• Sonuç bulunamadı

Kul Himmet'in şiir dünyası, şiirlerinde gelenek, etkileşim ve eğitim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kul Himmet'in şiir dünyası, şiirlerinde gelenek, etkileşim ve eğitim"

Copied!
361
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ

KUL HİMMET’İN ŞİİR DÜNYASI, ŞİİRLERİNDE GELENEK, ETKİLEŞİM VE EĞİTİM

SELAY ÖZCAN

İZMİR 2011

(2)
(3)

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ

KUL HİMMET’İN ŞİİR DÜNYASI, ŞİİRLERİNDE GELENEK, ETKİLEŞİM VE EĞİTİM

SELAY ÖZCAN

DANIŞMAN

YRD. DOÇ. DR. MEHMET YARDIMCI

İZMİR 2011

(4)
(5)
(6)
(7)

ÖZET

Alevî- BektâĢî edebiyatının önemli Ģairlerinden Kul Himmet üzerine, bu güne kadar bilimsel nitelikte sayılabilecek bir çalıĢma yapılmamıĢtır. Kul Himmet’in parça parça Ģiirleri yayımlanmıĢtır. Ancak tüm Ģiirlerini derleyen sağlıklı bir çalıĢma da mevcut değildir. YapmıĢ olduğumuz çalıĢmamız, yapılan derlemeleri ve ayrı ayrı yayımlanan Ģiirleri ve bazı cönklerde bulunan Ģiirleri bir araya getirerek tam bir Ģiir metni oluĢturmayı hedeflemektedir.

ÇalıĢmamız dört bölümden oluĢmaktadır.

Birinci bölümde, Kul Himmet’in dâhil olduğu edebi dönem ve bu dönem içerisinde Ģiirlerinden hareketle yaĢamı ele alınmıĢtır. Gelenek ve etkileĢim çerçevesinde, Kul Himmet’in baĢka Ģairlerle karıĢtırılan Ģiirleri ve Pir Sultan Abdal ile iliĢkisi incelenmiĢtir

Ġkinci bölümde, Kul Himmet’in Ģiirlerinde iĢlediği konular örneklerle ele alınmıĢtır.

Üçüncü bölümde, “Kul Himmet’in ġiirlerinde Eğitim Unsurları ve Dil Kullanımları” baĢlığı altında, Ģiirlerin özellikle anlambilimsel değerlendirilmesi yapılmıĢ; Ģairin, dile hâkimiyeti tahlil edilmiĢtir.

Dördüncü ve son bölümde ise Ģiirlerin metni bulunmaktadır. Metinler, farklı kaynaklardan bir araya getirilmiĢ, benzer metinler dipnotlar kullanılarak karĢılaĢtırılmıĢtır.

ÇalıĢmanın sonucunda, Kul Himmet’in Ģiir dünyasının, gerek dönemi, gerek iĢlediği konular, gerekse eğitimsel yönü bakımından zengin olduğu kanısına varılmıĢtır.

(8)

ABSTRACT

As one of the major poets of Alevi-BektaĢi Literature, any study has been conducted on Kul Himmet so far which can be considered scientific nature. Altough there are some poems of Kul Himmet have been published one by one, there is no present study which compiles all of his poems healthily. In our study, it is aimed to constitute a poem text by gathering the other collections and separately published poems.

Our study composes four sections:

In the first part, the literary age which Kul Himmet has been included and his life through his poems have been examined. Within the scope of the tradition and interaction,it has been examined the poems of Kul Himmet which have been mixed with the others poems’ and his relation with Pir Sultan Abdal.

In the second section, it has been adressed the issues which Kul Himmet has subjected in his poems by giving examples.

The third section, under the title of “The Elements of Education and Use of Language in Kul Himmet’s Poems”, especially the semantic evaluation of the poems has been made; the domination of the poet on language has been analysed.

The fourth and final section concludes the text of the poems. The texts have been put together from different sources, notes have been compared using similar texts.

As the result of the study, it has been concluded that the Kul Himmet’s world of poetry is substantial both about the subjects discussed and his age.

(9)

KISALTMALAR

a.g.e. : Adı geçen eser

A.Ö. : Abdullah Özkan’ın “BaĢlangıcından Cumhuriyete Türk ġiiri Antolojisi”

adlı eseri

B.A. : Besim Atalay’ın “BektâĢîlik ve Edebiyatı” adlı eseri bkz. : Bakınız

C. : Cilt

C.Ö : Cahit Öztelli’nin “Pir Sultan’ın Dostları” adlı eseri d. : Dize sayısı

D.D. : Dürdane Demir’in “Zile Kaynaklı Bir Cönk Üzerine Tetkik” adlı

yayınlanmamıĢ yüksek lisans tezi

E.U. : Emin Ulu’nun “100. Yılda Almus” adlı eseri İ.A. : Ġbrahim Aslanoğlu’nun “Kul Himmet” adlı eseri

İ.Ö. : Ġsmail Özmen’in “”Alevî- BektâĢî ġiirleri Antolojisi” adlı eseri M.T. : Metin Turan’ın “Kul Himmet” adlı kitabı

s. : sayfa S. : Sayı

(10)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... I GĠRĠġ ... II

I.BÖLÜM ... 1

ALEVÎ- BEKTÂġÎ EDEBĠYATI ... 1

XVI. YÜZYILDA ALEVÎ- BEKTÂġÎ EDEBĠYATI ... 3

1. KUL HĠMMET’ĠN YAġAMI, YAġADIĞI ÇAĞ VE ETKĠLEġĠM ... 6

1.1. KUL HĠMMET’ĠN YAġAMI ... 6

1.1.1. KUL HĠMMET’ĠN YAġADIĞI DÖNEM ... 8

1.2. DĠĞER KUL HĠMMET’LER ... 11

1.3. KUL HĠMMET VE PĠR SULTAN ABDAL ... 12

1.4. KUL HĠMMET’TE NAZĠRECĠLĠK ... 15

1.4.1. Kul Himmet’in Etkilendiği ÂĢıklar ve ġiirleri ... 17

1.4.2. Kul Himmet’in Etkilediği ÂĢıklar ve ġiirleri ... 27

II. BÖLÜM ... 31

2. KUL HĠMMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE ĠÇ YAPI ... 31

2.1. KUL HĠMMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE DĠNÎ KONULAR ... 31

2.1.1. Allah Sevgisi ... 31

(11)

2.1.3. Hz. Ali Sevgisi ... 36

2.1.4. On Ġki Ġmam Sevgisi ... 38

2.1.5 Hacı BektaĢ Veli Sevgisi ... 39

2.1.6. Diğer Peygamberlere, Din ve Devlet Büyüklerine, Dini Kavramlara Duyulan Sevgi ... 40

2.2. KUL HĠMMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE DĠN DIġI KONULAR ... 46

2.2.1. Sevgi Temi ... 46

2.2.2. Özlem Temi ... 47

2.2.3. Sosyal Temler ... 48

III. BÖLÜM ... 51

3. KUL HĠMMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE EĞĠTĠM UNSURLARI VE DĠL KULLANIMLARI ... 51

3.1. KUL HĠMMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE EĞĠTĠM UNSURLARI ... 51

3.2. KUL HĠMMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE DĠL KULLANIMLARI ... 53

3.2.1. ĠMGE ... 54

3.2.2. ġĠĠRLERDE DOĞAL, RAHAT SÖYLEYĠġ VE KONUġULAN DĠLDEN YARARLANMA ... 58

3.2.3. ANLAM ÇERÇEVESĠ ... 61

3.2.3.1. GÖNDERGESEL ANLAM ... 62

3.2.3.2. YAN ANLAM ... 63

3.2.3.3. ÖZEL ADLARDAN YARARLANMA ... 65

(12)

3.2.3.3.2. EDEBÎ TĠPLER ... 65

3.2.3.3.3. HĠKÂYE TĠPLERĠ ... 67

3.2.3.3.4. TARĠHÎ TĠPLER ... 69

3.2.3.3.5. OLAĞANÜSTÜ TĠPLER ... 70

3.2.3.3.6. YER, ÜLKE, ġEHĠR, ULUS, SOY ADLARI ... 71

3.2.3.4. Eġ ADLI VE ÇOKANLAMLI ÖĞELERDEN YARARLANMA ... 75

3.2.3.5. KAVRAM KARġITLIĞINDAN YARARLANMA ... 76

3.2.4. BENZETME ... 78 3.2.5. AKTARMALAR ... 82 3.2.5.1. DEYĠM AKTARMALARI ... 83 3.2.5.1.1. Açık Eğretileme ... 83 3.2.5.1.2. KiĢileĢtirme ... 85 3.2.5.2. AD AKTARMASI ... 88

3.2.6. SES ÖĞELERĠNDEN YARARLANMA ... 93

3.2.6.1. Yinelemeler ... 93 3.2.6.2. Uyak-Redif ... 99 3.2.6.3. Ölçü ... 104 IV. BÖLÜM ... 109 4.ġĠĠRLER ... 109 4.1. 11 HECELĠ ġĠĠRLER ... 109 4.2. 7 VE 8 HECELĠ ġĠĠRLER ... 281

(13)

4.3. ARUZLU ġĠĠRLER ... 331 SONUÇ ... 343 KAYNAKÇA ... 345

(14)

I.BÖLÜM

ALEVĠ- BEKTÂġÎ EDEBĠYATI

Tekke Edebiyatı adı verilen oluĢum içerisinde, ondan belli ölçülerle farklılaĢan bir kol durumunda var olan Alevi- BektâĢî Edebiyatı‘nın XIII. yüzyılda Kaygusuz Abdal ile kurulduğu varsayılmaktadır. Ġslamiyet‘in bir mezhebi olan Alevilik inancı, özünü, Ġslamiyetten, Anadolu kültüründen, farklı dinlerin öğretilerinden, hatta eski Türk inançlarından harmanlayarak oluĢturan bir inanç sistemidir. Cahit Öztelli, ġamanlığın izlerinin Alevilikte görülmesi üzerine ―Türk ruhunun eski Ģamanlığın inanç ve töreleri daha uygun geliyordu. Ġslamlığın sıkı kurallarını, eski dinlerin gelenek ve göreneklerini katarak yumuĢattılar.‖(1973:13) biçiminde açıklama getirmektedir.

―Alevi-BektâĢî Edebiyatı‖ adı altında, Hz. Ali, Ehl-i Beyt, On Ġki Ġmam‘a bağlılık konusu ön plana çıkarken, yaĢanan bunalımlar, eziyetler, tarikata bağlılık, pîrlik ve mürĢidlik, zamandan ve toplumsal konulardan yakınma konuları da sıkça ele alınmıĢtır. Bunun yanında din dıĢı konularda Ģiirler de görülmektedir.

