• Sonuç bulunamadı

Türkler Devri:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkler Devri:"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

retmiştir.. Bu yolun tahribi yalnızca deniz yolunu kullanmak için değil, belki de İs-tanbul'a kara yoluyla gelecek bir tehlikeye karşı da yapılmış olabilir. Fakat sonraları yol yeniden tamir edilmiş, yalnız Bizanslı-ların değil, Türklerin de kullandığı bir yol olmuştur. (Bu devirde Yalova çevresindeki ufak tefek tamiratlar hariç, en büyük imar işleri Kaplıcalarda yapılmıştır. Jüstinyen bu-rada eskiden var olan bir Kilise, bir Has-tahaneyi tamir ettirmiş ve bir de yeni bir Saray ile bir Umumî Hamam yaptırmıştır. Bu devirden kalma bina bakiyelerine Kaplı-calar civarında rastlamak mümkündür.

Dr. A. Müfid Mansel tarafından hafre-dilen Park Lokantası arkasındaki bina Jüs-tin II (M.S. 6. yüzyıl) 'den kalmadır.

Bizans İmparatoru Jüstinyen'in karısı olan Imparatoriçe Teodora'nın 4000 kişilik mai-yetiyle Yalova Kaplıcalarına tedavi için git-tiği söylenmektedir.

M.S. 6. yüzyıldan itibaren bu kaplıcalara Kudret ve Kuvvet Hamamları denilmekte-dir. Kaynaklarda ismi «Pythia Therma» ola-rak geçmektedir. Bu yerlerin etrafında da Antik devrin bazı tanrı ve tanrıçalarına de-ğişmiş isimleri ile yeniden ibadet edilmek-teydi. Therma: Sıcak su, yani Kaplıca, ha-mam mânasına gelen bir kelimedir. Pythia ise. Yunanca Yılan veya daha başka bir yer-altı tanrısının ismi anlamına gelmektedir. Pythia kelimesi daima Tanrı Apollon ile birlikte kullanılan bir kelimedir. Delfi ve Hierapolis şehirlerinde olduğu gibi. Bura-ların da yine birer sıcak su ve kaplıca mer-kezi oluşıı, Yalova ve çevresinde de Tanrı Apollon'a ait bir kült sahasının olabileceği fikrini akla getirmektedir. Fakat bugüne ka-dar yapılan araştırmalar neticesinde Apol-lon'a ait hiç bir şey bulunmamış olması, şehirde bulunan adak stelleri üzerinde Tanrı Herakles'in tasvir edilmesi, Yalova Kaplı-calarının esas tanrısı Kuvvet İlâhı Herakles'-in olabileceğHerakles'-ini bize anlatmaktadır. Bu tan-rının yanında sağlık işleri ile Asklepios ve yine sağlık ve sıcak su perileri Nemfler tas-vir edilmişlerdir.

Bu kaplıcaların bulunduğu şehire «Pythia Therma» denmesinin sebebi, toprak yarık-larından çıkan buhar ve sıcak su sebebiy-le burasının bir yeraltı tanrısına ait oldu-ğunu düşünerek ve yakıştırarak verilmiş bir isim olmalıdır.

Yalova'nın 3. km. kadar doğusunda, kub-besi ve kemerleri ile nispeten sağlam kal-mış bir yapı vardır. M.S. 6. yüzyılda Ha-mam, 8-9. yüzyıllarda da Kilise olarak kul-lanılmıştır. ismi «Kara Kilise»dir. Kilisenin bulunduğu sahilde Antik bir liman ve bazı su kemerleri parçalan da görülmektedir.

