Yapacak ba�ka �ey olma­

d1gmdan, uyand1g 1mda Marta'nm mutfakta dua oku­

yarak dola�acag ma inand1m, yatt1m. Ak�ama dog ru uyand1g1mda, yine ayaklan suda oturuyordu. Act1m, karanh ktan da cok korkuyordum.

Gaz lambasm1 yakmaya karar verdim. Marta'nm mutfag m bir ko�esine g izledigi kibritleri aramaya ko­

yuldum. Rattan ah rken lamba el imden kayd1 ; yere bi­

raz gaz dokOldO.

Kibrit, yanmak bilm iyordu. Biri parlar parlamaz kmld1, yanan parcas1 yere, gaz birikintisinin 1cine dO�tO. Alev, mavi dumanlar savurarak bir an durak­

lad1. Sonra birden odanm ortasma atlay1verdi.

Her�ey aydmlanm1�, Marta'nm yOzO iyice orta­

ya c1km 1�t1. Olup bitenin farkmda deg i lmi� gibiydi.

Duvara yay1 h p sazdan koltugunun bacaklanni yala­

yan ve ayaklarm1 soktugu legeni cevreleyen ate�e al­

d1 rd1g1 yoktu. S1cag 1 duymu� olmahyd1, oysa k1 m1 lda­

m 1yordu bile. YOrekliligine hayran olmu�tum.

Odanm ici iyiden iyiye 1smm1�t1. Alevin dil leri sarma�1k dallan gibi duvarlara t1 rmaniyordu. Ate�. in­

ce bir rOzgan n yangm1 korOkledigi pencere tarafm­

da ayak altinda ezilen kuru sebze kabuklan gibi ca­

t1 rd1yordu. Kendimi hemen d1�an atabilmek icin ka-

(21)

ptnm yantnda duruyor, Marta'ntn k1p1rdamas1n1 bek­

l iyordum. Teh likeden habersiz, hareketsiz ve dimdik duruyordu oysa. Alevler �imdi, sadtk bir kopek gibi, onun ellerini yal1yor, morumsu izler b1rak1 p sac; orgu­

lerine yuksel iyordu. l�1 lt1 l 1 bir Noel agac1yd 1 . Son ra bir anda, alevden bir �apka ba�tnt ayd1 nlatt1 , me�ale­

den farkt kalmadt. Alevler onu tatlt tatlt kucakltyor, tav�an derisinden eski, ceketinin parc;alart su dolu legene du�tligunde, neml i bir 1sl1k duyuluyordu. Ya­

k1c1 1�1g1n arastndan kemikli l«>llartntn ustlindeki bu­

ru�mu�. solgun deriyi gorebiliyordum.

Son bir kere daha seslendim, kendimi c;abucak avluya atttm. <;1 lg1na donen tavuklar kanat c;1rp1p g1- dakl 1yorlard 1 . Genellikle e�siz ve sakin duran inek, ug ursuz ugursuz bogu ruyor, kafas1yla ahtrtn kap1s1- na vuruyordu durmadan. Marta'ntn iznini beklemeden, tavuklart sal1vermek gerektigini du�u ndum. <;1gl1k c;1g­

l1ga kumesten dt�art ug radtlar. lnek de ah 1r1n kap1- s1n1 k1 rmay1 ba�ardt; yangtndan epey uzak bir yer bu­

lup du�unceli du�unceli gevi� geti rmeye koyuldu.

Kulliben in ic;i, bir kor y1g 1 n1yd1 arttk. Alevler bu­

tlin deliklerden dt�art yay1l 1yor, saman kaplt damt bol bol tlitliyordu. Blitlin bu o lup bitenlere Marta'ntn kay1ts1z kal1�1na hayranltk duymamak elde degildi.

<;evresinde her �ey klil olurken acaba yapt1g1 bu­

yliler ve sihirli dualart m 1yd1 onu alevlere kar�t ko­

ruyan ?

Hala dt�art c;1kmam1�t1. S1cakl1k dayantlmaz bir hal altnca avlunun obu r ucuna kac;mak zorunda kal­

dtm. Kumesle ahtr da yan1y.ordu. Yang1n1n urklittugu bir fare ordusu dort yana dag 1 l1yor, bir kedinin sari gozlerinde alevler oyna�1yordu. Tarlantn kenartndaki yuksekc;e bir agac;ltktan felaketi gozlliyordu sanki.

Marta'ntn, alevler arastndan sapasaglam ftrlaya-

(22)

cag 1 na inaniyordum. Arna duvarlardan biri y1k1 l 1 p ku­

IObenin ic;i ortaya 91 k1 nca onu b!r daha goremeyece·

gim ku�kusu doldu ic;ime. Duman bul utlan aras1 nda ince uzun bir �ekil sec;er gibi oldum. Marta'n1n gage yOkselen ruhu muydu? Yoksa, annemin masallann­

daki cad 1 lar gibi, ate�in canland 1rd1g1 bu ru�mu� de­

risinden kurtulan Marta, 9al1 sOpOrgesine binip dOn­

yam1zdan aynl1yor muydu?

Alevlere dal 1p g itmi�tim. lnsan sesleri, kopek havlamalanyla kend ime geld im; koylOlerdi gelenler.

Marta onlardan uzak durmam1 ogOtlerdi hep. Beni yakalarlarsa ked i yavrusu gibi suda bogacaklann 1 , baltayla par9alayacaklann1 soyler dururdu.

Onlar gorOnOr gorOnmez s1v1�t1m. Ben i farketme­

mi�lerdi bile. Agac; kOtOklerine c;arpamama, 9al 1 lann OstOmO ba�1m1 t1 rmalamasina ald1rmadan deli gibi ko�tum. Sonunda dere yatag 1na att1m kendimi. Uzak­

tan y1k1lan duvarlann, bagn�an insan lann seslerini duyuyordum. Uyumu�um . . .

Sabaha kar�1 uyand1 g1mda donuy,ordum. Sisten bir kefen dere yatag 1n1 orOmcek ag1 gibi kaplam1�t1.

Tepeye t1rmand1m. Bir zamanlar Marta'n in kulObesi­

nin bulundugu yerden, kOI ve yan 1k tahta y1g 1 n 1 ndan tek tOk alev 91k1yor, dumanlar tOtOyordu.

Ortal1k sessizd i. Art1k annemle babam1 bulacag 1- ma inan 1yordum. $u anda, benden ne kadar uzakta olurlarsa olsun lar, ba�1ma gelenleri duymu� o lmally­

d1 lar. Onlann c;ocugu deg il miydim? <;ocuklan tehli­

keye dO�tOgOnde yard1m1 na ko�mazlarsa neye yarar­

d1 anneler, babalar!

BOtOn gOcOmle bag 1 rd1m, onlan yard 1ma 9ag 1r­

d1m. Yak1n 1mda old uklann1 umuyordum. Kimse kar�1- l1k vermed i. Ac;l1 ktan, soguktan tir tir titriyordum.

Ne yapacag 1m1 , nereye g ideceg imi bi lmiyordum. An-

(23)

nemle babam da ortal1 kta yoktu. Sonra yorgunluktan l<ustum. lnsan lan bulmal1yd 1 m. Kaye gitmeliydim. Ya­

ra - bere i9indeki ayaklanmla topall 1yarak yurudum.

Sonbaharla sararan otlar arasmdan, uzaklarda kalan koyu arad1m.

(24)
(25)

IKI

ANNEMLE babam gelmem i§lti. Tarlalan n arasm­

dan, koye dog ru ko§lmaya ba§llad1 m. Aga9 kurtlannm kem irdigi solgun mavi ha9, dort yol agzma dikilmi§l­

ti. Ha9m tepeslndeki dini tasvirden, 1 ss1z tarlalarda dogan gOne§lin k1z1 I halesini seyreden bir 9ift ya§lll goz kal m1§lt1 geriye. Ha9m bir kanadma tOneyen kO l­

rengi ku§l beni gorOnce kanat 9 1 rp1p u9tu.

