• Sonuç bulunamadı

KARA KIŞTA YANGIN ALARMI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KARA KIŞTA YANGIN ALARMI"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H A B E R İ N B A Ş K E N T İ

28 OCAK 2021 Perşembe

www.ankhaber.com

20 18

Fener’e geldi özünü buldu

Kültür-sanat BAŞKENTİ

18 Ekim 2010 Pazartesi günü medyada yer alan haberlerde, “Kendimi Alman hissediyorum”

diyordu. Ancak 10 yıllık süreçte çok şey hatta her şey değişti…

n SONER AYKAÇ 12’de

Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Pandemi sonrasında Ankara’nın çok değerli kültür- sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacağına inanıyoruz” dedi. n 2’de

Salim Taşçı da ANKHABER’de

İlk yazısı sayfa 5’te

Ankara’nın 30 yıllık su haritası

Sayfa 5’te

KARA KIŞTA YANGIN ALARMI

RİSK, HER MEVSİM VAR

Son yıllarda kış aylarında bile sıkça görülmeye başlanan muhtemel orman yangınlarıyla ilgili tehdit ve tehlikelere dikkat çeken Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Aslan, kuraklığın yangın riskini her mevsime yaydığını söyledi.

EN ETKİLİ ÇÖZÜM YOLU

Yangınla mücadele ve söndürme çalış- malarında teknolojik ürünlerin önemli olduğunu belirten Aslan, “İnsan faktörü hâlâ en etkili ve ucuz yol. 8 bin 600 civa- rındaki mevsimlik orman işçisi kadroya alınarak 12 ay istihdamı sağlanmalı” dedi.

SETTAR ASLAN’ın uyarı ve değerlendirmeleri 10 ve 11. sayfalarda

Dursun ERKILIÇ’ın

“Ateş savaşçıları”

yazısı 10’da

Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, virüsün, susuzluğun ve kuraklığın konuşulduğu bir ortamda, kimsenin dile getirmediği bir gerçeği hatırlattı

SU biterse herkes SUsar!

Heykeltıraş Taşbaşı’nın sanat öyküsü

10 kent için

risk var! Hayalleri ve fuar

heyecanı

ACI HABER

Ocak ayı içinde Kastamonu, Artvin, Rize, Bursa, Adana, Antalya ve Muğla’da orman yangınları yaşanmıştı. Acı bir tesadüf, biz bu sayfayı hazırlarken Kocaeli’den de yangın haberi geldi.

Yangınlarda onlarca dönüm orman ile pek çok bitki ve hayvan da yok oldu.

(2)

2 kültür&sanat

Ankara’yı kültür ve sanatla iç içe yaşatmak için çalışmalarını sürdüren Ankara Kent Konseyi,

ziyarette pandemi nedeniyle sekteye uğrayan kültür sanat faaliyetlerinin tekrar canlandırılmasına yönelik projeleri gündeme getirdi

A

nkara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Kent Konseyi, kamu kurum ve kuruluşları ile iş birliği yaparak sanata ve sanatçı- ya destek olmayı sürdürüyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kemal Çokakoğ- lu, Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ile Ankara İl Kültür Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu, Mustafa Ayaz Vakfı Plastik Sanatlar Müzesi’ni ziyaret etti.

Kent yönetiminde sivil toplum kuruluşları ile kamu kurum ve kuru- luşlarıyla iş birliği sürecini başlatan ve Ankara’nın kültür sanat faaliyetle- rini tanıtan projelere imza atan Bü- yükşehir Belediyesi ve Ankara Kent Konseyi (AKK), Başkent’te sanat ve sanatçının yanında olmaya devam ediyor.

Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Kent Konseyi, pandemi sonrasında da Ankara’nın “Kültür ve Sanatın da Başkenti” olması için çalışma- lara ağırlık vermeye hazırlanırken,

Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kemal Çokakoğlu, AKK Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ve Ankara İl Kültür Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu, çağdaş Türk resim sanatı- nın önde gelen isimlerinden Mustafa Ayaz’ın kendi ismiyle kurduğu müze- yi ziyaret etti.

Sanatın başkente çok yakıştığını ifade eden AKK Yürütme Kurulu Başka- nı Halil İbrahim Yılmaz,

“Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş, sanatsal çalışmalar konusunda bize büyük destek sağlıyor. Pandemi sonrasında da Ankara’nın çok değerli etkinliklere ev sahipliği yapacağına ina- nıyoruz. Başkentliler bunu sabırsızlıkla bekliyor. An- kara Kent Konseyi olarak pandemi sona erdiği an kültür ve sanatın Başkenti Ankara’yı dünyaya ilan etmeye hazırız” dedi.

Pandemi sürecinde sanatın dijital ortama kay-

dığına dikkat çeken AKK Kültür ve Sanat Çalışma Grubu Sözcüsü Bülent Durmaz, “Sanatsal faaliyet- ler hiç durmasın diye gerek dijital ortamlarda gerekse de gücümüzün yettiğince sosyal ortamlarda sanata ve sanatçıya destek ol- mak için her türlü çabayı gösterdik. AKK ve Ankara Büyükşehir Belediyesi elinden geldiği kadar bir toplum bilinci oluşturarak imkanlarını seferber etti”

diye konuştu.

SANATI ÖZLEYEN KENT

Etkinlik başkenti

Kültür ve Turizm

Bakanlığının desteğiyle ve Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfınca 32.’si düzenlenecek Ankara Film Festivali, 4-12 Kasım 2021 tarihleri arasında Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda yapılacak

Vakıf tarafından yapılan açıklamaya göre, festivalde, klasik filmlerin yanı sıra Tür- kiye ve dünya sinemasından en yeni örnekler sinemaseverlerle buluşacak. Festivalin afişi, tasarım öğrencileri ve sanatçı- larına açık çağrıyla yapılacak

yarışma sonucu seçilecek.

Festivalin “Ulusal Yarışma- lar” bölümü, uzun, belgesel ve kısa film dallarında yarışacak 2020-2021 yapımı filmlerin Ankara galalarına ev sahipliği yapacak, Türk sinemasının yenilikçi projelerini keşfeden

“Proje Geliştirme Desteği” ise ilk ya da ikinci filmini çekecek sinemacılara maddi destek sağlayacak. 32. Ankara Film Festivali’nin Ulusal Yarışmalar ve Proje Geliştirme Desteğine yapılacak başvurular,

1 Mart’tan itibaren alınacak.

32. Ankara Film Festivali

4-12 Kasım’da yapılacak

(3)

28 Ocak 2021 Perşembe

* İLETİŞİM:

. bilgi@ankhaber.com

% 0532 799 73 82 www.ankhaber.com

HABERİN BAŞKENTİ

B

iz, ‘dünyanın en kıymetli şeyi artık petrol değil’ deyip Akdeniz’deki doğalgaz yataklarına sarınmaya başlamışken, dünyada öne çıkan bir başka değer de turizm idi ve “geleceğin kıymetlileri” arasındaydı. Sektör 2020’ye büyük umutlarla hazırlanıyordu. Ancak koronavirüsü müdür, Kovid-19 mudur ne halt ise her sektör gibi turizmi de perişan etti. Hatta en büyük darbeyi turizme vurdu.

İki mühim açıklama

Çok sık söylediğim için dostlarım bilir,

“Türkiye için 100 milyon turist hayal değil”

der dururum. “Türkiye turizmde kültürel hamleye hazırlanıyor” konulu, “Hedef 100 milyon turist” başlıklı haberi görünce dediğimin bir hayal olmadığına ben de inandım!

Tam o sıralar Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Artık maliyet odaklı değil, gelir odaklı turizme geçmemiz, arza göre değil, talebe göre bir turizm kon- septi geliştirmemiz gerekiyor” demişti.

(01.02.2019)

Ondan bir gün sonra da TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Bağlıkaya’nın,

“Turizm sektörünün birkaç sene üst üste rekor yıllar yaşayarak büyüyeceğini düşü- nüyorum” açıklaması gelmişti. Bakan ve

başkan ‘turizm öngörüsü’nde bulunabilirdi ama gözle görünmeyen bir virüsün Çin’den yola çıkıp dünyayı kasıp kavuracağını öngörmeleri mümkün değildi. Dünyadaki bu ‘öngörüsüzlük’, turizme öyle bir darbe vurdu ki ‘trafik’ durdu. Her sezon turist dolu havaalanları ve turistlerle şenlenen devasa tesisler boş kaldı.

Umut veren veriler

Turizm konusunda şahsımı ve yetki- lileri umutlandıran ve bu yönde mesajlar

verdiren şeyler vardı. Mesela, “Turizmde rekor yılı” diyen ve içinde, “Bu yıl birçok önemli başarıya imza atan turizm sektörü, 2018’i 40 milyonun üzerinde turist sayısına ulaşarak rekorla kapatmaya hazırlanıyor”

müjdesini veren haber bunlardan biriydi…

Tamam, ’40 milyon’ olmadı ama Tür- kiye 2018 yılında 39 milyon 488 bin 401 yabancıyı ağırladı. 2019 yılında ise tüm zamanların rekorunu kıran Türkiye, 52.5 milyon turist çekti.

Neden gelmesinler?

Bendeniz de bu verilere bakarak uçuşa geçmiş ve ‘100 milyon turist niye gelsin’

diyenlere bunun nedenleri anlatmaya ça- lışmış, Türkiye’nin turizme kazandırılacak kültürel değerlerini hatırlatmıştım. Buna göre, bir köşede uyuklayan ‘dev’ ayağa kaldırılıyor, Bakanlık, Anadolu medeniyet- lerini ve değerlerini yurt dışı etkinliklerde

‘odak nokta’ olarak kullanmaya başlıyordu.

THY’nin dünya çapındaki ulaşım başarı- sından yukarıdaki gelişmelere kadar hep- sini alt alta yazınca, ‘100 milyon turist niye gelsin’ sorusuna verilecek tek kelimelik bir cevap kalıyordu:

-Mecburlar!

Yeter ki koronavirüs belasından yakayı kurtaralım…

GELECEĞİN

KIYMETLİSİ

dursunerkilic@gmail.com

DURSUN ERKILIÇ

a POLİTİK a

Oldum MU?

