• Sonuç bulunamadı

Psöriazisde Th 17 Serum Sitokin (Il-1β, Il-4, Il-6, Il-10, Il-17a, Il-17f, Il-21, Il-22, Il-23, Il-25, Il-31, Il-33, Ifn-Γ, Scd40l, Tnf-Α) Profilinin Araştırılarak Hastalık Şiddeti Ile Ilişkisinin Belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Psöriazisde Th 17 Serum Sitokin (Il-1β, Il-4, Il-6, Il-10, Il-17a, Il-17f, Il-21, Il-22, Il-23, Il-25, Il-31, Il-33, Ifn-Γ, Scd40l, Tnf-Α) Profilinin Araştırılarak Hastalık Şiddeti Ile Ilişkisinin Belirlenmesi"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

NKUBAP.02.GA.16.016

PSÖRĠAZĠSDE TH 17 SERUM SĠTOKĠN (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-γ, sCD40L, TNF-α) PROFĠLĠNĠN

ARAġTIRILARAK HASTALIK ġĠDDETĠ ĠLE ĠLĠġKĠSĠNĠN BELĠRLENMESĠ

Yürütücü: Yrd.Doç.Dr. Berna ERDAL YILDIRIM AraĢtırmacılar: Prof.Dr. Mustafa KULAÇ

Doç. Dr. Dumrul GÜLEN Doç.Dr.Gamze ERFAN Yrd.Doç.Dr. Hülya ALBAYRAK

2017

(2)

ii

NKUBAP.02.GA.16.016no‟ lu “PSÖRİAZİSDE TH 17 SERUM SİTOKİN (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-ɣ, sCD40L,

TNF-α) PROFİLİNİN ARAŞTIRILARAK HASTALIK ŞİDDETİ İLE İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ” adlı proje Namık Kemal Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Birimi

tarafından desteklenmiştir.

(3)

iii T.C.

Namık Kemal Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projesi

PSÖRĠAZĠSDE TH 17 SERUM SĠTOKĠN (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-γ, sCD40L, TNF-α) PROFĠLĠNĠN

ARAġTIRILARAK HASTALIK ġĠDDETĠ ĠLE ĠLĠġKĠSĠNĠN BELĠRLENMESĠ (Proje No: NKUBAP.02.GA.16.016)

Proje Yürütücüsü:

Yrd.Doç.Dr. Berna ERDAL YILDIRIM Proje AraĢtırmacıları:

AraĢtırmacılar: Prof.Dr. Mustafa KULAÇ Doç. Dr. Dumrul GÜLEN

Doç.Dr.Gamze ERFAN Yrd.Doç.Dr. Hülya ALBAYRAK

TEKĠRDAĞ-2017 Her Hakkı Saklıdır.

(4)

iv ÖNSÖZ

Psöriazis (Sedef hastalığı) sık görülen, kronik ve relapslarla seyreden bir deri hastalığıdır. Tüm dünyada toplumun %2‟sinde görülmektedir. Dermatoloji polikliniklerine başvuranların %6-8‟ini psöriazis hastaları oluşturmaktadır. Yaygınlığı ve şiddeti hastadan hastaya değişmekle birlikte bazen aynı hastada zaman içinde farklı klinik formlarda ortaya çıkabilmektedir.

Son dönemlerde psöriazis patogenezinde Th17 hücreleri ön plana çıkmaktadır. Th17 hücreleri; IL-17A, IL-17F, IL-23, IL-22, IL-21 ve TNF-α gibi sitokinleri üretmektedir. Th17 grubu sitokinlerin insanlardaki otoimmun ve inflamatuvar hastalıklarda oynadığı rolün belirlenmesi amacı ile birçok çalışma yapılmıştır. Ancak bu sitokinlerin rolü tam olarak belirlenememiştir. Bu sebeple çalışmamızda; Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniğine başvuran, psöriazis tanısı konulan ve/veya tanılı olan hastalardan alınan kan örneklerinde Th17 serum sitokin (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-γ, sCD40L, TNF-α) profilinin araştırılarak, çalışma sonunda elde edilen verilerin hastaların klinik bulguları ile ilişkilendirilmesi ve Th 17 hücrelerinden salgılanan sitokinlerin psöriazis patogenezindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Bu çalışma Namık Kemal Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri birimi tarafından proje No: NKUBAP.02.GA.16.016 olarak desteklenmiştir.

Proje Yürütücüsü (Proje ekibi adına) Yrd.Doç.Dr. Berna ERDAL YILDIRIM

(5)

v ÖZET

PSÖRĠAZĠSDE TH 17 SERUM SĠTOKĠN (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-γ, sCD40L, TNF-α) PROFĠLĠNĠN ARAġTIRILARAK HASTALIK ġĠDDETĠ ĠLE ĠLĠġKĠSĠNĠN BELĠRLENMESĠ

Psöriazis; keratinositlerin aşırı çoğalmasından kaynaklanan, inflamasyonlu plakların oluşumuyla karakterize kronik inflamatuar ve immün aracılı bir deri hastalığıdır. Yardımcı T hücresi alt grubu olan Th17 hücrelerinden salgılanan IL-23 ve IL-17 sitokinlerinin psöriazis patogenezinde önemli rol oynadığı düşünülmektedir.

IL-23; Th17 hücrelerinin proliferasyonunu sürekli olarak uyaran bir sitokin olarak işlev görür. Uyarılan Th17 hücreleri ise IL-17A, IL-22, TNF-α ve IL-6 gibi sitokinler salgılayarak keratinositlerin çoğalmasını indükler. Çalışmamızda; Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniğine başvuran, psöriazis tanısı konulan ve/veya tanılı olan hastalardan alınan kan örneklerinde Th17 serum sitokin (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-γ, sCD40L, TNF-α) profilinin araştırılarak, çalışma sonunda elde edilen verilerin hastaların klinik bulguları ile ilişkilendirilmesi ve Th 17 hücrelerinden salgılanan sitokinlerin psöriazis patogenezindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Çalışmaya Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniğine başvuran, psöriazis tanısı konulan ve/veya tanılı olup son bir ay içinde sistemik ve topikal tedavi almamış olan toplamda 37 hasta dahil edilmiştir. Ayrıca kontrol grubu olarak yaşları ve cinsiyetleri çalışma grubuyla uyan 37 sağlıklı gönüllü çalışmaya alınmıştır. Çalışmaya alınan 37 hasta ve kontrol grubunun 26 (%70.3)‟sı erkek 11 (%29.7)‟ i kadın‟dır. Kontrol grubuna dahil edilen kişilerin cinsiyet ve yaşları hasta grubuyla aynıdır. Hastaların yaş ortalaması 40.46±14.64 (14-65)‟ tür. Bu sebeple, hasta ve kontrol grubunda yaş ve cinsiyet açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark yoktur (p>0.05).

