• Sonuç bulunamadı

181-182 \

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "181-182 \"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r \

m î l l l d M I M A R L I K ' Ş E H İ R C İ L İ K V E S Ü S L E M E S A N A T L A R I D E R G İ S İ

İMTİYAZ SAHİBİ ; ZEKİ S A Y A R U. NEŞRİYAT MÜDÜRÜ, ABİDİN MORTAŞ A D R E S : A N A D O L U H A N N O : 33 E M İ N Ö N Ü İ S T A N B U L T E L : 2 1 3 0 7 ^ S A Y I :

1 8 1 - 1 8 2

• S E R İ : IV. © Y I L : 1947

M e s l e k P o l i t i k a s ı ;

T O P L A N A C A K Y A P I K O N G R E S İ M Ü N A S E B E T İ L E

Yazan: Y. Mimar Zeki S A YÂR

İki yıldanbeıi I. ci Türk Y a p ı Kongresi için Bayın-dırlık Bakanlığı hazırlık yapmaktadır. Kongrenin prog-ramlarını önceden bir hazırlık komisyonu tertiplemiş ve bu programa göre, kollara seçilen uzmanlar çalışmalar yapmışlardır.

K o n g r e hazırlık komisyonu teknik, mimarlık ve şe-hircilik olmak üzere üç grup tasarlamış, her grupda 7 şer kol teşkil etmiş, her kola vasatı 5 - 7 meslekî dâvayı « k o n u » olarak vermiştir. Ortalama beşer kişiden ibaret olan komisyonlar, I. ci Türk Y a p ı Kongresinin 105 ko-nusunu inceliyecekler ve bir karara bağlamak üzere kongre umumî heyetine sunacaklardı. Bu konular içinde birbirini tamamlayıcı ve yakın olanlar bulunduğu gibi, her biri başlıbaşına mühim bir problem teşkil edenler oe vardı.

Bir yıldan fazla çalışan, bu uzman komisyonlardan birçoğu faaliyetlerini rapor haline sokabilmişler, bir kıs-mı da hiç bir çalışma yapmakıs-mışlardır.

Bu yüzden ilk defa tasarlanan kabarık program çok şükür yarı yarıya küçülmüş bulunuyor.

Y a p ı kongresinin şimdiye kadar toplanamamasına sebep olarak komisyon çalışmalarının yavaş yürümesi, ra-porların geç yayınlanması, nihayet Bayındırlık Bakanı-nın değişmiş olması gösterilmekte ise de; bu geç kal ışı biz hayırlı addetmekte ve bundan memnunluk duymak-tayız.

Çünkü, bizim sahada, şimdiye kadar dünyanın luç bir yerinde programı bu derece yüklü, bu kadar çeşitli dâvaları içine alan, bir kongre toplanmamıştır. Esasen buna maddeten imkân da yoktur. Bugünkü noksan çalış-maları bile binlerce sahifeye varan bıı kongrenin birkaç günde bunlar hakkında ne dereceye kadar isabetli karar-lar alabileceği, bizde endişe doğurmakta idi.

Yapı Kongresi hazırlık komisyonunda, programı

ya-pan arkadaşlarımızın, bâkir bir mevzu ile karşılaştıkları, hangi konuyu ele aldılarsa işlenmemiş bir halele bulduk-ları için, hepsini programa sokmuş oldukbulduk-ları muhakkak-tır. Büyük bir hüsnüniyetle yapıldığına inandığımız prog-ram üzerinde, tâli komisyonlar çalışmağa başladıkları za-man işin ehemmiyet ve büyüklüğü meydana çıkmıştır.