Senin idim Benim oldum Benim idim Senin oldum Kolun idim Yenin oldum Kırıldıkça Gizli kaldım Ön söz: Bendenizi Biden’in gelişinden

çok Trump’ın gidişi ilgilendirdi!

Son söz: Du’bakalı n’olcek?

Amerika’nın eski Başkanı Donald Trump, hakkında epeyce yazı ve taşlama yazdığım isimlerden biridir. Hak ediyordu!

Ancak o hiddet içinde farkına varama- dığım bir gerçeği koltuğu devrettiği daha doğrusu terk ettiği gün yaptığı konuşmayla öğrendim. Dedi ki:

“Özellikle, on yıllardır yeni bir savaş başlatmayan ilk ABD başkanı olmaktan da gururluyum.”

Bu önemli bir sözdü. Özellikle de yeni Başkan Biden’in ‘savaş yanlısı’ ekibi dü- şünüldüğünde bazı konularda Trump’a haksızlık mı ettik, kıymetini bilemedik mi acaba demekten kendini alamıyor insan.

Savaştan beslenen bir ülkenin başkanının savaş çıkarmaması önemli bir ayrıntı…

Beyaz evden çıkarken de dedi ki:

-Bir şekilde geri döneceğim.

Bu çok ama çok önemli bir söz. Velakin ne demek istedi?

SÖZ

“Şunu bilmenizi isterim ki, bizim başlattığımız hareket henüz

daha başlangıç.”

(Donald Trump)

Sen neymişsin be Trump!

(4)

B

atıkent’in kurucularından Ankara Büyükşehir Belediye eski Başkanı Murat Karayalçın’ın ismini alan, Meydan AVM önündeki alanda yenileme çalışmaları devam ediyor. Belediyeden yapılan açıklamaya göre projenin yüzde 65’i tamamlandı.

Toplamda 7 bin metrekare alanı kapsayan Karayalçın Kent Meydanı, mart ayı itibariyle 7’den 70’e tüm vatandaşları buluşturacak.

Yenimahalle Belediye Başkanı Fet- hi Yaşar, Karayalçın Kent Meydanı’nın Batıkent’in kalbinin attığı nokta olacağını söyledi. Yaşar, ”Bütün medeni kentler mey- danlarıyla anılır. Meydanlarını birer birer kaybetmiş bir Ankara olarak, Batıkent’in kalbinin attığı bu alanı kent meydanı hali- ne getirmek ve Batıkent’in kurucularından Murat Karayalçın’ın adını vermekten mut- luyum. Karayalçın Kent Meydanı bittiğin- de bölgeye değer kazandıracak” dedi.

İlçenin yeni meydanı

yükseliyor

Projenin mart ayında tamamlanması planlanıyor.

Hasta olan 350 dosta yardım eli

Altındağ’da bir yılda 350 hasta sokak hayvanının tedavisi yapıldı

Altındağ Belediyesine ait barı- nakta bir yılda 350 hasta ve yardıma muhtaç sokak hayvanının tedavisi yapıldı, 110’u sahiplendirildi.

Altındağ Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, 10 dönüm arazi üzerine kurulu 150 hayvan kapasiteli barınakta, sokak hayvanlarının tüm ihtiyaçları karşılanıyor.

Açıklamada görüşlerine yer veri- len Belediye Başkanı Asım Balcı, tam donanımlı modern hayvan barına- ğında sokak hayvanlarına sıcak yuva imkanı sunduklarını, ayrıca ilçede her gün 60 noktada düzenli besleme yaptıklarını, soğuk havada besleme miktarlarını artırdıklarını belirtti.

Balcı, şunları kaydetti:

“1 yılda 800 sokak hayvanını kısırlaştırıp aşılarını yaparak kü- pelerini taktıktan sonra alındıkları noktalara geri bıraktık. 350 hasta ve

yardıma muhtaç sokak hayvanına sahip çıktık, tedavilerini gerçekleş- tirdik, sağlıklarına kavuşturduk. Bu hayvanlardan 110 tanesini kendileri- ne sevgiyle bakacak kişilere sahip- lendirdik.”

Belediye Başkanı Asım Balcı, vatandaşlardan yakın çevrelerinde yardıma muhtaç, hasta, sakat ya da yeni doğmuş sokak hayvanlarını kendilerine bildirmelerini istedi.

(5)

28 Ocak 2021 Perşembe

5

Sıla sevdası, Yozgat aşkı

Sıla hasreti her insan için bir yürek sızısıdır.

Benim için de öyle…

Yozgat’ta doğdum…

Severim, özlerim…

Ankara’da doydum…

Severim, yaşarım…

Ne doğduğum yeri unuttum ne de doyduğum yeri inkar ve ihmal ettim…

Sıla-i rahimle huzur buldum…

Ankara ile mutlu oldum…

Her iki şehirde de çok özel dostlarım var.Sohbetleri bir hazinedir benim için…

Yine de…

Gurbette olan her Yozgatlı gibi memleket hasreti oturmuştur gönül tahtıma.

Onun için derim ki:

Yozgat’a kazın Mezarımı Küfül / küfül

Çamlığın yeli yalasın Mezar taşımı

Sevdalılar otursun Yanı başıma

Sürmeliyi çığırsınlar Kalkar

Dinlerim.

Doğduğu yere aşık olan, sıla sevdası ile yanıp kavrulan biri daha ne ister ki?

Salim TAŞÇI

Kalacak yeri olmayan ya da kim- sesiz vatandaşlara kucak açan iki barınma evi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, bünyesinde 365 gün 24 saat ücretsiz hizmet veriyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya hesapları üzerinden Başkentli- lere seslendi.

Başkent’te Ulus’tan sonra Dışkapı’da da barınma evini hizmete açan Yavaş,

“Ankara’mızda hava sıcaklıkları bir hayli düştü. Kimsenin dışarıda kal-

masına gönlümüz razı değil. Sokakta kalan vatandaşlarımızı Başkent 153 hattımızdan lütfen bize bildirin” dedi.

Kimsesizlere yeni yuva

Ankara Büyükşehir Belediyesi Ulus’tan sonra Dışkapı’da da yeni barınma evini hizmete açtı

ASKİ Genel

Müdürü Erdoğan Öztürk, ASKİ’nin 2020 yılında gerçekleştirdiği yatırımlar,

çalışmalar ve yeni yılda yapılması planlanan projeler hakkında açıklamalarda bulundu

30 yıllık plan

T

üm dünyayı etkisi altına alan kovid-19 salgının etkisi altında bir yıl geçirdiklerini ifade eden ASKİ Genel Müdürü Erdoğan Öztürk, bu olağanüstü ve zorlu koşullarda ASKİ’nin bir yandan başkentlilerin musluklarından sağlıklı ve kesintisiz su içmesini sağlarken diğer yandan da yıllardır ihmal edilen altyapı projelerini hayata geçirdiğini söyledi.

Yeni hatlar yapıldı

Pandemi sürecinde çalışmaların aksamadığını ve kronikleşmiş birçok sorunun bu dönemde çözüldüğünü vurgulayan Öztürk, Ankara genelinde 470 kilometre atık su, 96 kilometre yağmur suyu imalatı ve yaklaşık bin 660 kilometre içme suyu hattının başarılı bir şekilde yapıldığını açıkladı.

25 ilçenin tamamında

ihtiyaç duyulan, eskiyen ya da yetersiz kalan yerlerde toplam 9 bin yağmur suyu ızgara imalatının gerçekleştirildiğini ifade eden Öztürk, “Aynı dönemde toplam 2 milyon 500 bin metre pis su/yağmur suyu hattı ile toplam 150 bin adet ızgara/baca temizliği yapıldı.

25 ilçemizde toplam 220 bin adet içme suyu/kanal arızası giderildi” dedi.

Yol haritası belirlendi

Öztürk, “Geçtiğimiz yıl Başkent’in 30 yıl boyunca içme suyu, atık su ve yağmur suyu yönetiminde yol haritası olacak Master Plan çalışmalarına başladık.

Kentimize yeni bir kimlik kazandıracak Master Plan çalışmalarıyla; su kaynaklarının yönetimi, altyapı ve arıtma sistemleri, kurumsal yapı, yatırım programları ve finansal analizler oluşturulacak” dedi.

(6)

Hava kalitesi arttı

Başkentgaz Genel Müdürü Asım Yüksel:

“Ankara’ya daha temiz bir çevrede yaşama imkanı sunabilmek için büyük çaba gösteriyoruz”

B

aşkent Doğalgaz Dağıtım AŞ (Başkentgaz) Genel Müdürü Asım Yüksel, Ankara’nın hava kalitesinin doğal gaz kullanı- mının yaygınlaşmasıyla iyileştiğini belirterek, “Doğal gaz kullanımı alternatif yakıtlara göre ısınmada 2 kat, sıcak su ve ocakta ise 5 kat tasarruf sağlıyor.” dedi.

Yüksel, Kirli Hava ile Savaş Haf- tası kapsamında yaptığı açıklamada, Başkentgaz olarak Ankara’da doğal gaz kullanımını artırmayı hedefle-

diklerini ifade etti.

Doğal gaz kullanımının alternatif yakıtlara göre ısınmada 2 kat, sıcak su ve ocakta ise 5 kat tasarruf sağladığını vurgulayan Yüksel, şunları kaydetti:

“2020’de yaptığımız 650

kilometre uzunluğundaki yatırımla dağıtım ağımızı 13 bin 250

kilometreye çıkardık. Abone sayımız ise 2 milyon 50 bine ulaştı. Ancak yatırımlara rağmen şebekemizi götürdüğümüz bazı mahallelerde

doğal gaz yerine alternatif yakıtların kullanıldığını görüyoruz. Kullanım rahatlığı, can ve mal güvenliği, gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak için doğal gaz kullanımını tavsiye ediyoruz.”

Yüksel, Ankara’nın tüm ilçe- lerinde kesintisiz ve güvenli doğal gaz sağladıklarına dikkati çekerek,

“Başkentgaz olarak Ankara’ya daha temiz bir çevrede yaşama imkanı sunabilmek için büyük çaba gösteri- yoruz.” ifadesini kullandı.

Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metin Özkan da Dünya Sağlık Örgütü’nün, her yıl 9 milyon insanın ölümüne neden olan hava kirliliğini “görünmez katil” ola- rak tanımladığını anımsatarak, akciğer hastalıklarının temelinde hava kirliliğinin yattığını ifade etti. Hava kirliliğinin insan

sağlığını birçok yönden olumsuz etkiledi- ğine dikkati çeken Özkan, KOAH, astım, tekrarlayan bronşit gibi solunum yolu hastalıklarının yanında kanser, alzaymır, inme gibi rahatsızlıklarda da kirli havanın önemli rol oynadığını aktardı.

Özkan, ayrıca bronşlardaki temizleme mekanizmasını ortadan kaldıran hava

kirliliğinin, yeni tip koronavirüsün (Ko- vid-19) de akciğerlere inmesini kolaylaştı- rabileceğine işaret ederek, “Dizel araçların sınırlandırılması, enerji kaybının önlen- mesi, yenilenebilir temiz enerjinin kulla- nılması ve yatay kentleşmenin planlanması hava kirliliğine karşı alınması gereken tedbirler arasında.” diye konuştu.

“Hastalıkların temelinde hava kirliliği var”

(7)

28 Ocak 2021 Perşembe

7

Ankara

Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Şube

Müdürü Ufuk Akmaz:

“Hava kirliliğinin nedenlerini belirlemek ve çözüm sunmak amacıyla

‘Temiz Hava Eylem Planı’

hazırladık”

Ankara Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Şube Müdürü Ufuk Akmaz ise Ankara’da hava

kirliliğinin nedenlerini belirlemek ve çözüm sunmak amacıyla “Temiz Hava Eylem Planı” hazırladıklarını belirterek, “2024 sonuna kadar ısınma amaçlı kullanılan yakıt türleri içinde kömürün oranını düşürmek ve daha temiz olan doğal gazın kullanımını yaygınlaştırmak için tedbir ve teşviklere devam edilmesini planlıyoruz.” değerlendirmesinde

bulundu.

Akmaz, Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’nde belirtilen limit değerlerinin Ankara’da aşılıp aşılmadığını kontrol ederek gerekli önlemlerin alınması için çalışmalar yaptıklarını anlattı.

Veri analizi yapılıyor

Bu kapsamda, hava kalitesi izleme istasyonlarındaki anlık verileri topladıklarını dile getiren Akmaz,

“Bu veriler, merkezde belirli kalite kontrol sürecinden geçiriliyor ve Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı sitesinde anlık olarak yayınlanmasını sağlayan istasyonlar bazında hava kalitesi veri analizi yapılıyor.” diye konuştu. Evsel ısınmadan kaynaklı emisyon miktarının hesaplanması için kömür ve doğal gaz verilerini kullandıklarını bildiren Akmaz, kentsel dönüşümün olduğu yerlerde doğal gazın binalarda zorunlu tutulması gerektiğini söyledi.

2024 sonuna kadar kömürün kullanım oranı düşürülecek

2017 yılı için

hazırlanan raporda başkentin bütün bölgelerinde hava kirliliğinin kritik seviyeyi aştığını açıklanmıştı...

2017 2021

ÇUBUKLU AVCILAR

doğaya yem bıraktı

Çubuk’ta bir grup avcı, havaların soğuması ve yüksek kesimlere kar yağmasıyla yiyecek

bulmakta zorluk çeken yabani hayvanlar ve sokak hayvanları için yem bıraktı

Çubuk Avcılar ve Doğayı Koruma Derneğince orga- nize edilen, Çubuk Beledi- yesinin de destek verdiği etkinlik kapsamında yaban hayvanları için doğaya yak-

laşık 200’er kilogram mama, kuş yemi, buğday, ekmek, et ve saman bırakıldı.

Yemleme çalışması, Çubuk-2 Barajı çevresi ile Ovacık, Durhasan, Kışlacık ve mahallerinde gerçekleş- tirildi.

Etkinliğe katılan Çubuk Kaymakamı Adem Keleş, hava sıcaklığının zaman zaman sıfırın altında 20’ye kadar düştüğü ilçede yaban hayvanları ve sokak hay- vanlarının unutulmaması gerektiğini söyledi.

Çubuk Belediye Başkanı Baki Demirbaş da tüm canlıları önemsediklerini söyledi. Demirbaş, “Bölgede epey kar var. Bu nedenle canlıların aç kalmaması, enerjilerinden düşmemeleri için zaman zaman yemleme çalışmaları yapıyoruz. Bugün de avcılarımız bir program yaptı, biz de iştirak ettik.

(8)

28 Ocak 2021 Perşembe YIL: 1 / SAYI: 14 (İnternet gazeteciliğinde 10. yıl)

Fiyatı: 10 TL Yayının Adı: ANKHABER İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

DURSUN ERKILIÇ Yayın Türü: Yerel, Süreli, Haftalık Gazete

İdare Yeri: Gökkuşağı Mah.

1164. Cadde 16 / 3 Çankaya / ANKARA Hukuk Danışmanı:

Av. Emin ERKILIÇ HABER - REKLAM İRTİBAT:

GSM: 0532 799 73 82 dursunerkilic@gmail.com

bilgi@ankhaber.com Baskıya Hazırlık: ANKHABER Medya

Baskı Tarihi: 28 Ocak 2021 Perşembe ANKHABER, Anadolu Ajansı abonesidir

BASKI:

Bizim Dijital Matbaacılık Ostim, Uzay Çağı Cad, 1128. Sokak No: 6,

Yenimahalle / ANKARA Telefon: (0312) 341 00 02

Gazetemiz Basın Ahlak Yasası’na ve Basın Meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yazarların görüşleri kişiseldir ve kendilerini bağlar. İnternet Sitemiz bu görüşlerden sorumlu tutulamaz. (Bkz. Kullanım Şartları ve Gizlilik İlkeleri) Sitedeki

tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Sözleşmesi olmayan yazar, muhabir ve foto muhabirlerine ücret ödenmez.

Haber, köşe yazıları ve fotoğraflar izin alınarak ve kaynak gösterilerek yayımlanabilir.

DURSUN ERKILIÇ

Çevreci SAHNE Oyunları

Tiyatro l Bir Doğa Masalı l Hayvanat Bahçesi

DURSUN ERKILIÇ - ÇEVRECİ SAHNE OYUNLARI

TÜRKİYE DİYOR Kİ...

Hepiniz dersiniz ya; cennet gibi vatanım Doğru; ben hepinizin yüreğinde yatanım Şu çıplak tepe nedir, ağaçlarım nerede Şu kuru çeşme nedir; bak, su var mı derede Nehirlerim zehirli, göllerimse ölüyor Kurdum, kuşum kahırlı; insan neden gülüyor Bakın hanımlar, beyler; bu durum böyle gitmez Beton doluyor koylar; sanmayın deniz bitmez

HIRKALI Dilinden

- Şiir -

DURSUN ERKILIÇ - HIRKALI DİLİNDEN

DURSUN ERKILIÇ

SON SÖZ Hırkalı yok ettin şükür hırsını Takdirle bitirdin hayat kursunu Bir daha gelirsen yapma tersini İnsan olmak gibi hazine yokmuş

ISBN: 978-605-87026-5-3

HIRKALI dörtlükler

- Şiir -

DURSUN ERKILIÇ - HIRKALI DÖRTLÜKLER

DURSUN ERKILIÇ

SON SÖZ Hırkalı dörtlükle sönmez ateşin Kesti mi bu kelam, kalem tutuşun Kendine gelmezsen yakın bitişin Sürç-i lisan ettim ise affeyle

Çevreci GÖLGE Oyunları

Tiyatro

DURSUN ERKILIÇ - ÇEVRECİ GÖLGE OYUNLARI

DURSUN ERKILIÇ

l Orman Yangını l Hepimiz Suçluyuz BİR ZAMANLAR BİZİM KÖY

Her söğüdün binlerce dalı budağı vardı Üstündeki yuvalar güzel kuşların yurdu Serçe ile saksağan üstünden eksilmezdi Sığırcık sürü sürü sincap zıp zıp gezerdi Ağaçkakan rengarenk konardı söğütlere Hazırlardı yuvayı yuvasız serçelere Çalılarda bülbüller, kuşlar öter dururdu Sürü yola çıkarken önde kangal yürürdü

Kitabın Başkenti ANKHABER MEDYA Yayınları

Mamak Belediyesi ile Hizmet-İş ve Öz Gü- ven-Sen sendikaları arasındaki toplu iş sözleş- mesi görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı.

Sözleşme törenine, Mamak Belediye Baş- kanı Murat Köse, Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Vekili Hüseyin Öz, Hizmet-İş Sendi- kası Genel Başkan Yardımcısı Celal Yıldız, Öz Güven-Sen Sendikası Genel Başkanı Ömer

Yılmaz ve çok sayıda personel katıldı.

İki yıl geçerli olacak toplu iş sözleşmesi, Köse, Öz ve Yılmaz tarafından imzalandı.

Aylık ortalama en düşük ücret 3 bin 500 lira olarak belirlenen sözleşmeyle, ramazan ve kur- ban bayramı ikramiyelerinin yanı sıra evlen- me, doğum, ölüm, yol, öğrenim, yemek, çocuk yardımı gibi diğer ödemeler de arttırıldı.

Meta Kültür

Bir önceki “Ne, Oscar mı?” başlıklı ya- zıda, Cumhurbaşkanlığında gerçekleşen Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Medya Oscarları töreninde, Türkçe’nin kötü kullanılmasını konu etmiştim. Yazının yayınlandığı gün, Cumhurbaşkanı Erdo- ğan’dan “Diline sahip çıkmayan milletler devrilmeye mahkûmdur” çıkışı geldi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı 2019 - 2020 Özel Ödülleri Töreni’nde konuşan Erdoğan,

“Dile sahip çıkmak, dili zenginleştirmek”

vurgularıyla, dilin yaşayan bir varlık olduğu tanımını yineledi ve kötü Türkçe, yanlış dil kullanımını eleştirdi.

