• Sonuç bulunamadı

Bizans hamamları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bizans hamamları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

~ ---— t

z- js*

Tarihî Musahabe j

^

Bizans

hamamları

Roma, Yunan ve Bizans hamamları

-

Hamamların tertibatı

Bizansta hamam eğlenceleri - Halkın yıktığı hamamlar

-

Istanbulun fethinden sonra hamamlar

Y a za n : B e -S e

!

Bizans hamamları her cihetten pek siıslü idiler Bizans şehri; sarayları, mey­

danları, âbideleri kadar çeşme­

leri, su kemerleri, sarnıçları,

muntazam kanalizasyon tertiba tı ve bilhassa hamamları ile meş hurdu. Esasen Bizans, her cihet le Roma örnek alınarak kurul­ muştur. Meselâ, o da tıpkı R o­ ma gibi on dört daireye taksim olunmuş, Romada olduğu gibi büyük bir Hipodrom inşa edil­ mişti.

Roma imparatorları, halkı

memnun etmek için pek çok ha marnlar yapmışlardı. Bizansta da ayni şekilde imparatorlar mü kemmel hamamlar inşasına iti­

na etmişlerdir. Roma, Yunan

hamamlarını taklit etmiştir. Bi

zansta da örnek olarak Roma

ve Yunan hamamları esas itti­ haz olunmuştur. Onlardan far­ kı pek azdır. Bugün İstanbulda Bizanstan kalma hamam yok­ tur. Lâkin sonradan yapılan ha marnlar gerek plân, gerek ya­

pılış şekli ve gerek inşa tarzı

itibariyle Bizans hamamların* benzer. Bunlardan birisini gör­ mek, eskileri hakkında fikir al­ mağa kâfi gelir.

Bunların umumî şekli şöyle idi:

Hamama girilen methalden sonra geniş bir salona varılır. Burada hamam müstahdemleri bulunurdu. Bu yerden, daha ge niş ve aydınlık bir salona geçi­ lirdi. Burası soyunma yerlerini muhtevi bulunuyordu. Orta yer de bir havuz, etrafında iki hey i kel vardı. Heykellerden birisi îtıhhat ilâhı addedilen Hijiye. öbürü Eskolaba aitti. Müşteri­ ler burada soyunduktan sonra bir hademenin delâletiyle asıl altında külhan yanan kısma gi derlerdi. Soyunma yeri ile bu­ rasının arasında soğukluk de-

j

nilen daha ılık bir yer vardı.

| Hademeler, yani bugünkü tâ­

birle tellâklar müşterilerin vü-

j

cutlarını ofar ve keselerlerdi.

Buradan da, sıcak su banyoları bulunan kısma geçilirdi. Burası i ve bundan evvelki salon çok süs | lü idi. Duvarları ve tavanı ta­

mamen mermerdendi.

! BizanslIlar soyunma yerine

Apditerium, soğukluğa Tepida- ! rium, sıcak yere Kaldirium der 1 lerdi. Külhanın adı ise Hipokst idi Müşteriler, zevklerine göre ! hamamın bu muhtelif yerlerin- ! de istedikleri kadar kalırlar, yı kanırlar, dinlenirler ve eğlenir­ lerdi.

| Bizans hamamları, her cihet­

ten pek süslü idiler. Esasen o i zaman hamama gitmekten mak : sat yıkanmak ve temizlenmek- ten ziyade eğlenmekti. Bu ha-

j

mam eğlenceleri bilhassa kışın

1 yapılırdı. Her sınıf halkın, iç- ! timaî seviyesine ve servet dere cesine göre gideceği hamamlar ' ayrı idi. Bunun için fakir, zen­

gin bütün halk; kışın hamamla ra devam ederek eğlenceler ter tip ederlerdi. Bu arada, bilhas­ sa Bizansm inhitat zamanların da bu eğlenceler bazan pek ha­ fif meşrepçe bir hal alır ve tür lü rezaletler olur, dedikodular çıkar, skandallar vukua gelirdi, i İmparatorlar zaman zaman bu hal ile mücadele ederek hamam

| lan kontrol altında bulundur­

mağa çalışmışlardır. Hattâ, bir ihtilâl sırasında halkın, rezalet leriyle meşhur büyük hamam­ lara hücum ederek bunları hâk ile yeksan ettikleri meşhurdur.

