• Sonuç bulunamadı

PDF ÇÖZÜMLÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "PDF ÇÖZÜMLÜ"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PDF ÇÖZÜMLÜ

Deneme Sınavları

PERSONEL

SEÇME

SINAVI

EĞİTİM

BİLİMLERİ

PDF ÇÖZÜMLER

(2)

“GELİŞİM PSİKOLOJİSİ”

DENEMELERİ

Editör: Selim IŞIK Yazar: Komisyon ISBN: 978-605-69741-3-7

BASKI

Yıldıztepe Mah. Gülpınar Cad. No:33/A Altındağ / ANKARA Tel: (0552) 518 06 06

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sertifika Numarası: 45130

kozmikodakitap@gmail.com www.kozmikoda.com.tr BU KİTAP T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI

BANDROLÜ İLE SATILMAKTADIR.

© COPYRIGHT KAPLAN AKADEMİ YAYINCILIK

Yayım Hakkı

Bu kitabın her türlü yayım hakkı Kaplan Akademi Yayıncılık’a aittir. Bu kitabın baskısından 5846 ve 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası hüküm-leri gereğince kaynak gösterilerek bile olsa alıntı yapılamaz, herhangi bir şekilde çoğaltılamaz, genel

ağ ve diğer elektronik ortamlarda yayımlanamaz.

Kozmik Oda Yayıncılık bir Kaplan Akademi Yayıncılık Eğitim Öğretim Hizmetleri Sanayi ve

Ticaret Ltd.Şti. markasıdır!

D

eğerli Öğretmen Adayları,

Kamu Personel Seçme Sınavı hazırlık alanında yayı-na hazırladığımız ve çok beğeneceğinize iyayı-nandığımız bir eserimizle daha huzurlarınızdayız.

» “Gelişim Psikolojisi Denemeleri” kitabı KPSS’nin yaklaştığı ve öğretmen adaylarının bol bol deneme sınavı çözmesi gereken zamanlarda faydalanabile-ceği bir eser olarak tasarlandı.

» “Gelişim Psikolojisi Denemeleri” kitabının tüm soruları çözümlü olarak hazırlandı. Fakat çözümleri kitabımıza eklemenin maliyetini sizlere yansıtmamak adına www.kozmikoda.com.tr internet sitemize ekle-dik. Kitabımızın kapağındaki karebarkod ile çözümle-re rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

» “Gelişim Psikolojisi Denemeleri” kitabımızın hazır-lık aşamasında soruları kurgularken çıkmış soruların formatına özellikle dikkat ettik.

» “Gelişim Psikolojisi Denemeleri” kitabında ÖSYM’nin son dönemde ağırlık verdiği konu ve kav-ramlara özellikle yer vermeye çalıştık. Bu sayede ÖSYM sorularının yörüngesinde kaldık.

» “Gelişim Psikolojisi Denemeleri”ni hazırlarken ola-sı ters köşe sorularına da zaman zaman yer verdik. Sınava Kozmik Oda Yayınlarıyla hazırlananların “sürpriz soru tipi” ile karşılaşmadıklarını aldığımız dönüşlerden hareketle ve haklı bir gururla söylemek isteriz.

Kitabımızdan çokça faydalanmanızı ümit ediyoruz. Kozmik Oda Yayınları olarak “biz aşkla hazırladık, keyifli çözmeyi size bıraktık.”

(3)

• EĞİTİM BİLİMLERİ •

1. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

5

2. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

7

3. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

9

4. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

11

5. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

13

6. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

15

7. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

17

8. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

19

9. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

21

10. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

23

11. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

25

12. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

27

13. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

29

14. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

31

15. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

33

16. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

35

17. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

37

18. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

39

19. Deneme Sınavı + PDF Çözümleri

41

(4)
(5)

3.

Yeni gelen bilgiler önceki bilgilerden farklı olduğu durumlarda yaşanan çelişkileri gidermek amacıyla şemalarda yapılan değişime Piaget düzenleme (uy-ma) demektedir. Yeni öğretmenin özellikleri Kadir’in zihnindeki öğretmen şeması ile uyumlu değildir. Bu çelişkili durumdan kurtulmak için öğretmen şeması yeni gelen bilgilerle yeniden şekillendirilmiştir. Daha önceki şema yetersiz kaldığı için şemada değişim gerçekleşmiştir.

(Cevap D)

4.

Kişiler arası uyum eğilimi (iyi çocuk eğilimi) aşama-sında birey ailenin ya da kendisi için önemli olan di-ğer insanların beklentisine uyması önemlidir. İyi ev-lat, iyi kardeş, iyi bir eş olma ideali davranışları yön-lendiren temel unsurdur. Evrensel ahlak aşamasın-da kişinin kendi ahlak ilkelerini geliştirir ve izler. Bu ahlak ilkeleri insan hakları gibi üst düzey kriterlere göre belirlenip bütünleştirilir.

(Cevap E)

1.

Sınıf öğretmenin kullandığı yöntem deneysel yön-temdir. Deneysel yöntem, bilim adamlarının kesin

bilgilere ulaşabilmek için değişkenleri kontrol altın-da tuttukları yöntemdir. Değişken, gözlenebilen ve

farklı değerler alabilen özelliklerdir. Deneyde değiş-kenler, deneyci tarafından seçilir ve araştırma bun-lar üzerinde yapılır. Deneysel araştırmabun-larda temel amaç, davranışın nedenlerini ve ön belirleyicilerini saptamaktır. Deneysel yöntemler psikoloji biliminin amaçlarının (betimleme – açıklama - yordama – kont-rol) tümünü gerçekleştirme gücüne sahiptir. Deney-sel çalışmaların zayıf yönü kısıtlı laboratuvar ortamın-da yapılması ve uzun zaman almasıdır. Bu gibi du-rumlarda psikologlar korelasyonel yöntemleri kulla-nırlar.

(Cevap B)

2.

Çocukların, insanların duyguları ve birbirleriyle etki-leşim ve ilişkileri üzerine düşünmelerinin gelişimine toplumsal biliş gelişimi denir. Bireylerin diğer insan-ları tanıma, toplumsal referansa yönelik yüz ifadele-ri ve jestleifadele-ri kullanma toplumsal bilişin ürünüdür.

(Cevap A)

5.

Çatışma, insanı davranışa yönelten birden fazla

gü-dünün aynı anda etkin olması sonucu, bireyin birini seçmekte zorlanmasıdır. Ömer’in hem arkadaşları-na katılmak istemesi hem de nehre düşüp akıntıya kapılmaktan korktuğu için bundan vazgeçmesi ya-şadığı çatışma türünün “yaklaşma - kaçınma çatış-ması” olduğunu göstermektedir. Yaklaşma -

kaçın-ma çatışkaçın-ması, bireyin aynı anda hem istediği hem de kaçındığı bir durumla karşılaştığında yaşadığı ça-tışma türüdür.

(Cevap C)

6.

Ergenin kendi düşüncesi ve başkalarının düşüncesi hakkında düşünebilme becerisine metabiliş denir. Ergen bu beceri sayesinde başkalarının ne bildiğini ve nasıl bildiğini araştırır ve başkalarının kullandığı stratejiyi görme ve kullanma şansı yakalar. Bu özel-lik ergene kendini inceleme ve kendini düzenleme olanağı kazandırmaktadır.

(Cevap D)

7.

Oyunun çocuğun gelişimine katkısı çocuğun “kur-duğu iş birliği ve iletişimle yaşantı zenginliği ka-zanarak bilgilenmesini” sağlamasıdır. Çocuk oyun

sayesinde kendini ifade etmeyi, paylaşmayı, başka-larının düşüncelerine karşı hoşgörülü olmayı, yar-dımlaşmayı vb. becerileri öğrenir.

