Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barbaros Çetin, son günlerde beklenen karın bir türlü yağmaması nedeniyle boş kalan kayak merkezleri ile tekrar gündeme gelen küresel ısınmanın, Türkiye'deki olumsuz etkilerinin daha da artacağına dikkat çekti. çetin, küresel ısınma felaketi yüzünden yakın gelecekte büyük kentlerde hava kirliliğine bağlı ölümlerin meydana geleceğini, özellikle turizm, tarım ve balıkçılık sektörünün büyük darbe alacağını vurguladı.
Küresel ısınmanın Türkiye'deki izlerini araştıran Prof. Çetin, doğada tespit ettiği değişiklikleri ve geleceğe dönük tahminlerini gazetemize anlattı. Çetin, bu yıl Anadolu'nun değişik noktalarında ani sel baskınları yaşandığına dikkat çekerek "çünkü toprak, sonbahar mevsimi tam olarak yaşanmadığı için bir türlü soğumadı. Ani sel baskınları yüzünden tarım ürünleri bu yıl çürüdü. Artık ılıman kuşakta mevsim olgusu diye bir şey kalmadı. çiftçi hangi mevsim ne
ekeceğini nasıl belirleyecek, bilmiyoruz" dedi.
Yakında tarım ürünlerinin fabrikalarda üretilmeye başlayacağı öngörüsünde bulunan çetin, dünya kaynaklarının 6.5 milyar insanı besleyemeyecek noktaya geleceğini, yetersiz beslenme nedeniyle salgın hastalıkların artacağını söyledi. Çetin, global ısınmanın Türkiye'de balıkçılık sektörünü de olumsuz etkileyeceğini dile getirerek "Hem iç sularımızın, hem denizlerin ekolojisinde hızlı değişimler var. Mesela bu yıl hamsi patlaması oldu. Karadeniz'deki tüm hamsiler toplandı. Ama bu, besin zincirini bozdu. Hamsi ile beslenen palamut, çinekop gibi balıkları yakında göremeyeceğiz" diye konuştu.
Çetin, 1950'lerde Londra'da hava kirliliği yüzünden toplu ölümler meydana geldiğini anımsatarak, önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin büyük kentlerinde de benzer durumların yaşanabileceğini öne sürdü. Ülke genelinde doğal felaketlerin hızla artacağına vurgu yapan Çetin, özellikle Karadeniz Bölgesi'nin bu felaketlerden daha çok etkileneceğini kaydetti. Çetin, "Doğu Karadeniz sahil yolu için milyonlarca yılda oluşmuş dağları deldiler ve denizi doldurdular. Bu sahil yolunun önemli kısmı sular altında kalacak" diye konuştu.
Çetin'in, son 27 yılda Türkiye'nin birçok yöresinde gerçekleştirdiği bilimsel araştırma ve gözlemlerini topladığı "Global Isınmanın İzleri" başlıklı rapora göre küresel ısınmanın yarattığı ekolojik değişiklikler şunlar:
* Kaçkar Dağları'ndaki buzullar erimeye başladı. Buzulların erimesi ve sudaki ısınma bazı yosun türlerinin yüksek bölgelerde bile çoğalmasını kolaylaştırdı. Dağlardaki yayla evlerinde çeşme sularında yoğun şekilde yosunlara rastlanmaya başlandı.
* Ilgaz Dağları Milli Parkı'nda sonbahar ayında yaprakları dökülmesi gereken bir eğreltiotunun (dryopteris filix-mas) bütün yaprakları yaz aylarındaki gibi yeşil ve canlı olarak görüldü. Normal şartlar altında Ilgaz Dağları'ndaki soğuk kış şartları nedeniyle gövdeleri toprak altında olan ve olumsuz hava şartlarını bu şekilde geçiren eğreltiotları, toprak üstü organları olan yapraklarını sonbaharda havaların soğumaya başlaması ile birlikte dökerler.
Bitki örtüsü değişiyor
* Kızılcahamam Milli Parkı'nda bir çeşit karayosunu, 1997 yılının kasım ayında hafif kar örtüsünün olduğu bir ortamda 1700 metrede spor kapsülleriyle birlikte bulundu. çoğunluğu orman olan bu bölgede, yaşamları yılın hemen hemen tamamında su veya nemin var olduğu ekolojik ortamlara bağlı olan ciğerotlarının sadece 4 türüne rastlanabildi. Ancak bu bölgenin 200-300 km. daha kuzeylerinde ormanlık alanlarda 20 ciğerotu türüne rastlandı.
* Ankara-Tandoğan bölgesinde kasım ayı başlarında sonbahar başlangıcında yaprakları renk değiştirerek dökülmeye başlayan ve üzerinde meyveleri olan atkestanesi ağacının 2 dalında çok sayıda çiçek ve taze yapraklar açtı. Ankara Üniversitesi kampusunda 5 yıl önce ekilen laz yemişi ağacı normalde çiçeklerini mayıs-haziran aylarında açıp yaz meyvesini verdikten sonra 2007 baharını beklemeden yeniden 2. kez aynı yılda çiçek açtı.