TOKİ
ANADOLU LİSESİ
TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ VE
MEDENİYETİ
HAZIRLAYAN
HÜSEYİN GÜNDÜZ
1
TÜRKİYE TARİHİ TÜRKLER VE ANADOLU
Anadolu’ya ilk Türk akınları Hunlar döneminde yapılmıştır. Hunlar döneminde yapılan bu akınlar yerleşme amacından çok keşif amaçlı seferlerdir.
Anadolu’ya ikinci Türk akınları ise Sibirler tarafından gerçekleştirilmiştir.
Anadolu’ya üçüncü Türk akınları Abbasi hizmetindeki Türk komutanlarca gerçekleşmiştir.
Karahanlı ve Gazneli baskısından kurtulmak isteyen Selçuklular ilk defa Tuğrul Bey döneminde kardeşi çağrı bey komu- tasında 1015-1021 yılları arasında keşif amaçlı Anadolu akınlarını başlattılar.
1040 Dandanakan Savaşının kazanılması ile birlikte Anadolu’ya Selçuklu akınları İbrahim Yınal ve Kutalmış gibi hane- dan üyelerinin komutasında sistematik olarak yapılmaya başlandı.
1048 Pasinler Savaşında ilk defa karşılaşan Bizans ve Selçuklu mücadelesinde Selçukluların galip gelmesi ile Doğu Anadolu da başlayan hâkimiyet mücadelesi iç bölgelere ve Anadolu’nun güneyine de kaymaya başladı
Alparslan döneminde Ani Kalesinin alınması ile birlikte sultanın emri ile Kutalmışoğulları Mansur, Süleyman, Yakuti ve Erbasan gibi hanedan üyeleri ile Afşin, Sandak, Ahmetşah, Dilmaçoğlu ve Dudu oğlu gibi komutanlarına Anadolu’da fe- tih hareketlerini sürdürmeleri için görevlendirdi
1071 Malazgirt Savaşının kazanılması ile Türkiye Tarihi başlamıştır. Alparslan’ın komutanlarına Anadolu topraklarını Kılıç Hakkı olarak bağışlaması Anadolu’nun kısa sürede Türk yurdu olmasını sağlayacaktır.
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİNİN ANADOLU AKINLARI
TUĞRUL BEY DÖNEMİ ALPARSLAN DÖNEMİ
KEŞİF AMAÇLI YERLEŞME AMAÇLI
Selçuklar döneminde yaşanacak bir yurt olarak görülen Anadolu’ya Türkmen akınları hız kazanmıştır. Bundan dolayı Anadolu’ya yerleşmek amacıyla gelen ilk Türkler Oğuzlardır.
Selçukluların Anadolu akınlarının amaçları:
Yeni otlak ve mera alanları bulmak
Siyasi egemenlik sahasını genişletmek
Göçebe Türkmenlere yurt bulmak
İlerde yapılacak olan yerleşmeye zemin hazırlamak
Bizans’ın önemli şehir ve ordugâhlarını yıpratmak
Verimli arazilere kavuşmak
2
İLK TÜRK BEYLİKLERİ
Beylik Dönem Kurucusu Kurulduğu yer
Saltuklular 1072-1202 Ebul Kasım Saltuk Bey Erzurum ve Kars Danişmentliler 1080-1178 Danişment Ahmet Gazi Sivas ve Kayseri
Mengücekoğulları 1080-1228 Mengücek Gazi Erzincan, Kemah, Divriği Artuklular (üç kol) 1102-1409 İl Gazi VE Sökmen Bey Mardin, Hasankeyf ve Harput
Çaka Beyliği 1081-1093 Çaka Bey İzmir
Dilmaçoğulları 1085-1192 Dilmaç Mehmet Bey Bitlis
Sökmenliler 110-1207 Sökmen Bey Ahlat
İnaloğulları (Yınal oğulları)
1095-1183 Sadr Diyarbakır
Çubukoğulları 1085-1112 Çubuk Mehmet Bey Harput
Kızılarslanoğulları 1095-1132 --- Siirt
SALTUKLULAR (1072-1202)
Kurucusu: Ebul Kasım Saltuk Bey
Kurulduğu yer: Kars ve Erzurum
Başkenti: Erzurum (Arz-ı Rum)
Hâkimiyet Sahası: Kars, Pasinler, Oltu, Erzurum, Tortum, İspir, Tercan, Bayburt
Yıkan Devlet: Türkiye Selçuklu Devleti (Rükneddin Süleyman Şah) GENEL ÖZELLİKLERİ
Anadolu’da ilk kurulan Türk beyliğidir.
Gürcüler ve Danişmentlilerin yardımları ile Haçlılarla mücadele etmişlerdir.
Emir Ali Bey döneminde Artuklularla beraber Gürcülere karşı savaşıldıysa da mağlup oldu.
Beylikler döneminin ilk kadın melikesi olan Mama Hatun Saltuklu hükümdarı II. İzzettin Saltuk'un kızıdır.10 yıllık iktida- rından sonra tahttan çekilmiş daha sonraki hayatı hakkında elimizde bilgi bulunmamaktadır.
Saltuklulardan Kalan Önemli Mimari eserler: Kale Cami, Tepsi Minare, Ulu Cami, Mama Hatun Türbesi, Emir Saltuk Kümbeti ve Micingerd Kalesi
DANİŞMENTLİLER (1080-1178)
Kurucusu: Danişment Ahmet Gazi
Kurulduğu yer: Sivas ve Kayseri
Başkenti: Sivas
3
Hâkimiyet Sahası: Kayseri, Malatya, Tokat, Niksar, Amasya, Çankırı, Çorum
Yıkan Devlet: Türkiye Selçuklu Devleti (II. Kılıç Arslan)
GENEL ÖZELLİKLERİ
Anadolu’da kurulan beylikler içerisinde en güçlü olanıdır.
Anadolu’da kurulan ilk uç (sınır) beyliğidir.
Anadolu’da ilk Medrese sayılan Yağıbasan Medresesi’ni Tokat Niksar’da açtılar.
Danişment Ahmet Gazi döneminde Anadolu Beylikleri içerisinde ilk defa parayı bastırmışlardır. Bundan dolayı Ahmet Gazi Anadolu’da kendi adına para bastıran ilk hükümdardır.
Beyliğin en önemli eseri sayılan Danişmentname Bizans’la yapılan savaşları anlatmaktadır.
Anadolu’da ilk Türkçe eser yazma geleneği bu dönem Danişmentlilere bağlı Amasya’da başlamıştır.
Haçlılar ve Bizanslılarla savaşan ilk Anadolu beyliğidir.
Danişment Ahmet Gazi döneminde I.Kılıç Arslan’ın mahiyetinde Haçlılarla savaşılmıştır. Daha sonraki zamanlarda devam eden Haçlı seferleri sırasında bağımsızlığını ilan etti.
Danişment Gazinin yerine geçen oğlu Gazi Bey İlk defa melik ünvanını kullanmışlardır.
Gazi Bey döneminde Sultan Mesud’ un tahta geçmesine yardım edilmiş ve bir süre Türkiye Selçuklu devletini himaye etmişlerdir.
Gazi Bey döneminde Danişmentlilerin sınırları Sakarya’dan Fırat'a kadar genişledi.
1130’da Aynzarba Savaşı’nda Antakya Prensi II. Bohemond’u yenerek Kilikya Ermeni devletini nüfuzları altına aldılar.
Anadolu Selçuklu Devletini en çok uğraştıran devlettir.
DANİŞMENTLİLERDEN KALAN ÖNEMLİ MİMARİ ESERLER;
Yağıbasan Medresesi Çukur Medrese
Niksar ve Kayseri Ulu Camii Kayseri Kölük Camii Melik Gazi Kümbeti
Emir Gazi Kümbeti Amasya Fethiye Camii Hilafet Gazi Türbesi
Danişment ve Karamanoğullarının en önemli ortak özellikleri Anadolu Türk siyasi birliğine en çok direnen beylikler olmalarıdır.
4
MENGÜCEKLİLER (1080-1228)
Kurucusu: Mengücek Gazi
Kurulduğu yer: Erzincan
Başkenti: Kemah
Hâkimiyet Sahası: Erzincan, Kemah, Divriği, Şebinkarahisar, Gümüşhane
Yıkan Devlet: Türkiye Selçuklu Devleti
GENEL ÖZELLİKLERİ
Gürcüler ve Rumlarla mücadele ettiler.
İlk Mengücek parası Behrem Şah döneminde bastırıldı.
Mengücekliler Dönemi’ne ait olan Divriği Külliyesi, Anadolu’nun en eski külliyesidir.
Dönemin en önemli siması ünlü bilim adamı Muvaffakeddin Abdüllatifindir.
İshak Bey döneminde Danişmentlilere bağlanmıştır.
İshak beyin ölümünden sonra beylik Erzincan ve Divriği kolu olmak üzere ikiye ayrıldı.
Erzincan Kolu: Davut Şah tarafından yönetildi. Davut Şah eşi tarafından öldürülmesi ile Erzincan kolu Süleyman Şah tarafından 10 yıl idare edilmiştir. Davut Şah’ın oğlu Fahrettin Behrem Şah amcasını mağlup ederek yöne- timi ele aldı. Rükneddin Süleyman Şah’ın 1202 yılındaki Gürcistan seferine katıldı Nizami'nin Fahreddin Beh- ramşah'a takdim ettiği Mahzenü'l-Esrâr adlı eserinde ondan Gürcistan galibi olarak takdim etmesi dikkat çeki- cidir. II. Davut Şah döneminde Alaeddin Keykubat tarafından yıkıldı.(1228)
Divriği Kolu: Süleyman Gazi ilk melikleridir. İlhanlı hükümdarı Abaka Han’ın 1277 Divriği’yi aldığı sırada Men- gücek hanedan ailesinden kimseyle karşılaşmaması bu beyliğin yıkılmış olduğu ihtimalini ortaya koyar.
MENGÜCEKLİLERDEN KALAN ÖNEMLİ MİMARİ ESERLER;
Divriği Külliyesi: Anadolu’da en eski külliyedir.
Divriği Kalesi ve Camii: Divriği kalesi camii Mengücekler dönemine ait en eski yapıdır
Sitte Melek Türbesi (Melik Gazi Türbesi)
Kamereddin Türbesi
Nurettin Salih Türbesi
Ahmet Şah Darüşşifası: Ahmet Şah’ın hanımı Turan Melek Hatun tarafından yaptırılmıştır.