Hasta grubunun kontrol grubuna kıyasla sırasıyla, IL-6, IFN-γ, TNF-α, sCD40L, IL-17A, IL-17F, IL-23, IL-25, IL-31 serum seviyeleri ortalamaları anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (sırasıyla p=0.003, p=0.02, p<0.001, p=0.02, p=0.03, p=0.003, p=0.04, p=0.04, p<0.001). Çalışmada incelenen serum sitokin seviyeleri ile PAŞİ skoru arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0.05).

Sonuç olarak, bulgularımız Th17 sitokinlerinin psöriazis patogenezindeki rolünü kısmen ortaya çıkarmış olmakla birlikte PAŞİ ile ilişkisini daha net değerlendirebilmek için ileri çalışmalara gereksinim vardır.

Anahtar kelimeler: Psöriazis, T helper 17, Sitokin, Luminex

(6)

vi ABSTRACT

DETERMINATION OF DISEASE SEVERITY OF PSORIASIS BY INVESTIGATING THE SERUM CYTOKINE PROFILE TH17 (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-γ, SCD40L, TNF-α)

Psoriasis; is a chronic inflammatory and immunomodulatory skin disease characterized by the formation of inflammatory plaques, caused by excessive proliferation of keratinocytes. It is thought that the IL-23 and IL-17 cytokines secreted from the sub-group of helper T cells, Th17 cells, play an important role in the pathogenesis of psoriasis. IL-23; It functions as a cytokine that constantly stimulates the proliferation of Th17 cells. The stimulated Th17 cells induce the proliferation of keratinocytes by secretion of cytokines such as IL -17A, IL-22, TNF-α and IL-6.

In our study, patients‟ blood samples from patients diagnosed with psoriasis at Namik Kemal University Health Practice and Research Center of skin and venerea l diseases clinic, serum Th17 cytokine profile (IL -1β, IL-4, il-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, il- 21, IL-22, il-23, IL-25, il-31 and il-33, IFN-γ, and sCD40L, TNF-α) was investigated .At the end of the study data obtained and Th 17 cytokines association with clinical findings of patients of psoriasis and it is aimed to determine the effects of cytokines secreted from Th 17 cells in the pathogenesis of psoriasis.

A total of 37 patients who were diagnosed with psoriasis and have not received systemic and topical treatment within the past month were included in the study. In addition, 37 healthy volunteers whose age and gender were matched with the study group were also included. Thirty-seven patients (70.3%) and 11 (29.7%) of the control group were women. The sex and age of the subjects included in the control group are the same as the patient group. The mean age of the patients was 40.46 ± 14.64 (14-65) years. For this reason, there was no statistically significant difference in age and gender between the patient and control group (p> 0.05).

Serum levels of IL-6, IFN-γ, TNF-α, sCD40L, IL-17A, IL-17F, IL-23, IL-25 and IL-31 were found to be significantly higher than those of the control group P = 0.003, p = 0.02, p <0.001, p = 0.02, p = 0.03, p = 0.003, p = 0.04, p = 0.04, p <0.001). There was no significant relationship between serum cytokine levels and PASI score in the study (p> 0.05).

In conclusion, our findings suggest that Th17 cytokines partially elicit the role of psoriasis pathogenesis, but there is a need for further study to better evaluate the association with PASI.

Key words: Psoriasis, T helper 17, Cytokine, Luminex

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER

ÖZET…...v

ABSTRACT...vi

İÇİNDEKİLER……….……….vii

TABLO DİZİNİ……….………...viii

GRAFİK DİZİNİ………ix

1.GİRİŞ ve AMAÇ...1

2. GENEL BİLGİLER………...2

3. GEREÇ VE YÖNTEM...4

4. BULGULAR...7

5. TARTIŞMA VE SONUÇ...12

6. KAYNAKLAR...15

EK-1. Psöriazis Hasta Değerlendirme Formu………...17

(8)

viii TABLO DĠZĠNĠ

Tablo 1. Hasta ve kontrol gruplarında sitokin seviyelerinin karşılaştırılması………8

(9)

ix

GRAFĠK DĠZĠNĠ

Grafik 1. Kontrol ve hasta grubunda IL -1β ve IL-4 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması………9 Grafik 2. Kontrol ve hasta grubunda IL-6 ve IL-10 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması………9

Grafik 3. Kontrol ve hasta grubunda IFN-γ ve TNF-α sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması………9

Grafik 4. Kontrol ve hasta grubunda sCD40L ve IL-17A sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması………..10

Grafik 5. Kontrol ve hasta grubunda IL-17F ve IL-23 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması………..10

Grafik 6. Kontrol ve hasta grubunda IL-25 ve IL-31 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması………..10

Grafik 7. Kontrol ve hasta grubunda IL-21 ve IL-22 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması………..11

Grafik 8. Kontrol ve hasta grubunda IL-33 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması……….11

(10)

1 1.GĠRĠġ ve AMAÇ

Son yıllarda psöriazis patogenezini aydınlatmaya yönelik çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Önceleri psöriazisin; keratinosit hiperproliferasyonu ile seyreden epidermal diferansiasyon bozukluğu olduğu kabul edilirken, günümüzde fokal deri bölgelerinde immün sistem aktivasyonu sonucu epidermal hiperplazisi şeklinde reaksiyon geliştiği ve bunun sonucunda da epidermal hiperproliferasyon meydana geldiği kabul edilmektedir.

Psöriazis immün aracılıklı inflamatuvar bir hastalık olarak sınıflandırılmaktadır.

Hastalığın temelinde yatan immünolojik olayın, derideki T hücrelerinin kronik stimülasyonu ve diğer hücrelerle iletişimindeki bozukluk olduğu yapılan çalışmalarda bildirilmektedir. Ancak, bu hücrelerin ne şekilde ve nasıl aktive olduğu konusu tam netlik kazanmamıştır.

