• Sonuç bulunamadı

Makro ekonomik değişken olarak bütçe açığı-cari açık ilişkisi: Gelişmekte olan piyasalar örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Makro ekonomik değişken olarak bütçe açığı-cari açık ilişkisi: Gelişmekte olan piyasalar örneği"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

.

2010© Her hakkı saklıdır. All rights reserved.

doi: 10.3848/iif.2010.294.2681

Makro ekonomik değişken olarak bütçe açığı-cari açık ilişkisi: Gelişmekte olan piyasalar örneği

Abstract. The relationship of budget & current deficit as a macroeconomic variable:

The case of emerging markets

The simultaneous deficit of budget and current account is called “twin deficit”. In economic literature there are two basic economic views that try to explain the evolution of twin deficit: Traditional Keynesian Hypothesis and Ricardian Equivalence Hypothesis.

The traditional Keynesian Hypothesis suggests a positive relationship between these two deficits but the Ricardian Equivalance Hypothesis suggests no relation. In this study, the theoretical relation between budget and current deficits is tested by using the Holtz- Eakin, Newey and Rosen’s panel casuality test with the annual data of 12 emerging markets countries for 1991-2007 period. The findings support the Traditional Keynesian Hypothesis. According to the results of the panel casuality test, there is a two- way casuality relation between budget and current deficit in 12 emerging markets countries for 1991-2007 period.

Keywords: Budget deficit, Panel data, Emerging market JEL Classification: C23, E62, H62.

Özet.

Bütçe ve cari işlemler hesabının aynı anda açık vermesi “ikiz açıklar” olarak adlandırılmaktadır. İktisat literatüründe ikiz açıkların oluşum sürecini açıklamaya çalışan biri “Ricardian Denklik Hipotezi” diğeri de “Geleneksel Keynesyen Hipotez”

olmak üzere iki temel iktisadi görüş bulunmaktadır. Geleneksel Keynesyen hipotez açıklar arasında pozitif bir ilişki olduğunu öne sürerken Ricardian yaklaşım açıklar arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını öne sürmektedir. Bu çalışmada, bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki teorik ilişki yükselen piyasalar ekonomileri arasından seçilen 12 ülke için 1991-2007 dönemine ilişkin yıllık veriler kullanılarak Holtz-Eakin, Newey ve Rosen tarafından geliştirilen panel nedensellik testi ile test edilmektedir. Elde edilen bulgular Geleneksel Keynesyen Hipotezi destekler niteliktedir. Panel nedensellik testi analizi sonuçlarına göre 1991-2007 arası 12 yükselen piyasa ekonomilerinde bütçe açığı ile cari açık arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi vardır.

Anahtar Kelimeler: Bütçe Açığı, Panel �eri Analizi, Gelişen Piyasalar.Bütçe Açığı, Panel �eri Analizi, Gelişen Piyasalar.

JEL Sınıflaması: C23, E62, H62.

* Gaziosmanpaşa Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, E-posta: sbarisik70@yahoo.com

** İletişimden sorumlu yazar, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Devrek Meslek Yüksekokulu, İktisadi ve İdari Programlar Bölümü, E-posta: fkesikoglu@yahoo.com

Salih Barışık*, Ferdi Kesikoğlu**

02 Aralık 2009 tarihinde alındı; 11 Haziran 2010 tarihinde revize edildi;

17 Haziran 2010 tarihinde kabul edildi.

(2)

1. GİRİŞ

İktisatın bilim dalı olarak ortaya çıkışından günümüze kadar üzerinde en çok tartışılan konulardan biri devletin ekonomik yaşamdaki yeridir. Ortaya atılan teorik yaklaşımların temeli devletin ekonomideki ağırlığı ve rolünün ne olması gerektiğine yöneliktir. Günümüzün piyasa ekonomisine dayalı ekonomik yapılanmasında dahi devlet temel ekonomi politikası aracı olarak bütçe değişkeni ile ekonomik yapıyı etkileyebilmektedir. Devlet, ekonomik konjonktüre göre, maliye politikasının temel araçları olan kamu harcamaları, vergiler ve borçlanma yoluyla denk, açık veya fazla bütçe politikaları uygulayabilmektedir. Bu araçlar yardımıyla bütçe politikasını şekillendiren devlet bütçe politikası aracılığıyla ekonomideki diğer makro ekonomik değişkenleri etkileyebilmekte veya bu değişkenlerden etkilenerek bütçe politikasını şekillendirebilmektedir.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında tüm dünyada yaygın bir biçimde uygulanan açık bütçe politikalarına destek veren Keynesyen politikalar enflasyonla birleşen hızlı bir büyüme sürecini getirmiştir. Hızlı büyümenin stagflasyonist bir sürece dönüştüğü 1960’larda ekonomi yönetimleri, fiyat istikrarını sağlamaya yönelik olan para politikalarını; faiz, milli gelir, döviz kurları, parasal büyüklükler ve enflasyon hedeflemesinden oluşan beş politika üzerine odaklamıştır. Kısa dönemli faizlerin nihai hedefle ilişkisinin zayıf olması ve faizin merkez bankasınca kontrolünün zorluğu faiz hedeflemesini güçleştirmektedir. Milli gelir hedeflemesinde, hedeflenen enflasyon oranı ile tutarlı bir milli gelir hedefini etkileyen pek çok dışsal faktörün varlığı uygulamayı güçleştirmektedir. Döviz kuru hedeflemesinde enflasyon ile ülke parasının değerlenmesi sonucu cari açığın artması devalüasyon beklentisini ortaya çıkarmaktadır. 1970’li yıllarda para miktarı hedeflemesi yapan para programları uygulanmıştır. 1980’li yıllarda finans sektöründe yaşanılan hızlı gelişmeler ile yeni finansal araçların ortaya çıkması, parasal hedefleme yapılmasını güçleştirmiş ve enflasyonun kendisinin hedef seçildiği enflasyon hedeflemesi uygulamasını gündeme getirmiştir.

1980’li yıllarda finans sektöründe yaşanan gelişmelerle birlikte ekonomi literatürüne “yükselen piyasa ekonomileri” (emerging markets) kavramı girmiş ve özellikle ekonomilerini liberalize eden ülkeler için kullanılmıştır. Gelişen piyasalar bir dizi yerel ekonomik ve politik reformlar ile müdahaleci devlet politikaları yerine dışa açık liberal ekonomi politikaları uygulayarak artan dış ticaretle birlikte hızlı bir büyüme performansı yakalamışlardır. Hızlı büyüme performansının elde edilmesinde kamu eliyle yatırımların finansmanının yetersizliği yabancı sermaye teminine yönelimi artırarak finansal piyasalarda liberalizasyonu getirmiş, sermaye piyasalarında hızlı gelişmeler ve büyümeler yaşanmıştır. Bu gelişmelerle birleşen hızlı büyümelere rağmen zaman zaman finansal sistemdeki yetersizliğin ve finansal hareketliliğin yarattığı ekonomik

(3)

dalgalanmalar yaşanmıştır.

