• Sonuç bulunamadı

TIBBÎ UYGULAMA HATALARINA ADLÎ TIP AÇISINDAN YAKLAIM Nur BRGEN Adlî Tıp Kurumu, 3.Adlî Tıp htisas Kurulu Ba kanı, STANBUL doktornur@e-kolay.net

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TIBBÎ UYGULAMA HATALARINA ADLÎ TIP AÇISINDAN YAKLAIM Nur BRGEN Adlî Tıp Kurumu, 3.Adlî Tıp htisas Kurulu Ba kanı, STANBUL doktornur@e-kolay.net"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TIBBÎ UYGULAMA HATALARINA ADLÎ TIP AÇISINDAN YAKLAIM Nur BRGEN

Adlî Tıp Kurumu, 3.Adlî Tıp htisas Kurulu Bakanı, STANBUL doktornur@e-kolay.net

ÖZET

5.1.1961 tarihli ve 224 sayılı Salık Hizmetlerinin Sosyalletirilmesi Hakkındaki Kanun’da, tıbbî hizmetler: “nsan salıına zarar veren çeitli faktörlerin giderilmesi ve toplumun bu faktörlerin etkisinden korunması, hastaların tedavi edilmesi, bedenî ve ruhi yetenek ve melekeleri azalmı olanların ie alıtırılması için yapılan faaliyetler” olarak tanımlanmıtır.

Tanımda belirtilen tıbbî hizmetlerin sunulması sırasında görevli salık personelinin kusurlu hareket etmesi sonucunda tıbbî uygulama hataları ortaya çıkmaktadır.

Salık personelinin kusurlu davranıını tespit edebilmek için Cumhuriyet Basavcılıkları ve mahkemelerin teknik görüüne bavurdukları resmi bilirkiiler, Adlî Tıp Kurumu ve Yüksek Salık urası’dır. Adlî Tıp Kurumu hem ceza hem hukuk mahkemelerince gönderilen dosyalar hakkında görü vermekte iken, Yüksek Salık urası sadece ceza mahkemelerince gönderilen dosyalar hakkında görü verebilmektedir. 4810 sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanununda Deiiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlüe girmesinden sonra, Adlî Tıp Kurumu’na tıbbi uygulama hatalarıyla ilgili olarak gönderilen dosyaların tümü 3. Adlî Tıp htisas Kurulu tarafından deerlendirilmeye balamıtır. Karara itiraz halinde Adlî Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan görü istenmektedir.

Bu yazıda 3.Adli Tıp htisas Kurulu’nun bu dosyalara yaklaımı ve olgu örnekleri sunulmutur.

Anahtar sözcükler: adli tıp, malpraktis, taksir, tıbbi uygulama hatası

SUMMARY

Medical Malpractice Cases and Forensic Medicine

The Statute on Socialization of Health Services which came into force on Jan 5th, 1961 (No.224) says that: “Medical services are the activities done in order to get rid of the factors that are harmful to health, prevention of the public from these factors, treatment of ill people, rehabilitation of the disabled”.

Medical malpractices occur during these services if the health care personnel acts in a negligible way.

The judges and the prosecutors ask the opinion of the Council of Forensic Medicine and the Supreme Health Council as experts. After the Statute on the Council of Forensic Medicine came into force, the 3rd Specialty Board started to deal with the malpractice cases. If there is a conflict between the Board’s report and other experts then the case is brought to the General Assembly.

In this study the way of evaluating these cases are defined and examples of cases are given.

Keywords: forensic medicine, medical malpractice, negligence ANKEM Derg 2006;20(Ek 2):20-25.

(2)

5.1.1961 tarihli ve 224 sayılı Salık Hizmetlerinin Sosyalletirilmesi Hakkındaki Kanun’da, tıbbî hizmetler:

“nsan salıına zarar veren çeitli faktörlerin giderilmesi ve toplumun bu faktörlerin etkisinden korunması, hastaların tedavi edilmesi, bedenî ve ruhi yetenek ve melekeleri azalmı

olanların ie alıtırılması için yapılan faaliyetler” olarak tanımlanmıtır(2,3).

Tanımda belirtilen tıbbî hizmetlerin sunulması sırasında görevli salık personelinin kusurlu hareket etmesi sonucunda tıbbî uygulama hataları ortaya çıkmaktadır.

Tıbbî uygulama hataları 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 455 ve 459.maddesi hükümlerine göre deerlendirilmekte idi.

455.maddede “Tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya meslek ve sanatta acemilik veya nizamat ve evamir ve talimata riayetsizlik ile bir kimsenin ölümüne sebebiyet veren ahıs iki seneden be seneye kadar hapse ve ikiyüzelli liradan ikibinbeyüz liraya kadar aır para cezasına mahkûm olur” eklinde hüküm bulunmaktaydı.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 22. maddesinde ise, öncelikle taksirin tanımı yapılmıtır. Bu maddenin ikinci fıkrasında taksir, “dikkat ve özen yükümlülüüne aykırılık dolayısıyla, bir davranıın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekletirilmesidir” eklinde tanımlanmıtır(9). Gerekçede ise “Taksirli suçların belirgin özellii, icrai veya ihmali ekilde olabilen iradi hareketin varlıı ve kanunî tanımda yer alan unsurlardan birinin öngörülmemi olması” vardır. Fakat bu öngörmemenin, "gerekli dikkat ve özen" yükümlülüüne aykırılık dolayısıyla ortaya çıkması gerekir. Çünkü, gerekli dikkat ve özen gösterilmedii için kanunda tanımlanmı olan neticenin gerçekleecei öngörülmemitir.

