11. HAFTA DİNİ GRUPLAR SOSYOLOJİSİ VE YENİ DİNİ HAREKETLER
Toplumsal Gruplar
İnsanlar tarih boyunca bazı ihtiyaçlarını karşılamak için toplum halinde yaşamaktadırlar. Ancak bu şekilde bütün ihtiyaçlarını karşılayamamaktadırlar. Çünkü özellikle nüfusun yoğun olduğu toplumsal kesimlerde insanlar, günlük ihtiyaçlarını ya da uzun vadeli maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendilerine daha yakın olan ve ilişki kurabilecekleri kişilere veya gruplara ihtiyaç duymaktadırlar.
Toplumsal sistemlerin üç temel unsuru vardır. Bunlar, insanlar, gruplar ve toplumsal ilişkilerdir. Toplumsal ilişki insanların toplum halinde örgütlenmelerini ifade eden önemli bir sosyal unsurdur. Toplumsal ilişki
‘başkası’ düşüncesi etrafında ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden insanlar ya da toplumsal grupların, yalnızca kendi varlıklarının farkında olmaları yeterli değildir. Toplumsal ilişkilerin doğal sonucu, bireyin, kendi dışında bulunan kişi ya da toplumsal grupların varlığını dikkate almasıdır. Buna anlamda toplumsal ilişki,
“insanın, kendi dışındaki insanlarla ilişkisinde anlamlı bir hayat alanı yaratma olayıdır”. İşte ortak amaçlarını gerçekleştirmek, ihtiyaçlarını karşılamak, inançlarının gereğini yerine getirmek için birden fazla insanın birbiriyle ilişki kurması, grupların oluşmasına yol açmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki grup hem insanın temel ihtiyaçlarını karşılaması hem de kendisini, içinde yaşadığı toplumsal yapıya daha fazla ve farklı açılardan bağlaması bakımından çok önemli bir işlevi yerine getirmektedir.
Grup kelimesi sosyolojik anlamda tanımlanması gereken bir kavramdır. Çünkü günlük dilde bu kelime her türlü topluluğu ifade edebilmektedir. İnsanlar tüm zamanlarda ve mekanlarda aile, eğitim, ekonomi, siyaset, din ve boş zamanlar gibi çeşitli gruplar içinde yaşamışlardır. Bu gruplar, bütün sosyal bilimciler tarafından temel gruplar olarak sayılmaktadırlar. İnsanlar tüm ihtiyaçlarını bu gruplar içinde karşılarlar.
Toplumsal Grupların Özellikleri
Toplumsal gruplar çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir ve nitelendirilebilir. Toplumsal grupların sınıflandırılmasında ölçütlerden biri, karşılıklı ilişki ve iletişimdir. İlişkilerin yoğunluğuna göre gruplar birincil ve ikincil gruplar şeklinde sınıflandırılırlar. Birincil gruplarda ilişkiler daha özel, kişisel, sık ve yoğundur. Yine cemaat ve cemiyet sınıflaması grup üyeleri arasındaki ilişkilerden yola çıkılarak yapılmış bir sınıflamadır.
Toplumsal grupları sınıflandırmaların en kapsamlısı G. Gurvitch’e aittir. O, sınıflamasında, içerik, büyüklük, süre, ritm, fiziksel, yakınlık, kuruluş temeli, giriş kolaylığı, örgütlenme düzeyi, otorite gibi oldukça çok sayıda ölçüt kullanmıştır.
Bununla birlikte sosyal grubun oluşabilmesi için ya da grup olarak nitelendirilebilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerekir. Fichter bu özellikleri şöyle sıralar:
1) Grup olarak adlandırılan sosyal birim, hem üyelerin hem de grubun dışındaki gözlemcilerce tanımlanabilmelidir. Bu, her grup üyesi diğer üye ve üye olmayanlar tarafından tanınmalıdır, demek değildir. Gizli dernek, loca, yarenlik gibi grupların üyelerinin adları saklı tutulur, ama bu grupların varlıklarını herkes bilir. Büyük kentlerde çok sayıda gruplar bulunur, hiçbir bireyde bunların hepsini bilmez; fakat bu gruplar yine de bilinebilir, bilimsel araştırmalarda konu edilebilir.
2) Grup bir sosyal yapıya sahiptir. Çünkü gruba katılan her üye, diğer pozisyonlarla ilişkili bir pozisyona sahiptir. Sosyal tabakalaşma ve sosyal statü mevkilenmesi, en küçük gayri resmi gruplaşmada bile bulunur.
3) Gruptaki her üye kendi sosyal rolünü oynar. Üyeler rollerini oynamaktan vazgeçerse grupta
ortadan kalkar.