Son dönemlerde psöriazis patogenezinde Th17 hücreleri ön plana çıkmaktadır. Th17 hücreleri; IL-17A, IL-17F, IL-23, IL-22, IL-21 ve TNF-α gibi sitokinleri üretmektedir. Th17 grubu sitokinlerin insanlardaki otoimmun ve inflamatuvar hastalıklarda oynadığı rolün belirlenmesi amacı ile birçok çalışma yapılmıştır. Son dönemde yapılan çalışmalarda psöriazisli hastaların serumlarında ve cilt lezyonlarında Th17 grubu sitokinlerin ekspresyonlarının artışının bu hastalığın patogenezinde rol oynadığı ileri sürülmektedir.

Çalışmamızda; Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniğine başvuran, psöriazis tanısı konulan ve/veya tanılı olup son bir ay içinde sistemik ve topikal tedavi almamış olan hastalardan alınan kan örneklerinde Th17 serum sitokin (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL- 17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-γ, sCD40L, TNF-α) profilinin araştırılarak, çalışma sonunda elde edilen verilerin hastalığın şiddeti ile ilişkilendirilmesi ve Th 17 hücrelerinden salgılanan sitokinlerin psöriazis patogenezindeki (hastalığın meydana gelmesi ve ilerlemesi üzerine) etkilerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.

(11)

2 2. GENEL BĠLGĠLER

EPĠDEMĠYOLOJĠ, ETĠYOLOJĠ ve PATOGENEZ

Halk arasında „sedef hastalığı‟ olarak bilinen psöriazis kronik, nükslerle seyreden, eritemli, sedefi skuamlı plaklar ve papüllerle karakterize, inflamatuar bir deri hastalığıdır (1). Bu hastalığın yaygınlığı ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik göstermektedir. Bazen aynı hastada zaman içinde farklı klinik formlarda ortaya çıkabilmektedir. (1,2). Sıklıkla saçlı deri, diz, dirsek, sakral bölge ve eklemlerin ekstansör yüzünde yerleşen lezyonlarla seyretmektedir. Psöriazis seyri sırasında eklem tutulumları da görülebilmektedir (3). Kronik hiperproliferatif T hücre yönetimli immunolojik bir deri hastalığı olan psöriazisin; sistemik lupus eritematozus (SLE), dermatomyozit, Sjögren Sendromu gibi otoimmün hastalıklarla birlikteliğinin rapor edilmesi, bu hastalığın otoimmün bir hastalık olabileceğini de düşündürmektedir (4).

Psöriazis klinikte; kronik plak tip psöriazis, guttat psöriazis, eritrodermik psöriazis, püstüler psöriazis gibi çeşitli formlarda karşımıza çıkmaktadır. Psöriazisin en sık karşılaşılan klinik formu ise kronik plak tip psöriazistir. Bu tip psöriaziste; diz, dirsek, presakral ve saçlı deride yerleşim gösteren kısmen simetrik dağılımlı keskin kenarlı eritemli squamlı plaklar mevcuttur (5).

Psöriazis tedavisinde ana hedef; hastayı uzun süre remisyonda tutmak, relapsları önlemek ve hastanın yaşam kalitesini yükseltmektir. Hafif olgularda topikal tedaviler yeterli olurken orta ve şiddetli olgularda, psöriatik artritte, eritrodermik ve püstüler psöriazisli olgularda sistemik tedaviler tercih edilmektedir (6).

Tedaviye PAŞİ (Psöriazis alan şiddet indeksi), VYA (Vücut yüzey alanı) ve DYKİ (Dermatoloji yaşam kalite indeksi) ölçeklerine göre karar verilmektedir. PAŞİ≤10, VYA≤10, DYKİ≤10 ise hafif plak psöriazisi olarak değerlendirilmekte ve topikal tedaviler uygulanmaktadır. PAŞİ≤10, VYA≤10, DYKİ>10 ise; genellikle görünür alanların tutulumu, saçlı deri şiddetli tutulumu, genital tutulum, avuç içi/ayak tabanı tutulumu, en az iki tırnakta onikoliz veya onikodistrofi, kaşıntı, ağrı, yanma gibi şikayetlerin varlığı, rekalsitran plakların varlığı ve artrit varlığı ortaya çıkmaktadır. Bu olgularda kısa süreli sistemik tedavi uygulanabilmektedir. PAŞİ>10, VYA>10, DYKİ≤10 ise hastanın hastalıkla baş etme mekanizması geliştirdiğini yaşam kalitesi üzerinde daha az etkisi olduğunu göstermektedir. Ancak sistemik inflamasyon ve komorbiteler arasındaki ilişkiden dolayı sistemik tedavi önerilebilmektedir. PAŞİ>10, VYA>10, DYKİ>10 ise şiddetli plak psöriazis olarak değerlendirilmekte ve sistemik tedavi uygulanmaktadır (7). Tedavide etkisi olduğu gösterilen ajanların her hastada etkili olmaması, psöriazis immünpatogenezinde halen bilinmezliklerin olduğunun kanıtı olarak görülmektedir (8).

(12)

3

PSÖRĠAZĠS PATOGENEZĠNDE Th17 HÜCRELERĠNĠN ROLÜ

Son yıllarda yapılan çalışmalar ile psöriazis patogenezini aydınlatmaya yönelik önemli aşamalar kaydedilmiştir. Psöriazisin otoimmün süreçlerde rol oynayan T hücreleri ve bu hücreler ile ilişkili sitokinlere bağlı olarak başladığı düşünülmektedir (9). Hastalığın erken dönemlerinde lezyonel deride T lenfosit alt tiplerinin varlığının gösterilmesi ve T lenfositleri hedefleyen ilaçlarla tedavilere karşı olumlu cevap alınması, T lenfositlerin psöriazis patogenezindeki önemini destekleyen en önemli kanıtlardan biri olarak görülmektedir. (10). Son yapılan çalışmalarda; dendritik hücreler ve makrofaj gibi antijen sunan hücrelerin uyarılması ile Th hücreleri, IFN-γ üreten Th1 hücreleri ve IL-17 üreten Th17 hücrelerine diferansiye olarak psöriazis immünpatogenezinde yer aldığı gösterilmiştir (11).

Psöriatik derideki T hücreleri; Th1 (CD4+) ve T sitotoksik (CD8+) olmak üzere başlıca iki gruptan oluşmaktadır. İnflamasyonun başlamasında; keratinosit, dendritik hücreler, nötrofiller, NK hücreleri yanında CD4+ ve CD8+ T lenfositlerinin immün cevabı da önem taşımaktadır. Th1 ve ilişkili sitokinler (IFN-γ, TNF-α, IL-12) hastalık aktivasyonunda önemli yer alırken, Th2 ve ilişkili sitokinler (IL-4, IL-5, IL-10) ise hastalık immünpatogenezinde koruyucu rol oynamaktadır (12, 13).