Heceyle ve halkın diliyle yazdığı ilahileri hem halk Ģiirine hem Tekke Ģiirine öncülük eden Yunus Emre, Alevi- BektâĢî edebiyatına da kaynaklık etmiĢtir. (Gölpınarlı, 2010: 6) Hem Ģekil hem tasavvufî unsurları iĢlemesi bakımından Tekke edebiyatıyla birçok ortak noktaya sahip olan BektâĢî Edebiyatı, buna rağmen, ―özellikle Alevi-BekâĢî tarikatlarında ortaya çıkan farklı uygulamaların tarikat erkân ve usulündeki değiĢikliklerin bu zümre âĢıklarının edebi ürünlerine yansıması sonucu farklılık göstermektedir‖ (Artun, 2006: 93)

Alevilik ve BektâĢîlik kavramları tam olarak birbirini karĢılamasa da genelde bir arada kullanılırlar. Aslında, BektâĢîlik, Aleviliğin bir koludur. Anadolu kültürüyle ĢekillenmiĢ olan BektâĢîlik için Anadolu Aleviliği adlandırması yapmak uygun olacaktır. Cahit Öztelli, BektâĢî‘liği, ―…eski ve yeni birçok inanıĢın karıĢımı olması nedeniyle bir tarikat değil, bir mezhep gözüyle bakmak daha uygundur.‖ (1973: 13) diyerek açıklamıĢtır. ―Ġslamlığı benimseyen Türkler özellikle, Mani, ZerdüĢt ve biraz da

(15)

Budistliği, ġamanistliği atamazlar. Anadolu‘ya geldiklerinde ise Anadolu kültürleriyle kaynaĢım gösterirler. Dolayısıyla Anadolu Aleviliği de böyle bir mozaik yapı kazanır.‖ (Öz, 1996: 14)

―Alevi geleneği bugüne kadar yaĢamıĢ âĢıkların yedi tanesini çok usta ve kutsal sayarlar. Bu âĢıklara ―Yedi Kutuplar‖ adını verirler. Bu âĢıklar Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Hatayi, Yemini, Virani, Teslim Abdal ve Nesimi‘dir.‖ (Birdoğan, 2003: 420)

En yaygın Ģekliyle Ģiir türünde ürünler veren bu edebi dönem, tarikata ait özel terimler dıĢında oldukça sade bir dil kullanmıĢtır. ―BektâĢîlik ve Alevilikte hemen bütün terimler Türkçe‘dir. Okunan gülbenkler, tercemanlar Türkçedir. Edebiyatları Türkçedir. Nefesler, ilahiler Türkçe‘dir. BaĢka tarikatlarda, hele Mevlevilikte görülen Ġran dil ve kültürünün etkisi bu tarikatlarda görülmez.‖ (Öztelli, 1973: 14) Belli kural ve kalıpları bulunan Alevi- BektâĢî Ģiiri, âĢık edebiyatı özelliklerini de içinde barındırır. KoĢma nazım biçimi kullanılmıĢ, ölçü ve kafiyede de âĢık edebiyatına bağlılık gösterilmiĢtir. Fuad Köprülü,

―Tekke edebiyatı, XIII-XIV. asırlarda Anadolu`da büyük bir inkiĢaf göstermiĢ ve bilhassa büyük mutasavvıf-Ģair Yunus Emre`den sonra kuvvetli bir manevi nüfuz kazanarak, ortodoks tarikatlere mensup derviĢ-Ģairler o tarzda Ģiirler yazmıĢtır. Ancak bu Ģiir tarzının en ziyade heteredoks tarikatler arasında inkiĢaf ettiği ve bedii kıymet bakımından en orijinal, en kuvvetli örneklerini -Kaygusuz Abdal, Hatayi, Pir Sultan Abdal gibi- bektaĢiler ve kızılbaĢlar arasında bulduğu muhakkaktır.‖ (1962: 35-36)

diyerek BektâĢi Ģiirinin, Tekke Edebiyatı‘ndaki yerini vurgulamıĢtır

Günümüzde de devamını görebileceğimiz bu edebi süreç, Anadolu insanına özgü nitelikleri taĢıması ve kendine has söylemlerle milli bir tavır içinde söylenmesi bakımından önemlidir. Kaygusuz Abdal‘la baĢlayan, Hacı BektaĢ Veli ile güçlenen, ġah Hatayi, Balım Sultan, Pir Sultan gibi Ģahsiyetlerde kendine özgü bir sese sahip olan Alevi- BektâĢî Edebiyatı, sonraki devirlerde Seyrâni ve Neyzen Tevfik ile farklılaĢarak devam etmiĢtir.

(16)

XVI. YÜZYILDA ALEVÎ- BEKTÂġÎ EDEBĠYATI

Alevi- BektâĢî Edebiyatı‘nın oluĢumunun, baĢlangıcının, 13.- 14. yüzyıllara dayandığı söylenebilir. Bu edebi oluĢum her ne kadar eski dini ve edebi ürünlerin etkisiyle var olmuĢsa da, tam manasıyla edebiyat süreci Kaygusuz Abdal‘la baĢlatılmaktadır. Yine 14. Yüzyılda ―Hatâyî‖ didaktik Ģiirleriyle bu edebiyatın mihenk taĢlarından biri olmuĢtur. ―15. yüzyıl dönemi bu yazın için bir susma, kabuğuna çekilme deyim yerinde ise, saklanma-gizlenme dönemidir‖ (Özmen, 1995: 23). Ġsmail Özmen, bunun nedenini ―15. yüzyıl Anadolu‘suna baktığımızda toplumsal yapının çöküntüye uğradığını, bozulduğunu, siyasal çalkantıların arttığını, çeĢitli dengelerin yer değiĢtirdiğini, egemen güçlerin parçalandığını, toplumsal göçlerin boğuntulu Ģekilde hızlandığını, Moğol istilalarının Osmanlıları da, kendilerinden önce Anadolu‘ya egemen olan Selçuklular gibi periĢan ettiğini görürüz.‖ (1995: 23) biçiminde açıklamaktadır.

Kul Himmet‘in de içinde yaĢamıĢ olduğu 16. yüzyıl ise Alevi-BektâĢî Edebiyatı için oldukça verimli bir dönem olmuĢtur. Kul Himmet‘in yanında, Balım Sultan, Pir Sultan, Fuzuli, Yemini, Virani, Bağdatlı Ruhi, Muhiyittin Abdal, Hayreti, Hayali, Usuli, Sururi, ġahi, Sani, Seher Abdal, Husrev, Bosnalı Vahdedi gibi bir çoj ozanın bu devirde yetiĢtiğini ve bu edebi oluĢumua önemli yer ettiklerini görmekteyiz.

16. yüzyıl ve ardından 17. Yüzyıl, büyük bunalımların yaĢandığı bir dönem olmuĢtur. Bu durumun temelinde, Ġran‘daki Safavî Devleti‘nin siyasal emelleri, Yavuz Sultan Selim ile bu yolda çarpıĢmaları sonucu yaĢanan Alevi ölümleri de yatmaktadır. YaĢanan olaylar sonucunda Ģiiri propoganda aracı olarak gören kimi Alevi- BektâĢî Ģairleri bir arada kalmanın yollarını aradılar. Cahit Öztelli, bu durumu, ―Ama, hiçbir zaman tutulan yoldan dönülmedi. Gizli gizli yer altı çalıĢmalarına geçildi. Pek çok derviĢ ellerinde sazlarıyla propoganda gezilerine çıktılar. Beklenen kurtuluĢ günü için ülküyü ayakta tutmaya çalıĢtılar.‖ (Öztelli, 1973: 200) Ģeklinde ifade etmektedir.

Esasen, 16. yüzyıl, Osmanlı Devleti‘nin yükseliĢte olmayı sürdürdüğü, ekonomik ve siyasal baĢarıların devam ettiği bir dönemdir. Ancak, toplumsal huzursuzluk,

(17)

ayaklanmalar baĢ göstermiĢ ve devlet bu duruma sağlıklı çözümler üretememiĢtir. Bu durumda, halk tepkisini göstermek için farklı yollara baĢvurmuĢtur. ġiir de tepkileri göstermenin bir yolu olmuĢtur. ―Alevi- BektâĢî ozanları, toplumsal olayların acılarını, yarattığı yıkım ve sıkıntıları Allah- Muhammed- Ali ve On Ġki Ġmam sevgisiyle sararak, örtüleyerek, yakınma biçiminde, bir çığlık Ģeklinde Ģiirlerinde yansıtmakta, kendi bireysel acılarını evrensel niteliğe ulaĢan ―Ehl-i Beyt‖ acısıyla birleĢtirmekte, yoğurup sözle, sazla topluluklarına sunmak suretiyle onların bilinçlerini diri tutmaya çalıĢmaktadırlar.‖ (Özmen, 1995: 26)

Bu buhranlı günlerde, halkı ateĢleyen ve isyan çıkaran Pir Sultan Abdal ise, bu edebi sürecin en lirik Ģairi olmuĢtur. Sivas‘ta asılan Pir Sultan‘ın, ―buluĢlarındaki canlılık, hayat sevgisi ve insanî görüĢ, en kudretli Ģairlere bile nasip olmayacak kadar üstündür. Pir Sultan‘ın mensuplarından Kul Himmet ve onun çağdaĢı Huseynî de, Pir Sultan‘a yaklaĢan Ģairlerdendir.‖ (Gölpınarlı, 2010: 7)

―15. Yüzyıldan baĢlayarak dinsel giysili bir ideoloji çerçevesinde ortaya çıkan halk hareketleri, kırsal kaynaklı idi. Köylü ve göçebe kesim sanatçısı olan halk ozanlarını da kapsıyordu be eylemler. Ozanlar kendilerini doğal olarak içinde buldukları bu eylemleri destekliyorlar; sözleriyle, sazlarıyla harekete ivme kazandırmaya çabalıyorlardı.‖ (Zelyut, 1989: 36) Bu dönemde, Alevi- BektâĢî Ģiirinin de daha çok kırsal kesimde yayılma alanı bulduğunu söyleyebiliriz.‖Büyük yerleĢim alanlarının baskısından ve sıkıcılığından kaçan Alevi- BektâĢî topluluğu daha çok kırsal kesimi tercih etmiĢ, dağlık ve ıssız yerlere, baskının ve korkunun ulaĢamayacağı, dağlara, saplara çekilmiĢtir.. Kapalı bir toplum haline dönüĢen bu topluluk kendi içinde hızla Ģiirini üretmeye, dilini iĢlemeye, yaĢamını güzelleĢtirmeye baĢlamıĢtır.‖ (Özmen, 1995: 24)

―Köy çevrelerinde, kendi mezheplerinin eğitimi ile yetiĢmiĢ halk Ģairlerini âĢıklardan ayırmak güçtür; onlar yaratmalarında bütün nitelikleriyle âĢık geleneği içinde kalırlar. Bu bakımdan, örneğin Pir Sultan, bir alevî Ģairi olmakla beraber birçok yönleri ile âĢıktır. ġehirlerde yetiĢmiĢ Tekke Ģairleri içinde ise, âĢık geleneğiyle daha çok ortak nitelikler gösterenler BektaĢî Ģairler olmuĢtur.‖ (Necdet, 1997: 7)

(18)

Kısacası, 16. yüzyıl, Alevi- BektâĢî toplumu için bunalımlı bir dönem olmakla beraber, edebi ürün bakımından oldukça parlak bir yüzyıldır. ġiir, halkı coĢturmak için bir araç niteliğinde olmuĢ bunun yanında din dıĢı konulara yönelimler de görülmüĢtür. Kul Himmet de bu dönem Ģairlerinden biri olarak, üzerine düĢen görevi yerine getirmiĢ, Alevi- BektâĢî edebiyatının önemli Ģairlerinden biri olarak sesini duyurmuĢtur. ―Çorum ilinin Ġmat köyünden olan ÂĢık Mehmet bir deyiĢinde : ‗Kul Himmet katarından ayırma bizi‘ dĠye yakarmaktadır.‖ (Gürel, 1980: 56). Bu durum Kul Himmet‘in Alevi- BektâĢî topluluğu için öneminin bir göstergesidir.

