• Sonuç bulunamadı

▪ BALIKLARIN BAŞLICA VİRAL HASTALIKLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "▪ BALIKLARIN BAŞLICA VİRAL HASTALIKLARI"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BALIKLARIN BAŞLICA VİRAL HASTALIKLARI

(2)

TÜMÖRAL OLUŞUM GÖSTERMEYENLER

VIRAL HEMORAJİK SEPTİSEMİ (VHS)

INFEKSİYÖZ PANKREATİK NEKROSİS (IPN)

INFEKSİYÖZ HEMATOPOİETİK NEKROSİS (IHN)

INFEKSİYÖZ HYDROPS KOMPLEKSİ 1)SAZAN ERİTHRODERMATİTİSİ 2)SAZAN İLKBAHAR VİREMİSİ

3)SAZAN VIRAL YÜZME KESESİ YANGISIÜLSERATIVE DERMAL NEKROSİS (UDN)

TURNA BALIKLARININ KIZIL HASTALIĞI

YAYIN BALIKLARININ VİRAL HASTALIĞI

TÜMÖRAL OLUŞUM GÖSTERENLER

LENFOKİSTİS HASTALIĞI

KARNIBAHAR HASTALIĞI (STOMATOPAPİLLOMA)

(3)

KRONİK veya TÜMÖR KARAKTERLİ

HASTALIKLAR-▪ LENFOKİSTİS HASTALIĞI

▪ Deniz balıklarında daha çok görülen, deri ve yüzgeçler üzerinde yuvarlak inci tanesi benzeri nodüllerin oluşması ile karakteristiktir. Tümoral, mortalitesi düşük, kronik bir hastalıktır.

Etken: DNA taşıyan bir virüstür (İridovirus). EPİZOOTİYOLOJİ:

▪ Bulaşma enfekte sular ve materyalle direk kontakla olur.

▪ Yassı balıklarda daha çok görülür.

▪ Bazı akvaryum balıkları da hastalığa duyarlıdır.

SEMPTOM VE LEZYONLAR:

▪ Enfeksiyonun gelişmesi su ısısına bağlıdır (İnkubasyon süresi 25°C de 1 – 2 ay kadardır).

▪ Nodüller 1–3 ay içerisinde fark edilir.

▪ Nodüller açık sarı renkli olup, büyüklükleri darı tanesi ile nohut büyüklüğü arasındadır.

▪ İç organlarda lezyon bulunmaz.

TEŞHİS, KORUNMA VE SAĞALTIM:

▪ Klinik teşhiste bazı hastalıklarla (Tümörlerle, protozoon hastalıkları ile ve çiçek hastalığı ile karışır).

▪ Laboratuarteşhisi de zordur (Doku kültüründe üretilmesinin başarısız olması nedeniyle)

▪ Korunma diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibidir.

▪ Profilaksive dezenfeksiyon önem taşır. – Infection/transmission;

– Horizontal contamination is the main source of water and virus spread. This situation causes the problem to increase in the presence of intense fish. .

– If the fish population is too high, the formation of lesions due to trauma that occur in the deep increases the contamination. The outer surface (epidermis) of the fish, including the gills, is the main source of penetration.

– It is thought that the infection is not seen on the oral route. No evidence of vertical transmission was found. – Control;

There is no known treatment. Sick fish are destroyed

Clinically, infected fish stocks should be avoided.

Monitoring provides early detection, sterile soil filling or chemical treatment, efficient control with minimal inventory density.

(4)

KARNIBAHAR HASTALIĞI

(STOMATO-PAPİLLOMA)-▪ Özellikle yılan balıklarında ağızda (alt ve üst çenede), başta, dorsalde ve vücudun çeşitli yerlerinde fibroepitelial özellikte, karnıbahar görünümünde tümörlerin oluşması ile seyreden sporadik, kronik bir hastalıktır.

Etken:Orthomyxovirus

EPİZOOTİYOLOJİ:

▪ Bulaşmanın ağız ve derideki portantrelerden etkenlerin girmesi ile olduğu

sanılmaktadır (Hasta hayvan materyali ile sağlam balıklar enfekte edilememiştir).