ROzgar, ortal lga yangmm ek§li kokusunu yay1yor­

du. Sogumu§l kOllerden gokyOzOne bir ince duman yO ksel iyordu. Koye girdigimde sm ls1 klam olmu§ltum.

l9imde bOyO k bir korku vard1. Samandan damlan, ka­

pal l pencereleriyle kulObeler, yere gomO lmO§l, toprak yolun iki yanma s1 ralanm1§llard1 sanki.

Beni ilk goren, 9itlere bag ll kopekler oldu. Zin­

cirlerine as1 larak bir ag1zdan havlamaya koyuldular.

(26)

K1m1 ldayam 1yordum. Birinin zincirini kopanp i.izeri­

me sald1 racag mdan emin, yolun ortasmda kalakal­

m1�t1m. Bir anda, annemle babamm orada olmad1kla­

n, bir daha hi9 gelmeyecekleri ger9eg ini ta i9i mde duydum. Vere oturup aglamaya ba�lad 1m. Annemi, babam1, ihtiyar dad1m1 9ag myor tepiniyordum.

Dort yandan f1 rlayan adam larla kad mlar ba�1ma topland 1 . Anlamad1g1m bir dil konu�uyorlard 1. Ku�ku­

lu bak1�lan, di.i�manca davrani�lan ben i i.i rki.itti.i. 19- lerinden bir9ogu, kulag1mm dibinde h1 rlayan kopek­

lerini de getirmi�lerdi.

Adamm biri, t1rm1g1yla arkama vurdu, yana s19- rad1m. Bir ba�kas1 yabasm1 bat1 rd 1. Bag 1 rarak geri le­

dim.

Kalabahk canlani yordu ; biri ta� att1. Yi.izi.i mi.i yere dayay1p, ba�1ma gelecekleri di.i�i.inmemeye 9a­

ll�arak uzand1m. Kurumu� tezek, 9i.iri.ik patates, elma ko9ani, ta� ve toprak at1yorlard1 kafama. Ellerimi yi.i­

zi.ime kapayarak hayk1rd1m. K1z1I sa9h iriyan bir koyli.i sa9lanma yap1� 1 p tozlu yoldan havaya kald1rd1 beni.

Kolumdan 9ekti, kulag1m1 bi.i kti.i . Omitsizce 91 rpm1- yordum. Onlarsa kat1 la kat1la gi.ili.iyorlard 1 . KIZl l sa9- ll biri, bir tekmede beni yere yuvarlad 1 . D igerleri km­

l1yorlard1 g i.i lmekten. Adamlar sanc1 lanm1� g ibi mi­

delerini tutuyor, kopekler birbirini itel iyordu. El inde bezden bir 9uval, koyli.ilerden biri, kalabal 1g1 yararak yanima geldi. Sonra beni yere yuvarlad1. Bir yandan da o kapkara, pis 9uvala sokmaya 9al1�1yordu.

Ellerimi, ayaklan m1 du rmadan sall1yor; t1 rmah­

yor. 1smyordum. Arna boynuma vurulunca kendimden ge9tim.

Ac1dan k1m1ldayamaz halde ay1 ld1g1mda adamm biri beni 9uvala t1k1p s1rtma vurmu�. goti.i ri.iyordu.

Pis 9uvalm i9inden govdesinin yap1�kan s1cakl lgm1

(27)

duyuyordum. <;uvahn a!}zrnr bir iple ba!}lam 1�lard1.

Debelenecek oldum, adam ben i yere atrp tekmeledi.

Yan bayg rn, k1p1 rdamaktan korkarak yuvah n iyine bO­

zOIOp kaldrm.

Az sonra gObre kokusu bornuma geldi, y iftl ik hayvanlarrnrn seslerini duydum. KulObenin lyinde ye­

re atr p ; yuvah n OstOnden ben i kr rbaylamaya koyul­

dular. Acrya dayanamadrm. A!}zrn r gev�etti!}im yuval­

dan f1 rlad1m, y1kt1m. El inde k1 rbac1yla y iftyi kar�rm­

da duruyordu. Bacaklarr ma salladr k1rbacm1. Odanr n iyinde, O rkek bir s incap g ib i ko�maya ba�ladrm. El in­

de k1rbac1yla pe�imden gel iyordu. Bu arada, pis on­

IOklO bir kadrnla iki koylO girmi�ti iyeri. Biri soba ar­

kasmdan, b iri de yatak altmdan ylkan iki yOcuk ha­

mam bocekleri gibi yerde sOrOnOyorlardr. Hepsi ba­

�rma O�O�tO. Saylarrma dokunmaya kalktr biri. Ba�1- m1 ona yevirince hemen yekti elini. Bende soz ettik­

lerini sezm i�tim. Konu�malarr n r iyice anlam ryordum ama srk srk uyingene11 sozO geyiyordu. Derdimi an­

latmaya yah�trm. Konu�mam ve �ivem onlarr kahka­

halarla gOldOrdO. Beni ahp evine geti ren bacaklarr­

mr kr rbayhyordu. Her vuru�unda biraz daha yOkse!}e sr yrryor, bOtOn aileyi gOldOrOyordum. Bana bir kuru ekmek paryasr verdiler, sonra odunlu!}a kapadrlar.

Krrbay yerleri acryor, bOtOn vOcudum yanryordu. Uyu­

yamadrm. Odunluk kapkaranhktr, yevremde cirit atan fareleri duyuyordum. Bacaklarr m r n OstOnden her ge­

;;i�lerinde bir yl!}hk atryor, tahta perdenin otesindeki tavuklarr uyandr rryordum.

BOtOn koy halk1 kulObeye gelip beni gordO son­

raki gOnlerde. Qiftyi, elinde k1 rbac1yla beni kurba!}a g ib i z1plat1yor, kan ve kabuk kaph bacaklarrma vuru­

yordu durmadan. lyine soktuklarr yuvala, bacaklarrmr yrkarabilmem iyin iki delik aym 1�lard1. S 1 rt1 mda ba�-

(28)

#ta bir �ey yoktu. Z1plamaya ba�layi nca, bazan guval ayaklanma iniveriyordu. 0 an, erkekler ki.ikreyerek gi.ili.iyor, elimle oni.imi.i gizlemeye gal l�l�lm kadi nlan eglendiriyordu. lglerinden birinin gozlerinin igine ba­

k1yordum arada; gozi.ine bakt1g1m hemen ba�1n1 ge­

vi rip i.ig kere yere ti.iki.iri.iyordu.

Bir gi.in " Bilgig Olga•• adll ya�ll kadi n da beni gormeye geldi. <;iftgi onu, bi.iyi.ik sayg 1yla kar� 1 lad1.

Beni iyice inceledi Olga. Gozlerime ve di�lerime bak­

t1, kemiklerim i yoklad 1 . Ki.igi.ik bir testiye i�ememi soyledi, sidigimin rengine bakt1. Ameliyat1 mdan arta kalan ve karn1 m 1 boydan boya ku�atan yara izini uzun uzun ok�ad1 , karn1 m 1 elledi. Sonra giftgiyle uzun ve sert bir konu�ma yapt1. Konu�ma bitince de boynuma bir ip gegirerek gekti, goti.irdi.i. u Bil gig Olga» satin alm 1�t1 beni.

Olga'n i n kuli.ibesi iki odal lyd 1 . Kuru ot, yaprak, agag dal l , garip bigimli renkli ta�lar, iginde kertenke­

lelerle kurtlann kayna�t1g1 kavanozlar, kurbagalar ve kostebeklerle doluydu bu iki oda. Kuli.ibenin ortasin­

da bir soba yaniyor, ate�in i.isti.inde ki.igi.ik kazanlar sallaniyordu.

Olga kuli.ibenin bi.iti.in gizli ko�elerini bana gos­

terdi. Ate�e goz kulak olacak, ormandan gall g1rp1 t0play1p geti recek ve hayvanlara bakacakt1m.

