• Sonuç bulunamadı

Kari Friedrich S c h i n k el 1781-1841 B u g ün bizlere ne ifade e d e r?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kari Friedrich S c h i n k el 1781-1841 B u g ün bizlere ne ifade e d e r?"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M e ş h u r m i m a r l a r : VI

Kari Friedrich S c h i n k e l

1781-1841

B u g ü n bizlere ne ifade e d e r ?

Yazan: Prof. Wilhelm Schütte Tercüme eden: Adnan Kolatan

Kari Fredrich Schinkel güzel sanatlar alemin-deki büyüklerden birisidir.

Bugün yaşamakta olan biz mimarlar için hususî bir ehemmiyeti vardır. Eserleri, fikirleri çok neşredi-lir. Geçende, Alman mimarlık sergisi münasebetile, onun yaptığı binalarla yeni Alman mimarlığı karşı-latınldı. Zamanımızın birçok mimariarı Schenkel'in sanat otoritesine dayanırlar. Ve sana böyle olunca, Schinkel'in ehemmiyetinin neden ileri geldiğini vu-zuhlu bir surette anlamak elbette enteresan bir şey-dir.

Schinkel'in binalarının güzel sanat bakımından haiz oldukları yüksek vasıflar onları doğrudan doğ-ruya büyük mimarlık sırasına çıkarıyor. Onun bizler İçin haiz olduğu hususi ehemmiyet, bize, Sen Piyer kilisesini yahut Trianon'u yaratan usta mimarlardan zaman itibarile daha yakın bulunmasmdandır. Dinî ve aristokrat olmıyan halk kültürü devresinin başla-rında yaşamıştır. Bugün de o kültür devresi içinde bulunuyoruz.

Schinkel'in eseri ve şahsiyeti zamanının kültürü

ile içli dışlı bağlıdır. Onun zamanı ışık (yani Anfklö-rung) devresidir, klâsisizmd-en romantizme götüren yoldur. Antik dünyasını âdeta yeniden keşfetmiş olan Winkelmann öleli henüz birkaç sene geçmişti ki Schinkel dünyaya geldi. Wilhölm von Humboldt onun kendisinden yaşça daha büyük arkadaşı ve mü-zahiri idi. (Iphigenie) ismindeki eserinde Almanla-rın en büyük (Eski Yunanistan rüyasını) şiiıleştiren Goethe ile buluştu. Hölderlin, Brentano ve von Ar-nim arkadaşları idiler.

O devreye kocaman bir teşebbüs kuvveti ver-miş olan bu iki cereyan Schinkel'in şahsyetine tesir ettiler. Her iki cereyan da onun eserlerinde bina şek-line girdiler.

Zengin hayal kuvveti ona yığın halinde ilham yağdırıyordu. Eski ustaların hepsinde olduğu gibi, Schinkel'in de pek yüksek olan istidadı, bütün güzel sanatları kavrıyordu.

(2)

akade-B e r l i n d e k i K r a l n ö b e t y e r i 1816 - 1818

misinde (Gilly) den alldığı dersler bütün hayatınca mimarlığının temeli olarak kalmıştır. O zamanlar klâsik antik devrinin özılenen memleketi olan

Italya-K r a l i ç e (Elızabet) i a n m a k için y a p ı l a n ( G e d ö c h t n i s h a l l e kili, sesi 1810

ya yaptığı bir seyahat henüz oluş halinde bulunan sanatkârın içinde silinmez izler bırakmıştı. Kendisi de inşaat yapmış ve artık olgunlaşmış bulunduğu bir çağda, güzel sanat perilerinin diyarı olan İtalyaya tekrar gitti. Sonra İngiltereye seyahat etti. O zaman İngiltere genç bir sanayileşme inkişafının telâşı için-de idi ve dolayısile için-de görülebilecek ilk moiçin-dern memleketti. Kendi memleketinin içinde bulunduğu inkişafın büyük çizgilerini göz önünde tutan Schinkel için bu modern İngiltere bittabi pek mühimdi. Çünkü Prusya inşaat dairesinin en büyük memuru olması s-ebebile devletin Silezyadan Ren nehri sahillerine kadar tahakkuk ettirdiği bütün projelerin mes'uliye-tı onun omuzlarında bulunuyordu.

