• Sonuç bulunamadı

YASAKLAR I-MADDE METNİ: Madde 6-(Değişik : 23/6/ /2 md.)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YASAKLAR I-MADDE METNİ: Madde 6-(Değişik : 23/6/ /2 md.)"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I-MADDE METNİ:

Madde 6-(Değişik : 23/6/1982 - 2686/2 md.) Beşinci maddede yazılı olanlar:

1-Kendilerine, nişanlılarına ve boşanmış olsalar bile eşlerine;

2-Kan veya sıhrî usul ve füruuna, evlatlığına veya kendisini evlat edinene yahut kan hısımlığında üçüncü (Bu derece dahil), sıhri hısımlıkta, bu hısımlığı meydana getiren evlenme ortadan kalkmış olsa bile, üçüncü (Bu derece dahil) dereceye kadar olan civar hısımlarına;

3-Kanuni temsilcisi veya vekili bulundukları kimselere;

Ait vergi inceleme ve takdir işleriyle uğraşamazlar.

Vergi muameleleri ve incelemeleri ile vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini ücretsiz de olsa yapamazlar.

II-AÇIKLAMA VE YORUM:

A-GENEL AÇIKLAMA:

Kanunun maddede belirtilen yasaklar hakkında, aynı kanunun 5 inci maddesinde yer alan vergi mahremiyeti konusuna atıfta bulunarak, vergi mahremiyeti kapsamına giren görevlilere, belli dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile kanuni temsilcisi veya vekili bulundukları kişilere ait vergi incelemesi ve takdir işlemlerine katılmama yasağı getirilmiştir.

Kanundaki bu düzenlemenin amacı, vergi inceleme ve takdir işlemlerine taraf olanların İdarenin çıkarlarına ters düşecek davranışlarda bulunmamalarını sağlamak ve görevlilerin görevlerini yaparken manevi baskı altında bulunmalarını önlemektir.

Kanunun 6 ıncı maddesinde yasak getirilenler ile, 5 inci maddesinde düzenlenen vergi mahremiyetine uyması gerekenler arasında organik bir ilişki mevcuttur. Çünkü, vergi mahremiyetini ihlal edebilecek olanlar için yasaklanan hükümler getirilmiştir.

B-YASAKLARA UYMASI GEREKEN KİŞİLER:

V.U.Kanunu’nun 5’inci maddesinde yazılı olan kişiler, 6 ıncı maddede sayılan yasaklara da uymaları gerekmektedir. Yasaklara. uyması gereken bu kişiler, aşağıda sayılmıştır:

1-Vergi muameleleri ve incelemeleriyle uğraşan memurlar,

2-Vergi Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar, 3-Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler,

4-Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler.

C-YASAKLARIN UYGULANACAĞI KİŞİLER:

VUK.’nun 5.nci maddesinde sayılan kişiler;

a-Kendilerine, nişanlılarına ve boşanmış olsalar bile eşlerine,

b-Kan veya sıhri usul 1 ve füruuna, evlatlığına veya kendisini evlat edinen yahut kan hısımlığında üçüncü derece (dahil); sıhri hısımlıkta bu hısımlığı meydana getiren evlenme ortadan kalkmış olsa bile üçüncü dereceye (dahil) kadar olan civar hısımlarına,

1a-Kan hısımlığı: Birbirinin soyundan ya da ortak bir soydan gelen kişiler arasındaki hısımlıktır. İkiye ayrılır:

aa-Usul-Füruu Hısımlığı: Birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki hısımlıktır. Bir çocuğun, anne-babası, büyükanne-büyük baba ile olan yani yukarıya doğru giden kan hısımları usul hısımlarıdır. Füruu, aşağıya doğru giden hısımlık ilişkisidir. Örneğin, bir babanın veya annenin çocuğu, çocuğunun çocuğu, yani torunu onun furuunu teşkil eder. Büyükanne-büyükbaba, anne-baba, çocuk, torunun, yukarıya doğru sıralamadakiler usul hısımları, Büyükanne-büyükbabadan başlayan aşağıya doğru sıralamadaki hısımlık ise füru hısımlıktır.

bb-Civar Hısımlığı: Ortak bir soydan gelen kişilerin birbiriyle olan kan hısımlığına denir. Örneğin, halayla, dayıyla olan hısımlık civar hısımlığıdır. Kuzen yeğen gibi.

b-Sıhri Hısımlık: (Evlenmeyle doğan hısımlık) Karı kocadan her birinin kan hısımları diğerinin aynı derecede sıhrı hısımları olur.

