• Sonuç bulunamadı

Gzzet Bahri ATEkLG 20. YÜZYILIN BAkLARINDA ORDU KAZASI’NDA SOSYAL DURUM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gzzet Bahri ATEkLG 20. YÜZYILIN BAkLARINDA ORDU KAZASI’NDA SOSYAL DURUM"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20. YÜZYILIN BALARINDA ORDU KAZASI’NDA SOSYAL DURUM

zzet Bahri ATEL

Özet

Bu çalmada, 1476 numaral Ordu Kazas er’iyye Sicil Defteri esas alnarak, 20. yüzyl balarn- da Ordu Kazasnn sosyal yaps ele alnmtr. Yazda, özellikle kazadaki aile yapsna ( evlenme- boanma olaylar, ailelerin çocuk saylar, vasi atamalar, miras taksimi vs.) deinilmi olmakla

beraber, kazadaki Müslim-gayrimüslim ilikileri ve vakflarn durumu konularna da temas edilmitir. Çalma 20. yüzyl balarnda, Türkiye’nin sosyal yapsnn anlalmasna k tutmay

hedeflemektedir.

Anahtar Kelimeler Ordu, er’iyye Sicili, Hukuk

DIE SOZIALE STRUKTUR DES LANDKREISES ORDU, ANFANG DES 20.

JAHRHUNDERTS

Die Zusammenfassung

Die Grundlage dieses Artikels ist das Ser’iyye Registerbuch des Landkreises Ordu mit der Nummer 1476. Der Artikel nimmt die soziale Struktur des Landkreises Ordu, Anfang des 20.Jh.

durch. Die Abhandlung, beinhaltet hauptsächlich über die familiäre ( Heirate und Scheidungen, die Kinderzahlen, die Vormund Einsetzungen, das Erbrecht usw.), die Beziehungen der

Muslimen mit Christen und die Lage der Stiftungen.

Das Ziel des Artikels ist die gesellschaftliche Lage der Türkei im 20. Jh. zu begreifen.

Die Schlüsselwörter Ordu, das er’iyye Registerbuch, das Jura

Bu makale, 1476 No’lu Ordu Kazas er’iyye Sicil Defteri, (Ondokuzmays Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Baslmam

Yüksek Lisans Tezi, Samsun 1995) isimli yüksek lisans tezinden özet olarak hazrlanmtr.

Okutman, Gaziosmanpaa Üniversitesi, Niksar Meslek Yüksekokulu, izzet_batesli@hotmail.com

Sayfa: 87-104 Page: 87-104

(2)

GR

Türk milletinin tarihi süreç içerisindeki sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yaps yannda idari yaplanmasnn da numunelerini gösteren ehirlerin tarihleri- nin aratrlmas bir bütün olarak Türk tarihinin aydnlatlmas konusunda önemli bir rol oynamaktadr. ehir tarihçilii için en önemli kaynaklardan biri de er’iyye sicilleridir. Bugünkü anlamyla er’i mahkeme kaytlar olan er’iyye sicil defterle- ri, Osmanl dönemine ait toplumsal tarih, kültür ve Türk-slam medeniyetine k tutacak oldukça önemli bilgileri içermektedir. Bu defterlerde, genel tarih, hukuk tarihi, iktisat tarihi, sosyal yap, vakf sistemi, mimari eserler gibi daha pek çok konuda bilgiler bulunmaktadr1.

er’i mahkemelerin idarecisi durumunda olan kadlarn, önlerine getirilen her olay ince ayrntlarna kadar ve tarih belirterek kaydetmi olmalar, er’iyye sicil- lerini özellikle Tanzimat’a kadar ki tarih aratrmalar için oldukça önemli kaynak- lar haline getirmitir. Tanzimat’tan sonra ise hukuk alannda yaplan düzenleme- ler neticesi kurulan yeni mahkemeler, er'i mahkemelerin ellerindeki davalarn kapsamn daraltm, bu da er'iyye sicillerinin konu çeitlilii açsndan zayf kalmasna sebep olmu olsa da, er’iyye sicillerinin, er’i mahkemelerinin kapsa- mnda braklan(islami-bireysel alan); evlenme-boanma olaylar, miras taksimi, vasilik, borç-alacak davalar, doum-ölüm ilanlar vs. gibi konular hakkndaki içerik zenginliini devam ettirmitir.

er’i mahkemelerde davalarn çözüme kavuturulmasnda slam hukuku mü- racaat edilen birinci mercidir. Bu sebeple çalmamzda, tespit edilen konulara

slam Hukukunun özde nasl baktn anlamak için tannm slam hukukçular- nn eserlerine de müracaat edilmitir.

ALE YAPISI

a- Evlenme ve Boanma Olaylar:

Nikâh, sözlükte bir eyi bir eye eklemek, katmak anlamnda alnma olarak sözlük örfünde, sifahn yani zinann zdd olan ve cinsel birlemeyi meru klan sözleme anlamnda kullanlr. er'an ise, "kadnn kadnlndan yararlanma üze- rine kurulan bir söz sözleme" diye tanmlanr2. Nikâh ayn zamanda bir evlilik aktidir.

Evlilik ise; erkein kadndan faydalanma mülkiyetini elde etmesi, kadnnda erkekten faydalanmasn helal klmas için Allah'n koyduu bir akit manasna gelir3.

ncelenen er'iyye sicilinde hakknda en çok hüküm bulunan konu, kar koca ilikileri ile ilgili olup, çalmamzda gerek evlenme talebi gerek boanma talebi yan sra birçok ilginç olay bu balk altnda incelemeye tabi tutulmutur.

1 Geni bilgi için baknz: Ahmet AKGÜNDÜZ, er’iyye Sicileri, stanbul 1988.

2 E.H. Yazr, Hak Dini Kuran Dili, C-II, Azim Yaynclk, stanbul 1993, s. 94.

3 V. , Zuhayli, slam Fkh Ansilopedisi, C- IX, Feza Yaynclk, s.27.

(3)

Ordu Kazas’nn Perembe Nahiyesi’nin Uzunmusa Köyü’nde Asiye isimli bir kzn, ayn nahiyenin Kzlhisar Köyü’nden Mehmet isimli bir adam ile yapt

evlilik hakknda hüküme bakldnda, dönemin evlilik uygulamalar hakknda ipuçlar elde etmek mümkündür.

Bu hükümde dikkati çeken hususlar:

a) Öncelikle evlenme olaynda kadnn da seçme hakk olduunun ve onay- nn gerekliliinin ortaya çkmasdr. Zira hükümde açkça Asiye isimli kzn rza- snn olduu ortaya çkyor.

b) Ayn hükümde, hukuken mümkün olmasna ramen çok eliliin özellikle kadnlar arasnda tasvip edilmediini görüyoruz. Zira bu hükümde, Asiye isimli kz öncelikle Mehmet'in baka bir kimseyle evli olmadn Mehmet'in köyünün ihtiyar heyetinden aratryor ve ancak emin olduktan sonra evlilii kabul ediyor.

c) Bir baka husus ise evlilik evlenecek taraflardan birinin veya her ikisinin ve- killeri tarafndan da gerçekletirilebilirdi. Bu hükümde nikâh olayn Mehmet'in babas vekâleten gerçekletiriyor.