Gelişen piyasalarda zaman zaman yaşanan ekonomik dalgalanmalara rağmen 2000 sonrasında küresel ekonominin yeni bir döneme girdiği ve bu çağı gelişmiş ülkelerin değil, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişen ülkelerin şekillendireceği vurgulanmaktadır. Yakın bir gelecekte G7’lerin etkinliğinin azalacağı, E7’ler olarak adlandırılan Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye’den oluşan ülkelerin öneminin artacağına dikkat çekilmektedir. Böylece gelecek 10 yılda batı merkezli ekonomik düşünce hakimiyetin doğuya kayacağı belirtilmektedir.

Brezilya, Rusya, Çin ve Hindistan’dan oluşan BRIC ülkelerinin yanında yeni yükselen yıldız ülkeler grubuna Misk Kedisi anlamına gelen CIVETS’de Türkiye’den başka Kolombiya, Endonezya, Vietnam, Mısır ve Güney Afrika bulunmaktadır. Bütün bu sınıflandırmalarla birlikte en geniş biçimde gelişen piyasa sınıflandırması Morgan Stanley Capital Investment (MSCI) tarafından oluşturulan ülkelerin piyasa performansını ölçen Emerging Markets Index (Haziran 2009), Brezilya, Şili, Çin, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Macaristan, Hindistan, Endonezya, İsrail, Güney Kore, Malezya, Meksika, Fas, Peru, Filipinler, Polonya, Rusya, Güney Afrika, Tayvan ve Türkiye’den oluşan 22 ülkeyi kapsamaktadır (MSCI, 2009).

1990’lı yıllarda ve gelişmekte olan ekonomilerde finansal krizler yaşanması ile birlikte özellikle kamunun etkinliğini azaltan ve finansman gereksinimi yurtdışından karşılamaya yönelik finansal liberalizasyon hareketlerinin artmasına paralel olarak enflasyon hedeflemesi uygulamasının da yaygınlaştığı görülmektedir. 1990 yılında Yeni Zelanda ile uygulamaya geçen sistem bazı ekonomistler tarafından gelişmekte olan ülkeler için, istikrarlı ve düşük bir enflasyona ulaşmak doğrultusunda en iyi yolun enflasyon hedeflemesi olduğu vurgulanmış (Svensson, 1997:1) ve günümüzde yaklaşık 261 ülkede uygulanmakta olup başarı için liberalizasyonu da içeren gelişmiş finansal piyasaların varlığını gerektirmektedir.

Enflasyon hedeflemesi rejimlerinde para ve mali politikalar arasında dolaylı da olsa bir etkileşim bulunmaktadır. Mali politikalar genel olarak enflasyon hedefini destekleyici nitelikte olmalıdır. Enflasyon hedeflemesi uygulamasına geçen ülkelerin çoğunda hükümetin enflasyonu kamu borçlanmasının finansmanında bir araç olarak kullanma girişimlerinin önlenmesi amacıyla enflasyona endeksli borçlanma kağıtları ihraç edilerek finansman gereksinimi sağlanmaya çalışılmaktadır. Kamunun harcamaları ile oluşan bütçe açıklarının yarattığı mali baskınlık (fiscal dominance) enflasyon hedeflemesinin başarısını etkileyen önemli bir değişkendir.

1 Avusturalya, Brezilya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Filipinler, Güney Afrika, İngiltere, İsrail, İsviçre, İsveç, Avusturalya, Brezilya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Filipinler, Güney Afrika, İngiltere, İsrail, İsviçre, İsveç, İzlanda, Kanada, Kolombiya, Kore, Macaristan, Meksika, Norveç, Peru, Polonya, Romanya, Rusya, Şili, Tayland, Türkiye, Yeni Zelanda.

(4)

Finansal liberalasizyonla ile finansal derinliği artırmak suretiyle kamunun ekonomideki etkinliğini azaltmaya çalışan gelişen piyasa olarak tanımlanan ülkelerde enflasyon hedeflemesi uygulaması da dikkat çekmektedir.

Literatürde maliye politikasının bir uzantısı olan bütçe politikalarının etkisi açısından üzerinde en çok durulan konu bütçe açıklarının cari açıklar ile ilişkisidir. Bir çok ekonomist ve politikacı cari işlemler açıkları ile bütçe açıklarının kontrol altında tutulmasının uzun dönemli makro ekonomik istikrar açısından bir zorunluluk olduğunu ileri sürmektedirler. Konuya ilişkin yapılan çalışmalar birbirinden farklı sonuçlara ulaşmaktadır. Bazı çalışmalar bu iki açık arasında karşılıklı çift yönlü bir ilişkinin olduğuna yönelik bulgular elde ederken, bazıları bütçe açığından cari açığa ya da cari açıktan bütçe açığına doğru tek yönlü ilişki olduğuna yönelik bulgular elde etmektedir. Ayrıca iki açık arasında herhangi bir ilişkinin olmadığına yönelik bulgulara da literatürde rastlanmaktadır.

Bütçe açıklarının nedenleri doğal olarak ülkeden ülkeye farklılık arz etmektedir. Gelişmiş bir ülkedeki bütçe açığının nedeni ile gelişmekte olan bir ülkedeki bütçe açığının nedeni farklılıklar gösterebilir. Bunun bir sonucu olarak bütçe açığı ile cari açık arasındaki ilişkinin yönü ve derecesi ülkeden ülkeye değişebilmektedir. Bu nedenle çalışmada gelişmekte olan ülkeler içerisinde alt bir sınıflandırma olarak kabul gören gelişen piyasalar ele alınmaktadır.

Bu ülkelerin ele alınmasındaki temel amaç, gelişen finansal piyasalara sahip olması ve finansal piyasalardaki gelişmenin devletin ekonomideki rolünü azaltılması nedeniyle temel makro ekonomik değişkenlerden bütçe açığı ile cari açık arasındaki ilişkiyi görebilmektir.

Belirtilen ilişkinin 22 gelişen piyasa ekonomisi için araştırılması hedefi, ülkelerin farklı zamanlarda ekonomik liberalizasyona geçerek yakaladıkları büyüme performansı ile gelişen piyasa özelliği kazanması ve veri kısıtlılığı nedeniyle gerçekleştirilememiştir. Bu veri kısıtlılığının yol açtığı sorun gelişen piyasa ekonomilerinin enflasyon hedeflemesi uygulamalarındaki zamansal benzerlik ile aşılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede enflasyon hedeflemesi uygulayan 15 gelişen piyasa ekonomisinden Güney Afrika, İsrail, Endonezya, Kolombiya, Macaristan, Meksika, Peru, Tayland ve Türkiye ile dünya ekonomisinde büyük bir güç haline gelen Çin ve Hindistan’a ilave olarak Mısır analize katılarak 12 gelişen piyasa ekonomisinde bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki ilişki teorik ve ampirik olarak analiz edilmektedir.

Çalışmanın ilk kısmında bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki ilişki teorik olarak ortaya konulmaktadır. İkinci kısımda ise özellikle enflasyon hedeflemesi uygulayan ekonomileri ağırlıkta olduğu seçilmiş 12 gelişen piyasa ekonomisi ele alınarak bütçe açığı ile cari açık arasındaki ilişki ekonometrik olarak incelenmektedir. Ekonometrik analizde önce bütçe açığı ile cari açık arasındaki panel birim kök testleri ile değişkenler arasındaki ilişkisi analiz

(5)

edilmekte ardından panel nedensellik testi ile değişkenler arasındaki ilişki tahmin edilmektedir. Son kısımda ise çalışmadan elde edilen bulgular sunulmaktadır.