(19)

1. KUL HĠMMET’ĠN YAġAMI, YAġADIĞI ÇAĞ VE ETKĠLEġĠM

1.1. KUL HĠMMET’ĠN YAġAMI

Kul Himmet‘in yaĢamı ile ilgili bilinenler, son çalıĢmalara kadar, birkaç tahmini bilgiden öteye geçemiyordu. Bunun nedeni Kul Himmet üzerine yeterince çalıĢma yapılmaması, elde yeterince kaynak bulunmaması, Ģiirlerinin tam olarak derlenememesi olarak sayılabilir. Kul Himmet adında bir BektaĢi Ģairinin varlığı ilk defa Prof. Dr. M. Fuad Köprülü ile tanınmıĢ fakat hakkında pek bir bilgi verilmemiĢtir. Ardından Sadettin Nüzhet Ergün ―Pir Sultan Abdal‖ adlı eserinde ―Kul Himmet‖ adlı bir Ģairin BektaĢi Ģairleri arasında yer alabileceğini ve Pir Sultan‘ın müridi olabileceğini belirtmiĢtir. Vasfi Mahir Kocatürk ―Tekke ġiiri Antolojisi‖ (1968), Abdülbâki Gölpınarlı ―Alevi-BektâĢi Nefesleri‖(2010), Pertev Naili, Boratav ve Halil Vedet Fıratlı ―Ġzahli halk Ģiiri Antolojisi‖ (1943), Refik Ahmet Sevengil ―Yüzyıllar Boyunca Halk ġairleri‖ (1965), Ziya Gürel ―Hak ÂĢıklarından DeyiĢler‖ adlı eserlerinde, Kul Himmet‖in önemli bir Ģair olduğunu vurgulayarak, Ģiirlerinden hareketle Pir Sultan ile münasebetlerine değinmiĢlerdir.

Kul Himmet‘in yaĢamı ve Ģiirleri üzerine ilk önemli çalıĢmayı Cahit Öztelli yapmıĢtır. ―Pir Sultan‘ın Dostları‖ eseri ile Öztelli, Kul Himmet‘in birçok Ģiirini gün yüzüne çıkarmıĢtır. Metin Turan, ―Kul Himmet‖i tanıtıcı ve daha çok araĢtırılmasına ön ayak olucu bir kitapçık hazırlamıĢtır. Kul Himmet‘i en son ve en geniĢ çaplı inceleyen Ġbrahim Aslanoğlu olmuĢtur. Bu çalıĢma, Kul Himmet‘in Ģiirlerinin bir araya getirilmesinde ana kaynak konumundadır. Ancak daha sonra ele geçen cönkler ile bu sayı arttırılmıĢtır. Doğan Kaya ―Kul Himmet‖in Bilinmeyen DeyiĢleri‖ adlı makalesinde 13 Ģiir yayınlayarak Kul Himmet‘in Ģiirlerinin daha fazla olduğunu açığa çıkarmıĢtır.

Kul Himmet‘in yaĢamı hakkında bildiklerimiz, Ģiirlerinden elde ettiğimiz ipuçlarından ibarettir. Bu bilgiler ilk çalıĢmalarda çok sınırlıyken, Ģiirleri derlendikçe daha fazla bilgiye ulaĢılabilmiĢtir. ġairin 16. yüzyıl sonları, 17. yüzyıl baĢlarında Tokat‘ın Almus ilçesinde Varzıl köyünde dünyaya geldiği bilinmektedir. Varzıl köyü

(20)

bugün ―Görümlü‖ olmuĢtur. ġiirlerinden ġah Tahmasp (ölm. 1576) ve ġah Abbas (ölm. 1628) dönemlerinde yaĢadığı bilinmektedir. ―ġiirleri incelendiğinde, iyi bir öğrenim gördüğü anlaĢılmaktadır. Aldığı kültür, medrese kültürü değil, halk ve tekke kültürüdür. Bu arada Ģiirlerinde sık sık okur-yazarlığından da söz eder. Dili çok sade olmakla birlikte, tasavvuf ve tarikat terimlerini iyi kullanır.‖ (Özkan, 2003: 724)

ġiirlerinden elde edilen bilgiler harmanlanınca, Kul Himmet‘in yaĢadığı dönem daha iyi anlaĢılacaktır. ġiirlerde adı geçen çeĢitli din büyükleri, isimler, belirleyici tarihler, olaylar bizi 16. yüzyıl sonlarına ve Alevi- BektaĢi Edebiyatının önemli temsilcilerinden biri olan Kul Himmet‘in yaĢadığı döneme taĢımaktadır.

YaĢadığı köydeki araĢtırmalar, Kul Himmet‘i, BektaĢi tarikatinin Erdebil tekkesi‘ne bağlı Safaviye kolu‘na götürmektedir. Alevi-BektâĢî inancı sebebiyle zorlu bir hayatı olduğu, zindana atıldığı öne sürülmüĢtür.Turgut Koca, Kul Himmet‘in ―…bütün Osmanlı topraklarını köy köy dolaĢtığını, Ģiirlerini bu gezginciliği sırasında yazdığını; bir ara Hacı BektâĢ-ı Veli dergahında derviĢlik ettiğini….‖ ( Koca, 1990: 163) iddia etmektedir. Ölümüyle ilgili bilgiler kesin olmamakla birlikte, bir müddet kaçak yaĢadığı ancak köyünde vefat ettiği düĢünülmektedir.

(21)

1.1.1. KUL HĠMMET’ĠN YAġADIĞI DÖNEM

YaĢamını ve yaĢadığı dönemi Ģiirlerinden yakaladığımız ipuçlarıyla tahmin ettiğimiz Kul Himmet, Ģiirlerinde döneminin Ģahlarına ve yaĢanan büyük olaylara yer vererek, bizi 16 yüzyılın sonlarına götürmektedir. Kul Himmet ile ilgili ilk önemli saptamayı yapanlardan biri olan Saadettin Nüzhet, Kul Himmet‘in kimi Ģiirlerinin ‗ Menakıb ül Esrar Behcet ül Arar‘ adlı eserde kayıtlı olduğuna değinerek, Ģairin büyük ihtimalle on altıncı yüzyılda yaĢadığını belirtmiĢtir. Alevi-BektaĢi mecmualarında Pir Sultan ve Hatayi ile birlikte en çok adı geçen Ģairin Kul Himmet olduğunu görerek, yaĢadığı devirde ve kendinden sonraki devirlerde büyük bir Ģöhret sahibi olduğunu vurgular. (1944: 171)

Dönem olarak da 16. Yüzyıl Osmanlı Ġmparatorluğu içinde yaĢayan Kul Himmet, Ģiirlerinde bu dönemin toplumsal buhranlarını da dile getirmiĢtir. ―Kul Himmet‘in yaĢadığı tarihsel dönem, Osmanlı Ġmparatorluğu‘nun resmi tarihte en görkemli dönemi gibi görünmesine karĢın, alabildiğine karıĢıklıklarla dolu, bunalımlı bir dönemdir. Özellikle Safevi Devleti‘yle yürütülen savaĢlar, Anadoludaki ġah yanlılarını da bu düzene karĢı cephe almaya sürüklemiĢ; üstelik bu kesimlere Osmanlı‘nın Ģiddetle yaklaĢması tepkinin boyutunu daha da geniĢletmiĢtir.‖(Turan, 1994: 11). Kul Himmet‘in,

Yalnız kaldım, yalvarırım ol ġah‘a Kendi kazancımla düĢtüm bu câha Bizim için niyaz eden dergaha

Ayn-ı cemde oturan erenler mürvet (ġ. 122) *

Tavus kuĢu cevlan kurar bu demde ÇekmiĢler Mansur‘u dâra meydanda Nice sefillerin boynu urganda

(22)

On‘ki Ġmam seher vakti gel yetiĢ (ġ. 118)

dizelerinde de bu sıkıntılı günlerin yakarıĢları görülmektedir.

ġiirlerinde adı geçen, devrin siyasi ve din büyükleri, çıkan büyük olaylar ve çatıĢmalar da bu bilgiyi doğrular niteliktedir. Özellikler çeĢitli yerlerde ismi geçen ―ġah‖ hangi iran Ģahı olduğu hususunda da Ģüpheler bulunmaktadır. Örneğin,

Hey erenler kimse Ģaha gidemez ġah‘a Kanber gibi kul olmayınca (ġ. 2) *

Cevahir yanmasa aĢkın oduna Sikke yazarlar mı Ģahın adına (ġ. 2) *

ġahım Ģahlar Ģahıdır Alemim penahıdır (ġ. 130) *

ġahın duacısıyım

ġah benim duacımdır (ġ. 130)

deyiĢlerinde bir Ģahtan bahsedilmiĢ ancak bu Ģahın kim olduğu tam olarak verilmemiĢtir. Cahit Öztelli bu Ģahın ―ġah Tahmasp (1524-1576) veya ġah Abbas (1588- 1528) ―(Öztelli, 1996: 33-34) olduğunu ileri sürmüĢtür. Ġbrahim Aslanoğlu da Öztelli ile aynı doğrultudadır. Ancak Kul Himmetin yakarıĢlarında sözü geçen Ģahın I. ġah Abbas mı (1587-1628) yoksa II. ġah Abbas mı (1642-1667) olduğu üzerine tereddüt yaĢar. Aradaki ‗ġeyh Safi‘den söz edilmediğine dayanarak ġah I. Abbas olacağı ihtimalini kuvvetlendirir. (1997: 3). Ancak Ġbrahim Aslanoğlu‘nun eserindeki metin kısmı incelendiğinde, Ģiirlerde, ġeyh Safi‘nin adı da görülecektir: (1997: 117)

(23)

Süremez kimse ġeyh Safi süreği (ġ. 98)

Alevi- BektâĢî alanında araĢtırmalar yapan Ġsmail Kaygusuz‘un ise bu Ģahın ―ġah Ġsmail‖ olduğu yönünde görüĢleri vardır. Kul Himmet‘in bir Ģiirinde:

Bugün tutsak oldum kollarım bağlı Ayn-Cem‘de oturan erenler mürvet Erenler serveri Erdebil Oğlu

Ayn-i Cemde oturan erenler mürvet (ġ. 122)

adı geçen ―Erenler serveri‖nin ġah Ġsmail, ―Ayn-i Cem‘de oturan erenler‖ ise Safavi Devleti‘nin, Alevi Türkmen oymaklarının Dede-Beğlerinden oluĢturduğu yüksek Ehl-i Ġhtisas kuruludur. (Kaygusuz, 2005: 338-339)

Kul Himmet‘in Ģiirlerinde geçen, YeriĢ Ġmam Abbas cenab-ı âlim

Onlardan gayrı kimim var benim (ġ. 67) *

Deli gönül ġah Abbas‘ı arzular Her andıkça azalarım sızılar (ġ. 103) *

Kul Himmet‘im mürit idim Dehman‘a Özüm ulaĢtırdım sahip-zamana Ġradet getirdim ġah Tahmasp Han‘a Hüseynîyîz mevâliyiz ne dersin (ġ. 83)

deyiĢlerinde açıkça dile getirdiği ġah Abbas ve ġah Tahmasp‘ın zamanında yaĢamıĢ olduğu düĢüncesi daha baskındır.

(24)

Ailesi hakkında Ģiirlerinden yola çıkarak çok Ģey söylemek mümkün değildir. Bir Ģiirinde ―Dedem Hızır Abdal pîrim ocağı‖ diyerek, Kemaliye‘nin Ocak köyündeki Hıdır Abdal ocağına saygısını vurgular. Bunun dıĢında bağlılığını dile getirdiği tek makam Erdebil Tekkesidir.