Erdoğan’ın uyardığı “forward etmek”,

“down olmak” gibi olumsuz örnekler konu- sunda sanırım hepimiz hemfikiriz. Ancak arı dilin önemi, bir tartışma konusu gibi duruyor.

Çünkü dilde sadeleştirmeye itiraz, arkaik ola- na öykünme içermemeli. Ve daha önemli bir konu olarak Farsça, Arapça kökenli kelimeler, kullanım sıklığından dolayı bize tanıdık gele- bilir ama Hegel, “Tanımak bilmek değildir”

diye uyarır. Batı dillerinden kelimeleri kul- lanmanın yarattığı “konuşulanı anlamamak”

gerçeği, ilkin tanıdık gelen Arapça ve Farsça kökenli kelimelerde de geçerlidir. Dilimizde Fransızca ve Arapça kökenli kelimeler sayıca yarışır ve öz Türkçe’nin önemi, birine değil her ikisine karşı geçerlidir.

Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında,

Konfüçyus’un “Düşüncelerin iyi anlatılma- ması durumunun, ahlaki ve kültürel bozul- ma yaratacağı” değerlendirmesini paylaştı ve Peyami Safa’dan “Dilini kaybeden bir millet her şeyini kaybetmiş demektir” alın- tısıyla devam etti. Erdoğan, “Caddelerde dolaştığınız zaman, dükkânları, marketleri, bunları gördüğümüz zaman bakıyorsunuz ki ya bizim dil nerede? Buralarda bizim dil yok, bambaşka şeyler var” dedi.

Bu söylediklerine katılıyoruz ama 13 Ocak günü ödüllerini bizzat takdim ettiği Medya Oscarları adlandırmasını ve oradaki dil tercihini, tam da belirttiği nedenlerden dolayı eleştiriyoruz. Yoksa benzer eleştiriyi kendisi de yapmış ve konunun önemine dikkat çekmek için Kültür ve Turizm Bakan- lığı’nın törenini mi vesile etmiştir?

*Bu örneklerde dil özelinde kültür, “belli yer ve zamanlarda sahip çıkılacak konu” olarak görüldüğü ölçüde, meta kültür olarak kalır.

“Doğru kullanmalıyız” uyarısı değerlidir, doğru örnekler verildiğinde.

*Aynı törende Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Kültür ve sanatın bazen kısacık bir etkileşim anında bıraktığı izi, başka yollarla yıllarca uğraşsanız oluştu- ramazsınız…” diye seslendi.

Kültür ve sanat, “kısacık bir etkileşimde iz bırakacak niteliğe” nasıl ulaşır acaba? Ha- zırda olmadığını biliyoruz.

*Bakan Mehmet Nuri Ersoy sözlerine

“Böylesi önemli ve değerli bir sonucun elde edilmesinde emeği olan insanlarımızı, işte bu bilinç ve farkındalıkla onore etmeyi, ken- dilerine şükranlarımızı sunmayı bir görev addediyoruz” diyerek devam etti.

Dil önemliydi değil mi, doğru düşünme- nin karşılığı olarak.

Birisine “Onu onore ettiğini” söylemek,

“Biz seni onurlandırıyoruz” demektir ve şükran duygusuyla çelişir. Ve alan “Onur duydum” diyebilir belki ama kültürümüz- de veren, “Seni onurlandırıyorum” demez.

Çünkü derse, biraz “Sende yok, ben şimdi sana veriyorum” demek gibi olur.

Dili dikkatli kullanmamak, ağır ağır Er- doğan’ın referans verdiği çöküşe neden olur.

“Onur duymak” vardır ama bizim kültürü- müzde “Onur bahşetmek” yoktur.

*Cemal Süreyya’nın şu dizelerini de, zaten hiç sevmemişimdir.

“Daha nen olayım isterdin, Onursuzunum senin!”

kuvaysanli@gmail.com

Kuvay

SANLI

(9)

Türkiye genelinde ilk, orta ve liselerde eğitim gören 18 milyon öğrencinin 3 hafta sürecek yarıyıl tatili, kayak mer- kezlerini önemli ölçüde hareketlendirdi.

Kayak ve kış turizminin önemli mer- kezlerinden Uludağ’da oteller ve orman köşkleri, yarıyıl tatili için yoğun ilgi görü- yor. Esnaf ve işletmeciler ise mutlu...

Erciyes’in zirvesine

öğrenciler akın etti Tatilde kartopuyla stres atıyorlar

KEYİFLİ YARIYIL TATİLİ ULUDAĞ’DA YOĞUNLUK

GAZETESİ ÖZEL SAYFASI 28 OCAK PERŞEMBE 2021

H aberin B aşkenti

ANKARA, TÜRKİYE DEYİP GEÇMEYİN

VİRÜS hareketi TURİST bereketi

Virüs öncesi ve virüs sonrası turizm konusu Türkiye’nin gündeminde. Abartmayalım ama konu doğalgaz

bulunması kadar önemli!

AŞI İLE BİRLİKTE

Sektör 2020’ye büyük umutlarla hazırlanıyordu ki koronavirüs, her sektör gibi turizmi de perişan etti. Hatta en büyük darbeyi turizme vurdu… Aşının bulunması ve tatbikine başlanması yeni ve büyük bir umut doğurdu. İlgili birimler harekete geçti.

DEĞERLENDİRME

Ankara bu hareketliliği yaşan şehirlerden biri. İl Kültür ve Tu- rizm Müdürlüğü, Ankara Turizm İşletmecileri Derneği hazırlı- ğa başlarken, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş’ten önemli değerlendirmeler geldi.

>> Dursun Erkılıç yazdı internet sitemizde

www.ankhaber.com

(10)

Ateş savaşçıları!

‘Akciğer’ dendiğinde ilk akla gelen insanın ak-

ciğeri değil ormandır!

‘Oksijen’ dendiğinde de gözle görülemeyen

hava değil içine dalınan orman gelir akla…

İster ‘doğa’ de- yin, ister ‘kâğıt’ deyin ya da ‘cennet; hemen bir orman güzelliği belirir zihinlerde.

Bu güzellik, zaman zaman gazete sayfala- rına, televizyon ekranlarına yansıyan orman yangınları ile kararır. Bu felaketi önleyeceklerin başında ‘ateş savaşçıları’ geliyor! Anlatacağım.

Türkiye gerçekleri

Türkiye’nin üçte biri ormanlık alandır.

Her yıl ortalama 8-10 bin hektar orman yok olurken, Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2019’da Ağustos ayına kadar 1.377 adet orman yangını meydana geldi ve 3 bin 191 hektar alan zarar gördü. Resmi verilere göre Türkiye'de her yıl ortalama 8-10 bin hektar orman yanıyor.

Konuya ilişkin çarpıcı açıklamalar ve değer- lendirmeler yapanların başında Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan geliyor.

Orman varlıklarının değerlendirilmesi ve orman yangınları ile mücadelede mühendislere ve yeni işçilere ihtiyaç olduğunu her

fırsatta anlatan Aslan, orman yangınlarının yoğunlaştığı sırada yaptığı açıklamada orman yangınlarına dikkat çekerek şu hususları dile getirdi:

-Türkiye’nin orman yangınına en dirençli bölgesi olan Doğu Karadeniz’de kış ortasında meydana gelen orman yangınları, bu yangın- larla yılın 12 ayında mücadele için, eğitimli ve uzman ateş savaşçılarına ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösterdi.

-Artık orman yangınları yaz veya kış din- lemiyor. Her mevsimde ve her bölgede yangın riski bulunuyor.

-Ateş savaşçılığı, uzmanlık ve deneyim ge- rektiren bir iştir.

-Orman Genel Müdürlüğü’nün yangınla mücadele eden işçi sayısı sürekli azalıyor.

-Norm kadro olmadığı için personel takviye edilemiyor.

-Şu anda Orman Teşkilatımızın en az 15 bin yeni işçiye ihtiyacı var.

-Bütün işçilerimizin, ormanlarımızın ko- runması ve geliştirilmesi için, yılın 12 ayında çalıştırılması acil ve ertelenemez bir zarurettir.

Sonuç olarak…

Ormanların yok olması bir felaketin hatta kıyametin alameti! Bu olumsuzluklara son verecek ya da zararı en aza indirecek olanların başında orman emekçileri geliyor. Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan’ın onları

“ateş savaşçısı’ olarak nitelendirmesi önemli ve anlamlı. Sesine ve taleplerine kulak verilmeli.

DURSUN ERKILIÇ

SETTAR ASLAN, UYARIYOR:

‘ORMAN YANGINI ARTAR’

Hak-İş’e bağlı Öz Orman- İş Sendikası’nın Genel Başkanı Settar Aslan, orman yangınlarıyla ilgili tehdit ve tehlikelere dikkat çekerken,

yağışların azlığını hatırlattı ve yangın riskinin arttığını belirtti

Settar Aslan özellikle kış aylarındaki olası bir yangında en etkili mücadele yolunu da gösterdi: 8 bin 600 civarındaki mevsimlik orman işçisinin kadroya alınarak 12 ay istihdamı sağlanmalı

. ANKHABER

Ö

z Orman İş Genel Başkanı Settar Aslan’ın yıllardır dile getirdiği bir husus var. Der ki: 9 ay 29 gün çalıştırılan işçilerin 12 ay çalıştırılması gerekir. Neden? Bunu da açıklar:

“Çünkü 12 ay iş var. 12 ay yangın çıkabilir…”

Hiç olmadığı kadar büyük bir yağış- sızlık, kuraklık hatta kıtlık tehlikesi ile karşı karşı olan Türkiye, susuzluk ve açlık tehlikesinin yanı sıra bir de ormanlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yağışlar ormanların gelişip büyümesini sağladığı gibi yangın riskini de azaltan bir etken olmasına rağmen ülkemizin çok büyük bir bölümü yağmura, kara hasret kaldı.