Boanma olaylarnda ise gerek erkek, gerekse kadn tarafndan öne sürülen en geçerli sebepler aralarnda "hüsn-ü muaeret" olmamas, "mtizaç" edememeleri ve aralarnda münaferet olmasdr. Yine Perembe nahiyesinin Uzunmusa Kö- yü’nden Fatma isimli kadn kocas Ali ile aralarnda imtizaç edemediklerinden dolay boandklarn belirtmektedir(29 Cemazielahir 1325/9 Austos 1907).

Bu tür davalarda, yani karlkl rza ile meydana gelen boanmalarda genel- likle taraflar arasnda bir pürüz çkmamakla beraber4, zaman zaman boanan ka- dnlarn bir takm talepleri olduu da görülmektedir.

Meselâ, 11 Rebiulahr 1326 (13 Mays 1908) tarihli bir hükümde Ordu kazas- nn Kirazliman Mahallesi’nde ikamet eden Nebiha Hatun kocas Yakub reisin kendisini boadn belirterek kocasndan 1001 kr mihr-i müeccelini ve berabe- rinde nafaka talebinde bulunuyor. Bu durum karsnda Yakub Reis, maddi külfeti çekmemek için tek çkar yol olarak karsn boadn inkâr ediyor. Mahkeme kadndan iddiasn isbat edecek ahitler istiyor. Kadn bu ahitleri gösteriyor. a- hitlerin dinlenmesinden sonra mahkeme kadnn iddiasn doru kabul ediyor5.

Evlilik ve boanma ilerinin her zaman düzenli olarak kayt altna alnmamas, daha sonralar bu örnekte olduu gibi daha bir çok problemin domasna sebep olabiliyordu.

17 Cemazielevvel 1326 (17 Haziran 1908) tarihli bir hükümde Habismane Na- hiyesi’nin Uzunpare Köyü’nde Rabia isimli kadn kocas Hakk'nn 1316 senesi austos aynda asker dönüü kendisini babasnn evinde geçimsizlik sebebiyle boadn ve daha sonra kendisine müdahale ettiini belirterek, bu müdahalenin engellenmesini istiyor.

4 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 25.

5 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 65.

(4)

Hakk ise cevabnda asker dönüü kaynpederinin evine hanmn almaya git- tiini ve hanmnn kendisiyle gelmek istemediini belirterek hanmn boamad-

n belirtiyor. Mahkemenin Rabi'dan ahit istemesi üzerine ahitler dinleniyor ve Rabia iddiasnda hakl görülüyor6.

Ordu Kazas’nn Kirazliman Mahallesi’nde geçen bir olayda: Emine isimli bir kadna evki ve ükrü isimli iki ayr adam sahip çkyor. Ve her biri Emine'nin kendi kars olduunu ve kendisine verilmesini taleb ediyor. Vekiller (Avukat) tarafndan yürütülen dava ükrü lehine sonuçlanyor7.

Biraz önce de bahsedildii üzere bu kargaalarn ortaya çknda, evlilik ve boanma ilemlerinin düzenli bir ekilde kayt edilememesi önemli bir rol oyna- maktadr.

Ordu er'iyye sicilinde incelenen hükümler arasnda nafaka davalar da önem- li bir yer tutmaktadr. Nafaka davalar hem kadn hem de erkek tarafndan açla- bilmektedir. Kadn tarafndan açlan nafaka davalarnda, kadn gerek kendisi için8, gerek çocuu için9, gerekse doacak çocuu için talepte bulunabiliyordu10.

Nafaka davas açan erkek ise; birtakm gerekçeler ile, karsna ödedii nafaka- nn azaltlmasn istiyordu.11

Hayriye isimli bir kadn, kocas smail'in kendisini nafaka vermeden boad- n ve bu olayn kendisini maddi açdan çok zor durumda braktn söyleyerek nafaka talebinde bulunuyor. Mahkeme

Hayriye Hanm’a günlük 3 kuru aylk toplam olarak 90 kuru nafaka bal- yor12.

Ordu Kazas’nn Bucak Mahallesi’nde ahasene isimli kadn, kocas Abdullah- 'n kendini 10 ay önce boadn ve bu durumun hem kendisini hem 6 yandaki Nadire ve 4 yandaki Mürüvvet isimli kzlarn maddi yönden çok zor durumda braktn belirterek nafaka talebinde bulunuyor. Mahkeme kararnda Abdullah'

her ay 90 kuru nafaka ödemeye mecbur ediyor13.

Yine Bucak Mahallesinden Miyase isimli kadn, kocas Ahmet'in kendisini bo-

adn belirtiyor. Kendisinin ise 7 aylk hamile olduunu söyleyerek doum yapncaya kadar Ahmet'den nafaka taleb ediyor. Mahkeme kendisine müracaat tarihinden itibaren her ay 60 kuru nafaka balyor14.

Yine Bucak mahallesinden Yunus isimli ahs, mahkemeye müracaat ederek boad kars Zinet'e ödedii günlük 3 kuruu ödemede güçlük çektiini ancak günlük 40 para ödeyebileceini geri kalan 2 kr'un kaldrlmasn talep ediyor.

6 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 78.

7 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 70.

8 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 167.

9 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 64, 131.

10 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 132.

11 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 76.

12 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 167.

13 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 131.

14 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 132.

(5)

Mahkeme Yunus'un bu durumunu mahallesinin ihtiyar hey'eti araclyla tesbit ettikten sonra Yunus'a önceden takdir edilen günlük 3 kr nafakann 2 kr'u kald- rlarak, günde 40 para ödemesine müsaade ediliyor15.

Bu hükümlerden de anlalaca üzere mahkeme mümkün olduu kadar çok taraflarn durumunu göz önünde durduracak taraflar madur etmemeye dikkat etmektedir.

Bu bölüm altnda incelediimiz hükümlerde ilginç kalan bir konu ise, kocala- rn evlerine gelmeyen hanmlarn mahkemeye ikâyet etmeleri idi.

14 Zilkade 1326 (5 Aralk 1908) tarihli bir hükümde Pençenbe nahiyesinin Yaralu köyünden Mustafa isimli kii 1326 senesi zilkade aynda Hanife isimli kz ile 331 kr mihr-i müeccel ile babalar tarafndan nikâhlandklarn fakat Hanife'nin kendi evine gelmediini belirterek Hanife'nin kendine itaatini istiyor. Hanife'nin nikâh olayn kabul etmesi üzerine dava Mustafa lehine sonuçlanyor.

b-Ailelerin Çocuk Saylar:

ncelenen sicil defterinde vasi tayini veraset davalar gibi hükümlerde ailelerin çocuk saylarnn tesbiti konusunda oldukça detayl bilgi edinmek mümkündür.

Sicil defterindeki kaytlara göre 129’u Müslim, 33’ü gayrimüslim olmak üzere toplam 162 aileye tesadüf edilmitir. Müslüman ailelerin çocuk says 316, gayri- müslim ailelerin çocuk says 94 olup toplam çocuk says 410 dür.