4) Grubun sürekliliği için karşılıklı ilişkiler son derece önemlidir. Yani grup üyeleri arasında iletişim ve temas olmalıdır. Tek yönlü bir sosyal süreç olamaz. Sosyal süreç birlikte ya da karşılıklı olmalıdır.
5) Her grupta, içinde rollerin oynandığı yolları etkileyen davranış normlarına sahiptir. Davranış normlarının yazılı olması, yönetmeliklere geçmiş olması zorunlu değildir. Bu normlar grup üyeleri tarafından bilinen, anlaşılan ve uyulan davranış örüntüleridir.
6) Grup üyeleri ortak ilgi ve değerleri paylaşır.Bu ilgi ve değerlere özenle sahip çıkılır. Bazı gruplarda ortak ilgi ve değerler, çıkarlar belirsiz olabilir. Bu durumda ortak ilgi ve çıkarların varlığı, ancak değerlerde bir çatışma çıkması ve bu çatışmanın grubun dağılmasına yol açması halinde anlaşılır.
7) Grup eylemlerinin yöneldiği bazı sosyal hedefler bulunmalıdır. Her grup, farklı derecelerde olsa bile yine de bir veya birkaç amaca sahiptir. Hedef grubun niçin veya hangi sebeplerle var olduğu sorusunun cevabını oluşturur.
8) Bir grubun göreli de olsa sürekliliği olmalıdır. Bir başka deyişle grubun zaman süresi içinde ölçülebilir bir dayanıklılığı olmalıdır. Bu, grubu yığından ayıran önemli bir işarettir. Tüm bu özellikleri dikkate alan bir sosyal grup tanımı şöyle yapılabilir. Grup, ortak sosyal hedefleri izleyen, sosyal normlar, ilgiler ve değerlere göre karşılıklı roller oynayan sosyal kişilerin tanınabilir, yapılaşmış, sürekli birlikteliğidir. Her toplum, toplum içindeki grupların bir bileşimidir. Toplumdaki gruplar bir diğerinden merkezi işlevleri ile ayrılır.
Bu özelliklere göre grup, ortak sosyal hedefleri izleyen, sosyal normlar, ilgiler ve değerlere göre
karşılıklı roller oynayan sosyal aktörlerin, tanınabilir, yapılaşmış ve sürekli birlikteliği şeklinde
tanımlanır.
Dini Gruplar ve Özellikleri
Dini gruplaşmalar, insanlık tarihinin ilk bilinçli gruplaşmalarından biridir. Bununla beraber bu bilinçli gruplaşmalar, diğer toplumsal organizasyonlarda olduğu gibi dini organizasyon içinde de çıkabilirler. Bu durum insanlık tarihinin doğal süreci içerisinde kolaylıkla görülebilir.
Basit-karmaşık, büyük-küçük bütün toplumlar birçok grubu içinde barındırır. Din de toplum içinde ortaya çıkmış sosyal grup çeşitlerinden biridir. Esasen dini gruplar sosyal grupların özel bir türünü oluşturur. Dini gruplar, Tanrı ve insan arası örüntüleşmiş bir ilişkiyi paylaşan kişilerce oluşturulmuştur. Bireyin dua ve ibadetleri toplumdaki mevcut dinlerden birinin etkisindedir.
Dini grup kavramın iki şekilde ele almak mümkündür.Birinci şekli, din dışında kalan sebeplerle ve dinin ortaya çıkışından önce mevcut olan grupların dinin taşıyıcı olma halidir. Kan birliğine dayalı grupların aynı zamanda ibadet ve inanç birliği haline gelmesi böyle gerçekleşir. Bu durumda mevcut grup bağının din vasıtasıyla daha da güçlenmesi beklenebilir. Kısaca dinin doğal grup içinde ortaya çıkmasıdır. Bunlara doğal dini gruplar diyoruz.
İkinci şekli ise dinin kendiliğinden bazı dini topluluklar ya da yeni gruplaşma prensiplerine dayalı gruplar yaratmasıdır. Böyle grupların birinci durumdaki gruplarla hiçbir benzerlik ve ilgisi yoktur.
Dini tarikatlar kardeşlik cemaatleri, mezhepler ve kilise böyle gruplardandır.
Bunlara da sırf dini gruplar diyoruz.
1.Doğal Dini Gruplar
Aile: Aile insanlık tarihinin ilk dönemlerinde dini bir cemaat olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mesela Cermenlerde aile üyelerini birbirine bağlayan şey, hayatı meydana getiren ve kendilerini bağlı hissettikleri mukkaddes güçlerdir. Yine eski Mısır ve İsrail’de aile bağı kutsal bir temele bağlıydı. Aile grubu, dini önemini, başta İslam olmak üzere bütün semavi ve evrensel dinlerde korumuş, ancak modern dönemde onun dini fonksiyonlarında değişmeler olmuştur.