Bazı, tâli komisyon çalışmalarında konunun meslek ve hayat icaplarının doğurduğu ihtiyaçlar neticesinde iş-lenmiş ve olgun bir halde olduğu görülmüş ve esasen meslek teşekkülleri ve fertler bu meselelerde hazırlıklı duklarından bunların iyi bir esasa bağlanması kolay ol-muştur. Diğer taraftan bazı meselelerde, meselâ mimaıî kolda, yapı polisi, yapı

komisyon bugün memleketimizde bu ihtiyaçtan tebellür etmiş fikre tesadüf etmediği gibi, yabancı memleketlerde bu sahada yapılanları incelemeye teşebbüs etmiş, meselâ, yalnız Almanyada, bu sahadaki mevzuatın uzun yılların doğurduğu ihtiyaçlardan doğup muhtelif tarihlerde, çı-karılmış bazı kanunlar ve senelerce sonra yapılan eklerden ibaret olduklarını, her şehrin ayrı ayrı nizamla-ra, usullere sahip olduğu görülmüştür.

Bu da, bize şunu isbat etmektedir ki, usuller ve ni-zamlar ihtiyaçlardan doğar, bir memleket için lüzumlu ve faideli olan bir konu başka memleket için zararlı da ola-bilir.

Bilhassa, yapı kontrolü, yapı polisi işinde her mem-leketin teknik ve sanat elemanlarının formasyonu mü-himdir.

Bu sahada, memleket ihtiyacına yabancı bir memle-ketin tatbik etmekte olduğu bir talimatname veya kamın yararlı olmaktan ziyade zararlı olabilir. Bu sebeplerle bu tâli komisyon çalışamamıştır.

(2)

çalışmaların lisanımıza çevirmekle yetindikleri ve ayrıca özel bir çalışma yapmadıkları görülmektedir. Memleket ihtiyacını, özel ölçüye ve görüşe göre inceleyen bir raporu olmayan komisyonun teklif edecek bir tezi olmıyacaktır.

Yine, bazı tâli komisyonlara, çok umumî konular ve-rilmiştir.

Bu konular bizce hepsi birer kongre sebebi ve mev-zuu olabilecek genişliktedir. Bu kadar geniş bir konunun diğerleri arasında lâyık olduğu ehemmiyeti kaybedeceği muhakkaktır. Bilhassa iyi incelenmeyen, tartışılmayan ve konuşulamayan, bir mesele ise ehemmiyetini, kaybeder ve yanlış kararlara yol açar.

Yapı kongresinin programı bu kadar yüklü iken, kongreye hâkim olacak ruh nedir? Asıl mühim olan da, budur.

Mühendislerimiz, mimarlarımız ve onlarla ilgili idı-ıe mekanizmamız, memleket bayındırlık ve yapı işlerimi-zin kalkınması için, içinde uğraştığımız ve çırpındığımız usulleri, mevzuatı, nizamları yeter bulmuyorlar. Teknik ve idarî işlerde kanunlarımızı bu işleri gerektiği gibi ba-şarmağa kâfi görmedikleri için böyle bir kongrenin top-lanmasını hissetmişler ve teşebbüs bu suretle doğmuştur.

Bazı mimar ve mühendis arkadaşlarımız, zaman za-man bir teknik ve mimarlık işlerinin umumî bir mu-rakabeden geçirilmesi istenmiştir. Fakat bu istekte, istih-daf edilen hedef Bayındırlık Bakanlığının yetkili kimse-lerine®, hazırlık komisyonlarında çalışmalara bir fikir verilmemiştir.

Kongreye sunulacak çalışma raporlarının ve teklif-lerin, şöyle bir incelenmesi zihinlerde bazı istifhamlar endişeler yaratmaktadır.

İhtisas kolları uzmanların, teklif ettikleri, talimat-name ve kanun projelerinde inhisarcı bir zihniyetle ha-reket etmemeleri gereklidir.

Teknik, mimarlık veya şehircilik kollarında bazı yeni mevzuat konulması düşünülürken bütün işlerin mandat. salâhiyetlere tahsisi istenilmemelidir.