ARTUKLULAR (1102-1409) Kurucusu: Artuk Bey’in oğulları İl Gazi ve Sökmen Bey tarafından kuruldu Kurulduğu yer: Mardin, Diyarbakır
Hâkimiyet Sahası: Diyarbakır, Hasankeyf, Harput, Mardin, Silvan, Kızıltepe, Nusaybin, Dara
Beylik; Oğuzların Döver boyundan ünlü Türkmen Beyi Eksük oğlu Artuk Bey’den ismini alır.
Artuk Bey Ayn Seylem Savaşı’nda Kutalmışoğlu Süleyman Şah’a karşı Tutuş’un tarafını tutarak savaşı Tutuş’un kazanmasını sağladı.
Suriye Meliki Tutuş tarafından Kudüs valiliğine getirildiyse de kısa sürede vefat etti.
Beylik üç kol halinde faaliyet göstermiştir.
5
HASANKEYF ARTUKLULARI HARPUT ARTUKLULARI MARDİN ARTUKLULARI
Sökmen Bey tarafından kuruldu.
Büyük Selçuklu Sultanı Sökmen Bey’e bağlılık bildirdi.
Emir Çökermişle birlikte Urfa Haçlı Kontu Joscelin ve Kudüs Kralı Baudouin komutasındaki haçlıları Belih Çayı Mu- harebesinde mağlup ettiler.
Nurettin Muhammed döneminde Eyyubilerin himayesine girdiler.
Eyyubi hükümdarı Melik Kamil tarafından yıkıldılar.
Artuk Bey’in torunu Belek bin Behram tarafından kuruldu.
Belek Bey kuşatma altına aldığı Menbiç Kalesinden atılan bir okla şehit düşmüştür.
Belek Bey’in ölümünden sonra Hasankeyf kolunun himayesine girdiler.
Türkiye Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat bu beyliğe son verdi.
Necmeddin İlgazi tarafından kuruldu.
İlgazi döneminde Harran, Halep haçlılardan alınmış 1119’da Antakya haçlıları ile yapılan savaşı kazandı.
Necmeddin Alp dönemi, beyliğin en parlak dönemidir.
1408’de Karakoyunlular tarafından yıkıldı.
GENEL ÖZELLİKLERİ
Artuklular İlk Türk beylikleri içerisinde en son yıkılan beyliktir.
Anadolu’da ilk Türk köprüleri bu dönemde yapılmıştır. Malabadi Köprüsü, Dicle Köprüsü, Çermik Köprüsü, Dunaysır Köprüsü, Deve geçidi Köprüsü, Ambarçayı Köprüsü bu döneme ait önemli köprülerdir.
Malabadi Köprüsü dünyanın en büyük taş kemerli köprüsüdür.
İlk Artuklu medresesi, İlgazi tarafından Halep'te inşa ettirildi.
Haçlılarla mücadele etmişlerdir.
Dönemin en önemli şahsiyeti sibernetiğin kurucusu sayılan El Cezeri’dir.
Artuklu liderleri hükümdarlık unvanları olarak daha çok emir, melik, sultan, meliku'l-umera, Kutbuddin, Necmud- din, pehlivan-ı cihan ve Hüsrev-i İran gibi ünvanları kullanmışlardır.
ARTUKLULARDAN KALAN ÖNEMLİ MİMARİ ESERLER;
- Eminüddin ve Necmeddin Külliyeleri (Cami’ el-Asfar)
- Medreseler: Melikiye, Hatuniye(Sitti Radviyye ),Muzafferiye, Şehidiye (Semanin ),Mesudiye, Hüsamiye - Diyarbakır Artuklu Sarayı, Ahlat Çifte Kümbetler
- Diyarbakır, Urfa, Mardin, Harput, Dunaysır(Kızıltepe),Silvan ve Koçhisar Ulu Camileri, Melik Mahmut Cami(Bab-es sur)
ÇAKA BEYLİĞİ(1081-1093) Kurucusu: Çaka Bey
Kurulduğu yer: İzmir Başkenti: İzmir
Hâkimiyet Sahası: Midilli, Sakız, Sisam, Rodos, Urla, Çeşme ve Foça Yıkan Devlet: Türkiye Selçuklu Devleti (I. Kılıç Arslan)
6
GENEL ÖZELLİKLERİ
Oğuzların Çavuldur boyundan olan Çaka Bey tarafından İzmir ve çevresinde kurulan beyliktir.
Batı Anadolu’da ilk defa Türk hâkimiyetini kuran beyliktir.
İlk denizci beyliktir.
Türk tarihinde 1081 yılında İlk Türk donanmasını kuran Çaka Bey aynı zamanda ilk Türk amiralidir.
Koyun Adaları Savaşında Bizans donanmasını mağlup etti.
Damadı I.Kılıç Arslan’la Çanakkale bölgesinde Abidos’u kuşatmış; Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos'un Kılıç Arslan'ı kışkırtması üzerine Kılıç Arslan tarafından öldürülmüştür.
DİĞER BEYLİKLER
ÇUBUKOĞULLARI
Çubuk Bey tarafından Harput merkezli kuruldu. Artuklular tarafından yıkıldı.
DİLMAÇOĞULLARI Dilmaç Mehmet Bey tarafından Bitlis ve Erzen’de kuruldu. Togan Aslanlar olarak ta anılır.
SÖKMENLİLER Ahlatşahlar olarak ta bilinen beylik Sökmen Bey tarafından Van gölü çevresinde Ahlat merkezli kuruldu. Eyyubilerce yıkıldı.
TANRIVERMİŞOĞLU İkinci denizci Türk beyliğidir. Tanrıvermiş tarafından Efes merkezli kuruldu. Bizanslı- larca yıkıldı.
İNALOĞULLARI Kurucusu Sadr olmasına rağmen beyliğin gerçek kurucusu kardeşi Yınal et-Türkmani’
dir. Diyarbakır merkezli beyliktir.
İLK TÜRK BEYLİKLERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
İlk Türk beylikleri Malazgirt Savaşından sonra Anadolu’nun fethi için gönderilen komutanlarca kuruldu. Kılıç Hakkı ile kuruluşları teşvik edildi. Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasını sağladılar. Fethedilen toprakların isimlerine Türkçe isimler vermişlerdir. Genelde İlk beylikler kurucularının ismi ile ortaya çıkmıştır. Bizans, Haçlılar, Ermeniler ve Gürcülerle mücadele ettiler. İç işlerinde serbest dışişlerinde Büyük Selçuklu Devletine bağlıdırlar. Küçük yerleri şehir haline getirdiler veya birçok yerleşim yerleri kurarak buralara Türkçe adlar verdiler.
TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ (ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ)(1077-1308) KUTALMIŞOĞLU SÜLEYMAN ŞAH DÖNEMİ (1077-1086)
1077 yılında İznik merkezli Türkiye Selçuklu Devletinin kurucusudur.
Süleyman Şah Sultan-ı Rum ünvanı ile Anadolu’ya gönderilerek buralarda fetih hareketlerine girişecektir.
Konya, Afyon, Kütahya’yı alarak İznik’e kadar olan bölgeleri fethetti.
Bizans’ın da içinde bulunduğu bunalımlı dönemden istifade ederek Güney Marmara ve Kocaeli yarımadasını alan Süleyman Şah 1080 yılında boğazın Anadolu yakasında bir Gümrük İdaresi kurarak, geçen gemilerden vergi almaya başlayarak Bizans’ın boğazdaki hâkimiyetine son verir.
Çaka Bey’in 1081’de kurduğu donanma Deniz Kuvvetleri Komutanlığının kuruluşu sayılmaktadır.
Türk-İslam tarihinde ilk kez Boğaz'ın Anadolu yakası Türkler tarafından kontrol altına alındı.
7
Sultan Melikşah tarafından gönderilen Emir Porsuk’a karşı başarılar kazanarak onun Anadolu’dan çekilmesini sağladı.
Bizans İmparatoru Alexis Kommenos ile 1081‘de yapılan Dragon Çayı Antlaşmasına göre bugünkü Dragos Çayı (Kocaeli Yarımadası) iki devlet arasında sınır kabul edildi.
Bizans’ı etkisiz hale getiren Süleyman Şah doğuya hareket ederek Adana, Tarsus ve bütün Çukurova’yı idaresi altına aldı.(1083)
Fetih hareketlerine devam ederek İskenderun, Antep, Hatay, Maraş ve Elbistan bölgelerini aldı.
Halep Sorunu nedeniyle Suriye Selçuklu meliki Tutuş ile yapılan Ayn Selem Savaşında şehit düşmüş oğulları Kılıç Arslan ve Kulan Arslan’da esir alınarak Sultan Melikşah’ın yanına götürüldü.
Mezarı Caber kalesindedir. Caber kalesi sınırlarımız dışındaki tek Türk toprağıdır.
FETRET DEVRİ: Süleyman Şah’ın ölümünden sonra 1086-1092 yılları arasında vezir Ebu’l Kasım ve daha sonra kardeşi Ebul Gazi tarafından devletin idare edildiği dönemdir.
I.KILIÇ ARSLAN DÖNEMİ (1092-1107)
Sultan Melikşah’ın ölümü üzerine Berkyaruk tarafından Anadolu hükümdarlığına tayin edildi.
Bizans imparatorunun entrikaları ile kayınpederi olan Çaka Bey’i öldürerek Çaka beyliğini ortadan kaldırdı.
1095′ de Ermeni Gabriel’in elinde bulunan Malatya’yı kuşattığı sırada I.Haçlı ordusunun Anadolu’ya girdiği haberi üzerine kuşatmayı kaldırarak başkent İznik’i kuşatan haçlılarla savaşıldıysa da mağlup oldu.1097’de başkent İznik haçlıların eline geçti. I.Haçlı ordusuna gerilla savaşlarıyla baskınlar yapıp ağır zayiatlar verildiyse de Antakya, Urfa ve Kudüs haçlıların eline geçmiştir.
Dorileon (Eskişehir) Savaşı (1097):Eskişehir ovasında Haçlı ordusuna karşı Danişment ve Türkiye Selçuklu ittifak or- duları arasında yapılan savaşı haçlılar kazandı.
1099 yılında Danimarka kralının oğlu Svend Korsfarer idaresindeki haçlı ordusunu Akşehir bölgesinde yok etti. Kılıç Arslan I.Haçlı ordularının devamı olan İtalyan, Fransız ve Alman ek haçlı ordularını Amasya Merzifon’da bir, Ereğli de ise iki defa imha etti.
