• Sonuç bulunamadı

Vitaminler ve Koenzimler 2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vitaminler ve Koenzimler 2"

Copied!
78
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Vitaminler ve Koenzimler 2

Prof. Dr. Bilgehan Doğru

(2)

• FAD ve FMN flavoenzimler ya da flavoproteinler olarak bilinen bir grup oksido-redüksiyon

enzimlerine çok sıkı bağlıdırlar.

• Oksidasyon-redüksiyon olayları 1. ve 5. N atomları ve ilgili bağları üzerinde olmaktadır.

• Flavoenzimlerin çoğunda flavin nükleotid sıkı fakat nonkovalent biçimde enzime bağlıdır.

• Flavin koenzimleri 2 e- akseptörleri olabildiği gibi bazen de bir e- alabilirler

(3)

• Flavinler, dehidrogenazlar, oksidazlar ve oksijenazlarda görev alan redoks

koenzimleridir.

• Bu enzimler amino asitlerin, karbohidratların, piruvat ve yağ asitlerinin oksidatif

degradasyonunda ve e- transportu işlemlerinde rol alırlar

• (hücre solunumu ve enerji üretimi oluşumu için)

• Flavinli dehidrogenazlarda FADH2 ve FMNH2 nin moleküler O2 tarafından yeniden okside olabilme eğilimi az ya da hiç yoktur.

(4)

• Flavin bağlı dehidrogenazların taşıdığı e- lar, elektron transport zincirindeki koenzim Q ya (ubikinona) aktarılır.

• Respirasyon ve e- transport zincirindeki en önemli flavin bağlı dehidrogenazlar mitokondride yerleşmiştir.

(5)

Flavin – bağlı dh. lara bir örnek olarak süksinat dh. ın katalizlediği

reaksiyon:

(6)

• Flavinli diğer enzimlerde moleküler O2 hem

oksijenazlar hem de oksidazlar için e- akseptörüdür:

• redükte flavin oksidaz ve oksijenazlar moleküler O2 tarafından yeniden oksitlenebilirler.

• L ve D amino asit oksidazlar ve monoamin oksidaz, oksidazlara örnek verilebilir.

Riboflavin (B2) gereksinimi:

kaloriye bağlı olarak değişir.

Yaklaşık 0.3 mg/1000 kal RDA: 1.4-1.6 mg/gün

(7)

Kaynakları

Memelide sentezlenmez.

Riboflavin, bitkilerde ve mikroorganizmalarda sentez edilir; özellikle yapraklı sebzelerde, karaciğer, böbrek, mayada, sıcak kanlıların bütün organlarında,

balıkta, yumurtada ve sütte bol miktarda bulunur .

7

(8)

Vitamin B

2

(riboflavin, laktoflavin) eksikliği

İnsanlarda diğer vitaminlerin eksikliği ile birlikte olan riboflavin eksikliği hallerinde seboreli dermatit, atrofik glossit, ağız köşesi çatlağı; şelozis , dil ve yanaklarda beyaz benekler, fotofobi,

oküler bozukluklar, gözde yanma, korneada vaskülarizasyon,

oküler bozukluklar görülür

Beslenme yetersizliği, açlık ve alkolizm, kronik diyare gibi genelde B vitaminleri eksikliğine yol açan durumlar riboflavin eksikliğine de yol

açmaktadır.

(9)

Vitamin B5 (pantotenik asit)

İnsan ve hayvan organizması için önemi, koenzim A’nın (KoASH) ve ACP in yapısında bulunmasından ileri gelir

(10)
(11)

• 1. ACP de (açil carrier (taşıyıcı) protein) protein mol. de serinin OH grubu gibi bir fonksiyonel gruba 4’

fosfopantotein kovalent olarak bağlanmıştır.

• 2. Koenzim A da: adenilil grubuna 4’ fosfopantotein

kovalent olarak bağlanmıştır (açil taşınması koenzimi, asetil CoA, açil CoA v.s.) fosfopantotein yapısındadırlar.

Biyolojik asetilasyon reaksiyonlarında, piruvatın oksidasyonunda, yağ asiti sentezinde, yağ asiti

oksidasyon reaksiyonlarında açil gruplarının taşıyıcılığı görevini yapar.

• Bu yoldan KH, protein, yağ yapılım ve yıkılım metabolizmasının işlemesini sağlar.Yağ asidi

oksidasyonuna (KoA-SH) ve biyosentezine(ACP-SH) Piruvatın oksidasyonuna (KoA-SH) bakınız.