Kuli.ibede ge�it ge�it toz vard1. Olga, bi.iyi.ik bir havanda boyuna bir �eyler eziyor, bunlan kan�tmyor, gogu zaman da benden, kendisine yard1 m etmemi is­

tiyordu. Her sabah, onunla birl ikte yola g1kard1m.

oni.i nden gegtigimiz kadi nlar ve adamlar hag g1kanr­

lard 1 ; ama bizi hep, bi.iyi.ik sayg 1yla kar�1 larlard 1 g itti­

gimiz yerlerde. Hastalar igin Olga gerekliydi. Arada bir inleyen ve karn1n1 tutan kadi nlar da olurdu. Olga bu nem l i ve 1 l l k kari nlan ovalamam 1 soyler, gozi.imi.i

(29)

de hastadan ayrrmamamr isterdi. Kendisi de bir �ey­

ler mrrrldanrr, ba�rmrzrn ustUnde hac; i�aretleri yapar­

dr. Bir gun, bacagr c;u ruyen bir c;ocuga c;agrrdrlar bi­

zi. Bacak buru�uk, kara bir deriyle kaplrydr. Bu deri­

den kanla karr�rk i rin srzryordu. Bacaktan, oylesine pis bir koku gel iyordu ki, Olga bile, arada kulubeni n kaprsrnr ac;rp ic;eri tem iz hava sokma geregini duy­

du.

ButOn gun, gozlerimi kang renl i bacaga dikip oturdum. Hasta c;ocuk ya hrc;krrryor, ya da yorgun­

luktan srzrp uyuyordu. Korku ic;indeki aile, kulube­

nin kaprsrna diz c;okmu�. yuksek sesle dua ediyordu.

<;ocugun dikkati dagrldrgrnda Olga, ate�te krzdrrdrgr bir utOyu bacag r na bastrrrp yarayr daglryordu. Acrdan haykrran; durmadan debelenen hasta, sonunda bay­

grn du�uyordu. Yanrk et kokusu odaya doluyor, yara ate� ustOnde eriyen yag gibi bir crzrrtr c;rkarryordu.

Yarayr dagladrktan sonra, Olga, bacagr yeni toplan­

mr� kuf ve orumcek agryla karr�trrrlmr� ekmek ic;iyle sarryordu.

ButOn hastal rklarrn ilacrnr bilirdi. Ona duydugum hayranlrk gun gec;tikc;e artmaktaydr. Koyluler, c;e�itl i dertlerini Olga'ya anlatr rlardr. Her zaman on I arr kur­

tarabil meyi ba�arrrdr. Adamrn birinin kulagr mr agrr­

yor? Olga hemen, onun kulagrnr kimyon yagryla yr­

kardr; sonra erimi� balmumuna batrrrlmr� huni bic;i­

minde tiftik fitilini bu kulaga sokar ve yakardr. Masaya baglanan hasta, acrdan haykr rr r; Olgaysa, yanan fiti­

l in, utalasn adrnr verdigi kalrntrlarrnr temizlemek ic;in kulagr n ic;ine uflerdi. Fitilin yaktrgr yerlere de sogan suyu, teke ya da tav�an safrasrnr votkaya karr�trra­

rak hazrrladrgr melhemi surerdi. Olga, kanc;rbanlarr­

nr, ur ve her c;e�it �i�l igi yarmayr, c;uruk di�leri c;ek­

meyi iyi bilirdi. Kanc;rbanlarrnrn ic;inden c;rkanlarr sir-

(30)

keye atar ve bir sure sonra bunu ilai; olarak ku llan1r­

d1. Yaralardan akan irini kaplarda top lar, gunlerce mayalanmas1 ii;in bekletirdi. <;ektigi i;uruk di§ileri ha­

vanda ben ezerd im. Eide ettig im tozu aga9 kabu kla­

rma koyup soban m ustOnde kuruturdum.

Kimi zaman, gece yans1 tela§ill bir koylunun ka­

p1 m1z1 vurup Olga'y1 arad1g1, onu birl ikte gotOrdugu ol urdu. Geni§i bir ortOye sannan Olga, uyku ve so­

guktan titreyerek adamm pe§i inden g ider, kansmm dogurmasm1 saglard1. Kom§iu koylerden istendig i, be§i alt1 gun gelmedigi olurdu. Bu sure ii;inde kuiubeye ben bakar, ate§ii sondu rmemeye dikkat eder; hayvan­

lan doyururdum. Deg i§iikti dil lerim iz, ama Olga ile 9ok iyi anla§i1yorduk. F1 rtmadan goz gozu gormed igi, ko­

yun kar altmda kald1g1 k1§im en soguk gunlerinde, s1- cac1k kulubede otururduk. Olga bana Tann'nm 90- cuklan ve �eytan'm yardak91 lann1 anlat1 rd1 .

Bana, 11 Kara <;ocukn derdi. Yuvasmda buzu lup oturan kostebek gibi, benim ii;imde de kotO bir ruh oldugunu, bunu hi<; farketmeyebileceg imi ondan og­

rendim. lbl isin varllgmm §ia§imaz bel irtisi, ai;1k renkl i parlak gozlerin ii;ine, h i<; k1rp1l madan bakabi len buyu­

lu gozlerdi. Olga'ya gore, istemesem de gozlerine bakt1g1m ki§ii lerin ba§ima kotO ruhlan tcpluyordum.

Yapt1g1m buyuleri bozmak da benim elimdeyd i. Bir adam 1 , bir hayvarn ya da bir bitkiyi iyile§iti rmek ii;in i;al l§ian Olga'ya yard1m ederken, gozlerimi hastadan ay1 rm am al l; butOn yabanc1 du§iunceleri de kafamdan atmallyd1m. Sapasag lam bir i;ocuga bir kere bakmam yeterd i; hemen hastalanabi lirdi. Geni; bir dana, anla­

§i1lmayan bir hastal l ktan olebil ir, hasat s1rasmda top­

lanan ekinler hemen i;u ruyebil irdi.

Bendeki kotO ruh , bir suru garip yarat1g1 kendi­

ne 9ekiyordu : Hortlaklar, hayaletler, serseri ruhlar,

(31)

oteki insanOstO yarat1 klar hep �evremde dola�1yordu.

Hayalet sessiz ve zalimdir. Seyrek gorOIOr ama inat�1- d 1 r. l nsan lari tarlalarda, ormanlarda kovalar, evlere girer, amans1z bir kedi, ya da kuduz kopek k1 llgina bOrOnOr; k1zginllgin1 in leyerek gosterir; gece yaris1 kurt-adam oluverir.

Hortlak kotO ruh lari arar hep. Vi l lar once olmO�.

lanetl i ki�ilerdir bunlar. Dolunay �1kt1gi nda canlanir, insanOstO gO�leri vard 1 r. Bak1�lar1 doguya donOktOr.

Ay hilal bi�im ine donO�tOgOnde dola�maya ba�larlar.

Bu OrkOtOcO yarat1 klari n en korkuncu, en zarar­

lls1 vampirlerdir. l nsan bi�imine girerler �ogun luk.

Vaftizden once bogulmu�. anneleri tarafindan b1 rak1 l­

m1� �ocuk hortlaklard1 r bun lar. l nsan bi�imine girme­

den once, yed i ya�ina kadar gol lerde ya da ormanlar­

da ya�arlar; serseri gorOnO�Onde, hi� durmadan ka­

tolik ya da Uniate (*) kil iselerine dadani rlar. Bunlar­

dan birine yerle�ince mihrabin �evresinde dolanir, kutsal resim leri kirletir, di�leriyle par�alar, heykel le­

ri kmp yagma ederler. F1 rsat bulunca da uyuyan blr adama saldm p kanin1 emerler. Olga benim vampir­

oldugumdan �Ophe ed iyor, Ostelik bu �Ophesini g iz­

lem iyordu. Bendeki kotO ruhun isteklerini onlemek, onun hayalet ya da hortlak bi�imine girmesini engel­

lemek i�in, her sabah ac1 bir ila� haz1 rlard1. Sarm1- sakla s1vanm1� bir par�a mangal komOrOnO bu ac1 suyla birlikte yutmak zorundayd1m. KoylOler de ben­

den �ok korkuyorlard1 : Tek ba�1ma koye indigimde ba�larin1 �evirir, ha� �1kamlard1. Hele gebe kadin lar, beni gorOr gormez ka�arlard1 . KoylOlerin biraz yOrek­

lileri ise kopeklerini Ozerime salarlard1. H1zll ko�ma-

( *) Oniate: En yi.iksek din adam1 olarak Papa'y1 kabul eden Ortodokslar.