İznik’in Haçlıların eline geçmesi üzerine başkenti Konya’ya taşıdı.
Bizans İmparatoru Aleksi ile anlaşma yaparak Bizans işgalinde bulunan Marmara sahilleri, İzmir ve Antakya’yı Bizans’a terkeden Kılıç Arslan batıda emniyeti sağlayarak doğuya yöneldi.
1106 yılında Malatya' yı Danişmendlilerden aldı. Maraş ve Elbistan’ı alıp Urfa Haçlı Kontluğuna ait Urfa’yı kuşattıy- sa da kuşatma başarısızlıkla sonuçlandı. Büyük Selçuklu Sultanını tanımayarak kendini Büyük Sultan ilan etti.
Emir Çavlı, Kılıç Arslan'a idaresinde Rahle şehrini alması üzerine Çavlı üzerine harekete geçti. Musul emiri Çavlı, Artukoğlu İlgazi ve Suriye meliki Rıdvan ile Habur ırmağı kıyısında yaptığı savaşı kaybetti. Habur ırmağını geçmeye çalışırken boğularak ölmüştür.
Bölgede yaşanan iç savaş nedeniyle Süleyman Şah’ın mezarı geçici olarak Eşme Köyüne taşınmıştır.
I.Haçlı seferleri ile İznik ve Batı Anadolu’da üstünlük Bizans’ın eline geçmiştir.
Konya, Türkiye Selçuklu ve Karamanoğulları Devletlerine başkentlik yapmıştır.
8
I.MESUD DÖNEMİ (1116-1155)
Kayınpederi olan Danişmentli Emir Gazi’nin yardımı ile Şahin Şah’ı öldürerek tahta çıktı. Bu dönemde devlet kısa bir süre Danişmentlilere bağlı hareket etti.
Aksaray’ı alan Bizans İmparatoru Emanuel ile Akşehir yakınlarında yapılan savaşta Bizans’a ağır bir mağlubiyet yaşatılmıştır.
1147'de Roma-Cermen İmparatoru Konrad komutasındaki ikinci haçlı ordusunu Dorileon (Eskişehir )Muharebe- si'nde mağlup etmiştir. Böylece babası Kılıç Arslan’ın 1092’de kaybettiği I.Dorileon Savaşının intikamını almış oldu.
Danişmentlilerin tahta kavgalarından faydalanan Sultan Mesud ilk önce Ankara, Çankırı, Kastamonu ve Elbistan’ı daha sonraları ise Sivas ve Malatya’yı alarak Anadolu Türk siyasi birliğini kurma faaliyetlerine başladı.
Türkiye Selçuklu Devletinin ilk madeni parası bu dönemde bastırıldı.(Bakır para)
İlk defa Sultan Mesut Döneminde batılılar Anadolu için Turchiae (Türkiye) ifadesini kullanmaya başladılar.
Türkiye Selçuklu Devletinde ilk imar ve şehirleşme faaliyetleri bu dönemde başlamıştır.
II. KILIÇ ARSLAN DÖNEMİ(1155-1192)
Tahta çıktığında kendisine karşı kurulan Bizans, Danişment, kardeşi Şahin Şah ve Musul Atabeyliği ittifakını parça- lamak için Balkanlarda karışıklıklardan faydalanılarak Bizans’la saldırmazlık antlaşması imzaladı. Bu antlaşmaya gö- re:
Selçuklular Bizans’tan aldığı bazı kale ve kasabaları geri verecek
İki hükümdar birbirinin dostu olacak
Türkmenlerin Bizans’a akınları önlenecek.
Önemi: Bu antlaşma ile batı sınırı güvence altına alındı.
Bizans’la anlaşma imzalayan II. Kılıç Arslan kardeşi Şahin Şah’ın elinde Çankırı ve Ankara, Danişmentlilerden Kayse- ri, Sivas, Tokat, Darende, Niksar ve Elbistan alınarak bu beyliğin Kayseri ve Sivas kollarına son verdi. Miryokefalon Savaşından sonra bu beyliğe tamamen son verilecektir. Mengüceklerin himaye altına alınmıştır.
MİRYOKEFALON (YURT TUTAN) SAVAŞI (1176):
SEBEP ve SAVAŞ SONUÇLARI
II. Kılıç Arslan önderliğindeki Türkiye Selçukluları- nın güçlenmesinin Bizans’ı tedirgin etmesi
Bizans’ın içinde bulunduğu Balkan sorunlarının de- ğerlendirilmek istenmesi
Bizans’ın artan Türk akınlarından kurtulmak iste- mesi
Kardeşi Şahin Şah’ın Bizans imparatoru tarafından desteklenmesi
SAVAŞ: Türkiye Selçuklu Devleti kazandı
Anadolu’nun Türk yurdu olması kesinleşti.
I. ve II. Haçlı seferleri ile Bizans’a geçen üstünlük sona erdi.
Bizans bu savaştan sonra savunmaya Türkler taar- ruza geçti.
III. Haçlı Seferine sebep olmuştur.
Miryokefalon Savaşından sonra Kütahya ve Eskişehir alınmış, Danişmentlilere tamamen son verilmiştir. Malatya alı- narak Sakarya’dan Fırat’a kadar Anadolu Türk birliği kurulmuştur.
Antalya bu dönemde kuşatıldıysa da alınamadı.
II. Kılıç Arslan Döneminde Ayrıca;
İlk defa altın ve gümüş para bastırıldı.
9
Anadolu’da ilk kervansaray kabul edilen Alay Han yaptırıldı.
Kayseri’de uluslararası fuar niteliğinde Dünyanın en büyük pazarı kabul edilen Yabanlu Pazarı kuruldu.
II. Kılıç Arslan, eski Türk geleneklerine uyarak hâkimiyeti altındaki toprakları 11 oğluna paylaştırdı.
RÜKNETTİN SÜLEYMAN ŞAH (1191-1204)
Gıyaseddin Keyhüsrev’e karşı kardeşlerinin desteğini alarak başkent Konya’yı kuşatmış yapılan antlaşma ile başa geçmiştir.
Amasya, Tokat ve Niksar’ın alınması ile kardeşi Mesud dışındaki diğer kardeşlerini itaat altına almıştır.
Bizans bu dönemde vergiye bağlanmıştır.
Kilikya Ermenilerini mağlup ederek itaat altına aldı.
Harput Artuklularını ve Erzincan Mengüceklerini hâkimiyeti altına aldı.
Anadolu’da kurulan İlk Türk beyliği olan Saltuklulara son verdi. Böylece Gürcülerle Türkiye Selçukluları ilk defa komşu oldu.
Gürcistan seferi sırasında Micingerd kalesi civarında, Gürcü ordusunun ani baskını ile büyük bir mağlubiyet yaşadı.
Gürcistan seferi dönüşünde Ankara’yı kardeşi Mesud’dan almıştır.
II. Gürcistan Seferi hazırlıkları sırasında hastalanarak ölmüştür.
I.GIYASEDDİN KEYHÜSREV(1192-1196)(1205-1211)
İki defa tahta çıkmıştır. 1192’de çıktığı Anadolu Selçuklu tahtını 1196’da kardeşi Rüknettin Süleyman Şah’a terk etmiştir. 1204’de Süleyman Şah’ın ölüm haberini alması ile yeğeni III. Kılıç Arslan’ı 8 aylık mücadeleden sonra devi- rerek sultanlığını ilan etti.
Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine yapılan seferle Karadeniz ticaret yolu güvenliği sağlanmış, Samsun itaat altına alındı.
Akdeniz seferi ile Antalya fethedildi.
Ticari faaliyetleri geliştirmek için ilk defa Venediklilerle ticaret antlaşması yapıldı.
Venedik dışında Kıbrıs krallığı ile yapılan ticari antlaşma ile Anadolu’nun uluslararası ticaret merkezi yapılması ile çalışmalar başlanmıştır.
Eyyubilerden Marş ve Ermenilerden Petrus’u aldı.
Senelik vergisini göndermeyen İznik Rum İmparatoru Lakaris’in orduları ile yapılan Alaşehir Savaşında şehit düş- müştür.
Türkiye Selçuklu Devletinin ilk hastanesi sayılan ve kız kardeşi adına yaptırdığı Kayseri Gevher Nesibe Darüşşifası ile ilk medresesi olan Koca Hasan Medresesi bu dönemde yaptırılmıştır.
Faruk Sümer’e göre bu Pazar Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde kurulmaktadır. Yabanlu Pazarı üzerinde en detaylı bilgi veren müellif, Zekeriya b.Muhammed el-Kazvini’dir. Âsarül-Bilâd ve Ahbârül-İbâd adlı eserlerinde bu Pazar hakkında son derece ilginç bilgiler vermiştir.
İki defa tahta çıkan tek Türkiye Selçuklu Sultanıdır.
Antalya’nın fethi ile ilk defa denizcilik faaliyetleri başladı.
10
Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde merkezi otoriteyi güçlendirmek amacıyla ülkeyi hanedan üyeleri arasında paylaş- tırma geleneğine son vererek şehzadeleri merkeze bağlı birer vali konumuna getirdi.
İZZETTİN KEYKAVUS (1211-1220)
Kardeşi Alaeddin Keykubat’la giriştiği mücadeleyi kazanarak tahta oturdu. Kardeşi Alaeddin’i Minşar Kalesine hapsetti.(1213)
Trabzon Rum İmparatoru ile 1214’de yapılan mücadele kazanılarak Sinop ele geçirildi. Türkiye Selçukluları ilk defa Karadeniz’e ulaşmış oldu.
Trabzon Rum İmparatorluğu vergiye bağlanmıştır.
İşgal edilen Karaman ve Ereğli Ermenilerden geri alınmıştır.
İşgal edilip Kıbrıs krallığına bağlanmaya çalışılan Antalya’yı ikinci defa fethetti.(1216) . Ermeniler üzerine yapılan sefer neticesinde Çinçin ve Kançin kaleleri alınmış Ermeni kontu Leon’un isteği ile barış yapılmıştır. Anlaşma çerçe- vesinde Çukurova Ermenileri 20 bin altın yıllık vergiye bağlanmıştır. Böylece Anadolu-Suriye ticaret yolunda emniyet sağlandı.
Kıbrıs Kralı Hugues ile ticari antlaşma imzalanmıştır.