Schinkel'in mimarlık eseri pek çok binaları ve âbideleri ihtiva eder. Büyük binalar, tiyatrolar, mü-zeler, mektepler, kiliseler ve küçük villâlar, pavyon-lar, amt-kabiıler memleketin her tarafına seıpilmiştir. Bunlardan birçokları bugün hâlâ kullanılmaktadır, ki bu .meyanda Kolonya şehrinde bir lise binasını zikre-debiliriz. Bu satırların muharriri o mektepte oku-muştur.

En yüksek ve tanınmış Schinkel binaları Ber-lindedır. Bulundukları meydanlara verdikleri şekil-lerle bunlar Alman başşehrinin en mühim kısımları-na hususiyet vermişlerdir.

Schinkel binalarının esas vasfı şudur:

Konsepsiyonda âzami sadelikle birlikte propor-sîyonlarda azamî serbestlik ve bütün kısımlarda iti-nalı bîr şekillendiriş.

(3)

gösteri-B e r l i n d e D e v l e t D r a m t i y a t r o s u (Sciıauspielhaus) 1879 - 1821

yoruz. Kral nöbet yeri, dram tiyatrosu, müze, Char-lottenhof kasrı.. Bunların hepsinin kendine mahsus hususiyeti vardır. Her biri kendisinin yapılışındaki maksadı ifade eder, her birinin kendi karakteri var-dır. Schinktel bir yazısında şöyle demiştir: «inşa sana-tında id^al ancak bir binanın, kullanılacağı işe, gerek her bir kısmında gerekse bütünlüğünde hem manen ve hem de maddeten tamamile uygun bulunmasile elde edilir.». Netekim (Kral nöbet yeri) binası (ya-ni Ko(ya-nigsnache) vekarlı, sağlam bir ifade gösterir. Dram tiyatrosu binası (yani Shauspialhaus) ise tö-renli ve ruhu yükseltip ferahlatıcı bir ifadeye maliktir. Müzenin uzun ve sütunlu vaziyetinden büyük, âbidevî bir tesir alırız. Charlottenhof kasrı âdeta neşeli bir sa-mimiyet havası teneffüs etmektedir. Sınan veya Pal-ladio gibi Schinkel'in de ufak binalarda olduğu ka-dar büyük binalarda da, samimiyet ifadesinde oldu' ğu kadar âbidevî bir ifade vermekte de, güzel sanat •bakımından en yüksek dereceye varmış olmasıdır ki onun büyük bir usta olduğunu isbat eder.

lanmıştır.

(Vatan üslûbu) nu ararken gotik şekillere yas-lanıp yarattığı binalar bugün bize bir yakınlık göster-miyor. (Schinkel gotızmi) denilen bu binalar onun yukarıda gösterdiğimiz eserlerinin büyüklüğüne pek erişememiştir. Buna mukabil Berlinde Unter den

Şekillerini antik devrine dayanarak seçmiş ol-ması yaşadığı zamanın düşünüş kültüründen ileri gel-miştir. O devrin zihinlerinde, gidiş istikametini tpyin

ed-en unsurun (antik) hedefi ile beslendiğini yukarı-da söyledik. Başlayan romantizm ve Fransız inkılâ-bından beri Avrupa milletleri içinde gelişme yolunu tutmuş olan milliyet duygusu Schinkel'in yaratıcılı-ğında zengin bir saha buldu. Kraliçe Luiz'in yâdı için yapılan Gedâchtniskapeıla ismindeki kiliseyi burada resimle gösteriyoruz. Bu bina bütün mânasıle (ruhun

(4)

F o s t d a m ' d a S a n s s o u c i p a r k ı n d a C h a r l o t t e n h o f kasrı 1825-1827

Linden caddesindeki mağaza binası ve İnşaat Akade-misi binası gibi projeleri kompozisyonda klâsik esas ile plân ve malzemede vatan ve an'aneye dayanan en enteresan terkiplerdir. Yeni bir zamanın yeni şe-kill er ve yeni teknik vasıtalar getirdiği Schinkel için gayet tabii bir şeydi. Şöyle yazar:

«Her zaman, ideale doğru uğraşıp çabalamak yeni ortaya çıkan icaplara göre değişir. Muhtelif za-manlarda güzel sanatlar mensuplarınca tesbit edilmiş olan güzel malzemeyi kullanışta birçok değişiklikler yapmak lâzımdır. Hedefe varmak için tamamen yeni keşiflere de lüzum vardır.»