Uzmanlar sürekli suyu tasarruflu kullanmaktan ve kuraklık tehlikesinden

söz ederken, Hak-İş’e bağlı Öz Orman-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Settar As- lan, orman yangınlarıyla ilgili tehdit ve tehlikelere dikkat çekti. Genel Başkanının tespiti net: Yangınlar ya cehaletten ya da cinayetten…

Bu cehalet ve cinayetin sonundaki kayıpları en aza indirmenin en etkili yollarından biri de kadro bekleyen 8 bin 600 civarındaki mevsimlik orman işçisinin kadroya alınarak 12 ay istihdamını sağla- mak. Yani: Mevsimlik işçi uygulamasına son vermek…

Orman Genel Müdürlüğünde 5 ay 29 gün süreyle geçici işçi pozisyonunda çalı- şan yangın söndürme işçileri süre uzatımı beklerken ve Settar Aslan bu konuyu hep gündemde tutarken, sorun Meclis günde- mine de getirildi ama bir sonuç alınamadı.

(11)

Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Aslan, “12 ay boyunca işin olduğunu hatırlat- tığımız gibi 12 ay yangın da çıkabilir” diyerek şunları söyledi:

“Geçmişte acı tecrübelerini yaşadığımız bu durumla ilgili olarak ciddi önlemlerin alın- ması istiyor ve tüm paydaşları uyarıyorum.

Havaların soğumasıyla birlikte artık orman- larımız yanmaz mantığında olanları yanıltan yangınları gördük. Geçmişte, bir gün içinde Giresun Bulancak- Mersin Gülnar- Bursa Mustafa Kemalpaşa- İzmir Kemalpaşa- Ça- nakkale Bayramiç- Balıkesir Alaçam-Trabzon Sürmene- Zonguldak Safranbolu Muğla Yılan- lı bölgelerinde yangınlar çıkmıştı. Bu üzücü olaylar havaların soğuması ile birlikte orman yangınlarının bittiğini düşünerek hareket et- menin ne kadar yanlış olduğunu göstermişti.”

Orman yangınlarının sadece belli aylarda mücadele gerektiren bir durum olmadığını, aksine, yılın her bir ayında yangın çıkabi- leceğini hatırlatan Settar Aslan, “Kurumuş alanların tutuşması önü alınamaz sonuçlar doğurabilir.” diye de uyardı.

İstenen oranda bir yağış olmadığını

vurgulayan Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı şu hususlara dikkat çekti: “İklim değişikliği ile birlikte yangın sezonu 12 aya çıkmıştır. Özellikle Karadeniz Bölgesi için yangın riski artmaktadır. Hava sıcaklığının 15 derecenin üstüne çıktığı bölgelerde, nem- de 20 derecelerin altına düşüyor. Orman tabanlarındaki ölü örtü ve üst katmandaki kısımlar lodosun etkisiyle iyice kuruyor ve bir ateşle birlikte önü alınamaz büyük yan- gınlar çıkabiliyor.”

Mücadele yolu

Bu tehlikenin önüne geçmek ya da Allah korusun bu tür yangınlarla etkili mücadele için ne yapmak gerekir. Settar Aslan bunun yolunu biliyor ve yıllardır söylüyor:

“Yangın sezonunu 12 ay olarak düzenle- mek ve 9 ay 29 gün görev yapan işçilerimizin 12 ay boyunca görev yapmasını sağlamak ge- rekmektedir. 9 ay 29 gün, gece gündüz deme- den emek veren işçilerimizin kış mevsiminde yaşamış olduğu mağduriyet de giderilmiş olur. Ormancılık alanında 12 ay işin olduğu gerçeğinin yanında, 12 ay içerisinde her an

yangın çıkabilir gerçeğini tecrübelerimiz bize kanıtlamıştır.”

2020’nin Ocak ayı

Dünyada konuşulan ancak henüz Türki- ye’ye giriş yapmadığı için sadece haberler- den takip ettiğimiz koronavirüs belasından uzakken, 2020 yılının Ocak ayında yüreğimizi orman yangınları yakıyordu. Öz Orman-İş’in Genel Başkanı Settar Aslan, kar / boran gö- rülmesi gereken zemheri ortasında yaşanan orman yangınlarıyla ilgili açıklamasında da bu durumun tedbir almak için uyarıcı olmasını istemişti. 2019 yılının son ayında Doğu Ka- radeniz Bölgesinde birkaç gün içinde 150’den fazla orman yangını çıkmış, 2020’nin 23 Ocak günü de Adana’da birden fazla orman yangını meydana gelmişti.

Bunları hatırlatan Settar Aslan’a göre, “Bu yangınlar herkesi düşündürmelidir…”

Orman yangınlarıyla yılın 12 ayında müca- dele etmek gerektiğini anlatan Öz Orman-İş Genel Başkanı Aslan, bunun içinde eğitimli ve uzman ateş savaşçılarına ihtiyaç olduğunu belirterek çok net mesajlar verdi:

“Zemheri ortasında yaşanan orman yan- gınları, küresel iklim değişikliğinin getirdiği büyük tehlikeye işaret etmektedir. Yangınlar, ormanlarımızla birlikte tarım arazilerimizi ve köylerimizi de tehdit etmektedir. Bu yangınlar, doğayı korumada yeni ve daha etkin tedbirle- re ihtiyacımız olduğunu göstermektedir.

Orman yangınlarıyla mücadele, uzmanlık ve deneyim gerektiren bir savaştır. Bu savaşı yürüten işçilerimizin sayısı yetersiz olduğu gibi, geçici statüdeki işçilerimizin iş akitleri- nin askıda olması, yangınlarla mücadelede zaaf doğurmaktadır. Geçici işçilerimiz şu anda çalıştırılmadığı için, yangınlara müdahale için yeterli sayıda ekip kurulamıyor; kurulan ekiplerde de yeterli sayıda yangın işçisi bulun- muyor. Hal böyle olunca yangına müdahalede etkinlik azaltıyor, hasar büyüyor.

Orman Genel Müdürlüğü’nün yangınla

mücadele eden işçi sayısı sürekli azalıyor.

Norm kadro olmadığı için personel takviye edilemiyor. Şu anda Orman Teşkilatımızın en az 15 bin yeni işçiye ihtiyacı var. Bütün işçilerimizin, ormanlarımızın korunması ve geliştirilmesi için, yılın 12 ayında çalıştırılması acil ve ertelenemez bir gerekliliktir.”

Yapılacak şey basit

Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Set- tar Aslan, problemleri ortaya koyduktan sonra çözümü de gösteriyor:

“Ormanlarımız milli sermayemizdir, gözlerimizin önünde yok olmalarına izin vermemeliyiz. Acil bir şekilde 8 bin 600 kişi kadroya geçirilmeli ve ihtiyaç duyulan sayıda işçinin de alımı yapılmalıdır. En iyi teknolo- jiyi kullanabiliriz ama işçi yetersiz olursa bir adım yol alamayız. Yangın yerine 12 dakikada müdahale ediyoruz. Peki nasıl? Bir yangın aracında şoför ve 2 işçi müdahaleye gidiyor.

6 kişi olması gereken işçi, yarı yarıya eksik müdahale yapıyor. Yer kuvvetlerinin eksik olduğu orman yangını müdahalesinde saati

50 bin liradan başlayıp 150 bin liraya kadar yükselen helikopterler çaresiz kalıyor. Yer unsuru eksikse helikopterin yağdıracağı su yeterince etki edemiyor. Acil bir şekilde 8.600 işçi kadroya geçirilmeli ve 5.000 işçinin de alımı yapılmalıdır.”

İşçi maliyeti düşük

Settar Aslan, söylediklerinin maliyetini de kaba hesaplıyor ve diyor ki:

“Orman Genel Müdürlüğü, döner serma- yeli bir kuruluştur. İşçilerin masraflarını karşı- layabilecek güçtedir. Hazine ve Maliye’ye yük olmayacak bir yapısı vardır. Yangın önlemeye harcanan işçi giderleri ile yangın söndürmede yanan yerlerin rehabilitasyonu, ağaçlandırıl- masının maliyeti karşılaştırıldığında, yangın- ları önlemeye yönelik alınan işçi maliyeti çok düşük kalacaktır.” . ANKHABER

12 ay yangın riski

Maliyeti en düşük mücadele yolu: İşçi

Öz Orman-İş Genel Başkanı Aslan, orman

yangınlarıyla ilgili mücadelede mevsimlik işçilerin kadroya alınmasına ve eğitimine dikkati çekti

Öz Orman İş Genel Başkanı Settar Aslan

28 Ocak 2021 Perşembe

11

(12)

H ABER H eybesi

GAZETESİ ÖZEL SAYFASI 28 OCAK PERŞEMBE 2021

TÜRKLER ISLIKLADI

“Türk kökenli Alman futbolcu” denen Özil, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde oynanan Almanya-

Türkiye maçı sırasında bazı Türk taraftarlar kendisini protesto edince, “Islıklar beni endişelendirmiyor, onları anlıyorum” demişti.

BİR FOTOĞRAF OLAYI

Mesut Özil’in başta Alman Futbol Federasyonu ve siyasetçileri olmak üzere tüm Batıyı hoplatan davranışı, Everton’lı Cenk Tosun ve İlkay Gündoğan ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ederek

‘hatıra’ fotoğraf çektirmesi oldu.

IRKÇI SALDIRILAR…

Ne oldu? Mesut anlatıyor: “Fotoğraftan sonra korunmasız hissettim. Her gün ırkçı saldırılara maruz kalıyordum. Fakat milli takımdan hiçbir görevli çıkıp, ‘Yeter artık!

Bu bizim oyuncumuz, ona bu şekilde hakaret edemezsiniz’ demedi.

18 Ekim 2010 Pazartesi günü

medyada yer alan, “Kendimi Alman hissediyorum” açıklamasının

üzerinden geçen 10 yıl, futbol dünyasının yıldızlarından Mesut Özil’in futbolunda da kişiliğinde de önemli değişikliklere yol açtı

>> Soner Aykaç yazdı internet sitemizde

www.ankhaber.com

Fener’e geldi özünü buldu

MESUT ÖZİL

‘ALMAN’ idi

‘ TÜRK’ oldu

Sonunda, herkes ve

her şey

özüne döner

(13)

28 Ocak 2021 Perşembe

13

‘İKRAM’ GİBİ ŞARKI

Nihavend şarkı, “Kimseye Etmem Şikayet Ağlarım Ben Halime”, Türk Sanat Müziği tutkunlarının aşina olduğu bir eserdir. Ve fakat bu eser bir şarkı olmanın ötesinde önem ve anlam içerir. TRT-2’de dinliyorsanız ikram gibidir!