Artuklu ve Erbil beylikleri himaye altına alındı.
ALAEDDİN KEYKUBAT DÖNEMİ(1222-1237)
Abisi İzzettin Keykavus’un ölümünden sonra tahta çıktı.
Türkiye Selçuklu Devletine doğudan ve güneyden komşu olan Eyyubilerle İzzettin Keykavus Döneminde Halep Seferi ile bozulan ilişkileri düzetmiştir.
Muhtemel bir Moğol saldırısına karşı Konya, Kayseri, Sivas, Malatya gibi şehirlerin etrafına surlar yaptırıldı veya buralardaki surlar tamir edildi.
1226’da Avrupalıların Kandelora adını verdikleri bölge fethedilerek buranın ismi Alaiye (Alanya) olarak değiştirildi.
Alaiye başkent Konya örnek alınarak imar edildi ve burada bir tersane yaptırıldı.
Suriye ile Anadolu arasındaki kervan yollarını korumak amacıyla, Manavgat, Anamur, Silifke kaleleri ile İasauria (İçel) alınarak Ermenilerin itaati kesin olarak sağlandı.
Artuklu Beylerinin Türkiye Selçuklularına karşı Harzemşahlarla işbirliği girişimleri üzerine Kâhta, Adıyaman ve Tunceli(Çemişgezek) alındı.
Mengücek Beyliğinin Erzincan ve Kemah kollarına son verildi.
Moğolların Kırım’ın Suğdak’ı işgal etmeleri ve Trabzon Rum İmparatorunun bölgeye yerleşme çabaları üzerine Kastamonu uç beyi Hüsameddin Çoban komutasındaki donama Suğdak Limanını ele geçirilerek Karadeniz ticareti güvence altına alındı.
Türkiye Selçuklu Devleti tarihinde ilk tersane bu dönemde Sinop’ta kuruldu.
Türkiye Selçuklu Devletinin tersane yaptırdığı iller: Sinop (ilk tersane ),Antalya, Alanya ve Suğdak
Karaman Türkmenleri ilk defa bu dönemde İçel bölgesine yerleştirildi.
Suğdak Seferi Türkiye Selçuklu Devleti’nin ilk ve tek deniz aşırı seferidir.
11
YASSIÇEMEN SAVAŞI(1230)
Taraflar: Türkiye Selçuklu Devleti X Harzemşahlar Devleti
SEBEPLERİ SONUÇLARI
Celaleddin Harzemşah’ın Selçuklulara ait Ahlat’ı işgal etmesi.
Harzemşahların, Erzurum Meliki Cihan Şah’la ittifak kurmaları.
SAVAŞ: Eyyubi destekli Türkiye Selçuklularıyla Har- zemşahlar arasında Erzincan Akşehri Ovasında yapı- lan savaşı Türkiye Selçuklu Devleti kazandı.
Harzemşahlar Devleti yıkılma sürecine girdi.
Türkiye Selçukluları ile Moğollar komşu oldu.
Ahlat, Bitlis, Van, Adilcevaz alındı.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu hâkimiyeti için Eyyubi- lerle ilişkilerin bozulmasına neden oldu.
Kayı boyu bu savaştan sonra Anadolu’ya yerleştiril- di.
Yassı Çimen Savaşından sonra Moğolların Erciş, Ahlat, Bitlis, Siirt bölgelerini tahrip etmelerine destek veren Gürcis- tan üzerine sefer düzenlendi. Gürcü Krallığını ağır bir mağlubiyete uğrattı (1231).
1234 yılında Harput Kalesi alınarak Harput Artuklularına son verildi.
1235’ yılında Siverek, Harran ve Urfa fethedildiyse de bir yıl sonra Eyyubiler buraları geri aldı.
Amid seferi için hazırlıkları sırasında zehirlenerek öldürülmüştür.(1237)
Alaeddin Keykubat döneminde ticareti canlandırmak için dünya tarihinde ilk kez devlet sigorta sistemi uygulanmış- tır.
II. GIYASEDDİN KEYHÜSREV DÖNEMİ
BABA İSHAK İSYANI (1240): Baba İlyas’ın müridi olan Baba İshak tarafından Adıyaman Kâhta’da çıkartılan isyandır.
SEBEPLERİ SONUÇLARI
Moğollardan kaçan Türkmenlerin doğu ve güneydo- ğu Anadolu’ya yerleşmelerine rağmen ekonomik du- rumlarının düzeltilememiş olması
Türkiye Selçuklu devletinde yaşanan otorite boşluğu
Türkmenler arasında yaşanan otlak ve kışlak payla- şımında yaşanan anlaşmazlık
Türkmenlerin dışlanması ve ağır vergiler
Göçmenler ile yerleşik halk arasında yaşanan çatış- malar
Türkmenlerin ticaret kervanlarına saldırması
İSYAN: Adıyaman Kâhta bölgesinde başlayan isyan kısa sürede Tokat, Amasya, Malatya ve Sivas havali- sine yayılmıştır. İsyan Malya Savaşının ardından iki yılda bastırılabildi.
SONUÇLARI
Baba İshak yakalanarak idam edildi.
Türkiye Selçuklu Devletinin isyanı güçlükle batırabil- mesi Moğolların Anadolu’ya girmesine neden oldu.
KÖSEDAĞ SAVAŞI (1243)
TARAFLAR: Türkiye Selçuklu Devleti X Moğollar (İlhanlılar) SEBEPLERİ
Baba İshak isyanının Moğolları cesaretlendirmesi
Moğolların Erzurum bölgesini kılıçtan geçirip Sivas’a kadar olan bölgeleri yağmalaması
SAVAŞ: Sivas –Erzincan arasında Kösedağ mevkiinde yapılan savaşı Baycu Noyan komutasındaki Moğollar kazan- mıştır.
Baba İshak isyanı Anadolu’da çıkan ilk İslami isyan hareketidir.
12
SONUÇLARI
Türkiye Selçuklu Devleti yıkılma sürecine girdi. Anadolu Selçuklu Devleti Moğollara vergi ödemeye başladı.
Anadolu Türk siyasi birliği bozulmuş ve ikinci beylikler dönemi başlamıştır.
Moğolların baskısı altında kalan Türker batıya göç ederek Batı Anadolu’nun Türkleşmesi sağlandı(Tek olumlu so- nuç)
Selçuklu sultanları ve devlet adamları Moğollar tarafından atanmaya başlaması ile siyasi istikrarı bozulmuştur.
Ticaret yollarının zarar görmesi nedeniyle ticari faaliyetlerin durma noktasına gelmesi ve ağır vergiler Anadolu’yu ekonomik sıkıntıya sokmuştur.
Çukurova Ermenileri ve Trabzon Rum Devleti Moğollara bağlanmıştır.
YKILMA SÜRECİ GELİŞMELERİ:
II. Gıyaseddin Keyhüsrev, Kösedağ mağlubiyetinden sonra devlet idaresini veziri Şemseddin İsfahani’ye bırakması ile devletin çöküşü hızlanmıştır.
II. Gıyaseddin Keyhüsrev, 1246 yılında ölmesi ile taht kavgaları başlamıştır. Rükneddin Kılıç Arslan ve Alâeddin Keykubat’ın İzzeddin Keykavus’un hükümdarlığını kabul etmemeleri üzerine vezir Celaleddin Karatay, ülkeyi üç kardeş arasında paylaştırmak zorunda kaldı. (Ortak Saltanat )
II. İzzettin Keykavus büyük sultan olmuş, IV. Rükneddin Kılıç Arslan ve II. Alâeddin Keykubat ise ülkenin doğu ve batı bölgelerinin hükümdarı ilan edildi (1249).
II. İzzeddin Keykavus, Moğol komutanı Baycu ’ya karşı 1256’daSultan Hanı savaşı yapılmışsa da kaybedilmiştir.
Sultan II. Mesut’un 1308’de vefatı ile Anadolu Selçuklu Devleti resmen sona ermiştir
13
İKİNCİ TÜRK BEYLİKLERİ DÖNEMİ KARAMANOĞULLARI (1256-1487)
Karaman Bey tarafından Konya ve Larende (Karaman ) merkezli kurulmuştur.
Türkiye Selçuklu Devletinin mirasçısı olarak gördükleri için başkentlerini Konya olarak belirlemişlerdir.
Osmanlı Devletini en çok uğraştıran beyliktir.
Karamanoğlu Mehmet Bey döneminde Türkçe resmi dil olarak ilan edildi.
II. Bayezid döneminde kesin olarak ortadan kaldırıldı.(
1487)
GERMİYANOĞULLARI(1299-1429)
Yakup Bey tarafından Kütahya ve Denizli bölgelerinde kuruldu.
I.Murat oğlu Beyazıt’ı Germiyanoğlu’nun kızıyla evlendir- miş, Kütahya, Emet, Tavşanlı ve Simav’ı çeyiz olarak almış- tır.
II. Yakup Bey’in vasiyeti ile Osmanlıya katıldılar.
Osmanlıya vasiyet yoluyla katılan ilk ve tek beyliktir.
SARUHANOĞULLARI (1313-1464)
Saruhan Gazi tarafından Manisa merkezli kurulan denizci bir beyliktir.
Anakara Savaşından sonra tekrar kurulan beyliğe Çelebi Mehmet son verdi.
Fetret Devrinden sonra alınan ilk beyliktir
KARESİOĞULLARI BEYLİĞİ(1304-1360)
Karesi Bey tarafından Balıkesir ve Çanakkale bölgelerinde kurulmuştur.
Osmanlı Devletine ilk katılan beyliktir.
Orhan Bey döneminde alınan beylik Ankara Savaşından sonra kurulmayan iki beylikten biridir.
Osmanlı Devletinin ilk donanması bu beyliğin donanması- dır.
CANİKOĞULLARI
Samsun ve Çarşamba bölgelerinde kuruldu.
CANDAROĞULLARI(İSFENDİYAROĞLU)(1292-1461
Şemseddin Candar tarafından Kastamonu ve Sinop’ta kuruldu.
Kastamonu koluna Yıldırım, Sinop koluna da Fatih son vermiştir.
DULKADİROĞULLARI(1337-1515)
Karaca Bey tarafından Elbistan merkezli kurulan beylik zamanla Maraş, Malatya, Amik ve Harput olmak üzere egemenlik alanını genişletti.