2.TEORİK ÇERÇEVE VE LİTERATÜR

2.1. Bütçe Açığı ile Cari Açık Arasındaki Teorik İlişki

Bütçe ve cari işlemler hesabının aynı anda açık vermesi “ikiz açıklar”

olarak adlandırılmaktadır. İktisat literatüründe ikiz açıkların oluşum sürecini açıklamaya çalışan biri “Ricardian Denklik Hipotezi” diğeri de “Geleneksel Keynesyen Hipotez” olmak üzere iki temel iktisadi görüş bulunmaktadır.

Keynesyen teoriye göre kamu bütçesi ile ticaret dengesi arasında pozitif bir ilişki bulunmaktadır. Açık bir ekonomide toplam yurt içi üretim (Y), tüketim harcamaları (C), yatırım harcamaları (I), kamu harcamaları (G), ihracat (X) ve ithalat (M)’tan oluşmaktadır. Buna göre dışa açık bir ekonomide milli gelir aşağıdaki 2.1 nolu özdeşlikteki gibi gösterilebilir.

Y=C+S+T = C+I+G+X-M (2.1.)

2.1. nolu eşitlikler aşağıdaki 2.2. nolu eşitlikteki gibi de yazılabilir.

(X-M)= (S-I)+ (T-G) (2.2.)

2.2. numaralı eşitliğin sol tarafı dış ticaret dengesini, sağ tarafı ise yatırım tasarruf farkı ile bütçe açığını göstermektedir. Bu eşitliğe göre eğer ülkede yatırımlar tasarruflardan ve kamu harcamaları vergi gelirlerinden fazla ise ülkenin cari işlemler açığı artar. İkiz açık hipotezi olarak isimlendirilen bu hipotezde bütçe açığındaki bir artış/azalış yatırımlar ile tasarrufların sabit kalması koşuluyla cari işlemler açığında artışa/azalışa neden olur (Hossain ve Chowdhury, 1998:146).

Keynesyen teoriye göre kamu harcamalarının artırılması veya vergi oranlarının düşürülmesi şeklinde uygulanan genişletici bir maliye politikası ile harcanabilir gelir miktarı ve buna bağlı olarak tüketim artırılabilir.

Tüketimdeki artış beraberinde ithalat ve cari işlemler dengesi üzerinde bir baskı meydana getirecektir (Sever ve Demir, 2007:48).

Diğer bir açıdan genişletici bir maliye politikası nedeniyle ortaya çıkan açığın finansmanı için borçlanmaya gidilmesi ise faiz oranlarının yükselmesine neden olacaktır. Yurtiçi faiz oranlarının uluslararası faiz oranlarının üzerine çıkması ülkeye sermaye girişi ile birlikte ulusal paranın değerlenmesine neden olacaktır. Ulusal paranın değerlenmesi ise ithalatın artmasına ihracatın azalmasına ve cari açığın yükselmesine neden olacaktır (Utkulu, 2003:47).

(6)

Görüldüğü üzere uygulanan genişletici bir maliye politikası kamu gelir-gider dengesini bozarak bütçe açıkları üzerinden cari işlemler dengesine doğru bir baskı meydana getirmektedir.

Bütçe açıklarının cari açıkları tetiklediği yönündeki teorik yaklaşımların yanı sıra cari açıkların bütçe açıklarını tetiklediği yönünde de değerlendirmeler bulunmaktadır. Konunun bu yönünde ileri sürülen görüş cari açıklarda meydana gelen artış ekonomik büyüme oranlarında bir azalışa ve bunun bir sonucu olarak bütçe açıklarında bir artışa neden olabilir. Bu durumun özellikle gelişmekte olan açık ekonomilerde daha fazla olduğu ileri sürülmektedir. Söz konusu ülkelerde iç tasarruf yetersizliği nedeniyle yurt dışı sermaye girişine yoğun miktarda ihtiyaç duyulmaktadır. Yurtdışından alınan fonların verimli alanlarda kullanılmaması durumunda yeniden fon ihtiyacı ve tekrar dışarıya borçlanma gerçekleşecektir. Ancak bu borçlanmalar her defasında daha yüksek miktarlarda ve daha yüksek faiz oranlarından gerçekleşecektir. Artan faiz oranlarının kur üzerinde meydana getireceği baskılar ihracatı olumsuz etkileyecek ve ülkenin dövize olan ihtiyacı giderek artmaya devam edecektir.

Latin Amerika ve Doğu Asya ülkelerinin ekonomileri bu duruma örnek olarak gösterilebilir (Sever ve Demir, 2007:49).

Kamu harcamalarının etkileri konusunda Keynesyen görüşe alternatif olan Ricardian görüş ise kamu harcamalarının borçlanma veya vergileme ile finanse edilmesinin özel sektör davranışlarını etkilemeyeceğini ileri sürmektedir. Bu nedenle daraltıcı veya genişletici maliye politikalarının özel sektör davranışları üzerindeki etkisi yansızdır. Bu görüşe göre, kamu harcamalarının sabit ve borçlanma kısıtının bulunmadığı durumda yapılan bir vergi indiriminin gelecekte bir vergi artışına neden olacağı bireyler tarafından bilindiği için vergilerdeki azalma planlanan toplam tasarruf düzeyini etkilemeyecektir. Çünkü bireyler yapılan vergi indiriminin gelecekte vergi artışı anlamına geldiğini bilmekte ve kesilen tutarları özel tasarruf olarak ellerinde tutmaktadır. Böylece azalan kamu tasarruflarının özel tasarruf artışları ile dengelenmesi bütçe açıklarının ekonomiye etkisini yok etmektedir.

Bu nedenle, bütçe açığı Keynesyen yaklaşımın iddia ettiği gibi faiz oranlarını, tasarrufları ve cari açığı etkilememektedir (Genberg, 1988:16-17).

2.2. Bütçe Açığı-Cari Açık İlişkisi ile İlgili Ampirik Literatür

Bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki ilişkiyi analiz eden çalışmalarda ilişkinin varlığı ve yönüne ilişkin birbirinden farklı sonuçlar elde edilmiştir.

Keynesyen görüşü destekleyen yurtiçi ve yurtdışı çalışmalar ve bulguları şu şekilde özetlenebilir. Bundt ve Solocha (1998), bütçe açığı ile dış ticaret açığı arasında döviz kuru nedeniyle oluşan bir ilişki olduğunu tespit etmiştir.