1.2. DĠĞER KUL HĠMMET’LER

Kimi halk âĢıklarının kendine bir pir, mürid ya da usta seçerek, onun söylemine, diline, iĢlediği konulara ulaĢma çabasını görmekteyiz. ÂĢıklık geleneği içerisinde de yer alan bu durum ―usta-çırak geleneği‖ ya da ―nazire söyleme geleneği‖ biçiminde dile getirilmektedir. Bazı Ģairlerin ününden yaralanmak isteyen kimi Ģairlerin, aynı mahlası seçtiği veya mahlasın önüne ya da arkasına bir ad ekleyerek mahlası kullandığı, âĢık tarzı halk edebiyatında sıkça rastlanan bir durumdur. Hatayî, Pir Sultan, Yunus Emre, Emrah, Karacaoğlan gibi birçok ünlü ozanın kendilerinden sonra gelen taklitçileri, bir baĢka deyiĢle, onların yolundan yürüyen takipçileri bulunmaktadır.

Alevî- BektâĢî Ģairleri, divan Ģairlerinden farklı olarak adlarının önüne ―kul‖, ―abdal‖, ―pir‖, ―sultan‖ gibi adlar almıĢlar; bununla da yetinmeyip mahlaslarının sonuna ―sultan‖, ―dede‖, ―pir‖ gibi adlar eklemiĢlerdir. (Zelyut, 1992: 67, 69) Kimi Ģairler aynı mahlası az farkla ya da önüne bir sıfat getirerek kullanmakta; bu durum da günümüze dek gelen Ģiirlerin, en çok ün sahibi Ģaire mal edilmesiyle sonuçlanmaktadır.

Aynı sonuç ―Kul Himmet‖ mahlası için de geçerli olmuĢtur. ―Sivas‘ın Divriği ilçesinin Karabegan bucağına bağlı Örencik köyünde 1743‘te doğan Kul Himmet Üstadım 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl baĢında yaĢamasına rağmen Ģiirleri 16. Yüzyıl sonu ile 17. yüzyıl baĢında yaĢamıĢ Kul Himmet adına yayınlanmaktadır.‖(Yardımcı, 2008: 162) ―Kul Himmet‖i üstadı olarak gören bu âĢığın Ģiirleri Kul Himmet‘e mal edilmiĢtir. Bu Ģair, dil, söyleyiĢ, konu bakımından ―Kul Himmet‖e oldukça yaklaĢmıĢ, bu nedenle iki Ģairin Ģiirleri arasındaki fark uzun yıllar dikkatleri çekmemiĢtir. Cahit Öztelli, Ġbrahim Aslanoğl ve Mehmet Yardımcı yaptıkları çalıĢmalarla, ―Kul Himmet‖ ile ―Kul Himmet Üstadım‖ adlı Ģairlerin Ģiirlerini ayırmıĢtır. Ancak Ġbrahim

(25)

Aslanoğlunun derlemesi ölçüt alındığında bu çalıĢma sadece mahlas ayrımıyla yapılmıĢ ve birçok Ģiir, sadece ―üstadım‖ sözcüğü esas alınarak ―Kul Himmet Üstadım‖a mal edilmiĢtir. Bu Ģiirler incelendiğinde hem tarz hem dil olarak Kul Himmet Ģiirleri olduğunu düĢündüğümüz Ģiirlere rastlamaktayız. AraĢtırmacı Ġsmail Kaygusuz‘a göre bu Ģiirler Kul Himmet‘ten baĢkasının değil iken, gerek cönk yazıcılarının hatası gerek ise Ġbrahim asıl adlı Kul Himmet Üstadım‘ın, Kul Himmet‘in Ģiirlerini kendine mal etmesiyle gerçekleĢmiĢtir.(2005: 380)

Kul Himmet mahlaslı Ģiirler incelendiğinde, bu mahlasla ya da benzer mahlaslarla yazılmıĢ birçok isimle karĢılaĢılmıĢtır. Geda Kul Himmet, Sefil Kul Himmet, Öksüz Kul Himmet, Himmetî, DerviĢ Himmet mahlaslı Ģiirlere baktığımızda, bunların da ―Kul Himmet Üstadım‖ gibi farklı bir Ģairce yazıldığı düĢünülmektedir. Ancak, Kul Himmet mahlaslı Ģiirlerle gerek konu gerekse dil ve üslûp yönünden gösterdikleri benzerlik bu Ģüpheyi ortadan kaldırmaktadır.

1.3. KUL HĠMMET VE PĠR SULTAN ABDAL

Kul Himmet‘in yaĢamıyla ilgili bilgilerin büyük kısmı, Cahit Öztelli ve Ġbrahim Aslanoğlu tarafından yapılan araĢtırmalarla edinilmiĢtir. Bu anlamda Kul Himmet ile Pir Sultan iliĢkisi konusunda edebiyatçılar arasında iki farklı görüĢ mevcuttur. Kul Himmet üzerine ilk çalıĢmaları yapan isimler arasında olan Cahit Öztelli ―BektaĢi Gülleri, Alevi BektaĢi ġiirleri Antolojisi‖ eserinde, Ģiirlerinden yola çıkarak edindiği bilgiler doğrultusunda, Kul Himmet‘in, Pir Sultan‘ın müridi olduğunu ileri sürer. Bu yolda ele aldığı dörtlüklerden biri:

―Bir sözüm vardır tutana Er odur Hakk‘tan utana Kul olmuĢuz Pir Sultan‘a

(26)

Yine, Emin Ulu da ―Kul Himmet, 16. yy‘da Pir Sultan‘ın yolundan yürüyen, O‘nun müridi olan, Pir Sultan‘la baĢlamıĢ olan iĢleri yürütmeye çalıĢan, bu uğurda can veren bir ‗Koca‘dır‖ (1987: 341) açıklamasıyla bu görüĢü destekler.

Ġbrahim Aslanoğlu ise bu dörtlükte ―Kul olmuĢuz Pir Sultan‘a / EĢiği de kıblegahtır‖ dizelerinde bahsi geçen ve kendisine kul olunan ―Pir Sultan‖ın yanlıĢ anlaĢıldığını iddia etmektedir. Ġddiasını da Ģu sözlerle ifade etmektedir:‖ġimdi biraz düĢünelim: Kula kul olunur mu? Bu davranıĢ dini inançlara ters düĢmez mi? Bir an için olduğunu farzedelim, kıblegâh diye tanımlanan bu ulu kiĢi, kendisi gibi aĢkın ve taĢkın bir köy Ģairi değil. En aĢağı serçeĢme1

(Uludağ, 2005: 314) olması gerekir. Çünkü Kul Himmet‘in Ģiirleri incelendiğinde görülecektir ki, o sadece Hz. Ali baĢta olmak üzere on iki imam ve Hacı BektaĢ Veli‘yi ulu tanır. Atalarının bağlı olduğu Hızır Abdal için dahi bu sıfatı kullanmaz. Öyleyse eĢiği kıblegâh olan kiĢi ya Hz. Ali veya Hacı BektaĢ Veli‘dir. Bir baĢka olasılıkla Erdebil Tekkesi ve ġeyh Safiyüddin‘i amaçlamıĢ olabilir. Her üç halde de dizeyi ―Kul olmuĢuz bir sultana‖ Ģeklinde okumak daha doğru olur.‖ (1997: 11) diyerek adı geçen ‗Pir Sultan‘ın ‗bir sultan‘ olması gerektiğini gerekçeleriyle savunmuĢtur. Yine Cahit Öztelli‘nin Kul Himmet, Pir Sultan‘ın yardımcısıdır görüĢüne ―Osmanlı tarihinde bir zorbanın yardımcısı olduğunu biliyoruz ama, bir Ģairin yardımcısı olduğunu daha yeni iĢitiyoruz. Bildiğimize göre bir Ģairin ya ustası olur ya çırağı. Galiba Öztelli, Pir Sultan‘a bir baĢkaldırı hazırlatıyor ki, Kul Himmet ve Kul Hüseyin‘i yardımcı seçmiĢ.‖ (1984: 54-55) Ģeklinde cevap vermiĢtir.

Kul Himmet ve Pir Sultan münasebetini gösteren bir diğer dörtlük ise: ―Kul Himmet daima eder niyazı

Pir Sultan yolundan ayırma bizi Ol mahĢer gününde isteriz sizi

Muhammed önünde car Hacı BektaĢ‖dır (ġ. 117)

(27)

Bu dörtlükte açıkça görülen bir Ģey vardır ki o da Kul Himmet‘in seçtiği yol, Pir Sultan‘ın gittiği yoldur. Dualarını, bu yoldan ayrılmamak üzere etmektedir. Ġbrahim Aslanoğlu, bu dörtlüğün de yanlıĢ yorumlandığı, Kul Himmet‘in Pir Sultan‘dan değil, onun yolundan ayrılmak istemediği üzerinde durmaktadır. Ancak bu durum da bir Ģeyi değiĢtirmez. MürĢid terimi, ―1. ĠrĢâdden, doğru yolu gösteren, kılavuz. 2. Tarîkât pîri, Ģeyhi (müridlerine yol gösterdiği için)‖ (Devellioğlu, 1996: 735) Ģeklinde tanımlanmaktadır. Zaten mürĢid yol gösteren, mürid o yolda yürüyendir. Bu durumda, Kul Himmet de Pir Sultan yolundan ayrılmamak için dua eder. Yine,

Niyaz kılın Pir Sultan‘a, Pîrime Her kul dayanır mı böyle zulüme Zayıf Yusuf mehlem etsin yarama

Göremedim Pîrimi, dertliyim dertli (ġ. 48)

dizelerinde, açıkça ifade edilmiĢ olan, Pir Sultan‘a Pîrim biçiminde sesleniĢ; bir bakıma bu iliĢkiyi doğrulamaktadır. Pîrini görememenin üzüntüsü o kadar açıktır ki, bu durum sadece beğenilen bir Ģair ya da bu yoldaki kahramana duyulan bir özlem değildir.

Kul Himmet‘te etkileĢim bölümünde üzerinde duracağımız bir durum da, Pir Sultan‘ın birçok Ģiirine Kul Himmet tarafından nazire yazılmıĢ olmasıdır. Bunun yanında birçok Ģiirinde ise gerek söyleyiĢ gerek konu gerekse uyak-redif iliĢkisi bakımından açık bir etkileĢim görülmektedir. ÂĢıklık geleneklerinden biri olan, usta-çırak geleneği çerçevesinde bir eğilimin var olduğunu düĢünmekteyiz. Kul Himmet‘in de kendisinden sonraki Ģairler üzerindeki etkisi de düĢünüldüğünde, bir Pir Sultan Kolu‘nun varlığından söz edebiliriz. Bu kolun önemli isimlerinden biri de bizce Kul Himmet‘tir. Kul Hüseyin, Kul Ġbrahim gibi âĢıkların Ģiirleri yanında, kendisinden çok sonra yaĢamıĢ, ve manevi açıdan Kul Himmet‘i üstad kabul etmiĢ bir Ģair olan Kul Himmet Üstadım gibi Ģairlerin olduğu ve Kul Himmet Üstadım‘ın Ģiirleri, yakın zaman kadar Kul Himmet‘in sayılacak kadar birbirine benzemekte olduğu düĢünüldüğünde, böyle bir kolun varlığı söz konusu olabilir.