Örneğin eşlerden birinin, anası, babası, kardeşleri, kardeş çocukları, büyükanne ve babaları, diğer eşin sıhri hısımı olur.

(2)

c-Kanuni temsilcisi veya vekili bulundukları kimselere Ait vergi inceleme ve takdir işleriyle uğraşamazlar.

D-YASAK KAPSAMINA GİREN KONULAR:

Maddede sayılan kişiler, (C) bölümde sayılan kişilere ait : a-Vergi incelemesi ve takdir işlemleriyle uğraşmazlar.

b-Vergi muameleleri ve incelemeleri ile vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini ücretsiz de olsa yapamazlar.

Kanunun 6 ıncı maddesinde, 5 inci maddeye atıfta bulunmak suretiyle, vergi mahremiyetini sağlamak zorunda olan görevliler, ayrıca maddede sayılan kişilere ait vergi incelemesi yapamayacağı gibi, takdir işlemlerine de katılamayacakları ifade edilmiştir.

Maddede yapılan düzenlemenin amacı, vergi incelemelerinde ve takdir işlemlerinde taraf olan görevlilerin idarenin çıkarlarına ters düşecek eylem ve işlemlerine mani olmak şeklinde ifade edilebilir. Diğer taraftan bu görevlilerin görevleri ile ilgili olarak kendilerini baskı altında hissetmelerin önlemek amacına yöneliktir.

Yasaklanmış olan işlemler, vergi incelemeleri ve takdir işleri ile vergi uyuşmazlıkları ile ilgili kararlara iştirak etmek ve uyuşmazlıklarda karar vermekten ibarettir. Ancak, bir vergi memurunun, kardeşine veya oğluna ait beyannameyi alması vergiyi hesaplaması, (tarh ), tahakkuk, tahsil işlemlerini yapması yasak işlemlerden sayılmaz.

Vergi dairesi müdürünün, yardımcısının veya ilgili memurun dava açma işlemini, en yakın akrabasına bile ait olsa yapmak zorundadırlar. Çünkü, bu yapılan işlemler kanunda sayılan yasak işlemlerden değildir. Yasaklar arasında sayılanlar, vergi davası ile ilgili olarak vergi dairesi bünyesinde yapılması gereken işler olmayıp, bu işlerle ilgili yargı kararlarına iştirak edememektir.

Kanunda belirtildiği gibi, Takdir kararlarına katılmak ve vergi incelemeleri de yasaklar kapsamındadır.

Örneğin, takdir komisyonu üyesi olan biri, maddede belirtilen akrabalarına ait takdir işlemlerine katılamayacaktır.

İnceleme elemanlarının bu kapsamda sayılan kişilere ait vergi incelemesi yapmaları da yasaklar arasındadır.

Kanunun 5 inci maddesinde sayılanların kendilerinin yapmalarının yasak olan işlemler, yakınları için yasak değildir. Yani bu yasaklar maddede sayılan kişilere konulmuştur. Örneğin, Vergi dairesi müdürünün veya müdür yardımcısının eşi veya çocuğu serbest muhasebecilik yapabilir. Yeminli Mali Müşavirlik veya bilirkişilik yapabilir.

Yasak kapsamına giren konular üçe ayrılmaktadır.;

1-Vergi incelemesi yapılamaması, 2-Takdir işlemlerinin yapılamaması.

3-Ücretsiz de olsa mükelleflerin hesap yazı ve sair özel işlerinin yapılamamasıdır.

1-Vergi İncelemesi ve Takdir İşlemleriyle Uğraşma Yasağı:

Vergi incelemesi ile görevli olanlar, eşlerine, nişanlılarına, anne, baba veya çocuklarıyla ilgili vergi incelemesinde bulunamazlar. Ve bu incelemeyle ilişkin olarak vergi inceleme raporu düzenleyemezler.

Takdir komisyonlarında görevli olanlar, kendilerine, nişanlılarına, boşanmış olsalar bile eşlerine, usul ve füruğlarına, kanunda gösterilen belli derecedeki kan ve sıhri hısımlarına ait takdir işlemlerine katılamazlar.

Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar da kendilerine, nişanlılarına, boşanmış olsalar bile eşlerine, usul ve füruğlarına, kanunda gösterilen belli derecedeki kan ve sıhri hısımlarına ait vergi mahkemelerine, bölge idare mahkemelerine, Danıştay’a intikal eden olaylar hakkında karar veremezler veya karara iştirak edemezler.2

2 Özbalcı a.g.e Ankara 1995 sh.106

(3)

Özetlersek:

Vergi incelemesinin yapılamaması, Takdir işlerine katılamamak,

Vergi uyuşmazlıkları ile ilgili kararlara iştirak edememek ve karar verememek, şeklinde olur.

Kanunun 6’ıncı maddesinde sayılan yasaklar, 5’inci maddesinde sayılan kişiler için geçerlidir. Yoksa, 5’inci maddede sayılanlar dışındaki kişilerin örneğin, bir vergi memuru, babasına veya kardeşine ait gelir vergisi beyannamesini alabilir, tarh ve tahakkuk işlemlerini yapabilir. Ayrıca veznede görevli bir memurun kızına veya oğluna ait verginin tahsilatını yapabilir. Yine vergi dairesinde görevli memur, müdür veya müdür yardımcısı vergi mahkemelerinde veya diğer yargı mercilerinde dava açma işlemlerini yakınlarına ait olsa bile tamamlamak zorundadır. Çünkü, yasaklanan işler, vergi davası ile ilgili olarak vergi dairesi bünyesinde yapılması gereken işler değil, vergi mahkemelerindeki kararlara iştirak edememek şeklinde olandır.

Takdir komisyonu üyesi olan bir kişi, maddede belirtilen hısımlarına ait takdir işlemlerine katılamayacaktır.

Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar da aynı kişiler hakkında vergi incelemesi yapamayacaklardır.

Karara katılmama ya da iştirak etmemeden anlaşılması gereken fiilen katılmama veya iştirak etmemektir.

Örneğin Danıştay’ca veya vergi mahkemelerince verilen kararlarda, grevlilerin toplantılara katılarak çekimser kalmaları veya oylamaya katılmamaları durumunda kanunda belirtilen yasağa uyulmuş demektir.

2-Vergi Mükelleflerinin Özel İşlerini Yapma Yasağı:

Kanunun birinci fıkrasında, yasağa uymaları gerekenleri ifade ederken; 5’inci maddede yazılı olanlar demiştir. Ancak, son fıkrasında mükelleflerin özel işlerinin yapılması yasaklanırken; vergi muamelesi ve incelemeleri ile uğraşanlar, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar, mükelleflerin vergi kanunlarına göre vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini ücretsiz de olsa yapamazlar. Şeklinde belirtilmiş, bilirkişiler burada sayılmamıştır. Bu demektir ki, bilirkişilere mükelleflerin özel işlerini yapma yasağı getirilmemiştir.

Burada yasaklanmış olan, özel işlerin yapılmasıdır. Resmi işlemlerden nelerin yasaklanmış olduğu yukarıda açıklanmış idi. Özel işlerinin yapılmasındaki yasak akrabalık ilişkisi olmayan mükellefleri de kapsamaktadır.

a-Mükelleflerin hesap işlerinin yapılması ne demektir:

Hesap işlerinin yapılması demek, muhasebe kayıtlarının tutulması, kanuni defterlerin yazılması, vergi beyannamelerinin yazılması ve doldurulmasıdır. Bu işlemlerin yapılması ücretsiz de olsa yasaklar kapsamındadır.

b-Mükellefin yazı işlerinden ne anlamak gerekir:

Mükellefin, düzeltme, uzlaşma, pişmanlık, vergi mahkemelerinde veya Danıştay’da dava açma ile ilgili dilekçelerinin yazılması ve diğer yazışmaların, işe başlama veya işi bırakma dilekçelerinin yazılmasıdır.

Ancak vergi idaresince vergi dairelerinde danışma ve bilgilendirme için, mükelleflere yardımcı olmak üzere kurulmuş bulunan birimlerin mükelleflerin işlemlerini yapmış olması yasaklar kapsamına girmez. Çünkü, bu işlemler idarenin emri ve onayı ile yapılmaktadır. Mükellefe ait beyannamenin doldurulması bu bağlamda yasaklar kapsamına girmemektedir.

c-Mükelleflerin sair özel işleri:

Yukarıda sayılanların dışında mükelleflerin sair özel işlerinin yapılması da yasaklanmıştır. Örneğin, satışı yapılacak bir otomobilin devir işleminin yapılması için veya aracın teknik muayenesinin yapılabilmesi için vergi dairesinden “borcu yoktur” yazısının alınması, yapılan sair özel işlere aittir.