(Cevap C)

8.

Soru metninde önemi belirtilen kavram “yaşantı zen-ginliği”dir. Çocuğun doğuştan getirdiği özellikleri

kullanabilmesi, onları ortaya çıkarmasını sağlayacak yaşantı zenginliği ile mümkündür. Piaget’e göre ya-şantı zenginliği kişinin zihin gelişimini artırır. Yaşan-tı zenginliği bireylerin dünyayı anlamaları için gerek-li bilgileri kullanmalarını sağlar.

(Cevap A) K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

(6)

9. Nesne devamlılığı, bebeğin kendi görüş alanının

dı-şına çıksa bile, nesnelerin var olduğunu bilmesidir. Nesne sürekliliği bebeğin, kendi bedeni ile dış nes-neler arasında ayrım yapması ve nesnes-nelerin kendin-den bağımsız olarak da var olduklarını kavramasını sağlar. Aysel’in kardeşinde, nesne devamlılığı henüz gelişmemiştir.

(Cevap C)

10. Gelişimi etkileyen faktörlerden biri olarak kalıtım,

bi-reye anne ve babadan genetik yolla geçen bazı özel-lik ve yeteneklerdir. Yaşamsal ve ruhsal özelözel-liklerin, bir kuşaktan diğerine geçmesi kalıtım yoluyla sağla-nır. Soruda verilen paragrafta, sağ elin ağırlıklı ola-rak kullanılması, geçmişten günümüze uzanan bir özelliktir. Yani kalıtım yoluyla aktarılmıştır.

(Cevap D)

11. Vygotsky gelişimi anlayabilmek için sosyal ve

kültü-rel süreçleri araştırmak gerektiğini savunmaktadır. Vygotsky insan zihninin sosyal ve kültürel süreçler-den türediğine inanmaktadır. Vygotsky’e göre biliş-sel gelişimin en önemli unsuru sosyal etkileşimdir. Çocuklar sosyal etkileşim sürecindeki kazanımları içselleştirerek gelişirler. Kuramda dil becerileri sos-yal etkileşimi desteklemesi açısından büyük bir öne-me sahiptir.

(Cevap A)

12. Zekâ türleri açısından çocuklar birbirlerinden

farklı-laşsa da zihinsel gelişim açısından aynı yaş dönemi çocukların gösterdikleri benzer özellikler bulunmak-tadır. Örneğin 7 yaş grubu somut nesneler üzerin-den işlem yapabilirken soyut kavramları anlayama-maktadırlar. Yaş zihinsel gelişim için önemlidir.

(Cevap C) K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

(7)

2.

Soru metninde vurgulanan gelişim ilkesi “gelişim, genelden özele doğrudur” ilkesidir. Bu ilkeye göre

çocuk önce tüm vücudunu kullanarak hareket eder ve büyük kaslarını çalıştırır. Gelişim dönemlerinde ilerledikçe, küçük kasların gelişimi tamamlanır ve bel-li bir etkinbel-lik ile ilgibel-li organını kullanabibel-lir hale gebel-lir.

(Cevap C)

3.

Soru metninde Piaget’nin zihinsel gelişim kuramı ile ilgili olarak anlatılan kavram “metabiliş” kavramıdır. Metabiliş; Piaget’e göre ergenin kendi

düşüncesi-nin üzerine ya da başkalarının düşünceleridüşüncesi-nin üzeri-ne düşüüzeri-nebilmesidir.

(Cevap C)

4.

Eğitim psikolojisi bilgisine sahip olan bir öğretmen

öğrencilerin fiziksel özelliklerine yoğunlaşarak buna uygun bir iletişim geliştirmez. Öğretmenin

fiziksel özelliklerine göre iletişim kurması iletişimi sağ-lamaz, aksine engeller. Eğitim psikolojisi eğitimi alan bir öğretmen öğrenciyi öğrenen olarak ele alır; eği-tim öğreeği-tim etkinliklerinin merkezine öğrenciyi koyar ve onun hazır bulunuşluk düzeyini, ilgi ve yetenek-lerini dikkate alır.

(Cevap D)

5.

İtaat ve ceza eğilimi aşamasında çocuk neyin iyi ne-yin kötü olduğuna cezalandırıldığına göre karar ve-rir. Çocuğun itaat etmesinin nedeni yetişkinlerin fi-ziksel açıdan daha güçlü olmalarıdır. Araçsal ilişki-ler eğiliminde çocuğun çıkarları ön plandadır. Doğ-ru davranış hoşa giden sonuçlar doğurandır.

(Cevap B)

7.

Pembe Hanım’ın kızının sürekli sorular sorması ve merak duygusu onun Erikson’un psikososyal geli-şim kuramına göre “girişimciliğe karşı suçluluk”

döneminde olduğunu göstermektedir. 3–6 yaşlarını kapsayan bu dönem bireyin gerçek anlamda sos-yalleşmeye başladığı, girişimcilik özelliğinde artışın olduğu okul öncesi dönemdir. Çocuk bu dönemde çevresinden aldığı tepkilere göre davranışlarını bi-çimlendirmeye başlar. Bu nedenle bu dönemde an-ne babaların çocuğun bilişsel, duyuşsal ve fiziksel niteliklerine uygun işleri başarmalarına izin vermele-ri desteklemelevermele-ri çocuğun gelişimini olumlu yönde etkileyecektir. Çocuğun merak duygusunda meyda-na gelen artışın yetişkinler tarafından azarlayarak, küçümseyerek, olumsuz eleştirilerde bulunarak en-gellenmesi çocukta utanma duygusu doğurur ve şüphe etmesine, geri çekilmesine, harekete geçme-mesine neden olur.

(Cevap A)

8.

Paralel oyun, işlem öncesi çocuklarda görülen, ben-merkezcilikten kaynaklanan bir oyun türüdür. Ço-cuklar bir arada oyun oynarlar fakat her biri bireysel oyunlarını oynar. Birbirlerine dikkat etmezler. Bu du-rum, benmerkezcilikten kaynaklanır. Konuşma da benmerkezci tarzda olduğu için kimse birbirini din-lemez, bu durumda konuşma monolog tarzda olur.

(Cevap D)

9.

Birinci sınıf öğrencileri Piaget’in bilişsel gelişim ku-ramına göre, somut işlemler dönemindedir. Bu dö-nemde, göz önünde olan işlemler yapılabilir, soyut kavramlar somut yollarla anlaşılabilir. Öğretmen, öğ-rencilerden gözlerini kapamalarını ve söylediği ra-kamları zihinlerinde canlandırmalarını isterse, bu, öğ-rencilerin seviyelerinin üstünde kalır. Öğöğ-rencilerin, zihinde canlandırma yapabilmeleri için soyut işlem-ler dönemine ulaşması gerekir.

(Cevap B) K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

İrem’in ödevlerini yapıyorken artık yapmıyor olması

ya da Erdem’in yalan söylüyorken artık söylemiyor olması değişimin olumlu olabileceği gibi olumsuz ol-ma ihtiol-malinin de bulunduğunu göstermektedir. De-ğişim gelişim kavramının temelini oluşturur ancak her değişim gelişim olarak değerlendirilemez. Olum-suz, geçici ve geriye dönük organizmanın değişimi gelişim değildir.

(Cevap B)

6.

Simge’nin oyuncaklarının ailesi tarafından alınması ve sosyal etkinlik alanlarının ailesi tarafından belir-lenmesi, Naz’ın da mesleğine ailesinin karar verme-si ikiverme-sinin de “bağımlı kimlik” statüsüne sahip

oldu-ğunu göstermektedir.

(8)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

11.