(28)

1.4. KUL HĠMMET’TE NAZĠRECĠLĠK

Her âĢık kendinden önceki âĢıkların Ģiirlerini okur, duyar ve etkilenir. Kendi çizgisini oluĢturmada, kendinden önceki dönemin etkisi yadsınamaz boyuttadır. Bu etki kimi zaman, "usta-çırak" geleneğinde olduğu gibi, usta âşığa bağlılık duyarak, ona ait üslûp,

dil, ayak, ezgi, konu ve anıları devam ettirme (Yardımcı,2002: 222) biçiminde olurken,

kimi zaman ise kendinden önce yaĢamıĢ bazı âĢıkların deyiĢlerini örnek alarak Ģiirler yazma Ģeklinde görülebilmektedir.

Bu gibi etkilenmeler nazirecilik geleneğinin oluĢmasında ve devam etmesinde etkili olmuĢtur. Aslında Divan Ģiiri'nin bir parçası olan nazireciliği Mehmet Yardımcı, "Aslında Divan Edebiyatı'na ait olan nazire, bir Ģairin Ģiirini, diğer bir Ģair tarafından, aynı uyak ve ölçüde olmak üzere benzer biçimde yazma demektir. Bir baĢka deyiĢle bazı kuralları gözeterek bir eseri ustalıkla taklit etmektir." (2002: 256) diyerek tanımlamıĢtır.

Divan Edebiyatı‘nda, 18. yüzyılda özellikle Fuzûlî, Nailî, Bâkî, Nâbî… gibi Ģairlerle, ardından da Nedim ve ġeyh Galip ile nazirecilik anlamında parlak bir dönem yaĢandığı görülmektedir. Bu yüzyılda mazmun kullanımında tıkanma yaĢanması bu durumun da Ģiirlerde tekrara düĢme yoluna gidilmesi üzerine nazireciliğin önem kazandığı söylenebilir. Nazire yazmada amaç, Ģiirde en az aslı kadar güzelliği yakalamaktır.

―Ama kimi divan Ģairleri, nazireciliği, bir biçim benzeyiĢi düzeyinden ileri götürememiĢ; taklitle sınırlı kalmıĢlardır. Örneğin, Kazım PaĢa, Fuzulî‘nin birçok Ģiirine nazire yazmıĢsa da, aynı ruh ve sanat kendisinde görülmediğinden Ģiirleri kuru bir taklitten öteye gidememiĢtir. Oysaki nazirede asıl amaç, kendi kiĢilik ve sanatçı özelliğini göstermektir‖.(Dilçin, 2009: 269)

Halk Ģiirinde ise nazirecilik geleneği biraz daha farklı ilerlemiĢtir. ÂĢık her ne kadar,

ustasının ya da kendinden önce yaĢamıĢ âĢığın Ģiirlerinden etkilenerek nazireler söylese de; Ģiirler arasında tam benzerlikler söz konusu olmamıĢtır. ÂĢıkların irticalen söylemesi veya Ģekle gerekli önemi vermemesi bu duruma yol açmıĢ olabilir. Bunun yanında pek çok âĢığın nazire söyleme geleneğini sürdürdüğü görülmektedir. Örneğin, Karacaoğlan‘ın:

(29)

―Nasıl methedeyim sultanım seni Gürcistan iline değer gözlerin Bir bakıĢta eylen harâb cihanı

Cezayir Tunus‘u değer gözlerin‖ (Seçmen, 1983: 179) dörtlüğüyle yazılmıĢ Ģiirine, Hüznî‘nin:

―KızarmıĢ ruhların kudret alması Ma‘cûnu Lokmân‘ı değer gözlerin KaĢlar cellâd lebler hayat çeĢmesi

Taht‘ı Süleyman‘ı değer gözlerin‖ (Oğuz, 1988: 131)

biçiminde nazire yazdığı görülmektedir. Halk Ģiirindeki nazirecilik geleneğinde ―usta âĢık Ģiirinin beğenilip tanzir ediliĢine memnun olduğu gibi, bir usta âĢığın Ģiirine nazire yazan da ustalığını kanıtlamıĢ olduğu için gurur duyar. ġiiri tanzir edilen de eden de memnun olur.‖ (Yardımcı, 2002: 260) anlayıĢı hakimdir.

Halk Ģiirinde var olan bu gelenek Kul Himmet‘te de kendini göstermiĢ, bir çok Ģairin Ģiirine nazireler yazmıĢ, kendinden sonraki bir çok Ģairi de etkilemiĢtir. Nesimî, Fuzulî, Hatayî, Yeminî, Viranî ve Pir Sultan ile birlikte Kul Himmet Alevi toplumunun yedi büyük Ģairinden biri sayılmaktadır. Özellikle ġah Hatayî ve Pir Sultan Abdal etkisi Ģiirlerinde önemli ölçüde etkilidir. Bunun yanında Karacaoğlan, Dadaloğlu, Yunus Emre gibi halk Ģairlerinin Ģiirlerinden de etkilenmiĢ ve benzek Ģiirler yazmıĢtır.

Kendisinden sonra gelen Ģahsiyetleri de etkilemiĢ, özellikle 18, yüzyılda Kul Himmet mahlasının sonuna saygı ibaresi olan ―Üstadım‖ sözcüğünü ekleyerek Ģiirler yazan Kul Himmet Üstadım isimli Ģair bu duruma örnektir. Yakın zamana kadar aynı Ģaire ait olduğu düĢünülen bu Ģiirler, gerek konu gerekse biçim yönünden oldukça benzerlik taĢımaktadır. Kul Hüseyin adlı bir Ģair de Kul Himmet‘ten etkilenmiĢ, benzer özellikler taĢıyan Ģiirler yazmıĢtır.

(30)

1.4.1. Kul Himmet’in Etkilendiği ÂĢıklar ve ġiirleri

Kul Himmet‘in etkileĢim içinde bulunduğu Ģairlerin baĢında Pir Sultan Abdal gelir. Öyle ki kimi Ģiirleri çok küçük ayrımlarla birbirinden ayrılır derecededir. Alevi- BektaĢi Ģiirinin öncülerinden olan Pir Sultan, üslûp ve biçim olarak Kul Himmet‘i etkilemiĢtir. Bu anlamda, nazirecilik geleneği içinde Pir Sultan‘ın yeri, Kul Himmet için ayrıdır. Bir Ģiirinde;

Kahpe felek sana n‘ettim n‘eyledim Attın gurbet ele parelerimi

Âhirinde beni sıladan ettin

Bulunmaz derdimin çarelerini (ġ. 52)

dörtlüğüyle baĢlayan Kul Himmet, Pir Sultan‘ın: Kahpe felek sana n'ettim n'eyledim

Attın gurbet ile taĢımı felek Ġbtida gülmeyen sonra güler mi

Akıttın gözümden yaĢımı felek (Korkmaz, 1994: 442) ġiirine nazire olarak yazılmıĢtır. Yine Pir Sultan‘ın:

Âdemoğlu Ģu cihana gelince Yeni açmıĢ güle benzer misali Anasından doğup kırkı çıkınca

KalaylanmıĢ taĢa benzer misali (Korkmaz, 1994: 442) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinin bir benzerini Kul Himmet:

Âdemoğlu Ģu cihana gelince Kuru ağaçta gül bitmiĢ gibidir

(31)

Kâmil olup on yaĢına gelince

Yükünü kumaĢtan tutmuĢ gibidir (ġ. 102) biçiminde dile getirmiĢtir. Kul Himmet:

Gel benim derdime bir derman eyle Alemler derdine derman olan ġah Hükmünün üstüne bir ferman eyle

Alemler hükmüne ferman olan ġah (ġ. 22) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinde, Pir Sultan Abdal‘ın:

Gel benim derdime bir derman eyle Alemler derdine derman olansın Özümün hükmüne bir ferman eyle

Alemler hükmüne ferman olansın (Korkmaz, 1994: 42) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine nazire yapmıĢtır. Yine Pir Sultan‘ın:

Hak Muhammed Ali geldi dilime Mürvet günâhıma kalma yâ Ali Külli günâhımı aldım elime Mürvet günâhıma kalma yâ Ali

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine nazire olarak Kul Himmet: Hak Muhammed Ali geldi dilime

Kalma günahıma mürvet ya Ali Gine senden imdat ola kuluna

Kalma günahıma mürvet ya Ali (ġ. 43) dörtlüğünü söylemiĢtir. Kul Himmet:

(32)

Horasan‘dan kalktım sökün eyledim ġunda Kul Yusuf‘u görmeğe geldim Ġndim eĢiğine niyaz eyledim

Dergâhına yüzler sürmeğe geldim (ġ. 61) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirini Pir Sultan‘ın:

Horasan'dan kalktı sökün eyledi, Elestü deminin yeli geliyor. Urum abdalları akın eyledi,

BoĢandı Kevser'in seli geliyor (Korkmaz, 1994: 244) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine,

Ezelden divane kıldı aĢk beni Hüseyni‘yiz mevaliyiz ne dersin Yine ta‘n edersin tarik düĢmanı

Hüseyni‘yiz mevaliyiz ne dersin (ġ. 83) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiiri ile Pir Sultan‘ın:

Ezelden divane etti aĢk beni Hüseynî‘yim Aleviyim ne dersin Niçin dahledersin, tarik düĢmanı

Hüseynî‘yim Aleviyim ne dersin (Korkmaz, 1994: 278) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine nazire yazmıĢtır. Pir Sultan‘ın

Hû erenler bir müĢkülüm var benim, Server Muhammed'in nuru kandadır AĢka düĢtüm gece gündüz yanarım,

(33)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinin bir benzeğini Kul Himmet: Aman mürvet bir müĢkülüm var benim

Naci‘nin gittiği doğru yol nedir? Besmeleden sonar Tanrı kelamı

Kudret kalemini tutan el nedir? (ġ. 101) biçiminde dile getirmiĢtir. Yine Pir Sultan‘ın:

Gece gündüz yalvarırım pirime, Seher vakti On'ki Ġmam sen yetiĢ. Kanım kaynar imamların yoluna

Seher vakti On'ki Ġmam sen yetiĢ (Korkmaz, 1994: 235) dörlüğüyle baĢlayan Ģiiri. Kul Himmet‘te küçük değiĢikliklerle:

Gece gündüz yalvarırım pîrime On‘ki Ġmam seher vakti gel yetiĢ Kanım kaynar ehl-I beytin yoluna

On‘ki Ġmam seher vakti gel yetiĢ (ġ. 118) tenzir edilmiĢtir. Kul Himmet‘in :

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Dergâhına gider bu yollarımız Evvel On‘ki Ġmamı sevenlerdeniz Düvaz Ġmam okur bu dillerimiz (ġ. 127) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiiri, Pir Sultan‘ın :

Ey yezit bizlerde kıl ü kal olmaz Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz

(34)

Tarikat ehline mezhep sorulmaz

Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz (Korkmaz, 1994: 103)

Ģiirine nazire olarak yazılmıĢtır. Yine nazire olmasa da, Pir Sultan‘ın Ģiirlerinden: Seyyah olup Ģu alemi gezerken

Bulamadım hakkına kail olunca Muhammed Ali‘den kuruldu pazar

Odur bize lütf-ü kerem kılıcı (Korkmaz, 1994: 328) Ģiirinden etkilenen Kul Himmet:

Seyyah oldum Ģu âlemi gezerim Çıka vardım bir örenin taĢına, Daim ören ne zamandan berisin Neler geldi neler geçti baĢıma (ġ. 7)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirini yazmıĢtır. Pir Sultan Abdal‘ın : Çoktan beri yollarını gözlerim,

Hatırım sormaya yâr sefa geldin. Gönlümün yemiĢi bağı bostanı,

Ayva ile turunç nar sen mi geldin (Korkmaz, 1994: 162) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiiri ise, Kul Himmet tarafından:

Çoktan beri yâr gözlerim ben seni Gönlümün aĢnası yâr sen mi geldin ġu hasta gönlümün bağı bostanı

Ayva turunç elma nar sen mi geldi (ġ. 79) Ģeklinde söylenmiĢtir. Kul Himmet‘in:

(35)

Yürü bire yalan dünya Hiç murat almadım senden Kâh al giydin kâh kırmızı

Yönünü dönderdin benden (ġ. 147) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiiri de, Pir Sultan‘ın:

Yürü bre yalan dünya Yalan dünya değil misin Hasan ile Hüseyin'i

Alan dünya değil misin (Korkmaz, 1994: 371)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine bir benzektir. Aynı Ģiir Karacaoğlanda ise : Yörü bire yalan dünya

Senden murad alınır mı Pek dolukmuĢ humâr gözler

Buna çare bulunur mu (Özdemir, 2009: 183)

biçiminde görülmektedir. Bu üç âĢık arasında güçlü bir etkileĢim görülmektedir.