Bu sözlerine bakarak emin olabiliriz ki, eğer Schinkel bugün sağ olsaydı, yeni icaplara uymak için sade kendi şekillerini değiştirmekle kalmıyacak, hat-tâ bundan da ileri giderek bütün bugünkü vasıta ve keşifleri kullanacaktı.

Schinkel'in bu kadar büyük muvaffakiyetlere erişmiş, bu kadar çok binalar yapabilmiş olması, her

şeyden evvel .meramını ifade etmek, fikirlerini pek ustaca çizdiği resimlerle göstermek ve düşünceleri ile plânlarını şifahen ve tahriren ikna edici bir surette anlatmak hususlarındaki parlak kabiliyetinden ileri gelmiştir. Kendi elile çizmiş olduğu ( 4 0 0 0 ) den faz-la resim buna, bilhassa gösterilebilecek, bir delildir. Bu resimler muhafaza edilmiş olup Berlinde (Schin-kel müzesi) nde bulunuyorlar. Sayısız denilebilecek kadar çok miktarda küçük seyahat ekskizleri yapmış-tır. Birçok büyük bina plânları, detay resimleri ve dev gibi persepktifleri, (Sihirli flüt) gibi tiyatro de-korları ve 30 metre uzunlukta muazzam dioramaları

vardır. Bu dioramalarda meselâ acaip seb'ai âlem de-nilen (dünyanın şaşılacak yedi eseri) ni bir masal güzelliği ile yeniden çizmiştir. Bir sürü yağlı boya ve sulu boya tabloları onun anlatıştaki yaratış kabi-liyetini ısbat ettikleri kadar renklere hâkim olmaktaki hünerini de isbat ediyorlar. Bundan başka, çocukları-nın, kendi elile çizdiği birkaç nefis resmi onun evlât sevgisi taşıyan bir baba olduğunu bize gösterir.

Schinkel'in projelerini izah için kaleme aldığı yazılar çok iyi ve açık bir surette kavranan tarzda-dır. Dilini kullanmasını bilir ve kendi manevî gözü önünde bulunan şeyleri dinleyicilerinin önünde canlandırabilecek gibi anlatırdı. Fikir âleminde gü-zideler meyanında bulunan arkadaşlarile yaptığı mektuplaşmalar ve fikir alışverişleri, kıymetli müşa-hedelerle dolu hazineler, dahi büyük bir zevkle oku-nur. Onun söz söyleyiş tarzı hakkında Theodor Fon-tane şöyle diyor: «Schinkel konuşurken dünyanın her karış toprağı canlanır ve bir şekil halinde yükselirdi.»

(5)

çır-pındığı bir devirde iş ve kendi sanatkâr vicdanı icap ettirdiği zaman Schiknel bütün şahsiyetini ortayca koymaktan çekinmemiştir.

Muasırları üzerinde sibirkâr bir tesir ve nüfuzu vardı. Yukarıda yazdığımız kimselerden başka (Sa-vigny) ve (Cornelius), heykeltraş Rauch ve Tieck ve Profesör Kari Gropıus onunla arkadaş idiler. Ka-zanan bir nezaketi olduğunu ve bilhassa hallerinde-ki tevazu ve sadeliği methederler. Waagen diyor hallerinde-ki: «Bu çok zengin kabiliyetteki hilkatin baş vasfı ola-rak yüksek faziletli vakarını, az kimsede bulunan bir derecede kuvvetli ahlâkını, kendini inkâr derecesin-deki •diğerbinliğini ve son derece iyi bir kalbe malik bulunuşunu söylemek isterim.»