22. maddenin gerekçesine baktıımızda “Bu dikkat ve özen yükümlülüünün belirlenmesinde, failin kiisel yetenekleri göz önünde bulundurulmaksızın, objektif esastan hareket edilir” denmektedir. Nitekim toplum halinde yaamanın güvenli bir biçimde sürdürülebilmesi için, çeitli alanlarda kiilerin dikkat ve özenli davranmalarıyla ilgili kurallar konmaktadır.

naat faaliyeti, salık hizmetlerinin yürütülmesi ve trafik düzeniyle ilgili kurallar, dikkat ve özen yükümlülüüne örnek olarak gösterilebilir.

Taksirle ilenen suçlardan dolayı kusurluluk, bir deerlendirmeyle ancak olay hâkimi tarafından yapılabilir.

Bu nedenle, taksirden dolayı kusurluluun matematiksel olarak ifadesi mümkün deildir. Ancak, normatif deerlendirmeyle hâkim tarafından belirlenen kusurluluk göz önünde bulundurulmak suretiyle, suçun cezasında belli bir oranda indirim yapılabilir.

Taksir dolayısıyla kusurun belirlenmesi normatif bir deerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, somut olayda dikkat ve özen yükümlülüünün ihlâl edilip edilmediinin belirlenmesi açısından bilirkii incelemesi yaptırılabilir.

Örnein ölümle sonuçlanan bir ameliyat sırasında hastaya yapılan tıbbi müdahalenin tekniine uygun olarak yapılmı

olup olmadıının belirlenmesi açısından bilirkii incelemesine gerek bulunduu muhakkaktır. Keza, ölüm veya yaralanma ile sonuçlanan bir trafik kazasında, sürücülerin trafik kurallarına uyup uymadıklarının, hangi trafik kuralının ne suretle ihlâl edildiinin, trafie çıkarılan aracın teknik bakımdan herhangi bir arızasının olup olmadıının belirlenmesi açısından da bilirkii incelemesi yapılabilir. Ancak, bu durumlarda, bilirkiinin yapacaı inceleme, iin teknii ile sınırlı olmalıdır.

Bunun dıında, bilirkii tarafından münhasıran hâkimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir deerlendirme yapılmamalıdır. Aksi yöndeki tutum, bilirkiilik görevinin sınırını amayı ve hâkimin yerine geçmeyi ifade eder.

Hâkim, bu teknik veriler çerçevesinde somut olayda failin kusurlu olup olmadıını takdir edecektir. “Failin kusurlu bulunması durumunda, kusurun aırlıı ve dier sebepleri de göz önünde bulundurmak suretiyle suçun kanuni tanımındaki cezanın alt ve üst sınırı arasında bir cezaya hükmedecektir.”

denilmektedir(9).

Salık personelinin kusurlu davranıını tespit edebilmek için Cumhuriyet Basavcılıkları ve mahkemelerin teknik görüüne bavurdukları resmi bilirkiiler, Adlî Tıp Kurumu ve Yüksek Salık urası’dır. Adlî Tıp Kurumu hem ceza hem hukuk mahkemelerince gönderilen dosyalar hakkında görü

vermekte iken, Yüksek Salık urası sadece ceza mahkeme- lerince gönderilen dosyalar hakkında görü verebilmektedir.

4810 sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanununda Deiiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlüe girmesinden sonra, Adlî Tıp Kurumu’na tıbbi uygulama hatalarıyla ilgili olarak gönderilen dosyaların tümü 3. Adlî Tıp htisas Kurulu tarafından deerlendirilmeye balamıtır(1). Karara itiraz halinde Adlî Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan görü

istenilmektedir.

Kurulumuzca bu tipte dosyalar incelenirken öncelikle yapılmı olan müdahalenin hukuka uygunluu aratırılmaktadır.

Bir müdahalenin hukuka uygun olabilmesi için:

 Müdahalede bulunan kiinin buna yetkili olması,

 Müdahalenin meslein gereklerine uygun yürütülmesi,

 Aydınlatma ve rıza,

 Rızanın bulunmadıı durumda genel salıın korunması gibi daha üstün bir kamusal yarar olması gerekmektedir.

Tıp Fakültesi’nden mezun olmamı kiinin hekimlik yapması, ebe olmayıp köyde doum yaptırdıı için ebe olarak tanınan kiinin müdahalesi, eczacının enjeksiyon yapması gibi durumlarda müdahalede bulunan kiinin buna yetkili olmaması ortaya çıkmaktadır.