▪ Hastalık çıkışında çevresel koşulların, stres faktörlerinin, genetik durumun önemli olduğu belirtilmektedir.

SEMPTOM VE LEZYONLAR:

▪ Tümörler yavaş gelişir.

▪ Bunlar fındık, ceviz büyüklüğüne ulaşan yumuşak, vasküler tipte yapılardır.

▪ Ağız lokalizasyonlarında hayvan gıda alamaz, beslenemediği için zayıflar ve ölümler görülür.

▪ Başlangıçta beyaz renkli olan tümörler, sonradan kahverengine dönerler ve nekrozlar görülebilir.

– Histopatoloji:

▪ Patolojik değişikliklerin kökünü epidermis bazal tabakasından alır.

▪ Zamanla küboidal hücreler iğ şekline döner.

▪ Epidermisde katlanmalar görülür.

▪ Kapillar damar bağ dokusunda ve dermis dış tabakasında pigmentasyon vardır.

TEŞHİS:

(5)

ÇİÇEK HASTALIĞI

▪ Balıklarda deri hiperplazisi sonu oluşan beyaz kabarık lekelerle belirlenen kronik bulaşıcı bir hastalıktır.

Etken: DNA yapısında Herpes grubu viruslara benzemektedir.

EPİZOOTİYOLOJİ:

▪ Hastalık en çok Cyprinidae’lerde görülmektedir.

▪ Nadiren bazı akvaryum balıklarında da görülür.

▪ Bulaşma deri veya vücut üzerindeki portantrelerden etkenin girmesi ile direkt meydana gelir.

▪ Hastalığın çıkış ve yayılışında çevre faktörlerinin yanı sıra genetik faktörlerinde rolü bulunur.

SEMPTOM VE LEZYONLAR:

▪ İnkubasyon süresi 1 yıla kadar uzayabilir.

▪ Deri ve yüzgeçler üzerinde beyaz, kabarık, 1–3 mm veya daha büyük sert lezyonlar göze çarpar.

▪ Ağız etrafında ve yüzgeçlerde de benzer oluşumlar oluşur.

OTOPSİDE:

▪ İç organlarda herhangi bir bozukluk veya metastaz yoktur.

– Histopatoloji:

▪ Dermis hücrelerinde hiperplazi

▪ Hücre içinde ve nükleusta inkluzyonlar görülür.

TEŞHİS:

▪ Klinik teşhiste deri tümörleri ve bazı protozoon hastalıkları ile karışır.

▪ Laboratuarteşhisi elektron mikroskopi ve kültüre dayanmaktadır.

Agent:Herpesvirus (in DNA structure).

▪ Fish waterborne disease affects especially cold-water fish (carp, aquarium and pond fish, etc.)

▪ Low mortality, rarely causes deaths.

▪ White colored bubbles that develop as a result of hyperplasia.

▪ White / gray / pink, 1-3 mm raised lesions on skin and fins leave their place in overgrown papillomas. The lesions spill over time and leave the place to the scar tissue.

▪ No lesions are seen in internal organs.

▪ No treatment is done and the fish are destroyed. Increasing the temperature only temporarily removes the problems.

(6)

MALLEYE SARKOMA

▪ Dermal nodüllerle karakterize viral bir hastalıktır.

EPİTELLOKİSTİS HASTALIĞI

(7)

BALIKLARIN PARAZİTER HASTALIKLARI

▪ Balıklarda pekçok paraziter etken bulunmakta, bazen bunlar doğal koşullarda gerçek anlamda zarar meydana getirmezken, balık

yetiştiriciliğinde (Kültür balıkçılığında) popülasyon yoğunluğuna bağlı olarak önemli hastalıklara ve ekonomik kayıplara yol açabilmektedir.

▪ Deniz balıklarında bulunan parazitler çok geniş kapsamlı olup doğal koşullarda da önemli sorunlarla karşımıza çıkmadığından ve de

(8)

PROTOZOON PARAZİTLER

OODİNİUM:

▪ Bu cins protozoonlar yuvarlak veya armut şeklindedir.

