• Sonuç bulunamadı

İran'da geleneksel

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İran'da geleneksel"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İ r a n ' d a g e l e n e k s e l m i m a r i

M i m a r Anvar ZAHİR

ikinci Dünya Savaşından sonra, eko-nomik ve politik durumun dengeye kavuş-ması, Tahran'da nüfus patlamasına yol açmış (1922 de 210 000 olan nüfus, 1956 da 1.510.000'e, günümüzde ise 5.000.000 a ulaşmıştır) ve bina yapımında büyük bir artış görülmüştür. Büyük gereksinmele-rin zorlamalarından ileri gelen bu olgu-nun sonuçları kısa zamanda kentin görü-nümünü değiştirmiş ve hızlı akışın çılgın-lığı içinde Tahran'ın özgün mimarçılgın-lığı si-linip yok edilmiştir.

Artık Tahran modern bir kenttir! As-lında buradaki yapıları Avrupadaki ben-zerlerinden ayırmak olanaksızdır. Ancak başkent karakterden ve doğulu özellikler-den yoksun ruhsuz bir görünüm taşımak-tadır.

Bazı mimarların atalarından kalan mi-rası hatırlamaları ve 8 000 yıllık bu kalıtı ayrıntılarıyla incelemeleri, geleneksel mi-marlığın ilkelerinin günümüzde de geçer-li olduğunu ve hâlâ dünyadaki en çekici geleneksel tasarımlardan biri olduğunun anlaşılmasını sağladı. Bu ilkeler binlerce yıllık deneyim, düşünce ve yaratma ya-nında, aklıselimi de simgelemektedirler. Ulusal sanat değerlerini zenginleştirme ve geliştirme konusundaki haklı isteği kimse önemsemeden geçemezdi.

Bu iran'ın eski mimarlığının kopye edilmesi anlamına gelmemektedir; çağdaş İran'ın gereksinmelerini karşılayabilecek özelliklerin ayrıntılı incelemesinin yapıl-ması gereği kabul edilmiştir. Bu konuyu ele alan mimarlar 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında Avrupa'da gerçekleşen ev-rim deneyimi konusunda bilgi edindiler. Bilindiği gibi bu yıllar Fransa, Almanya, İngiltere, Belçika ve Hollanda'da neo-gotik uslûbun geliştiği dönemdir. Ulusal tutucu-luğuyla ünlü İngiltere neo-gotik uslûbun uygulanmasında öncü durumundaydı.

İleri düzeyde araştırmalar revival tü-rü, mimarinin belirgin hatalarını donuk-luk, tantana, taklitçilik, eklektisizm ve be-ğeniden yoksunluk gibi - ortaya çıkardı. Başka bir deyişle, mimarlıkta tarihi pers-pektifi olan bir ürüne varılmağa çalışılır-ken, ne özgün ne de işlevsel olan sonuç-lara gidilmiştir.

Avrupa'daki olumsuz örnekleri göre-rek uyarılan ve yönlendirilen mimarlar, önce çağdaş mimarlığın karşılaması

gere-ken gereksinmeleri tanımlamağa çalıştılar ve araştırma sonucunda, belirlenecek il-kelere uygun geleneksel mimari biçimle-ri, yeni tasarımları için esinlenecek kay-nak olarak değerlendirmeye karar verdi-ler.

Şimdi bu konuyu tekrar ele alarak önce şu soruyu yöneltelim:

Geleneksel mimariden çağdaş tasarı-ma aktarılabilecek akılcı çözümler neler-dir

Bilindiği gibi mimari tasarımı etkile-yen başlıca etmenler:

— iklim — peyzaj ve çevre — yaşam biçimidir. Değişik iklimlerin farklı mimari dü-zenlemeleri zorladığı açıktır. Örnek ola-rak çok bilinen bir mimari bileşeni, çatı biçimini ele alalım. Yağışlı bölgelerde eöimli çatı, az yaöışlı tropik böleglerde ise düz çatı aecerlirilr. Avrıca her iki du-rumda da çatı saçakları uzatılarak yapı için ek korunma sağlanabilir.

Teras çatıların uzantısı olan ve ae-nelllkle taşıvıcı avaklarla desteklenen portikler, vaDiyı yakıcı yaz ışınlarından korur. Rövlece pencerelerin bulunduğu duvar önünde koruyucu bîr tabaka diren-lenmiş olmaktadır. Arkeoloiik buluntulara göre, İsa'dan bin vıl önce de İran'da avak-larla taşınan portik düzenlerinin kullanıl-dığı saDtanmıstır. Bu mimarî öne, özellik-le Ahamenidözellik-ler döneminde (I.Ö. 560-330) Sus. Pazargat ve Persepolis'teki saray mimarisinde çok yaygın uygulama gör-müştür.