(12)

Vitamin B5 (pantotenik asit) kaynakları ve gereksinimi

Pantotenik asit, yeşil bitkiler ve birçok mikroorganizma tarafından sentez edilir;

Karaciğer, böbrek, yumurta, bira mayası, bezelye, kuru fasulye, soya fasülyesi, buğday jermi, süzme bal,

karnıbahar ve lahanada bol miktarda bulunur

Doğada yaygın olarak bulunduğundan ve bağırsak florası tarafından sentez edildiğinden insanlarda eksiklik

(13)

• Kardiovasküler ve dolaşım bozukluklarında ve peptik ülserlilerde, akut alkoliklerde, akut

romatizma ve kronik malnütrisyonlu dolaşımda pantotenik asit azalır.

• Pantotenat postoperatif olarak gastrointestinal kanalı stimüle etmek ve ayrıca streptomisinin neden olduğu nöropatiyi tedavi için kullanılır.

• Eksiklik belirtilerini genel malnütrisyondan ayırmak zordur.

• Oral dokular ve diş gelişimi üzerine etkisi açık

değildir. 13

(14)

α-Lipoik Asit

•Lipoik asit, piruvat ve diğer alfa keto asitlerin oksidatif

(15)

Biotin (H vitamini)

• Tetrahidrotiyazol ve tetrahidrotiyofen

halkaları taşır,halkaya valerik asit bağlıdır

15

Biotin, birçok mikroorganizma ve bitkiler tarafından sentez edilir

Organizmada karboksilasyon yapan karboksilaz enzim sistemlerinin prostetik grubu olarak bulunur.

(16)

• propionil KoA karboksilaz, piruvat

karboksilaz, asetil KoA karboksilaz görev yaptığı sırada karboksi biyotin şeklinde CO2 in ara taşıyıcılığını yapar

• Glikoneogenezis, lipogenezis ve yağ asidi sentezinde rol oynar

(17)

• Biotin Kaynakları

Besinlerde yaygındır (maya, yumurta, pirinç, soya). Günlük ihtiyaç : 150-300 µg

17

Biotin yetersizliği

fazla antibiyotik alımı ve çiğ yumurta yenince görülür.

Yumurta beyazında, ısıya dayanıksız avidin bulunur.

Avidinle sindirilemeyen kompleks oluşturup atılması ile avitaminoz oluşur.

İştahsızlık, depresyon, halüsinasyon, nörolojik semptomlar, kas ağrıları,

kuru cilt ve dermatit Alopesi

Herhangi bir dental ve oral değişiklik görülmemektedir

Eksiklik nadirdir,150-300 µg > gün 3-5 gün biotin verilerek giderilir.

(18)

Folik asit, (B9) glutamik asit polimerine bağlı bulunur

(19)

Folat koenzimleri

( Folik asit, Folasin, Pteroyl glutamik asit, B9 vitamini koenzimleri)

• Tetrahidrofolik asit (FH4)

• N5, N10 metilen tetrahidrofolik asit,

• N5, N10 metenil tetrahidrofolat,

• N10 formil tetrahidrofolat

• N metil tetrahidrofolat

Tetrahidrofolik asit, metil (CH3),

hidroksimetil (CH2OH) gibi tek karbon atomlu grupların bir molekülden diğerine aktarılmasını sağlayan enzimlerin koenzimidir.

19

(20)

FH4 ve diğer türevleri

(21)
(22)

N10 formil tetrahidrofolat ve N5, N10 metenil tetrahidrofolat, transformilazlar için formil grubu donör (S) larıdır ;1 C vericileridir.

• Nükleik asitlerde pürin halkası sentezinde 2.

ve 8. C ların sağlanmasında rol oynarlar.

• N5, N10 metilen FH4, bazı enzimler için OH metil grubu donör (S) ıdır ve timidilat sentaz için – CH grubu donör (S) ıdır.

(23)

• N5 metil FH4 ise metiyonin sentaz için

• – CH3 grubu (S) ıdır.

• Homosistein metiyonin

• Methotreksat kuvvetli bir dihidrofolat

redüktaz inhibitörüdür. Bu nedenle nükleik asit sentezini önlenmek sureti ile kanser tedavisinde kullanılır.