Aydınlatma, müdahalenin hukuka uygun olmasının dier bir artıdır. Dünya Tabipler Birlii’nin Lizbon Hasta Hakları

(3)

Bildirgesi'nde doktorların, aklen salâhiyetli hastalarından herhangi bir muayene veya tıbbı ilem için baskı altında olmadan ve bilgilendirilmi onam almakla görevli oldukları ifade edilir(8). Bunun anlamı, kiilerin tıbbi tedaviyi kabul ettiklerinde olacakları veya tedaviyi reddetmenin sonuçlarını bilmek zorunda olduklarıdır. Baskı altında ya da yanlı

bilgilendirme sonucu alınan onam geçerli deildir ve bu onama dayanarak hareket eden doktorlar tıp etiine aykırı davranıyorlardır.

Salık çalıanları, hastaları muayene etmeden önce muayenenin ve tedavinin amacını açıkça anlatmalıdırlar.

lemin sonuçları hasta açısından ne kadar aırsa, usulüne uygun bilgilendirilmi onam almanın ahlaki yükümlülüü de o denli büyüktür. Muayene ve tedavi, kiilere sonuçları belirgin bir yarar salayacaksa, hastanın yapılacak ilem için ibirlii yaparak, örtülü onay vermesi yeterli olacaktır(7,8).

Genellikle hekimler hastalarını tespit ettikleri tablo ve ortaya çıkabilecek sonuçları ile ilgili olarak yeterince bilgilendirmediklerinden müdahale sonucunda kabul edilebilir risk sınırları içinde bir komplikasyonla karılaılması durumunda dahi hastalar ikayetçi olmaktadırlar. Yeterince detaylı aydınlatma sonrası hastanın o müdahale için rızasının (onamının) alınması genellikle ihmal edilen önemli bir nokta olup bunun kayıt altına alınması da unutulmamalıdır. Rızası alınan kiinin reit olması ve hukukî ehliyetini etkileyecek derecede bir aklî arıza içinde bulunmaması gerekir(5,6).

Müdahale hukuka uygunsa, ortaya çıkan zararın ne olduu aratırılır. Zarar varsa, salık personelinin davranıı ile illiyeti olup olmadıına bakılır. lliyet varsa, zararın komplikasyon mu hata mı olduu incelenir. Komplikasyon ise öngörülerek gerekli önlemlerin alınması, önleme ramen ortaya çıkmısa zamanında ve uygun ekilde tedavisi yoluna gidilip gidilmedii aratırılır. Ortaya çıkan zararın salık personelinin hatalı davranıı ile balantısı yoksa mutlaka bilirkii raporunda belirtilir.

3.Adlî Tıp htisas Kurulu’nun deerlendirmelerinde, eksik tetkik yapılması veya hiç yapılmaması, tanının yanlı

konması, yanlı tedavi uygulanması, takip, dikkat, özen eksiklii, yerleik uygulama ile badamama, uzmana haber vermemek, sevk hatası, hastanın yatırılmaması, nöbet sistemindeki hatalı uygulamalar, hastane artlarının elverisiz olması gibi hususlar deerlendirilmektedir(4).

3.Adlî Tıp htisas Kurulu’na gönderilen bazı dosya örnekleri deerlendirme eklimizi aktarabilmek amacıyla aaıda sunulmutur:

OLGU 1:

Kiinin testinin HIV(+) çıkması sonucu intihar ettiinin iddia edildii, davalı idarenin (Salık Bakanlıı) hizmet kusuru bulunup bulunmadıı sorulmaktadır.

Kiinin yakınlarının avukatının 11.06.2004 tarihinde Kayseri dare Mahkemesine verdikleri dilekçelerinde;

müteveffanın ….. Devlet Hastanesinde 7.1.2004'de yaptırdıı test sonucunda anti-HIV (+) çıktıının belirtilmesi üzerine intihar ettii, ölüm sonrası yapılan testlerde anti-HIV negatif çıktıı, kiinin yanlı tehis sonucunun ailelerini basına yansıyacak ekilde AIDS'li aile konumuna getirdii, davalı idare olan Salık Bakanlıının hizmet kusuru olduunu ifade ettikleri,

…… Devlet Hastanesinde laboratuvar teknisyeni olarak görev yapan ….'nın 12.1.2004 tarihli ifadesinde; 7.1.2004'de saat 16.00 sıralarında kendisini daha önceden tanıdıı …..’nın geldiini, AIDS'ten üphesi olduunu ve tahlil yaptırmak istediini söylediini, HIV test kartı ile testi yaptıını, sonucun pozitif olduunu, bu sonucu kimseye söylemeyeceini, ona doktora görünmesi gerektiini, testte yanılma payı olabileceini, mutlaka .. Fakülte Hastanesinde gelimi

laboratuvarlarda tekrar tahlil yaptırması gerektiini söyledii, kendisinin de kabul ettiini, bir gün sonra sabah nöbetçi doktor