Belgelerde rastlanan kaytlara göre, 129 tane Müslüman ailenin toplam 316 ço- cuu bulunmaktadr. Ve her aileye ortalama 2.45 (3) çocuk dümektedir. Müslü- man ailelerden 3 tanesinin hiç çocuu görülmezken, 45 tanesinin 1 çocuu, 25 tanesinin 2 çocuu, 23 tanesinin 3 çocuu, 18 tanesinin 4 çocuu, 10 tanesinin 5 çocuu, 5 tanesinin 6 çocuu görülmektedir. Belgelerde ebeveynden herhangi birinin ölümünden kaynaklanan vasi tayini miras taksimi gibi davalarn çokluu özellikle 1 çocuklu aile saysn fazla göstermektedir. Ayrca sicil defterinin muh- tevas dahilinde bulunan ve bizlere ailelerin çocuk saylar hakknda bilgi veren hükümlerin tamamna yakn bir ksmnn ölüm sonras mahkemeye intikal eden davalar olduu için Ordu kazasnda yaayan ailelerin çocuk saylar hakknda salkl bilgi edinmemizde güçlemektedir.

Yine incelediimiz sicil defterinde 33 gayrimüslim aileye ve bu ailelere ait top- lam 94 çocuk kaydna rastlanmtr. Bu aileler içerisinde çocuksuz aileye rastlan- mazken 8 ailenin 1 çocuu, 11 ailenin 2 çocuu, 1 ailenin 3 çocuu, 8 ailenin 4 ço- cuu, 3 ailenin 5 çocuu, 2 ailenin 7 çocuu olduu izlenmektedir. Aile bana ise ortalama 2.83 (3) çocuk dümektedir.

Müslim ailelerle gayrimüslim ailelerin çocuk edinme oranlar sicil kaytlarn- daki bilgiler baz alnarak mukayese edilecek olunursa gayrimüslim ailelerin Müs- lüman ailelere göre 0.38 orannda daha çok çocuk edindii görülecektir.

15 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 76.

(6)

Teorik olarak slam hukuku, çok elilie müsaade etmise de bu uygulamaya Türk toplumlarnda fazla rabet edildii ve yaygnlat söylenemez. Çok elili-

in Türkler arasnda fazla rabet görmemesinin önemli sebepleri arasnda birden çok kadna bakmann ekonomik güçlüü, yine birden fazla kadn birbirleriyle geçindirmenin zorluu, mevcut aile huzurunun bozulmas korkusu, ebeveynlerin evli erkeklere kz vermede titiz davranmalar ve slam öncesi tek elilik gelenei- nin etkileri gibi sebepleri sayabilir16.

ncelenen er’iyye sicil defterindeki konuyla ilgili kaytlar da bu iddiay do- rulamaktadr. Kaytlarda bahsi geçen 129 Müslüman ailenin sadece bir tanesinde iki kadnla17, bir tanesinde de üç kadnla18 birden evli erkek ad geçmektedir. Yine kaytlarda iki kadnla evli gayrimüslim bir erkein adnn geçmesi de dikkat çeki- cidir19.

c- Vasi Tayinleri:

Ömer Nasuhi Bilmen, vasi kavramn, "bir kimsenin mallarnda veya çocukla- rnn ilerinde tasarruf etmek üzere nasb edilen kimsedir” eklinde tarif etmekte- dir20.Yine Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüünde ise "Terike veya kaasrlar veyahut her ikisi üzerinde kendisine tasarruf hakk tefviz olunan kimse hakknda kullanlr bir tabirdir” tanm vardr21.

Vaside önce akl ve bali, hür, malî, eitlik, güvenilir (emânet) ve Müslüman olma artlar aranrd. Yani vasi olarak atanan kimse akll ve ergenlik çana gel- mi olmaldr. Bakalarnn velâyeti altnda bulunduklarndan dolay deli ve ço- cuklarn vasîlii sahih olamaz22.

Yukarda belirtilen artlarn er’iyye sicilindeki ilgili hükümlerde arand

açkca göze çarpmaktadr. Konuyla ilgili hükümlerde bu artlar “Emanet ile ma- ruf, istikamet ile mevsuf ve her vechile vesayet uhdesinden gelmeye ka- dir”cümleleriyle ortaya konuluyordu.

ncelenen eriyye defterinde, vasi olarak atanan kimsenin saydmz özellik- leri sralandktan sonra, bu özellikler vasi olarak atanan kimsenin ikamet ettii mahallesinin imam, muhtar ve ihtiyar hey'eti tarafndan verilen mühürlü bir il- mühaberle tescili de yaplmaktadr.23

Lüzum görüldüü durumlarda vasilerin yaptklar ileri kontrol etmek ve ne- zarette bulunmak için bir de nazr atanabilirdi. Nazr olarak atanan kimseler vesa- yet ilemini kontrol altna alarak doabilecek istismarlar önlemek ile yükümlüy-

16 M.E. Yolalc, (1990), XIX. Yüzyl Ortalarnda Samsun’un Sosyal ve Ekonomik Yaps, Ondokuz Mays Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun 1990, Baslmam Doktora Tezi, s. 57-58.

17 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 28.

18 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 31.

19 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 12.

20 Geni Bilgi için Baknz: Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk- slamiye ve Istlahat- Fkhiyye Kamusu, Bilmen Yaynlar, stanbul

21 PAKALIN,M.Z.(1983), Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüü, M.E.B. Yaynevi, stanbul, s.584.

22 ZUHAYL,V. age C-X, s.226

23 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 1.

(7)

düler. Hem vesayet ilemine hem de sorumluluklarn üstlendii çocuklarn

“umur ve hususatlarnn küllisine “nezaret” ederlerdi24.

ncelenen er’iyye defterinde sadece çocuklara deil ayn zamanda mallarn

koruyamayacaklar gerekçesi ile kimsesi olmayan mahpuslara da vasi tayin edil- dii görülmektedir. Ebulhayr Mustafal Köyünden Topalolu Hüseyin isimli 20 yalarnda mahpus bir genç adna köylerinden Kara brahimzade Bilal isimli bir

ahs tarafndan dilekçe ile müracaat edilip hapiste olan Hüseyinin velisi olmad-

n dolaysyla mallarnn korunmas gerektiini ve bu amaçla vasilik için gerekli güvenirlilik ve kabiliyete sahip, ayn zamanda mülkiyet durumuda herkes tara- fndan bilinen -burada mahpusun mülkünü üzerine geçirmeye teebbüs edemeye- cei belirtilmek amaçlanmtr- Kara brahimolu Mehmet’in Hüseyin’e vasi atanmas teklif dilmi ve bu teklif kabul örmütür25.