(24)

Folik asit eksikliği ve gereksinimi

Folik asit, doğada en çok yeşil yapraklarda (ıspanak), maya ve karaciğerde bulunur.

Alkoliklerde, oral kontraseptifler, antikonvülzanlarla folat eksikliği olur. B12 eksikliği ile beraberdir.

Folik asit eksikliğinde pürin biyosentezi ve dolayısıyla nükleik asit biyosentezi bozulur megaloblastik anemi, nörolojik bozukluklar,

hamilelerde nöral tüp defekti görülür

(25)

• Ağızdaki belirtieri ise oral mukoza ve dilde yanma, dilde şişme, angüler şelozis ve dilde papiler atrofidir.

• Gereksinimi;

• RDA = 400 µg,

MDR = 50 µg dır. Toksisitesi yoktur.

Hamilelik ve süt verenlerde hücre bölünmesi arttığı için gereksinim artar

(26)

B12 (Kobalamin)

Koenzimleri 5 deoksi adenozil kobalamin ve metil kobalamindir

(27)

• B12 koenzimleri organizmada yeniden düzenlenme reaksiyonlarında, tek karbon ünitelerinin sentezi ya da transferi reaksiyonlarında görev alırlar

• DNA sentezi, kırmızı kan hücreleri sentezinde rol alır

• Sinirlerde miyelin kılıfını korur.

• Protein, yağ ve karbohidrat metabolizmalarının düzenli çalışması için gereklidir.

(28)

• B12 vitamini, en çok karaciğer ve böbrekte olmak üzere et, süt, yumurta, maya ve balıkta bulunur,

• bağırsak bakterileri de vitamin B12 sentezleyebilir.

• Bitkisel kaynaklarda bulunmaz.

Minimal ihtiyaç 0.1 µg /gün

• RDA = 2-3 µg /gün

• Toksisitesi yoktur

(29)

Yetersizliği

• Yaşlılıkta çıkar.

• Kronik alkoliklerde absorbsiyonu önlenir.

Mideden yeterli intrinsik faktör salgılanmadığı durumlarda vitamin B12 eksikliğine bağlı

pernisiyöz anemi diye tanımlanan

megaloblastik anemi tablosu ortaya çıkar

Demir eksikliği, B12 ve B9 (folat) eksikliğiyle beraberdir.

• Nörolojik bozukluklar da görülür.

Glossit, stomatit ve aftlar görülür.

Dil kırmızı, papillaları silinmiş ve bazen ağrılıdır

(30)

Aneminin nedeni:

B12 ve folat (B9) içi içedir Her ikisi de 1 C

metabolizmasında (biosentetik reaksiyonda 1C ünitesi transferinde) önemli rol oynamaktadır.

B12 yetersizliği sonucu pürin primidin sentezi için

(31)

metil malonil Ko A mutaz

• Metil malonil KoA Süksinil KoA

• 5 – deoksiadenozil

• kobalamin (B12)

• Bu reaksiyon tek karbonlu yağ asitlerinin oksidasyonunda, dallı amino asit

metabolizmasında bir anahtar kademesidir.

• Eksikliğinde sinirlerin yapısındaki yağ asitlerinde bozukluk olduğu için nöropati oluşur.

(32)

C Vitamini (Askorbik Asit)

(33)

• Askorbik asit

• pek çok yeşil sebze ve meyvede

• Sağlıklı kemikler, dişler, diş etleri, deri, kan damarları ve ligamentler, hastalıklara bağışıklık, yara iyileşmesi, demirin

barsaklardan emilimi için gerekli bir maddedir.

(34)

• C vitamini, kuvvetli redükleyici;

antioksidandır

• C vitamini organizmada belli sayıda enzim için gereklidir ki bu enzimler de

hidroksilasyon reaksiyonlarında görevlidir.

• Burada askorbik asitin rolü:

a) O2 redüksiyonu için e- kaynağı,

(35)

• Kollajen sentezinde; lizin ve prolinin hidroksilasyonunda,

• Tirozinden epinefrin (kateşolamin) sentezinde dopamin β- hidroksilaz basamağında,

• Lizinden karnitin sentezinde,

• Steroid hormonların, aromatik ilaçların,

karsinojenlerin hidroksilasyonunda görev yapar.

(36)

• Bu hidroksilasyonlara vitaminin karışması konnektif doku, steroid ve ilaç

metabolizmasındaki öneminin temelini oluşturmaktadır.

