İzmir’in 20 kilometre uzağında bulunan Efemçukuru Köyü yakınlarında işletilmek istenen altın madeni ile ilgili köylüler tarafından açılan davanın duruşması dün Menderes Adliyesinde görüldü.
İzmir’in 20 kilometre uzağında bulunan Efemçukuru Köyü yakınlarında işletilmek istenen altın madeni ile ilgili köylüler tarafından açılan davanın duruşması dün Menderes Adliyesinde görüldü. Topraklarını altın madencisi şirkete satmak istemeyen köylülerin arazilerinin Bakanlar Kurulu kararı ile “acele kamulaştırma” yoluyla alınması davasında devam eden iki dosyadan birinin duruşması Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşma Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu (DİDK)’ndaki Bakanlar Kurulu Acele kamulaştırma Kararı davasının sonucunun
beklenmesine karar verilerek, 21 Ocak 2011 tarihine ertelendi. Geçtiğimiz duruşmaya kadar köylüleri avukatları gibi DİDK’daki kararın beklenmesini talep eden Hazine avukatının bu kararın beklenmeden davanın sonuçlandırılması talebi dünkü duruşmanın en ilginç yönü oldu. Buna karşın mahkemeye yeni atanan hakim de, daha öncekiler gibi davayı doğrudan ilgilendiren bu dosyanın sonucunun beklenmesi yönünde karar verdi.
BÜYÜKŞEHİR GERÇEKTEN BU BARAJI İSTİYOR MU?
Aslında bugünlerde Efemçukuru Altın Madeni ile ilgili yaşanan ilginçlikler sadece bununla sınırlı değil. TÜPRAG Şirketi bütün hazırlıklarını tamamlayıp üretim için gün saydığını açıklarken, (Şirket resmi internet sitesinde üretim tarihini 2011 olarak veriyor), arazileri Bakanlar Kurulu kararı ile ellerinden alınmak istenen köylülerin açtığı dava devam ediyor. Olayın asıl ilginç olan boyutu ise İzmir Büyükşehir Belediyesinin yarın (26 Kasım 2010) altın
madenini doğrudan ilgilendiren çamlı Barajı ile ilgili yeni bir ihale yapacak olması. Efemçukuru köylülerinin avukatı Arif Ali Cangı, Çamlı Barajı’na ÇED izni vermeyen Çevre ve Orman Bakanlığı’nın bu kararının mahkeme tarafından iptalinin ardından, yeni bir ÇED süreci için baraj planının revize edilmesi gerektiği için böyle bir ihaleye çıkıldığını belirterek, Bakanlığın amlı Barajının plan revizesi ile ilgili belediyeye 24.04.2009 tarihinde yazı gönderdiğine dikkat çekti. Cangı, “Burada İZSU’nun büyük bir zafiyeti var. Büyükşehir bir yanda Çevre Bakanlığının uyarısına rağmen, amlı Barajı plan revizesi için 1,5 yılda ihaleye gidiyor, diğer yanda altın madeninin ihtiyacı olan enerji için yüksek gerilim hattına iki gün içerisinde izin veriyor! Bu ister istemez, ‘Büyükşehir Belediyesi Çamlı Barajını yapmak istiyor mu, ya da halen Efemçukuru Altın Madenine karşı mı?’sorularını akla getiriyor” dedi. Cangı’nın dikkat çektiği çelişki geçtiğimiz günlerde belediyenin altın madeninin elektrik ihtiyacı için yaptığı başvuruya iki gün içerisinde onay
vermesi. GSM Ruhsatı iptal edilen, kamulaştırma kararları davalık olan altıncı şirketin elektrik hattına jet onay veren Büyükşehir Belediyesi, bir yandan da altın madeni havzası içindeki baraj için 1.5 yıl aradan sonra ihaleye çıkıyor!
Garip ama gerçek!...
ORGANİK TARIM ALTINA KURBAN GİTTİ
Bu arada Alfons tipi üzümleri ile ünlü köy de birkaç yıldır devam eden organik tarıma geçme çalışmaları altın madeni nedeniyle bitmiş görünüyor. 2007 yılında başlayan organik tarım için bölgeden 58 üretici organik tarım sertifikası almışken, bu rakam bugünlerde 4 üreticiye kadar düştü. Efemçukuru Köyü muhtarı Mustafa Özdemir, köylerinde organik tarım yapan 37 üzüm üreticisinin bundan vazgeçtiğini belirterek, bunun altın madeni nedeniyle değil, bu üzümlere yeteri fiyatın verilmemesi nedeniyle olduğunu söylüyor. Altıncı şirket için kamulaştırılan arazilerin içerisinde kendi arazisinin de olduğunu söyleyen Özdemir, “Şirket çok yüksek fiyatlar verdi, bu nedenle bende dahil köylüler satmak zorunda kaldı” diye konuştu. İlk günlerde arazilerin dönümüne 7.500 lira teklif eden altıncı şirket dönümü 30.0000 liraya kadar fiyat yükselterek davalık 35 parsel araziden 30 kadarını satın aldı. Şirketin son kalan birkaç parsel arazi için dönümüne 75 bin lira gibi yüksek bir fiyat teklif ettiği ileri sürülüyor.
‘AHLAKSIZ TEKLİF’TEN BUGÜNE
İŞLETİLMEK istenen altın madeninin su toplama havzasında bulunan Çamlı Barajı üzerinde madenci şirket, Çevre ve Orman Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi üçgeninde yıllardır bir yüksek gerilim sürüyordu. Çevre
Bakanlığının “çok anlamlı” bulunan bir zamanlama ile tam da TÜPRAG’ın bölgede altın madeni işletmeye hazırlandığı sırada çamlı Barajından vazgeçmesi, İzmir’in içme ve kullanma suyunun sağlanması için bu barajı
“olmazsa olmaz” olarak niteleyen Büyükşehir Belediyesini harekete geçirmişti. Belediye Çamlı Barajının İzmir için yaşamsal önemde olduğunu, bu nedenle kendi olanakları ile barajı yapacaklarını açıklarken, Çevre Bakanlığı, barajın ÇED belgesine onay vermemişti. Sonraki süreçte Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’nun, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na “Altın üretimi süresince barajdan vazgeç, iş bitince şirket barajı sana yapıp hediye etsin” gibi
“ahlaksız teklif” olarak nitelenen bir teklifte bulunduğu basına yansımıştı. Birçok kişinin bulunduğu bir toplantıda Bakanın ‘ahlaksız teklifini’ söyleyen Kocaoğlu daha sonra bunu yalanlamayı yeğlemiş, ama Efemçukuru köyünde
‘namus sözü veriyorum, bu madeni buraya yaptırmayacağım’ demişti. Kocaoğlu bu çıkışının ardından uzun süredir altın madeni ve Çamlı Barajı ile ilgili sessizliğe bürünürken, buna karşın çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren şirket üretim aşamasına geldi.
EVRENSEL-25/11/2010