Yavuz Döneminde yapılan Turna dağ Savaşı ile bu beyliğe son verilerek Anadolu Türk birliği kesin olarak kuruldu.
Savaş yapılarak alınan son beylik.
MENTEŞEOĞULLARI(1261-1461)
Menteşe Bey tarafından Muğla’da kurulmuştur.
Ankara Savaşından sonra kurulan beyliğe II. Murat son verdi.
Mesut Bey döneminde Rodos’u bir süre ellerinde geçirdi- ler.
İNANÇOĞULLARI (LÂDİK BEYLİĞİ)(1261-1368)
Mehmet Bey tarafından Denizli ve çevresinde kuruldu.
14
AYDINOĞULLARI(1308-1426)
Gazi Mehmet Bey tarafından Aydın ve Birgi çevresinde kuruldu.
Umur Bey döneminde Ege adaları ve Yunanistan’a seferler yapıldı.
Anakara Savaşından sonra kurulan beyliğe II. Murat son verdi.
HAMİTOĞULLARI(1301-1423)
Dündar Bey tarafından Isparta, Antalya, Eğirdir, Borlu ve Uluborlu bölgelerinde kuruldu.
I.Murat döneminde Hamit oğlu Hüseyin Bey’den Isparta, Yalvaç, Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Karaağaç 80 bin altın karşılığında satın alınmıştır.
Topraklarını Osmanlıya para karşılığında satan tek beyliktir.
Ankara Savaşından sonra kurulan beyliğe II. Murat son verdi.
ÇOBANOĞULLARI
Emir Hüsamettin tarafından Kastamonu ve çevresinde kuruldu.
TACEDDİNOĞULLARI(1378-1428)
Taceddin Bey tarafından Ordu ve çevresinde kuruldu.
OSMANOĞULLARI
Cihan Devletine dönüşen tek beyliktir.
KÜLTÜR VE UYGARLIK DEVLET YÖNETİMİ VE HÜKÜMDAR
Türklerde mevcut olan kut anlayışı, Anadolu Selçuklularında da devam etmiştir. Bu anlayışa göre sultan, hüküm- darlık yetkisini Allah'tan alır yaptığı işlerden de ancak Allah’a karşı sorumludur. Kut anlayışı ve Kut’un doğal bir so- nucu olan veraset anlayışı bu dönemde de aynen devam etmiştir.
Ülkenin her yerinde Sultan adına hutbe okutma ve para bastırma geleneği bu dönemde de uygulanmıştır.
Halifeyi manevi önder gören hükümdarlar Abbasi halifesinden Menşur (onay) alırlardı.
Şehzadeler, Melik sıfatıyla belli başlı merkezlere Atabeylerle beraber yönetici olarak gönderilmişlerdir.
Büyük Selçuklu Devletinde Melik ve Atabeylere verilen ordu kurma anlayışı bu dönemde terkedilmiştir. Meliklerin savaş açma ve para bastırma yetkileri de kısıtlanarak merkezi idareye karşı güçlenmeleri önlenmeye çalışılmıştır.
Türkiye Selçuklu Sultanlarının yetkileri sınırsız değildi. Hükümdar ülkeyi Şer’i ve Örfi hukuk kurallarına göre yönet- mek zorundadırlar.
Devlet meseleleri Sultanın başkanlığındaki Büyük Divanda görüşülürdü. Sultanın olmadığı zamanlarda ise vezir bu görevi yapardı.
SULTANIN GÖREVLERİ
Halkın ihtiyaçlarını karşılamak ve halkın ekonomik seviyesini yükseltmek
Ülkeyi adaletle yönetmek
Paranın değerini korumak
Şeri hukuka aykırı olmamak kaydıyla kanunlar yapmak veya kaldırmak
Ülkeyi dış tehditlerden korumak ve fetihler yaparak devletin sınırlarını genişletmek.
Üst düzey askeri ve sivil görevlileri atamak
Yabancı elçileri kabul edip savaş ve barışa karar vermek.
Büyük Divan’a başkanlık etmek
İslamiyet’i yaymak
15
TEBANIN GÖREVLERİ
Hükümdara itaat etmelidir.
Hükümdarın dostuna dost düşmanına düşman olmalıdır.
Vergiyi düzenli ödemeli
Askerlik görevini yapmalı
HÜKÜMDAR ÜNVANLARI
Sultan Gıyaseddin İzzeddin
Sultanul Azam Keykubat Bey
Sultanul Galip Keyhüsrev Rüknettin
Sultanul Kahir Keykavus İmameddin
Alaeddin Emirül Müminin Sultanul Muazzam
HÜKÜMDARLIK ALAMETLERİ Unvan
(Künye)
Sancak Tuğra Para bastırma Hutbe okutmak
Otağ Kös (Nevbet) Gaşiye Tuğ Saray
Çetr(Şemsiye) Taht Tıraz Hilat Taç
SARAY
Türkiye Selçuklu Devleti saray teşkilatı Büyük Selçuklularından örnek alınarak oluşturuldu. Saraya Kapu veya Divan gibi isimler verilmiştir.
Türkiye Selçuklularında saray üç kısma ayrılır.
Selamlık: Devletin yönetildiği yer
Harem: Özel hayatının geçtiği bölüm
Gulamhane: Eğitim merkezidir.
Baba adı verilen görevli hocalarla Gulamhanede eğitilen görevliler sarayda görev almışlardır.
Selçuklu hükümdarları başkent olarak seçtikleri şehirlere daru'l-memleke, dergâh veya bargâh adı verilen saraylar yapmışlardır.
Konya'da Kılıç Arslan Sarayı ve Beyşehir Kubadabad Sarayı ve Kayseri'deki Keykubadiye önemli saraylardır.
Türkiye Selçuklu Sultanlarının güçlerini ifade etmek için Keykubat, Keyhüsrev ve Keykavus gibi ün- vanları kullanmaları Fars (İran ) kültüründen etkilendiğini göstermektedir.
16
SARAY GÖREVLİLERİ
HACİBÜL HÜCCAP Sarayın genel sorumlusudur. Hacip adı verilen yardımcıları ile Sultan ile devlet adam- ları arasındaki irtibatı sağlar.
EMİR-İ SİLAH Silahhanenin sorumlusudur.
EMİR-İ ÂLEM Sancaktan sorumlu kişi
CAMEDAR Sultanın elbise ve giysilerinden sorumlu kişi
ŞARABDAR Hükümdar sofrasına konulacak içeceklerden sorumlu kişi HAVAYİC-İ SÂLAR Saray aşçısı
EMİR-İ MAHFİL Çeşitli merasimlerde ve Cuma resmi kabullerinde hükümdara teşrifatçılık yapardı.
EMİR-İ AHUR Hükümdarın atlarına bakmakla görevli emirdir. İlbaşı veya Haçlı seferlerinden sonra Kont istabl adı da verilmiştir.
EMİR-İ MECLİS Ziyafet salonlarını düzenlemekten sorumlu saray görevlisi SERHENK (Çavuş) Merasimlerde yol açan kimsedir.
TASTDÂR Hükümdar abdest alırken veya el yıkarken su tutan görevli
EMİR-İ SİKAR Hükümdarın av işlerini düzenleyen ve av hayvanlarını eğiten görevli
EMÎR-İ CÂNDÂR Saray ve sultanı korumakla görevli Candar adı verilen muhafız birliğinin başındaki kişi PERDEDAR Sultanın kabullerinde giriş ve çıkıştan sorumlu görevli
MUTRİB Saray çalgıcısı
NEDİM Saray şairi
HACE-İ SARAY Hadım ağası
MUABBİR Rüya tabircisi
ÜSTÂDÜDDÂR Saraya ait harcamaları ve saray görevlilerini kontrol eder.
HÜKÜMET
Türkiye Selçuklu Devletinde devlet işleri Divan-ı Saltanat ( Büyük Divan veya Divan-ı Ali)’da görüşülüp karara bağ- lanırdı.
Sultanın başkanlık ettiği bu divana sultanın bulunmadığı hallerde vezir başkanlık yapardı.
Vezir başkanlığında toplanan divana Sahibi Divan adı verilir.
17
Güvenlik işlerinden Emir-i Şemşir sorumludur.
Bu divana alt divanların başkanları katılırdı.
Emir-i Dad adı verilen adalet bakanının kararlarında bağımsız olması için Büyük Divan’a dâhil edilmemiştir.
Büyük Divan yaptığı işler bakımından bugünkü Bakanlar Kuruluna benzerdi.
Divan-ı Saltanat üyeleri:
Doğal üye ve başkan: Sultan
Atama ile görevlendirilenler: Vezir, Naip, Pervaneci, Müstevfi, Tuğracı, Müşrif, Emir-i Arız, Beylerbeyi (Emirül Ümera ) ve Atabey’dir.
NİYABET-İ SALTANAT DİVANI
Sultanın başkentte olmadığı zamanlarda vekâleten devlet işlerini yürüten divandır.
Bu divanda bulunan devlet adamları ve askerlere Naip denilirdi. Bu makamı idare edenlere Naib-i Sultan veya Naibü'l-hazre denilir ve Sultan tarafından atanırdı.
Vezirden sonra gelen en yetkili kişidir.
Naib-i Sultanın alameti altın kılıçtır ve Sultanın bütün yetkilerine sahipti.
Büyük Selçuklu Devletinde görülmeyen bu divan Eyyubilerden örnek alınarak oluşturulmuştur.
DİVAN-I İNŞA (TUĞRA)
Devletin iç ve dış yazışmaları ile ilgilenirdi.
Hükümdar tuğra veya nişanı çeken kimselere Tuğrai veya Münşi adı verilir.
Makam olarak Divan-ı Arz’dan sonra gelirdi.
DİVAN-I İŞRAF
Teftiş kuruludur. Müsrif başkanlığındaki bu divan askeri ve adli işler dışındaki idari ve mali teşkilatı incelerdi.
DİVAN-I PERVANE
Arazi kayıtlarını tutan, Has ve iktaları düzenleyen divandır.
Pervaneci aynı zamanda devletin istihbaratından da sorumludur.
Başkanına Pervaneci denir.
Pervanecilerin hazırladıkları fermanlara Pervane adı verilirdi.
Bu divan şekli de Büyük Selçuklu Devletinde görülmemektedir.
DİVAN-I ARZ
Ordunun her türlü ihtiyacıyla ilgilenen divandır.
Başkanına Emir-i Arz veya Arzü’l Ceyş adı verilir.
