• Sonuç bulunamadı

SOSYAL HİZMET 8. HAFTA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SOSYAL HİZMET 8. HAFTA"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL HİZMET 8. HAFTA

TÜRKİYE’DE SOSYAL HİZMET GELİŞİMİ

(2)

TÜRKİYE’DE ANAYASAL DEĞİŞMELER, SOSYAL ÇALIŞMA VE BÜYÜYEN SOSYAL YARDIM ALANI İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra azgelişmiş

ülkelerde girişilen demokrasi tecrübelerinin temel sorunsalını asker-sivil ilişkileri ve bu kategoriler arasındaki gerginlikler

oluşturmuştur (Timur, 1996, 331).

Türkiye açısından soruya bu şekilde bir tezle yaklaştığımızda, anayasal değişmelerin

nedenleri arasında askeri müdahalelerin başta geldiğini görürüz.

Demokrasi kavramı açısından irdelendiğinde farklı bakış açılarının askeri müdahaleleri

“haksız-haklı” ikileminde ele aldıkları ve düşüncelerini bu şekilde savundukları bilinmektedir.

(3)

Sosyal çalışma (sosyal hizmet) açısından anayasaların önemi yadsınamaz. Kimi

anayasaların kabulü ve uygulama süreçlerinde sosyal hizmetlere ve sosyal refah hizmetlerine olumlu yansıyacak özellikler bulunabilmektedir.

1960 müdahalesi askeri müdahale olması açısından kuşkusuz eleştirilmesi gereken bir süreçtir. Son tahlilde gerekçelendirmeleri farklı da olsa bir darbedir. Bu açıdan üzerinde daha sık durulan tarihsel bir öneme sahiptir. Şu da var ki 1960 müdahalesinin sonuçları arasında sosyal devletin en çok gündemde tutulması açısından düşüncelerini ileri süren aydınlar olmuştur. Elbette bu tarihsel dönemi okurken özellikle Avrupa’daki sosyal ve düşünsel

gelişimleri unutmamak gerekir.

(4)

1961 Anayasası ile Türk ulusu devlete; “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, fert huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleri ile

bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasi, iktisadi ve sosyal bütün engelleri” kaldırmak,

“insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları” hazırlamak görevini

vermiştir.

Kısaca, “herkes için insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesi sağlanması” devletin görevi olarak kabul edilmiştir. Bu seviye ancak

kalkınma oranına paralel olabileceğine göre tutulması kaçınılmaz yolda sosyal adalet için hızlı kalkınmadır.

(5)

O halde Türk toplumunda yer alan sosyal çalışma mesleğinin temel amacını da

“kalkınmaya katkı ve kalkınmada pay almakta fırsat eşitsizliğinden doğan sorunların önlenme, tedavi ve sonuçlarının giderilmesi” olarak

tanımlayabiliriz (Besin, Teksir, 1970). 1961 Anayasasının olanakları sosyal çalışma mesleği açısından irdelenebilir, yansımaları kabul

edilebilir. Ancak bu sürecin başlangıcının askeri bir hareket olduğu unutulmamalıdır.

(6)

Tarihsel bir karşılaştırma yapacak olursak, 1924 Anayasası, ekonomik etkinlikler bakımından daha ‘liberal’ bir yaklaşıma sahipti. Buna

karşılık, 1961 Anayasası, ekonomik bakımdan sorumlu ve görevli bir devlet kavramı

geliştirmiştir. Başka bir deyişle, 1924

Anayasası’nda öngörülen ‘kapitalizme dönük liberal devlet’ anlayışı yerine, 1961 Anayasası,

‘sosyal refah devleti’ yaklaşımını getiriyordu (Kongar, 1985, 175). Sosyal hizmetlerin gelişimi kuşkusuz bu dinamiklerden etkilenmiştir

(7)

Sosyal devlet ilkesinin, 1982 Anayasasında da benimsenmesi ilke olarak olumlu ise de bu ilkenin yaşama geçirilmesinde 1961

Anayasasına kıyasla 1982 Anayasası daha kısıtlayıcıdır (Koray, Topçuoğlu, 1995, 67).

Ayrıca toplumsal mücadele yapacak baskı grupları engellenmiştir. 1980 müdahalesi, sivil politikacıları olduğu kadar, 1961 Anayasası’nın getirdiği sivil Devlet Kurumlarına da suçlayıcı bir tutum ve davranış sergilemiştir. Askerler, ülkenin bir iç savaş içine yuvarlanmasının sorumluları olarak bu kurumları görmüşlerdir.

Üniversiteler, yargı organları, sendikalar, hep bu kurumlar içinde değerlendirilmişlerdir (Kongar, 1985, 40

(8)

24 Ocak kararlarıyla ilgili Özal’ın mirası dört ana başlık altında toplanabilir: Ekonomik miras;

dışa açık ekonomik model ve gelir dağılımında oluşan adaletsizlik.

Siyasal miras; laik ve demokratik sosyal hukuk devletinin zayıflatılması, otoriter ve kapalı

devlet anlayışının yerleşmesi. Toplumsal miras;

emek örgütlenmelerin zayıflatıldığı, siyasal İslamın güçlendirildiği, tarikatların cemaatler biçiminde örgütlendiği, bürokraside keyfiyet, denetimsizliğin artışı.

Kültürel miras; vahşi kapitalizmin melez

değerler sisteminin yerleştiği, yabacılaşmakta olan bir toplum olarak (Kongar, 1999, 332).

Bu koşullar insanları yoksullaştırmış, onları sosyal yardıma muhtaç kılmıştır. 12 Eylül, yoksullukla, yoksulluk sosyal yardımlaşmayla, sadakavari sosyal yardımlaşma sosyal devletin tasfiyesiyle gündemde kalmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Ülkemizde önemi giderek artan sosyal yardımcılar ya da sosyal teknikerler sosyal çalışmacılara yardımcı eleman olarak birçok konuda kolaylık sağlayacakları gibi

hastanelerinde çalışarak hastaların duygusal ve psikolojik bozukluklarını gösterdikleri şefkat ve ilgi ile hafifletmeye çalışan bayan Almoner’ler, ziyaretçi

Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklular; kurum psikologu ve sosyal çalışmacı ile bireysel görüşme yapabilmekte, psikososyal yardım programları

Bunlardan biri, hâlen duymaya devam ettiğimiz, sosyal hizmetin temel işlevinin bireysel tedavi ve klinik tedavi olduğudur...

Program ve hizmetlerin müracaatçılar ve toplum için en üst düzeyde uygun olmasını müracatçıların ve toplumun onlardan..

• Freud tarafından öne sürülen Psikanalitik Kuram, bize hem normal, hem de anormal zihinsel süreçlerin işleyişiyle ve bunların somut yansımaları olan davranışlarla ilgili

Madde bağımlılığı, kişinin içinde bu- lunduğu fiziksel, sosyal çevre ile etkileşimi sürecinde ortaya çıkan, psikolojik, sosyal ve biyolojik pek çok farklı etken ile

Madde 22- Oda Denetleme Kurulu, Genel Kurul delegeleri ve delege olmayan üyeler arasından iki yıl için seçilecek beş asil, beş yedek üyeden oluşur. Yeniden