Vasi olarak atanan bir kimsenin, vasi olabilmesi için bulundurmas gereken özelliklerin bulunmadnn anlalmas veya durumunda herhangi bir sebepten dolay deiikliin tespit edilmesi halinde vasilik hakk kendisinden alnrd. Ordu kazasna bal Anamoz köyünde vefat eden Byklolu Hac Ali isimli bir ahsn vefatndan sonra küçük yalardaki çocuklarna vasi olarak atanan çocuklarn am- calar Byklolu Durmu’un çocuklarn hukukunu muhafazaya kudreti olmad

gerekçesi ile vasilikten azledildiini ve yerine vasiliin gereklerini daha iyi yerine getirecei iddiasyla çocuklarn daylar Çamolu Salih’in vasi tayin edildiini ayn

zamanda anneleri Hatice Hanmn da nazr tayin edildiini görüyoruz26.

ncelenen er’iyye deterinde, vasilerin sadece yetersiz görülmelerinden dolay

azledilmedikleri görülmektedir. Ordu kazasna tabi Tebe-i Bala köyünde vefat eden Kuruhüseyinolu Abdullah’n küçük çocuklarna vasi olarak atanan Çocuk- larn anneleri Fatma Hanm tekrar baka bir kii ile evlenince vasilikten azledilerek yerine çocuklarn amcalar Kuruhüseyinolu Ruen vasi olarak atanyor27.

Vasi olarak tayin edilen kiiler aadaki vazifelerle yükümlüydüler;

Vasilerin yapmalar gereken en önemli ileri vasisi olduklar çocuklarn men- kul ve gayr-i menkul mallarn çocuklar reit ve kendi ilerini doru ve hatasz görebilecekleri zamana kadar (vakt-i rüt ve sedadlarna dein hfz ve ru'yet et- mek) ve çocuklarn ilerini düzenlemektir (tesviye-i umur).28

Bununla beraber vasiler çocuklarn yararna olmak art ile çocuklar adna mal alabilirler veya çocuklarn mülklerini satabilirlerdi. Fakat burada al ve satn kesin olarak çocuklarn yararna olmas gerekirdi. Ve bu ilemi yapan vasi mülkün gerçek deerinden ancak önemsiz bir miktar sapabilirdi. Gerçek deerinden çok pahalya mal alamaz, ve gerçek deerinden çok ucuza mal satamazd. Bu al veri

ileminde çocuklarn zarar görmelerinin engellenmesi sadece vasilerin insafna

24 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 203.

25 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 207.

26 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 100.

27 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 1.

28 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 8.

(8)

braklmam ayn zamanda alnan birtakm önlemlerle çocuklarn zarar görmeleri engellenmeye çallmtr .

Öncelikle vasiler adna herhangi bir al verite bulunmay düünen bir vasi bunu sadece kendi iradesiyle gerçekletiremezdi. Yaplacak al veriin gerekli ve muhakkak çocuklarn yararna olduunun bal bulunduklar köy yada mahalle- nin ihtiyar heyeti tarafndan verilecek bir belgeyle onaylanmas gerekiyordu. Yine bu al verite çocuklarn zararnn engellenmesi amacyla alveriin komisyon huzurunda yaplmas da gerekliydi. Ve muhakkak alnan eyler çocuklar adna tapu ettirilmek zorundayd.

Ordu Kazas’nn Bucak Mahallesi’nde vefat eden Kaptanolu Mahmut isimli kiinin küçük çocuklarna vasi olarak tayin olunan anneleri Emine Hanm mah- kemeye müracaat ederek; babalarndan kalan araziyi çocuklarn kullanamayaca-

n, bu tarlalarn satlarak kullanlabilecek daha müsait bir tarlann satn alnarak çocuklarn adlarna tapu ettirilmelerinin daha yararl olacan belirtiyor ayn za- manda bu iddiasn mahallelerinin ihtiyar hey’eti tarafndan verilen bir

ehadetname ile doruluyor. Bunun üzerine mahkeme Emine Hanma izin veri- yor29.

Miras taksimlerinde vasilerin, hazr bulunup vesayeti altnda bulunan çocuk- larn zarar görmelerini engellemeye çalmalar da belgelerde rastlanan olaylar arasndadr. Mirasnn paylatrlmas esnasnda yetikin vereselerin küçük verese- lere kar herhangi bir hakszlk yapmalarn engellemek görevi de vasilere aitti.

Ordu kazasna bal Bucak mahallesinde vefat eden Ömerolu brahim’in küçük çocuklarna vasi tayin edilen amcazadesi mahkemeye müracaat ederek brahim’in küçük çocuklarnn zarara uramalarn engellemek amacyla mirasn taksimi esnasnda hem kendisinin hem de tapu memurunun hazr bulunmasn talep edi- yor ve bu talebi mahkemece kabul ediliyor30.

Vasilik müessesesi, vasilere snrsz yetkiler tanmamakla beraber, vasilik süre- sini de snrlandrmtr. Vasiler sadece; kendi ilerini kendileri göremeyecek, ken- dileri hakknda iyi ile kötüyü ayramayacak ve mallarn koruyamayacak kadar küçük çocuklarn zarara uramalarn önlemek amacyla faaliyet gösterirlerdi. Ve çocuklarn reit, Kendi haklarnda iyi ile kötüyü ayrt edebilecek, kendi ilerini kimseye muhtaç olmadan yürütebilecek ve mallarn koruyabilecek yaa ve olgun- lua geldikleri zaman görevleri sona ererdi.

Ancak vasilerin bir ksmnn, her ne kadar çocuklar gözetmek, çocuklarn ya- rarna i görmekle mükellefse de, er’iyye defterindeki birtakm hükümlerde baz

vasilerin çocuklarn mallarn, çocuklar büyüdükleri halde kendilerine iade etmek- ten srarla kaçndklarn, vesayeti altndaki kiilerle mahkemelik olduklarn gö-

29 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 105.

30 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 140.

(9)

rüyoruz. Bu durumda baz vasilerin çocuklarn mallarndan kendilerine çkar sa- ladklar ihtimalini ortaya çkmaktadr.

ncelenen eriyye defterinin 45-46. sahifelerinde yer alan bir hükümde "Ulubey nahiyesine tabi Çonkaba" karyesi sakinelerinden müteveffa Çelenkzade Mustafa efendi ibn Hüseyin adl kiinin kz Arife mahkemeye müracaat edip yirmibir yan geçtiini, balia olduunu ve ilerini tek bana görmeye kadire olduunu ve ilerini tek bana görmeye kadire olduunu ve vasinin yardmna ihtiyaç duymadn belirterek vasisi Abdalzade Salih efendi ibn Hüseyin efendiden ba- basndan kalan ve defter-i kassam eytam sandnda belli olan mallarn kendine iade etmesini taleb edince, vasi Abdalzade Salih Efendi ibn Hüseyin Efendi Afife'- nin rüt iddiasn inkâr ederek mallarn kendine iade etmek istemiyor.

Bunun üzerine mahkeme Afife'den iddiasn isbat edecek ahitler isteyince Afife, iddiasn Ordu kazasnn Bucak mahallesinde ikamet eden Ordu medrese- sinden Çobanzade Ahmet Efendi b. Mehmet Efendi ibn Mehmet Efendi ve Kahyaolu Molla Hasan B. Hüseyin ibn Musa adl kiilerle isbat edeceini ifade ediyor.

ahitler, Afife lehine beyanatta bulununca mahkeme ahitlerin doruluunu Bucak Mahallesi imam ve muhtarndan ald bilgilerle aratrarak Afife lehine davay balyor.