(32)

y1 ogrenmemi� olsam, bu seyrek gezintilerden sag donemezdim sanmm.

<;okluk kulubede kal 1�1mm nedeni de buydu. Ba�­

l 1ca gorevim bembeyaz bir kedinin, Olga'nin buyuk deger verdigi kapkara tavuga sald1 rmas1ni onlemek­

ti. Buyuk bir kavanoz i�inde debelenen patlak gozlu kurbagalara da bakar, sobadaki ate�in sonmemesine dikkat eder, �orbay1 kan�tmr �urumu� patatesleri so­

yup Olga'nm yara ve �1 banlara surdugu ye�il kufU dikkatle bir �anakta toplard1m.

Daha once de soyledigim gibi, Olga, koyde bu­

yuk bir sayg 1 gorurdu. Onunla birlikteyken kimseden korkmazd 1m. <;ogu zaman, pazarda sat1lacak hayvan­

lara buyu yap1 lmamas1 i�in, gelip gozlerini y1 kamas1 istenird i. Ka�an domuzu yakalamak i�in kovalayan koylulere u� kere yere tGku rmeyi, boga ile �iftle�tiril­

meye gotGru len inege verilmek uzere, baz1 otlardan yap1 lm1� ozel melhemi ogretirdi. Olga'ya sormadan kimse, ne at al1rd1, ne inek. Hayvanm ustGne biraz su doker; silkini�inden degerini bulurdu. Hayvanm fiyat1, onun kararma gore bi�ilirdi.

l l kbaharm belirtileri gorulmeye ba�lam1�. 1 rma­

gm uzerindeki buz tabakas1 km lm 1�t1 . Gune�in 1�m­

lan gumu�su dirsekleri, g irdaplan 1s1tmaktayd 1. So­

guk ve nem l i bir ruzgAnn son saldm lan, suyun uze­

rinde u�u�an koca koca yusufcuklan korkutmuyordu art1k. Golun yuzunde ince kuf tabakalan beliriyor, mel­

tem bunlan dag1t1yor, havaya ku�ucuk, binlerce yun­

su par�a savuruyordu.

Herkesin bekledig i s1caklarda veba da geldi. Bu hastallga tutulanlar ac1 dan �i�lenmi� solucanlar gibi k1vraniyor, korkun� urpertilerle sars1 l 1yor, komaya gi­

riyor, toparlanamay1p oluyorlard 1. Olga ile, kulube­

den kulubeye ko�uyorduk. Hastalan kurtarmak i�in

(33)

onlan gozlerirnle bOyOlerneye cal l§l1yordurn. Arna ug­

ra§l1rn bo§iunayd1 ; dO§irnan gOclOydO.

S1k1 s1k1 kapat1 lrn1§l pencerelerin ardmda, kulObe­

lerin karanl lg mda olOrncOI hastalar ac1yla inl iyor, hay­

kmyorlard1. Kadmlar, kundaktaki bebeklerini gogOs­

lerine bastmyor; kOcOcOgOn hayat1 birkac saat ic in­

de eriyip gidiyordu. Orn itsizligin sonuna varrn 1§l adarn­

lar, ate§lten yanan kan lanni ku§itOyO §ii lteler ve koyun postekileriyle ortOyorlard1. Vah§ii bak1§ill cocuklar, 610 ana babalannm rnaviye calan yOzlerine §la§lkm bak1- yorlard1.

Veba kolay kolay g itrn iyordu . . .

KoylOler, kulObelerinin kap1smda, ba§ilarm1 ga­

ge kaldm p Tann'y1 ararnaktayd1 lar. Korkunc ac1 lan­

n1 0 yurnu§latabil irdi. l§ikence ceken bu insan govde­

lerine 0 deliksiz uyku ihsan edebil irdi. Hastal lgm an­

la§i 1 lrnaz, cozOlrnez s1 mn1 ancak 0, sonsuz bir kur­

tulu§la cevirebi l i r, 610 cocugunun ardmdan gozya§ll doken ananm ac1sm1 0 dind irebilird i ; yalniz 0. Arna Tann, eri§iilrnez bilgel igiyle bekliyordu. KulObenin cevresinde ate§l yak1llyor; durnan, yol lan, avlulan, bahceleri kapllyordu. Korn§lu orrnanlardan, ate§lin de­

varnllllgm1 saglarnak icin durrnadan odun kesen adarn­

larm baltalanndan c1 kan tok ses ve devrilen agacla­

rm cat1rt1s1 gel iyordu. Duru ve hareketsiz sessizligin ic inden, agac govdelerinin taze etini 1s1ran cel igin boguk gOrOltOsO kulag 1 rn 1 dolduruyor; zeh ir dolu ya­

k1c1 hava, bOtOn gOrOltOleri boguyor; yutuyordu.

Bir ak§larn yOzOrn yanrnaya ba§ilad1. Durrnak bil­

rneyen Orpertilerle sars1 l lyordurn. Olga gozlerirne bak­

t1, serin elini alnirna koydu. Sonra bir tarlaya sOrOk­

ledi. Derin bir cukur kazd1 , cmlc1 plak soyunup ic ine girrnerni ern retti. Ate§lten ve soguktan bOtOn vOcudurn yaniyordu. Olga, kazd1g1 cukuru toprakla doldurdu,

(34)

beni, g 1 rtlag1ma kadar gomdu. Ba�1m 1 n gevresindeki toprag 1n uzerinde tepindi, ardi ndan kureg iyle vurarak duzled i. lyice bak1 n1p o rtal 1kta kannca yuvas1 olma­

d1g1n1 anlay1 nca ug ayn ate� yakt1.

Serin topraga gomulen govdem, solgun bir bit­

kinin koku gibi, bir an dondu. Kend imi kaybettim.

Tek ba�1 ma, uzak bir ko�ede biten lahanalar gibi, tar­

lalari n ugsuz bucaks1z goruntUsu iginde kayboldum.

Olga beni unutmam 1�t1. Birkag kere gelip bana soguk �erbetler getirdi, agz1ma doktU. Sanki, topra­

g 1 govdemin iginden suluyordu. Taze yosunlarla, bes­

ledigi ate�in duman i gozumu buland1 nyor, bogaz1m1 yak1yordu. Bu duman perdesinin ardi ndan, yeri, kaba bir yun battan iyeye benzettim. Ugsuz bucaks1z kaba bir yun battaniyeye. Tarlada biten ufac1k bitkiler goz­

lerimin onunde, dev agaglar gibi dikil iyordu. Olga yerde yuruyen dev bir hayaletin golgesiydi san ki.

Ak�ama dogru yemeg imi verd i, ug ate�i de bir­

kag parga yosunla besleyip kulubesi ne, uyumaya dondu. G ittikge derine geke'n topraga kok salan ben tarlamda tek ba�1ma kal m1�t1m.

Ate� ag 1 r ag 1 r yaniyor, k1v1 lc1mlar kapkara gok­

yuzunu, ate� bocekleri gibi giziyordu. Ba�1m donu­

yordu. Bir bitkiyd im sanki. ButUn gucuyle gune�e uzanan, ama sap1n1 bir tUrlu uzatamay1p toprakta tut­

sak kalan bir bitki. Ya da ba�1m, bag 1 ms1z bir ya�a­

y1�a eri�mi�ti. G ittikge daha h1zll donuyor, sonunda da, gokyuzunde, ona s1cakl lg1n1 veren gune�in parlak yuvarlagi na rasllyordu.