14 yaşındaki İlyas, ergenlik dönemindedir ve ergen-lik döneminde sık görülen davranışlardan sergile-mektedir. Ergenlik çağında bulunan birey çok yön-lü bir değişim içindedir. Kurallara uymama, başkal-dırma, aile ile çatışmalar, yoğun duygusallık, tutar-sız davranışlar, ergenlik döneminde görülen normal dışı davranışlardır. İlyas, kardeşine yapma dediği davranışları kendisi yapmaktadır. Ergen benmerkez-ciliğinden dolayı kendi hatalarını görmezden gelmek-tedir. Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmamakta-dır.

(Cevap B)

10.

Gelişim sürecinin en önemli ilkelerinden biri de lişimde bireysel farklılıklar olduğudur. Her bireyin ge-lişim hızı farklıdır. Kalıtımsal özellikler açısından bir-birlerine yakın olan kardeşlerde bile gelişimsel fark-lılıklar olabilir.

(Cevap C)

12.

Mert’in babasına verdiği cevaptan, Mert’in işlem ön-cesi dönemde olduğunu görebiliriz. Bu dönemde sık görülen özelliklerden biri, Animizm (Canlandırmacı-lık) dir. Çocuğun cansız nesnelere canlılık özellikle-rini vermesidir ve insani özellikler yüklemesidir. Mert nehre, insani özellikler yüklemiştir, onu canlı bir var-lık gibi algılamaktadır.

(9)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

Gelişimi etkileyen iki temel faktör vardır. Bunlardan

biri kalıtım, diğeri ise çevredir. Sinem kalıtımsal

ola-rak müzik yeteneğiyle doğmasına karşılık uygun çev-re sağlanmamıştır. Cesur uygun bir çevçev-rede doğma-sına rağmen kalıtımsal özellikleri yoktur. Bu yüzden bir özelliğin ortaya çıkması için katılım ve çevre or-tak etkiye sahiptir.

(Cevap E)

5.

Gelenek

Öncesi Düzey Geleneksel Düzey Gelenek

Kanun ve

Sosyal Evrensel Ahlak

Müge, ablasının davranışını sonuçlarına ve babası-nın bunu nasıl göreceğine bakarak değerlendirdiği için Kohlberg’in ahlaki gelişim modeline göre “itaat - ceza” döneminde bulunmaktadır. Bu dönemdeki

bireylerin doğru olanı yapma nedenleri cezadan ka-çınmak ve kurtulmak için ceza ile desteklenmiş ku-ralları çiğnemekten uzak durmak ve otoritelerin, yet-kiyi elinde tutanların gücüne itaat etmektir.

Ahlak (2 - Özerk Ahlak

Müge’nin ahlâki yargıya sadece gözlenebilen dav-ranış üzerinden varmaya çalışması, babasının (oto-ritenin) bakış açısıyla kendisininkini karıştırması onun Piaget’nin ahlâki gelişim kuramına göre “bağımlı ah-lak evresi” döneminde olduğunu göstermektedir.

Ahlaki gerçekçilik dönemi de denilen bu dönemde çocuklar başkalarının davranışlarını değerlendirirken niyetleri, gereksinimleri veya duyguları dikkate al-mazlar sadece gözlenebilir sonuca bakarlar.

(Cevap D)

2.

Gelişim bir bütündür. Tüm alanlardaki gelişim

birbi-riyle etkileşim hâlindedir. Bir alandaki gelişme yavaş-sa geride kalmışyavaş-sa bu diğer alanlardaki gelişmeyi olumsuz yönde etkiler. A seçeneğinde beden gelişi-mi ile ifade edilen fiziksel gelişigelişi-min kişilik gelişigelişi-mi ile ilişkisi verilmiştir. B ve C seçeneklerinde fiziksel ge-lişim – bilişsel gege-lişim ilişkisi verilmiştir. D seçene-ğinde çevrenin etkisi, E seçeneseçene-ğinde ise eğitim ma-teryallerinin gelişim üzerindeki etkisi söz konusudur.

(Cevap A)

3.

Yapaycılık, doğal olguları birisinin yaptığı ya da

bun-lara birisinin neden olduğunu belirtir. II numaralı ifa-dede çocuğun şimşek çakmasını birinin gökyüzün-den fotoğraf çekmesi olarak açıklaması yapaycılık-tır. Canlandırmacılıkta çocuklar cansız nesnelere can-lılık özelliği yükler. I. ifadede çocuğun arabaya atfet-tiği canlılık özellikleri (susama, koşma) canlandırma-cılık sonucudur.

(Cevap B)

4.

Okul öncesi dönem motor beceriler arasında

zıpla-ma, tırmanma ve koşma gibi aktiviteler yer alır. Bir çocuğun farklı motor becerilerini kullanmasına ola-nak sağlayacak çeşitli aktivitelere katılması motor becerinin etkililiğinin artmasında yardımcı olur. An-cak bu dönem etkinliklerinde ince motor beceri ge-rektiren çalışmalara ağırlık vermek çocukların sıkıl-masına neden olabilir.

(Cevap C

6.

Korelasyonun 0–90 düzeyinde yani +1’e yakın

ol-ması tarih dersi sosyoloji dersi arasında pozitif kore-lasyon olduğunu dolayısıyla “Tarih dersinde başarı-sı yüksek olan öğrencilerin sosyoloji başarıbaşarı-sının da yüksek olduğunu” göstermektedir. İki değer arasın-daki ilişkiyi ifade etmek için kullanılan katsayıya ko-relasyon katsayısı denir. Değerlerin ikisi birlikte

ar-tıyor ya da azalıyorsa aralarında pozitif korelasyon vardır. Değerlerden biri artarken diğeri ona bağlı ola-rak azalıyorsa aralarında negatif korelasyon vardır. Korelasyon katsayısı 0 ile +1 ve 0 ile -1 arasında de-ğişmektedir. En yüksek pozitif korelasyon katsayısı +1, en yüksek negatif korelasyon kat sayısı -1’dir. Değerler arasında hiçbir ilişki, korelasyon olmama-sı nötr korelasyon olarak ifade edilir.

(10)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

7.

Organizma için hoşa gitmeyen bir şeyin isteyerek

unutulmasına bastırma denir. Bu savunma

meka-nizmasında birey yaşadığı nahoş durum ya da olay hiç yokmuşçasına davranır. Örnekte çocuğun ser-viste yaşadığı olumsuzluğu unutması bastırma sa-vunma mekanizmasının ürünüdür.

(Cevap A)

11. Cinsel eğitim verme konusunda ebeveynlerin dikkat

etmesi gereken hususların başında çocuklarının ge-rekli hazır oluşluğa ulaşmalarını beklemektir. Çocuk eğer hazır değilse ona bu konuda bilgi vermeye ça-lışmak uygun değildir. Çocuğun cinsel eğitime ihti-yacı olduğu en iyi onun sorularından anlaşılır. Çocu-ğun bilme tanıma çabalarının üst düzeyde olduğu çocukların cinsel konularla ilgili sorularının başladı-ğı girişkenliğe karşı suçluluk döneminde çocuğa bu konuda bilgi vermeye başlanmalıdır.

(Cevap A)

8.

Kaliteli gece uykusu, çocukların beyin gelişimi için

en az beslenme kadar önemlidir. Anne – babalar ço-cuklarının kesintisiz ve kaliteli bir gece uykusu alma-larını sağlamalıdırlar. Bu yüzden düzenli uyku alış-kanlığı çok önemlidir. Bunu sağlamak için, her gece aynı saatte yatmalarını sağlayarak bir uyku rutini oluş-turulabilir, çocuğun rahat etmesi sağlanabilir, sevgi ve şefkat gösterilebilir. Fakat uyku öncesi çocuğa çok aktif oyunlar oynatmak çocuğun uykuya dalma-sına engel olabilir, çok fazla öykü anlatmak çocuğun uykuyu ceza olarak algılamasına neden olabilir.