Yukarıda sözü edilen olgulara göre, iklimsel koşullar her zaman ulusal bir mimarinin yaratılmasına yol açmazlar. Bu görüşe göre, ulusal mimariden çok, ik-limsel mimariden söz etmek daha ger-çekçi olacaktır.

Geleneksel mimarlık, bulunulan yerle ilgili sorunları-deprem bölgesi, bataklık arazi vd. - da çözmek zorundaydı. Örne-ğin toprağın neminden veya zeminin çü-rük olmasından ötürü, evlerin ağaç direk-ler üzerinde yükseltilmesi gerekiyordu.

Yaşam biçimi ve doğu gelenekleri de mimarlığı, özellikle odaların tasarım ve yanyana geliş düzeni yönünden büyük

öl-çüde etkilemiştir. Aslında evdeki insan-larla dışardakiler arasındaki ilişkiler

azal-tılmış, aile mahremiyeti ve saygı kural-ları mimari tasarımı etkilemiştir. Evlerin genel yerleşme düzeninde iki belirgin özellik görülür: iç kısım (enderun) ve dış bölüm (birun). Bugün dahi Tahranda an-cak çok az evin dışarıyla doğrudan tema-sı vardır; yüksek bir duvar evi gelip ge-çenlerin bakışlarından korur. Duvarların ardında, ortasında ahşap bir havuz olan, iyi bakımlı avludan geçilerek, evin diğer bölümlerine ulaşılır.

A k ı l c ı l ı k , i ş l e v s e l l i k v e g e l e n e k s e l b i ç i m l e r

Geleneksel mimarlığın hangi özellik-leri saklanmalı, hangiözellik-lerinden vaz geçil-melidir? Geleneksel mimari biçimlerin ge-lişigüzel kullanılmasını haklı gösterecek bir neden yoktur. Bilindiği gibi, çelik alü-minyum, betonarme, ön gerilmeli beton vd. malzemelerden geniş ölçüde yararla-nan çağdaş teknolojinin yapım yöntemle-ri değişiktir. Ayrıca daha önce teknik yön-den üretilmesi olanaksız olan büyük bo-yutlu cam levhaların genel kullanımının yaygınlaştığını ve hacimlerin birbirleriyle ilişkilerine büyük katkısı olduğunu unut-mamak gerekir. Bu nedenle, yüzyıllar bo-yunca geçerli olmuş bir mimarinin kulla-nılması, yalnız belirli ulusal mimari bi-çimlerini kopye etme amacına hizmet et-memelidir.

Sonuç açıktır: Söz konusu olan gele-neksel mimariden yalnız günümüz gerek-sinmelerine ve isteklerine uyarlanabile-cek olan biçimlerin saklanmasıdır. Yeterli mekân yaratma ve işlevsel, nesnel ve akılcı bir düzenlemeye ulaşabilmek gere-ği, bu tür bir eylem biçimini tanımlamak-Çağdaş mimarlığın ana hedefi insan gereksinmelerine ve yaşam gereklerini karşılamaktır; fakat yaratılan üründe bir de ruh olmalıdır. Ancak mimarın kişisel estetik yaklaşımı geleneksel mimariden neler ödünç alınabileceğini ve bunun mik-tarını belirler. Yalnız tipik olan biçimler değil, akılcı çözümler de mimarın yapıtı-nı özgünlük, yaşam ve üslûp yönünden zenginleştirecektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

YÖK, 17 Kasım 2008 tarihinde yayımladığı genelgede üniversite öğretim elemanlarının kamu kuruluşları veya meslek kurulu şlarının yönetim veya denetim organlarından

Sistem karşıtı mücadele yerine sistemin ihtiyacı şeyler için “alternatif çözüm” önerileri üretmeyi sol, “düşünmek” olarak algılamaya başlıyor.. (*)Uzun süredir

AİHM’si Nokta Dergisi kararında askeri meselelerin gizliliğini tarqktan sonra, gazetecilerin ifade özgürlüğü hakkına, özellikle haber iletme haklarına karşı yapılan

İkincisi ise Oy verme araştırması bireylerarası etkinin karar verme sürecindeki rolünün ölçüsü ve onun göreceli etkililiğinin kitle

17 Ağustos günü sabaha karşı vuran depremin Türkiye açısından en önemli özelliği 7.4 büyüklüğünde bir mega deprem olması değil.. Ül- kemizde ilk kez bir

Sonuç olarak; ele alınan yüz yetmiş civarında türküde aşk, ayrılık, hasret, gurbet, doğal çevre ile alay konularının ağırlıkta olduğu gibi bir tür- küde

Osmaneli’nde yer alan geleneksel konutlar, kentteki modern yapım teknikleri ve günümüz malzeme ile inşa edilmiş konutlarla karşılaştırıldığında daha sürdürü-

Bu anomalilerin bir bölümü aşırı, yetersiz veya dengesiz beslenme nedeniyle meydana gelir..  Raşitizm, kemiklerin mineral metabolizmasının