KİTLE TOPLUMU VE MEDYA
Kitle toplumu eleştirmenleri olarak adlandırılan kitle toplumu kuramcıları sanayi devriminin ardından hızlıca kentlerde ve 19, yy ikinci yarısından itibaren eğitimin zorunlu hale gelmesi ve bu nedenle de giderek yaygınlaşması ile birlikte din ve
aile kurumları önemini yetirdiğini ileri sürüyorlar.
Bu kuramcılar : Gustave Le Bon, Alex de Tocqueville, Jose
Ortega, T.S. Eliot ve Frank Roymond Levis
Bu kuramcılara göre eğitimin zorunlu olması ve bu zorunluluk sonucu yaygınlaşması sonucu seviye de düşmüştür. Amaç
sadece hoşça vakit geçirmek olmuştur. Bu nedenle dönemin
medyası giderek kültürel standart düşük içerik hazırlamıştır.
19. yüzyıldan itibaren Batılı toplumlarda okur-yarazırlık yaygınlaşsa da yeni okuryazar kesim için gazete ve dergi okumak, entelektüel bir faaliyet olmaktan ziyade vakit doldurmaya, iş molalarında veya paydos sonrasında kafa dinlemeye ve rahatlamaya yönelik bir faaliyet olarak
görülmekteydi.
Böylece önceki yüzyıl entelektüel tartışmanın başlıca mecrası olan gazete ve dergiler 19. yy itibaren nitelik değiştirerek
eğlence ve dinlenme araçları haline gelmeye başladı.
19. yüzyıl işçilerin çalışma saatleri 8 saate düşürüldüğü yasal
kazanımların da yüzyılı olmuştur. Böylece çalışanlar belli
oranda boş zamana da kavuşmuş oldular. Ortaya çıkan bu
boş zamanı eğlence medyası doldurmaya başladı. Eğlence
medyasının sadece işçi sınıfına yönelik olduğunu söylemek
eksik olur. Beyaz yakalıların da eğlence medyasını ya da
eğlenceli içeriği tükettiğini söylemek mümkündür.
Böylece gazeteler de yarı okur yazar olarak adlandırılan bu yeni okuryazar kesimin kolaylıkla takip edebileceği
hikayelere ağırlık vermiştir.
Mesela bazı gazeteler kendilerini şöyle tanımlıyormuş. “Gazetem çeyrek aydınlara yatılı okullar tarafından devşirilen büyük yeni kuşağa, yalnızca okuyabilen fakat dikkatlerini uzun süre
toparlayamayan genç bay ve bayanlara hitap edecek. Bunlar
trenlerde otobüslerde ve tramvaylarda kendilerini meşgul edecek
bir şeyler ister… istedikleri, dedikodu türü malumatın en hafif ve boş olanıdır. Biraz hikâye biraz tasvir, biraz skandal, biraz nükte, biraz istatistik … her şey çok kısa olmalıdır, azami beş santimetre;
dikkatlerini beş santimetreden fazla toparlayamazlar. Dedikodu bile onlar için uzundur. Boş gevezelik isterler» (Swingewood, 1996).