işte Schinkel, onun her mimardan beklemiş ol-duğu mertebe ve kabiliyete yükselten karakter bu-dur... Schinkel mimarlardan şunu istiyordu. : «Mi-marlık bütün insanlık münasebetlerini kibarlaştıran bir iştir. Mimar, kendi faaliyet sahasında bütün güzel sanatları kavramalıdır. Heykeltraşlık, ressamlık ile

J A P O N Y A

J a p o n y a d a , b i r m ü h e n d i s y e r s a r s m t ı s ı n ı n b i n a l a r d a k i tesirlerini ö l ç m e k üzere bir âlet keşfetmiştir, p v v e l â inşa e . dilecek b i n a n ı n k ü ç ü k bir m o d e l i i m a l e d i l m e k t e ve zelzelenin tesirleri âletle bir m o d e l e tatbik o l u n m a k t a d ı r . T e c r ü b e d e n a l ı n a n netiaeye g ö r e b i n a n ı n statik hesapları ve inşa tarzı t a y i n e d i l m e k t e d i r . D i ğ e r iki r e s i m h a v a ı b o m b o r d ı m a n l a r ı n a v e y e r sarsıntısına m u k a v i m şekilde inşa edilmiş iki y e n i

b i n a y ı gösteriyor.

yer ve hacim nisbetlerinin sanatı olan mimarlık, in-sanların âdete, ahlâka ve akla uygun bir surette ya-şaması şartları bakımından mimarın elinde eriyip bir-leşmiş tek bir güzel sanat halini almalıdır.»

Demek oluyor ki, kabukları çıkarıp özü meyda-na koymak istersek, Schinkl'in artistik şahsiyetinin ana çizgilerini şöyle hulâsa edebiliriz:

İçinde yaşadığı zamanın fikir ve ruh kültürü ile içli dışlı kaynaşmış bulunmak,

Etraflı ve şumullü bir artist kabiliyeti.

Taşkın fakat, kuvvetli karakterinin disiplini altı-na konmuş bir hayal kuvveti,

ifade, temsil ve tersim hususlarındaki parlak kabiliyetleri,

Kendini inkâr derecesine varan bir teslimiyet ile eserine kapanışı, iyi kalbliliği ve nihayet, inandırıcı bir sadelik ve tevazu.

İşte Schinkel'e büyük eserini yarattıran bu va-sıflardır. Sadelik ve tevazu... Esasen hakikaten büyük

olan her şey sade ve mütevazı değil midir?

Referanslar

Benzer Belgeler

Ö zhan ile birlikte). S eçkin ile

Ülkemizde otizmli bir bireyin kaynaştırma öğrencisi olarak bir sınıfta yer alması aileler için büyük bir sorun olarak nitelendirilmektedir.. Otizm hakkında doğru

Sonuçlar şam piyonada ilk 4 sırayı paylaşan takım lar arasında m üsabaka bitiş süresi teknik puan ve pasitive kriterleri açısından fa rklılığ ın olm adığını

Destek m ktarının %25’ , varsa uygun mal yet olmayan harcamaların kes nt ler yapıldıktan sonra, f nal raporun onaylanmasını tak p eden 15 ş günü çer s nde

Üzerinde istenilen eleme çapına göre ipek yada tel elek, altında ise metal elek kafesi bulunur.. Eleme işini yapan ve teloralar üzerinde bulunan elekler paslanmaz çelik tel

5.Bunu sağlamak üzere özel ligde spor kulübü düzenlemesi ve sponsorluk düzenlemesi ile diğer spor ilçe ekiplerini bir araya getiren spor kanunu veya

Bu yönde yatırımların teşvik edilmesi, Dijital Tek Pazarın tamamlanması, Enerji Birliğinin oluşturulması, Yatırım Planı kapsamında Stratejik Yatırımlar

Yine oyun, çocukların sosyal uyum, zeka ve becerisini geliştiren, belirli bir yer ve zaman içerisinde, kendine özgü kurallarla yapılan, sadece1. eğlenme yolu ile