(37)

• Ayrıca triptofandan serotonin sentezinde beyinde hidroksilasyonda görevi ovardır.

• Askorbik asidin SO4 grubu taşıyıcısı olduğu

düşünülüyor. Bu nedenle glikozaminoglikanların yapısında rol alır.

• Fe2+ nin barsakta absorbsiyonunu artırır.

• Ca2+ ile şelasyon yapabileceğinden kemik mineralizasyonunda önemlidir. Kireçlenmeyi

meydana getiren fosfatların oluşumunu da sağlar.

(38)

• C avitaminozu: skorbüt

• Kollagen dokuda bozukluk, kapiller frajilitede artış, peteşial kanama, doku içi kanaması

(hematom), diş etlerinde iltihap,

• epifizde kemik kalsifikasyonunun durması, yarada geciken kapanma.

• İnsanlarsa C vitamini alımı ile çürük arasında bir ilişki bulunmamaktadır.

• Çocuklarda C vitamini eksikliğinde dişlerde

(39)

• Askorbik asidin yan etkisi oldukça azdır. Günde 1 g ın üzerinde alınması diyare, karın ağrısı

yapabilir.

• Fazla yüksek dozlarda alınırsa idrarda oksalat ve sistin taşları meydana gelir.

• Yaraların iyileşmesinde, oral kontraseptif

kullananlarda, stresde ve sigara içenlerde C vitamini gereksinimi artar

C vitamini soğuk algınlığında immün cevapta

önemlidir. 39

(40)

• RDA değeri yetişkinler için 60 mg,

• Kanserlerde günde 10 g lık doz kanserlilerin hayatını 2 – 7 kat artırmaktadır.

• Ayrıca kalp hastalıklarında da kullanılmaktadır.

(41)

Tetrahidrobiopterin

• Fenilalanin hidroksilaz enziminin koenzimi olarak fenilalaninden tirozin sentezinde rol alır.

• Nitrik oksit sentaz da tetrahidrobiopterin içerir.

• Biopterin vücutta sentezlenir. Vitamin değildir.

(42)
(43)

A Vitamini

• Et, et yağı, balık, karaciğer, süt, tereyağı, yumurta, özellikle sarı kırmızı renkli sebze ve meyvelerde bulunur.

(44)

• A vitamini besinler içinde çeşitli vitamerler ve prekürsörler halinde bulunur.

• Vitamerlerin en önemlisi Retinoldür (A1 vitamini, ‘all trans retinol’).

• Deniz balıkları etinde (özellikle karaciğerde) ve kasaplık etlerde bulunur.

• Diğer vitamer 3-dehidroretinoldür (A2

vitamini).

Bitkilerde karotenoidler (A vit provitaminleri) şeklinde bulunur. Bitkilerde en etkin şekli - karotendir.

(45)
(46)

• Başlıca fizyolojik yolu görmededir

• Mukus sekresyonunda, epitel hücre

farklılaşmasında, hücreler arası madde,

kollajen, zarların bütünlüğünün korunması,

• immün sistemde, büyümede ve üremede rolü vardır.

• Retinoidler ve karotenoidlerin antikanserojen aktivitesi vardır. -karotenin antioksidan

özelliği vardır.

Retinoik asit akne tedavisinde kullanılır.

(47)

• Görmedeki Rolü

Işık retinaya gelince burdaki pigmentler tarafından emilir.

• Rodopsin pigmenti bulunur; opsin ve retinalden oluşmaktadır.

• Rodopsin şiddetli ışık gelince trans retinal (all trans retinal) ve opsine parçalanır. Bu

arada da alınan ışığı ve rengi görme duyusuna vardıracak reaksiyon dizileri oluşur.

Karanlıkda rodopsin tekrar yenilenir. A vitamini eksikliğinde rodopsin azalır.

(48)

• A vitamini Gereksinimi:

• 800- 1000 µg Retinol eşdeğeri

• (4000-5000 IU)

• (IU: International unit)

• 1 U = 0,3 µg Retinol

• 1Retinol Eşdeğeri = 6 µg karoten = 1 µg retinol

Retinol ve retinalin fazlası toksiktir

Toksisite : Erişkinde 2.000.000 IU vitamin bir kaç saatde toksik etki yapar (20-30 x RDA)

(49)

• Hamilelikde karaciğer tüketimi önlenmelidir.

