• Sonuç bulunamadı

Ergene Platfomu’ndan 2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ergene Platfomu’ndan 2"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ergene Platfomu’ndan 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle yapılan açıklamada, yetkililere seslenilerek, İğneada Longozu ve ülkemizdeki tüm sulak alanların gecikmeksizin koruma altına alınması, Ergene Nehri’ni ve havzasını kirletenlere karşı yasal ve etkin tedbirlerin acilen uygulanması istendi.

Ramsar Sözleşmesi'ne 1994 yılında taraf olan Türkiye’nin son olarak Nemrut Kaldera Gölü’nü koruma kapsamına aldığı, Dünya’nın önemli sulak alanlarından sayılan İğneada’nın ise hâlâ bu kapsama alınmadığı hatırlatılan açıklamada şunlar dile getirildi:

“Ergene Platformu olarak 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde suyun ve sulak alanların korunmasının yaşamsal öneminin bilinciyle sizlere ve yetkililere sesleniyoruz.

Ülkemizin önemli sulak alanlarından İğneada Longozu’nun 2012 Yılında Ramsar kapsamına alınacağı ilan edilmiş, ancak 2013 yılında İğneada unutulmuş, yok sayılmıştır. Trakya’daki yanlış planlar, hukuka ve doğaya aykırı uygulamalar, denetim görevlerinin yapılmaması sonucu Ergene nehri ölmüş ve çevresindeki hayatı da öldürmeye başlamıştır.

Bilimsel gerçekler ortada iken sulak alanlarımızdaki su kaybının, taban sularımızın yok oluşunu 2010 yılında Trakya’da oluşan OBRUK ile gördük. Planlama adı altındaki hukuksuzluk, çevre korumacı olmayan politikalar, sanayileşme ve rantın tercih edilmesi doğal alanlarımızın yok olmasına neden olmaktadır. Su, dünyamızda ve üzerinde bulunduğumuz coğrafyada, yaşamın temel koşuludur.

Yaşam alanlarının sermaye birikimine teslim edildiği, doğal varlıklarımızın metalaştırıldığı, eğitimden sağlığa, ulaşımdan barınmaya tüm yaşamsal hakların piyasa konusu haline getirildiği derelerin doğal yaşamdan koparıldığı, HES‘lerin vadileri yok ettiği, ‘bütünleşik havza planlaması’ adı altında havzaların sermaye tarafından ortak kullanıma açıldığı bir dönemden geçiyoruz.

Ergene nehrinden Dilovası‘na, her yerde toprağın ve suyun kirletilmesi, termik ve nükleer santraller, enerji projelerinin ‘görünmeyen yüzü’ yüksek gerilim hatları, tehlikeli atık yakma ve depolama tesisleri, Angus kampları, HES’ler, ormanları ve su havzalarını tehlikeye atan taş ocakları, üçüncü köprü, Kanal İstanbul gibi projelerden acilen vazgeçilmelidir.

Şirketlerin başta Uludağ, Belgrad Ormanları, Istrancalar olmak üzere Anadolu‘daki tüm kaynaklardan çıkan suları paketlemesine, satmasına, taşımasına yer altı sularının, kentsel ve kırsal su hizmetlerinin ticarileştirilmesine, kontörlü (ön ödemeli) ya da kontörsüz sayaçlar ile kentsel su dağıtımının piyasa fiyatlarına endekslenmesine karşı herkesi yaşamı savunmaya çağırıyoruz.”

Sulak alanlar, kendisini besleyen su havzaları ile birlikte düşünülmediği zaman, doğanın kendine ait olanı sel ve taşkınlarla, depremlerle geri alacağı ifade edilen açıklamada, “Ekolojik yıkımın gelecek dönem içerisinde de mevcut, mutlak kâr amaçlı politikalar ile devam edeceği açıktır. Odağına doğa ve insanı alan anlayışın ancak su kaynaklarının tüm canlıların ortak kullanımına geri verilmesi ile hayata geçeceğini biliyoruz. Sulak alanların yok olduğu bir ülkenin susuz kalacağı, susuz bir ülkenin de açlığa doğru hızla sürükleneceğinin bilinciyle Ergene Platformu olarak yetkilileri uyarıyoruz.”

denildi.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Dünya Güneş’e yaklaştıkça yörünge üzerindeki dönüş hızı artar (3 Ocak), uzaklaştıkça azalır (4 Temmuz).  Şubat ayı iki gün kısa sürer. Eylül ekinoksu iki gün

Aşağıda verilen ifadelerden hangilerinin doğanın insan üzerindeki etkisine, hangilerinin insanın doğa üzerindeki etkisine örnek olduğunu tabloda örnekteki gibi

Özellikle göl, bataklık, taşkın ovası ve turba sulak alan tiplerinde biriken sular aküfer tabakaya geçmekte; aküfer tabakada toplanan bu sular, kaynakların düzenli

GeliĢim ve sorun alanları analizi ile GZFT analizi sonucunda ortaya çıkan sonuçların planın geleceğe yönelim bölümü ile iliĢkilendirilmesi ve buradan hareketle

Sulak alanların “ulusal önemi haiz sulak alanlar” ve “mahalli önemi haiz sulak alanlar” olarak ikiye ayrıldığına dikkat çeken Bozo ğlu, “mahalli önemi haiz

Sayımların, Edirne’den Van’a, Mersin’den Sinop’a 35 ilde 50’den fazla sulak alanda yapıldığını ifade eden Akarsu, şöyle konuştu: "Bu sayımda, 10 profesyonel

Platform adına yapılan konuşmada şunlar söylendi: “Yakma sırasında içerisinde ağır metallerin atık çamurlarının, akü pil, tıbbi atık, elektronik atık, lastik,

Burdur’da bulunan Kestel Gölü, Yaz ır Gölü, Akgöl, Yarışlı Gölü, Mamak Gölü, Kurugöl, Beylerli Gölü, Karaevli Gölü, Heybeli Gölü, Pınarbaşı Gölü.