…..'a giderek test kartını gösterdiini, onun da sonucun pozitif olduunu söylediini, hastanın mutlaka kendisi ile görümesini istediini, …..'yu arayarak durumu ilettiini ve mutlaka tekrar test için Fakülte Hastanesi’ne gitmesi gerektiini söylediini, onun da doktorla görümesine gerek olmadıını, ama test için gideceini belirttiini, daha sonra kiinin babası ve kardeinin kendisini aradıını, onlara anti-HBs pozitif olduunu söylediini, HIV pozitifliini iletmediini, testi ahsın kendisine direkt müracaat ettii için yaptıını, daha sonra kartı tıbbi atıklarla birlikte yakarak imha ettiklerini ifade ettii, Dr…….'un 12.1.2004 tarihli ifadesinde; 8.1.2004'de laborant …..'nın hastanın test kartını kendisine gösterdiini, o esnada yanında ebe …..'ın da olduunu, test sonucunun pozitif olduunu, hastanın kendisi ile irtibat kurmasını, testin yanlı çıkabilme durumu olabileceini ve fakülteye göndermek gerektiini, hastanın görümeye gelmediini, hastane bahekimliine bilgi vereceini, ahsın 9.1.2004 'de ateli silah yaralanması ile geldiini, geldiinde ölüm olduunu, ancak yine de gerekli müdahaleleri yaptıını ifade ettii, Ebe …….'ın 12.1.2004 tarihli ifadesinden 8.1.2004'de Dr……'un yanında iken laboratuvar teknisyeni ……..'nın anti-HIV test kartı ile geldiini, kartı gösterdiini, doktorun sonucun pozitif olduunu söyledii, hastanın mutlaka kendisi veya baka doktorlarla görümesi gerektiini, daha gelimi

laboratuvarlarda tekrar tahlil yaptırması gerektiini söylediini ifade ettii,

Tıbbi belgeler incelendiinde,……. Devlet Hastanesinde anti-HIV testinde kullanılan test kiti protokolünün Clinotech Diagnostics olduu,

…… Kan Merkezi serolojik testler kayıt defterinde 24.5.2003'de ……'nun test sonuçlarının HBsAg, HIV, HCV, VDRL negatif olduu,

(4)

…… Devlet Hastanesi laboratuvar protokol defterinin fotokopisinde 7.1.2004'de kiinin kanda HBsAb (+), HBsAg (-), HIV (+) olduu,

……. Devlet Hastanesi acil defterinin fotokopisinde, 9.1.2004'de kiinin ex duhul olarak geldii,…….Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin seroloji-2 laboratuvarının 9.1.2004 tarihli postmortem alınan kanla ilgili raporunda anti-HIV negatif olduu, bir merkeze daha gönderildii,…… Eitim ve Aratırma Hastanesi'nin mikrobiyoloji laboratuvarının 12.1.2004 tarihli raporunda anti-HIV negatif olduu kayıtlıdır.

Kurulumuzca dosyanın incelenmesi sonucunda,

………..'ya ….. Devlet Hastanesinde 7.1.2004 tarihinde Clinotech Diagnostic HIV kartı ile test yapıldıı, bu testin yalancı pozitif ya da yalancı negatif çıkabilecei, literatürde bu teste ait duyarlılık aratırması olmadıı, üretici firmanın sitesinde de bilgi bulunmadıı, bu tip testlerin duyarlılıının

% 100 olmadıı göz önüne alındıında, hastanın ileri tetkik için Üniversitesi Hastanesine yönlendirildii kabul edildii takdirde davalı idare Salık Bakanlıı'nın hatalı bir davranıının olmayacaı mahkemeye bildirilmitir. Adlî soruturma ile bu konuyu aydınlatmak mahkemenin görevidir.

OLGU 2:

Söz konusu komplikasyonların olumasının ahsın kendisinde var olan bir nedenle veya yanlı tedavi, hastane ortamının yeterince steril olup-olmamasından veya baka bir nedenle olup-olmadıı, hastane çalıanlarının ihmal ve kusurunun olup-olmadıı sorulmaktadır.

Ölenin aabeyinin ifadesinde; "22.03.2004 günü saat 22.00 sıralarında ölen kardei …..’ün kendi kendine sinirlenerek einin yemek yapmak için et doradıı ekmek bıçaını alarak kendi karnının sa boluuna sapladıı, olu ile einin …..'ın üzerine atlayarak elinden bıçaı aldıkları, saat 22.30 sıralarında Özel … Hastanesine geldii, Saat 24.00 sıralarında ameliyattan çıktıı, hastaya serum taktıkları, 23.3.2004 günü saat 09.00 sıralarında hastaneye gittii, …'ın durumunun iyi olduu, 24.3.2004 günü saat 10.00 sıralarında hastaneye gittii, kendine gelmi ve konutuu, doktorun kardeinin gazı olduunu ve onu gezdirmelerini söyledii, bunun üzerine ….'ın yanına çıkarak odanın dıında koridorda biraz gezdirdii, souk souk terlemeye baladıı için tekrar doktorun yanına giderek ….'ın souk souk terlediini söyledii, doktorun normal olduunu, camları açmamaları gerektiini söyledii ve saat 17.45 sıralarında karnının iyice imeye baladıı, doktorun saat 18.00 sıralarında kontrol edeceini söyledii, saat 19.15'e kadar gelmeyince yengesiyle doktorun yanına gittikleri, durumu anlatınca hemen odadaki hademeyi çaırdıı, 25.3.2004 günü sabahı fenalamaya baladıı, doktorun hemen röntgene aldıı, ….. Hastanesi'ne sevk ettikleri, orada youn bakımda yer olmadıı gerekçesiyle …'ı kabul etmedikleri,