Psöriazis Th1 ve TNF-α ilişkili immünpatogeneze sahip olarak bilinen inflamatuvar bir hastalık iken, son yıllarda yapılan çalışmalarla tanımlanan IL- 23/Th17 aksı psöriazis immünpatogenezine ışık tutmaktadır (7). IL -23/Th17 aksı modelinde dermal hücrelerden salınan IL-23, Th17‟yi aktive etmekte ve proinflamatuvar Th17 sitokinleri de keratinositler tarafından IL -23, IL-17, kemokin, S100 ve antimikrobiyal peptitler salgılanmasını tetikleyerek inflamasyonu başlatmaktadır (8).

Literatürlere bakıldığında psöriazis olgularında Th 17 yolağını aydınlatmaya yönelik çalışmalar son yıllarda ivme kazanmıştır. Buna karşın, konuyla ilgili ülkemize ait çok sayıda çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızın ülkemizde psöriazis ile yapılan sınırlı çalışmalardan biri olacağını düşünmekteyiz. Ayrıca, konuyla ilgili çalışmalarda kullanılan klasik yöntemlerden farklı olarak çalışmamızda sitokin seviyelerini belirlemek amacıyla luminex yöntemi kullanılmıştır.

Sonuç olarak; çalışmamızın, önemli bir sağlık problemi olan psöriazisin, Th17 yolağına bağlı immünpatogenez mekanizmasının açıklanmasına katkı sağlayacak bir çalışma olmasını hedeflemekteyiz.

(13)

4 3. GEREÇ ve YÖNTEM

3.1. Örneklerin Alınması

Çalışmaya Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniğine başvuran, psöriazis tanısı konulan ve/veya tanılı olup son bir ay içinde sistemik ve topikal tedavi almamış olan toplamda 37 hasta dahil edilmiştir. Ayrıca kontrol grubu olarak yaşları ve cinsiyetleri çalışma grubuyla uyan 37 sağlıklı gönüllü çalışmaya alınmıştır. Çalışma öncesinde Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu‟ndan onay alınmıştır (Etik kurul onay no: 2015/104/09/10).

“Psöriazis tanılı hasta olup son bir ay içinde sistemik ve/veya topikal tedavi görmemiş olmak, 18 yaşından büyük olmak, çalışmaya katılmayı kabul ederek hasta onay formunu imzalamış olmak” gönüllülerin araştırmaya dahil edilme kriterleri olarak belirlenmiştir. “Gebe veya emziren kadın olmak, 18 yaşından küçük olmak, psöriazis tanılı hasta olup son bir ay içinde sistemik ve/veya topikal tedavi görmüş olmak, psöriazisin seyrini etkileyebilecek başka hastalığı olmak” gönüllülerin araştırmaya dahil edilmeme kriterleri olarak belirlenmiştir.

3.2. ÇalıĢma Planı

Psöriazis tanısı konulan ve/veya tanılı olup son bir ay içinde sistemik ve topikal tedavi almamış olan her hastanın yaşı, cinsiyeti, hastalığın klinik formu, hastalığın süresi, ailede psöriazisin olup olmadığı, daha önce tedavi alıp almadığı, göz-tırnak veya eklem tutulumu olup olmadığı sorgulanarak hasta formlarına kaydedilmiştir.

Hastalığın yaygınlığı-şiddeti PAŞİ skorlama yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Şiddet değerlendirmesinde dört nokta skalası kullanılmıştır (0=semptom yok, 1=hafif semptom var, 2=orta düzeyde semptomlar, 3=belirgin semptomlar, 4=çok belirgin semptomlar). Alan değerlendirmesi yapılırken ise tutulan alan yüzdeleri dikkate alınmıştır (0=%0, 1=%10‟dan az, 2=%10-29, 3=%30-49, 4=%50-69, 5=%70-89, 6=%90-100).

Psöriazis hastalarından ve sağlıklı kontrol grubuna dahil edilecek kişilerden bir defaya mahsus 5-10 ml kan örneği alınmış, Luminex yöntemiyle Th17 serum sitokin (IL-1β, IL-4, IL-6, IL-10, IL-17A, IL-17F, IL-21, IL-22, IL-23, IL-25, IL-31, IL-33, IFN-γ, sCD40L, TNF-α) seviyelerine bakılmıştır. Bu yöntemle az miktarda serum örneğinde aynı anda birden fazla sitokin seviyesi belirlenmiştir. Antikoagülan içermeyen tüplere alınan bu kan örnekleri 5000 rpm‟de 10 dakika santrifüj edilerek çalışılıncaya kadar - 70 °C‟de saklanmıştır.

(14)

5 3.3. Deney Protokolü

3.3.1 Deney Öncesi Hazırlıklar

1. Bio-Plex Pro Human Th17 Cytokine Panel 15-Plex kitinin içinde bulunan Standart Diluent HB, Sample Diluent HB, Assay Tamponu, Yıkama Tamponu ve Saptama Antikor Tamponu oda sıcaklığına getirilmek için +40C‟den çıkartılarak, geri kalan malzemeler ise buz içerisine konulmuştur.

2. Standart madde 781 µl Standart Diluent HB ile, kontroller ise 250 µl Standard Diluent HB ile çözdürülmüştür. Daha sonra standart ve kontroller 5 saniye yavaşça vortekslenerek 30 dk buzda inkübe edilmiştir.

3. Standartlar için seri dilüsyonlar hazırlanmıştır. 1:4 dilüsyon olacak şekilde toplamda 8 adet standart hazırlanmıştır. 150 µl Standart diluent HB ise blank olarak ayrı bir tüp içerisinde hazırlanmıştır.

4. Çalışılacak olan serum örnekleri 1000 g‟de 15 dk +40C de santrifüj edilmiştir.

Daha sonra örnekler 1:4 oranında dilüe edilerek (40 µl örnek + 120 µl sample dilüent) hazırlanmıştır.

5. Buz içerisinde bulunan 20x stok manyetik boncuklar yavaşça 30 sn vortekslenmiştir. Hazırlanan bu boncuklar alüminyum folyo ile sarılıp buzda bekletilmiştir.

3.3.2 Luminex yöntemiyle sitokin düzeylerinin değerlendirilmesi

1. Manyetik boncuklarin bulunduğu falkon tüp 30 sn vortekslendikten sonra her kuyucuğa 50 µl olacak şekilde plaka içerisine konulmuştur.