Pir Sultan‘dan sonra, Kul Himmet‘in Ģiirlerinde etkisi bulunan en önemli Ģahsiyet ġah Hatayî olmuĢtur. Kul Himmet‘in

Gel gönül aĢk kitabın al eline Serimize ne yazılmıĢ görelim ġehadet kelamın getir diline

Din selverine salâvat verelim (ġ. 65) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiir, Hatayî‘nin:

AĢkın kitabını sen al eline Serimize ne yazılmıĢ görelim

(36)

Selavat kelimesin getir diline Din serverine salâvat verelim

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine benzek olarak yazılmıĢtır. Yine Hatayî‘nin: Pervaneyi aĢk oduna düĢüren

Mürüvvet ġah-ı Merdan sana sığındım Dalga vurup deryaları coĢturan

Mürüvvet ġah-ı Merdan sana sığındım

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine nazire olarak Kul Himmet: Pervaneyi aĢk oduna yandıran

Aman ġah-I Merdan sana sığındım Dalga vurup deryaları coĢturan

Aman ġah-I Merdan sana sığındım (ġ. 58)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiiri söylemiĢtir. Kul Himmet‘in : Muhabbetten geçen Hak‘tan da geçer

Muhabbet de muhabbetten hasıldır Ârifler boyuna bir kaftan biçer

Neslin yitirmeyen yine asildir (ġ. 112) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiir, Hatayî‘nin:

Bâtınımda dedi bana bir aziz

Mahabbetten geçen Hak'tan da geçer Vermen nasibini kesin gıdasın

Mahabbetten geçen Hak'tan da geçer (Birdoğan, 1991: 86) Ģiiriyle etkileĢim içinde yazılmıĢ bir Ģiirdir. Hatayi‘nin:

(37)

Sofi mezhebimin nesin sorarsın Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz Gözlüye gizli yok ya sen ne dersin

Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz (Birdoğan, 1991: 107) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine Kul Himmet:

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Dergâhına gider bu yollarımız Evvel On‘ki Ġmam sevenlerdeniz

Duvaz imam okur bu dillerimiz (ġ. 127)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiir ile nazire yapmıĢtır. Hatayî‘nin : Gel gönül yola gidelim

Hak yoldan öte mi dersin Gel hizmet eyle bir pire

Emeğin yete mi dersin (Birdoğan, 1991: 134) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirini Kul Himmet:

Kalk kardaĢ yola gidelim Hak yoldan öte mi dersin Murad-ı maksuda erelim Bu söze hata mı dersin (ġ. 150) dörtlüğüyle tenzir etmiĢtir.

Anadolu‘da efsaneleri ve güzellemeleri ile büyük bir üne sahip olan Karacaoğlan da, Kul Himmet‘in Ģiirinde etkileri bulunan âĢıklardandır. Karacaoğlan‘ın:

Yer altında sarı öküz Kim bilir kaç yaĢındadır

(38)

Dört ayağı yer zulumat

Bir sinecik peĢindedir (Birdoğan, 1991: 175-176) biçiminde baĢlayan Ģiirini Kul Himmet:

Yer altında sarı öküz Hak bilir kaç yaĢındadır Ver anın manasın bana

Dünya anın peĢindedir (ġ. 156)

tenzir ederek söylemiĢtir. Yine Kul Himmet: Hakk‘ın haznesinde gizli sır idim

Anamın beline gönderdin beni Ak mürekkep idim kızıl kan oldum Türlü irenklere bandırdın beni (ġ. 51) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinde Karacaoğlan‘ın:

Hakk'ın kandilinde gizli sır idim Babamın beline indirdin beni Ak mürekkep idim, kızıl kan ettin

Türlü irenglere yandırdın beni (Birdoğan, 1991, 257)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinden etkilendiği açıkça görülmektedir. Karacaoğlan‘ın: Kadir Mevlam senden bir dileğim var

Muhannes kuluna muhtaç eyleme Cennet-i âlâyı nasib et bana

Sırat köprüsünden yolum bağlama (Özdemir, 2009: 212) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinden etkilenen Kul Himmet ise:

(39)

Kadir Allah senden bir dileğim var ĠĢte ölüyorum halim nic‘olur Azrail çıktı da göğsüm üstüne

Alıyor canımı halim nic‘olur (ġ. 114)

dörtlüğüyle dile getirmiĢtir. Bunun yanında Kul Himmet‘in: Efendim cemalin görmeğe geldim

Muhammed Ali‘nin nuru sendedir Ayağına yüzüm sürmeğe geldim

Hasan Hüseyin‘in nuru sendedir (ġ. 99) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinde, Karacaoğlan‘ın

Elâ gözlerini sevdiğim dilber Göster cemalini, görmeye geldim ġeftalini derde derman dediler

Gerçek mi sevdiğim sormaya geldim (Özdemir, 2009: 292) dörtlüğündeki gibi Karacaoğlan etkisi sezilmektedir.

Kul Himmet‘in etkileĢim içinde bulunduğu diğer âĢıklardan biri de Dadaloğlu‘dur. Dadaloğlu‘nun:

Yedi iklim dört köĢeyi dolandım Meğer düna her tarafta bir imiĢ Ben dünyayı Al'Osman'ın sanırdım

Meğer dünya dört sultanlık yerimiĢ (Kutsi, 1978: 80) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine nazire olarak Kul Himmet:

Yedi iklimi dört köĢeyi dolandım Ben Ali‘den gayrı bir er görmedim

(40)

Kısmet verip âlemleri yaradan

Ben Ali‘den gayrı bir er görmedim (ġ. 60) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiiri dile getirmiĢtir.

1.4.2. Kul Himmet’in Etkilediği ÂĢıklar ve ġiirleri

Kul Himmet‘in etkilendiği Ģairler olduğu gibi, Kul Himmet‘ten etkilenen ve onun yolundan giden Ģairler de olmuĢtur. 18. yüzyıl Alevi- BektâĢî Ģairlerinden ÂĢık Veli:

Ağlar da gezerim dağlar baĢında Beni nâgah yere ağlatma Ali Değirmenler döner gözüm yaĢında

Kuru çaylarında çağlatma Ali (Aslanoğlu, 1984: 28) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirini Kul Himmet‘in:

Ağlar da gezerim dağlar baĢında Yâr elinden yarası var gönlümün Gündüz hayalimde gece düĢümde Yâr elinden yarası var gönlümün (ġ. 88)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinden etkilenerek yazdığı görülmektedir. Yine Kul Himmet‘in: Çok günah iĢledim senin katında

Ya Ali mürvettir mürvet ya Ali Sen kerem-kânısın zâhir bâtında Ya Ali mürvettir mürvet ya Ali (ġ. 44) Ģiirine nazire yazan Er Mustafa:

(41)

Çok günah iĢledim senin katında Bir de bizim için yalvar Muhammet ġefaatkanımsın Hakkın katında

Bir de bizim için yalvar Muhammet (Aslanoğlu, 1961: 12) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiiri yazmıĢtır.

Kul Himmet‘in yolundan giden ve isminin önüne ―Üstadım‖ ismini ekleyerek, kendisine bağlılığını belirten Kul Himmet Üstadım da, söyleyiĢ özelliği ve seçtiği konular bakımından Kul Himmet‘ten etkilenmiĢ Alevi- BektâĢî âĢıklarından biridir. ġiirleri incelendiğinde, bu etkileĢim göze çarpar. Bir Ģiirinde:

Allah medet ya Muhammed ya Ali Yusuf kuyusunda zindana düĢtüm Gülbankı çekelden BektaĢi Veli

Yok mu gayretiniz dermana düĢtüm (Aslanoğlu, 1995: 79) diyen Kul Himmet Üstadım‘ın Ģiirinde, Kul Himmet‘in:

Günahlarım çoktur ümidim sensin Allah medet ya Muhammed ya Ali Kalmaz günahlara gani sultansın

Allah medet ya Muhammed ya Ali (ġ. 38)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirinin etkisi görülmektedir. Yine Kul Himmet‘in: Gece gündüz hayalinde gezerim

Bir gece rüyama gir Hacı BektaĢ Günahkârım günahlardan bezerim

Özüm dare çektim sor Hacı BektaĢ (ġ. 117)

(42)

Ay mıdır gün müdür doğmuĢ aleme Yüzünde balkıyor nur Hacı BektaĢ Musa Peygamber durunca selama

Binbir kelâmını sor Hacı BektaĢ (Aslanoğlu, 1995: 106) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirini dile getirmiĢtir. Kul Himmet‘in:

Kapıya bir sail geldi Ya Ali ben acım dedi Irak yollardan gelmiĢim Nana muhtacım dedi (ġ. 134)

dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirine benzek olarak Kul Himmet Üstadım: Bugün bize Ali geldi

Elinde hem dolu geldi Sözümüzün üzerine

Hacı BektaĢ Veli geldi (Aslanoğlu, 1995: 127) dörtlüğünü yazmıĢtır. Yine Kul Himmet‘in :

ġunda müĢkülümüz seçilmez oldu Hünkâr Hacı BektaĢ sen imdat eyle Tarık-I tercüman seçilmez oldu

Hünkar Hacı BektaĢ sen imdat eyle (ġ. 16) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiirini, Kul Himmet Üstadım:

Dün gece seyrimde bir dolu içtim Sultan Hacı BektaĢ sen imdat eyle Çok niyaz eyledim yalvara düĢtüm

(43)

Hünkâr Hacı BektaĢ sen imdat eyle (Aslanoğlu, 1995: 41) dörtlüğüyle baĢlayan Ģiiriyle nazire yazmıĢtır. Kul Himmet‘in:

Gafil kaldır gönlündeki gümanı Bu mülkün sahibi Âli değil mi YaratmıĢtır on sekiz bin âlemi Onun rızgın veren Ali değil mi (ġ. 49) Ģiirine Kul Himmet Üstadım:

Gafil kaldır gönlündeki gümeni Bu mülkün sahibi Ali değil mi ĠrĢad etti onsekizbin âlemi

(44)

II. BÖLÜM

2. KUL HĠMMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE ĠÇ YAPI

ġiirler incelendiğinde, bir yandan tarikat çerçevesinde Alevi- BektâĢî inançları ve bu inançlar uğruna yapılan özveriler anlatılırken; diğer yandan aĢk, özlem, toplumsal değiĢimler gibi din dıĢı Ģiirler bulunmaktadır.