Kearney ve Monadjemi (1990), geçici ikiz açıkların olduğunu, ancak sürekli olmadığını bulmuştur. Kasa (1994), bütçe açıkları ile dış açıklar arasında anlamlı bir ilişki olduğunu, İslam (1998), bütçe açıkları ile cari açıklar

(7)

arasında çift yönlü karşılıklı bir ilişki olduğunu, Piersanti (2000), OECD ülkelerinin çoğunluğunda, Easterly vd. (1993), gelişmekte olan ülkelerde cari açıkla bütçe açığı arasında bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir. Güriş ve Yılgör (2008), 29 OECD ülkesini kapsayan panel nedensellik testi analizinden dış ticaret açıklarından bütçe açıklarına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulmuşlardır. Keynesyen görüşü destekleyen Türkiye’yi konu alan çalışmalarda Zengin (2000), ikiz açıklar hipotezini destekleyen bulgular elde etmiştir. Özkazanç ve Tunç (2001), bütçe açıkları ile cari açıklar arasında çift yönlü bir ilişki olduğunu, Kutlar ve Şimşek (2001), iki açık arasında güçlü bir ilişki olduğunu, Barışık ve Kesikoğlu (2006), bütçe açığı ile cari açık, enflasyon ve büyüme arasında çift yönlü bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir.

Benzer bir biçimde Sever ve Demir (2007), geleneksel teoriyi destekler nitelikte bütçe açıklarının cari açıkların nedeni olduğuna yönelik, Ata ve Yücel (2003) ise iki değişken arasında Türkiye için uzun dönemli bir ilişkinin var olduğuna yönelik bulgular elde etmişlerdir.

Keynesyen görüşü destekleyen çalışmaların aksine, Ricardian görüşü destekleyen çalışmalar da bulunmaktadır. Bachman (1992), bütçe açıkları ile cari açıklar arasında bir ilişki bulamamıştır. Bilgili ve Bilgili (1998) tarafından ABD, Singapur ve Türkiye verilerinin kullanılarak yapılan regresyon analizinde her ülke için bütçe açığının cari açık üzerinde etkili olmadığına yönelik bulgular elde edilmiştir. Benzer sonuçlar Miller ve Russek (1989,1992), Enders ve Lee (1990), Kim (1995) tarafından yapılan çalışmalarda da elde edilmiştir. Türkiye’yi ele alan çalışmalarda Kuştepeli (2001), bütçe açığı ile cari açık arasında, Çetintaş ve Barışık (2005), dış ticaret açığı ve bütçe açığı arasındaki ilişkiyi reddeden Ricardian Denklik teorisini destekleyen sonuçlar elde etmişlerdir. Yapılan ekonometrik çalışmalarda her iki görüşü destekleyen sonuçlar elde edilmekle birlikte Keynesyen görüşü destekleyen çalışmaların daha fazla olduğu gözlenmektedir.

Literatürde ikiz açıklar hipotezini destekleyen ya da Ricardocu eşitlik hipotezini destekleyen çalışmaların yanı sıra farklı sonuçlar elde eden çalışmalarda bulunmaktadır. Anoruo ve Ramchander (1998) ve Alkswani (2000) çalışmalarında hem Keynesyen hem de Ricardocu görüşeleri reddetmişlerdir. Diğerlerinden farklı bir sonuca ulaşmış olmalarının nedeni olarak, seçtikleri ülke gruplarının ekonomik karakterlerinin diğerlerinden farklı olmasını göstermişlerdir.

3. EKONOMETRİK YÖNTEM VE BULGULAR 3.1. Veri Seti

Çoklu regresyon analizleri veri olduğu sürece değişkenler arası ilişkileri güçlü bir biçimde analiz edebilmektedir. Fakat değişkenlere ait veri olmadığı

(8)

durumlarda değişkenler modele konamamakta bu nedenle de tahminlerde sapmalı sonuçlar elde edilmektedir. Zaman içerisinde sabit olan fakat birimler açısından farklı olan ve modele konmayan değişkenlerin etkileri panel veri yöntemi kullanılarak kontrol edilmektedir (Vergil ve Ayaş, 2009:98).

Bu çalışmada gelişen piyasalar olarak bilinen ülkelerden Güney Afrika, Çin, Endonezya, Hindistan, İsrail, Kolombiya, Macaristan, Meksika, Mısır, Peru, Tayland ve Türkiye olmak üzere 12 ülke için bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki 1991-2007 dönemine ait ilişki yıllık veriler kullanılarak analiz edilmektedir. Analizde kullanılan değişkenler ve değişkenlere ilişkin zaman ve kesit boyutu şu şekildedir:

BAit = Bütçe Açığı, t=15yıl ve i=12 ülke CAit = Cari Açık, t=15 yıl ve i=12 ülke

Analizde kullanılan değişkenlerden BA, bütçe nakit açığı yada fazlasının GDP’ye oranı, CA cari açık yada fazlasının GDP’ye oranıdır. Bütçe nakit açığı ya da fazlası bütçe dönemi içerisinde gerçekleşen nakit gelirler ile nakit giderler arasındaki farktan oluşmaktadır. Cari açık ya da fazla ise ödemeler dengesi hesabının ihracat ile ithalat farkını oluşturan cari açık kalemidir.

Değişkenlere ilişkin veriler IMF IFS veri tabanından, Dünya Bankası WDI veri tabanından, kaynağını dünya bankası veri tabanı olarak gösteren internet siteleri2 ve TÜİK’den derlenmiştir. Kullanılan değişkenler ABD doları cinsinden BA/GDP ve CA/GDP oranıdır. Veri seti oluşturulurken ülkelere ait ulusal para cinsinden bütçe açığı değerleri döviz kurları üzerinden dolara çevrilmiş ardından milyon dolar cinsinden GDP’ye oranlanmıştır. Cari açık değişkenine ilişkin veri seti milyon dolar cinsinden olup herhangi bir dönüştürme gerçekleştirilmemiş, ulusal para cinsinden olup döviz kuru üzerinden milyon dolar cinsine dönüştürülen GDP’ye oranlanmıştır.

Analizde kullanılan değişkenlerden cari işlemler açığı yada fazlasının GDP’ye oranı olan CA değişkeninin ele alınan dönem ve ele alınan ülkelerdeki seyri grafik 1’de görüldüğü gibidir.

2 http://www.nationmaster.com/red/graph/eco�cas�sur�cur�lcu-cash-surplus-deficit-current- http://www.nationmaster.com/red/graph/eco�cas�sur�cur�lcu-cash-surplus-deficit-current- lcu&ob=ws&date=2001

http://earthtrends.wri.org/text/environmental-governance/variable-1440.html

(9)

-1 5 -1 0 -5 0 5 1 0 1 5

AFR - 91 AFR - 99 AFR - 07 CIN - 98 CIN - 06 END - 97 END - 05 HIN - 96 HIN - 04 ISR - 95 ISR - 03 KOL - 94 KOL - 02 MAC - 93 MAC - 01 MEK - 92 MEK - 00 MIS - 91 MIS - 99 MIS - 07 PER - 98 PER - 06 TAY - 97 TAY - 05 TUR - 96 TUR - 04 C A

Grafik-1: CA Değişkenin Seyri

Analiz edilen dönemde cari açık değişkeninin dönem ortalamaları;

Kolombiya %1.6, Mısır %1.8, Macaristan %5.7, Hindistan %1.2, Endonezya

%0.4, İsrail %1.1, Meksika %3, Peru %4.1, Güney Afrika %1.15 ve Türkiye’de

%3 oranında açık, Tayland’da %0.4, Çin’de ise %3 fazla şeklindedir.