ÖYKÜSÜ DE ÖNEMLİ

Çünkü Şarkının güftesini yazan ilk kadın şairlerimizden İhsan Raif Hanımdır ve hüzünlü, ölümcül bir öyküsü vardır. Tamam, müzik ruhun gıdasıdır ve yaşamınızdan eksik olmasın ama o müziği dinlerken, bir öyküsü varsa onu da bilin.

“Kimseye Etmem Şikayet

Ağlarım Ben Halime” diyorsanız, o, “Paris’te Bir Nihavend Şarkı”

olur birinin kaleminde…

Müziğin

‘sanatı’

hayatın sonatı!

Mozart, müziği sanatların mozaiği olarak nitelemiştir.

Ötesi de var ve o ‘öte’ Türk Sanat Müziğinde yaşar! Zorlarsanız Mona Lisa bile geçer ‘öte’ye ama gerek yok! Bizimkiler yeter!

>> Ahmet Tek yazdı internet sitemizde

www.ankhaber.com

Kadınlardan ev ekonomisine katkı

Altındağ Belediye Başkanı Doç.

Dr. Asım Balcı’nın talimatlarıyla, Karakum Kadın Eğitim ve Kültür Merkezi’nde kurulan atölyede faaliyet gösteren kadınlar, tezhip sanatının güzel örneklerini sergiliyor. Atölyede çalışan kadınlar, ortaya çıkardıkları sanat eserlerini Altın Eller Kadın Kooperatifi aracılığıyla satarak, ev ekonomilerine katkı sağlıyor.

Tezhip atölyesinde 14 Altındağlı

kadının çalıştığını söyleyen Başkan Asım Balcı, “Bu atölyede yapılan iş, verilen emek bizim için çok değerli… Tezhip, en eski Türk süsleme sanatlarından biri…

Bu sanat; sevgi, sabır, zevk ve zarafetle icra edilen bir sanat dalı…

Altındağlı kadınlarımız bu sanatı da başarıyla uyguluyor. 18-55 yaş aralığında kadınlar, sabah 10.00’dan akşam 16:00’ya kadar bu atölyede emek veriyor” dedi. . ANKHABER

(14)

Bir vefa borcu yazısı

Bizleri eğiten ve anne, babalarımız- dan sonra hayata hazırlayan elleri öpülesi

öğretmenlerime vefa borcumu ödemek adına bir yazı kaleme alayım dedim.

Sosyal medya hesabımdan heye- canla paylaştığım yazıyı, küçük dokunuşlarla bir köşe yazısı haline getirdim.

Hiçbiri unutulmaz

Hayatı tanımamda, ayaklarımın üzerinde durabilmemde, sevgiyi, saygıyı, dürüstlüğü, merhameti, sabrı, şükretmeyi öğreten öğretmenlerimi hiç bir zaman unutmadım, unutmam da mümkün değil.

Bana yazdığınız mesajlarda benimle gurur duyduğunuzu belirtiyorsunuz. Asıl ben sizlerle gurur duyuyorum.

Bizler taşrada büyümüş, eğitimini sizler gibi kıymetli öğretmenlerimizden almış öğrencileriz. Şanslı nesiliz. Çünkü hamu- rumuz sizin güzel ellerinizde şekil aldı.

Rahmet diliyorum

Okuma yazmayı öğreten ilkokul öğret- menim Rasih Torun; kitap okumayı sev- diren Felsefe öğretmenim Nermin Börü;

edebiyatı sevdiren Abdurrahman Coşkun;

roman yazdırarak ufkumuzu açan, hayal gücümüzü harekete geçiren Ali Balta; ma- tematiği sevdiren Latif Biterge, Astroloji dersimize giren Ahmet Yurtsever; Hasan Tekinay, Bünyamin Ayan, Fransızca ho- cam Aliye Gündüz ve bana resim yapmayı sevdiren dünyaca ünlü ressamımız Sabri Akça; genç yaşta aramızdan ayrılan güzel gözlü Gülten Ocak ile isimlerini hatırlaya- madığım tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyor, yaşayanlara selamet, aramızdan ayrılanlara rahmet diliyorum.

Özel insanlardı

Hepiniz de bizleri hayata hazırlayan değeri ölçülemeyecek kadar özel insan- lardınız. Yetmişli yılların yoksul, mahcup, onurlu, yurtsever çocuklarına o kadar güzel eğitim verdiniz ki o dönem gördü- ğümüz felsefe, mantık, sosyoloji, astroloji, matematik, fizik, biyoloji, kimya, edebiyat derslerini beynimize adeta nakşettiniz.

Öyle şanslıyız ki bugün üniversite oku- muş çoğu kişiden daha güzel ve kaliteli eğitim almışlığın bilgeliğini yaşıyoruz.

Sizlere minnettarız, sizlerle gurur duyu- yoruz. Tüm öğretmenlere, öğretmenleri- me saygılarımla…

Selma BORA

Keçiören Belediyesi Deniz Dünyası’n- da bulunan sinema salonunu öğrencilerin sömestirde keyifli vakit geçirmesi için hazırlandı. Yarıyıl tatili boyunca 5-8 ve 9-12 yaş grubu öğrenciler için düzenlenecek olan Deniz Dünyası Sinema Etkinliği 6 farklı filme ev sahipliği yapacak.

Keçiören Belediye Başkanı Turgut Al- tınok, “Pandemi sürecinde eğitimlerini uzak- tan sürdüren öğrencilerimize yarıyıl hediyesi olarak Deniz Dünyamızda sinema keyfi sunacağız. Sosyal mesafe ve hijyen koşulla- rını sağlayarak salonumuzda 6 farklı sinema gösterimi yapacağız” dedi.

Öğrenciler için

3 boyutlu sinema

(15)

28 Ocak 2021 Perşembe

15

Projeler, münasebetler

-8-Ankara Yozgatlı Dernekler Federasyonu her geçen gün daha da güçleniyor.

Bu özellik bizleri daha geniş çaplı ve sonuç odaklı faaliyetler

yapmaya teşvik ediyor.

Bu çerçevede, Federasyonumuzda bir AR-GE birimi kurduk. Bu birim gelen tüm projeleri değerlendirerek Yönetim Kurulu toplantılarımıza su- nuyor ve değerlendirilmesini sağlıyor.

Takdir edersiniz ki, büyük projele- rin hazırlığı da yapımı da bir anda olmuyor. Özellikle de AB projeleri.

Bu konuda AR-GE birimimizin 20’ye yakın çalışması var.

Rutin hâle gelen Kadın Kolları ve Gençlik Kollarımızın etkinliklerinin yanında yine kültürümüzü yaşatmak adına bünyemizde Folklor Ekibi ve Yozgatlı Dernekler Federasyonu Gençlik Korosu kurulmuştur.

Dernekler arası Futbol turnuvala- rımız yapılmakta ve heyecanlı, birleş- tirici bir ortam oluşturulmaktadır.

Bir başka önemli özelliğimiz de başka şehirlerin federasyonları ile olan münasebetlerimizdir. Şunu övünerek söylemeliyiz ki, bu alanda Türkiye’de ilk federasyonlaşan ve kurumsallaşan dernek Yozgatlı Der- nekler Federasyonu olmuştur. Biz bu yolda birçok ilimizin önünü açtık ve bizi takiben şu anda Ankara’da 33 ilin dernekleri federasyonlaştı.

Bu federasyonlarla birlikte Ankara Başkent Meclisini kurduk ve buranın yönetiminde görev aldık.

Biz, bu yapılanmaları, hemşehri duygularının pekiştiği bu örgütlen- meleri önemsiyoruz. İstiyoruz ki, bütün illerimizin bu tür yapılanma- ları olsun, daha büyük yapılanmaları beraberinde getirsin.

Bu derneklerin birçoğuna ziyaret- lerimiz, onların bize ziyaretleri oluyor.

Aynı coğrafyada yaşıyor olmamızın getirdiği birlikteliğin kuvvetlenmesi, fikir alış-verişleriyle yeni projelerin doğması gelecek kuşaklara daha refah bir ortamın sağlanacağı duygu ve düşüncelerin gelişip güçlenmesi adına bu münasebetler çok önemli.

(Devam edecek)

ahmetkoc56@gmail.com

Ahmet KOÇ

. ANKHABER

H

ayat Koleji tarafın- dan düzenlenen “Bir Destandır Çanakkale”

adlı Resim ve Şiir Yarışmasın- da dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Yarışmaya katılan Altındağ Ertuğrul Gazi Ortaokulu’n- dan Burak Çiçek ve Nursima Dalkılıç da dereceye girdi.

Yazarımızın öğrencileri

Resim dalında 5. olan Bu- rak Çimek ile 6. olan Nursima Dalkılıç’ın ortak özelliği, bir proje kapsamında gazetemiz yazarlarından ünlü ressam Selma Bora’nın öğrenciliğini yapmış olmaları.

Selma Bora’nın sözleri

Konuyu danıştığımız Sel- ma Bora şunları söyledi:

“Okullar Hayat Bulsun projesi uygulanırken bana da Altındağ Ertuğrul Gazi Orta- okulu’nda katkı sunma imkanı verildi. O zaman okulun müdürlüğünü yapan Hüseyin Pınarcı öğretmenimizin de büyük desteği ile öğrencilere resim kursu verdim.

Kurs bittikten sonra, öğ- rencilerimizden Burak Çiçek ile Nursima Dalkılıç, Ankara

genelinde düzenlenen ‘Bir Destandır Çanakkale’ konulu Resim ve Şiir Yarışmasına katılmış. Burak beşincilik, Nursima da altıncılık ödülünü kazanmış. Kendilerini kutlu- yorum. Onlar kadar ben de sevindim. Bu olay şunu göste- riyor. Çocuklarımız uygun bir eğitim ve ortam bulunca çok büyük başarılara koşabilecek kabiliyete sahip. Kurs süresin- ce şunu da gördüm ki kültür / sanat yoğunluklu ortamda

çocukların tavırları düzgünle- şiyor, konuşmaları daha edepli bir içerik ve üslup kazanıyor.”