gazlı gangren olduunu, hastanede mikrobun tam olarak temizlenemediini söyleyerek Özel ….. Hastanesi'ne gönderdii, hemen youn bakıma aldıkları, doktorun gerekli müdahaleleri yaptıktan sonra doktorla görütüünde yaamasının mucize olduunu ve Özel ….. Hastanesi'nin görevli doktorunun ihmalinden kaynaklandıını 26.3.2004 günü saat 05.00 sıralarında kardeinin vefat ettiini" söyledii, Kii hakkında düzenlenmi tıbbi belgeler incelendiinde:

Özel ….. Hastanesi'nin 22.3.2004 tarihli raporunda; saat 22.05 sıralarında kesici-delici alet yaralanması nedeniyle acil olarak müracaat ettirildii, TA:120/70 mmHg, nabız:78/dk olarak bulunduu, göbek sol alt tarafta (3 cm saında) 3 cm’lik kesici-delici alet yarası tespit edildii, lokal anestezi altında yara eksplorasyonunda batına nafiz olduu görülerek acil ameliyata alındıı, omentum üzerinde iki yerde kanayan odakların olduu görüldüü, ligasyon yapıldıı, kesici-delici alet yarasının karın adalesindeki ve peritonda meydana getirdii yaranın sütüre edildii, batının hemostaz kontrolünü müteakip anatomisine uygun olarak kapatıldıı,

Hasta takip evrakında; 22.03.2004 tarihli post op saat 24.00 ile sabat 8.00 arasında 140/60-120/60 mmHg, nabız:84- 88/dk arasında olduu, saat 12.00 ile saat 06.00 arasında TA:120/70-110/70 mmHg, nabız 80-84/dk arasında, ate:37°C- 37.2°C arasında olduu, 1-dekstroz % 5 1000 cc, 2-sefamisin flk 1x1(1 g IV), 3-novalgin amp. M, 4-dobutamin amp 50 mg uygulandıı, 23.03.2004 tarihinde genel durumu iyi, batın yumuak, saat 02.30 sıralarında dispne, terleme gibi ikayetleri ortaya çıktıı, gerekli tedavisi yapıldıı, 24.03.2004 tarihinde batında distansiyon olduu, lavman yapıldıı, gaz-gaita çıkıı olduu, aynı tedaviye devam edildii, 25.03.2004 tarihinde saat 03.00 sıralarında dispne, terleme olduu, saat 8 sıralarında akcier grafisi çekildii, dahiliye konsültasyonu yapıldıı, muayenede cilt-cilt altı krepitasyon, toraks ön duvarında yaygın olarak tespit edildii, gazlı gangren düünülerek ……

Hastanesi ntaniye Klinii ile görüüldüü, önerilen tedavinin (penisilin kristalize 7000000 U+sefamezin 3x1 g) yapıldıı, ambulansla sevk edildii,

…. Eitim ve Aratırma Hastanesi'nin 25.3.2004 tarihli klinik müahade kartında; (saat 15.25 ?) genel durum kötü (gazlı gangren), uur açık, koopere, SS 40/dk, spontan solunumu olduu, akcier sesleri dinlemekle derinden geldii, periferik siyanoz, TA:80/? mmHg, nabız:75/dk, ciltaltında toraksta ön kısımda amfizemi olduu, pH:7.25, pCO2:26, pO2:59, HCO3:11.4 saptandıı, youn bakım takibinin uygun olduu, ancak hastanede youn bakımda yer bulunmadıı,

…..Ataköy Hastanesi'nin 25.3.2004 giri, 26.3.2004 çıkı

tarihli hastane evrakı ve epikrizinde, gazlı gangren tanısı konan hastaya youn bakım endikasyonu konarak 25.3.2004 saat 16.00'da youn bakım ünitesine yatırıldıı, uur açık, koopere, uykuya meyilli, KTA:130 dk., TA:110/60 mmHg, spontan solunumu mevcut, yeterli, SPO2:90, sıvı replasman

(5)

yapıldıı, penisilin tedavisi balandıı, saat 21.00'de SPO2'si 80'e dütüü, ciltaltı amfizemi çene altına kadar ilerledii, kürarize edilerek entübe edildii, PCV modunda ventilatöre balandıı, hipotansiyonu gelitii, 26.3.2004 saat 02.00'de idrar çıkıı yok, Lasix'e cevap alınamadıı, hipotansiyonu gelitii, TA:70/30 mmHg, sıvı replasmanı yapıldıı, cevap alınamadıı, saat 05.00'de asistoli gelitii, CPR uygulandıı, cevap alınamadıı, 05.00'de eksitus kabul edildii,