▪ Vücut üzerinde sap şeklinde kısa bir uzantı vardır.

▪ Büyük bir çekirdeği vardır.

▪ Ekseriya sarımsı renkli bir pigmente sahiptir.

▪ Önemli türleri;

1) Oodinium pillularis (Psinoodinium pillularis)

(9)

Oodinium pillularis

▪ Dinofagellata dizisindedir.

▪ Sıcak ve soğuk tatlı sularda yaşayan balıklarda görülür.

▪ “Tatlı su Oodiniumu” olarak tanınır.

▪ Pillularis hastalığına neden olur. Bu hastalıkta etken protozoonlar özellikle yüzgeçlerin deriye bağlandığı kısımlara daha seyrek olarak da solungaçlara yerleşir.

▪ Balık üzerinde “tozlanma” veya “kadifemsi” bir görünüşün ortaya çıkmasına neden olur.

▪ Balık üzerinden lamelle alınan kazıntının lam üzerinde mikroskopta incelenmesinde grimsi-beyaz veya sarımsı kahverengi noktalar halinde görülür.

▪ Balık üzerindeki hareketsiz formlar tekerlekten armuta kadar değişen formlar sergiler.

▪ Kalın bir hücre membranı vardır.

▪ Çekirdeği büyük ve yuvarlak formdadır.

▪ Taneli olansitoplazması şeffaftır.

▪ Büyüklüğü ortalama 50-70 µm kadardır.

▪ Arka nihayeti ile balık yüzeyine kuvvetlice oturur “rhizoid” oluşturarak hücrelere

▪ girer.

▪ Hücrelere girmesi sırasında, hücreleri eriten birtakım salgılar yapmaktadır.

Gelişmesinde;olgun parazitbalığı terk eder, yuvarlağımsı bir form alır ve suda dibe doğru çöker.

▪ Çekirdek ve kromotoforlarda bölünmeler meydana gelir, kendi de 2 ye bölünür.

▪ Tekrar yuvarlağımsı form alır, yeni membran oluşturur ve tekrar bölünmeğe devam ederek 32-64 genç hücre, sonra da hareketli genç formlar (Dinospor) meydana gelir.

▪ Beslenmesi fotosentez ile olur.

▪ Parazitin biyolojisi→ a) Suyun ısısına, b) Aydınlanma derecesine bağlıdır.

Teşhis;kazıntı alınarak etkenlerin mikroskopta görülmesi ile olur.

▪ Formalin, Tuzlu su, Malaşit Yeşili banyolarından yaralanılır.

▪ Ayrıca balıklar banyo için akvaryumdan dışarı alındığında, akvaryumun su ısısı geçici olarak

(10)

Oodinium ocellatum:

▪ “Deniz suyu Oodinium’u" olarak bilinir.

▪ Daha çok mercan balıklarında yerleşir, deniz suyu akvaryumlarında zaman zaman problem olur.

▪ Gelişmesi 25ºC da olduğu için genellikle tropikal balıklarda görülür.

▪ Balıklarda öncelikle yerleştiği yer solungaçlardır. Aynı zamanda deride de yerleşir.

▪ Balık üzerinde parazitler yuvarlağa yakın formdadır.

▪ Büyüklüğü değişebilir. Genellikle 20-70 µm olur.

▪ (Bazen 100 µm’dan daha büyük olabilir)

▪ Boyanmış prepatlarda nükleus çapı 5-15 µm dir.

▪ Nükleus etrafında küçük nişasta granülleri bulunur.

▪ Hasta balıkların solungaçlarında kistleri vardır.

▪ Kistler 0.3 mm çapındadır ve çeşitli kimyasal maddelere oldukça dayanıklıdır.

▪ Biyolojileri bir önceki türe benzer.

▪ Balıktan ayrıldıktan sonra önce 2’ye bölünür.

(11)

▪ Hareketli olan dinosporlar balığa tutunurlar.

▪ Parazitler solungaçlarda hemorajilere, yangıya ve nekrozlara yol açar.

▪ Sekonder bakteriyel enfeksiyonlara da zemin hazırlar.