Görüldüğü üzere ülkelerin çoğunda ele alınan dönem içerisinde ortalama olarak cari açık olduğu gözükmektedir.

Bütçe nakit açığı ya da fazlasının GDP’ye oranı olan BA değişkeninin ele alınan dönemdeki seyri ise Grafik 2’deki gibidir.

(10)

-15 .0 -12 .5 -10 .0 -7.5 -5.0 -2.5 0.0 2.5 5.0

AFR - 91 AFR - 99 AFR - 07 CIN - 98 CIN - 06 END - 97 END - 05 HIN - 96 HIN - 04 ISR - 95 ISR - 03 KOL - 94 KOL - 02 MAC - 93 MAC - 01 MEK - 92 MEK - 00 MIS - 91 MIS - 99 MIS - 07 PER - 98 PER - 06 TAY - 97 TAY - 05 TUR - 96 TUR - 04 B A

Grafik-2: BA Değişkeninin Seyri

BA değişkeninin ele alınan dönemdeki ortalama değerleri ise; Çin

%2.1, Kolombiya %3.3, Mısır %3.2, Macaristan %2.6, Hindistan %3.2, Endonezya %0.4, İsrail %3.1, Meksika %0.5, Peru %1.2, Güney Afrika

%3.1 ve Türkiye’de %6.2 oranında açık, Tayland’da ise %0.1 oranında fazla şeklindedir. Ele alınan dönem ve ülkelerin çoğunda grafikte de görüldüğü üzere bütçe açığı mevcuttur.

Bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki ilişkiyi test etmek amacıyla yapılan ekonometrik analizde öncelikle serilerin birim kök testi analizi yapılmaktadır.

Birim kök testinin sonuçlarına bağlı olarak, uzun dönemli ilişkinin varlığı araştırılacaktır. Değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi Holtz-Eaken, Newey ve Rosen tarafından geliştirilen panel Granger nedensellik analizi ile incelenecektir.

3.2. Panel Birim Kök Testleri ve Sonuçları

Zaman serileri analizinde değişkenler arasında sahte ilişkilerin önlenmesi için serilerin durağan olması gerekmektedir. Bu amaçla öncelikle verilerin durağanlığının kontrol edilmesi gerektiğinden değişkenler için panel birim kök testleri yapılmalıdır. Literatürdeki en yeni testler arasında Levin ve Lin (LL) (1992), Im, Peseran ve Shin (IPS) (2003), Maddala ve Wu (MW) (1999) ve Hadri (2000) tarafından geliştirilen testler bulunmaktadır. LL, IPS ve MW

(11)

testleri boş hipotez olarak birim kökün varlığını ileri sürerken, Hadri’nin testinde boş hipotez seriler durağandır şeklindedir.

Im, Peseran ve Shin (IPS) testinde ise 3.1. nolu denklem kullanılmaktadır.

* '

, 1 ,

1

i

it i i t iL i t L it it

i

y ρ y ρ θ y z γ u

=

∆ = +

∆ + + (3.1) Boş hipotez ve alternatif hipotez sırasıyla, H0i*=(ρi − =1) 0 ve

*

1: i 0

H ρ < (en az bir kesit serisi için) şeklindedir. ρi’nin paneldeki her bir seri için değişebileceği diğer bir ifadeyle paneldeki her bir seri için heterojen olduğu varsayılmıştır. Bir serinin farklı gecikme uzunluğuna sahip olması, IPS testlerinin LL testine göre daha yüksek açıklama gücüne sahip olduğunu göstermektedir (Maddala ve Wu,1999).

IPS testinin alternatif hipotezinde paneldeki en az bir serininin durağan olduğu ifade edilmektedir. IPS yönteminde her bir kesit seri için hesaplanan ADF birim kök istatistiklerinin ortalaması alınmaktadır:

1 1 N N

i

t tρ

=

=

(3.2) Im, Peseran ve Shin (1995,1997), test istatistiklerinin normal dağıldığını göstermişlerdir. Maddala ve Wu (1999), her bir i kesiti için birim kök tahmininden elde edilen boş hipotezin reddedildiği anlamlılık düzeylerini birleştiren Fisher ADF ve PP testlerini önermişlerdir. Bu testte;

1

2 n ln i

i

P p

=

= −

(3.3) istatistiği 2N serbestlik derecesine sahip ve χ2dağılımına sahiptir. Testte ρi, her bir kesit seri için yapılan birim kök testinden elde edilen ρ değerini ifade etmektedir. Maddala ve Wu (1999) Fisher tipi testin IPS ve LL testlerine oranla daha başarılı olduğunu ifade etmiştir. Bu çalışmada IPS testi, Maddala ve Wu’nun önerdiği Fisher ADF ve Fisher PP testleri kullanılarak serilerin panel birim kök testleri yapılmıştır. Panel birim kök testleri sonuçları Tablo 1’de verilmektedir.

(12)

Tablo 1: Birim Kök Testi Sonuçları

Ho: Paneldeki Her Bir Seride Birim Kök Vardır.

IPS Seviye Birinci Fark

Değişkenler Sabit Sabit ve Trend Sabit ve Trend

BA -2.15 (0.01)* 0.04 (0.51) -7.52 (0.00)*

CA -2.92 (0.00)* -3.16 (0.00)*

Fisher ADF Seviye Birinci Fark

Değişkenler Sabit Sabit ve Trend Sabit ve Trend

BA 36.13 (0.05)** 25.33 (0.38) 92.63 (0.00)*

CA 53.57 (0.00)* 49.91 (0.00)*

Fisher PP Seviye Birinci Fark

Değişkenler Sabit Sabit ve Trend Sabit ve Trend

BA 39.09 (0.02)** 24.37 (0.44) 149.76 (0.00)*

CA 48.47 (0.00)* 44.90 (0.00)*

IPS testi için parantez ( ) içindeki rakamlar ortalama t istatistikleri için p değerleridir. Fisher ADF ve Fisher PP testleri için parantez içindeki rakamlar ADF Fisher ve PP Fisher χ2 istatistiklerine ilişkin p değeridir. * istatistiğin

%1 ** istatistiğin %5 anlamlılık düzeyinde durağan olduğunu ifade etmektedir. Gecikme uzunlukları Schwarz bilgi kriterine göre seçilmiştir.

IPS, Fischer ADF ve Fischer PP panel birim kök testleri sonuçlarına göre modelde kullanılan değişkenlerin ikisi de sabit katsayılı olarak seviye itibariyle aynı dereceden durağandır. Değişkenler arasındaki ilişkinin yönünü tespit etmek amacıyla panel Granger nedensellik testleri yapılmıştır.