E-YASAKLARA UYMAMANIN MÜEYYİDESİ:

1-Vergi Mahremiyetine Uymamanın Cezası Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi Mahremiyetinin İhlali”

Başlıklı 362 nci Maddede Yapılan Değişiklik Aşağıda Belirtilmiştir;

(4)

5728 sayılı Kanunun 278 nci maddesi ile VUK.nun Kanunun 362 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilerek Yeni Türk Ceza Kanunundaki ceza maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Vergi Mahremiyetinin İhlali Madde No 362

(5728 sayılı Kanunun 278 nci maddesi ile değişen madde) Bu Kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymaya mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılır.

362 nci maddede yapılan değişiklik ile atıfta bulunulan 5237 sayılı TCK’nun 239 ncu maddesinde düzenlenen “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” ile ilgili madde aşağıya aynen alınmıştır.

Türk Ceza Kanunu

Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması

Madde 239- (1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.

(2) Birinci fıkra hükümleri, fenni keşif ve buluşları veya sınai uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır. (3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu halde şikayet koşulu aranmaz.

(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

2-Mükelleflerin Özel İşlerini Yapan Memurlar” İle İlgili Cezai Hüküm V.U.K.’nun 363 üncü Maddesinde Düzenlenmiştir:

V.U.K.’nun 6.ncı maddesinde, 5.inci maddede sayılanlar için, koyduğu yasakların tamamı için, aynı Kanunun 363.ncü maddesinde cezai müeyyide ön görmemiş, sadece 6.ncı maddenin son fıkrasındaki mükellefin özel işlerinin yapılması ile ilgili cezai müeyyide hapis cezası öngörmüştür.

Örneğin, vergi incelemesi ve takdir işleminin yapılmasını yasaklamış, ancak buna uyulmaması halinde 363.ncü maddede ceza ön görmemiştir. O takdirde bu yasaklar için idare kendisi idari soruşturma ile yetinecektir.

5278 sayılı Kanunun 279 ncu maddesi ile VUK.nun 363 ncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilerek, Yeni Türk Ceza Kanunundaki ceza maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Mükelleflerin Özel İşlerini Yapan Memurlar Madde No 363

(5728 sayılı Kanunun 279 ncu maddesi ile değişen madde) Bu Kanunun 6 ncı maddesinin son fıkrası gereğince mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini yapmaları yasak edilen memurlardan bu yasağa aykırı harekette bulunanlar Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılır. Bu hareketlerle vergi ziyaına neden olunması halinde, kişiye ayrıca bu Kanunun 344 üncü maddesine göre vergi ziyaı cezası kesilir.

363 nci maddede yapılan değişiklik ile atıfta bulunulan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun257 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıda belirtilmiştir.

Türk Ceza Kanunu Görevi kötüye Kullanma

(5)

Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

III-MAHREMİYET VE YASAKLARLA İLGİLİ ÖZELLİKLİ DURUMLAR:

1-Vergi Memuru Yapı Kooperatifine Yönetici Olabilir Mi?

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun muafiyet ve istisnalarla ilgili 4’üncü maddesinin (k) bendi ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre muafiyet şartlarını haiz bir yapı kooperatifinde (veya diğer kooperatiflerde) vergi memurları yöneticilik, murakıplık yapabilirler. Muafiyet kaybedilip kooperatif kurumlar vergisine tabi olduğunda (hangi vergi dairesine bağlı olursa olsun), vergi memurlarının aktif görev almaları mümkün değildir. Ortak olarak kalabilirler.3

Konuyu 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu açısından da açıklamak gerekmektedir. Bilindiği gibi vergi memuru da 657 sayılı Kanuna tabi bir Devlet memurudur. Memurların ticaret yasağı ile ilgili olarak 657 sayılı Kanunun 28’inci maddesinde aşağıdaki hüküm getirilmiştir:

“Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı:

Madde 28 – (Değişik: 30/5/1974 - KHK - 12; Değiştirilerek kabul: 15/5/1975 - 1897/1 md.)

Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç).

Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri ile kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevleri ve özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır.”

Devlet memurlarının kollektif şirket ortağı ve komandit şirketlerde komandite ortak olmaları, 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde kesinlikle yasaklanmıştır.

Ancak komandite ortak olma yasaklanmasına rağmen, komanditer ortak olma konusunda herhangi bir sınırlamaya (yasaklamaya) gidilmemiştir. Bu durumda memurların komandit şirketlerde komanditer (sinirli sorumlu ortak) ortak olabileceklerini söyleyebiliriz.

