Ormanlarımızın cayır cayır yakıldığı şu günlerde Sorgun Kumul Ormanı, TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca 1. Derece Doğal Sit Alanı ilan edildi. Sorgun Ormanı’nın sit alanı ilan edilmesi bizleri sevince boğdu diyemeyeceğim. Çünkü her Çevre mücadelesinde olduğu gibi Sorgun
mücadelesinde de gönüllülerin sevinçleri buruk oldu ve ne yazık ki bu statü ilgili kurumlarca verilmedi; çevrecilerce
“alındı”. Süreç işlerken ise büyük doğa katliamları yaşandı.
Konunun geçmişine özetle bakacak olursak, 2 yılı aşkın süredir Sorgun Ormanı’nın tamamının 27 delikli 2 golf sahası ve 2 otel yapımı amacıyla tahsis edilmesi, Belek, Bodrum, çeşme gibi birçok kıyı yöremizin de aynı şekilde golf ve turizm tahsisine açılması nedeniyle birçok çevre örgütünce önemli çevre mücadeleleri yürütüldü. Yüzlerce dönüm ormanlık alan bu süreçte talan edildi ve neticede tahsisilerin yasal dayanağı olan Turizmi Teşvik Kanunu’nun ormanların turizm amaçlı tahsisine izin veren maddeleri 2 ay kadar önce Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi.
Geçtiğimiz günlerde de Sorgun Ormanı ve Kumulları 1. Derece Sit Alanı olarak tanındı.
Süreç sona erdi mi? Elbette ki hayır. Sürecin devam etmesinin ve sevinçlerin buruk olmasının sebeplerini ise şöyle özetleyebiliriz:
1-Turizmi Teşvik Kanunu’nun ilgili maddeleri iptal edilmiş olsa da Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı 1 yıl sonra yürürlüğe girecek olması, endişe vericidir. Karar kesin izni verilmiş tahsisleri etkilememektedir. İptal edilen maddelerin yerine ne tür maddelerin getirileceği ise merak konusudur. Ayrıca halen birçok yasa ormanların çeşitli amaçlarla talanına izin verir niteliktedir.
2-Geç işleyen mekanizmalar, uygulanmayan mahkeme kararları, mücadele öncesinde verilmiş tahsislerin geri
dönüşünün olmayışı gibi nedenlerle Sorgun Ormanın’ da bugün 2’si 2004 yılı sonrasında yapılmak suretiyle, toplam 25 otel inşa edilmiştir. Sorgun Ormanı ile bir bütünlük içinde, çok önemli ekolojik değeri olan kumul alanlarımız da halen bilinçsiz turizmin tahribatına uğramaktadır.
3-1. Derece Sit Alanı kapsamına alınması Sorgun Ormanı’na bir takım ayrıcalıklar kazandırmış olsa da ülkemizde mevcut sit alanlarının durumu düşünülünce Sorgun’un tam anlamı ile korunmadığı sonucuna varılmaktadır. Söz gelimi, mevcut yönetmelik 1.Derece Sit Alanı statüsündeki Gökova’ya Termik Santral yapımını mümkün kılmıştır. Sit alanları gerek toplumca gerekse kurumlarca hak ettiği düzeyde korunmamaktadır. Şehirleşme, sanayileşme ve kirlilik baskısı altında sit alanları varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Sit alanları bütün halkın ortak mirasıdır. Bu alanlarda çivi çakmak bile özel izinle mümkündür. Oysa ülkemizde sit alanları moloz yığını ve çöplerin
dökülebileceği sahipsiz alanlar olarak kullanılmaktadır. Bu yanlış uygulamaları engelleyen kanunlar olmasına rağmen yasalar Kültür Bakanlığı’nca uygulanmamakta kâğıt üstünde kalmaktadır.
4-Bugüne kadar yapılaşmaya kurban edilen ormanlarımız ve son 2 yılda golf turizmi adına talan edilen Antalya Belek’te bulunan ormanlar da dahil olmak üzere ormanlarımızın büyük bölümü Sorgun kadar şanslı olamamıştır. Bu bölgeler daha önceden doğal sit alanı kapsamına alınarak mevcut çevre felaketinin önüne geçilebilecekken, Belek’te golf ve otel tahsislerine devam edilmiştir. Son günlerde Belek ormanlarının basına yansıyan hava fotoğrafları bu talandan kurtulamayan ormanın içler acısı durumunu yeniden toplumun gözleri önüne sermiştir.
Diğer yandan tüm bu belirsizlikler ve ormanları korumak bir yana rant aracına dönüştüren siyasi ve hukuki ortam içerisinde sonuca ulaşan Sorgun mücadelesi mevcut ve gelecek çevre mücadeleleri için umut olmuştur. Ancak sürecin devamında yaşanacak gelişmeler, en az yaşanmışlar kadar önem taşımaktadır. Öncelikli olarak:
i) Mevcut sit alanları yönetmeliğinde gereken düzenlemelerin yapılarak sit alanlarının tam koruma altına alınması, ii) İptal edilen Turizmi Teşvik Kanunu maddelerinin yerine konulacak olan maddelerin ormanları koruyucu nitelikte olması,
iii) Yeni kanun maddeleri oluşturulana kadar yaşanacak boşlukta ormanların korunması, iv) Kesin izni verilmiş Belek gibi tahsislerin de ön izinli yerler gibi tahsislerinin iptal edilmesi,
v) Orman talanına herhangi bir şekilde izin veren kanunların yürürlükten kaldırılması acilen gerekmektedir.
Günlerdir yoğun bir seçim propagandası içerisinde olan partiler küresel ısınmanın kendini iyice hissettirdiği şu
günlerde sadece ülkenin değil, tüm dünyanın geleceğini etkileyecek bu uygulamaları gerçekleştirme sinyali vermezken, umutlar gene sivil toplum mücadelesine bağlanmış durumda.
Işıl Eteş KALAFAT Sorgun Platformu Koordinatör 9.Temmuz.2007