(Cevap E)

12.

Oral dönem bireylerde temel güven duygusunun ge-liştiği dönemdir. Bu dönemde oral isteklerin yeterin-ce karşılanmaması kötümserlik ve saldırganlık özel-liklerine neden olur. Bu dönemdeki saplantı ise gü-ven eksikliği, kolay aldanabilirlik ve tartışmacılık gi-bi kişilik özellikleri ile ilgilidir.

(Cevap A) 9. Neşe’nin gökyüzü ile ilgili düşünme biçimi;

gökyü-züne canlı varlıkların özelliklerini yüklediği için “ani-mizm”; Neşe’nin ablasının kendisi gibi düşünmedi-ğine çok şaşırması “benmerkezcilik” ile ilgilidir. Ani-mizm (canlandırmacılık), doğadaki cansız nesnele-re canlı muamelesinde bulunma, canlılık özellikleri atfetmedir. Benmerkezcilik ise, başkasının görüşle-rini ve bakış açısını anlamakta yaşanan yetersizliktir. İşlem öncesi dönemde çocuklar, dünyayı başkası-nın bakış açısından görememekte, dünyabaşkası-nın merke-zine kendini yerleştirip diğerlerinin bakış açısının fark-lı olabileceğini anlayamamaktadırlar. Yer ve zaman algıları da kendilerine odaklıdır.

(Cevap A)

10.

Soru metninde anlatılanlara dayalı olarak

Vygots-ky’nin gelişim süreci ile ilgili olarak “gelişim aşama-lı ve birikimli bir süreçtir” ilkesini benimsediği

söy-lenebilir. Gelişim ileriye doğru yönelim gösteren, bi-rikimli bir süreçtir. Her aşama bir sonraki aşama için önkoşul oluşturur. Bu bağlamda her evre kendin-den öncekine dayanır ve kendinkendin-den sonraki için ha-zırlık safhasını oluşturur. Ancak, bu gelişimin aşama-ları birbirinden kesin çizgilerle ayrılmış değildir. Bir-biriyle iç içe geçmiş olabilir.

(11)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

Ahmet’in davranışları “moratoryum (gecikmiş) kim-lik” ile ilgilidir. Moratoryum kimliğe sahip bireyler

kimlik statüsü bunalımı yaşamaktadırlar ve bir çö-züm yolu bulamamaktadırlar. Ailelerinin ve sosyal çevrelerinin tercihleri ile kendi tercihleri arasında sı-kışmış durumdadırlar.

(Cevap D)

5.

Soru metninde belirtilen gelenekleri sürdürenlerin gelişimin “gelişimde bireysel farklılıklar vardır”

il-kesini bilmedikleri görülmektedir. Bu ilkeye göre her bireyin kalıtsal özellikleri ve içinde doğup büyüdüğü çevresel koşullar farklı olduğundan gelişimi de fark-lıdır. Buna göre bazı çocuklar çabuk yürür, konuşur, tuvalet alışkanlığı vs. kazanır, bazı çocuklar da bu becerileri daha geç kazanır.

(Cevap C)

2.

Paragrafı irdeleyecek olursak Salih Bey geçmişini düşündüğünde her zaman ne istediğini çok iyi bildi-ğini, genel olarak tutarlı davrandığını belirtmiştir. Bu-na göre Salih Bey kimlik duygusunu kazanmıştır di-yebiliriz. Yani E şıkkındaki yorum doğrudur. Eğrisiy-le doğrusuyla iyi bir hayat sürdüğünü belirtmiştir, o hâlde benlik bütünlüğü yaşamaktadır diyebiliriz, D şıkkı da doğrudur. İnsanlara yararlı bir sürü şey yap-tığına göre, üretkenlik duygusunu da kazanmıştır. C şıkkı doğrudur. Sevdiğini, sevildiğini belirtmiştir, o hâlde B şıkkındaki yakınlığa karşı uzaklık krizini at-latmıştır ifadesi de doğrudur. Fakat A şıkkındaki “yo-ğun bir pişmanlık ve umutsuzluk yaşamaktadır” ifa-desi doğru bir ifade değildir. Kemal Bey genel ola-rak geçmişini olumlu değerlendirmekte ve iyisiyle kötüsüyle kendini olduğu gibi kabul etmektedir.

(Cevap A)

3.

Soruda çocuklar işlem öncesi dönemin en temel özelliği olan odaklanmanın etkisi ile tünele en son giren vagona yani şeftaliye takılmışlar ve çıkış sıra-lamasını düzgün ifade edememişlerdir. Şeftalinin söylenmesinin temel nedeni “en son” olmasıdır. Odaklanmada en son ve en belli yanlara takılmak di-ğer yanlarını düşünememek söz konusudur.

(Cevap D)

4.

Organizmanın çevrenin etkilerine daha duyarlı oldu-ğu dönemlere kritik dönem denir. Bu dönemlerde çevresel etkenler gelişime daha fazla müdahalede bulunur. Örnekte verilen durumda ilgili ilaç (çevre ile ilgilidir) ilk üç ayda fetüs bu ilaca karşı daha duyar-lıdır. Bu dönem organizma açısından kritik bir dö-nemdir.

(Cevap E)

7.

Soru metnindeki parçaya göre medyada yer alan şiddetle ilgili olarak önceden sadece bir tokat çocuk-ları güldürürken, günümüzde daha çok şiddet içe-ren filmler çocukları güldürmektedir. Buna göre “med-ya, saldırgan davranış ve tutumları güçlendirmekte-dir” denilebilir.

(Cevap C)

6.

İtaat – ceza eğiliminde, otoriteye uyulur, cezadan ka-çılır. Kurallar başkaları tarafından konur. Otorite yok-sa kurallar çiğnenebilir. Banka müdürünün teftişler yaklaştığında çalışanların kayıtlarını daha dikkatli kontrol etmesi, onun itaat – ceza döneminde oldu-ğunu gösterir. Otorite yokken gösterilmeyen davra-nışlar, otorite varlığında gösterilmiştir.

(Cevap C)

8.

Çocuk, disipline alıştırılırken onun gelişimine bağlı sınırlılıklar göz önüne alınmalıdır. Bir yandan çocu-ğa kurallar tutarlı bir şekilde verilmeli, aynı zamanda çocuğa biraz da esneklik payı tanınmalıdır. Zor ve şiddet kullanarak davranış yönlendirmeyi amaçla-yan anne – baba çocuğun kendilerine karşı öfke duy-masına sebep olur, çocuğa saldırgan olmayı ve so-runları şiddet yoluyla çözmeyi öğretir, zayıf vicdan ve ahlak gelişimine neden olur. Çocuğa disiplin bi-linci verilirken istenmeyen bir davranış olduğunda çocuğa ceza yerine başka seçenekler sunulmalıdır.

(Cevap B)

9.

Toplumsal olarak oluşturulan ‘bu kızlar için, bu er-keklere uygun değil’ niteliğindeki gerçeklikten uzak kalıp yargılar örnekte babanın sözleri ile kırılmaya çalışılmıştır.

(12)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

11. Bağlanma, bebekle anne babalar arasında

duygu-sal olarak olumlu ve karşılıklı yardım edici bir ilişki-nin kurulmasıdır. Bağlanma belirli bir kişiye uzun sü-ren duygusal bir bağ olarak da tanımlanabilir.

(Cevap D)

10.