3.3. Panel Nedensellik Testi

Bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki nedensellik ilişkisi Holtz-Eakin, Newey ve Rosen (1988)’in geliştirmiş oldukları panel veri nedensellik analizine göre test edilmektedir. Holtz-Eakin, Newey ve Rosen, sabit etkilerden arındırmak için değişkenlerin farkını alarak Granger anlamda nedensellik testi için uyarlanmış ve değişkenlerin fark veya seviyelerini içeren enstrüman değişken seti kullanılmasını önermiştir. İkili dinamik bir panel model için,

0

1 1

n n

it j it j j it j i it

j j

y β β y α x f ϕ

= =

= +

+

+ + (3.6)

(13)

3.6 nolu denklemde yit ve xit nedensellik ilişkisi araştırılacak değişkenleri, fi sabit etkileri, n gecikme uzunluğunu ϕit EKK varsayımlarına uyan rassal hata terimlerini göstermektedir. Denklemin farkı alınarak sabit etikler giderilmektedir;

1 1 1 1

1 1

( ) ( ) ( )

n n

it it j it j it j j it j it j it it

j j

y y β y y − − α x x − − ϕ ϕ

= =

− =

− +

− + − (3.7)

Farkı alınan denklem aşağıdaki gibi gösterilebilir.

1 1

n n

it j it j j it j it

j j

y β y α x ε

= =

∆ =

∆ +

∆ + (3.8)

Holtz-Eakin, Newey ve Rosen, ∆yit j farkı alınmış hata terimleri ile ilişkili olduğundan denklemde araç değişken kullanılmasını eşanlılık problemini gidermek için denklemin iki aşamalı en küçük kareler yöntemi ile tahmin edilmesini önerir. Nedensellik ilişkisi için test edilmesi gereken hipotez:

Ho: α α1= 2 =,....,=αm=0

Ho hipotezinin reddedilmesi durumunda değişkenler arasında Granger nedensellik ilişkisi var olmaktadır. Holtz-Eakin, Newey ve Rosen tarafından geliştirilen nedensellik testi GMM (Generalized Method of Moments) EGLS (Estimated Generalized Least Squares) tahmini kullanılarak yapılmıştır.

Değişen varyans ve otokorelasyon ihtimaline karşın GMM ağırlığı olarak iki aşamalı en küçük kareler ağırlığı (Two Stage Least Squares), EGLS ağırlığı olarak ise yatay kesit ağırlığı kullanılmıştır. Gecikmeli değerlerin anlamlılığının belirlenmesinde ise Wald testi kullanılmıştır (Güriş ve Yılgör, 2008:781).

Tablo 3: Holtz-Eakin, Newey ve Rosen Panel Nedensellik Testi Sonuçları

Ho: α α1 = 2 =,....,=αm=0 nedensellik yoktur.

Nedensellik İlişkisini Yönü χ2 istatistiği (Prob) Nedensellik

BA ⇒CA (2)** 79.10 (0.00)* VAR

CA ⇒BA (2)** 18.01 (0.00)* VAR

*istatistiğin %1 seviyesinde anlamlı olduğunu göstermektedir.

** parantez içindeki değerler gecikme uzunluklarıdır.

(14)

Yapılan Holtz-Eakin, Newey ve Rosen panel nedensellik testi sonuçlarına göre ele alınan dönemde modele dahil edilen ülkelerde hem bütçe açıklarından cari açıklara hem de cari açıklardan bütçe açıklarına doğru bir nedensellik ilişkisinin var olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgu geleneksel Keynesyen teoriyi destekler niteliktedir.

Modelde kullanılan değişkenlerin panel birim kök testlerinin seviye itibari ile durağan olması seriler arasında durağan bir ilişkinin olabileceğini ima etmektedir. Yapılan panel nedensellik testi iki değişken arasında çift yönlü güçlü bir Granger nedensellik ilişkisinin varlığına işaret etmektedir. Yapılan nedensellik testine göre bütçe açığından cari açığa, cari açıktan ise bütçe açığına doğru bir nedensellik ilişkisi mevcuttur. Analize dahil edilen ülkelerin neredeyse tamamına yakın bir kısmında ele alınan dönem içerisinde iki açığın varlığı yukarıda grafiksel olarak gösterilmişti. Grafiksel olarak gösterilen ve istatistiki olarak ortalama bazlı olarak sunulan değişkenlere ilişkin tespitler ekonometrik analiz sonuçları ile de desteklenmektedir.

5.SONUÇ

Bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki ilişkiyi teorik olarak açıklamaya çalışan iki görüş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi bütçe açıkları ile cari açıklar arasında pozitif bir ilişki olduğunu ileri süren ve ikiz açıklar hipotezi olarak bilinen “Geleneksel Keyenseyen Teori”, diğeri ise bütçe açıkları ile cari açıklar arasında bir ilişki olmadığını ileri süren “Ricardian Denklik Teorisi”’dir. Literatürde her iki görüşü de destekler nitelikte sonuçlar elde eden çalışmalar olmakla birlikte Keynesyen görüşün “ikiz açıklar” hipotezini destekleyen çalışmalar ağırlıktadır.

1991-2007 dönemine ilişkin yıllık veriler kullanılarak yükselen piyasa ekonomileri olarak sınıflandırılan ve özellikle enflasyon hedeflemesi uygulayan ülkelerin ağırlıkta olduğu 12 ülke ele alınarak bütçe açığı ile cari açık arasındaki teorik hipotezler panel nedensellik testi ile test edilmiştir.

Uygulanan ekonometrik analizde öncelikle serilerin seviye itibari ile durağan olduğu tespit edilmiştir. İki açık arasındaki ilişki Holtz-Eakin, Newey ve Rosen panel nedensellik testi ile analiz edilmiştir. Nedensellik testinde elde edilen bulgular ele alınan dönemde ve ele alınan ülkelerde iki açık arasında çift yönlü güçlü bir ilişkinin olduğunu ortaya koymaktadır. Elde edilen bulgular geleneksel Keynesyen görüşün “ikiz açıklar” hipotezini destekler niteliktedir.

Elde edilen bulgulara göre bütçe açıkları cari açıkların, cari açıklarda bütçe açıklarının nedenidir.

Bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalışan çalışmaların önemli bir kısmı iki açık arasında ilişki olduğunu öne süren Keynesyen yaklaşımı destekler niteliktedir. Yapılan çalışmalar farklı ülkeler için, farklı dönemler ve farklı tanımlanan istatistikler ile benzer sonuçlar

(15)

elde etmişlerdir. Özellikle bir ülke grubu ele alınarak yapılmış olan Piersanti (2000) ile Güriş ve Yılgör’un (2008) OECD ülkelerine yönelik Easterly vd.’nin (1993) gelişmekte olan ülkelere yönelik çalışmalarından elde edilen bulgular ikiz açıklar hipotezini desteklemektedir. Veri kısıtlılığı nedeniyle gelişen piyasa olarak adlandırılan ve enflasyon hedeflemesi uygulayan ülkelerin ağırlıkta olduğu 12 ülke için iki açık arasındaki ilişkiyi test eden bu çalışmadan elde edilen bulgular da ampirik literatürün genel eğilimine uygun yöndedir. Analize dahil edilen ülkelerde iki açık arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin varlığında bu ülkelerin gelişen piyasa ekonomileri olarak benzer ekonomik gelişime sahip olmasının etkili olduğu söylenebilir.

Yapılan çalışmadan elde edilen bulgulara göre enflasyon hedeflemesi uygulamasına rağmen gelişen piyasalarda bütçe açıkları ile cari açıklar arasındaki ilişkinin temel sebebi devletin ekonomik yaşamdaki rolüdür. Özellikle 1980’lerden sonra ekonominin her alanında yaşanan liberalizasyonlara ve değişen para ve maliye politikası anlayışlarına rağmen, kamunu ekonomideki etkinliği varlığını sürdürmektedir. Uygulanan ekonomik sistem ve politika arayışları kamunun ekonomiye etkisini tam dışlayamamaktadır.