Ruzgan n aln i m 1 tokatlad1g1 anlar, igimi buyuk bir korku kapl 1yordu. Sanki kannca ve hamam boce­

gi ordulan ba�1 ma sald1 rmak igin sozle�mi�lerdi. Bey­

nime dolu�up orada karargah kuruyorlard 1. Onlarm g.ogallp butUn du�uncelerimi birer birer yuttuklan n1,

(35)

kafatas1rn1, i<;i bo§ bir kabak gibi b1 rakt1 klar1n1 goru­

yordurn sanki.

Bir guru ltUyle uyand1rn, gozlerirni ac;:t1rn. Nerede oldugurnu unutrnu§turn. Govdern topraga kaynarn1§tl.

Kuc;:ucuk kulreng i l§l klar bel irrn i§, ate§ler sonrnu§­

tU. Soguk bir c;:iy dudaklar1 rn 1 1slat1yor, yuzurnde, al­

nirnda taneleniyordu. Uykurnu bolen garip h1§1rt1y1 duydurn yine; bir boluk karga ba§1rn1n uzerinde uc;:u­

§uyordu. Biri, birkac;: ad 1 rn oterne kondu; koca kanat­

lannm titre§irn leri kulag1rna doluyordu. Digerleri de teker teker yere konarken; o ag1 r ag1 r bana yakla§tl.

Tuylerinin kara par1lt1s1ndan, delici gozlerinden ba§­

ka §ey sec;:emiyordum. Ba§1rn1 c;:evreleyen kargalarm c;:ernberi daralrnaktayd1 . Boyunlanni uzatrn 1§ yakla§1- yorlar, ya§ay1p ya§arnad 1 g 1 rn 1 anlarnaya c;:al l§1yo rlar­

d1 herhalde.

Hayk1 rd1 rn . $a§1 ran kargalar, buyuk bir kanat h 1-

�1rt1s1yla kac;:1§t1 lar. Bir ikisi havaland1 . Arna hernen az oteye kondular. Ternkinl i bak1§lann1 uzerirne dikip c;:ernberi yeniden daraltrnaya koyuldular.

Yeniden hayk1 rd1 rn . Bu kere bag 1 r1§1rn ku§lan et­

kilernern i§ti. Tersina, artan bir atakl l kla c;:ernberi da­

ralt1yor, g ittikc;:e yakla§1yorlard1. Kalbirn sanki yerin­

den f1rlayacakt1. Kargalar y�!zurnun birkac;: kari§ ote­

sindeydiler. Ne yapacag1 rn 1 bilerniyordurn.

lyice bulanan gozlerirne dev gibi kara §ekil ler, uc;:suz bucaks1z gagalar doluyordu. Urnutsuzca bag1- np yard1 rn istedirn. Arna ku§, h ie;: korkrnadan ac;:t1 ga­

gas1n1. Bag 1 rrna f1 rsat1n1 bile bularnad 1rn. Kafarn 1 ga­

galarnaya koyuldu. Her vuru§ta da bir tutarn sac;:1 rn 1 kopanyordu.

Ba§1rn1 bir yandan obu r yana sal l 1yor, boynurnu s1 kan toprak c;:ernberden kurtulrnaya c;:al 1 §1yordurn.

Bu c;:1 rp1nrnalar kargalan k1§k1 rtrnaktan ba§ka i§e ya-

(36)

ramad 1 . Dort yandan ba�1m1 gagalamaya ba�lad1 lar.

Bagmp ag lamam da para etmiyordu. C1hz sesimin yerden yOkselip Olga'nm uyudugu kulObeye eri�me­

si imkAns1zd 1 .

Ku�lar gem i az1ya alm1�lar, ba�1m 1 sallad1 k�a co­

�uyor, yOzOme aldm� etmeden kafam1 da, ensemi de daha �ok gagahyorlard1 . GOcOm tOkenmi�ti. Ba�1m1 sallamak; bir �uval dolusu patatesi ta�1mak kadar gO�­

tO art1k benim i�in. DO�Onemez olmu�tum. DOnya, bir sisin i�ine gomOlmO�tO. Direnmekten vazge�tim ku�

oldum ben de. Vere yap1�m1�, soguktan tutulan kanat­

lanm1 a�abildim sonunda. Karga sO rOsOne kat1 ld1m.

Serin ve can veren rOzgAn duyarak ufku oklanyla de­

len gOne� 1�mlarma dog ru u�tum. Kanath karde�le­

rim in ne�eli gaklamalan bana yolda�h k ediyordu.

Olga, beni kargalann �1rpman kara salk1 mmm altmda buldu. Yan donmu�tum, kargalann gagalan kafamda derin yan klar a�m1�t1 . Beni mezanmdan �1- kard1.

Birka� gun sonra kendime geldim. Toprak, has­

tahgm tohum larm1 yok etm i�ti. Olga, karga gorOnO­

�Ondeki vampirlerin ba�1ma O�O�Op kani m1 emdikle­

ri, kend ilerinden olup olmad1g1m1 anlamaya �ah�t1 k­

lan inancmdayd1 . Vampir olmasalar gozlerimi oyma­

dan b1 rak1 rlar m1yd 1 ?

Haftalar ge�ti; veba salgm1 koyden uzakla�t1. Ye­

ni mezarlarm OstOnde ye�il otlar bitti. Zeh irli govde­

lerin besledigine inani lan bu otlara, kimse el sOrmO­

yordu. Bir sabah, Olga'y1 1 rmagm k1y1sma �ag 1 rd1lar.

KoylOler 1 rmaktan, uzun, dik b1y1kh bir kedi bahg 1 �1- karm1�lard1. <;evrede az gorOlmO�tO bu bOyOklOkte bir bahk. Bal 1 g 1 yakahyan koylOlerden biri, ag 1 �eker­

ken damarm1 kesmi�ti. Olga onun kolunu bag larken otekiler bahg1 yOzOyorlard1. Sevin� �1gh klan atarak,

(37)

hayvanm delinmemi§ sidik torbasm1 9 1 kard1 lar. Hi<; bir

§eyden §Ophelenmemi§tim. Ses 91 karmadan bak1yo r­

dum yapt1klarma. l riyari bir koylU bag1 rarak havaya kald 1 rd1 beni. Hepsi alk1§lad1 lar, sonra bir top gibi be­

ni elden ele ge9irdiler. Ne o ldugumu anlamadan, ba­

l 1 g m yari yariya 1 rmaga gomUlen sidik torbasma tu­

tunmu§, suda buldum kendimi. Akmt1 sidik torbas1yla beni k1y1dan uzaga suruklUyordu. ButOn gucumle bu dayaniks1z dubaya yap1§t1 m. l rmagm 9amurlu ve buz gibi sularina bat1p 91k1yor, bag1 rarak yard1m istiyor­

dum.

G ittik<;e uzakla§1yordum k1y1dan. KoylUler, kolla­

rini sallayarak k1y1 boyunca ko§uyorlard1 . Baz1 lar1 ba­

na ta§ at1yordu. Bu ta§lardan biri, az kalsm delecek­

ti torbay1. Akmt1, beni 1 rmag m ortasmdan surukleyip gotOruyor, k1y1 lara yakla§mak imkAns1zla§1yordu. So­

nunda koylUler, bir tepenin ardmda gorunmez oldu­

lar.

Buz gibi bir ruzgAr suyun yuzunu dalgalandm­

yordu. Torba birka<; kere dalgalarm i<;ine gomUldu.

Sonra yine su yuzune 91kt1, buyuk bir guvenle yuz­

meye devam etti. Birden girdaba kap1 ld1k. Torba ol­

dugu yerde donuyor, suya dallyor, g itm iyordu.