Vygotsky’e göre bireyin içinde yaşadığı çevre, kül-tür, sosyal etkileşimin özelliklerini belirler. Bu neden-le gelişim ve öğrenme bireyin yaşadığı kültür ve çev-reden bağımsız değildir. Çocukların kazandıkları kav-ramların, düşüncelerin, becerilerin, tutumların kay-nağı sosyal çevredir. Çocuklar çevresindeki yetişkin-lerden ve onların sosyal dünyalarından öğrenmeye başlamaktadırlar. Buna göre, yetişkinlerle yapılan iş birliği çocuğun “toplumsallaşmasını sağlayarak be-ceri kazanmasını” sağlamaktadır.

(Cevap A)

12.

D seçeneğinde verilen “Kızlarda ilk adet, ergenliğe

geçişin de ilk işaretidir.” ifadesi, gelişim sürecine yö-nelik yanlış bir ifadedir. Ergenlik sürecinde, önce ikin-cil cinsiyet özellikleri, sonra birinikin-cil cinsiyet özellik-leri görülür. Birincil cinsiyet özelliközellik-leri üreme ve üre-me organlarının gelişüre-mesiyle ilgili özelliklerdir. Bun-lar, ikincil özelliklerden sonra ortaya çıkar. Dolayısıy-la kızDolayısıy-larda, göğüslerin büyümesi, vücutta kılDolayısıy-lanma vb. gibi özellikler adetten önce görülür.

(13)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

Kişinin kendi inanç ya da davranışlarını, gerçekte öy-le olup olmadığına bakmaksızın, başkalarında da görmesine yansıtma denir. Örnek durumda

müdü-rü ile sorun yaşayan kadın bu durumu iş yerindeki diğer arkadaşlarına yansıtarak rahatlamaya çalış-maktadır.

(Cevap C)

6.

Bireyin problemlerin nedenini problemin asıl kayna-ğın dışındaki nedenlere bağlanması bahane bulma savunma mekanizmasıdır. Uyum problemleri sosyal-leşmesinden kaynaklanmaktadır. Arzu arkadaşlarıy-la oarkadaşlarıy-lan ilişkilerindeki olumsuzlukarkadaşlarıy-ları fazarkadaşlarıy-la kiloarkadaşlarıy-larına bağlamaktadır.

(Cevap C)

2.

Piaget’e göre 2-7 yaş aralığındaki işlem öncesi dö-nemde, korunumun kazanılamamasının nedenlerin-den biri, belli bir zamanda çocuğun sadece anlık gö-rünen ve dikkat çeken boyuta odaklanıp diğer bo-yutları birlikte algılayamamasıdır. Buna odaktan uzak-laşmama denir. Cansu’nun, hafta sonu tatilinde gör-düğü Minyatürk’ün en son iki eserin ismini hatırlaya-bilmesi, diğer gördüklerinin ismini hatırlamakta zor-lanması odaktan uzaklaşamadığını göstermektedir.

(Cevap A)

3.

Freud, kişilik gelişiminde 0 – 6 yaş içindeki yaşantı-ların önemine dikkat çekmektedir. Kişilik gelişimini 5 dönem içerisinde incelemiştir. Ergenlik dönemi sonrasında kişilik gelişiminden bahsetmemektedir.

(Cevap E)

4.

Serra’nın anlattıkları Erikson’un psikososyal gelişim

kuramına göre 0 – 1 yaşlarını kapsayan “güvene kar-şı güvensizlik” dönemi krizi ile ilgilidir. Bu krizin

olumlu sonuçlanması annenin ya da onun yerine ge-çen kişinin çocuğu sevmesine, çocuğun fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarının sağlıklı bir şekilde giderilme-sine bağlıdır. Psikososyal kriz olumsuz sonuçlandı-ğında bebek başkalarına güven duygusu geliştire-mez ve kendini emniyette hissedegeliştire-mez.

(Cevap C)

5.

Dil gelişimini biyolojik ve psikolojik temellere daya-narak açıklayan kuramlara psiko-lengüistik kuram-lar denir. Bu kuramkuram-lara göre dil insan türüne özgü

biyolojik bir mekanizmadır. Dil farklılıklarına rağmen dil gelişiminin evrensel olarak aynı aşamaları izleme-si dil gelişiminde biyolojik temelleri ön plana çıkar-mıştır.

(Cevap E)

7.

Arzu’nun davranışlarının temelinde arkadaş ilişkile-rindeki problemlerden dolayı kendini yalnız hisset-mesi vardır. Bireyin çevresindekilerden yakınlık ve sıcaklık görmek istemesi sevgi ihtiyacından kaynak-lanmaktadır.

(Cevap B)

8.

Küçük kardeşin boncukları ablası ile eşit paylaştığı

halde kendi boncuklarının bilezik ve kolye yapmaya yetmeyeceğini düşünmesi onun “korunum”

özelliği-ni kazanmadığını göstermektedir. Somut işlem döne-minde kazanılan korunum, herhangi bir nesne ya da nesne grubunun fiziksel biçimi ya da mekândaki ko-numu değiştiğinde nesnenin miktar, sayı, alan ve ha-cim gibi özelliklerinin değişmeyeceği ilkesi olarak ta-nımlanabilir. Küçük kardeş eşit şekilde paylaşımda ablası ile ikisinin boncuk sayılarının aynı olmadığını düşünmektedir. Bu durum küçük kardeşin işlem ön-cesi dönemde bulunduğunu, mantıksal düşüneme-yip sezgileriyle hareket ettiğini yani korunum ilkesini henüz kazanamadığını olduğunu göstermektedir.

(Cevap E)

9.

Ergenlik dönemi, çocukluktan yetişkinliğe geçiş; bir bakıma başkalaşım dönemidir. Çocuk gibi mi, yetiş-kin gibi mi davranacağını bilemeyen ergen kimlik bu-nalımı yaşamaya başlar. Vücut hormonlarından cin-siyet ile ilgili olan hormonlar üretilmeye başladığın-dan, ergen adayının psikolojisi sebepsiz değişimler gösterir. Ergen egosantrizmi, omnipotent düşünce, hayali seyirciler gibi tutumlar ergenliğe özgü, toplum bilincine tam olarak ulaşamamış olmanın verdiği tu-tumlardır. Bu sebepten ergenlik dönemi, dalgalan-manın yoğun görüldüğü bir çeşit “fırtına – gergin-lik” dönemidir.

(14)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

10.

Kavramlar bilişsel gelişimin önemli bir boyutunu oluş-turmaktadır. Küçük çocukların sahip olduğu kavram-ların çoğu oldukça dardır. Örneğin bir çocuk köpek-lerin, atların ve fillerin hayvan olduğunu düşünebilir ancak bir solucanın hayvan olduğunu kavrayama-yabilir. Çocukların kavramlarındaki bu dar yapı on-ların algılamaon-larını etkiler ve algıları sınırlı ve çarpık olabilir. Örnekte çocuğun uçak durumu çarpık algı-lamasına (gittikçe küçüleceği) neden olmaktadır.

(Cevap A)

11.

Çocuklar kendi başlarına rahat hareket

edebildikle-ri zaman çevreleedebildikle-rini tanımak ve aileden bağımsızlaş-mak isterler. Bu gelişim dönemi özerkliğe karşı kuş-ku ve utanç dönemidir. Anne-babasının elinden tut-mak istemez, kendi başına hareket etmek isterler.

(Cevap C)

12.

İşlem öncesi dönem özelliklerinden biri olan özelden özele akıl yürütme çocukların tümdengelim ve tüme-varımı kullanamamalarından kaynaklanır. Genele do-kunmadan bir özelden diğer özele çıkarımda bulu-nurlar.

(15)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

Bastırılmış güdü ve duyguların, sosyal açıdan kabul edilebilir alanlara yönlendirilmesi ve bu yolla toplu-mun onayının alınması, yüceltme savunma

meka-nizmasıdır. Dizede, “Kilit vurdular dilime / Aşkımı do-kudum kilime” ifadeleri yüceltme savunma mekaniz-masının kullanıldığını gösterir.