2. Tüm kuyucuklar 100 µl yıkama tamponu ile 2 kere yıkanmıştır.

3. Dilüe edilmiş örnekler ve standartlar, hazırlanmış kontrol ve blank 5 sn vortekslendikten sonra her kuyucuğa 50 µl olacak şekilde kuyucuklara transfer edilmiştir.

4. Plakanın üzeri kapatılıp folyoya sarılarak ~900 rpm çalkalayıcı üzerinde 1 saat oda sıcaklığında inkübasyona bırakılmıştır.

5. İnkübasyonun bitmesine 10 dk kala antikorların bulunduğu şişe 15-20 sn vortekslenerek saptama antikorları hazırlanmıştır.

6. İnkübasyon bittikten sonra plakanın üzeri açılarak numuneler 3 kere 100 µl yıkama tamponu ile yıkanmıştır.

7. İnkübasyon bitimine doğru hazırlanan antikorlar 5 sn nazikçe vortekslenerek her kuyucuğa 25 µl olacak şekilde plaka içerisine konulmuştur.

8. Plaka üzeri kapatılıp folyoya sarılarak ~900 rpm çalkalayıcı üzerinde 30 dk oda sıcaklığında inkübasyona bırakılmıştır.

9. İnkübasyonun bitmesine 10 dk kala Streptavidin-PE hazırlanmıştır. Hazırlanan SA-PE dilüe edilip vortekslendikten sonra folyolanarak buzda bekletilmiştir.

10. İnkübasyon bittikten sonra numuneler 3 kere 100 µl yıkama tamponu ile yıkanmıştır.

(15)

6

11. İnkübasyon bitimine doğru hazırlanan antikorlar 5 sn nazikçe vortekslenerek her kuyucuğa 50 µl olacak şekilde plaka içerisine konulmuştur.

12. Plaka üzeri kapatılıp folyoya sarılarak ~900 rpm çalkalayıcı üzerinde 10 dk oda sıcaklığında inkübasyona bırakılmıştır.

13. İnkübasyon bittikten sonra numuneler 3 kere 100 µl yıkama tamponu ile yıkanmıştır.

14. Plaka okutulmadan önce her kuyucuğa 125 µl Assay tamponu eklenerek boncukların resuspanse olması sağlanmıştır. Plaka üzeri kapatılarak folyoya sarılmış ve 900 rpm çalkalayıcı üzerinde 30 sn oda sıcaklığında çalkalanmıştır.

15. Daha sonra plaka Bio-Plex MAGPIX cihazında okutulmuştur.

3.4. Ġstatiksel Yöntemler

Çalışma verileri %95 güven aralığında ve iki yönlü olarak değerlendirilmiştir.

Verilerin değerlendirilmesi için ilk olarak tanımlayıcı istatistikler yapılmış; frekans, ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. Parametrik test varsayımlarının yerine getirildiği durumlarda iki grubun (Kontrol-Hasta) karşılaştırılması amacıyla Student t testi, kategorik verilerin karşılaştırılması için Ki- kare analizi, değişkenler arasındaki ilişkinin değerlendirmesi için Pearson korelasyon testi yapılmıştır.

Analizler SPSS-PASW Statistics 18.0 paket programında bilgisayar aracılığıyla değerlendirilmiştir.

(16)

7 4. BULGULAR

Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniğine başvuran, psöriazis tanısı konulan ve/veya tanılı olup son bir ay içinde sistemik ve topikal tedavi almamış olan, 18 yaşından büyük 37 hasta çalışma grubunu, ayrıca yaşları ve cinsiyetleri çalışma grubuyla uyan 37 sağlıklı gönüllü ise kontrol grubunu oluşturmuştur.

Çalışmaya alınan 37 hasta ve kontrol grubunun 26 (%70.3)‟sı erkek 11 (%29.7)‟ i kadın‟dır. Kontrol grubuna dahil edilen kişilerin cinsiyet ve yaşları hasta grubuyla aynıdır. Hastaların yaş ortalaması 40.46±14.64 (14-65)‟ tür. Bu sebeple, hasta ve kontrol grubunda yaş ve cinsiyet açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark yoktur (p>0.05).

Hasta grubunun kontrol grubuna kıyasla sırasıyla, IL -6 (40.03±15.28;

31.23±8.80), IFN-γ (8.82±1.13; 8.22±1.10), TNF-α (32.34±9.68; 24.96±5.86), sCD40L (8.82±1.13; 8.22±1.10), IL-17A (40.66±5.26; 38.09±5.04), IL-17F (18.88±3.64;

16.54±2.73), IL-23 (33.89±8.02; 29.38±10.82), IL-25 (11.05±1.18; 10.49±1.24), IL-31 (17.54±3.19; 14.42±2.23) serum seviyeleri ortalamaları anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (sırasıyla p=0.003, p=0.02, p<0.001, p=0.02, p=0.03, p=0.003, p=0.04, p=0.04, p<0.001). Bunun aksine; IL-1β (29.57±33.09; 19.99±11.68), IL-4 (44.27±30.91; 35.38±21.42), IL-10 (15.46±6.19; 15.43±5.95), IL-21 (14.39±3.00;

13.13±3.62), IL-22 (15.11±1.93; 14.15±2.42) ve IL-33 (32.49±28.03; 27.00±18.05) serum seviyeleri ortalamalarında anlamlı fark tespit edilmemiştir (sırasıyla p=0.10, p=0.15, p=0.98, p=0.11, p=0.06, p=0.32). Kontrol ve hasta grubunda sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması Grafik 1-8‟de gösterilmiştir. Çalışmada incelenen serum sitokin seviyeleri ile PAŞİ skoru arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0.05). Değerlendirmede kesim noktası olarak kullanılan PAŞİ skoru <10 (n=32) olan hastalar PAŞİ skoru ≥10 (n=5) olanlarla kıyaslandığında incelenen sitokinlerin serum seviyeleri arasında da fark olmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Hastalık süreleri, PAŞİ değerleri ve sitokin seviyeleri arasında bir korelasyon tespit edilmemiştir (p>0.05) (Tablo 1).