Bacaklarim 1 oynatarak kurtulmaya 9all§t1 m. Bu­

tUn geceyi boyle, 91 rpmarak ge9irecegimi du§Onmek beni olduruyordu. Yuzme bilmedigim i<;in, torba pat­

larsa bogulacag1mdan emindim.

Gune§ batm 1§, hava iyice sogumu§tu. G ittik9e sert esmeye ba§layan ruzgAr, beni akmt1dan uzakla§­

t1rd1. Koyden kilometrelerce uzaktayd1 m art1 k. Kuytu bir k1y1ya suruklendim. Gece karanllgmda, ordeklerin barmd1g1 9amurlu sularm arasmda boyveren sazlari se9ebi ldim. Cankurtaran simidim, ot kumeleri arasm­

dan ag1 r ag1 r i lerliyordu. Koca sivrisinekler tepemde

(38)

v1z1 ldamaya ba�lam1�t1. Orkek kurbagalar, nilOferle­

rin ortasma g izleniyorlard1 . Kuru bir saz, s1k1 s1k1 tu­

tundugum sidik torbasm 1 patlatt1. O an,, ayag1m yere degdi.

Yaprak oynam1yordu c:;:evremde. l lerideki batak­

l l klardan, akc:;:aagac:;: korulanndan insan ve hayvan ses­

leri geliyordu. Her yanim tutulmu�, k1m1ldayamaz ol­

mu�tum, tir tir titriyordum. BOyOk bir sessizliklik c:;:ok­

mO�tO o rtal 1ga.

(39)

INSANIN yapayalniz kalmasr OrkOtOcO bir §eydi.

Arna tek ba§ma kalan birinin kimseden yardrm iste­

meden kendini nasrl kurtaracagmr Olga'dan ogren­

mi§tim : Bitki, hayvan ve balrklarr tanimak gerekliydi once. Bir de, hi9 sonmeyen ate§i o l malrydr. l l ki icin bOyOk tecrObe gerekl iydi. Arna ikincisi g09 say1lmaz­

d1. B i r konserve kutusu bulmak, Ozerinde, del ikler ac­

mak yeterliydi. Ancak bu kulpun 90k uzun o lmasr ge­

rekiyordu. Kutu elde ya da omuzda ta§mabilmel iydi.

Bu ilkel ate§ kutusu, hem 1s1tma aracr olarak i§e yarryor; hem de mutfak yerine ge9iyordu. l9ine bir­

ka9 par9a kor koymak, ate§in sonmemesine dikkat etmek yeterdi. Kutuyu sallad1 k9a deliklerden hava ge- 9iyor, ate§i dem i rci korOgO gibi canlandrrryordu. De­

g i§ik yakacak kul lanmak, kutudan nasrl yararlanaca-

(40)

!)1ni bilmek, c;e�itli i�lerde gerekl i s1cakll�1 sa�lamak ic;in onem liydi. Patates, �algam ve ballk pi�irmek ic;in nemli yapraklarm ate�i yetiyordu. Bir ku� k1zartmak ic;in de, kuru dallarm ve canll samanm ate�i gerekliy­

di. Yuvalarda bulunan yumurtalar ic;in de kurumu� pa­

tates saplarmm alevinden iyisi o lamazd1.

Ate� kutusunu bOtOn gece sonmeden tutabilme­

nin tek yol u, a�ac;larm govdesinden toplanan 1slak yo­

sunlari ic;ine doldurmakt1. Yosun a� 1 r a�1 r yanar, yo­

�un dumani y1 lanlarla zararll bocekleri uzakla�t1r1 rd 1 . Tehl ikel i durumlarda kutuyu sallamakla da bOyOk bir ate� sa�lani rd1. Karl1, ya�murlu gOnlerde ise, rec;ina- 1 1 tahta parc;alariyla, a�ac; kabuklariyla doldurulmal ly­

d 1 . ROzgarl l ya da s1cak gOnlerde de kutuyu fazla sal­

lamamal l , suya bat1r1lm1� taze otlarla ate�i ortOp, a�1 r a� 1 r yanmas1 sa� lamallyd1.

Ate� kutusu, insanlarla kopeklere kar�1 da etkili bir silaht1 . K1v1 lc1mlar sac;an bu garip arac; kar�1sm­

da, en azgm kopek bile duraklard1. Sald1 rgan birinin yOzOne do�ru sallansa, herifi kac;1 rmak mOmkOndO.

YOzOnOn bOtOn etlerinin yanmasm1, kor o lmay1 kim gaze alabilird i ? Bu silah e lde o ldukc;a insan kale gibiydi; yalniz uzaktan saldmya u�rayabi l i rdi. Uyur­

ken birden bo�anan ya�mur altmda ate� kutusunun sonmesi tehlikeliydi. O zamanlar kibrit oylesine pa­

hahyd1 ki, kim bir kutu kibrit alsa c;oplerini ikiye ay1- rnd1 . Cakmak denen nesnenin varh�mdan kimsenin haberi yoktu.

lnsanlar, s1rtlarmda ya da kemerlerlne ba�h ta�1- d1klar1 kOc;Ok c;antalara, bulduklari yakacaklari dol­

dururlard1. Tarlada c;all�an koylO ler de ate� kutula­

rmda sebze bahk, ku� pi�irirlerdl. Gece olunca, eve donen koylO ler, kutularm1 sallar, karanllkta bu mlnl­

cik ocaklar c;1t1rdar, parildar, 1�1lt1h kuyruklariyla ha-

(41)

vada 1�1 ktan c;:emberler c;:izerlerdi. Bu kutulara " ko­

metn deniyordu. Olga'ya gore, sava�. veba salg1n1 ve 010m getiren kuyruklu y1ld1za benziyordu ate� kutu­

lari.

Bu i�i gorecek konserve kutusunu bulmak kolay degi ldi. Asker ta�1yan trenlerin gec;:tigi demiryolunun yanindan toplanabi l i rdi konserve kutulari. Dem i ryolu yoresinde ya�1yan koylu ler, yabanc1 lar1n konserve kutular1n1 toplamalarina engel olur, bulduklari kutu­

lari ise ate� pahasina satarlard 1 . Demiryolunun iki ya­

kasinda, konserve kutulari yOzOnden koylerin birbi­

rine g i rdigi olurdu. Her gun, s 1 rtlar1nda c;:uvallar ve baltalarla demi ryoluna ko�an adamlar, dO�man koyle­

rin kutu toplamalar1n1 onlerlerdi.

Bana ilk 11 kometn imi Olga vermi�ti. Ona, hasta­

larindan biri, para yerine armagan etmi�ti bu kutuyu.

Deliklerini geni�letir, kenarlarini egeler tenekesini parlat1 rd1m. Sah ip oldugum bu tek degerli �eyi c;:ald1 r­

mamak ic;:in kutuyu bilegime bag lam1�t1 m ; ondan hie;:

ayr1 lm1yordum. Canll, c;:at1 rdayarak yanan ate�i bana gurur ve gOven verirdi. Olga beni ormana, i lac;: yapa­

cag1 otlari toplamaya yol lad1g1nda, buldugum yaka­

caklari c;:uvallma doldurma f1 rsat1n1 hie;: kac;:1 rmazd1m.