(Cevap C)

4. 6–7 yaşında okuma – yazma öğrenemeyen bir

ço-cuğun 14–15 yaşlarına gelince okuma – yazma öğ-renmede güçlük çekmesi kritik dönem kavramı ile

ilgilidir. Kritik dönem, organizmanın farklı gelişim dö-nemlerinde öğrenmeye ya da gelişmeye en çok eği-limli, istekli ve çevredeki uyarıcılara en açık ve alıcı olduğu zaman dilimidir. Kritik dönemde kazanılma-yan yaşantılar daha sonraki dönemlerde zor kaza-nılmaktadır. Okuma – yazma öğrenme için kritik dö-nem 6–7 yaşlarıdır. Bu yaşlarda kazanılmadığında sonraki dönemlerde kazanılmakta güçlük yaşanır. Bu nedenle 6 yaşındaki bir çocuk okuma yazmayı daha kolay ve hızlı öğrenirken, 14–15 yaşlarındaki bir çocuk daha yavaş ve zor öğrenir.

(Cevap B)

2.

Merve’nin tercihleri ve yalnız kalıp kalmama konu-sunda bir kararsızlık yaşaması Erikson’un psikosos-yal gelişim kuramına göre onun “güçlü bir kimlik duy-gusu oluşturamadığını ve rol karmaşası yaşadığı”nı göstermektedir.

(Cevap A)

3.

2–3 yaşındaki bir çocuk Erikson’un psikososyal ge-lişim kuramına göre özerkliğe karşı utanç ve kuş-ku döneminde bulunmaktadır. Bu dönemde çocuk

kendi başına yemeye, yürümeye ve konuşmaya baş-lar. Başkalarıyla iletişim kurabilecek kadar konuşur ve çevreyi keşfetmeye başlar. Bağımsızlık ve özerk-lik duygularının temelleri bu dönemde atılır. Bu ne-denle, birçok işi kendi başına yapmaya çalışarak özerk olmak istediklerini belirtirler. Tamamen başka-larına bağımlı olmak istemezler. Yetişkinlerin yaptık-ları işe karışmayaptık-larını istemezler. Çocuk yaptığı giri-şimler aracılığıyla kendi kendini kontrol etmeyi öğ-renir. Bu nedenle 2 – 3 yaşındaki bir çocuğun geli-şim görevlerini yerine getirebilmesi için ebeveynle-rinin “çocuğun kendini keşfetmeye yönelik ve kendi kendine yaptığı davranışları desteklemeleri gerekir.”

(Cevap C)

5.

Vygotsky’nin bilişsel gelişim kuramına göre çocuk tek başına öğrenebileceğinden daha fazlasını “ya-kınsak gelişim bölgesi” aracılığı ile ortaklık

yapa-rak iş birliğine dayalı öğrenme yoluyla öğrenir. Vy-gotsky’e göre yakınsak gelişim alanı “Çocuğun ken-di başına değil de arkadaşları ya da yetişkinlerin yardımıyla başarabileceği, henüz öğrenmediği ancak yardımla öğrenebileceği görevlerdir.”

(Cevap D)

6.

Verilen açıklamaya göre, kişilik özelliklerinin sonra-dan kazanıldığı, bu özellikleri; bireyin tabi olduğu sosyal koşulların belirlediği belirtilmiştir. Bu görüş sosyal öğrenme kuramının temelini oluşturur. İnsan-lar sadece kendi deneyimlerinden öğrenmezler. Baş-kalarının yaptıklarını seyrederek de öğrenirler. Sos-yal öğrenme, genel olarak insanların birbirlerinden etkilenerek gerçekleştirdikleri öğrenmeleri ifade et-mektedir.

(16)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

7.

Akomodasyon (düzenleme) sürecinin

gerçekleş-mesinde bilginin uzun süreli belleğe aktarımında C seçeneğindeki “genişletme eklemleme” stratejisi

kullanılabilir. Eklemleme, bilginin anlamlılığını artır-mak üzere, bilgi bütününün parçaları arasındaki ba-ğıntı, çağrışım sayısını artırma sürecidir. Kendiliğin-den oluşan bir süreçtir ve genellikle otomatik olarak yapılır. Yeni bilgiye anlam vermek için, uzun süreli bellekte var olan bilgiyle, yeni bilgi arasında ilişki ku-rularak genişletme yapılır. Örneğin, Atatürk devrimiy-le ilgili bir yazıyı anlamak isteyen bir birey, o dönem-le ilgili var olan bilgidönem-lerini etkindönem-leştirir, onlarla ilişkidönem-len- ilişkilen-dirir.

KODLAMA

Örgütleme

-Eklemleme Etkinlik

(Cevap B)

10.

Gelişim sürecini anlamaya yönelik çalışmalarda

araş-tırmacıların anlaşmazlığa düştükleri konuların başın-da “Gelişim çevrenin mi yoksa kalıtımın mı ürünü-dür?” sorusu yer almaktadır. Bu tartışma 20. yy.’ın başlarında çevresel faktörlerin önemini savunan dav-ranışçı yaklaşımın ortaya çıkmasıyla başlamıştır. Ya-pılan çalışmalar sonucunda ulaşılan sonuç gelişimin çevre ve kalıtımın etkileşiminin ürünü olduğudur. Ve-rilen örnekte görme sisteminin gelişimi için genetik yapının deneyim tarafından (çevre) harekete geçtiği bu ilke için bir örnek niteliğindedir.

(Cevap C)

8.

Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca

ge-çirdiği bedensel, zihinsel ve duygusal değişimlerin açıklanmasıyla ve aynı zamanda bireyler arasındaki değişim, benzerlik ve farklılıklarla ilgilenen bilim da-lıdır. Gelişim psikolojisinin konusu bireyin fiziksel ve ruhsal yapısının ve davranışının değişimidir. Buna göre, psikolojinin insan gelişimini incelemesinin te-mel amaçları A, B, C ve D seçeneğinde belirtilen amaçlardır. Ancak psikoloji insan gelişimini inceler-ken E seçeneğindeki “insanların nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin normlar belirleme” amacı taşımaz. Psikoloji sadece gelişimin normları, temel ilkeleri ile ilgilenir.

(Cevap E)

9.

Olgunlaşma ile ilgili olarak;

I. öncül doğrudur, olgunlaşma kendiliğinden mey-dana gelir.

II. öncül yanlıştır, çünkü olgunlaşma üzerinde öğ-renmenin etkisi yoktur.

III. öncül yanlıştır, olgunlaşma çevresel etkilerden bağımsızdır.

IV. öncül yanlıştır, olgunlaşma öğrenme için ön ko-şuldur fakat yeterli değildir, hazırbulunuşluk vb. de gereklidir.

V. öncül doğrudur, olgunlaşma her bireyde aynı za-manda meydana gelmeyebilir.

VI. öncül doğrudur, olgunlaşma kalıtsal olarak sa-hip olduğumuz gizil gücün ortaya çıkmasıdır.

(Cevap D)

11.

Anne ve babadan sevecen ve güvenilir davranışlar

gören çocuklarda sağlam bir güven duygusu geli-şir. Ancak aşırı güvenli olmak da çocuğun kişisel gü-venliği açısından bir risktir. Çocuğun tehlikeli durum-ları fark edebilmesi ve kendini koruyabilmesi için bir miktar sağlıklı güvensizlik duygusuna ihtiyacı vardır. Yani güvensizlik ve güven aşırı uçsa ideali hiçbir za-man tam güvensizlik ya da koşulsuz tam güven duy-gusu değildir. Aynı şekilde girişimciliğe karşı suçlu-luk ikilemi için de bir miktar suçlusuçlu-luk duygusunun çocuğun vicdan ve öz denetiminin gelişiminde önem-li olduğu söylenebiönem-lir.