Kaynakça

Alkswani, A. (2000). The Twin Deficit Phenomenon in Petroleum Economy: Evidence from Saudi Arabia (Seventh Annual Conference Economic Research Forum Amman No.

1). Retrieved 2009, November 11, from http://www.erf.org.eg/cms.php?id=conferences�

details&conference�id=10

Anoruo, E., & Ramchander, S. (1998). Current Account and Fiscal Deficits: Evidence from Developing Economies of Asia. Journal of Asian Economics, 9(3), 487-501.

Ata, A. Y., & Yücel, F. (2003). Eş-Bütünleşme ve Nedensellik Testleri Altında İkiz Açıklar Hipotezi: Türkiye Uygulaması [The Twin Deficit Hypothesis Under The Cointegration and Causality Tests: Evidence on Turkey]. Çukurova Üniversitesi SBE Dergisi, 12(12), 97-110.

Bachman, D. (1992). Why Is The U.S. Current Account Deficit So Large? Evidence from Vector Autoregressions.Southern Economic Journal, 59, 232-240. doi:10.2307/1060527

Barışık, S., & Kesikoğlu, F. (2006). Türkiye’de Bütçe Açıklarının Temel Makro Ekonomik Değişkenler Üzerine Etkisi 1987-2003 VAR, Etki-Tepki Analizi, Varyans Ayrıştırması [The Effects of Budget Deficits on the Basic Macro Economics Variables in Turkey (1987-2003 VAR, İmpulse-Response Analysis, Variance Decomposition ]. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 61(4), 59-83.

Bilgili, E., & Bilgili, F. (1998). Bütçe Açıklarının Cari İşlemler Dengesi Üzerindeki Etkileri: Teori ve Uygulama [Budget Deficit Impact of the Current Account Balance: Theory and Practice ]. İşletme-Finans Dergisi, 146, 4-16.

Bundt, T., & Solocha, A. (1988). Debt, Deficits and Dolar. Journal of Policy Modelling, 10(4), 581-600.

Çetintaş, H., & Barışık, S. (2005). Yapısal Kırılma, Birim Kök ve İkiz Açıklar Hipotezi:

Türkiye’den Ampirik Bulgular [Structural Break, Unit Root and the Twin Deficits Hypothesis:

Empirical Findings from Turkey ]. Maltepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, 1, 43-55.

Easterly, W., & Schmidt-Hebbel , K. (1993). Fiscal Deficits and Macroeconomic Performance in Developing Countries.The World Bank Research Observer, 8(2), 211-237.

(16)

Enders, W., & Lee, B. (1990). Current Account and Budget Deficits: Twins or Distant Cousins?. The Review of Economic and Statistics, 72, 373-381. doi:10.2307/2109344

Genberg, H. (1988). The Fiscal Deficit and The Current Account: Twins or Distant Relatives? (Reserve Bank of Australia Research Department Discussion Paper No. 8813).

Retrieved 2009, November 05, from http://www.rba.gov.au/publications/rdp/1988/8813.html Güriş, S., & Yılgör, M. (2008). OECD Ülkelerinde Bütçe Açıkları ile Dış Ticaret Açıkları Arasındaki İlişki: Panel Veri ile Nedensellik Analizi [The Causality Relation Between The Budget Deficit and Foreign Trade Deficit OECD Countries: Panel Data with Causality Analyzed]. Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi, 25(2), 773-783.

Harris, R., & Sollis, R. (2003). Applied Time Series Modelling and Forecasting. West Sussex, United Kingdom: John Wiley &Sons Ltd..

Holtz-Eakin, D., Newey , W., Rosen, H. (1988). Estimating Vector Autoregressions With Panel Data. Econometrica, 56(6), 1371-1395. doi:10.2307/1913103

Hossain, A., & Chowdhury, A. (1998). Open-Economy Macroeconomics for Developing Countries. Chletenham, United Kingdom: Edward Elgar Publishing.

Im, K., Pesaran, H., Shin, Y. (2003). Testing for Unit Roots in Heterogeneous Panels. Journal of Econometrics, 115(1), 53-74. doi:10.1016/S0304-4076(03)00092-7

Islam, F. M. (1998). Brazil’s Twin Deficits: An Emprical Examination. Atlantic Economic Journal, 26(2), 121-128. doi:10.1007/BF02299354

Kasa, K. (1994). Finite Horizons and the Twin Deficits. Economic Review Federal Reserve Bank of San Francisco, 3, 19-28.

Kearney, C., & Monadjemi, M. S. (1990). Fiscal Policy and Current Account Performance:

International Evidence on The Twin Deficits. Journal of Macroeconomics, 12, 197-220.

Kim, K. (1995). On The Long-Run Determinants of The U.S. Trade Balance: A Comment. Journal of Post Keynesian Economics, 17, 447-455.

Kuştepeli, Y. R. (2001). An Empirical Investigation of The Feldstein Chain for Turkey. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, 2(1), 99-108.

Kutlar, A., & Şimşek, M. (2001). Türkiye’de Bütçe Açıklarının Dış Ticaret Açıklarına Etkileri, Ekonometrik Bir Yaklaşım: 1984:4-2002:2 [The Effects of Budget Deficits on the Foreign Trade Deficits in Turkey: An Amprical Approach]. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16, 1-13.

Levin, A., & Lin, C. (1993). Unit Root Tests in Panel Data:New Results (Depertmant of Economics, University of California at San Diego Discussion Paper No. 92-93). Retrieved 2009, November 01, from http://www.econ.ucsd.edu/papers/files/ucsd9356.pdf

Maddala, G., & Wu, S. (1999). A Comparative Study of Unit Root Tests with Panel Data a New Simple Test. Oxford Economic Bulletin of Economics and Statistics, 61, 631-652.

Miller, S., & Russek, F. (1989). Are The Twin Deficits Really Related?. Contemporary Policy Issues, 7, 91-115. doi:10.1111/j.1465-7287.1989.tb00577.x

MSCI, The MSCI Emerging Markets Indeks, June 2009.

Özkazanç, E., & Tunç, G. (2001). Turkish Twin Deficits: An Error Correction Model of Trade Balance (METU ERC Working Paper No. 02/05). Retrieved 2009, September 05, from http://www.erc.metu.edu.tr/menu/series01/0106.pdf

Piersanti, G. (2000). Current Account Dynamics and Expected Future Budget Deficits:

Some International Evidence.Journal of International Money and Finance, 19(2), 255-271.

doi:10.1016/S0261-5606(00)00004-8

Sever, E., & Demir, M. (2007). Türkiye’de Bütçe Açığı ile Cari Açık Arasındaki İlişkilerin VAR Analizi ile İncelenmesi [The Evaluaiton of the Relationship Between Budget Deficits and Current Deficits by Using VAR Anlyses]. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 2(1), 47-63.

(17)

Utkulu, U. (2003). Türkiye’de Bütçe Açıkları ve Dış Ticaret Açıkları Gerçekten İkiz Mi?