(17)

8

Tablo 1. Hasta ve kontrol gruplarında sitokin seviyelerinin karşılaştırılması

Sitokinler (pg/ml)

Hasta (n=37)

Kontrol (n=37)

p*

IL-6 40.03±15.28 31.23±8.80 0.003

IFN-γ 8.82±1.13 8.22±1.10 0.02

TNF-α 32.34±9.68 24.96±5.86 <0.001

IL-17A 40.66± 5.26 38.09± 5.04 0.03

IL-17F 18.88± 3.64 16.54± 2.73 0.003

IL-23 33.89± 8.02 29.38± 10.82 0.04

IL-25 11.05± 1.18 10.49± 1.24 0.04

IL-31 17.54± 3.19 14.42± 2.23 <0.001

sCD40L 8.82±1.13 8.22±1.10 0.02

IL-1β 29.57±33.09 19.99±11.68 0.10

IL-4 44.27±30.91 35.38±21.42 0.15

IL-10 15.46±6.19 15.43±5.95 0.98

IL-21 14.39± 3.00 13.13± 3.62 0.11

IL-22 15.11±1.93 14.15± 2.42 0.06

IL-33 32.49± 28.03 27.00± 18.05 0.32

(18)

9

Grafik 1. Kontrol ve hasta grubunda IL-1β ve IL-4 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması

Grafik 2. Kontrol ve hasta grubunda IL-6 ve IL-10 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması

Grafik 3. Kontrol ve hasta grubunda IFN-γ ve TNF-α sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması

(19)

10

Grafik 4. Kontrol ve hasta grubunda sCD40L ve IL-17A sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması

Grafik 5. Kontrol ve hasta grubunda IL-17F ve IL-23 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması

Grafik 6. Kontrol ve hasta grubunda IL-25 ve IL-31 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması

(20)

11

Grafik 7. Kontrol ve hasta grubunda IL-21 ve IL-22 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması

Grafik 8. Kontrol ve hasta grubunda IL-33 sitokin seviyelerinin ortalamalarının karşılaştırılması

(21)

12 5. TARTIġMA ve SONUÇ

Ülkemizde psöriazis patogenezinde Th 17 yolağını aydınlatmaya yönelik sınırlı sayıda çalışma mevcuttur. Literatüre bakıldığında rastlanılan çalışmalara aşağıda yer verilmiştir.

Bulur ve arkadaşlarının 34 psöriazis hastasını dahil ettikleri çalışmalarında;

serum örneklerinde IFN-γ, TNF-α, IL-23, IL-17 düzeylerini ELISA yöntemiyle değerlendirerek, sonuçları tedavi öncesi ve sonrasında topikal ve sistemik tedavi grupları arasında karşılaştırmışlardır. Aynı hastalardan tedavi öncesi ve tedavi sonrası aldıkları deri biyopsi örneklerinde IFN-γ, TNF-α, IL-23, IL-17 ekpresyonunu belirlemek için streptavidin-biyotin üçlü indirekt immünperoksidaz yöntemi kullanılarak boyama yapmışlardır. Çalışma sonunda psöriasis hastalarında lezyonda ve serumda IFN-γ, TNF-α, IL-23 ve IL-17 düzeylerinin arttığını göstermişlerdir (14).

Büyükkara Yılmaz ve arkadaşlarının 2012 yılında 70 psöriazis hastası (30 plak psöriazis, 20 guttat psöriazis ve 20 püstüler psöriazis) ile yaptıkları bir çalışmada;

psöriazisin farklı klinik tiplerinde IL-17 düzeylerini ELISA yöntemiyle araştırmışlardır.

Aynı araştırıcılar 12 hastanın lezyonlu ve lezyonsuz derisinden aldıkları biyopsi örneklerinde ise IL-17 mRNA düzeyini Real time Polimeraz Zincir Reaksiyonu ile belirlemişlerdir. Çalışma sonunda püstüler psöriazis hastalarının serumlarında IL-17 seviyeleri diğer hasta gruplarına ve kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur.

Ayrıca PAŞİ skoru ≥ 10 olan plak psöriazis hastalarının serum IL -17 düzeyleri diğer gruplara ve kontrol grubuna göre yüksek tespit edilmiştir. Lezyonlu deriden alınan biyopsi örneklerinde ise lezyonsuz bölgeden alınan örneklere göre IL -17 mRNA seviyeleri daha yüksek bulunmuştur. Araştırmacılar tüm bu sonuçlara bakarak püstüler tip ve diğer tip psöriazisde IL-17 ve Th17 hücrelerinin önemli bir role sahip olabileceğini vurgulamışlardır (15).

Arıcan ve arkadaşlarının, proinflamatuvar sitokinlerden olan TNF-α, IFN-γ, IL- 6, IL-8, IL-12, IL-17 ve IL-18‟in serumdaki düzeylerini ELISA yöntemi ile araştırdıkları çalışmalarında; bu sitokinlerin aktif psöriazis hastalarında kontrol grubuna göre yüksek olduğunu ve sitokin seviyeleri ile psöriazis şiddeti arasındaki anlamlı bir ilişki bulunduğunu belirtmişlerdir (16).

Dünya‟ da yapılan benzer çalışmalara bakıldığında ise; 2011 yılında Kuzey Hindistan‟da 30 psöriazis hastası ve 30 sağlıklı kontrolün dahil edildiği bir çalışmada;

TNF-α, IL-4, IL-6 ve IL-10 serum sitokin seviyeleri ELISA yöntemiyle araştırılmıştır.

Çalışma sonunda kontrol grubuna kıyasla, TNF-α ve IL-6 seviyelerinin psöriazis hastalarında anlamlı düzeyde artmış olduğunu bulmuşlardır. Buna karşın psöriazis hastalarında IL-4 seviyelerinde artışın olduğunu ancak istatistiksel olarak anlamlı olmadığını, IL-10 seviyelerinin ise kontrol grubunda daha fazla olduğunu göstermişlerdir. Araştırmacılar bu çalışma sonuçlarına bakarak psöriazis patogenezinde proinflamatuvar sitokinlerin esas rol oynadığını ileri sürmüşlerdir (17).

2014 yılında Kyriakou ve arkadaşlarının tırnak tutulumu olan (n=24) ve olmayan (n=28) 52 kronik plak psöriazis hastasında yapmış oldukları bir çalışmada;

TNF-α, IL-12/23 p40 ve IL-17 serum sitokin düzeylerini ELISA yöntemiyle

(22)

13

araştırmışlardır. Çalışma sonunda TNF-α‟nın tırnak tutulumu olan hastaların serumlarında, tırnak tutulumu olmayan hastaların serumlarına göre anlamlı düzeyde artış gösterdiğini saptamışlardır. IL-12/23 p40 ve IL-17 serum sitokin seviyelerinde iki grup arasında anlamlı bir fark bulamamışlardır. Bu sonuca göre tırnak psöriazis patogenezinde TNF -α‟nın önemli role sahip olduğunu ve anti- TNF-α ajanlarının tedavide etkili olabileceğini önermişlerdir (18).