(Cevap A)

12.

Her çocuğun kendi gelişim hızı, gereksinimleri,

kişi-sel özellikleri vardır. Bu bireykişi-sel farklar gelişim süre-ci üzerinde oldukça etkilidir. Çocuklar arasındaki farklar çok büyük olabilir. Bir çocuk uygun bir biçim-de gelişmesine karşın tanımlanmış normlara tam uy-mayabilir.

(17)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

Araştırmacı aynı yaşta farklı 5 grup içinde yaptığı

araştırmada veri elde etmek için kesitsel yöntem kul-lanmıştır.

Örneğin; 3, 5, 8 ve 12 yaşındakileri kendi aralarında gruplayarak tek seferde veri elde etmek kesitseldir.

Kesitsel desen (cross-seetional design), farklı yaş gruplarını seçer ve karşılaştırır. Bu yaklaşımda ge-nellikle her denek için bir tek gözlem vardır. Gelişim değişiklikleri farklı yaşlardan deneklerin incelenme-siyle belirlenir. Bu yöntemin en büyük avantajı aynı yaştakilere bir seferde test verilebilmesidir; en bü-yük sorunu da, grupların sadece yaşa göre değil, doğum yılına göre de farklılaşabilmesi gerçeğini dik-kate almamasıdır. Doğum yılı farklılıkları toplumsal koşullara, eğitim uygulamalarına, siyasal atmosfere ve başarıyı etkileyen diğer değişkenlere ilişkin fark-lılıklarla bağıntılı olabilir. Farklı zamanlarda doğan bi-reyler farklı doğum bölüklerine (birth cohorts) men-supturlar. Kesitsel yöntemin sorunu, yaş ile doğum bölüğünü birbirine karıştırmasıdır; yaş grupları bura-da farklı doğum bölüklerinden seçilmektedirler.

(Cevap D)

3.

Özerkliğe karşı kuşku dönemi çocukların

bağımsız-lık isteklerinin arttığı bir dönemdir. Bu dönemde ço-cuğun ihtiyacı çevresini keşfetmek ve bağımsız ha-reket edebilmektir. Eğer çocuğun bağımsız haha-reket etme isteği aşırı sınırlandırılırsa çocukta kuşku ve utanç duyguları oluşur.

(Cevap B)

2.

Gebeliğin başlangıcından sonra, yaklaşık 4 ila 8

haf-ta arasında, erkek embriyonun henüz gelişmemiş testislerinde erkeklik hormonu testosteron salgılan-maya başlar. Eğer erkek embriyolarında testosteron salgılanmaz ise kadınlaşma görülebilir. Bu nedenle cinsiyet hormonları ilk kez anne karnında görülür. Ergenlikte hormonlarda artış olur.

(Cevap A)

4.

Ergenlikte, ergen benmerkezcilikten dolayı insanlar

bir başkasına hak veremez. Ancak ergenlik sonrası kazanılacak olan bu düşünce “Göreceli

Düşünce”-dir. Göreceli düşüncede kişi bir başkasına hak vere-bilir. Başkasının açısından olayları irdeleyevere-bilir. Bu düşüncenin fiziki yanı da vardır. Aynadaki ve fotoğ-raftaki görüntünün ters olduğunu anlamakta göre-celi, göreli düşünceye örnektedir.

(Cevap B)

5.

Eriksonun psikososyal gelişim kuramına göre;

• “Evyah! Yaşlanıyorum” korkusu üretkenliğe kar-şı durgunluk evresinde,

• “Eyvah! Yaşlandım” korkusu ise benlik bütünlü-ğüne karşı durgunluk evresinde görülür. Seçenekler incelendiğinde A seçeneğindeki ifade yanlıştır. Çünkü I. korkunun yaşandığı dönem olan üretkenliğe karşı durgunluk evresinde “girişimcilik” değil üretkenlik esastır. Girişimcilik ise girişimciliğe karşı suçluluk döneminde görülür.

(18)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

6.

Korunumu kazanmak için temelde üç bilişsel yetiye

sahip olmalıdır. Bunlar;

• Tersinebilirlik: Bu dönemde görülen diğer bir özel-likte tersine çevrilebilirliktir. Çocuk değişikliğin ilk durumunu imgeleyebilme yeteneğine sahiptir. Bu özellik sayesinde çocuk işlemlere tersinden de dikkat edebilir hale gelir.

• Özdeşlik, herhangi bir ekleme ve çıkarma yoksa nesne aynı kalır anlamına gelir.

• Ödünleme (Telafi) ise bir yöndeki büyümenin di-ğer yöndeki azalmayı karşıladığının anlaşılmasın ifade eder.

• Odaktan uzaklaşma: Çocuğun karşılaşılan bir durum değerlendirmede, zihinsel olarak, odak-tan uzaklaşma ve olayı diğer yönleriyle ele alma becerisini kazanmasıdır. Diğer bir ifade ile dikka-tini olayın birkaç yönüne birden verebilmesidir. Dolaylı gerçeği kavramak ise somut işlemlerde ço-cuğun nesnelerin görünümüne aldanmamasıdır. Bu özelliği kazanmış bir çocuk sarı renkli kapaklı bir ki-tabı, beyaz renkli bir kaplıkla kaplandığında ve ger-çek rengi sorulduğunda “Sarı” demesi ve gerger-çek ren-gini bilmelidir. Dolaylı gerçeği kavramamış olsaydı çocuklar kitabın rengine beyaz derlerdi.

(Cevap C)

9.

Ahlâki gelişimi desteklemek amacıyla yapılacak dav-ranışların çocuğun empati kurmasına yardımcı olma-lıdır. Ceza ve sevginin esirgenmesi ahlâki gelişim üzerinde olumsuz etkilere yol açar. Çocukta empa-tinin geliştirilmesi için davranışın yanlış olduğu, ne-den bu davranışın değiştirilmesi gerektiği çocuğa açıklanmalıdır.

(Cevap C)

7.

Soruda Zehra’nın birden fazla şemayı

ilişkilendire-rek bulduğu yeni bir bağlantı anlatılmaktadır. Bu bağ-lantıya Piaget, örgütleme demektedir. Örgütleme: Kazandığımız şemaları birbiriyle tutarlı olacak şekil-de zihnimize yerleştirme işidir. Piaget’e göre, süreç-leri sistematik ve tutarlı bütünlükler haline getirerek birleştirme eğilimine örgütleme, organize etme de-nir.

(Cevap C)

8.

Kızların, ergenliğe geç veya erken girmeleri erkekler

gibi net değildir. Bazı toplumlarda erken olgunlaş-ma değerli iken bazılarında geç kalolgunlaş-ma daha değer-lidir. Özellikle dans ile uğraşan kızların ergenliğe ne kadar geç girerlerse bedenlerinden o denli memnun oldukları görülmüştür. Oysa erkeler, hangi toplum-da olurlarsa olsunlar ergenliğe erken girerlerse be-den imajları olumlu, geç kalırlarsa olumsuzdur. Ya-ni burada en doğru açıklama “Kızlarda ergenliğe geç kalma ve zamanında girme içinde bulunulan kültür ile yakından ilişkilidir.” açıklamasıdır.

(Cevap D)

10.