Klan ve Kabile: Aile gibi üyelerini doğal bağlarla bağlamanın ötesinde tam bir inanç ve ibadet birliği oluşturan doğal dini gruplardan bir diğeri de klan ve kabiledir. Ortak atanın insan dışında bir bitki ya da hayvanın (totem) da olabildiği klanlarda, üyeleri birbirine bağladığına inanılan kutsal güce “mana” denmekteydi. Bu bağlılık klan üyelerini kan bağının ötesinde ortak bir ruhun etrafında birleşmiş kutsal bir cemaat haline getiriyordu. Bu yüzden klandan ayrılmak, ortak kutsal ruhtan ve kurtuluştan uzaklaşmak ve ölmekle eşdeğerdir.
Mahalli Birlikler:Köyler ve Şehirler: Mahalli birlikler, toplumda kan gibi doğal bağlara dayanarak oluşmuş gruplar dışında komşuluk ile oluşmuş gruplardır. Ortak bir toprak parçasında veya köyde yaşamak, bir anlamda bu ortaklığa bağlı özel bir dayanışmayı geliştirmektedir. Çok tanrılı dinlerin belirli bölgelere mahsus mahallî tanrılar içermesi doğal dini gruplara bir örnek oluşturmaktadır.
Mahalli birlikler olarak şehirler ise doğal bağlarla birlikte dini grup bağlarının da genişlemesi
anlamına geliyordu. Böyle bir gelişme genel ekonomik faktörlerin üzerinde durulmuştur. Ancak
din de bu gelişmede önemli bir faktördür. Örneğin Sümerler’de ilk şehirlerin bir mabet etrafında
kurulmuş ‘tapınak şehirler’ olduğu bilinmektedir.
Milli Din Birlikleri: Din tarihinde ortak bir geçmişe, geleneklere ve kültürel çevreye sahip milli din birlikleri doğal dini gruplar arasında bir kesimi temsil ederler. Millet, ortak bir dil, gelenek ve kültür etrafında bir araya gelen topluluktur. Millî dinler ise bir millete bağlı inanç ve ibadetler eşliğinde gelişirler. Diğer yandan bir milletin oluşumu çoğu zaman dinin yardımıyla gerçekleşmektedir. Milli dinler bir millete bağlı inanç ve tapınmanın tipik örnekleridirler. Yahudilerde olduğu gibi ortak inançlar ve ibadetler sürgünden sonra uzunca bir süre bile bir halkın milli varlığını ayakta tutmaya yardımcı olmuştur.
Kabileler kendi aralarında birleşerek millet haline gelmişlerdir. Bu gelişme çoğunlukla dinin yardımıyla olmuştur. Germen halk toplulukları Hıristiyanlığa giriş süreciyle bir millet durumuna geçmişlerdir.
2. Dinden Doğan Gruplar: Sırf Dini Gruplar:
Sırf dini gruplar, nispeten daha ilerlemiş kültürlerde ortaya çıkarlar. Ancak bu geçişi teşvik eden iki faktör vardır; biri, toplumsal, siyasi ve kültürel yapının daha hızlı farklılaşması, fertlerin veya grupların dini tecrübelerinin zenginleşip çeşitlenmesidir. Diğer faktör ise dinin bağımsız bir şekilde gelişmesidir.
Dinden doğan gruplar ilk defa tek Tanrılı dinlerde ortaya çıkmıştır. Yani sırf dini gruplar sosyolojik olarak farklı yapılarda ortaya çıkmıştır. Bu ilkel topluluklarda doğal grupların içerisinde yaşayan dini grupları değil, yeni bir dini grup tipini temsil etmektedir. Sırf dini gruplarda üyelerin birbirine bağlılığının şiddetini ifade etmek üzere
‘’manevi kardeşlik’’ ve ‘’din kardeşliği’’ gibi bazı tabirler kullanılır.
Bu gruplarda dini ve manevi bağlar doğal bağlardan kuvvetlidir. Bu grup yapılarının en önemli özelliği, grupta bir liderin olması, bu liderin grup üyelerini çeşitli özellikleriyle etkilemesi ve liderin arkasından gitmelerini sağlamasıdır.
Dini gruplarda liderlik; yeni bir dini mesaj ile harekete geçirilen kitleler tarafından kendisine dini bir karizma atfedilen şahıslardır. Bu şahıslar diğer şahıslardan asabi mizaçlarına göre farklılaşır. Ayrıca fizyolojik
özelliklerinin dışında, toplulukların diğer üyelerinde rastlanmayan ve yaşadıkları deruni haller, zihnin olağanüstü durumunun sonucu olması hasebiyle, bu tecrübeyi yaşayan kişiler büyük bir saygıya mazhar olmuşlardır.