Koentegrasyon ve Nedensellik Bulguları [Are Fiscal Deficits and Trade Deficits in Turkey Really Twins? Cointegration and Causality Evidence]. Dokuz Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F.

Dergisi, 18(1), 45-61.

Vergil, H., & Ayaş, N. (2009). Doğrudan Yabancı Yatırımların İstihdam Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği [The effects of foreign direct investment on employment: The case of Turkey]. İktisat İşletme ve Finans, 24(275), 89-114. doi:10.3848/iif.2009.275.9912

Zengin, A. (2000). İkiz Açıklar Hipotezi: Türkiye Uygulaması [The Twin Deficits Hyphotesis: The Case of Turkey].Ekonomik Yaklaşım, 39, 37-67.

(18)

Extensive Summary

The relationship of budget & current deficit as a macroeconomic variable: The case of emerging markets

Introduction

The place and the act of the state in economy have been discussed since economics emerged as a separate discipline. The basic economic policy of the state to affect the economic system is budget. The state, according to the economic situation, can apply equal deficit or surplus budget policies through public expenditures, taxes and borrowings that are the basic instruments of the fiscal policies. The state formalizes the budget policy with these instruments and can affect other macroeconomic variables or being affected from these variables and it can also formalize the budget policy.

In literature the most emphasized issue is the relationship between budget and current deficits. Most of the economists and politicians suggest that controlling budget and current deficits is a necessity for long –term macroeconomic stability.

The simultaneous deficit of budget and current account are called “twin deficit”. In economic literature there are two basic economic views that try to explain the evolution of twin deficit: Traditional Keynesian Hypothesis and Ricardian Equivalence Hypothesis. The Traditional Keynesian Hypothesis suggests a positive relationship between twin deficits but the Ricardian Equivalance Hypothesis suggests no relation.

The studies regarding the subject find different results. Although, some studies find a two- way relationship in these two deficits, some studies find a one-way relationship from budget deficit to current deficit or from the current deficit to budget deficit. Moreover, in literature there are some findings that there is no relation between these two deficits.

As a result of the fact that the countries have various conditions, the cause and effect of budget deficit/surplus in developed and developing countries are different. For this reason, in this study, “emerging markets”, which is considered to be a sub-classification in developing countries, are discussed. The main aim of discussing these countries is the financial deepening of emerging markets and the role of the state decreases due to financial development and deepening. Although the stated relationship is aimed at studying 22 emerging market countries, the liberalization and the financial growth of the countries in different times and because of data lack it could not be achieved. The problem caused by this lack of data has been overcome via “inflation targeting” in a simultaneous application in these countries. In this context, 9 countries (South Africa, Israel, Indonesia, Colombia, Hungary, Mexico, Peru, Thailand and Turkey) are selected from 15 countries that apply for “inflation targeting”. Besides, China and

* Address for Correspondence: Ferdi Kesikoğlu, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Devrek Meslek Yüksekokulu, İktisadi ve İdari Programlar Bölümü 67800 Devrek/Zonguldak/Turkiye. E-mail: fkesikoglu@yahoo.com

Salih Barışık Gaziosmanpaşa University

Department of Economics

Ferdi Kesikoğlu* Zonguldak Karaelmas University

Devrek Vocational School Received 02 December 2009; received in revised form 11 June 2010; accepted 17 June 2010

(19)

India, who have become great powers in the world economy, and Egypt are also added to the analysis. This analysis tests the empirical and theoretical relation between budget and current deficits in these 12 countries.

Method

In this study, the theoretical relation of budget and current deficit is analyzed by panel data analysis method, using the annual data of the period between 1991 – 2007 for 15 emerging markets economies as China, Colombia, Egypt, Hungary, India, Israel, Peru, South Africa, Indonesia, Mexico, Thailand and Turkey. The variables used in the analysis and cross and time sizes regarding these variables are as shown below:

BAit = Budget Deficit, t=15years and i=12 countries CAit = Current Deficit, t=15years and i=12 countries

The BA variable; budget deficit or surplus / GDP, the CA variable; current deficit or surplus / GDP. The data of the variables has been taken from IMF IFS and World Bank WDI databases. The variables used are US dollars. In the empirical analysis, firstly, the stationary analysis of the series is made in order to test the relation of two-deficits. After the unit root test, the casuality relation of the series is tested by using Holtz-Eakin, Newey and Rosen’s panel casuality test.

Results

TIn the empirical analysis, firstly, the panel unit root test of the series is made by IPS test and the Fisher ADF and Fisher PP tests suggested by Maddala and Wu. According to the results of the IPS, Fischer ADF and Fischer PP panel unit root test, both of the variables used in the model are stationary considering the level as individual intercept.

The casuality relation of the series is tested with Holtz-Eakin, Newey and Rosen’s panel casuality test. According to the panel casuality test results, the countries have a Granger casuality relationship both from budget deficit to current deficit and from current deficit to budget deficit in the period analyzed.

Conclusion

PThe findings of this study in which the theoretical relation between budget and current deficit is tested with the Holtz-Eakin, Newey and Rosen’s panel casuality test with the annual data of 12 emerging markets countries for 1991-2007 period, support the Traditional Keynesian Hypothesis. The result of the empirical analysis indicates that there is a two-way casuality relation of two-deficits. In other words, both the budget deficit is the cause of the current deficit and the current deficit is the cause of budget deficit.

According to the results of literature and these analyses, there is a relation between the budget and current deficits even though the countries are classified differently. The fundamental reason of this situation is the role of the state in economic life. In 1970’s and especially after 1980’s in spite of the fact that there were liberalizations in all economic activities and changing money and fiscal policies, the existence of the state is still dominant.

The economic and policy systems that applied cannot totally crowd out the state in economic life.

Referanslar

Benzer Belgeler

Dumitreschu-Hurlin (2012) panel nedensellik testine göre NATO ülkelerinde, cari açıktan büyümeye, silah ithalatından büyümeye, cari açıktan savunma

While there are some current BiMDLs benchmarking activities, most of them concentrate on researching various CPU-GPU configurations and their effect on common

As stated above bank characteristics are measured by variables including board independence (BIND), board size (BSIZE), number of board meetings (NBM), proportion of

Her bir halka arz yöntemi için şirketlerin net aktif değeri değişkeni açısından pay piyasasında halka arz öncesi ve sonrası durumları arasında

— İsveçten dönünce, diye anlattı; Maarif Nazırı Emrullah Efendiye gittim.. — Şimdi ne

Klazomenai kad~ n grubunun üst yüz endis ortalama- s~~ ~enyürek'in Kültepe'de 6.A olarak numaraland~nlan kad~ n iskeleti için saptam~~~ oldu~u de~ere yak~nd~ r'.. Yine

Devrinin en şık erkeklerinden biri olarak gösterilen Abdülhak Hâmid Beyin yukarıdaki resminin arkasında şöyle bir kayıt okunuyor: Fotoğrafın tarihi ahzı: 3

Masaüstü bilgisayarlarda kullanılan en yüksek depolama kapasitesine sahip sabit disk 2TB ve Western Digital tarafından 2009 başlarında piyasaya sürüldü.. Aradan bir yıldan