▪ Hasta balıklar iştahsızdır, zayıflama görülür.

Oodinium ocellatum’da rhizoid’ler solungaç epiteli veya deri epitel

hücresine nüfuz ettiği gibi besin vakuolü içine hücreyi kısmen alarak bunu sindirerek beslenir (Bu suretle epitel zarar görür).

▪ Hasta balıklarda güç solunum ve yüzme bozuklukları görülür.

▪ Deride yerleşme söz konusu ise deri donuk bir görünüm alır.

▪ Solungaçlar şişkin, kanlı ve kirlidir.

Teşhiste solungaç veya deriden alınan kazıntının muayenesi önem taşır.

Sağaltım ve korunma: O. pillularis’te olduğu gibidir. ▪ Sağaltımda CuSO4 (1.5 mg/lt) başta olmak üzere çeşitli

banyolardan yararlanılabilir.

▪ Akvaryumların boşaltılması, bütün malzemelerin dezenfeksiyonu önemlidir.

(12)

Oodinium limneticum:

▪ Genel “Dinoflagellata” tanımına uyar.

▪ Armut biçimindedir.

▪ Büyüklüğü 12-20 µm uzun, 7.5-13 µm geniştir.

▪ Şekil ve büyüklükleri değişen, açık yeşil kromatoforlar taşır.

▪ Daha çok tatlı su balıklarında ve gençlerde hastalık yapar.

▪ Lokalizasyon olarak öncelikle deride yerleşir.

▪ Solungaç lokalizasyonları daha seyrek gözlenir.

▪ Balıklarda üstüne sülfür tozu ekilmiş gibidir.

▪ Bu yüzden “Altın tozu hastalığı” da denir.

▪ Teşhis için kazıntıda etkenler aranır.

(13)

TRİCHODİNA

Cliata’lardandır.

▪ Pek çok türü vardır. En yaygın olanı Trichodina domerqui ve T. nigra’dır.

▪ Mikroskopta fıçı şeklinden çay tabağına kadar değişen formlarda görülür.

▪ Büyüklükleri ortalama 30-40 µm kadardır.

▪ Bazen 100 µm’dan büyük örneklere rastlamak mümkündür.

▪ Natif hazırlanan preparatlarda dairevi ve ileri doğu olan hareketleri karakteristiktir.

▪ Vücut en dışında ciliumlar (kirpikler) bulunur.

▪ İç tarafta radial iğneler vardır.

▪ En iç tarafta da bir tarafları daha geniş, uçları incelen çengelli dişleri vardır.

▪ Makro ve mikronükleus belirgindir.

▪ Makronükleus yarımay biçiminde veya spiral şeklinde kıvrıktır (Tür tayinlerinde nükleusun kıvrılma yada sarmal özelliği önem taşır).

(14)

TRİCHODİNA -Vücut en dışında ciliumlar (kirpikler)

bulunur.

-İç tarafta radial iğneler vardır.

-En iç tarafta da bir tarafları daha geniş, uçları incelen çengelli dişleri vardır.

(15)

Trichodina’lar balıkların deri ve solungaçlarında parazitlenir(Esasında ektoparazit olmakla birlikte idrar kesesi, idrar yolları ve oviducta da

Trichodina’lara rastlanır).

▪ Solungaçlar ve üriner sistem üre ve amonyağı vücuttan atmakla görevli olup, ödevsel bir işbirlikleri vardır. Bu nedenle bu kısımlarda da parazitlenir(Oviductun enfekte olmasının nedeni ise komşu organ olmasından kaynaklanmaktadır).

▪ Balıklarda deride ve solungaçlarda bulanıklığa, düzgün olmayan lekelerin oluşmasına yol açarlar.

▪ Pullarda gevşeme ve dökülmeler görülür.

▪ Hafif enfeksiyonlar önemli değildir.

▪ Ancak ağır enfeksiyonlarda balıklarda iştahsızlık ve zayıflama görülür.

▪ Solungaçlardaki yerleşmeler daha önemlidir.

▪ Solungaçlarda yangı meydana getirir.

▪ Solungaç flamentleri ve lamelleri şişer, birbirlerine yapışırlar.