Ordu Kazas er’iyye sicilinde vasilik ile ilgili belgelerde tutuklu durumundaki kiiler hariç çocuk durumundaki yetimlere genellikle birinci dereceden akrabala- rn; “anne, baba, erkek karde, büyük baba, amca , day, hala,enite, amca olu”

vasi olarak atandn görüyoruz.

d- Miras ve Veraset ile lgili Hükümler:

"rs" dilde, bir ahsn baka birinin ölümünden sonra (hayatta) kalmas ve öle- nin geride brakt maln almas demektir. Fkhta ise irs ölene ait olup ölüm se- bebiyle er’î mirasçnn hak ettii geriye kalan mallar ve haklardr. 31

slâm dini ölünün mallarnn sonraki nesillere intikali konusunda, son derece titiz davranm, gerek ayet ve gerekse hadislerle ayrntl bir ekilde miras payla-

lmas ileminin nasl yaplacan öretmitir.

ncelenen er’iyye sicilinde kaytl veraset davalarnn büyük bir ksm; varisle- rin, "müverris'in shhatinde filan kiiye bir miktar para borç verdiini ve borcunu alamadan öldüünü, kendilerinin varisleri olmalar hasebiyle, filan kiinin ölüye olan borcunu kendilerine ödemesini taleb etmesiyle" açlan davalar olup hemen tamamnda gerçek varisleri olduklarn isbat etmeleri durumunda davay kazan- yorlar32.

31 ZUHAYL,V. age. C-X, s.317

32 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 11.

(10)

Yine çounluu oluturan bir baka dava türü ise; ölenin gerek borç alma33 ge- rek al veriten34 doan borçlarnn alacakllar tarafndan varislerinden istenmesi konulu davalardr.

Aslen Rizeli olup Ordu Kazasnn Bucak Mahallesinde vefat eden Ordu mah- keme bakatibi Kadzade Mesrur’un mal varl 48 sehim üzerinden resmi mirasç- lar olan ei Gülsüm’e 6 sehim ve çocuklar; Mehmet Tahir’e 14 sehim, Naciye’ye 7 sehim, Rasime’ye 7 sehim, Hatice’ye 7 sehim, Hamdiye’ye 7 sehim olmak üzere aralarnda paylatrlyor. Daha sonra vereselerden Mehmet Tahir mahkeme-i

er’e müracaat ederek babalar Kadzade Mesrur’un resmi mirasçlarnn kendileri olduunu ve kendilerinden baka mirasa hakk olan kimsenin bulunmadn

belirttikten sonra, babasnn hayatta iken mahkeme-i er’iyye mülazmlarndan Necip Efendiye 20 kuru borç verdiini ve bu borcun hayatta iken babasna ödenmediini belirterek, Kadzade Mesrur’un resmi mirasçlar sfatyla bu para- nn kendilerine ödenmesini talep ediyor. Mahkeme Necip efendiden konuyla ilgili bilgi isteyince Necip Efendi söz konusu borcu kabul etmekle beraber Mehmet Tahir’in veraset iddiasn reddediyor. Bunun üzerine mahkeme Mehmet Tahir’den veraset iddiasn ispat etmesini istiyor. Mehmet Tahir, iddiasn ahitlerle mahke- meye isbat edince mahkeme iddia sahibi lehine karar vererek Necip Efendiden borcunu ödemesini istiyor35.

Ordu Kazas’na tabi Bucak Mahallesi’nde Ahmet isimli bir ahs mahkemeye arz- halle müracaat edip; yine Ordu kazasna tabi Bayadi mea Mecidiyeli köyün- den Mehmet ve biraderi Mustafa’dan Mukavelat muharrerliinden tasdikli senetle bir kta fndk bahçesi sattn aldn ancak bahçenin yarm hissesini almadan Mehmet’in öldüünü ve almas gereken bahçenin kendine teslim edilmediini, ayn zamanda bu bahçeyi alrken zraat bankasndan para aldn belirterek ya bahçenin kendine teslimini yada bankaya ödemesi gereken parann vereseler tara- fndan ödenmesini talep ediyor.

Mahkeme, merhum Mehmet’in ei Hanife Hanm ile biraderi Mustafa’ya 3 de- fa murasele-i er’iyye gönderdii halde Hanife ve Mustafa’nn mahkemeye gel- memeleri üzerine Ahmetin talebi üzerine Hanife ve Mustafa’ya haklarnn ko- runmas için mecellenin 1834. Maddesi gereince gyaben bir avukat tayin ediyor.

Yaplan soruturmalar srasnda Hanife ve Mustafa Ahmet’in iddiasn redde- diyor. Bunun üzerine Ahmet iddiasn ahitlerle isbat edince mahkeme Ahmet’in lehine karar veriyor36.

e- Kz Çocuklarnn Hizmetçi Olarak Verilmelerine Dair Hükümler:

33 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 61.

34 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 180

35 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 16.

36 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 180

(11)

ncelediimiz er'iyye sicilinde; Maddi durumlar kötü olan baz ailelerin, fakir olduklar ve ihtiyaçlarn karlayamadklar gerekçesi ile37, küçük yataki kz ço- cuklarn veya kz kardelerini38 veya kz yeenlerini39 maddi yönden zengin aile- lere belirli bir süre40 ve ücret tesbiti ile hizmetçi olarak verdiklerini görüyoruz.

Belgelere göre hizmetçi olarak verilen kzlardan en küçük yata olann 341, en büyük yata olann 12 yalarnda olduklar42 ve tesbit edilen sürenin en ksas 3 sene43 ve en uzununun 10 sene44 olduu göz önünde bulundurulacak olursa bu ilemin sadece hizmet gördürmek amaçl yaplmad ayn zamanda bu çocukla- rn (her ne kadar belgelerde açkça yazlmasa bile) çocuklar olmayan aileler tara- fndan evlatlk olarak da alnd akla geliyor.

Yukardaki paragrafta belirtilen durumlar göz önünde bulundurulduunda, üstelik bu çocuklar alan ailelerin ekonomik durumlarnn en az bir hizmetçi tuta- bilecek kadar iyi olduu da düünülecek olursa, küçük yataki çocuklar hizmetçi olarak çaltrmakdan çok, onlar ya evlatlk alma ya da fakir ailelerin yannda yaayacaklar muhtemel zorluklar giderme gibi hayr düüncelerinin de bulun- duu zann güçlenmektedir. Ayn zamanda ksa bir zihin zorlamas ile Osmanl

tarihinde buna benzer birçok hadisenin varln hatrlanabilir.

Küçük yataki kz çocuklarn alma ilemi bizzat çocuu alan aile tarafndan yaplabildii gibi özellikle ehir dndaki aileler bu ii vekiller aracl ile de ger- çekletirilebiliyorlard45. Burada vekiller, hem çocuklarn ailelerine çocuklarn her türlü ihtiyaçlarnn karlanacana dair teminat olurlar hem de çocuklar alacak aile namna çocuun ailesine ücretlerini ödemektedirler46.

Ücretler senelik ve toplam olarak tesbit ediliyor ve pein olarak veriliyordu.

Çocuun ailesi, paray aldktan sonra tesbit edilen sürenin tamamnda çocuunun, kendisini alan aileye tamamen hizmet edeceini etmedii taktirde ald paray

geri iade edeceini söylerdi.47 Çocuu alan aile ise tesbit edilen süre içerisinde çocuun yeme-içme, giyinme ve dier zaruri ihtiyaçlarn karlamay kabul eder- di48. Baz aileler tesbit edilen miktarn bir ksmn çocuunun ihtiyaçlarna sarf edilmesini ve bir ksmnn da çocuk adna biriktirilmesini de art koabiliyorlar- d49.

f- Annelerin Oullarndan Nafaka Talepleri:

37 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 10.