Adlî Tıp Kurumu Morg htisas Dairesi'nin 27.3.2004 tarihinde yapılmı otopsisine ait 04.06.2004 tarih, 17537 sayılı otopsi raporunda, ….batın boluundan 2700 cc pürülan sıvı boaltıldıı, omentumda tek sütür görüldüü, tüm batın içi organlarda ileri derecede yapııklık izlendii, omentumdaki sütür dıında batın içi organlarda herhangi bir kesici delici alet yarası görülmedii, tüm batın içi organ yüzeylerinin fibrin örtüsü ile kaplı olduunun görüldüü, sürüntü örnei alındıı, Biyoloji htisas Dairesi'nin 8.4.2004 tarih ve 210/17537/577 sayılı raporunda; sürüntü örneinin yapılan mikrobiyolojik incelenmesinde ekimi yapılan özel besiyerlerinde Clostridium perfringens, Staphylococcus spp., Streptococcus spp., ve Candidaspp. tespit edildii, histopatolojik incelemede, ince barsakta aktif kronik peritonit, kalın barsakta fibrinli peritonit, omentumda irinli fibrinli iltihap, taze kanama tespit edildii, sonuç olarak; kiinin ölümünün kesici delici alet yaralanmasına balı iç organ delinmesinden gelien komplikasyonlar sonucu meydana gelmi olduu,

1.Adlî Tıp htisas Kurulu'nun 12.01.2005 tarih ve 115 sayılı kararında; kiide saptanan kesici-delici alet yaralanmasının batına nafiz olmakla birlikte iç organ yaralanması oluturmadıı, ancak mikrobiyolojik incelemesinde kiide bakteri üremesi ve klinik bulgularına göre hızlı gelien bir infeksiyon hastalıı (gazlı gangren) saptandıı göz önüne alındıında kiinin ölümünün kesici-delici alet yaralanmasına balı gelien gazlı gangren ve komplikasyonlarından ileri geldii kayıtlıdır.

3.Adlî Tıp htisas Kurulu’nca dosya deerlendirildiinde;

Gazlı gangrende tedavinin uygun cerrahi debridman, uygun antibiyotik tedavisi ile birlikte (penisilin+klindamisin) hiperbarik oksijen olduu, acil tedavinin esas olduu, tedavide gecikmenin mortaliteyi (ölüm oranını) artırdıı, ok gelimi

olanlarda bu oranın % 40'a kadar yükseldii, ancak uygun tedaviyle gazlı gangrene balı ölüm oranının % 20-25'lere dütüü, tedavisiz olgularda mortalitenin % 100 olduu bilindiinden, kiinin ameliyatını ve ilk takibini yapan Özel

…. Hastanesi'ndeki hekimlerin tanı ve tedavide gecikmi

oldukları bildirilmitir.

OLGU 3:

…..'ün sakat kalmasında davalı idare çalıanlarının herhangi bir hizmet kusuru olup olmadıının tespiti istenmitir.

Davacının …. dare Mahkemesi Bakanlıı'na vermi

olduu dilekçede, …. Üniversitesi ….. Aratırma Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı'nda 16.5.2003 günü sa gözüne katarakt tanısıyla fakoemülsifikasyon ile katarakt ekstraksiyonu ve foldable intraoküler lens implantasyonu ameliyatı yapıldıı, ön kamara irrigasyonu ameliyatı yapıldıktan sonra hastanın durumunun kötülemesi üzerine yapılan tedavi ve aratırmalar neticesinde hastaya Pseudomonas aeruginosa isimli mikrobun ameliyat esnasında bulatıının tespit edildii, bunun üzerine göz klinii ve ameliyathanenin karantina altına alındıı, o gün ameliyat edilen 5 hastanın 4’ünde aynı mikrobun görüldüü, sonradan yapılan tespitlerde bu mikrobun ameliyathanede bulunan fako cihazından bulatıının örenildii, …..'ün daha sonra Gazi Hastanesinde uzun süre tedavi görmesine ramen gözünü kaybettii, aır bir hizmet kusurunun ilendii,

….. Üniversitesi Rektörlüünün ….. dare Mahkemesi Bakanlıına vermi oldukları dilekçede, katarakt ameliyatlarında % 0.5-0.7 oranında infeksiyon en gelimi

batı ülkelerinde dahi bildirilen oran olduu, hastada mevcut olan romatoid artrit hastalıında kullanılan çeitli ilaçlara balı oluan immün sistem zayıflıının da endoftalmi tablosunu aırlatırabileceini düündükleri,

….. 13.5.2003 giri ve 29.5.2003 çıkı tarihi kayıtlı epikrizinde; "13.05.2003 tarihinde sa göz katarakt tanısıyla kliniimize yatırılan hastaya 16.05.2003 tarihinde fakoemülsifikasyon ile katarakt ekstraksiyonu ve foldable intraoküler lens implantasyonu yapıldı. Operasyon sonunda SC genta-dekort ve M seftriakson 1 g yapıldı. Postoperatif 1.günde reaksiyonu balayan hastaya SC genta-dekort, sistemik seftriakson, genta balandı. Aynı gün reaksiyonun artması ve clear korneal kesiden reaksiyone membranların dıarı çıkması nedeniyle reaksiyonel membranlar kısmen temizlenerek kesi yeri ve side port sütüre edildi. Alınan materyallerde Gram negatif mikroorganizmalar görülmesi üzerine intravitreal amikasin+vankomisin+steroid önerilen klasik dozlarda yapıldı.