Emeği geçenleri tebrik

ANKHEBER olarak biz de bu güzel organizasyonu düzenleyen, katılım sağlayan, ödül alan / almayan fakat ortak özellikleri şanlı tarihi- mize sahip çıkmak, o şuuru içtenlikle kağıda dökmek olan tüm öğrencilerimizi yürekten kutluyoruz.

Çanakkale Destanı’nın

ödüllü resim ve şiir hali

(16)

YILDIZLARIN FISILTISI

H

aftanın en önemli gök olayı 28 Ocak 2021’de gerçekleşecek olan ve etkisini yaklaşık olarak 15 gün boyunca hisse- deceğimiz Aslan burcundaki Dolunay…

Duygu-düşünce çatışması mı?

Astroloji’de Dolunay dönemleri, Yeni Ay dönemlerinde attığımız tohumların hasat zamanı olarak değerlendirilir. Ay’ın ışığının komple görünür olduğu bu zaman dilimleri genellikle stres yüklü ve enerji akışının zorlu olduğu zamanlardır. Bu sıkıştırıcı etkilerin nedeni Ay ve Güneş’in birbirlerine göre karşıt açıda olmalarından kaynaklanır. Astroloji’de Ay duygularımızı; Güneş ise düşüncelerimizi temsil eder. Dolayısıyla, Dolunay devreleri duygu ve düşüncelerin birbiriyle çatışmada olduğu süreçlerdir. Aslan enerjilerinde gerçek- leşen bu Dolunay’a Jüpiter de eşlik ediyor ola- cak. Büyük iyicil Jüpiter’in büyüteç mantığıyla hareket eden bir gezegen olduğunu düşünür- sek; bu Dolunay bize abartılı olaylara maruz kalabileceğimizi işaret etmekte... Coşkun bir nehir gibi duygu ve düşünceler sele dönüşebi-

lir; bu bağlamda da kibirli tutumlarda artışlar meydana gelebilir.

Hasat dönemi

Aslan burcu, hayattan keyif aldığımız aşk, sanat, spor, hobi ve eğlence gibi temalarla çok bağlantılıdır. Bu açıdan bakarsak bireysel hayatlarımızda adı geçen temalarla alakalı

gündemlerin artabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Hatta bu alanlarla alakalı önem- li bir hasat döneminde olabileceğimiz de ayrı bir gerçek…

Kadersel aşklar kapıda mı?

Dolunay an haritasını incelediğimizde Venüs ve Plüton’un kavuşum halinde olması oldukça çarpıcı…

Yani, aşkın, sanatın ve paranın gezegeni Venüs, Yunan Mitolojisinde yer altı Tanrısı Hades ile özdeşleştirilen Plüton ile adeta kol kola girmiş durumda…

Peki bunun anlamı ne olabilir?

Kadersel ve güçlü aşklar kapımızda olabilir.

Derinliği olan ya da ruh eşi formatında ilişki- lere daha fazla çekilebileceğimiz bir frekansta olabiliriz.

Bu kavuşumun Oğlak burcunda olması

‘’Sevgi neydi? Sevgi emekti.’’ repliğini de (Selvi Bolum Al Yazmalım) vurgulayacak gibi…

Başka bir açıdan aşk ve ilişkilerde manipü- latif etkilere de çok açığız. Dikkat!

Mutlu günler diliyorum.

Buket Nizamoğlu

buniastroloji@gmail.com

Aslan Burcu’nda dolunay…

Egosal tutumlar artıyor mu?

Pursaklar Belediyesi Nezaket Kreş Okulu’nda yüz yüze eğitim gören öğrenciler, karne heyecanı yaşadı

İlk karne heyecanı

Koronavirüs salgın nedeniyle sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekil- de yapılan karne töreninde Nezaket Kreş okulu öğren- cileri, ilk karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Beledi- ye Başkanı Ertuğrul Çetin, 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı Yarıyıl Dönemi sonunda

minik öğrencilere karneleri- ni dağıtıp sevinçlerine ortak oldu. Çetin, “Minik yavrula- rımızın hepsini gözlerinden öpüyorum. Hayatın en kısa sürede normale dönmesiyle beraber kalabalık sınıflarda bu güzel heyecanı ve mutlu- luğu hep birlikte yaşamayı temenni ediyorum” dedi.

(17)

Sevgili Haluk Ho- cam bize Ferfeneyi anlatır mısınız?

n Kelime anlamı aydınlanma, aydın- latma olan Ferfene, çok eski bir Ankara geleneğidir. Ankara’da fakir ile zenginin, zade ile avamın, makam sahibi ile sade vatandaşın aynı sofrada eşit miktarda

her türlü masrafa eşit katıldığı bir yemektir. Sohbet, saz, söz, oyun- ların oynandığı birlikteliktir.

Bu birliktelik nasıl sağlanıyor?

n Ferfeneye katılım edep sahibi kişilerin, akil adamların birlikteliğidir. Arifane sözlerin söylendiği, gelenlerin her konuda aydınlatıldığı, örfünü, adetini, geçmişini öğrendiği, yâd ettiği,

devletin ve milletin bekası için düşün- celerin söylendiği ortamdır. Ferfeneye çağrı, ferfenenin adap ve edebini bilen umumiyetle Seymen büyükleri tarafından yapılır ve Ankara’nın büyük konaklarında uygulanır. Ferfene içkisiz, işretsiz bir toplantıdır. Genellikle Ankara'da yatsı namazından son- ra, bayramlarda ise ikinci günü yapılır. Haftada bir gece yapılan ve farklı kişileri davet edildiği, mutlaka katılımcıların tanıtılma- sı, bir sıkıntısının olup olmadığı sorulması, elden gelecek yardım ve desteğin kararlaştırılması dü- şünülen birlikteliktir.

Ferfenede önce yemek yenir.

Yemek günün şartlarına göre en ekonomik tarzda, herkesin damak tadına uygun olarak hazırlanır.

Büyük bir sini üzerine konarak, bağdaş kurularak oturulur. En yaşlı kişinin besmele çekmesin- den sonra, '”Buyur ağalar'” sözü üzerine yemek başlar. Yemek sonrası dua okunur. Bu dua şükür duasıdır, geçmişlere Fatiha ile biten bu duayı ilim sahibi ve yine en yaşlı kişiler okutur.

“'Saz başlayınca, söz susar”

sözü benim hep dikkatimi çek- miştir. Anlatır mısınız?

n Ferfenelerde sohbet sonrası saz başlar. Önce divan ayağından, garip ayağından ezgiler çalınıp okunur. Sonra sözlü türkülere geçilir. Ankaralı Seymenlerin duayeni Geç Osman Efe (Osman Gençtürk) ‘Saz başlayınca, söz susar’ diyerek altın bir öğüt bırak-

mıştır. Asla konuşulmaz. Saza ara verildiği zaman çay, ayran veya şerbet içilir. Ferfene icapsız, izin- siz terk edilemez Bu bir edeptir.

Haluk hocam son olarak neler söylersiniz?

n Yozlaşan Ankara Müziğinin, icra edenlere karşı otantik sözleri ve oyunları ile gelecek kuşakla- ra aktarılması ferfene sayesinde olur. Ankara Kulübü’nün çok eski seymen büyüklerinin, Ankara'nın aksakallılarının, Hacettepe'de yaşayan değerli Ankaralı bilge kişilerin anlatımları ve Ferfene kültürüyle ilgili bana, dedem Rıfat Balaban'dan öğrendiğini aktaran babaannem Samiye Balaban'a şükranlarımı sunarım.

Ankaramızla ilgili bu güzel bilgileri bize aktaran kıymetli hocam Haluk Balaban'a sonsuz teşekkürler.

skumrulu@gmail.com

KUMRULU Sema

28 Ocak 2021 Perşembe

17

Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut ve Haymana Belediye Meclis Üyesi Talip Kapıcı, Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan’ı Ankara Kulübü Derneği Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Ankara Kulübü Haymana Şube çalış- maları ile ilgili görüşmeler yapılan ziyaret dolayısıyla Özaslan, Turgut’a teşekkürlerini iletti. Özaslan, “Haymana şubemiz ve Hay- mana ilçemiz ile ilgili neler yapılabilece- ğimiz hakkında verimli bir görüşme oldu.

Her zaman birlikte çalışmalar yapmaktan mutluluk duyarız”dedi.

Turgut’tan Özaslan’a ziyaret

HALUK BALABAN ANLATIYOR…

Edep, akil işi

‘FERFENE’

Ankara’mızın bir değeri olan Eğitimci, Ankara Tarihi

Araştırmacısı ve Seymen Haluk Balaban ile yüzlerce yıllık tarihe sahip bir Ankara geleneği olan Ferfeneyi konuştuk

Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan, Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ANKESOB) Başkanı Mehmet Yiğiner'i makamında ziyaret etti.

Pandemi kurallarına riayet edilen ziyarette Özaslan'a, Seymenler de eşlik etti.

Ankara Kulübü Derneği heyetinin ziyaretinde her iki kurumun faaliyetleri üzerinden karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu, zengin kültürel mirasa sa- hip Ankara üzerine değer- lendirmeler yapıldı.

Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan, ANKESOB Başkanı Yiğiner'e, "27 Aralık Anka- ra'nın Başkent Oluşunun Yolunu Açmıştır" başlıklı Yi-

ğiner’in yazısının bulunduğu Ankara Kulübü yayını Baş- kent Ankara dergisinin 27 Aralık özel sayısını takdim etti, Atatürk'ün; ‘Seymenlik geleneğini ve 27 Aralık ru- hunu yaşatın’ talimatıyla ku- rulan Ankara'nın en eski ve köklü sivil toplum kuruluşu olan Ankara Kulübü Derne- ği'nin çalışmaları hakkında bilgilendirmede bulundu.