Türk Devrine Kadar Olan Son Bizans Dev-resi :

Pylai sayfiye şehrinin ve civannn önem kazandığı bir devredir. Yalova - Karamürsel arasındaki sahilde İmparator, ' imparator

ailesi ve devletin ileri gelenlerinin Saray, Köşk ve Sayfiye Evleri vardır. Bu satırla-rın yazarı tarafından, 1970 yılında Ankara-lılar Sitesi temel hafriyatı sırasında çıkan iki odalı, bir hollü bir Bizans evi, bulun-muştur. Odaların duvarlarının iç yüzü ince Marmara Adası mermeri ile kaplıdır. Ev, deniz kenarında, cephesi kuzeydoğu istika-metine bakan, en az iki katlı bir binadır.

Yine bu sahildeki şehirlerden birine 1068 yılında Romanos Diogenes çıkmıştır.

11. yüzyılın sonlarına doğru tekrar Kadı-köy - Gebze - izmit karayolunun kullanıl-ması sebebiyle, Yalova ve çevresi rağbet-ten düşmüştür. Zarağbet-ten daha önce de Bursa Kaplıcalarına akın eden halk, karayolunun da aksi istikametten geçmesi sebebiyle bura-ları da unutulmaya başlamıştır.

Türkler Devri:

Bu deviri de iki ana bölüme ayırmak ica-beder. Birincisi Orta, ikincisi Yeni Zaman-lar Türk Devirleri.

Orta Zamanlar Türk Devri:

1299 yılında kurulan Osmanlı İmparator-luğu çevresine yayılmak istemeye başlayın-ca, buralarda oturan Bizanslılar da istan-bul'a ve Adalara göç etmişlerdir. 1325 yı-lında Osmanlıların eline geçen Yalova «Ya-lok Ova» ismini almıştır. Bazen de cYalaka-bad» denilmekteydi.

14. ve 15. yüzyıllarda Yalova Kaplıcala-rı iyice gözden düşmüştür. Fakat 16. yüz-yıldan itibaren Suriye ve Mısır'ın fetihle-riyle, ana yolun yine Dil iskelesi üzerin-den geçmesi çevrenin önemini yeniüzerin-den ar-tırmıştır. Yalova'nın 18 km. batısındaki Çı-narcık'da, Paşa iskelesi tepesinde Su Ke-merleri, Su Terazisi ve Su Depoları kalın-tıları bu yüzyıldan kalmadır. 6. yüzyılda Bi-zanslılarda olduğu gibi, 16. yüzyılda da Os-manlılarda en çok sözü edilen Kaplıcalar-dan birisi olmuştur. Bu zamanda, çok tan-rılı din, tek tantan-rılı hristiyanlık dini yerine Müslümanlık dini ile ilgili bazı olaylardar bahsedilmektedir. Bu olaylar, eski hikâyele-rin müslümanlık dini içinde yeniden doğma-sı ile meydana gelen anlatımlardır. «Abdal

Derviş» isimli bir şahıstan bahsedilmekte dir. Efsanevî bir kimse olan bu derviş, bir söylentiye göre, kızdığı için kendisinin gü-cüne inanmayan bir şahsı, tahta kılıçla iki-ye ayırmıştır. Elinde kılıç ile temsil edilen bu derviş, muhakkak ki Antik devirdeki Kuvvet Tanrısı Herakles'in 16. yüzyıldaki bir benzetmesidir. Bu efsanede, halkın o devir-de gördüğü «Adak Stelleri»ndevir-deki elindevir-de so-pa tutan Herakles tasvirlerinden ilhanı alı-narak söylene gelmiş olmalıdır.

17. yüzyılda Evliya Çelebi'de; Yalova ve Kaplıcaları hakkında yeterli bilgi verilmek-tedir.

18. yüzyılda Divan-ı Hümayun vesikala-rında Yalova hakkında malûmat vardır.

19. yüzyılda yabancı ziyaretçilerin

seya-hatnamelerinde geçmektedir. Gelen yabancı-ların birçoğu Yalova'nın karanlık tarihi ile de uğraşmışlardır. 19. yüzyılda buraların is-mi «Hamam Yerleri» olarak geçmektedir Abdülhamid devrinde İstanbul'dan Yalova'-ya gitmek izne tabi olduğundan. Kaplıcalar yine unutulmaya terkedilmiştir. Bu husus Meşrutiyet devrinde de aynen devam etmiş-tir.