38 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 48.

39 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 44.

40 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 48.

41 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 154.

42 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 49.

43 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 68.

44 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 58.

45 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 10.

46 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 186.

47 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 10.

48 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 10.

49 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 154.

(12)

er’iyye sicilini incelerken karlatmz en ilgi çekici olaylar arasnda kuku- suz baz muhtaç annelerin kendilerine bakmayan oullarn mahkemeye ikâyet ederek onlardan mahkeme kararyla nafaka almalar konulu olanlar idi.

Annelie ve annelere önem veren Türk kültüründe, slam dininin konuyla il- gili hassasiyetinin de katksyla, Türk anneleri toplumda ayrcalkl bir yer edine- bilmilerdir. yi bir Türk evlad için anne-babasnn hayr duasndan daha önemli güç ve moral kayna düünülemez.

Türk annesi, sadece evlatlar ve çevresi tarafndan korunmakla braklmam

her ihtimal göz önünde bulundurularak gerektii zaman devlet korumas altna da alnabilmitir. ncelenen er’iyye sicil kaytlarnda azda olsa bu türden olaylara rastlanmaktadr.

Ordu Kazas’na bal Bucak Mahallesi’nde ikamet eden Gülsüm isimli bir ka- dn mahkemeye müracaat edip fakir ve naçar olma gerekçesiyle geçimini sala- yamadn ve Tireboluda polis olan olunun kendisine bakmadn iddia ederek mahkemeden yardm talep ediyor. Bu talep üzerine Mahkeme, Gülsüm Hanm’a olunun ödemesi kaydyla zaruri ihtiyaçlarn karlamas için 60 kuru nafaka balyor.

ORDU KAZASINDA MÜSLM GAYR- MÜSLM LKLER

Türkler tarih boyunca farkl kültürlere kar, ister hakim ister eit konumda ol- sunlar, her zaman hogörülü ve adil davranmay baarm ender milletlerdendir.

Bu durumu en belirgin bir ekilde, “Türk Devlet Geleneinin” açkça sergilendii Osmanl Devletinde görebilmekteyiz. Osmanl Devletinde gayrimüslim milletlere dünyann hiç bir devletinde görülmeyen ölçüde dini, adli idari ve kültürel alan- larda özerklik tannm, dillerine kilise ve havralarna, mektep, mahkeme ve has- tanelerine karlmamtr. Evlenme, boanma, düün ve ölüm gibi medeni huku- ku ilgilendiren bütün iler millet tekilatlarna braklmtr50.

Fakat Osmanl Devletinin, bu engin hogörüsünün karln gayrimüslimler sonuna kadar sadakatle bal kalarak ödeyememilerdir. Zamanla Osmanl Devle- tinin gücünün zayflamas, buna karlk gayrimüslim teb’ann iktisadi ve siyasi bakmdan güçlenmesi, milliyetçilik akmnn etkisi gibi nedenlerle gayrimüslim teb’a çou zaman Osmanl Devleti için bir problem olmutur.

ncelenen er’iyye sicilindeki gayrimüslimler hakkndaki belgelerin büyük bir çounlukta miras taksimi, vasi tayini arlkl olmas, bu olaylarn da gayrimüs- limler arasnda geçiyor olmas, aznlklarla Müslüman halk arasndaki ilikiler hakknda net bilgiler edinmemizi güçletirmektedir. Ama, yinede aznlk konu- munda olan baz kimselerin birbirleriyle olan hukuki davalarnda bir Türk avuka- ta müracaat etmeleri, ayn ekilde Türklerin de kendi aralarndaki anlamazlkla- rn çözümünü gayrimüslim bir avukata brakmalar, Türklerle aznlk konumun-

50 Geni Bilgi çin Baknz: B. ERYILMAZ, Osmanl Devletinde Gayri Müslim Tebaann Yönetimi, Risale Yaynlar,stanbul 1996.

(13)

daki insanlar arasnda 20. yy’n ilk çeyreinde çok ciddi problemlerin yaanmad

izlenimini uyandrmaktadr. ncelenen er’iyye sicilinde bunun aksini ispat eden hiç bir olaya da rastlanmamtr.

Bununla beraber Müslim halk ile gayrimüslim halk arasnda mahkemeye inti- kal eden anlamazlklarda devlet adaletten ayrlmamaya dikkat etmi gerektii zaman mahkeme kararnn Müslimler aleyhine de neticelendii görülmütür.

Ordu Kazas’nda bulunan Ermeni Taba Mahallesinde ikamet etmekte olan Agop olu Kalosa vefat edince, miras terk ettii eski einden olan yedi çocuu arasnda paylatrlyor. Resmi mirasçlar olan bu çocuklar, mahkeme-i er’iyye mülazmlarndan Osman Aazade Necip Efendi’yi mahkemeye vererek babalar- nn hayatta iken kendisine borç para verdiini imdi ise babalarnn resmi mirasç- larnn kendileri olduunu dolaysyla Necip Efendi’nin babalarna olan borcunu kendilerine ödemesi gerektiini söylüyorlar. Necip Efendi ise, borç iddiasn kabul etmekle beraber çocuklarn mirasçln reddederek para ödemekten kaçnyor.

Mahkemeye müracaat eden Agop olu Kalosa’nn çocuklar ahitlerle iddialarn

ispat edince mahkeme Necip Efendi’nin aleyhine sonuçlanyor51.

Yukardaki örnein dnda incelenen er’iyye defterinde yer alan ve çounlu-

u oluturan vasi tayini, miras taksimi gibi davalar tamamen gayrimüslimler ara- snda geçmekle beraber davalarn ileyi ekillerinde de bir deiiklik göze çarp- maz. Ayrca davalarn çözüme kavuturulmas için gerekli bütün artlar aynen gayrimüslimler içinde gereklidir, onlar da balar. Gayrimüslim bir çocua vasi tayin olunurken, aynen Müslimlerde olduu gibi güvenilirlik, muktedirlik vb.

artlar aranmaktadr.

Aslen talya Devleti tebas olup Ordu Kazas’nda vefat eden Tüto isimli bir gayrimüslimin, küçük çocuklarna anneleri vasi olarak atanrken kendisinde u özelliklerin olduu da ortaya konulmaktadr: “emanet ile maruf”, “istikamet ile mevsuf”, “her vecihle vesayet uhdesinden gelmeye kadir”52. Bu özelliklerin hepsi ayn zamanda Müslüman vasiler içinde aranrd.

Sicil kaytlarnda, göze çarpan ve devletin hukuk alannda oluturduu adila- ne tavrn Müslim halk ile gayrimüslim halk tam anlamyla kaynatrdn da söylemek doru olmaz. nsanlarn din ayrl faktörünü kenara ittiklerini düün- mek hatal olur. Mahkemelerdeki ya da devletin herhangi bir kurumundaki adila- ne tavr, farkl dinlere mensup insanlarn oluturduu Ermeni Mahallesi, Rum Mahallesi gibi kavramlar ortadan kaldrarak, onlar bir araya getirmeye yetme- mitir. Ayrca sicil kaytlarnda, farkl din mensuplarnn birbirleriyle evlilii, mirasc olmalar, vasi tayin edilmeleri gibi olaylara rastlanmamaktadr.