Bu arada subkonjonktival amikasin, sistemik vankomisin+

amikasin ve oral siproflaksasin balandı. Kültürlerde Pseudomonas üremesi üzerine duyarlı olduu siproflaksasin (Cipro 400 mg 2x1)+imipenem (Tianam 500 mg 4x1) sistemik amikasin SC olarak tedavi düzenlendi. Ön segment reaksiyonel membranların kısmen azalmaya balaması, arkadaki vitredeki reaksiyonların çok youn olmaması, PP(+), EHS(+) seviyesindeki vizyon azalmasının pupiller alanı kaplayan membranlara balı olabilecei, ön segmentteki korneal melting, ödem ve patolojilerinin efektif bir vitreoretinal cerrahi için uygun olmadıı gibi hastanın nakli sırasında tedavinin aksayacaı ve tablonun daha da aırlaacaı düünülerek tedaviye devam edildi. 23.05.2003 tarihinde hastaların kliniklerinde aırlama olması üzerine (ön kamaradaki hipopionda artma vs) imipeneme direnç geliebilecei düünülerek piperasilin+tazobaktam (Tazocin) ile deitirildii, siproflaksasin V, amikasin SC devam edildi. Klinik olarak

(6)

ön kamaradaki reaksiyonların, korneal ödemin azalması, kısmen periferde irisin seçilebilmesi, yara yerindeki infeksiyon tablosunun kontrol altına alınması üzerine, ancak bu arada arkadaki vitredeki younluun artması nedeniyle vitrektomi için sevkinin uygun olacaı düünüldü" yazılı olduu,

….. Üniversitesinin……..hakkında düzenlenmi bilgi kaıdında; "Sa gözde postoperatif endoftalmi tanısı alan hastanın geldiinde görmesi P+P+ seviyesinde idi. Korneada diskoid infiltrasyon, ödem ve erime (özellikle insizyon noktalarında) mevcuttu, TO sınırda hipoton idi, USG'de retinası yatıık, youn vitreus kondansasyonu mevcuttu. Korneal erime nedeniyle PPK ve kombine vitrektomi bu aamada grefin tutmayacaından uygun görülmedi. Antibiyogramı dikkate alınarak 3 gün arayla 2 kez intravitrealtap ve amikasin 0.1 cc uygulandı. Üstteki 10/0 sütürleri alındı ve sıkı kapama önerildi. Hasta klinik olarak daha da rahatladı. Arısı tamamen kesildi. Korneası skarlaınca PPK+PPV uygun görüldü. Exocin ve genta damla saat baı dönüümlü, Spersadex 5.1, Sikloplejin 3x1, Thiocilline oft pom 2x1 önerildi. Romatoid artriti açısından Romatoloji bölümünce ek önerilerde bulunulduu ve derin anemisi nedeniyle hematoloji bölümünce takibi önerildi" yazılı olduu kayıtlıdır.

25.5.2005 tarihinde 3.Adlî Tıp htisas Kurulu’nda yapılan muayenesinde, sa gözde fitizis, tam görme kaybı olduu tespit edilerek kiiye konulan tehis ve uygulanan tedavinin tıp bilimine uygun olduu, kiinin ameliyatından hemen sonra gelien iddetli infeksiyonun, aynı gün ameliyat olan baka hastalarda da görülmesinin bu infeksiyonun ameliyat ortamında gerçekleen bir bulama sonucu meydana gelmi olduunu gösterdii, ameliyat sırasında gerekli olan antisepsi artlarının gerçekletirilmemesi nedeniyle hizmet veren salık kuruluu- nun özen eksikliinin bulunduu bildirilmitir.

Hastane infeksiyonları ile ilgili ikayetler gün geçtikçe artmaktadır. 11 Austos 2005 gün ve 25903sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüe giren Yataklı Tedavi Kurumları Enfeksiyon Kontrol Yönetmelii, yataklı tedavi kurumlarında salık hizmetleri ile ilikili olarak gelien infeksiyon hastalıklarını önlemek ve kontrol altına almak, konu ile ilgili sorunları tespit etmek, çözümüne yönelik faaliyetleri düzenleyip yürütmek ve yataklı tedavi kurumları düzeyinde alınması gereken kararları gerekli mercilere iletmek üzere, infeksiyon kontrol komitesi tekili ile bu komitenin çalıma ekline, görev, yetki ve sorumluluklarına ilikin usûl ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanmıtır(10). Bu yönetmelik hükümlerine göre hastanelerde kurulacak infeksiyon kontrol komiteleri, a) Sürveyans ve kayıt, b) Antibiyotik kullanımının kontrolü, c) Dezenfeksiyon, antisepsi, sterilizasyon, d) Salık çalıanlarının meslek infeksiyonları, e) Hastane temizlii, çamaırhane, mutfak, atık yönetimi gibi destek hizmetlerinin hastane infeksiyonları yönünden

kontrolünü salayacaklardır. Hastanelerin bu yönetmelik hükümlerine göre infeksiyon kontrol komitelerini oluturmaları ve düzenli çalımalarını salamaları hastane infeksiyonlarının azaltılabilmesi açısından büyük önem taımaktadır.