Ordunun sevk ve idaresine karışmaz sadece maaş, yiyecek, giyecek, silah gibi ihtiyaçlarını karşılardı.
Günümüzdeki Milli Savunma Bakanlığı ile eşdeğerdir.
DİVAN-I İSTİFA
Devletin bütün mali işlerine bakan divandır.
Başındaki görevliye Müstevfi denilirdi.
18
Bu divanların dışında ayrıca;
DİVAN-I MEZALİM Sultan başkanlığında toplanan ve büyük davalara bakan yüksek mahkemedir.
DİVAN-I BERİD Posta, haberleşme ve istihbarat işleriyle ilgilenen divan
DİVAN- I HAS Geliri sultana ait olan has arazileri ile ilgilenirdi.
EVKAF-I MEMALİK DİVANI Vakıfları denetleyen divan
MEŞVERET MECLİSİ
Hükümdar olacak kişilerin belirlenmesinden devletin iç ve dış politikalarına kadar pek çok konu konuşulurdu. Bu yönüyle Ku- rultay’a benzer.
TAŞRA TEŞKİLATI
Türkiye Selçuklu Devletinde idari taksimatın esasını İkta sistemi oluşturmaktadır.
Taşra idarecilerinin sultanla irtibatı sıkı sıkıya sağlanarak merkezi yapı güçlü tutulmaya çalışılmıştır.
Türkiye Selçukluları ülke yönetiminde kolaylık sağlamak amacıyla ülkeyi bir takım idari birimlere ayırmışlardır.
Bu birimler merkeze bağlı, meliklerin yönettiği ve uç eyaletler olmak üzere üç kısımdır.
ALT DİVANLARI KISACA ÖĞRENMEK İSTERSEK:
DİVAN-I ARZ--- ASKERİ---EMİR-İ ARIZ DİVAN-I İSTİFA--- EKONOMİ---MÜSTEVİ DİVAN-I TUĞRA---YAZIŞMALAR---TUĞRACI DİVAN-I İSRAF---TEFTİŞ---MÜŞRİF DİVAN-I PERVANE---İKTA---PERVANECİ
KODLAMA:
EMPaTiM
19
ORDU TEŞKİLATI
Türkiye Selçuklu Devleti ordu teşkilatlanması alanında Büyük Selçuklu Devletini örnek alsa da Donanma yönüyle farklılık arz eder.
Ordunun başkomutanı Sultan’dır. Türkiye Selçuklu devletinde ordu komutanına Emir’ül Ümera adı verilir.
Kumandanlara ise Sipâhsâlâr (subaşı, ya da Serleşker) unvanları verilirdi.
MERKEZE BAĞLI EYALETLER
Yönetimi ve gelirleri büyük divana bağlı eyaletlerdir.
Bu eyaletlerin başında Subaşı(Emir-i sipahsalar) bulunurdu.Subaşılar vilayetin komutanı olup asayiş ve düzeni sağlardı.
Bu eyaletlerdeki diğer görevliler:
Adalet işleri: Kadı Yönetim : Naip
Vergi toplama: Vergi tahsildarı Belediye işleri: Muhtesip
Şıhne : Önemli şehir merkezlerini yöneten askeri vali
MELİKLERİN İDARE ETTİĞİ EYALETLER Başında hanedan mensubu Melikler bulunur.
Meliklere yönetimde yardımcı olması için Atabey adı verilen hocaları bulunur.
Melikler yarı bağımsız olup para bastırabilir,divan oluşturabilirdi.
Şehzadeler hangi vilayetin valisi ise oranın bir kısım ikta'sı kendilerine dirlik olarak verilir.
UÇ EYALETLER Bizans sınırında olup başlarında Türkmen Beyi bulunurdu.
Uç beylerinin temel görevi, sınır boylarında güvenliği sağlamaktır.
Kıyı vilayetlerinin başında Emir-i Sehavil denilen Türkmen Beyleri bulunurdu.
Kastamonu,Denizli ve Antalya uç eyaletleridir.
BAĞLI BEYLİK VE DEVLETLER
İç işlerinde bağımsız olup devlete vergi öder ve gerektiğinde asker gönderirlerdir. Trabzon Rum, Mengücek, Saltuk, Çukurova Ermeni Krallığı, Artuklular ve Eyyubi melikleri bunların başlıcalarıdır.
Ayrıca;
Mirliva: Siyasi otoriteyi sağlamakla görevli olan, beyliklerde hükümdarın temsilcisi olan yetkilidir.
Kadılar: Beyliklerde hükümdarın temsilcisi olan kadılar, yargı işlerine bakarlardı.
20
ORDUNUN BÖLÜMLERİ
GULAM ASKERLERİ (GULEMAN-I HASSA)
İlk defa Karahanlılarda uygulamaya konulan bu askeri sistemde savaş esirleri arasında seçilen, halktan toplanan veya hediye alınan küçük yaştaki çocuklar yeteneklerine göre Gulamhane denilen merkezlerde Babayanlar tarafın- dan eğitilirlerdir.
Kışlada yatıp kalkan düzenli askeri eğitim alan bu askeri sınıfın kısımlarından bazıları:
Mülazıman-ı Yayak: Hükümdarın çadırını bekleyen askerlerdir. Silahsız olan bu birlik gerektiğinde silahlandırılırlar- dı.
Gulaman-ı Saray: Sultanın özel muhafızlarıdır. Savaşta ve barışta sultan ile yönetim merkezi olan sarayı korurlar.
Halka-i Has: Dergâh adı verilen bu grup hükümdarın şahsi hizmetinden ayrılmazlardı.
Bu birliklerdeki askerler, divan defterine kayıtlı olup üç ayda bir Bistegani adı verilen maaş alırlar.
İktadan faydalanamayan Gulamlar emirlik rütbesine yükselirse ikta sahibi olabilirlerdi.
Gulam sisteminin Osmanlıdaki karşılığı devşirme sistemidir.
İKTA ASKERLERİ (SİPAHİLER)
Ordunun temelini oluşturulan sınıftır.
Hizmet veya maaş karşılığı belirli bir süre askerlere, komutanlara ve devlet adamlarına verilen ikta adı verilen toprakların gelirlerine göre oluşturulan askerleri birliklerdir.
Devletten maaş almayan bu askerler ikta adı verilen toprakların vergi gelirleriyle geçinirlerdi.
Ocakzade usulü ile bu askerler oğullarına mesleklerini devredebilirlerdi.
Savaş zamanında bağlı oldukları ikta sahibi emrinde belli merkezlerdeki Subaşıların emrine girerlerdi.
Ellibaş: Elli ikta askerinin oluşturduğu müfrezenin komutanı.
Türkiye Selçuklularında, Büyük Selçuklulardaki gibi geniş iktalar verilmezdi.
ÜCRETLİ ASKERLER
Ecr-i Has veya Haşer adı da verilen Rum, Frank, Rus ve Ermeni gibi milletlerden oluşturulan askeri birlikleridir.
Geçici sürede yararlanılan bu askerlerden genellikle isyan veya savaş zamanlarında faydalanılmaktadır.
TÜRKMENLER
Uç askerler olarak da bilinen sınır boylarında her an savaşa hazır Türkmen kuvvetleridir.
Savaş zamanlarında başlarında bulunan beylerin himayesinde savaşa katılırlardı.
YARDIMCI KUVVETLER ve GÖNÜLLÜLER
Bağlı beylik ve devletlerin gönderdiği askerlerdir.
Gönüllüler savaş bölgelerine yakın sınır boylarında orduya katılan düzensiz birliklerdir. Bu düzensiz birliklere Eyyar veya Gaziyan adı da verilir.
GULAM ASKERLERİ
İKTA ASKERLERİ
ÜCRETLİ AS- KERLER
YARDIMCI KUVVETLER
TÜRKMENLER DONANMA
21
DONANMA
Türk tarihinde ilk donanma Çaka Bey tarafından İzmir’de kurulmuştur
Türkiye Selçuklu Devleti donanmaya verilen önem noktasında Büyük Selçuklu Devletinden ayrılır.
İlki Sinop’ta olmak üzere, Samsun, Antalya ve Alanya’da gibi yerlerde tersaneler kurularak donanma güçlendirildi.
Donanma komutanlarına Emir’ül Sevahil(Sahillerin Emiri) veya Reis’ül Bahr (Deniz reisi) adı verilir.
Donanma bağımsız müstakim bir teşkilat değil kara ordusuna bağlıdır. Donanma komutanları beylerbeyine bağlı hareket ederlerdi.
ŞURTA TEŞKİLATI
Şehirlerdeki polis veya jandarma teşkilatıdır.
Başındaki görevliye Sahibüs Şurta (emniyet müdürü) denir.
Suç ve cinayetleri takip ederek suçluları yakalamakla görevlidirler.
Tabılhane: Türkiye Selçuklu Devletinde askeri ban- doya verilen isim.
Serhenk: Çavuş
Serleşker: Subaşı
Dizdar: Kale Muhafızı Sahib-i Etrak: Sınırda askeri ve idari görevli HUKUK SİSTEMİ
Türkiye Selçuklu Devletinde hukuk sistemi diğer Türk-İslam devletlerinde olduğu gibi Şer’i ve Örfi hukuk olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
ŞER’İ HUKUK
Şeri Hukuk temelini İslam hukukundan alır.
Miras, boşanma, evlenme, nafaka, velayet, vakıflarla ilgili davalara bakar.
Şer’i davalara kadılar bakar. Kadıların verdiği kararlarda bağımsızlardır. Ancak kadının verdiği karara usulüne uygun olarak itiraz edilirse kadılardan oluşan bir kurul tarafından karar tekrar gözden geçirilirdi.
Kadıların yüksek medrese tahsili görmüş, İslam ahlakıyla ahlaklanmış olması şarttır.
Başkent Konya’da bulunan kadıları denetleyen ve onlardan sorumlu olan kişiye Kadı’ul Kudat adı verilir.
ÖRFİ HUKUK
Örfi hukuk kaynağını eski Türk gelenekleri olarak da bilinen Töre’den alır.
Örfi hukuk askeri, mali ve yönetim konularındaki kanunları kapsardı. Örfi hukuk Şer’i hukuka aykırı olamazdı.
Bu mahkemelerde, kanunlara uymayanlar ve güvenliği bozanlar yargılanırdı.
Örfi yargıya adalet evi manasına gelen Darüladl adı verilirdi.