Halka ve umuma mahsus bu hamamlardan başka, İstanbul­ da pek çok bulunan sarayla­ rın (*) hepsinde imparatorlara ve imparator ailelerine mahsus mükellef hamamlar bulunmak­ ta idi- Tabii buralarda da eğlen çelerin her türlüsü tertip olu­ nur, lâkin harice havadis sız­ mazdı.

I _____________________

(*) Bu saraylardan başka bir yazımızda bahsedeceğiz.

Bizansm ı** meşhur hamamı Katizuıa tarafında, yani Divan yolunun Sultanahmet meydani ie birleştiği yerde bulunan Zo- kisb hamamı idi. Burası, yuka­ rıda bahsettiğimiz gibi bir ih­ tilâl sonunda halk tarafından tamamen tahrip olunmuştur.

Bu hamam, imparator Sept-im tarafından yapılmış, sonra Bü­ yük Kostantin ve Jüstinyen ta­ raflarından tamir olunmuştur..

Bundan sonraki meşhur ha­

mamlar, bugün kemerlerinden bir kısmı duran Arkadyüs ha­ mamı, Çukur hamam diye anı­ lan yerdeki Konstantin hama­ mı, bugünkü İstanbul vilâyeti

civarında bulunan Evdoksiya

hamamı idi.

İstanbul, Türkler tarafından ebediyen fetholunduktan sonra bu sefer eğlence r attsadile de,- ğil, sıhhî ve dini taharet mak- sadiyle hamamlara ehemmiyet verilmiş, ve pek beğenilen Bi­ zans tarzındaki hamamlar de­

vam ettirilmiş, hattâ arttırıl­

mıştır. 1885 yılında İstanbulda faaliyette bulunan 184 hamam vardı. Bunların bir kısmı, yan­ gınlar ve istimlâkler yüzünden harap olmuş veya ortadan kalk mışsa da İstanbul hâlâ hamam bakımından zengin bir şehir sa yılabilir. Türkler, hamam inşa­

sında 3 1zanslılardan hiç geri

kalmamışlar, daha zarif yapı­ lar vücuda getirmişler, hamam

lavı daha kullanışlı ve pratik

hâle koymuşlardır.

Samatyada bir yaralama

hâdisesi

Samatyada Sancakdar Hay - ı-eddin mahallesi Tavukçu so - kak 32 sayılı evde oturan Ağop- la Mihal adında birisi bir ala­ cak yüzünden kavgaya tutuş - muşlar, Agop Mihali sol böğrün den yaralamıştır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Halil Paşa Çenğelköyde kotra Tabakane (Ankara) Kız kulesi Bostancı sahili Maltepe » Rumeli hisarı Ankara deresi Çiçek ve meyva Mısırda cami Kırmızı köşk

Gerek tasarım ve uygulama, ge­ rek eğitim ve kuramsal çalışma­ larında daha çok ulusalcılıktan yana olan Eldem, 1934’te başlat­ tığı Milli Mimari Semineri

•Savcının tutuklama is­ temine karşın mahke­ mece tutuksuz yargı­ lanmak üzere serbest bırakılan Yaşar Kemal “Bu davada kimin mah­ kum olacağı belli

miz bizim emektar «Yokuş»ta değil, tüm yaşantım boyunca tanıdığım en zeki insanlardan biriydi rahmetli Doğan Nadi.. Bir yanardağ gibi indifa ettiği

Cahit Sıtkı’nın yazdığı mektupların çoğu kızkardeşi Nihal'e, el­ liye yakın.. Kızkardeşi Kamuran Erkmenoğiu ile

Farkl› kar›nca türlerinin yaln›zca tek tür mantar yetifltirdi¤i, iki ayr› mantar türünün ayn› çiftlikte, hatta ayn›. koloni içinde

yayınevlerinden biri Gallimard’a beni o zamanlar tanışmadığım iki kadının Yaşar Kemal’in eşi Tilda Kemal ile Nâzım Hikmettin eşi Münevver Andaç’ın tavsiye

Ayazmanın üstündeki bina, ilk olarak Konstantinos Koço Korontos tarafından "Moda Park Lokantası" adıyla bir kır kahvesi olarak hizmete açılır.. Adı bugün de Moda