Vitaminin yüksek konsantrasyonları teratojenik

etkilidir. Retinoik asit depolanmadığından toksisite daha azdır. Bazen çok alındığında kemikde ciddi etkilere yol açabilir.

A Vitamini Eksikliği:

Epitelleri, gece görmeyi, büyümeyi etkiler ve keratinizasyona yol açar

A vitamini eksikliğinde gözde retinal ve rodopsin azalır, rejenerasyon azalır. İlk belirti karanlıkda görme

bozukluğudur;

• gece körlüğü =niktalopia

Kornea epiteli kurur sonra yumuşar keratit gelişir.

Neticede körlük olur.

Büyümede gecikme, enfeksiyonlara hassasiyet, epidermal lezyonlar ve kısırlık oluşur.

49

(50)

• A vitamini diş ve diş etleri için önemlidir.

Eksikliğinde dişlerde fetal anomaliler oluşur.

• Dişlerin sürme sırasında değişiklikler,

• ağız mukozasında keratinizasyon, diş eti

hiperplazisi, ameloblast ve odontoblastlarda patolojik değişiklikler, alveol ve çene

kemiklerinde hipokalsifikasyonlar ve dudak damak yarığı gibi konjenital bozukluklar

oluşabilir.

(51)

D vitamini

• Sağlıklı dişler ve kemikler için gereklidir

• Vücutda metabolik değişime uğrayarak,

Ca ve fosfat metabolizmasında merkezi rol oynayan kalsitriol hormonunun

oluşmasına neden olur.

• Diyetten alınmaya gereksinimi yoktur.

Kendi dokularımızda yapılır.

• Bitki ve mikroorganizmada üretilmez.

(52)

D vitamininin yapısı

• D3 vitamini (kolekalsiferol) tabii vitamindir.

• Balık yağlarında veya deride 7–

dehidrokolesterolden ultra viyole ışık enerjisi ile katalizlenerek oluşur.

• D2 vitamini bitkilede bulunan ergosterolün uv radyasyonu ile oluşur.

(53)
(54)

Kaynakları

• Çoğu sütden ve işlenmiş katkılı gıdalardan gelir.

• Balık yağları, yumurta sarısı, karaciğer, bitkiler; yosun, mantar zengin

kaynaklardır.

(55)

• Karaciğere gelen D vitamininin bir kısmı burda 25 – hidroksilasyona uğrar ve

dolaşım için plazmaya salınır.

• Kan Ca2+ konsantrasyonlarındaki değişimlere bağlı olarak böbrek

tarafından aktive edilen şekli 25-OH D vitaminidir

(56)
(57)

• 25-OH D vitamini dolaşımdaki esas şeklidir.

• Geri kalanı ilerde kullanılmak üzere yağ dokusunda depolanır.

• Aktivasyondan sonra metabolize olur ve vücutdan safra ile atılır. İdrarla % 3 ü

atılabilir.

• Ciltde oluşan D3 vitamini ciltden

sirkülasyona difüzlenir. 57

(58)

• 25–OH D3 vitamini böbreklerde 1,25

diOH kolekalsiferole (kalsitriol) döner:

Bu en etkin D vitamini metabolitidir.

Hedef dokulara giderek Ca2+ ve fosfat regülasyonunda rol oynar.

(59)

Kan Ca2+ u düştüğü zaman paratiroid hormon (PTH) salınımı artar.

PTH, böbreklerde 25 OH D vit ninin ikinci bir hidroksilasyon (C-1 den

hidroksilasyonu) ile aktivasyonuna neden olarak 1,25 diOH D vitamini oluşur.

PTH, böbreklerde 1 α-hidroksilaz enzim sentezini ve aktivitesini artırır. Böylece 1,25 – dihidroksi D3 sentezi hızlanır

(60)

1,25 diOH D vitamininin(kalsitriol) etkisi

- Vitamin mukoza hücrelerinin Ca ve PO4 absorbsiyonunu artıran sinyaller oluşturur.

- Kemikden plazmaya hemen Ca 2+ iyonu akışına neden olur.

- Böbrek distal tübüli hücrelerinden Ca reabsorbsiyonunu artırır.

Böylece plazmada Ca iyonları konsantrasyonları

(61)

• Kemik hem yapılır hem yıkılır.

• Fizyolojik konsantrasyonda D vitamini kemik dokusu yıkımını artırır ve Ca2+

mobilizasyonu yapar.