Örfi davalara Emir-i Dad veya Dadbeg başkanlığındaki mahkemeler bakardı.
Emir-i Dad gerektiğinde vezir ve divan üyelerini sorgulama ve yakalama yetkisine sahiptir.
Türkiye Selçuklu Devletinde şer’i ve örfi mahkemelerin dışında ayrıca; Askeri davalara Kadı Leşker bakardı.
Divan-ı Mezalim: Ağır siyasî suçluları, sultanın başkanlığında toplanarak yargılayan yüksek mahkemedir. Bu divan, haftanın belli günlerinde halkın şikâyetlerini dinlerdi.
22
TOPRAK YÖNETİMİ
TOPLUMSAL YAPI
Anadolu Selçuklu Devletinde uç bölgelere sevk edilen Türkmen toplulukları geleneksel yapılarını koruma hususun- da çok hassas davranmışlardır. Bu durum da Türkmenler arasında eski inanç ve geleneklerini devam ettirilmelerini sağlamıştır.
Selçuklu hükümdarları kendi yönetiminde yaşayan Müslüman ve Hristiyan halkı adaletletle yönetmeyi ekonomik seviyelerini iyileştirmeyi en önemli görevleri saymışlardır.
Rum, Ermeni ve Süryani gibi milletlere hoşgörü ile yaklaşmak devletin temel politikası haline gelmiştir.
Türkiye Selçuklu devletinde halk yaşadığı yer ve yaşayış şekillerine göre üç gruba ayrılmıştır.
ŞEHİRLİLER KÖYLÜLER GÖÇERLER
Malazgirt Savaşından sonra bölgeye gelen Türkler burada küçük yerleşim yerlerini büyük yaşam sahalarına dönüştürdüler. Aksaray, Kırşehir, Alaiye Türkler tarafından kurulan önemli şehirlerdir.
Devlet memurları, tüccarlar, bilim adamları, esnaf ve zanaatkârlar şehir halkını oluşturur- lardı
Şehirler büyüklüğüne ve nüfusuna göre subaşı, melik gibi idarecilerce yönetilmiştir.
Şehirleri yöneten bu idareci, asker sınıfına Ehli Örf adı verilmiştir.
Şeyhler, İmamlar, Müderrisler, kadılar, nakipler, hatipler, müezzinler ve medrese öğrencileri, yazar ve şairlerden oluşan gruba da ehli ilim adı verilir.
Ahilik önemli bir kurumdur.
Devlete ait Miri arazide toprağın kullanım hakkına sahip olan grup- tur.
Elde edilen ürün karşılığında ikta sahibine vergi öderler.
İkta sahipleri bölgenin güvenlik ve asayişinden sorumludurlar.
Köylerdeki yöneticiye Köy Kethüdası adı verilir.
Köylüler yetiştirdikleri ürünleri şehir pazarlarına getirip satarlar- dı.
Anadolu’da yaşayan göçebe Türklere Türkmen veya halk arasında Yörük adı da verilmiş- tir.
Genellikle uç bölgelerde iskân edilen göçebeler hayvancılıkla uğraşmışlardır.
Boy beyi teşkilatlanması halinde yaşayan Türkmenler aynı zamanda sınır güvenliğine de bakarlardı.
HAS ARAZİ
Geliri hükümdara ayrılan arazidir.
Hükümdar bu topraklarda istediği tasarrufu yapar.
İKTA ARAZİ
Devlet memurlarına ve ordu men- suplarına hizmet veya maaşlarına karşılık verilen arazi.İkta sahibi
reayadan toplanan verginin birkısmı ile asker beslemek ve bölgenin güvenliğini sağlamak zorundadır.
MÜLK ARAZİ Üstün hizmetleri görülen devlet adamlarına verilen arazilerdir. Bu toprak sahibi toprak üzerinde satma,miras bırakma vb.her türlü tasarrufa sahiptir.
VAKIF ARAZİ
Hayır hizmetleri ,İlmi ve sosyal kuru- luşların masraflarına tahsis edilen arazilerdir.
Vakfiyye: Vakıf sahibinin şartnamesi Mütevelli:Vakıf yöneticisi
Mevkuf: Vakfedilen mal
23
AHİLİK TEŞKİLATI
Ahi Evran tarafından I.Alaeddin Keykubat döneminde ilk Kayseri’de olmak üzere daha sonra Konya ve Kırşehir gibi şehirlerde başlayıp zamanla Anadolu’ya yayılan esnaf ve zanaatkâr birliklerine verilen isimdir.
Ahiliğin manevi lideri Hacı Bektaşi Veli kurucusu ise Şeyh Nasırettin Mahmut el Hoyi (Ahi Evran ) isimli debbağların (dericilerin) piridir.
Abbasi halifesi Nasır Lidinillah’ın ıslah ettiği Fütüvvet teşkilatı örnek alınarak oluşturulmuştur.
Ahi Evran´ın Selçuklu Sultanı II. İzzettin Keykavus´a sunduğu Letaif-i Hikmet adlı kitabında ahiliğin kuruluş yapısı ve felsefesinden bahsetmiştir.
Ahilik iyi ahlakın doğruluğun kardeşliğin yardımseverliğin birleştiği bir düzendir.
Ahiliğin kurulma sebepleri:
Türkmenlerin İslamlaşma sürecini hızlandırmak
Göçebe Türkmenleri yerleşik hayata geçirmek
Gayrımüslim esnaf ve tüccarlarla rekabet edebilecek ekonomik güce ulaşmak
Anadolu’nun Türkleşmesini sağlamak
Dini ve ahlaki yapı korunmuştur.
Her esnaf grubunun başında Şeyh, Yiğitbaşı, Kethüda gibi görevliler bulunurdu.
Esnaf gruplarına mesleki eğitim verilen sistem Yiğit, Yamak, Çırak, Kalfa, Usta, Ahi, Halife, Şeyh, Şeyh-ül Meşayıh örgütlenmesi şeklinde işlemiştir.
Ahilikte;
Açık olma durumları Kapalı olma durumları
Eli açık, cömert olmalı;
Kapısı açık, misafirperver olmalı;
Sofrası açık, aç geleni tok göndermeli.
Gözü kapalı olmalı, kimseye kötü nazarla bakmamalı; insanla- rın ayıbını görmemeli,
Dili bağlı olmalı, kimseye kötü söz söylememeli;
Beli bağlı olmalı, kimsenin namusuna göz dikmemeli.
Ahilerin Görevleri
Devletle esnaf, üretici ile tüketici, halk ile devlet arasında adaleti sağlamak
İhtiyaca göre üretimi ayarlamak
Piyasaya çıkan malları Narh etmek(Fiat belirlemek)
Malları kontrol ederek kaliteyi korumak
İş yeri açma ruhsatı (Gedik hakkı) vermek
Üyelerine kredi imkânları sunmak
Üyelerine mesleki eğitim vermek
Kadın ve gayrı Müslimlerin üye olamadığı Ahi teşkilatı Osmanlıda Lonca Teşkilatına dönüşecektir.
İbni Batuta eserlerinde Anadolu’daki Ahilik hakkında detaylı bilgiler vermiştir.
Ahi teşkilatının vergi toplama ve üyelerini yargılama gibi görevleri yoktur.
24
DİNİ HAYAT VE ÖNEMLİ TEŞKİLATLAR
Türkiye Selçuklu Devleti diğer Türk-İslam Devletlerinde görülen Gaza ve cihat anlayışı ile Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresini birleştirmişlerdir.
Anadolu’da alp erenlik ve fetihler İslami yayılma hareketi olan fütüvvetle birlikte yürütülmüştür. Anadolu’ya gelen Alp erenlerin kurdukları tarikatlar Anadolu coğrafyasında İslam’ın yayılmasını hızlandırmıştır.
Türkiye Selçuklu Devletinde Türkmenler İslam akidesine ters düşmeyen geleneklerini sürdürmüşlerdir.
Devlet İslam dinin sunni inanç sistemini, bu sistem içerisinde de Hanefilik mezhebini benimsemiştir.
Moğol baskısı ile Anadolu’ya doğru göç eden Türkmenler Sufi adı verilen tasavvufi düşünceye sahip insanlar etra- fında toplanmışlardır.
Sufiler vasıtasıyla kurulan tarikatlar özellikle Kösedağ Savaşından sonra siyasi istikrarsızlığın yaşandığı Anadolu’da sosyal, kültürel ve dini birlikteliği sağlamışlardır.
Şehirlerde Şeyh ve dervişlerle yayılan tasavvufi hayat göçebe Türkmenler arasında Babalar vasıtasıyla yürütülmüş- tür.
Yesevilik, Mevlevîlik, Bektaşilik, Ekberilik, Nakşibendilik, Kadirilik ve Rufailik Türkiye Selçuklu Devleti zamanında yayılan veya ortaya çıkan önemli tarikatlardır.
AHMET YESEVİ
Ahmet Yesevi tarafından kurulan tarikatın en önemli özelliği İslam’ı Türkçe öğretme amacıdır.
Divan-ı Hikmet adlı eserinde dervişliği basit yollarla öğretmeye çalışmıştır.
Anadolu’ya gelen bu tarikat mensupları fetih hareketlerine de katılmışlardır.
BABAİLİK
Tarikatın kurucusu Baba İlyas olmasına rağmen siyasi ve dini bir güç haline getiren Baba İshak olmuştur.
Malatya, Amasya ve Tokat çevresinde yaşayan göçebe Türkmenler arasında güçlenen tarikat Baba İshak İsyanı ile devletin yıkılışına da zemin hazırlamıştır.
Baba İshak isyanı Anadolu’da çıkan ilk İslami isyan hareketidir.
BEKTAŞİLİK
Tarikat Horasan’dan Anadolu’ya gelen ünlü mutasavvıf Hacı Bektaş-I Veli tarafından kurulmuştur.
Hacı Bektaş-ı Velinin yazdığı Malakat Bektaşiliğin temel kitabı sayılır.
İslam’ı hoşgörülü biçimde yorumlaması ve dervişlerin fetih hareketlerine katılması özellikle askeri kesimde bu tarikatın yayılmasını sağladı.
EKBERİLİK
Muhyiddin-i Arabi’nin manevi önder olduğu tarikatın kurucusu Sadrettin Konevi’dir.
Vahdet-i Vücud düşüncesini savunmuşlardır. Evrendeki her şey ayrı ayrı yönlerden Allah'ın yansıması olarak kabul edilir.
