Mart 2000 15
Kış gelip de havalar soğuduğunda, soğuk rüzgârlar esmeye başla-dığında yaşlıların ken-dilerine biraz daha dik-kat etmeleri gerekiyor. Doktorlar yaşlıları
hi-podermi konusunda
uyarıyor. “Yaşları iler-leyen kişilerde hipo-termi riski de artıyor. Bunun nedeni
yaşlan-maya bağlı fizyolojik değişimlerin yaşlıları soğuğa karşı daha duyarlı yapması”diyor. ABD Uluslararası Yaşlanma Enstitüsü başkan vekili Terrie Wetle.
Hipotermi, vücut sıcaklığının normalin altına düşmesi olarak ta-nımlanıyor. Her ne kadar yeterli tıp istatistikleri olmasa da doktorlar, so-ğuğun etkisinde kalan yaşlıların öl-düğünü ileri sürüyorlar.
Yaş ilerledikçe görül-meye başlayan fizyolo-jik değişimler, bedenin soğuğa karşı gösterdiği, titreme gibi, kan dola-şımının düzenlenmesi gibi önemli tepkileri
zayıflatıyor.
Yaşlan-mayla birlikte ortaya çıkan parkinson hasta-lığı, kalp krizi ve dola-şım sistemi bozukluk-ları, bedenin termostadını olumsuz etkiler.
Tutumlu yaşlılar evlerini genel-likle pek fazla ısıtmazlar. Ne var ki bu durum onları ciddi bir risk altına sokar. Çoğu kişinin bilmediği şey, ki-mi yaşlıların evin içindeyken bile (18°C’de) hipotermi olabileceğidir. “Hipoterminin insanların başına ge-nellikle açık havada geldiğini düşü-nürüz. Ama bazı yaşlıların
bedenle-rinde, evlerinin içindeyken bile cid-di sıcaklık düşüşleri görülebilir” cid- di-yor Wetle.
Aslında hipotermi kolaylıkla an-laşılır ve önlenebilir. Uyku hali, kafa karışıklığı, sakarlık, konuşmada bo-zukluk ve sığ (derin olmayan) solu-ma gibi göstergeleri vardır. Asolu-ma hi-potermiyi saptamanın en iyi yolu ki-şinin ateşini ölçmektir.
Doktorlar hipotermiye karşı yaş-lıların alacağı kimi önlemleri de sıra-lıyorlar. Yatmadan önce alkol alınma-ması, soğuk havalarda sıcak yiyecek ve içeceklerin alınması, yatarken sı-cak tutası-cak şeyler giyilmesi, alınan ilaçlara dikkat edilmesi bunlardan bazıları. Doktorlar eğer beden sıcak-lığı 35,5°nin altına düştüyse ciddi bir durumun söz konusu olduğunu ve hastaneye gidilmesi gerektiğini de söylüyorlar.
http://www.enn.com/news
Yaşlılar Soğuklara Dikkat
Eğer bu deyiş doğruysa, ötücü kuşlar bunu çoktan keşfetmiş olma-lılar. Erkek kuşlar, güzel renkli tüy-lerinin yanı sıra, dişilerini güzel şar-kılarıyla kandırmaya çalışırlar. Nite-kim, dişi kuşlar da
genellikle en geniş repertuvara sahip erkekleri kendileri-ne eş olarak seçer-ler.
Paris’teki Marie Curie Universite-si’ndeki araştırma-cılar, müzik sevgisi yanında, bunun ge-çerli bir nedeninin de olduğunu ortaya çıkardılar. 38 tür ötücü kuş üzerinde yapılan deneylerde, geniş repertuvara sahip babaların
yav-rularının yaşama
olasılığının daha yüksek olduğu görüldü. Araştırma, kuşun reper-tuvarı ile bağışıklık sistemi arasında da ilişki olduğunu gösteriyor.
New Scientist, 5 Ocak 2000
Müzik Ruhun
Gıdasıdır
Kimse neden bu kadar uykuya ihtiyacımız olduğunu tam olarak bil-miyor. Bir kurama göre, düşünme-mizi sağlayan beynidüşünme-mizin korteks adlı dış katmanı, dinlenmeye gerek-sinim duyuyor. California Üniversi-tesi’nde yapılan bir araştırma, bunun aslında bu kadar ba-sit olmayabileceği-nin ipuçlarını veri-yor. Araştırmanın so-nucuna göre, beyni-mizin uyanıkken en çok çalışan bölgeleri-nin mutlaka en çok uykuya gereksinim duydukları düşünce-si doğru değil. Herkesin bildiği ger-çek, uykusuz bir ge-cenin ardından, ça-lışma veriminin ne kadar düştüğüdür. Uykusuz kaldığımız-da, olaylara karşıtepkimiz yavaşlar,
kısa süreli hafızamız sağlıklı çalış-maz.
Uykusuz bir kişinin beyniyle, uykusunu almış bir kişinin beyninin çalışması arasındaki farkı
bulabil-mek için, manyetik rezonans görün-tüleme tekniği kullanılarak denek-lerin beyin aktiviteleri ölçüldü. Bu ölçümler sırasında, deneklerden, kı-sa süre önce verilen kelimeleri hatır-lamaya çalışmaları istendi. Normal koşullarda, iyi bir uykunun ardın-dan, korteksteki prefrontal ve tem-poral bölgelerin hatırlamaya çalışma sırasında aktif olduğu gözlendi.
Son 35 saatini uyumadan geçiren denekler üzerinde yapılan incele-mede, bu kişilerin verilen kelimele-ri hatırlamakta zorluk çektiklekelimele-ri gözlendi. Uykusuzluk, prefrontal bölgedeki aktivitenin önemli ölçü-de azalmasına neölçü-den oluyordu. An-cak, işin ilginç yanı, kelimeleri ha-tırlamada iyi performans gösteren kişilerin korteksinin başka bir böl-gesinin, parietal bölgenin aktif ol-duğu gözlendi. Normal, dinlenmiş bir kişide ezberleme, karar verme, yeni bir şeyle karşılaşıldığında nasıl davranılacağını belirleme gibi rolle-re sahip prolle-refrontal korteksin uyku-suzluktan belirgin biçimde etkilen-diği ortada. Ancak, parietal bölge bu durumda onun yerini doldurmaya çalışıyor.
Nature, Science Update, 10 Şubat 2000