Nekrozlar meydana gelir. Solungaçlar görev yapamadığından hasta balıklarda solunum güçlüğü görülür.

(16)

Trichodina’lara tüm tatlı ve tuzlu su balıklarında rastlanılabilinir. Akvaryum balıklarında da sorundur.

▪ Erken teşhis edilmediği taktirde ikiye bölünerek çoğalan parazitler kısa sürede bütün balıklarda ağır enfeksiyonlar ortaya çıkmasına neden olur.

▪ Teşhis için deri, yüzgeç ve solungaçlardan alınan kazıntıların lam-lamel

arasında mikroskopta incelenmesi ve etkenlerin görülmesi gerekir.

▪ Tür, bazen de yakın cinslerin tayininde natif preparatların kontrolü yeterli olmaz, boyalı preparatların hazırlanması gerekir.

▪ Üzerlerine %2’lik AgNO3 dökülür (7-8 dakika).

▪ Preparatlar UV lamba altına alınır (20 dakika).

▪ İmmersiyonda incelenir.

▪ İnceleme sırasında etkenlerin büyüklüğü, çengelli diş sayıları, çengelli dişlerin şekli ve etkenin AgNO3 ile boyanma özelliği dikkate alınır.

▪ Sağaltımda ektoparzitlere karşı bildirdiğimiz banyolardan yararlanılır.

Trichodina’lardan başka DİPARTİELLA, TRİPARTİELLA,

TRİCHODİNELLA ve VAUCHOMİNA cinsleri de balıklarda deri ve

solungaçlarda parazitlenmektedir. Trichodina’lar kadar yaygın

olmamakla beraber bunlar da aynı şekilde hastalık meydana getirirler. Bunların cins düzeyinde ayrımında de ciliumların düzenleniş şekilleri, çengelli dişlerin formları ve çekirdek yapıları önem taşır.

(17)

CHİLODONELLA

Ciliata’lardandır.

▪ Bir çok türü vardır. En yaygın olanı Chilodonella cyprini’dir.

▪ Küçük, ovalimsi ve renksiz bir protozoondur.

▪ Vücut formu dorso-ventral basık ve kalp biçimindedir.

▪ Mikroskopta vücut üzerinde ciliumların yapışmış olduğu bütün vücut boyunca uzanan 6-9 sıra dikkati çeker.

▪ Büyüklükleri 50-70 µm kadardır.

▪ Makro ve mikro nükleusları vardır.

▪ Sitoplazmasında besin vakuolleri ve kontraktil vakuol bulunur.

▪ Ağız (sitosom) ve farengeal sepet görülür.

▪ Dorsal yüzeyde birbirini kesen ciliumlar yer almıştır.

(18)

Chilodonella’lar balıkların deri, yüzgeç ve solungaçlarında parazitlenir.

▪ Parazitlerde çoğalma transversal bölünme ile olur.

▪ Uygun olmayan koşullarda “dinlenme kistleri” diyebileceğimiz kistleri oluştururlar. Bunlar oldukça dayanıklı olup su ve havuz diplerinde uzun süre canlılıklarını sürdürürler.

▪ Üremeleri en fazla 5-14°C de olur. Bu nedenle özellikle soğuk havalarda, tropikal balık türlerinde etkili olurlar.

▪ Bununla beraber tropikal balıkların yanı sıra alabalık ve som balıklarında da etkili olurlar.

▪ Hafif enfeksiyonlar önemli değildir. Ancak ağır enfekte balıklarda aktivite ve iştahta azalma dikkati çeker.

▪ Hastalığın belirtileri çoğu kez birden bire ortaya çıkar.

▪ Teşhis için deri, yüzgeç ve solungaçlardan hazırlanan kazıntıların

mikroskopta kontrolleri ve etkenlerin görülmesi gerekir.

▪ Sağaltımlarında; ektoparazit banyolarının birinden

yararlanılabilir(Formalin, tuz banyosu, malaşit yeşili vs. gibi)

(19)

İCHTHYOPHTHİRİUS

Oldukça büyük ciliata’lardır. Çapı 50 µm-1mm arasındadır. Bu nedenle hazırlanan preparatlarda dıştan bile fark edilebilir.