• Eskimiş kemik dokusundan mobilize edilen kalsiyum ve fosfat iyonunun yeni oluşan

bölgeye aktarımını sağlar.

• Bu durum gelişmekte olan kimselerde epifizde yeni kemik oluşumunu ve

mineralizasyonunu hızlandırır.

(62)

• Yetişkinlerde ise mineralizasyonu

hızlandırarak dokunun yenilenme hızını artırır.

• D vit azlığında hormon Ca2+ mobilizasyonunu yapamaz. Öte yandan yıkımı artırarak vücut sıvılarında Ca2+ artar.

• Dışarıdan yüksek dozda D vit verildiğinde kemikden Ca2+ mobilizasyonu

dengelenemeyecek kadar hızlanır, vitamin

(63)

• Rickets (raşitizm) ve osteoporoz; diyetde Ca2+

yetersiz olduğunda ve/veya Ca2+ un

barsaklardan yetersiz absorbsiyonunda oluşur

• Diyette Ca2+ ve PO4 yeterli olsa da 1,25 DiOH kolekalsiferol eksikliğinde absorbsiyon yeterli miktarda olamamaktadır.

• D vitamininin böbrekteki aktivasyonu, D

vitamininin etkisinde merkezi rol oynadığı için böbrek fonksiyon kaybı ya da böbrek

yokluğunda hipokalsemi ve ciddi kemik bozuklukları oluşacaktır.

(64)

D vitamini Eksikliği

• Bebeklerde ve büyüme çağındaki çocuklarda rickets, raşitizm oluşur. Kemiklerin büyümesi veya yenilenmesi durmuştur.

Demineralizasyon olur.

• Erişkinlerde osteomalazi (Ca2+ ve D vitamini eksikliğinden kemik yumuşaması) olur.

• Raşitizmde mine ve dentinin anormal gelişimi

(65)

• D vitamini yetersizliğinin diş çürükleri, periyodontal hastalıklar ve bifosfanata bağlı çenelerde görülen osteonekrozun oluşması ile bağlantılı olduğu çalışmalarla kanıtlanmıştır ve bunların

önlenmesinde, azaltılmasında veya tedavisinde önemli rolü olduğu bulunmuştur.

Genel olarak kemik hormonu olarak bilinmesine rağmen,

antienflamatuvar, immunomodülatör özellikleri ve sitokin seviyeleri üzerine olası etkileri nedeni ile kanser, otoimmun ve allerjik,

kardiyovasküler hastalıklar, enfeksiyon, yaşlanma ve yaşam süreci üzerine de etkili olduğu bilinmektedir.

(66)

Günlük İhtiyaç

• 200-400 İU veya 5-10 µg

• 1 µg =40 IU

• Toksisite 4000 IU den fazla alanlarda olur. RDA nın 10 katı ve fazlası

toksikdir.

(67)

E Vitamini

• Bitkilerde 8 tane izomeri bulunur.

• Tokoferoller; tokol ve tokotrienol türevleridir.

• Metil gruplarının yeri ve sayısına göre adlandırılırlar.

• En etkin olanı -tokoferoldür. Ancak O2 ve uv ile kolay parçalanır.

(68)

Kaynakları

• Bitkisel alemde yaygındır.

• Koyu yeşil sebzelerde, bitkisel yağlarda, buğday jerminde, taneli hububatlarda, karaciğer, tereyağı, süt ve yumurtada bulunur.

(69)

• E vitamini membranlarda bulunan en önemli antioksidandır.

• Membranları serbest radikallerden korur.

• Serbest radikaller membranda lipid peroksidasyonuna neden olur. Bu da membranda hasar oluşturur.

• E vitamini lipid peroksidasyonu zincir reaksiyonunu kırar.

(70)

• Antioksidan özelliği ile ateroskleroz,

miyokardial infaktüs riskini, koroner arter hastalığına, kansere bağlı ölümleri azaltır.

LDL oksidasyonunu önler.

• Cildi ultra viole ışınlarına karşı korur,

• İmmün sistem fonksiyonlarında iyileştirici özelliği vardır.

(71)

Eksikliği

• Doğuştan malabsorbsiyonlu ve prematüre

bebeklerde, kronik yağ malabsorbsiyonunda

ve a-betalipoproteinemide vitamin eksikliği olur.

• İleri derecede E vitamini eksikliği eritrosit ömrünün azalmasına neden olarak hemolitik anemiye neden olur.