VAKIFLAR

51 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 12.

52 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 9.

(14)

Arapça'da durmak, al koymak anlamlarna gelen53, bu kelimeyi emseddin Sami, “Sahibi tarafndan er'-i erif marifetleriyle bir fiil-i hayra ve hayrat ve hase- nata tahsis olunmu mülk ve mal”54, Ömer Nasuhi Bilmen ise; “Bir mülkün men- faatini halka tahsis edip aynn Allah tealânn mülkü hükmünde olarak temlik ve temellükten müebbeden men etmektedir”55 eklinde tarif etmektedirler.

Vakf kurumunun kesin olarak meneini tespit etmek mümkün deildir. Bu kurumun Türk-slâm meneli olduu, vakf kurumunun, slâm öncesi Arap top- lumuna, Babillere, Roma, Bizans veya Budizme ait olabilecei de iddia edilmekte- dir56.

Vakf kurumunun Türk-slam meneli olmadn düünmek yanl olmaz57. Çünkü insanlar ilk çalardan itibaren tanrya yaknlamak ve onun honutluunu kazanarak, ebedi mutlulua ulamak gayesini tamlardr ve bu gaye onlar tan- rnn honutluunu kazanmann yollarn aramaya itmitir. Bu yollardan birisi de Tanr için tanrya yaknlamak için mallarna feda etmektir. Bu durum vakfn s- lâm öncesi toplumlarda da olduu iddia eden bilim adamlarnn görülerini akla daha uygun hale getiren faktörlerden birisidir.

Fakat uras bir gerçektir ki, Vakf kurumunun menei ister Roma-Bizans hu- kuku, ister eski Arap adetleri veya Babîl hukuku olsun Vakf kurumu en mü- kemmel manada Türk-slâm medeniyetinde ekillendiini görülmektedir.

Dinlerinin icaplarn yerine getirmeye çalan hayrsever Müslümanlar, gerek Allah’n honutluunu kazanmak gerekse, sosyal hayat dengelemek için say ile snrlandrlamayacak kadar çok vakf meydana getirmilerdir. Onlardan bugüne geriye bir çok cami, mescid, mektep, medrese, kütüphane, dergah, zaviye, mezar, mera ve çayrlar kalmtr. Vakflarn çeitleri sadece bunlarla da snrl deildir.

Hacca giden haclarn çeitli ihtiyaçlarn karlamak için kurulmu vakflardan, mektep ve medreselerde öretim ve örenim yapan kiilerin ihtiyaçlarn karla-

mak için kurulmu vakflara, borçluya, köleye (azad olunmas ve sonrasnda i tutabilmesi

için) yardm amaçl Vakflardan, gelinlik kzlara çeyiz düzen, fakirlere bayram hediyesi alan hatta yararl göçmen kular tedavi eden Vakflara kadar daha birçok alanda vakf kurulmutur.

Vakflarn bu ileyii ayn zamanda devletin ileyiinin kolaylamas yönünde olumlu etki yapmtr. Toplumsal bar bozabilecek birçok problem, devleti hiç uratrmadan vakflar araclyla çözüme kavuturuluyordu.

Vakflarn Osmanl ehirlerinin oluumunda da önemli katklar vardr. ehir merkezleri genellikle vakf bir külliyenin çevresinde kurulmutur. Vakflarn ady- la anlan mahaller ise genellikle cami, mescid, hamam veya çemelerin etrafnda

53 B.YEDYILDIZ, “Vakf”, slam Ansiklopedisi, C-13 s.153

54 . SAM, “Vakf”, Kamus-i Türki, Bedir Yaynevi,stanbul, s.1497

55 Ö.N. BLMEN, age, C-IV. s. 284.

56 YEDYILDIZ, B., age, C-13, s.155

57 H. HATEM, “Osmanllarda Toprak Düzeni ve Vakf kurumu” Osmanl Ansilopedisi, C-V, stanbul 1994, s.203- 207.

(15)

olumutur. Yüzlerce vakf cami, bir o kadar mescid, medrese, tekke özellikle Ru- meli'de ehirlerin slâmi bir görüntü almalarn salamtr.

Vakflarn karlksz yardma yönelik hizmetleri toplumun psikososyal yaps

üzerinde devletin lehine olumlu etkileri olmutur. XVIII. yy'n sonlarnda vakf gelirlerinin tüm devlet gelirlerinin hemen hemen yars, tmar ve zeamet gelirleri- nin ise vakf gelirlerinden az olduu göz önüne alnrsa, vakflarn Osmanl Devle- tinde oynad yapc rol açkça ortaya çkm olur58.

ncelenen er’iyye sicilinde çok sayda Vakf ad geçmektedir. Sicil kaytlarna geçmi olan konuyla ilgili belgelerin tamamna yakn, ya bir toprak parçasnn gelirlerinin ya da vakfedilmi belirli bir miktar parann faiz gelirlerinin vakfedil- mesi içeriklidir. Bununla beraber vakfedilmi paralardan borç alp borcunu öde- meyen kiiler ile vakf yöneticilerinin mahkemelik olduu da görülmektedir. Sicil defterinin tamamnda benzer konularda toplam 30 adet vakf’a rastlanlmtr. Bu tür vakf kaytlarna bir örnek olarak aadaki hüküm özeti verilebilir:

Ordu Kazas’nn Bucak Mahallesi’nde evkaf muhasebe vekili Mehmet Ruhi Efendi, dava vekillerinden Topalzade Sadettin Efendi araclyla, yine Ordu Ka- zas’na bal Kirazliman Mahallesi’nde ikamet eden Ali Kahya isimli bir ahsn Gözükanlolu Hac Mustafa vakfndan 800 kuru borç alarak, bu paray ödeme- den vefat etmesi gerekçesi ile Ali Kahyann mirasçlarndan ei Akgül Hanm’a dava açarak faiziyle beraber toplam 1600 kuruu talep ediyor. Akgül Hanm borç iddiasn red edince mahkeme iddia sahiplerinden iddialarn kantlamalarn isti- yor. ahitlerin dinlenmesi üzerine Akgül Hanm haksz bulunarak 1600 kuruu ödemeye mecbur klnyor59.

SONUÇ

Yaplan bu çalmada XX. yüzyln ilk çeyreinde Ordu Kazas’nn sosyal du- rumuna dair baz veriler elde edilmitir. er’iyye sicilindeki konu ile ilgili kaytla- rn azlndan kazann ekonomik, siyasi ve kültürel yapsna ait geni kapsaml

bilgiler elde etme imkân olmamtr. Fakat sosyal yaant ve hukukla ilgili dava- lar, bize kaza hakknda baz deerlendirmelerde bulunma frsat vermitir. Önce- likle davalarn ileyiinde takip edilen metod ve davalarn çok ksa sürede sonuç- lanmas dikkati çeken önemli bir özelliktir.