Arna �imdi Olga c;:ok uzaklardayd1, ben de 11 ko­

metn imi yitirmi�tim. Sazlarin keskin yapraklari ayak­

lar1 m 1 kesmi�ti. Kalc;:alari ma ve bald1rlar1ma yap1�m 1�

kanim 1 emen sOIOkleri koparip kioparip att1 m. Upuzun, OrkOtOcO golgeler uzaniyordu 1 rmagin Ozerinde. Ka­

ranllk k1y1 lar boyunca gOrOltOler sOrOnOyordu. GOrgen agac;:larinin c;:at1 rt1 lar1, akintinin 1slatt1g1 sogut yaprak­

larinin h1�1 rt1s1 arasindan, Olga'nin s1k s1k sozOnO et­

tigi esrarll yarat1 klar1n seslerini duyar gibiydim. Ga­

rip bic;:imlere g iriyor, boynuzlu ya da yarasa kafall y1- lanlar oluyor, insanin bacaklarina dolanarak bOtOn

(42)

gucunu alryorlardr. Vere du�en adam, bir daha uya­

namryacagr bir uykuya dalrp gidiyordu. lnekleri kor­

kutan bu garip surungen leri, zaman zaman ahrrlarda gormli�tlim. lneklerin sutlinu emdikleri, hatta iglerine girerek blitlin yiyeceklerini yutup onlarr aglrktan 61- durdlikleri soylenirdi. Yliksek otlarla sazlarrn arasrn­

da ko�maya ba�ladrm . <;itlerin uzerinden a�ryor, birbi­

rine gegmi� dal larrn altrndan surunuyordum. Az kal­

srn sivri ta�larrn ya da agag kutliklerinin uzerine du­

�uyordum kag kere.

Uzakta, bir inek boglirdu. Bir agacrn tepesine trrmanrp bakrndrm. u K.ometn lerin dost parrltrlarr go­

zume ili�ti. Koyluler tarladan donuyorlardr. Kopek havlamalarrnr kollayarak yakla�trm .

Sesler, g ittikge daha yakrndan geliyordu. Kalrn yaprak klimesinin ardrnda bir yo l olmalrydr. lneklerin agrr yuruyu�unu, geng goban larr n sesini duyuyordum' Zaman zaman ate� kutularrndan grkan krvrlcrm lar ge­

cenin karan lrgrnda parrldryor, sonra uzakla�rp yok oluyordu. <;alrlrklar boyunca izledim on larr. Bir ara ustlerine saldrrrp ukometn lerinden birini kapmakta kararlrydrm. Yan larrndaki kopek birkag kere aldr ko­

kumu. Arada galrlara dalryor, ama igi rahat etm iyor­

du bir tlirlli. HDmurdanarak yola donmesi igin, yrlan gibi trslamam yetiyordu. Tehlikeyi hisseden gobanlar susup ormandan gelen sesleri dinlediler.

Biraz daha yakla�trm . lnekler beni gizleyen dal­

lara surtlinerek gegiyorlardr. 6ylesine yakrndrlar ki bana, govdelerinin srcaklrgrnr duyuyordum. Kopek ye­

ni bir saldrrr denedi. Aynr oyun la yine kurtuldum on­

dan.

Elimdeki dikenli sopayla iki inegi durttum birden, Bogurerek kagmaya ba�ladrlar. Kopek de pe�lerin-

(43)

den g itti. 0 an, korkun9 bir haykm�la 9obanlardan bi­

rinin surat1na vurdum. Neye ugrad1 g i n 1 anlayamadan el indeki ate� kutusunu 9ekip ald 1 m ve ko�arak 9al 1- ll klara dald1m.

<;1kard1g1m urkutOcu ses, hayvanlan ka91 rd1g1 g i­

bi insanlan da korkutmu�tu. $a�k1n arkada�lanni 9e­

ki�tirerek koylerine dogru ka91�t1 lar. Ben de, 1slak ot­

larla ate�i gizlem iye 9al 1�1p orman i n derinl iklerine dald 1m. Teh likeden kurtulduguma inan inca ate�i bes­

lemeye koyuldum. Kutudan 91kan alevler bir suru bo­

ceg i ka91rd1. Aga9 dal lanna buyucu ler as1 lm1�t1. Goz­

lerimin i9ine bak1p yolumu �a�1 rtmak istiyorlard1 . Gu­

nahkarlarin olu lerinden 91k1p g iden gezg in ruh larin iniltileri kulaklan m1 dolduruyordu. 1 1Kometn imin k1- z1I 1�1g 1nda aga9larin bana dogru egildigini gorur g i­

biydim. Tabutlan n i n kapagi n 1 kald1 rmak isteyen hort­

laklarla gulyabanilerin 91 kard1klan gurultU ler, s1zlan­

malar da kulaklan mdayd 1 .

Yer yer, aga9 govdelerinde baltalan n b1rakt1g 1 derin izler goruluyordu. Olga, koyl ulerin aga9lan boy­

le i�aretleyip du�man lanna buyu yapt1 klan n i soylerdi hep. Her vuru�ta du�manin ad1 tekrarlanir, yuzu goz onune getiril ir, boylece hastallk ve alum uzerine 9e­

kil irdi. <;evremdeki aga9larda pek 9ok balta izi var­

d 1 . Bu yorede ya�1yan insanlann du�mani boldu an­

la�1 lan. Onlan yok etmek i9in de var gu9leriyle 9all­

�1yorlard 1 .

uKometn imi sallad1 m. S1ra s1ra aga9lar egilip be­

n i ormana, aralanndan ge9ip karanl1 klarda yok olan i9inden 91k1lmas1 gu9 yo llara 9ag 1 r1yorlard1 . Erger; on­

lari n 9agnsina uyacakt1m. Koylerden uzak kalmak i�i­

me gelmiyordu.

Yapt1g1 buyu lerle Olga'ya ula�acag 1 ma inanarak

(44)

ilerled im. Ayaklarr mr buyu led igini, kagmaya kal kr�r r­

sam bu ayaklarrn beni kulubeye getirecegini soyle­

memi� miydi? Korkacak bir �ey yoktu. Bendeki g izli gug ayaklarrma yon verecek ve Olga'ya gotOrecekti.

(45)

DORT

KoYLOLERIN " K1skan9 n diye adland1 rd1 klan de­

girmencinin yanmda kahyordum §imdi. Hepsinden de sessiz bir adamd1 bu ustelik. K.om§ulan onu gorme­

ye geldiginde de ag 1 r ag1 r votkasm1 yudumlayarak oturur, du§unceye dalar, ya da gozu duvardaki sinek olusunde, arada bir anla§1 lmaz sozler soylerd i.

Kans1 odaya girdig inde kurtulurdu dalgmhgm­

dan. Kocas1 kadar sessiz olan kadm onun arkasma c;oker, yeni gelenler i9eri girince utanc;la ba§ml eger, arada bir yan yan bakard1 .

Odalarmm tam ustUndeki tavan arasmda uyuyor­

dum. Gece onlann kavgas1yla uyan1rd1m 9ogu kere.

Deg irmenci kansmdan §Upheleniyor, 9ah§tl rd 1g1 gene;

yana§maya tarlalarda, hatta degirmende 91 plak vucu­

dunu gosterip ba§tan 91kard1gma inaniyordu. Kadm

(46)

ses c;1 karmadan onu dinler, bir �ey soylemezdi. Za­

man zaman kavga �iddetleni r, c;1lg1na donen degir­

menci mumlan yak1p c;izmelerini g iyerd i. Aral l k tah­

talardan k1 rkanc; kocanm c; 1 r1lc;1plak kans1n1 k1 rbac;­

lamas1n1 gozlerdim. Kad m, bir ku�tOyu yast1 kla gov­

desini korumaya c;al l�1 r, ama degi rmenci yast1g1 c;e­

ker allrd1. Kad1n1 yere devirdikten sonra, uzerinde bacaklar1n1 ac;1p durur ve k1 rbac;lard1 durmadan.

Her vuru�ta kad mm dolgun etlerinde kanll izler be­

l i rirdi.

Ac1 mas1 yoktu degi rmencinin. Guc;suz kadm, in­

leyerek yatard1 yerde. Sonra surunerek l<Dcasma yak­

la�1r, bacaklarma yap1�arak bag1�lamas1 ic;in yalvanr­

d1. Sonunda k1 rbac1 atan deg irmenci, mumlan sondu­

rup yatard1 . Tahtalann uzerine buzu len kadm butun gece aglar, ertesi gun yaralanni g izlemeye c;all�1rd 1 . A rn a yurumekte guc;luk c;ektigi bel l i olur, zaman za­

man yarall elleriyle gozya�lanni silerdi.