Krueger ve arkadaşları yapmış olduğu bir çalışmada; psöriazisin inflamatuvar yolağında IL-17‟nin rolünü aydınlatmaya çalışmışlardır. Kırk psöriazis hastasının deri lezyonlarında IL-17 ve TNF-α mRNA ekspresyonunu kantitatif RT-PCR ve microarray yöntemi ile araştırmışlar ve çalışma sonucunda IL-17‟nin, psöriaziste patojenik inflamasyonu aktive eden anahtar sitokin olduğu kanısına varmışlardır (19).

Psöriazis patogenezinde sitokinlerin rolünü aydınlatmak amacıyla yapılan çalışmalarda ELISA ve luminex yöntemlerine ek olarak son yıllarda moleküler yöntemler de kullanılmaktadır.

De Oliveira ve arkadaşlarının 2016 yılında IL -17A, IL-22, RORC, IL-8, IFN-γ, IL-33, IL-36A, FOXP3 ve IL-10'un deri transkript düzeylerini belirledikleri ve plak tip psöriazis hastalarının klinik bulgularıyla ilişkilendirmeye çalıştıkları bu çalışmada;

punch biyopsi örneklerinden qRT-PCR ile mRNA ekspresyonunu belirlemişlerdir.

Sonuçta, orta şiddetli psöriazis hastalarında IL-17A, IFN-γ ve FOXP3'ün artmış transkript düzeylerini tespit etmişlerdir. Hastalığın şiddetinde IL -17A‟nın kritik rol oynadığını ileri sürmüşlerdir (20).

Chun ve arkadaşları 2017 yılında 25 psöriazis hastası (10 guttat psöriazis ve 15 plak psöriazis) ve 5 sağlıklı gönüllüyü dahil ettikleri çalışmalarında serum sitokin düzeylerini (IL-2, IL-12p40, IFN-γ, IL-17A, IL-22 ve IL-23R'nin mRNA seviyeleri) real-time reverse transkripsiyon polimeraz zincir reaksiyonu ile ölçmüşlerdir.

Psöriazis hastalarında IL-12p40, IL-17A ve IL-22 mRNA düzeylerinin anlamlı derecede yüksek (yaklaşık 4 ila 6 kat) olduğunu, ancak altı sitokinin mRNA seviyelerinin, guttat ve plak psöriazis grupları arasında farklılık göstermediğini tespit etmişlerdir (21).

Toplumda bireysel yaşam kalitesini bozan önemli bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkan psöriazis, eski çağlardan günümüze tüm toplumlarda sık görülmesine rağmen halen etiyoloji ve patogenezi yoğun şekilde araştırılan bir hastalıktır (22).

Psöriazisin özellikle T lenfosit aracılı otoimmün inflamatuvar bir hastalık olduğu düşünülmektedir. Son dönemlerde psöriazis patogenezinde Th17 hücreleri ön plana çıkmaktadır. Th17 hücreleri; IL-17, IL-23, IL-22, IL-21 ve TNF-α gibi sitokinleri üretmektedir. Th17 grubu sitokinlerin insanlardaki otoimmun ve inflamatuvar hastalıklarda oynadığı rolün belirlenmesi amacı ile çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Son dönemde yapılan çalışmalarda psöriazisli hastaların serumlarında ve cilt lezyonlarında Th17 grubu sitokinlerin ekspresyonunun artmış olduğu ve patogenezde rol oynadıkları önerilmektedir.

(23)

14

Literatürlere bakıldığında psöriazis olgularında Th 17 yolağını aydınlatmaya yönelik çalışmaların sayısı son yıllarda giderek artmaktadır. Buna karşın, konuyla ilgili ülkemize ait çok sayıda çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamız ülkemizde psöriazis ile yapılan sınırlı çalışmalardan biridir. Ayrıca ulusal ve uluslararası diğer çalışmalarda kullanılan ELISA yönteminden daha fazla hassasiyete sahip olan ve son yıllarda kullanımı artan Luminex teknolojisi projemiz kapsamında kullanılmış olup; çalışmamızı bu özelliği ile diğer çalışmalardan farklı ve özgün kılmaktadır.

ELISA yönteminden daha hassas olan Luminex teknolojisinin; az miktardaki örneklerde sitokin varlığını belirlemede yüksek verim ve düşük maliyet sağlaması sebebiyle son yıllarda kullanımı giderek artmaktadır. Th 17 hücreleri tarafından salgılanan temel sitokin olan IL-17A ve IL-17F yolunun çeşitli otoimmün hastalıkların patogenezinde önemli rol oynadığı ileri sürülmektedir. Bu sitokinler; IL-1, TNF- α, IL-6 ve IL-8 sentezlenmesini düzenlemektedir. Çalışmada psöriazis hastalarında IL -6, IFN-γ, TNF-α,IL-17A, IL-17F, IL-23, IL-25, IL-31 ve sCD40L düzeylerinin kontrollere kıyasla yüksek bulunması Th 17 hücrelerinden salgılanan sitokinlerin hastalık ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. PAŞİ skoru <10 ve ≥10 olan hastalarda ölçülen sitokin seviyelerinin benzer saptanması daha büyük hasta gruplarında çalışmanın yinelenmesinin gerekli olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, bulgularımız Th17 sitokinlerinin psöriazis patogenezindeki rolünü kısmen ortaya çıkarmış olmakla birlikte PAŞİ ile ilişkisini daha net değerlendirebilmek için ileri çalışmalara gereksinim vardır.

(24)

15 KAYNAKLAR

1.Gülekon A. Psoriasis ve benzeri dermatozlar. Tüzün Y, Gürer MA, Serdaroğlu S, Oğuz O, Aksungur VL. Dermatoloji. 3. Baskı, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul 2008:

745-764.

2.Braun-falco O, Plewing G, Wolff HH, Burgdorf WHC. Erythemato-papulosquamous disease. Dermatology. 2. edtion, Berlin: Springer-Verlag 2000: 585- 607.

3.Tüzün B, Tüzün Y: Psoriasis Dipnotları. Nobel Tıp Kitabevi, İstanbul, 1998.

4.Krueger JG. The immunologic basis fort he treatment of psoriasis with new biologic agents. J Am Acad Dermatol 2002; 46: 1 -23.