Mahkemelerde daval ve davacnn rki kökenini ön plana çkaran kayda de-

er hiçbir unsur görülmemekle birlikte, dini kökenlerin de davann ileyiinde olumlu ya da olumsuz bir etkisi bulunmamaktadr.

Müslim ve gayrimüslim halkn birbirleriyle olan ilikilerini detayl bir biçimde ortaya koyacak hükümlerin mevcut olmamas, ayr dinlere mensup insanlarn birbirleriyle olan münasebetlerini sicil kaytlarna bakarak tesbit etme imkânn

58 E. ÖZBLGEN, “Osmanllarda Gündelik Hayat”, Osmanl Ansiklopedisi. C- 2, stanbul 1994, s.221-225.

59 Ordu er’iyye Sicili, Hüküm 61.

(16)

ortadan kaldrmtr. Çünkü Müslim ve gayrimüslim halkn mahkemelere intikal eden olaylar büyük çounlukta kendi aralarnda geçmektedir. Yalnzca borç, ala- cak konularnda iki ayr dine mensup insanlarn birbirleriyle olan sürtümeleri mahkemelere intikal etmi ve bu durumlarda mahkeme tamamen adaletli dav- ranm, gayrimüslim lehine Müslim aleyhine karar alabilmitir.

Aile yapsnda ise, genelde görülen tek eliliin yaygn olma durumu vardr.

Kar ve koca arasnda mahkemelere intikal eden olaylar geçimsizlik, erkek ya da kadndan birinin sorumluluklarn yerine getirmemesi ya da boanan elerin nafa- ka taleplerinden doan problemlerdir. Mahkeme, bu konularda da ahitler aracl-

 ile erkek kadn ayrm yapmadan her iki taraf ve ahitleri dinleyerek hakl tara- f tesbit etmeye çalmtr. Çok büyük oranla daval taraf mahkemeden hakl ola- rak ayrlmtr.

Vasi tayinlerinde ve vasilerin yapaca ilemlerde ise, tamamen yetimlerin haklarnn korunmas birinci gaye edinilmi ve mahkemeler bu konuda oldukça titiz çalmtr. Vasilerin yapmay düündüü her ite, bu iin yetimlerin yararna olduunu ispat ederek, mahkemeden izin almalar bir zorunluluk olmutur. Bü- tün bu tedbirlere ramen, baz vasilerin vakti geldii halde vesayetleri altnda olan çocuklarn mallarn iade etmek istememeleri mahkemelere intikal ederek sürtü- melere sebep olmutur. Bu gibi olaylarda mahkemeler tamamen yetimler lehine karar vermitir.

Aile balarnn süresizliini kabul eden Türk-slam kültürü, çocuklarn yetiti- rilmesine itina gösterdii gibi maddi-manevi zayf düen ve evlatlar tarafndan terk edilen anne-babalarn bakmlarnda, çocuklar zorlayc olabilmitir. Sicil def- terinde bu anlamda hükümlere de rastlanmaktadr.

Yine belgelerde dikkat çeken hükümler arasnda ekonomik yönden zayf aile- lerin bakmakta yetersiz kaldklar küçük yataki kz çocuklarn zengin ailelerin yanlarna para karl belirli bir müddetle hizmetçi olarak vermeleri durumu söz konusu olmutur.

Vakflarla ilgili hükümlerde ise dikkat çekici bir yön vardr. Vakf slam dini- nin tavsiye ettii, özendirdii bir kurum, faiz ise tamamen yasaklad bir ilemdi.

Fakat Osmanl Devletinde, bu iki ztln birbiri ile uyuturulmu ve faiz ilemini vakflara gelir salayan unsurlardan biri haline gelmi olduu görülmektedir.

Vakflarn, genelde ahslarn kendilerinin yaptrdklar camilerin giderlerine, imam-hatiplerin maalarna kaynak oluturmak için tekil edildii görülmekle birlikte, eitim kurumlar için de, vakflarn oluturulduu dikkat çekmektedir.

(17)

KAYNAKLAR

I. Ariv Kaynaklar

-1496 Numaral Ordu Kazas eriyye Sicil Defteri, Milli Kütüphane, Ankara.

II. Kitap ve Makaleler

-AKGÜNDÜZ, Ahmet, er’iyye Sicileri, stanbul 1988.

-BLMEN, Ömer Nasuhi, Hukuk- slamiye ve Istlahat- Fkhiyye Kamusu, Bilmen Yaynlar, stan- bul.

-ERYILMAZ, B., Osmanl Devletinde Gayri Müslim Tebaann Yönetimi, Risale Yaynlar,stanbul 1996.

-HATEM, H., Osmanllarda Toprak Düzeni ve Vakf kurumu Osmanl Ansiklopedisi, C-V, stanbul 1994.

-ÖZBLGEN, E., “Osmanllarda Gündelik Hayat”, Osmanl Ansiklopedisi. C- 2, stanbul 1994.

-PAKALIN, M.Z., Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüü, M.E.B. Yaynevi, stanbul 1983.

-SAM, . “Vakf”, Kamus-i Türki, Bedir Yaynevi, stanbul.

-YAZIR,E.H., Hak Dini Kuran Dili, C-II, Azim Yaynclk, stanbul 1993.

-YEDYILDIZ, B. “Vakf”, slam Ansiklopedisi, C-13.

-YOLALICI, M.E., XIX. Yüzyl Ortalarnda Samsun’un Sosyal ve Ekonomik Yaps, (Ondokuz Mays Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Baslmam Doktora Tezi 1990).

-ZUHAYL V., slam Fkh Ansiklopedisi, C- IX, Feza Yaynclk 1994.

(18)

Referanslar

Benzer Belgeler

YAŞAROĞLU ZÜMRÜT PETROL TURİZM İNŞAAT TAAHHÜT NAKLİYE GIDA HAYVANCILIK MOBİLYA OTOMOTİV İMALAT İÇ VE DIŞ TİCARET SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ. MEŞEBÜKÜ

We use Faber series to define the Bohr radius for a simply connected planar do- main bounded by an analytic Jordan curve.. We estimate the value of the Bohr radius for elliptic

YDÜ İngilizce Hukukta ‘Tort Law’ ve ‘Contract Law’ alanında Öğretim Görevlisi ve Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi. 2011-2013 Özel bir Hukuk Bürosunda

2-Harcama birimlerinin Merkezi Bütçe Kanununda belirtilen avans sınırı tutarlarına kadar mal, hizmet, yapım işlerini harcama yetkilisi mutemet avansı

Enstitülerin Türk Dili ve Edebiyatı, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları, Türkçe Eğitimi veya Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Anabilim dallarında

Örneklemi ise, Celal Bayar Üniversitesi Demirci E itim Fakültesi, Bal kesir Üniversitesi Necatibey E itim Fakültesi, Pamukkale Üniversitesi E itim Fakültesi, Dokuz Eylül

Bir irketin ba ar s , çe itli bölümleri aras nda entegrasyonu gerektirmektedir. Özellikle üretim-pazarlama fonksiyonlar aras ndaki bütünle ik bir i birli inin i letme performans

All of the interviewed teachers have mentioned that they carry out various activities in classroom setting for an effective edu- cation and teaching, care for using relevant