Tıbbi uygulama hatalarını azaltabilmek için alınabilecek dier önlemler de öyle sıralanabilir:

 Tıp eitimi sisteminin deitirilmesi,

 Mezuniyet sonrası sürekli eitim programlarının olması,

 Kayıtların çok düzenli olarak tutulması ve saklanması,

 Yapılan her ilemin hastaya detaylı olarak anlatılması,

 Ortaya çıkabilecek komplikasyonlar konusunda uyarılması ve onamının alınması,

 Hastaya anlatılanların kayda geçirilmesi,

 Uzmanlık derneklerinin öncelikle kendi uzmanlarının görev alanlarını belirlemeleri,

 Yapılacak olan ilemler hakkında hastaları aydınlatıcı formlar hazırlamaları ve bu formların Türkiye geneline daıtılarak tüm hastanelerde kullanımın salanması,

 Onamı alınması gereken hastanın bu formu okuyup imzalaması ve formun hekimce saklanması gereklidir.

Kayıtların düzgün tutulması, tıbbî belgelerin ve grafilerin düzgün arivlenmesinin hekimin en büyük sigortası olduu akıldan çıkartılmamalıdır.

KAYNAKLAR

1. Adli Tıp Kurumu Kanunu :http://www.atk.gov.tr

2. Alver C: dari Yargılama Usulü Kanunu, Üçüncü baskı, s.45, afak Matbaacılık, Ankara (1993).

3. Armaan T: darenin Sorumluluu ve Tam Yargı Davaları, s.25, Seçkin Kitabevi, Ankara (1997).

4. Birgen N, Mahmutolu FS, çmeli ÖS, Anolay NN, Kaptanolu K:

Tıbbî uygulama hatalarını deerlendirmede karılaılan yasal sorunlar, 11.Ulusal Adlî Tıp Günleri, Poster kitabı, s.303-6, Adlî Tıp Kurumu Yayınları, stanbul (2004).

5. Çilingirolu C: Tıbbi Müdahaleye Rıza, s.16, 52, 72, Filiz Kitapevi,

stanbul (1993).

6. çel K, Ünver Y: Tıp ve Ceza Hukuku, s.27, Seçkin Yayıncılık, Ankara (2004).

7. Koç S, Yorulmaz C: Hekimin yasal sorumlulukları, “Soysal Z, Çakalır C (editör): Adlî Tıp, Cilt 1” kitabında s.45-61, .Ü. Cerrahpaa Tıp Fak. Yayınları, stanbul (1999).

8. Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi.:http://www.ttb.org.tr/TDD 109/23.

php 3

9. Öztürk : Türk Ceza Kanunu Gazi erhi, s.305-7, Seçkin Yayıncılık, Ankara (2005).

10. Yataklı Tedavi Kurumları Enfeksiyon Kontrol Yönetmelii: http://www.

ttb.org.tr/mevzuat/modules.php? name= News&file= article &sid=

362

(7)

Referanslar

Benzer Belgeler

• Ferrimanyetik bölgede her alt örgü, etki eden moleküler alan sebebiyle bir kendiliğinden mıknatıslanma sergiler. İki alt örgü mıknatıslanması

appendiculare ossa membri superioris) ADI KONUMU ÖZELLİKLERİ.. Sternum Göğüs kafesinin önünde bulunan

Yani kendinizi onun yerine koya- caks›n›z, bencilli¤inizden silkinecek- siniz, sizin bir etiniz, kemi¤iniz oldu¤u gibi onun da bir eti, kemi¤i oldu¤unu, onun da

The aim of this study was to determine the lipid levels, fatty acid profiles and n-3/n-6 ratio of some freshwater fish in Atatürk Dam Lake.. Materials and

2019 yılında ticaret sektöründe KOBİ’lerin toplam ihracattan aldığı pay yüzde 91,4 ve KOBİ’lerin toplam ihracatı 65,6 milyar $ olmuştur. Son bir yılda

1) MERYEM HANIMIN DÖRT TANE ÇOCUĞU VARDIR. HER BİRİNE EŞİT BOYDA

Adlî kolluk görevlileri: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununun 8, 9 ve 12 nci maddeleri, 10/3/1983 tarihli ve

Bir proton ve bir nötron, az önce aç›klanan Pauli d›fllama ilkesi ge- re¤i daha yüksek bir enerji düzeyinde bulunup çekirde¤in merkezinden daha uzakta,