2.1. KUL HĠMMET’ĠN ġĠĠRLERĠNDE DĠNÎ KONULAR

Tasavvufi Halk Edebiyatının bir uzantısı biçiminde geliĢen Alevi- BektâĢî Halk Edebiyatı aynı inanç felsefesinden doğmuĢ olsa da aralarında bir takım farklar barındırırlar. ―Tasavvufi Halk Edebiyatı genellikle sünnî, Alevi BektâĢî Halk Edebiyatı ise daha çok batınî özellikler taĢır. Birisi aynı bağlamdaki Ģiire nefes, ilahi vb. derken; diğeri deyiĢ, deme, duaz vb. demektedir.‖

Kul Himmet, Alevi kültürüyle yetiĢmiĢ bir halk âĢığı olarak, Ģiirlerinde daha çok Hz. Ali ve Ehl-i Beyt sevgini dile getirmektedir. Bunun yanında On Ġki Ġmam ve mürĢit kabul edilen Hacı BektaĢ Veli de Ģiirlerde öne çıkan Ģahsiyetlerdir.

2.1.1. Allah Sevgisi

Alevi- BektâĢî inanç sisteminde önemli bir yeri bulunan Allah- Muhammed- Ali üçlemesi; nefes, ilahi ve Ģathiyelerin iĢlediği temel konudur. Ġslami anlayıĢla Allah sevgisi dile getirilmiĢ,

Hakkı zikreyle sen nice bin ünde Ak olsun yüzün de yarınki günde (ġ. 3) *

Hak mihmandır canda hazır bilenler Edepsizlik etme mihman yanında (ġ. 5) *

(45)

Hakk‘ın gevherinden arĢın nurundan Andan hasıl oldu gürûh-ı naci (ġ. 23) *

Kul Himmet‘im deste gülü elinde Daima zikr eder Hakk‘ı dilinde(ġ. 24) *

Amel olmayınca Hakk‘a varılmaz

Mürvet demeyince dâra durulmaz (ġ. 112) *

Er odur ki Hakk‘ı öğe

Dest_i damanına değe (ġ. 155)

dizeleriyle ―Hakk‖sözcüğü kullanılarak Allah sevgisi dile getirilmiĢtir. Bunun yanında, Ġkilikte idik birliğe yettik

Çok Ģükür Allah'a didara yettik (ġ. 50) *

Evvel Allah deyip yola gelenler

Dilinden mabudun koyma divane(ġ. 18) dizelerinde olduğu gibi ―Allah‖,

Kul Himmet günahkâr dilimde virdim Rabbim cemaline balkır nur idim(ġ. 10) *

Benlik eyleyenler Rabb‘ini bilmez

Gördüğün ört görmediğin söyleme (ġ. 17) dizelerinde olduğu gibi ―Rabb‖,

(46)

Cümlesinin erkânı bir yolu bir

Mevlâm bir nurdan yaratmıĢ anları (ġ. 33) *

Ol nurun birisi âlâdır âlâ

Lahmike lâhm etmiĢ sır ile Mevlâ (ġ. 90) dizelerinde olduğu gibi ―Mevlâ‖,

Bismillah sur-ı Huda için

Kalma günahlara el‘aman Mürvet (ġ. 121) *

Zahit gel beli de Âl-i Aba‘ya

Ne için bakarsın nur-ı Huda‘ya (ġ. 82)

dizelerinde olduğu gibi ―Huda‖ sözcüğüyle Tanrı‘ya seslenilmiĢtir. Tanrı sevgisini dile getirmek için, bunların yanında;

Göründü Hak Çalap lütfundan n‘etti Üçüncü feriĢtah ol yana gitti (ġ. 8) *

Hak Teala seni övmüĢ yaratmıĢ Din ü iman ile Kur‘an sendedir (ġ. 98) *

Besmeleden sonra Tanrı kelamı

Kudret kalemini tutan el nedir (ġ. 101) *

Hazret-i Hünkâr‘ı mürĢit bilenler Bir niyazı yüz bin hoca sayılır (ġ. 97)

(47)

Ģiirlerinde görüldüğü gibi Hak Çalap, Hah Teala, Tanrı, Hazret-i Hünkâr gibi adlandırmalar ile Allah sevgisi dile getirilmiĢ, Allah‘ın adı anılmıĢtır.

2.1.2. Hz. Muhammed Sevgisi

Kul Himmet‘in Ģiirlerinde Hz. Muhammed baĢta olmak üzere tüm peygamberlerin önemli bir yeri vardır. Ancak Allah Hz. Muhammet ve Hz. Ali sevgisi en çok ele alınan konudur. Bu bağlamda, gerek Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali bir arada ele alınmıĢ gerek ise tek adlarından söz ederek Allah inancı dile getirilmiĢtir.

Cümle bir mürĢide demiĢler beli

Tesbihleri Allah Muhammed Ali (ġ. 33) *

Günahlarım çoktur ümidim sensin

Allah medet yâ Muhammed ya Ali (ġ. 38)

gibi Ģiirlerde bu üçlemeyi belirgin bir biçimde görebiliriz. BaĢta Allah, ardından Hz.Muhammed ve son olarak Hz. Ali‘ye duydukları sevgiyi aynı dize içinde isimlerini zikrederek göstermiĢtir. Kimi Ģiirlerde ise Hz. Muhammet ile Hz. Ali‘nin ismi beraber anılır;

BaĢında nurdan tac belinde kemer

Taç Muhammed kemer Ali‘dir meğer (ġ. 26) *

Medine‘dir Muhammed‘in durağı Uyurdu Muhammed uyardı Ali (ġ. 45) *

(48)

Ġmanımız Ali aynı vefadır (ġ. 83) *

Anda Muhammed‘e peyik saldılar

Muhammed‘in kolun tutan Ali‘dir (ġ. 104)

bu Ģiirlerde Kul Himmet, Hz. Ali‘nin, Hz. Muhammed‘in yolundan gittiğini belirtmiĢtir. Açıkça görülen, Hz. Muhammed‘e duyulan saygının büyüklüğüdür.

Hz. Muhammed‘e duyulan sevgi, en zarif ifadelerle anılmıĢtır. Pirlik âleminde bir güzel gördüm

Muhabbetten Muhammed‘dir ismi var (ġ. 90) biçimde dizelerle Hz. Muhammed‘e övgüler düzer.

Gül kokusu Muhammed‘in teridir Ah ettikçe karlı dağlar eridir (ġ. 55)

dizelerinde Hz. Muhammed‘e duyulan sevgi farklı imajlarla söylenmiĢtir. Muhammed‘in muhabbeti kadimdir

Beli kırklar meclisinde hadimdir. (ġ. 54)

Ģeklinde, Muhammed‘in muhabbetinin kırklar meclisinde yardımcı, yol gösterici olduğunu vurgulamıĢtır. Kul Himmet‘in bir Ģiirinde ise Hz. Muhammed Ģu Ģekilde ifade bulmuĢtur:

Pirlik âleminde bir güzel gördüm

(49)

2.1.3. Hz. Ali Sevgisi

Alevi- BektaĢi Edebiyatının en büyük yedi Ģairi içerisinde sayılan Kul Himmet‘in Ģiirlerinde en belirgin konu, Hz. Ali‘ye duyduğu sevgidir. ġiirlerinin hemen hemen tamamını, kendilerine pir olarak seçtikleri, yolundan yürüdükleri Hz. Ali‘nin kahramanlıkları üzerine yazan Kul Himmet, bu yolda öncü bir Ģair olduğunu da ispatlamıĢtır.

Kul Himmet Ģiirlerinin büyük bir kısmında ―Ali‖ uyak olarak tekrarlanmıĢtır. Bu durum, her dörtlüğün sonunda dile getirilerek, Hz. Aliye' duyulan sevgi ve saygı ifade edilmiĢtir.

Tez kavuĢtur Muhammed‘in tozuna Cefalı dostun telisin ya Ali (ġ. 40) *

Eğilsem dizine niyaz eylesem

Yüzüm tabanına sürsem ya Ali (ġ. 41) *

Günahım çok imiĢ ne diyem size Kalma günahıma mürvet ya Ali (ġ. 43) *

Tanrı‘nın aslanı sırr-ı velisin

Ya Ali mürvettir mürvet ya Ali (ġ. 44)

biçiminde, doğrudan Hz. Ali‘ye duyalan hayranlık, sevgi ve saygı ifadelerinden oluĢan Ģiirler oldukça çoktur. Bunun yanında telmih öğesini de barındıran, Hz. Al‘nin din uğruna yaptığı kahramanlıklar da, olağanüstü unsurlara yer verilerek, Ģiirlerde anlatı biçiminde yer almıĢtır. Örneğin;

(50)

Havada üç saat akılsız yattı Yere göğe bir zelzele yarattı

Ali‘m Hayber kalesine varınca (ġ. 1) *

Ali o kuyunun dibine indi Uyur devler efkârından uyandı Dev baĢını kaldırıp Ali‘yi gördü Onu beğenmeyip dudak devirdi (ġ. 27)

gibi Ģiirlerde Ali‘ye duyulan sevginin büyüklüğü, masalsı anlatımlalra ve abartı unsuruna yer verilerek anlatılmıĢtır.

Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali birçok Ģiirde bir arada anılmıĢtır. Bu durum, Alevi inancı için de geçerli olmuĢ, Allah ve Hz. Muhammed‘ten sonra Hz Ali sevgisi dile getirilmiĢtir.

Hak Muhammed Ali üçü bir oldu Muhabbet ettiler kadim yol oldu (ġ. 29)

ifadeleri Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali yolunu benimsemiĢ, bir BektaĢi Ģairi olan Kul Himmet'in deyiĢlerine örnektir.

Biz öğüt aldık bizden uludan

Hak Muhammed'den mürvet Ali'den (ġ. 126)

dizeleriyle, Muhammedin ihsanının Hz. Ali tarafından yayıldığı dile getirilmiĢtir. Kul Himmet'in Ģiirlerinde en çok konu edilen Ģahıs Ģüphesiz Hz. Ali olmuĢtur. Ehli Beyt sevgisi On Ġki Ġmam Sevgisi ve ÇeĢitli din büyüklerinin sevgisi ile birlikte Hz Ali'ye duyulan hayranlık Ģiirlerde önemli bir yere sahiptir.

(51)

2.1.4. On Ġki Ġmam Sevgisi

Alevilikte on iki imam inancı, temel dini inancı oluĢturur. Bu bakımdan Kul Himmet‘in Ģiirlerinde On Ġki Ġmam inancı ve sevgisinin yeri büyüktür.

On‘ki imamlardan adap öğrendim Okuduğum ilmin Hızır ilminde (ġ. 10)

dizeleriyle On iki imam‘ın yol, erkân gösterdiği belirtilmiĢtir. Yine, On‘ki imama uymayan

Dergâhtan dûr değil midir (ġ. 158)

dizeleriyle On iki imam‘ın çizdiği yoldan gidilmediği taktirde ilahi rahmetten yoksun olunacağı vurgulanmıĢtır. ―On iki Ġmam‖ ifadesi kimi Ģiirlerde ise bağlama dizelerinde tekrar edilmiĢtir.