Özaslan, “Tüm dünyayı etkisi altına alan Pandemi ile mücadele sürecinin ülkemiz- de esnaf ve sanatkarlar için gerçekten zorlu geçtiğini bi- liyoruz. Bu zorlu süreç esnaf/

sanatkarlarımıza ve ülkemize daha ağır yükler getirme- den, salgının bir an önce son bulması ve zorlu günlerin en kısa zamanda geçmesini temenni ediyorum.” dedi.

Ankara Kulübü ‘ANKESOB’da

(18)

Heykeltıraşlıkta bir mihenk taşı:

ECE TAŞBAŞI

Taşbaşı: “Amcam Mehmet Taşbaşı başarılı bir heykeltıraştı… Nereden

başlayacağımı bilemediğim bir dönemde Azimet Karaman’la tanışmam bu

yolda bana ilk adım oldu. Bir de Necmettin Yağcı ustamızı unutmamak gerekir”

P

lastik sanatlar içinde en bili- nen ve en yaygın biçimde icra edilenler arasında yar alan heykeltıraşlık, bu sanatın mensupları için çok farklı bir serüven içerebiliyor.

Bunlardan biri de Heykeltıraş Ece Taşbaşı. Kendisiyle çok özel ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Soruları- mız ve yanıtları şöyle oldu…

Ece Hanım, okuyucularımıza kendinizi nasıl tanıtırsınız?

n Teşekkür ederim. 1975 yılı, An- kara doğumluyum. Bilkent Üniversi- tesi Güzel Sanatlar Tasarım Mimarlık Fakültesi 2000 yılı mezunuyum. 2000- 2018 yılları arasında aile şirketimizde proje çalışmalarında yer aldım. 

2015-2018 yılları arasında Mustafa Ayaz Plastik Sanatlar Eğitim Merkezi ve Müzesi, Azimet Karaman Heykel Atölyesi’nde eğitim görerek sanatımı icra etmeye başladım ve aynı yıllarda 4 karma öğrenci sergisine katılma şansı buldum. 2018 yılında da kendi atölyemi açarak (ART ROOM NO 11) kendi heykel çalışmalarımı burada yürütmeye başladım. 

Sizi heykeltı- raş olmaya yön- lendiren nedir? 

n Amcam Mehmet Taş- başı başarılı bir heykeltıraştı.

Çocukluğum- da bu yüzden onun eserleriyle birlikte geç- ti. Sonrasında da heykeltıraşlıkla uğraşmaya hevesli biri oldum fakat nereden başlayacağımı bilemediğim bir dönemde Azimet Karaman’la tanışmam bu yolda bana ilk adım oldu. Kendisinden aldığım eğitimin yanında beni yüreklendirmesi, hala sanatımı devam ettiriyor olmamın en başlıca nedeni denebilir.

oytuncekirdek@gmail.com

Oytun Ç.

Ne tür heykeller yapıyorsunuz ve içerisinde ne gibi temalar barındırıyor? 

n Genelde figüratif, insan vücudu ve anatomi çalışıyorum. Çalışmalarımda ya tek ya çok insan kompozisyonları kullanıyorum. Anatomik hare- ketlerin aktif olmasına özen gösteriyorum yani yaşayan hareketleri kullanmaktan keyif alıyorum.

Canlı modelle de çalıştığım eserlerim mevcut.

Çalışamadığım zamanlarda ise hayal gücümü kullanarak veya fotoğraflardan esinlenerek eser-

lerimi oluşturuyorum. 

Size bu konularda destek olan kurum var mı? 

n Açıkçası ailem bu yolda en büyük destekçim.

Ancak devletimizin de biz sanatçılara yurt içi ve yurt dışı sergileri olsun destek sağlamasını çok isteriz çünkü bir devletin refahı sanata verdiği de- ğerle doğru orantılı aslında. Ne kadar çok sanatçı varsa bir ülkede, yaşayan insanlar daha mutlu ve ülkenin medeni seviyesi daha yüksek olur.

Yaşayan hareketleri kullanıyor

(19)

28 Ocak 2021 Perşembe

19

Bu zamana kadar ne gibi etkinlikler düzenlediniz? 

n Blis, İ.D.V Ankara Özel Bilkent Laboratuvar okulları ve Uluslararası Okulu Sanat Atöl- yeleri’nde çocuklar ve branş öğretmenleri için heykel ve kille üç boyut workshopları düzenle- dim. 2019 yılında İngiltere Devon Mapstone Studyo’da Floransa Güzel Sanatlar Fakültesi ve Bar- selona Güzel Sanatlar Fakültesi ekollerinden Eudald de Juana Gorriz ile “Heykelde Çok Figürlü Kompozisyon” temalı workshop atölye çalışmasına katıldım. 2020 Art Ankara Uluslararası Çağ- daş Sanatlar Fuarı’nda, Kayıhan Keskinok Sanat Vakfı bünyesinde heykellerimle yer aldım. 

İstanbul İAFF’de bir online sergide heykellerim sergileniyor.

Ankara Bilkent sanat sokağında da eserlerim mevcut. 

Yardım amaçlı bu pandemi döneminde, kıymetli Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi’nin tekli- fiyle gönüllü olarak bir heykelimi bağışladım. Satışından elde edilen gelir de sağlık çalışanlarımızın ailelerine destek olarak kullanıldı.

Etkilendiğiniz örnek aldığı- nız sanatçılar var mıdır?  

n Aslında çok var. Mimar Sinan ekollerini çok takip edi- yorum. Özellikle benim hocam Azimet Karaman’dan büyük bir

feyiz almışımdır. Kendisinin sanatçı duruşu, eğitimci kişiliği ve işine gönül vermiş olması beni etkileyen sebeplerden bazıları.

Bir de Necmettin Yağcı ustamızı unutmamak gerekir. Bunun ya- nında hem çamurla kalıp yön- temiyle çalışıp hem de seramik yöntemiyle pişirerek çalışıyorum.

Bu yöntemleri kullanırken de birçok etkilendiğim sanatçı var.

Seramik çalışanlardan da Buğra Özer’i beğeniyorum. Barselona Güzel Sanatlar Fakültesi ekolle- rinden Eudald de Juana Gorriz’i bu noktada söyleyebilirim. 

Eserlerinizi yaparken çektiği-

niz zorluklar oluyor mu? 

n Yurt dışında armatür çeşitliliği ülkemize göre daha fazla. Ülkemizde ise malzemeyi temin etmede veya aynı kalitede bulmakta zorluk çekiyoruz. Çe- şitliliğin artması bu mesleği icra edenlerin daha artmasına ve daha çok eserle insanların buluşmasına vesile olacaktır. 

Heykelin şöyle bir zorluğu daha var. Pandemi sürecinde online olarak heykellerin satışını yapmak eskiye göre daha güç.

Heykeli çünkü insanlar üç boyu- tuyla gezip, dokunarak ve hisse- derek almak isterler. 

Fuarda yer alacak

Yakın zamanda gerçekleşti- receğiniz yeni projeleriniz var mıdır?  

n 11-14 Mart tarihlerinde Ankara ATO Congresium’da Art Ankara 7. Çağdaş Sanat Fuarı’nda Fırça Sanat Galerisi bünyesinde yer alacağım. Kişisel sergimi açmak ve atölyemde work shop- lar düzenlemek istiyorum. Eğer pandemi biterse Hacettepe’de Heykel üzerine yüksek lisans yapma hayalim var zira online olarak sanatın olmayacağını dü- şünenlerdenim. Heykel yaparken kendi tarzımı yaratıp, inovasyon yaratmak istiyorum. 

Ressam ile heykeltıraş ara- sında bir fark var mıdır?

n Her ressam heykel yapabili- yor olmak zorunda değil lakin her heykel yapanın muhakkak resim yapabilmesi gerekiyor. Kafasında- kileri kağıda dökemeyen birisinin heykel yapabilmesi biraz zor olabiliyor. 

Son olarak eklemek istedikle- riniz nelerdir? 

n Sanat aşkla yapılan bir iş.

Sanatçılarında para kaygısı yaşa- maması da bir o kadar kıymetli o yüzden. Dolayısıyla sanatçılara da destek olunmalı ve eserler insan- lar tarafından temin edinmelidir.

Bu keyifli röportaj ANKHABER’e ve size teşekkür ederim.

Heykellerimi ART ROOM NO 11 isimli

kendi atölyemde üretiyorum. @

artroomno11_

ecetasbasi Instagram adresinden de merak edenler eserlerime

ulaşabilirler...

“Kaliteli malzeme bulmak zor”

Referanslar

Benzer Belgeler

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ankara Kent Konseyi (AKK) Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Konya'daki “İklim Şurası”nda üniversitelerden

(teknik alt yapı alanı) alapının konut alanına dönüştürüldüğü,yasal ve pratikteki tanımı ve içeriği nedeni ile genel kararlar üreten bir Nazım İmar Planında

Mamak Belediye Meclisi'nin 05.02.2007 tarih ve 133 sayılı kararı ile: dava konusu 619, 943, 1038, 557, 558, 559, 560, 561, 562, 563, 565 sayılı parsellerin olduğu yerin,

İdare Mahkemesi'nde açılan dava sonucunda, sosyal donatı alanlarının yetersizliği ve eşdeğer alan ayrılamaması gerekçeleriyle işlemin iptal edildiği görülmektedir (Ankara

“Eğitim, İstihdam, Şiddet, Sağlık, Katılım ve Kentsel Hizmetler” olmak üzere 6 ana başlıkta 3 yıl boyunca; Kız Çocuklarına Eğitim Desteği, Kadın Sağlığı, 2 bin

çıkmayı hedefleyen ve An- kara Süper Amatör Ligine galibiyetle başlayan 1926 Polatlı Belediyespor Fut- bol Takımı ligin ilk beş haf- tasında Demirlibahçe’yi 1-0, deplasmanda

UNFPA’ ile Altındağ Kadın ve Gençlerin Güçlendirilmesi Merkezinde ve gezici araçta 500 kadına üreme sağlığı eğitimin verilmesi takibi yapılmaktadır. UNFPA’

maddesi uyarınca, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi, 15.11.2006 gün ve 2749 sayılı kararıyla, Tuluntaş ve Koparan mahalleleri ağırlıklı (1. etap) bir kısmını kapsayan