Kulubede oturan bir uc;uncu canll daha vard1 : Cok guzel bir yaban kedisiyd i bu. Bir gun del irm i�­

cesine k1s1k k1s1 k miyavlamaya ba�lad 1. Y1lan gibi du­

var boyunca gidiyor, degi rmencinin kansmm etekle­

rine surtunuyordu. Homurdanip inl iyor, k1s1 k sesi ev hal k1n1 sinirlendiriyordu. Ak�ama dogru ate�ten parll­

yan burnu titreyen kuyruguyla miyavlamalan ac1kll bir hal ald 1 .

Degi rmenci hasta kediyi kilere kap1yarak kar1s1- na, gene; yana�may1 ak�am yemeg ine getireceg ini soyledi. Kad m, h ie; ses c;1 karmadan sofray1 kurdu ye­

megi haz1 rlad 1.

Yana�ma kimsesizdi. l ki y1 ld1r c;all�1yordu degi r­

mencinin yanmda. Uzun boylu, ic;ine kapanik, gene;

bir adamd1. Uzun, tiftik gibi sac;lan durmadan gozu­

nun ic;ine girerdi. Degirmenci, koylulerin kar1s1yla ya-

(47)

na�ma i9in soylediklerini duymu�tu. Yana�mani n ma­

vi gozlerini gorOnce kad1n1n renk deg i�tirdigi anlat1- l 1 rd1 hep. Kocas1na yakalanmaktan da korkmayan ka­

d i n, onun onOnde eteklerini kaldmr, titrek memeleri­

ni gosterirdi.

0 ak�am, degirmenci gen9 yana�mayla birlikte geld i. <;antasinda, kiOm�ulann birinden ald1g1 erkek kediyi de getirm i�ti. Bir bal kabag i ndan bOyOk kafa­

s1, uzun ve bol tOylO kuyruguyla bir garip yarat1kt1 bu kedi.

Ki lerdeki di�i ked i erkeginin kokusunu alm1�. ba�­

tan 9 1 kanc1 miyavlamalarla onu yan ina 9ag myordu.

Deg irmenci kileri a9t1. Di�i kedi odan i n ortasina f1r­

lad 1 . lki hayvan, uzun bir sure doland1lar, soluk so­

luga bak1�t1 lar, sonra yakla�t1 lar birbirlerine.

Degi rmencinin kans1 yemegi getird i. 090 de ses 91 karmadan yediler. Deg irmenci ortaya oturmu� bir yanina kans1n1, obOr yanina da yana�may1 oturtmu�­

tu. Ocag 1 n yan ina bOzOlmO�. yemegimi agz1mda ge­

velerken iki adam 1n doymak bilmeyen i�tahini hayran­

l1 kla izl iyordum; koca koca et ve ekmek dilim!erini yi­

yip yutuyor, bardak bardak votka deviriyorlard 1 . De­

girmencinin kans1 ise yemeg ini yava� yava� yiyor, ufak lokmalar at1yordu agzina. Ba�1n1 9anag1na egdi­

ginde a91 lan dolgun gogsOne ka9amak bak1yordu gen9 yana�ma.

Birden, odan i n ortasi ndaki di�i kedi bOzOIOp kam­

burunu 91kard1. Sivri di�leri ve d1�an ug rayan t1 rnak­

lanyla erkek kedinin OstOne sald1 rd1. Duraklayan ve kaskat1 kesi len erkek kedi di�inin alevli gozlerine dogru h 1 rlad 1 . Di�i onun 9evresinde, ileri geri z1playa­

rak donOyordu. Bir ara burnunu t1rmalad1. Erkek ke­

c'i di�inin ba�dondOrOcO kokusunu alm1�t1. Kuyrugu-

(48)

nu dikip ona dogru ilerledi. Di�i yere yap1�m1�. t1 rnak­

lanm 9 1 karm1� topa9 gibi donuyordu.

GorOntO odadaki 09 ki�iyi de etkilem i�ti. Kad 1- nm yuzO k1pk1 rm1z1yd1. Gen9 yana�ma ba�1m kaldmp bakam1yordu. Terl iyor, durmadan gozunun Ostune du­

�en sa9m1 kald 1 rmaya 9al1�1yordu. Kend ini kaybetme­

yen yalmz deg irmenciydi. Kedi leri gozleyerek yemegi­

ni yiyor, zaman zaman da kans1yla konuguna bak1- yordu sanki. Sonunda erkek kedi kararm1 verdi. Bir­

den s19rad1 ve dort ayak, di�inin Ostune 9oktu. Di�­

lerini boynuna ge9irip butun gucuyle yuklendi. Yere yap1�an di�i uzun bir 9 1 g l 1 k att1, sonra kurtuldu erkek kediden. SonmO� fmnm OstOne f1 rlay1p denizden 91- kan lm1� bah klar g ibi debelenmeye koyuldu. on ayak­

lanyla boynunu ka�1yor, ba�1m 1 l 1 k duvara surtuyor­

du. Degirmencinin kans1yla gen9 yana�ma yemegi unutmu�lard 1 . Ag1zlan a91 k, sesli sesli soluyarak ba­

k1yorlard1 birbi rlerine. Kadm ellerini gogsune gotO­

rOp memelerini s1kt1. Kendinden ge9mi�ti. Yana�ma, bir ona bak1yordu delice, bir de kediye. Dudaklan m yal1yor, yutkunuyordu durmadan.

Degirmenci yemegini bitirdi, son bir bardak vot­

kay1 da devi rdikten sonra, yan sarho� ayaga kalkt1.

Teneke ka�1g 1 masadan kap 1p gen9 yana�maya yak·

la�t1. $a�kml 1kla bak1yordu gen9 adam degirmenci­

ye. Kadm eteklerini kald 1 rd1, ate�i durtuklemeye ko­

yuldu.

Degirmenci egildi, yana�mamn kulagma bir �ey­

ler soyledi. Bir yeri yanm 1�casma ayaga f1rlad1 gen9 adam. Bir yandan da oyle �ey yapmad1gm1 anlatma­

ya 9ah�1yordu. Degirmenci, bu kere yuksek sesle, kansmm pe�inde dolamp dolanmad1gm1 sordu. Ya­

na�ma k1zard1, cevap vermedi.

Degi rmenci, odamn ortasmda �i�inerek dolanan

Referanslar

Benzer Belgeler

On the other hand, perceived supervisor support has a significant mediating role between both job autonomy and innovative work behavior (p=0.028) between training and

Ares V başka bir şey daha yapabilir; daha da büyük parçalı bir teleskopu (aynası katlanabilen birkaç parçadan oluşan) uzaya taşıyabilir.. Uzay Teleskopu Bilim Enstitüsü, 16

Ekibin vard›¤› sonuçlara göre gökadam›z, flimdiye kadar varl›klar› belirlenememifl ve büyük ço¤unlu¤u fazla parlak olmayan X- ›fl›n kayna¤› y›ld›zlarla

Bulgular: Ki-67 PI şeffaf RCC’de %4.55, granüler RCC’de %3.33, kromofob RCC’de %3.66, iğsi hücreli karsinomda %28.7, kistik RCC’de %0.3 olarak belirlendi ve Ki-67 PI’nin

Lemma 4.4.1 (M, g) bir Riemannian manifold ve ˆ ∇’de TM tanjant demetin ˆg Sasaki metri˘gine g¨ore Levi-Civita konneksiyonu olsun... Buda teoremimizi

Bu çalışmada, anahtarlamalı akış-grafı yöntemiyle DA-DA düşürücü dönüştürücünün büyük-işaret, kalıcı-hal ve küçük-işaret modelleri

Califor- nia’nın Rosemead kentindeki Karma- şık Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Merkezi'nin kurucusu John Martin, Kronik Yorgunluk Sendromu (ME) bulunan bir kadından

Temelinde bilgisayar gibi işleyen bir evrende yaşadığımıza kanıt olarak, sürekli görülen fiziksel olaylara kuantum mekaniksel düzeyde baktığımız- da kesikli bir yapıya