MEVLEVİLİK
I.Alaeddin Keykubat döneminde Konya’ya yerleşen ünlü mutasavvıf Mevlana’nın fikirleri öncülüğünde oğlu Sultan Veled tarafından kurulan tarikattır.
Eserlerinde farsça dil kullandığı için yüksek tabaka arasında yayılan bu tarikatın manevi önderi Mevlana’nın en büyük eseri Mesnevi’dir.
DİĞERLERİ Rufailik, Nakşibendilik, Kübrevilik, Kadirilik Anadolu’da faaliyet gösteren diğer önemli tari- katlardır.
25
AHİLİK DIŞINDAKİ ÖNEMLİ KURULUŞLAR
Bacıyan-ı Rum: Dünyanın ilk kadın teşkilatı olan birlik Fatma Bacı tarafından kurulmuştur. Anadolu Kadınlar Birliği anlamına gelmektedir. Teşkilat hakkında ilk bilgileri Âşıkpaşazâde vermektedir. Yabancı müelliflerden Alman Ta- eschner ilk defa teşkilat üzerinde araştırma yapmıştır.
Abdalan-ı Rum: Horasan Erenleri olarak ta bilinen Anadolu Dervişler teşkilatıdır.
Feteyan-ı Rum: Anadolu gençler teşkilatıdır.
Gaziyan-ı Rum: Re’îs’ül-fityân veya Sipâhsâlâr-ı Gaziyan da denilen Anadolu gazi ve Alpler teşkilatıdır.
EKONOMİK HAYAT
Anadolu Selçuklu Devletinde ekonomi; tarım, hayvancılık, sanayi, madencilik, ticaret, el sanatları ve dokumacılık önemli yer tutmuştur.
TARIM
Tarım arazilerinin büyük bir kısmı devlete ait olan miri arazilerde yapılmaktadır.
Toprakların devlete ait olması büyük toprak sahiplerinin ortaya çıkmasını engellemiştir.
Köylerde yaşayan halkın temel geçim kaynağı tarımdır.
Çiftçiler ürettikleri ürünün bir kısmını vergi olarak ikta sahibine verirlerdi. Çiftçi üzerine düşen görevi yaptığı sürece toprağı işleyebilir çocuklarına devredebilirdi.
Vakıf arazileri ise icar aracılığı ile işletilmektedir.
Tarımı geliştirmek için;
Savaşlar sebebiyle boşaltılmış arazilere çiftçilikle uğraşan kitleler: yerleştirilmiştir.
Çiftçilere ücretsiz tohumluk buğday, zirai aletler ve çift hayvanları dağıtılmıştır.
Belirli dönemlerde vergi kolaylığı ve affı getirilmiştir.
Sulama kanalları açılarak tarla, bağ ve bahçelere kadar uzanan sulama sistemi kurulmuştur.
Bazı olağanüstü dönemlerde halkın zararları devletçe temin edildi.
En çok üretilen tarımsal ürün buğdaydır. İhtiyaç fazlası buğday önemli ihraç ürünüdür. Buğday dışında Pirinç, yulaf ve pamuk tarımı, bağ ve bahçelerde üretilen meyve ve sebzelerde önemli tarımsal ürünlerdir.
Kösedağ savaşından sonra tarım bitme noktasına gelmiştir. Ağır vergiler nedeniyle çiftçiler kitleler halinde toprakla- rını bırakmak zorunda kalmışlardır.
HAYVANCILIK
Konargöçer Türkmenlerin temel geçim kaynağı hayvancılık ve hayvan ürünleridir.
En çok beslenen hayvan koyun ve keçidir. Ayrıca sığır, at, deve ve katır diğer beslenen hayvanlardır.
Hayvancılık, halkın gıda ihtiyacının karşılanmasının yanında önemli bir ihraç kalemidir.
Tasavvuf: Telkin ve zikir yoluyla Allah'a ulaşma düşüncesine verilen isim.
Mutasavvıf: Sufi de denilir. Tasavvuf düşüncesini benimseyen ve yaşayanlara denirdi. Tarikatların başında Şeyh, pir, baba ve dede unvanları verilen Sufiler bulunur.
26
SANAYİ VE MADENCİLİK
Demircilik, dericilik, bakırcılık, gümüş işlemeciliği, dokumacılık, kâğıt imalâtı ve çinicilik ve silah sanayi önemli ticari kollardır. Önemli merkezler:
Dokuma: Konya, Ankara, Kayseri ve Denizli
Askeri sanayi: Antalya ve Erzurum
İpek: Diyarbakır, Balıkesir ve Siirt
Kumaş: Özellikle perdelik kumaşlar Konya, Malatya ve Erzincan
Halı, kilim ve ipekli kumaşlar önemli ihraç kalemleridir.
Demir, tuz ve bakır gibi madenleri işleterek dışarıya satılmıştır. Sivas, Kastamonu ve Diyarbakır’da bakır; Gümüşha- ne, Gümüşhacıköy ve Kütahya’da gümüş çıkartılıyordu
TİCARET
Türkiye Selçuklularında ticaret yollarının korunması ve ticareti geliştirmek temel devlet politikası olmuştur.
Canlı hayvan ve hayvan ürünleri, yün, tiftik, deri ve deriden yapılmış eşyalar, dokuma, ipek, demir, bakır, şap ve kereste önemli ihraç ürünleridir.
Sinop, Samsun, Antalya, Alanya ve Suğdak Limanı vasıtasıyla Kırım önemli deniz ticaret; Konya, Kayseri, Denizli, Malatya ve Sivas önemli kara ticaret merkezleridir.
Ticareti geliştirmek için yapılan faaliyetler;
Ticaret yolları üzerine darüz-ziyafe olarak ta adlandırılan kervansaraylar ve geniş düzgün ticari yollar yaptırılmıştır.
Kervansaraylarda ücretsiz barınma, aşevi, mescid, nalbant, hamam, veteriner eczane, hastane, ticari depolar, araba tamirhanesi, kütüphane gibi hizmetler belli bir süre ücretsiz hizmet sunulmuştur.
Ticaret yolları üzerinde sıkı bir güvenlik ağı oluşturulmuştur.
Ticari kontrol için Şıhne adı verilen görevliler atamışlardır.
Devlet sigorta sistemi uygulanmıştır.
Venedik ve Kıbrıs Krallığı ile ticari antlaşmalar yapılmıştır. Bu iki devletin dışında Gürcistan, İran, Bizans, Memluk- ler, Pize, Ceneviz, Arap ülkeleri ve Floransa ile ticaret yapılmıştır.
Düşük Gümrük Vergi sistemi
Han, Kapalı çarşılar ve büyük pazar yerleri oluşturularak ticari hayat canlı tutulmuştur.
Ticari amaçlı fetihlerin yapılması
Fethedilen bazı yerlere tüccarlar yerleştirilerek ticari iskân uygulanmıştır. Antalya, Alanya (Alaiye ), Suğdak ve Sinop gibi fethedilen yerlere Türk tüccarlar Konya, Sivas, Kayseri gibi memleketlere de yabancı tüccarlar yerleşti- rilmiştir.
Tersaneler kurularak hem donama hem de deniz ticareti geliştirilmeye çalışıldı.
Türkiye Selçuklularının ilk kervansarayı II. Kılıç Arslan döneminde yapılan Alay Han’dır.
En önemli Pazar yeri uluslararası öneme sahip olan Yabanlu Pazarıdır. Ayrıca Mardin Düneysir (Koçhisar) , Ziyaret Pazar, Azine Pazarı, Alemüddin Pazarı ve Ilgın’daki Yilgin önemli diğer pazar yerleridir.
27
MALİYE VE PARA
Türkiye Selçuklu Devletinde maliye işlerine Divan-ı İstifa bakardı.
Devlet gelirleri Hazine-i Amire adı verilen devlet hazinesinde saklanırdı. Ayrıca hükümdarın şahsına ait olan Hazine-i Hassa bulunmaktadır.
Devletin başlıca gelir kaynakları:
Gümrük ve Liman vergileri
Öşür: Müslümanlardan alınan 1/10 oranındaki ürün vergisi
Haraç: Gayrı Müslimlerden alınan ürün vergisi
Cizye: Gayrı Müslimlerden askere gitmemeleri karşılığında alınan vergi
Hayvan sürülerinden alınan vergiler,
Çarşı ve Pazar vergileri (Bac-ı Bazar)
Bağlı devlet ve beyliklerden alınan vergi ve he- diyeler
Savaş ganimetlerinin 1/5 ‘i
Maden, orman ve tuzla gelirleri
Devlet memurlarının maaşları, ordunun ihtiyaçları, ikta faaliyetleri için harcanan paralarla komşu devlet ve beylikle- re gönderilen hediyeler maliyenin başlıca giderlerdir.
Ticari hayatta bir süre Bizans paraları kullanılmış daha sonra Selçuklular kendi paralarını basmışlardır. İlk Selçuklu paraları, önce bakır sonra gümüş ve altından basıldı.
Devletin ilk parası Sultan Mesut tarafından bastırılan bakır paradır.
Altın ve gümüş paralar II. Kılıç Arslan döneminde bastırıldı.
Şerafettin Erel koleksiyonunda I.İzzettin Keykavus döneminde bastırılan altın sikke hakkında bilgiler verilmektedir.
Dirhem: Gümüş para Dinar: Altın para
Mangır: Bakır paradır. İslam âleminde Fels halk dilinde ise Füls-i Ahmer adı verilir.
Nısfiye: Dirhemin yarı ağırlığındaki küçük gümüş para YAZI, DİL VE EDEBİYAT
Türkiye Selçuklu Devleti birçok bölgede hâkimiyet kurduğu için kültür birliği oluşturmak ve devletin devamını sağlamak için Türkçe dışında diğer dillere de yönelmişlerdir
Türkiye Selçuklu devletinde;
Farsça: Resmi yazışma ve edebiyat dili
Arapça: Bilim ve eğitim dili
Türkçe: Halkın konuşma dili
Arapça ve Farsçanın önemli alanlarda kullanılması ile
Türkçenin gelişimi yavaşladı.
Önemli bilimsel makale ve eserlerde Türkçe’nin kullanımı azaldı.
Birçok yabancı kelimenin girmesi ile dildeki sadelik bozulmuştur.
Farsçanın remi dil olarak kullanılmasının nedenleri
Önemli memuriyetleri ellerinde tutan devlet görevlilerinin Fars kökenli olması