▪ Vücut formu oval / yuvarlak ve elastiktir.

▪ Küçükleri şeffaf veya beyazımsı ise de büyükler grimsidir.

▪ Vücudun her tarafı ciliumlar ile muntazam olarak kaplanmıştır. Hareketleri yuvarlanma tarzındadır.

▪ Makronükleus nal biçiminde, karakteristiktir (Boyanmamış preparatlarda bile çok belirgindir).

▪ Mikronükleus belirgin değildir ve hemen makronuükleusun yanında bulunur.

▪ Balıklarda özellikle deride ve yüzgeçlerde, bazen de solungaçlarda yerleşir.

▪ Balık derisinde bulunduğunda bölünme yoktur. Vücuttan ayrıldıktan sonra kist meydana getirmeden çoğalabildiği gibi, jelatinöz kistler de meydana getirebilirler.

▪ Bunlarda çoğalma bölünme yoluyla olur, 1000 kadar küçük (30-40 µm) oval ciliumlu genç formlar meydana getirirler.

(20)

İchthyophthirius’un hayat süresi ısıya bağlı olarak 4-10 gün arasında değişir. Yaşamaları için optimum sıcaklık 24-27°C’dir.

▪ Balıklarda vücutta (deri, yüzgeç ve solungaçlarda) küçük beyaz fistüller meydana getirirler.

▪ Bu nedenle “Beyaz nokta” hastalığı olarak bilinir.

▪ Hasta balıkların hareketleri değişir. Sık sık suyun geldiği yere doğru birikirler. Akvaryumdaki balıklar kumlara veya bitkilere sürtünürler. Benzer tarzda parazit tahrişlerinden ve kaşıntıdan ötürü balıklar sıçrama, suyun dışına atlama hareketleri yaparlar.

▪ Tek tür bilinmektedir. O da İchthyophthirius multifilis’tir.

▪ Bütün tatlı su balıklarında, özellikle de ılık sularda yaşayanlarda görülürler. Tropikal balıkların yanı sıra som balıklarında da ciddi parazitlenmelere yol açarlar.

▪ Teşhis; hazırlanan kazıntı preparatlarının kontrolü ve etkenlerin

görülmesi ile olur.

▪ Sağaltım aynı şekildedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

%10-50, lenfositik ve miyeloid lösemilerde ise %6-10 oranında ilk bulgu olarak karşımıza çıkabilmektedir.3 Lösemilerdeki deri bulguları primer ve sekonder

▪ TEŞHİS, KORUNMA VE SAĞALTIM: Diğerlerinde olduğu gibidir. ▪ İNFEKSİYÖZ HİDROPS KOMPLEKSİ2) SAZANLARIN BAHAR VİREMİSİ (SVC) İt is a notifiable disease. Mortality

▪ Çeşitli tatlı su balıklarında solungaçlarda, beyin kan damarlarında, sinir sistemi ve kıkırdak dokuda yerleşen çok çeşitli türleri vardır.. ▪ En önemli tür

• İrritan kontakt dermatit mesleki cilt hastalıklarının en yaygın formu. • Akut etkilenimde derideki lezyonun sınırları genellikle

7) Doruk elindeki balonların 5 tanesini uçurdu. Doruk’un 14 tane balonu vardı. 8 tanesi kırmızı ise kaç tanesi yeşildir?. ÇÖZÜM

Siyah beyaz filmlerde bir “takvim yaprağı uçuşma” sahnesi olurdu. Beyaz perdede takvim yapraklarının birbirinin ardı sıra uçuştuğunu görürseniz bir önce

-Yanlardan yassılaşmış şekil, örnek balık türleri: dil balığı, kalkan gibi yassı balıklar (Pleuronectiformes) ve tilapya (Cichlidae), çapak balığı (Cyprinidae)

İletim demetlerinin lamina içinde geçtiği yollar, lamina yüzeyinde damarlar teşkil eder. İletim demetlerinin teşkil ettiği sisteme bu nedenle damarlanma