• Toksisitesi hemen hemen yoktur.

• süt dişlerinin düşme ve sürme zamanları

gecikmekde, dişlerde hacim ve şekil bozuklukları oluşmaktadır.

• Diyet içinde fazla çoklu doymamış yağ asitleri alınırsa E vitamini gereksinimi artar

• (RDA:15mg/gün 71

(72)

K vitamini

• Kan koagülasyonu için gereken yağda çözünen bir faktördür.

• Bitkisel, hayvansal, bakteriyel kaynaklıdır.

• Ayrıca karaciğer, peynir, yumurtada da bulunur.

• Depolanması hakkında fazla bilgi yoktur.

(73)

K vitaminleri

2 metil, 1,4 naftokinonların

poliizoprenoid gruplarla substitue şekilleridir

• Bitkisel yağlarda, yeşil yapraklı sebzelerde bulunur

2-metil-3 fitil-1,4- naftokinon

Kı vitamini (fillokinon)

(74)

K vitamini gama karboksilasyon reaksiyonlarında koenzimdir

• Bu karboksilasyon kan pıhtılaşmasında görevli faktörler (protrombin; faktör 2 , faktör VII, IX ve X ) için gereklidir.

Karboksilli protein Ca2 + u bağlar ve aktif hale geçer.

• K vitamini bazı proteinlerde ( kemikde

(75)

• Oral antikoagülanlar K vitamininin

rejenerasyonunu sağlayan enzimi epoksid

redüktazı inhibe eder ve pıhtılaşma faktörünün sentezini bozar

• Bu nedenle K vitamini eksikliğinde

pıhtılaşma bozukluğu olur. Protrombin zamanı uzar, hemoraji (kanama) görülür

(76)

K vitamini eksikliği

• Özel bazı durumlar hariç K vitamini eksikliği pek olmaz. Ancak;

• – Yeni doğanda

– Yağ malabsorbsiyonu

- Oral antikoagülan tedavisi,

- Uzun süreli antibiyotik tedavisi, -Kemoterapi eksiklik yapar

(77)

• Oral dokularda etkisi eksikliğinde ortaya çıkar.

En yaygın oral belirtisi diş eti kanamalarıdır.

• Protorombin seviyesi % 35 in altına indiği

zaman diş fırçalamayla, % 20 nin altına indiği zaman da spontan olarak kanama meydana gelir.

(78)

Bir kısım K vitamini barsak florasındaki bakterilerde sentezlenir ancak insanda bu değer günlük ihtiyacı karşılamaz

Günlük K vitamini gereksiniminin belirlenmesi oldukca zordur.

Barsakda yapıldığı mikdar belli olmadığından RDA verilemez.

Yetişkinde kesin olmamakla birlikde 70 – 140 µg dır.

Günlük ihtiyaç

Referanslar

Benzer Belgeler

Çok büyük ihtimalle maymunların, şempanzelerin veya başka primatların vücudunda var olan virüs, önce genetik bir de- ğişime uğradı ve daha sonra av etini parçalarken

Elektrik motorların enerji alacağı piller prize takılarak şarj edilebilmelerinin yanı sıra, bazı modellerde Güneş ve hidrojen yakıt hücreleri gibi kaynaklarla.. da

• Trans yağ asitleri doymuş yağ asitleri gibi LDL kolesterol miktarını arttırırken, HDL kolesterol

Sekizinci ayında devam sütü ile beslenirken sorunu olmayan hastanın 8 tahıllı mama (buğday, mısır, pirinç, yulaf, arpa, çavdar, akdarı, darı) verilmesini takiben

Nikotinamid adenin dinükleotid (NAD + veya difosfo piridin nükleotid DPN+) ve nikotinamid dinükleotid fosfat (NADP veya trifosfopiridin nükleotid TPN + ) niasinin iki

Protrombin zamanı K vitamini eksikliğinde uzar ve kanama meydana gelir. K vitamininin diğer farklı proteinlerde de (osteokalsin gibi) gama – karboksilasyonda rol

• Doz: 70-200 µg/gün • Lahana, Brüksel lahanası, karnabahar, şalgam gibi yiyecekler çok miktarda ve çiğ olarak tüketildiğinde tiroit bezine iyot. alınımını

E vitamini gibi egzersizle oluşan hücre yıkımına karşı koruma sağlar...