Gece gündüz yalvarırım pîrime On‘ki Ġmam seher vakti gel yetiĢ Kanım kaynar ehl-i beytin yoluna

On‘ki Ġmam seher vakti gel yetiĢ (ġ. 118)

Kul Himmet‘in birçok Ģiirinde On Ġki Ġmam‘ın tamamı olan, Ġmam Ali, Ġmam Hasan, Ġmam Hüseyin, Ġmam Zeynel Abidin, Ġmam Bakır, Ġmam Cafer-i Sadık, Ġmam Musa Kazım, Ġmam Rıza, Ġmam Muhammed Taki, Ġmam Naki, Ġmam Hasan El Askeri ve Ġmam Mehdi‗nin isimleri zikredilmiĢtir.

Fatıma‘dan Hasan Hüseyin oldu Ġmam Zeynel Ģu âleme zeyn oldu Ġmam Bâkır ganimeti ayn oldu Sevdikçe sevesim gelir Ali‘yi (ġ. 54) ya da

(52)

Kâzım Musa Rıza Hakk‘ın nurudur Taki Naki Asker Mehdi sırrıdır Selman‘ın yedinde deste güllüdür Anın katarından ayırma bizi (ġ. 55)

biçiminde dörtlüklerde, övgü dolu sözlerle On iki Ġmam isimleriyle Kul Himmet‘in Ģiirlerinde yerini almıĢtır.

2.1.5 Hacı BektaĢ Veli Sevgisi

Kul Himmet‘in Ģiirlerinde en çok adı geçen Ģahsiyetlerden biri de Hacı BektaĢ Veli‘dir. Hacı BektaĢ Veli, tarikat yolunda izinden gidilecek Pir, mürĢit, Hünkar kabul edilmiĢtir.

BektaĢ-ı Veli ‗nin yolun bilmeyen Gündüzü karanlık gece sayılır (ġ. 97) *

Kul Himmet‘im der ki bu sır Ali‘nin Pîrim Hünkâr Hacı BektaĢ Veli‘nin (ġ. 92) *

Be erenler hizmet eylen uluya

Din serveri Hacı BektaĢ Veli‘ye (ġ. 27)

gibi ifadelerle Hacı BektaĢ Veli‘nin BektaĢi tarikatı için önemli bir Ģahsiyet olduğu vurgulanmıĢ, yolundan gidildiği belirtilmiĢtir.

Hacı BektaĢ Veli Ģiirlerde isim olarak geçtiği gibi, sadece kendisi için yazılmıĢ Ģiirleri de mevcuttur. Örneğin;

(53)

ġunda müĢkülümüz seçilmez oldu Hünkâr Hacı BektaĢ sen imdat eyle Tarık-ı tercüman kılınmaz oldu

Hünkâr Hacı BektaĢ sen imdat eyle (ġ. 16) ve

Gece gündüz hayalinde gezerim Bir gece rüyama gir Hacı BektaĢ Günahkârım günahlardan bezerim

Özüm dare çektim sor Hacı BektaĢ (ġ. 117) gibi Ģiirler buna örnektir.

Yalnızca Kul Himmet için değil, tüm BektaĢi Ģairleri ve tarikat ehli için büyük önem taĢıyan Hacı BektaĢ Veli, Kul Himmet tarafından da ele alınmıĢ ve Ģiirlerinde iĢlenmiĢtir. Ona duyulan büyük saygı Ģiirlerde açıkça görülmektedir.

2.1.6. Diğer Peygamberlere, Din ve Devlet Büyüklerine, Dini Kavramlara Duyulan Sevgi

Kul Himmet‘in Ģiirlerinde Hz. Muhammet ve Hz. Ali‘nin yeri oldukça önemlidir. Ama bunun yanında diğer peygamberlere elmih yoluyla göndermeler yapılmıĢ, dönemin siyasi liderlerinin isimleri Ģiirlerde yer almıĢtır. Bu bakımdan incelendiğinde, Ģiirlerde büyük bir Ģahıs kadrosu bulunmaktadır.

ġiirlerde geçen peygamberler sevgi ve saygının en zarif ifadeleriyle ele alınmıĢ, kimi peygamberlerle ilgili menkıbeler telmih yoluyla dile getirilmiĢtir. Örneğin bir dörtlüğünde:

(54)

Yusuf‘u Mısır‘da sultan eyleyen Süleyman‘ı mülke hakan eyleyen

Allah medet ya Muhammed ya Ali (ġ. 39)

dizeleriyle Yakup, Yusuf ve Süleyman peygamberlerin kıssalarını hatırlamamız sağlanmıĢtır. Bir Ģiirindeyse:

Eyüb‘ün kurdunu döküp sağ eden Ġbrahim‘in yerin çayır su eden (ġ. 9)

diyerek Eyüp Peygamber‘in acılarına ve Ġbrahim Peygamber‘in ateĢin suya dönüĢmesiyle kurtulmasına telmih yapılmıĢtır.

Nuh Peygamber gibi gemiler çattım Ġletip deryaya ummana kattım (ġ. 68) dizeleriyle Nuh Peygamber,

Binbir ismi vardır bir ismi Hızır Nerede çağırsan orada hazır (ġ. 49) sözleriyle Hızır Peygamber‘e, Musa‘dan Ġsa‘ya mucizat eden Ġsa‘dan ölmüĢlere hayat eden (ġ. 39) diyerek Musa ve Ġsa Peygambere,

Doğurmazdan evvel Cibril Âdem‘i Ruhlar idi Hak‘la buluĢan hacı (ġ. 23) diyerek Adem Peygamber‘e ,

Kâbe‘yi yaptırdı Halil Peygamber Ayrılık derdinin dermanı nedir (ġ. 100)

(55)

dizeleriyle ise Halil peygamber‘etelmih yapılmıĢtır.

Peygamberlerin yanı sıra Ehlibeyt sevgisi de Kul Himmet‘in Ģiirlerinde yer alır. Hz. Ali‘nin eĢe, Hasan ve Hüseyin‘in annesi Hz. Fatıma da Ģiirlerde adı geçen Ģahsiyetlerdendir.

Fatm‘Ana dünyadan vefat edince GülĢende gülün kokusu gelince (ġ. 4) ya da

Haydar âĢık oldu gezdi bir zaman O da Fatm‘Ana‘nın hevesi ile (ġ. 11)

dizeleriyle Fatıma Ana zarif sözcüklerle ifade edilmiĢtir.

Hz. Ali‘nin oğulları Hasan ve Hüseyin de Ehlibeyt sevgisi içinde Ģiirlerde yer almaktadır:

Hasan‘la Hüseyin dardayken oldu Hazret-i Zehra da kundağa sardı (ġ. 95)

dizeleriyle Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Hz. Fatıma lakabı ―Zehra‖ ile anılmıĢtır. Hz. Muhammed‘in eĢi Hz. Hatice de,

Hatice Fatıma mihr- muhabbet

Umarım kuluna eyleye hürmet (ġ. 43)

dizeleriyle, Kul Himmet‘in Ģiirlerinde adı anılan Ģahsiyetlerden biridir. Yine, Hz. Ali‘nin kızı ġehriban Hatun,

Fatma Ana ile ġehriban Hatun Libasın üstüne döktü Ali‘nin (ġ. 81) ve

(56)

ġehriban soyundu bindi deveye

Allah bir Muhammed Ali diyerek (ġ. 56)

Kul Himmet‘in Ģiirlerinde Allah‘ın dört büyük melekleri olan Cebrail, Mikail, Ġsfafil ve Azrail de yer almıĢtır.

Kudret kelâmını söyler Cebrâil Rıza lokmasını sunar Mikâil Canı cana ulaĢtırır Azrail

Ġsrafil ağzında surdur muhabbet (ġ. 119)

dizeleriyle Allah‘ın meleklerine duyulan sevgi dile getirilmiĢtir. Bunun yanında, Yusuf ile bile kuyuya düĢtüm

Hakk emretti Cebrail‘e ulaĢtım (ġ. 10) Cebrail, vahiy meleği, Ģiirde ele alınmıĢtır.

Kul Himmet‘in Ģiirlerinde dönemin Ġran ġah‘larının da isminin geçtiği görülür. Bir Ģiirinde,

Ġradet getirdim ġah Tahmasp Han‘a Hüseynî‘yiz mevaliyiz ne dersin (ġ. 83)

diyerek ġah Tahmasp Han‘a güvenini dile getirmiĢtir. Yine bir Ģiirinde, Kul Himmet‘im gezer oldum ırağı

Süremez kimse ġeyh Safi süreği (ġ. 98)

diyerek ġeyh Safi‘nin adı anılmıĢtır. Bunun yanında, Bu teberra Muaviye‘nin soyuna

(57)

diyerek Ġslamiyet‘in yayılmasında önemli görevleri olan Müslümanlar için önemli din ve devlet adamı Muaviye‘nin de Kul Himmet Ģiirlerinde yeri vardır.

Kul Himmet Ģiirlerinde bunların dıĢında, Ol Hasanü‘l Askeri‘yi çağırdı

Mehdi gelir deyu Bilal Bağırdı (ġ. 38)

dizeleriyle Peygamberimizin müezzini Hz. Bilal‘i, Hangi kitapta gördün Ömer Osman

Kuran‘da okunan Ali değil mi (ġ. 49)

dizeleriyle dört halifeden olan Hz. Ömer ve Hz. Osmanı‘ı, Abdülrezzak gibi Hızır‘a yettim

Selman gibi eski dini terk ettim (ġ. 68)

dizeleriyle ise Alevilik‘te önemli bir pir kabul edilen Selman‘a gönderme yapılmıĢtır. Yine Muaviye‘nin oğlu Yezit Ģu dizelerle Ģiirde yer almıĢtır:

Âyat-ı Kur‘an‘da indi Ģanına

Hain Yezit kast eyledi canına (ġ. 38) Hz. Muhammed‘in amcası Hz. Hamza ise, Hani ya Hamza‘nın baĢın kim kesti

ĠĢte Ali orda mürveti bastı (ġ. 31)

biçiminde, kahramanlıklarına yer verilerek anlatılmaktadır.

Bunun yanında Alevi dedelerden ünlü, Abdülvahap Gazi, Samut Baba, Seyyid, Aslanoğlu, Âl-i Aba da Ģiirlerde yer almıĢlardır.

Abdülvahab Gazi samut Baba‘ya Seyyid Aslanoğlu Âl-i Aba‘ya

Referanslar

Benzer Belgeler

Ehl-i örf mensubu olan vezir-i azam (sadrazam), padişah adına Dîvân-ı Hümâyûn’a başkanlık yapmaktaydı Topkapı Sarayı Birûn ve Enderun olmak üzere iki ana

dörtlüğü ile biten Kul Himmet Üstadım'ın şiiri Kul Himmet'e maledilmiş ve yine bu şiir de İbrahim Aslanoğlu'nun Kul Himmet Üstadım adlı kitabından üç yıl

Kalıtım; Basit Mendel Kalıtımı; Mendel Kanunları; Mendel Kanunlarının Yeniden Keşfi; Monohibrit, Dihibrit,.. Resiprokal Çaprazlama;

• Bazal ya da genel transkripsiyon faktörleri adı verilen bir seri protein, transkripsiyon etkinliğini arttıracak pozitif faktörler ya da transkripsiyon

• Mutations range in size from one DNA base to a whole chromosome change.. Gene mutations occur in

Or there is a point of view: Diplomatic culture “is not a separate culture and external of the diplomatic and foreign affairs sector but the expression of Vietnamese cultural

Keywords: Internet of Things (IoT), Blockchain, Smart Contract, Smart Green House, Smart

Viral showcasing the most well known instrument of computerized advertising can be successfully overseen An Analysis of Impact of Digital Marketing Communication on Student