5. Psoriasis (Sedef) Hastalığı Hasta Bilgilendirme Formu. 2015 (1 Eylül 2015 tarihinde okundu). http://www.turkdermatoloji.org/files/file/Psoriasis- Hasta_Bilgilendirme_Formu.pdf

6. Odom RB, James WD, Berger TG. Andrew‟s disease of the skin: Clinical dermatology. 9 th edi. Philadelphia: W.B Saunders Company 2000; 214-253.

7. Alper S, Akyol M, Atakan N, ve ark. Türkiye Psoriasis Klavuzu 2012 Türkderm 2012; 46: 1-36.

8. Meglio PD, Nestle FO: The role of IL-23 in the immünopathogenesis of psoriasis.

F1000 Biol Rep 2010; 2:1-5.

9. Horrocks C, Holder JE, Berth-Jones J, Camp RD: Antigen-independent expansion of T cells from psoriatic skin lesions: phenotypic characterization and antigen reactivity. Br J Dermatol 1997;137:331-8.

10. Christophers E, Mrowietz U: Psoriasis: Fitzpatrick‟s Dermatology in General Medicine. Altıncı baskı. Freedberg IM, Eisen AZ, Wolf K, Austen KF, Goldsmith AL, Katz IS, Fitzpatrick TB (eds), McGraw- Hill Inc, New York 2008:495-521.

11. Ghoreschi K, Weigert C, Röcken M: Immünopathogenesis and role of T cells in psoriasis. Clin Dermatol 2007;25:574-80.

12. Lew W, Bowcock AM, Krueger JG: Psoriasis vulgaris: cutaneous lymphoid tissue supports T-cell activation and "Type 1" inflammatory gene expression. Trends Immünol 2004; 25: 295-305.

13. Nestle FO, Kaplan DH, Barker J: Psoriasis. N Engl J Med 2009; 361:496 -509.

14. Bulur I., Gülekon A., Erdem Ö., Yücel A. A., Çelik S., Aral A. Psoriasis vulgariste osteopontin ve ilişkili sitokin düzeylerinin tedavi, hastalık aktivitesi ve komorbiditeler ile ilişkisi. Türkderm 2013; 47: 142-7.

(25)

16

15. Yılmaz S. B., Cicek N., Coskun M., Yegin O., Alpsoy E. Serum and tissue levels of IL-17 in different clinical subtypes of psoriasis. Arch Dermatol Res 2012 304:465–

469.

16. Arican O., Aral M., Sasmaz S. and Ciragil P. SerumLevels of TNF-α, IFN-γ, IL-6, IL-8, IL-12, IL-17, and IL-18 in PatientsWith Active Psoriasis and CorrelationWith Disease Severity. Mediators of Inflammation 2005:5 (2005) 273–279.

17. Verghese B., Bhatnagar S., Tanwar R., Bhattacharjee J. Serum Cytokine Profile in Psoriasis-A Case–Control Study in a Tertiary Care Hospital from Northern India.

Ind J Clin Biochem (Oct-Dec 2011) 26(4):373–377.

18. A. Kyriakou, A.Patsatsi, T.A.Vyzantiadis, and D. Sotiriadis. Serum Levels of TNF- 𝛼, IL-12/23 p40, and IL-17 in Psoriatic Patients with and without Nail Psoriasis: A Cross-Sectional Study. The Scientific World Journal Volume 2014, Article ID 508178, 5 pages.

19. Krueger J.G., Fretzin S., Suarez-Farinas M., Haslett P. A., Phipps K. M., Cameron G.S., McColm J., Katcherian A., Cueto I., White T., Banerjee S., Hoffman R.W. IL-17A is essential for cell activation and inflammatory gene circuits in subjects with psoriasis. J Allergy Clın Immunol July 2012, Volume 130, Number 1.

20. de Oliveira PS, Pereira MC, Silva de Paula SK, Lima EV, Lima MM, de Arruda RG, de Oliveira WL, Duarte ÂL, Pitta ID, Rêgo MJ, Galdino da Rocha Pitta M.

Increased IL17A, IFNG, and FOXP3 Transcripts in Moderate-Severe Psoriasis: A Major Influence Exerted by IL17A in Disease Severity. Mediators Inflamm. 2016, 2016:4395276.

21. Chun JH, Yoon YH, Choe YB, Kang LH, Paik SY, Park CJ. Gene Expression Analysis of Inflammatory Cytokines in Korean Psoriatic Patients. Ann Dermatol. 2017 Aug;29(4):422-426.

22. Davidovici BB, Sattar N, Prinz JC, et al: Psoriasis and systemic inflammatory diseases: potential mechanistic links between skin disease and co-morbid conditions.

J Invest Dermatol 2010; 13: 1785-96.

(26)

17 EK-1

PSÖRİAZİS HASTA DEĞERLENDİRME FORMU Adı soyadı:

Doğum yılı:

Cinsiyet: □ Kadın □ Erkek Telefon:

Özgeçmiş:

Kullandığı ilaçlar:

Soygeçmiş:

Psöriazis Tanı yılı:

Psöriazis Tipi:

Tırnak Tutulumu:

Eklem tutulumu:

PAŞİ:

Referanslar

Benzer Belgeler

Il›ml› kognitif bozukluk grubunun sa¤ ve sol hipokampus hacimleri kontrol grubuna göre anlaml› olarak küçük tespit edildi (hipokampus hacmi; Alzheimer hastalar› &lt;

Dumrul’un kar›s›n›n, kocas› için ken- disini feda etmek istemesi, Corton’›n, sev- gilisinin saadeti u¤runa seve seve giyoti- ne gitmesi veya Budha’n›n yavrular›n›

İlerideki bölümlerde görüleceği gibi Languedoc - Roussillon projesi bölgenin bü- tün bıı özellikleri göz önüne alınarak plan- lanmış, yeni yerleşme ve gelişme

Evereklio¤lu C, Er H, Türköz Y, Çekmen M: Serum levels of TNF- α, IL-2R- IL-6 and IL-8 are increased and associated with elevated lipid peroxidation in patients with

Kronik hepatit C ile IL-12B rs3212227 (3’UTR A/C) polimorfizmi arasındaki ilişkiye ba- kıldığında, genotip ve alel sıklığı yönünden hasta ve kontrol grubu

From the conclusion of the study, it is necessary to improve the Agrarian structure on all type of mastery and ownership of transmigration land, in order to create an

Emekli Öğretim Üyesi Selçuk Üniversitesi Ohio State University. Necmettin Erbakan Üniversitesi

Deney grubundaki 19–22 yaş arası futbolcuların masaj öncesi ve masaj sonrası durumluk kaygı düzeylerinin anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğine ilişkin Wilcoxon