Yeni Zamanlar Türk Devri:

Büyük Önder Atatürk'ün 1929 yılında ver-diği bir emirle, bir plân dairesinde Yalova'-nın gelişmesi için çalışılmıştır. Önce istan-bul'a bağlı bir İlçe olmuş, sonra Tıp ve Fen Fakültelerinin iştirâki ile Kaplıcalarda gerekli tetkikler yapılmış ve Tıbbî yönden değeri ispatlanıp Avrupa çapında Kaplıca durumuna yükseltilmiştir.

B t B I . t O G R A F Y A :

W. Kubitschek,

Inschrift aus Helenopolis. MOe. 17-18, 1894 - 95, sah. 124-162. Dr. Besim Ömer Paşa,

Yalova Kaplıcası. İstanbul, 1901. Dr. J. Siotis,

Coury-les-Bains a Yalova. Constan-tinople, 1906.

Zümrüt Yalova Kaplıcaları. İstanbul, 1931.

Les thermes de Yalova,

Bulletin Officiel du Touring - Club de Turquie, 2. Annee, No: 3, 1931, sah. 30-31.

Arif Müfid,

Yalova'da Bulunan İki Mezar Taşı. Dergi 1. 1933, sah. 113-120. Arif Müfid Mansel,

Yalova Kılavuzu. İstanbul, 1936. Arif Müfid Mansel,

Yalova ve Civarı. Yalova und Um-gebung. istanbul, 1936.

Rüstem Duyuran,

«1952 Yılındaki Arkeolojik Araştır-malar». Arkitekt, XXI, 9-10, 1952 sah. 194.

Nezih Fıratlı,

«Yalova'da 1952 Yılında Yapılan Araştırma», istanbul Arkeoloji Mü-zeleri Yıllığı, No: 6. İstanbul, 1953, sah. 28-30.

Nezih Fıratlı,

«Yalova'da Yeni Araştırmalar». T. T.O.K. Belleteni, 137, 1953, sah.

10-11.

Dr. Nezih Fıratlı,

«Çınarcık, Şenköy ve Esenköy». T. T.O.K. Belleteni, 265, 1964, sah.

9-10.

N o t : 1970 yılı yazında «Pylai» sayfiye şehrinde tarafımdan bulunup hafredileri Ev, Ayasofya Müzesi Yıllığı'nda neşrolacaktır.

(2)

Bibliografya

H O L Z T Ü R E N H O L Z T O R E Ulrich Reitmayer A H Ş A P K A P I L A R Yayınlayan : Julius H O F F M A N N 7 Stuttgart 1, Pfizerstrabe 5-7 Tümüyle yeniden düzenlenmiş yedinci baskı. 250 sayfa, 23 x 3 0 cm. 127 konstrük-siyon tablosu ve 123 resim. Bez ciltli, 58.—

DM.

Reitmayer'in kitaplaıı, mükemmel, güveni-lir ve zaman kazandıran birer eser olarak meslekî alanın sabit varlıkları olagelmişler-dir. «Ahşap Kapılar» adlı yeni cilt de ön-ceki ekleriyle aynı sistematik düzeni ve ke-sin ifadeleri getirmektedir. Ayrıca, önceki baskılarından hiç bir şey aktarılmaksızm hazırlanarak tamamen yepyeni bir eser ol-muştur.