Yine aynı maddede memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri ile kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevlerinde bulunabilecekleri belirtilmiştir. Bu ifadeden sadece, ticaret şirketleri arasında sayılan kooperatiflerin yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevlerinde bulunabileceği, diğer şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyelik görevlerinde bulunamayacağı sonucuna varılabilir.

Anonim ve limitet şirketler hakkında ise 657 sayılı Kanunun 28. Maddesinde bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, devlet memurlarının limited ve anonim şirketlerin ortağı olmalarında herhangi bir kısıtlama mevcut mevzuat çerçevesinde bulunmamaktadır. Bu nedenle memurlar anonim ve limitet şirket ortağı olabilirler.

(Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının görüşü de bu yöndedir)

Nitekim Danıştay Birinci Dairesi de, 19.6.1991 tarih ve E.1991/77, K.1991/105 sayılı kararında, bir anonim şirkette kurucu ortak olan öğretim üyelerinin sırf bu sıfatları nedeniyle 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesindeki yasak kapsamında sayılamayacağına karar vermiştir.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, vergi memuru 657 sayıl Kanunun 28’inci maddesi uyarınca da kooperatif yöneticisi olabilmektedir.

2-Görevli Memurların Yakınları Mükelleflerin Özel İşlerini Yapabilirler Mi?

3 Yılmaz Özbalcı Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamalar Ankara 1995 Sayfa:104

(6)

Kanunun 6’ıncı maddesinde belirtilen yasaklar görevli memurların kendileri ile ilgilidir. Yasak olarak sayılan işlemlerin bu memurların yakınları tarafından yapılması durumunda yapılan işlemler, yasak kapsamına girmemektedir. Görevli memurun yakınlarından kastedilen, sıhri veya kan hısımlarıdır. Örnek: Bir ilçedeki Vergi Dairesi Müdürünün, eşinin veya çocuğunun muhasebecilik, müşavirlik yapmasında kanuni bir engel bulunmamaktadır. Ancak, vergi dairesi müdürü mükellefleri, defterlerinin tutulması için muhasebeci olan eşine veya oğluna, yada kardeşine yönlendirir veya zorlarsa, tehdit ederse, bu eylem, müdür için işlenmiş bir suç niteliğindedir.

3-Aynı Nedenden Doğan Matrah Farkına Muhatap İki Mükelleften Biri Diğerinin Takdir İşine Katılabilir Mi?

Aynı nedenden doğan matrah farkı nedeniyle, iki mükellefin matrahının re’sen takdirinin istenmesi durumunda, bu iki mükelleften her biri diğerinin takdir işini yapacak olan komisyona üye olarak katılıp karara katkı sağlayamaz.

Örneğin bir ilçe merkezinde iki adet doktorun hesapları da incelenmiş ve aynı nedenden dolayı dönem matrahlarının takdir komisyonu marifetiyle takdiri istenmiş olsun. Bilindiği gibi VUK.’nun 73’üncü maddesine göre takdir komisyonuna seçilecek üyeler ilgili meslek kuruluşunca seçilmektedir. Bu meslek kuruluşu tüccarlar için ticaret odası, diğer meslek erbabı için ise ilgili mesleki teşekküllerce seçilmektedir. O takdirde her iki doktorun da dönem matrahının takdir işlemini yapacak olan komisyonlara, ilgili mesleki kuruluş (Türk Tabip Odas), birinin takdiri işlemi için diğerini seçemez. Görevlendirme yapılırsa, bu toplantılardaki oylamaya fiilen katılamazlar.

Çünkü vereceği karar, başkasının şahsında doğrudan kendisini ilgilendirmektedir. Kendisinin takdir işlemine katılması ise V.U.K’nun 6’ıncı maddesinde yasaklanmıştır.

Ayrıca, Danıştay aşağıda belirtilen kararında aralarında niza (çekişme, bozuşma, kavga) bulunan kimselerin de bir birlerinin takdir işlemlerine katılamayacaklarını belirtmiştir.4

4-Vergi İncelemelerinde, Diğer Mükelleflere Ait Bilgilerin Kullanılması Yasak Kapsamında Sayılır Mı?