Her sahada, bilhassa sanatta tahditçi zihniyet, iler-lemelere mâni olduğu gibi diğer kollarda dâva ayındır.

Haibuki biz şimdiden Yapı Kongresi çaılşma rapor-larında maalesef bu ruha tesadüf ediyoruz. İhtisas kolun-daki arkadaşlar, fırsat düşmüş gibi teknik işlerde ancak mahdut kimselere çalışmak imkânını kanunla sağlamak yolunu tutmaktadırlar.

Tesisat mühendisleri, küçük maliyeti en basit işe-rin bile proje ve tatbikleişe-rini muayyen bir zümreye tahsis ettirmek istemektedirler.

Statik ve betonarme için düşünülenler de, aşağı yukarı böyledir. Memlekette yapılacak statik ve betonarme lıe-sabatınm ehliyetleri resmen kabul edilecek mahdut büro-lara tahsisi teklif edilmektedir.

Bu büroların tanzim veya mürakabe edeceği projeler, ayrıca resmî bürolar tarafından tekrar incelenmiyecektir. Bazı memleketlerde, benzerleri olan bu gibi bürolar var-dır. Bunların adetlerinin mahdut olması ve konlrola tâbi tutulmamaları nev'ima inhisarcılık olmıyacak mıdır?

Yapı Kongresinde, üzerinde dikkatle durulacak daha bu gibi, pek çok problemler vardır. Bu dâvalar incelenir-ken, dediğimiz gibi, inhisarcı bir zihniyetten uzak olma-mız gereklidir. Aksi halde, meslek zümreleri arasında mâ-nâsız ve lüzumsuz ihtisas tartışmalarına yol açacak mü-nakaşalar doğurması ihtimalini gözöniinde tutmalıdır.

Kongrede mühendislik ve mimarlık ihtisasları ve sa-lâhiyetleri üzerinde görüşmeleri ve, karar alınmasını mev-simsiz bulmaktayız. Birbirine çok yakın bu iki zümrenin menfaatleri, mütekabil hakların tayininden ziyade kollek-tif çalışma imkânlarını sağlayacak esasa yönetilmesinin doğru olacağına inanıyoruz.

Referanslar

Benzer Belgeler

komisyon bugün memleketimizde bu ihtiyaçtan tebellür etmiş fikre tesadüf etmediği gibi, yabancı memleketlerde bu sahada yapılanları incelemeye teşebbüs etmiş, meselâ,

İstanbul Aydın Üniversitesi Haber Ajansı da yıl içinde gerçekleştirdiği haber-araştırma, röportaj, fotoğraf dallarında yarışmaya 41 fakülte ile katıldı..

Bunun ortasında 6 metro yüksekliğinde Atatürkün bir büstü, sağında ve solunda" da eski ve yeni devirleri temsil eden ve elele veren ikişer genç ve ikişer ihtiyar Türk

 Çalışmalar; bitki tuzlu bir ortamda yetiştiğinde, ortamın bitki ve toprak çözeltisi arasındaki sabit bir su potansiyel eğiminin sürdürülmesi

Memleketimizin Ege ve Adana bölgeleri iklimine uygun olan bu inşa şekli, aydınlatma ve havalandırma bakımından güzel bir örnek teşkil etmektedir. İnşaat ah- şap olup çok

laka lâzımdır, (ve bu içtimaî sigortalardan da mü- himdir, çünkü, böyle sigortaların bir gelişme dev- resi geçirmiş bulunmaları icap eder.) Binaenaleyh yeni teşkil edilen

• Tanuğur, 3 yıl önce İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Arı Teknokent’te 40 metrekarelik alanda başladığı yolculuğu bugün bin metrekarelik alanda 38 kişilik

İşletmelerin dönem içindeki faaliyetleri sonunda eğer gelir getiren, kazançlı işlemler fazla olmuşsa o işletme kâr ile dönemini kapatmış demektir.. Bu kâr, o işletmenin öz