Bugünün kapı yapımında bütün biçimsel ve teknik gelişmelerin dikkate alındığı bu kitapta, çeşitli ahşap türlerinin ve suni mal-zemenin kullanılış biçimlerinden, kapı ma-denî donanımına ve soğuk hacim kapısı, ~işm geçirmez kapı gibi özel

konstrüksiyon-lara kadar birçok konular işlenmiştir. En önemlisi, Reitmayer'in değerli kons-trüksiyon tablolarında bütün detaylar ay-nen yansıtılmakta, buna sık sık bir dizi variant örnekler eklenmekte ve birbirlerile karşılaştırılmaktadır. 1/20, 1/5 ve 1/2 öl-çeğindeki detaylar, aynı zamanda bütün do-nanım ve tesbitleri hakkında da aydınlatıcı

olmaktadır. Bütün konstrüksiyonlar pratik-te denenmiş ve uygulanmışlardır.

Kapı yapımı, cam tesbiti ve özel dona-nım malzemeleri üzerine bu yeni eserde yer alan her şey, kitabın arkasındaki endeks listesinde sıralanmıştır, önemli bir yenilik de, bütün donanım imalcilerinin adreslerini toplayan bölümü ile, bunun yanı sıra bu geniş kapsamlı cildin sunduğu yoğun bil-giyi, kolaylıkla uygulamaya aktarabilecek, yeterli bir konu fihristine yer verilmiş ol-masıdır. _ Veyis ÖZEK _ j y a p ı Prof. Sedat n . S L D E M D.G.S. Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü Yapı Kürsüsü Başkanı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yük-sek Mimarlık Bölümü Yapı Kürsüsü'nün

pı dersi ve tatbikatına ait detay levhaları ya-yınlanmıştır.

Şimdiye kadar öğrencilere derslerde ve seminerlerde not halinde verilen yapı bilgi-sini, sistematik bir metod ile çizilmiş föy-ler halinde vermektedir.

İnşaat bölümleri, temelden itibaren geli-şim sırasına göre, duvarlar, açıklıklar (len-to ve kemerler, denizlik ve eşikler) döşe-meler, ahşap çatkı duvar ve ahşap çatılar en basit ve klasik inşa metodlarına göre sıralayan ve bilgi veren bu eserde metin ya-zısı bulunmaması dikkati çekmektedir.

Föylerde yurt gerçekleri gözönünde tutu-larak öğrencilere ilk yapı bilgisini kavra-maları için daha ziyade klasik malzeme ile inşa metodları belirtilmiş ve yeni malzeme-lere ve yeni inşa metodlarına bilhassa yer verilmemiştir.

Bunlardan ileriki serilerde bahsedileceği şüphesizdir.

öğrenciler için bir ders kitabı niteliği ta-şıyan bu föyler, muhakkak ki bir boşluğu doldurmaktadır.

Yapı bilgisini tamamlayacak olan diğer serilerinin de en kısa zamanda yayınlanma-sını temenni eder, eseri tavsiye ederiz.

Z. S.

E T Ü D E D E S R E M B L A I S S U R S O L S C O M P R E S S I B L E S

«Kabilî tazyik arazide imlâ» önsöz:

G. DREYFUS

Neşreden : D U N O D Editeur 92 Rue Bonaparte Paris 6eme

Kabilî tazyik arazide yapılan imlâlar çok nazik bir ameliyedir. Bu gibi arazide iki teh-likenin önlenmesi şarttır. Birincisi, inşaat sı-rasında imlâ altında kalan zayıf mukave-metli zeminin çökme tehlikesi. İkincisi ya pı ikmal edilip işlemeye açıldıktan sonra, tahmin edilmeyen çatlamaların meydana gel-mesidir.

Bunların önceden önlenebilmesi için çok ince etüdlere ihtiyaç vardır. Kitap, şantiye tecrübelerine dayandırılmış geniş bir araş-tırmanın biografisini teşkil etmektedir.

(Ponts et Chaussees) Yollar ve Köprüler Yüksek Okulu lâboratuarı mühendisleri ta-rafından meydana getirilen bu yayın, etüd ve araştırmaların nasıl yapılacağını açıkla-maktadır.