Vergi incelemelerinde, başka mükellefler hakkında elde edilen bilgilerin, randıman, fiyat veya sair durumların delil olarak kullanılması vergi mahremiyetinin ihlali sayılmaktadır. Çünkü, tarhiyatı gerektiren inceleme raporları ihbarname ekinde mükellefe tebliğ edileceğinden, bir mükellefle ilgili gizli kalması gereken bilgiler diğer mükellefin yani üçüncü kişilerin bilgisine girmektedir. O takdirde yapılması gereken, bir mükellefle ilgi bilgiler tutanakla tespit edilmişse, diğer mükellefe tebliğ edilen rapora tutanağın eklenmemesi gerekir. Veya rapora eklenen tutanaktaki, diğer mükellefle ilgili gizli kalması gereken hususlar, isim ve ifadeler çıkarılır.5

Ancak, başka mükelleflerle ilgili yazı ve bilgileri ihtiva eden tutanak ve diğer belgelerin aslı veya örneği ileride yargı mercilerine ibraz edilmek üzere saklanmak üzere zimmetle vergi dairesine verilir.

5-Mükelleflerin Başka Makam Ve Kurumlara İbraz Edilmek Üzere, Kendileriyle İlgili Bilgilerin, Yine Kendilerine Verilmesi Vergi Mahremiyeti Sayılmamaktadır.

Mükelleflerin istedikleri bilgilerin, vergi dairesinin kayıtları arasında bulunması ve mükellefin talebi üzerine kendisine verilmesi bir sakınca yaratmamaktadır. Örneğin, Bankalardan kredi alabilmek için bankaların istedikleri vergi dairesi tasdikli bilançonun mükellefin talebi üzerine kendisine verilmesi ve bu bilançoların bankalara ibraz edilmesi vergi mahremiyeti sayılmamaktadır. Uygulamada bu tür işlemler sürekli olarak yapılmaktadır. Bankalar vergi dairelerine verilen bilançoları daha gerçekçi bulmaktadır. Ve bu bilançolara göre kredi işlemleri yapmaktadır.

Bilindiği gibi V.U.K.’nun 5’inci maddesine eklenen:

4962 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Kanunun 17/A Maddesi ile 5.nci maddenin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle:

4 Dn. 4.D. 14.12.1967 tarih E. 1967/1316, K.1967/6486

5 ÖZBALICI a.g.e.(1995-Ankara) sh.110

(7)

"Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalarla ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler verilebilir." ibaresi, "Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir.”

Hükmünden sonra bu bilgilerin verilmesinin önü açılmıştır.

Esasen 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet Ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nu 20.nci maddesi uyarınca “Bilgi Verme Zorunluluğu” uyarınca da bu bilgilerin verilmesi bir zorunluluktur. Çünkü, söz konusu kanun, özel kanunlar ileri sürülerek bilgi vermekten imtina edilemeyeceğini düzenlemektedir.

6-Vergi Mahkemelerinde ve Bölge İdare Mahkemelerindeki Yasak İşlemler:

Vergi uyuşmazlıklarına bakan vergi mahkemeleri ve bölge idare mahkemeleri başkan ve üyeleri, karara iştirakte çekimser kalabilecekleri gibi tarafların red isteminde bulunmaları da mümkündür.

İtiraz üzerine veya doğrudan davaya bakmakta olan bölge idare mahkemesi ile idare ve vergi mahkemesi başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilen başkan ve üyenin katılmadığı bölge idare, idare ve vergi mahkemesince incelenir.( 2577 S.K.Md:57/2)

Referanslar

Benzer Belgeler

Şu kadar ki, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya

“Tebliğin (I/C-2.1.3.2) ve (I/C-2.1.3.3) bölümleri kapsamındaki işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin tamamı değil, bu işlemler için izleyen

a) Mermer arama ruhsatları bir yıl uzatılır. Maden arama ruhsatlarında ise talep halinde süre beş yıla tamamlanır. b) Ön işletme ruhsatları süresi sonuna kadar devam eder.

-Büyük Mükellefler vergi Dairesine Bağlı Olan Şirketler -Yurt Dışına Ödeme Yapan Şirketler.. -Halka

Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun

213 sayılı Vergi Usul Kanununun, 2686 sayılı Kanunla değişik 125.mad-desinde; Vergi Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştaydan geçmiş olan muamelelerde

MADDE 5 – (1) Piyasa ve şikâyet denetimleri sırasında alınan organik gübre numunelerinin analiz sonuçlarına itiraz edilmesi halinde; 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı

4. Atamalar, Adalet Bakanlığınca ilgilinin mensup olduğu kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yapılır. Bölge idare