Bilhassa otostrad yapımı için çok esaslı bilgiler ihtiva eden bu eseri ilgililere önem-le tavsiye ederiz.

C O U R S D fi

V O I L E S M I N C E S

İNCE KABUKLAR KUR U — Dersleri —

Yazanlar : Andre COIN - Henri J O U R N E T Neşreden : EDITIONS E Y R O L L E S

61 Boulevard Saint Germain Paris 5e - F R A N C E

1 6 x 2 5 eb'adındaki formalardan teşekkül eden bir cilt. 192 sayfa. 190 şekil. Katalog fiyatı 32 Frank. Yabancı memleketler için ayrıca 4.10 Frank.

L'Ecole des Travaux Publics'de gösterilen kurdan ilham alınarak yazılan bu eserde,

mühendislere ve mühendislik öğrencilerine arzu ettikleri takdirde, geleneksel mukave-met bilgilerinden itibaren ince kabuklar he-sabı gösterilmektedir.

Evve'-^mirde, alanlara ait teorik etüdler sıralandıktan sonra, yazarlar bugün kulla-nılan metodla-ı göstermektedirler. Bu suret-le, kaDuklar için en iyi şekiller ve çözüm-ler seçilmiş olacaktır.

Kirişlere veya profilli kirişlere uygulan-ması silindirik kabuklar hali için detaylı ola-rak gösterilmiştir.

Bu etüdte eğilme hali, burulma ve nor-mal kuvvet halinde ayrılmıştır.

Iterasyon metodları ve Lineer sistemle-rin kullanışı katlı kabuklar için zikredilmiş-tir.

Silindirik kabuklar, döner kabuklar ve her-hangi şekildeki kabuklar için ve özellikle Pa-rabolid Hiperbolik için Mambran hale te-kemmül eden denge izah edilmiştir.

Mambran, plak durumu olarak takviye edilmiş, silindirik alanlar dengesi gösteril-miş ve keza rezervuarlar için eğilme hali-ne tekabül eden gehali-nel denge durumu açık-lanmıştır.

Döner kabuklar için kenar tesirlerinin etü-dünde diferansiel denge denklemlerinin tri-gonometrik seriler şeklinde inkişaf ettirilme-si izah edilmiştir.

Çok yüz]ü alanlara uygulanmada (61e-ments finiş), denilen metod, üçgen yüzler halinde tatbik edilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gene-tip gruplarln besi ba!?l ve besi sanu ortalama a~lrllklarl ile besi boyunca canll aglrllk kazancl ve c;:e$itli donernlerdeki glinllik canll aglrllk artl$lar~

Table 1 compares decrease in reliability of system with respect to time under condition when failure rate of each component follows exponential and Weibull time

 Dolgu maddesince zengin yemler: Buğdaygil samanları (buğday, arpa, yulaf, mısır, pirinç, çavdar) ve baklagil samanları (bakla, bezelye, fiğ, mercimek, soya), koçan

Kobaltın, amonyaklı çözeltilerden emülsiyon tipi sıvı membran prosesi ile selektif olarak ve zenginleştirilerek ayrılmasının esas alındığı bu çalışmada:

Kabuklar üzerinde yapılan çalışmalar sonucu antis- pazmodik, hipotansif, periferik vazodilatör, koroner dilatör, hipokoleretik ve antimikrobiyal etkiler

Bu çalışmada, kalınlık doğrultusundaki kayma gerilmeleri ve düzleme dik normal gerilmenin etkisi altındaki plak davranışı incelenmiştir. Mambran etkiler de

Söz konusu bildiride ortogonal ve iki doğrultuda farklı bir sonlu fark ağı için kayma rijitliği her aralıkta farklı olan bir kayma plağı için Betti teoremi yardımı

Bu çalışma, akademik yazında karma kullanım mega projeler ve kentsel kabuklar olarak da adlandırabileceğimiz konut projelerini ince- leyerek, karma kullanım olgusunun nasıl