Sorudaki örnek gelişimin temel ilkelerinden “gelişim genelden özele doğrudur” ilkesi ile ilgilidir. Bu

ilke-ye göre çocuk önce tüm vücudunu kullanarak hare-ket eder ve büyük kaslarını çalıştırır. Gelişim dönem-lerinde ilerledikçe, küçük kasların gelişimi tamamla-nır ve belli bir etkinlikle ilgili organını kullanabilir ha-le gelir. 7 aylık Merve’de henüz küçük kasları geliş-mediği için bilyeleri yakalayamamış, 12 aylık olunca küçük kasları geliştiği için bilyeyi rahatlıkla tutabil-miştir.

(Cevap C)

11.

Her alanda olduğu gibi fiziksel gelişimde de birey-sel farklılıklar vardır. Eğitim ortamında bireybirey-sel fark-lılıklara saygı duyulması, her öğrencinin kendi po-tansiyelleri doğrultusunda gelişiminin desteklenme-si gerekmektedir. Bu süreçte gelişim açısından ge-ride olan bireylerin gruptan soyutlanmaması gerek-mektedir. Bu açıdan işbirlikçi öğrenme etkinliklerin-de grupların heterojen bir yapıya sahip olması öğ-rencilerin birbirlerini kabul etmesi açısından olduk-ça önemlidir.

(Cevap A)

12.

3 ile 5 yaşlarına arasında çocuklar zihin nesne ve

du-rumları doğru ya da yanlış olarak temsil edilebilece-ği düşüncesine sahip olurlar. Çocukların büyük bir çoğunluğu 5 yaşına geldiklerinde insanların yanlış inançları – doğru olmayan inançları olabileceğini kav-ramış olurlar. Bu nokta zihnin işleyişini anlamada ol-dukça önemli olarak nitelendirilmiştir. Çünkü düşün-celerin sadece zihni çevreleyen dünyanın bir ürünü olmadığını ve başka insanların başka doğru olma-yan düşünceleri olabileceğini göstermektedir. Soru-da klasik bir yanlış inanç görevi anlatılmaktadır. Eğer çocuklar Sally’nin yanlış anlayarak oyuncağı bırak-tığı kutuda arayacağına hak verebilirlerse yanlış inanç ilkesini kazanmışlardır, denilebilir.

(19)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

Meltem’in yeni okulunda yabancılık yaşaması, daha

sonra bu durumun onun iletişim becerisini azaltma-sına, içine kapanmasına ve ders başarısını düşürme-sine neden olmuştur. Farklı alanlardaki gelişmelerin etkilenmesi söz konusu olduğu için, bu durum geli-şimin temel ilkelerinden “gelişim bir bütündür”

il-kesiyle açıklanabilir. Bu ilkeye göre gelişimin tüm alanları birbirinden farklı sürüp gitmez; fiziksel, biliş-sel, sosyal alanlar birbiriyle ilişkilidir. Gelişimin bir alanındaki aksama diğerlerini olumlu ve olumsuz yönde etkiler. Yani gelişim alanları birbiriyle doğru-dan etkileşim içindedir.

(Cevap E)

5.

Parçada, çeşitlilik gösteren kültürel geçmişe sahip ergenlerin soyut akıl yürütme yeteneklerinde de dik-kat çekici bir çeşitlilik görüldüğü belirtilmiştir. Birey-lerini yaparak, yaşayarak sorun çözme durumlarıy-la karşı karşıya bırakan bazı kültürler, böylece ergen-lere soyut düşünme biçimlerini geliştirme fırsatı sun-maktadırlar. Burada bahsedilen durum, yaşantı ve uyarıcı zenginliğidir. Birey, ne kadar çok nesnelerle doğrudan ilişki kurarsa, zihinsel şemaları ve soyut düşünme gücü o kadar gelişmiş olur. Piaget’e göre insan, deneyimleri yoluyla kendi gelişimine destek sağlayabilen tek varlıktır.

(Cevap D)

2.

Soruda verilen örnek durumda öğretmenin kullandı-ğı birkaç çocuk ifadesi sorunun anahtar ifadesidir. Bu ifadeden önce bahsettiği özellikler ilgili gelişim döneminde gözlenen genel özelliklerdir. Ancak tüm bireyler bu çizgide olmayabilir. Bireyler gelişimsel özellikler açısından diğerlerinden ileride ya da geri-de olabilir. Bu durum gelişimgeri-de bireysel ayrılıklarla ilgili bir durumdur.

(Cevap E)

3.

Bireyin hayat muhasebesi yaptığı psikososyal geli-şim dönemi benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk dönemidir. Birey bu gelişim döneminde başarılarını, mutluluklarını yaptıklarını, yapamadıklarını ve hata-larını gözden geçirir. Eğer yaşam amaçlarına ulaş-mışsa benlik bütünlüğüne kavuşur.

(Cevap D)

4. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre bilişsel

ge-lişimin son dönemi soyut işlemler dönemidir. Soyut işlemler döneminde bilişsel yapı yetişkinlikteki dü-zeye ulaşır.

(Cevap A)

6.

Veli’nin çalışmak istediği şehri seçmede kararsız kal-ması ve bu konuda ailesinin isteklerine bağlı kalma-sı onun “ipotekli” kimlik statüsüne sahip olduğunu

göstermektedir. İpotekli (engellenmiş kimlik ya da erken bağlanma) kimlik özelliklerine sahip bireyler hiçbir araştırma yapmadan ya da başka seçenekler-le ilgili çok sınırlı araştırmalarla aiseçenekler-levi ve sosyal de-ğerlere çok sıkı bağlanırlar. Bu kimlik statüsündeki bireyler genellikle yönlendirici ve baskıcı ailelerden gelmektedir.

A seçeneğindeki başarılı kimlik özelliklerine sahip

bireyler, kendi tercihleri ile krizi tamamlar, belirli yö-nelimleri gerçekleştirirler.

C seçeneğindeki kargaşalı (dağınık) kimlik

statü-sündeki bireyler çeşitli seçenekleri incelemiş olsalar bile yaşamlarında belli bir yönelme yapmamış birey-lerdir. Kimlik konusunda bir girişimleri yoktur ve bu durum onları rahatsız etmemektedir.

E seçeneğindeki moratoryum (gecikmiş ya da bek-leme) kimlikteki bireyler kimlik statüsü bunalımı

ya-şamaktadır ve bir çözüm yolu bulamamaktadırlar. Aileleri ve sosyal çevrelerinin tercihleri ile kendi ter-cihleri arasında sıkışmış durumdadırlar.

(Cevap B)

7.

Bağımsız değişken, deneyde etkisi araştırılan ve

neden durumunda olan değişkendir. Bağımlı değiş-ken ise, bağımsız değişdeğiş-kene bağlı olarak değişen

ve sonuç durumunda olan değişkendir. Örnekte şid-det içeren görsel materyalin saldırganlık üzerindeki etkisi araştırılmaktadır. Bu deneydeki bağımlı değiş-ken saldırganlık, bağımsız değişdeğiş-ken ise şiddet içe-ren görsel materyaldir.

(20)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

8.

Ergenlik döneminin temel gelişim görevi bir kadın ya da erkek sosyal rolünü edinmek ve duygusal bağım-sızlığa ulaşmaktır. Bu süreç “kimlik arayışı” ile baş-lar. Gençler kimliğini bulmaya çalışırken, bir bunalım süreci içine girebilir. Yani “kimim ben?” “nasıl biri ol-malıyım?” gibi soruların içinde boğulabilir. Toplum içinde bir yer edinmeye çabalarlar. Bu bunalım dö-nemlerinde, aileye büyük görevler düşmektedir. Bu dönemi sorunsuz atlatan bireyler, ileriki yıllarda psi-kolojik olarak daha sağlıklı yetişkinler olurlar.

(Cevap A)

12.

Parçada belirtilen sıkıntıları aşmak için hazırbulu-nuşluk kavramına ve gelişim psikolojisine önem

vermek gerekir. Hazırbulunuşluk, organizmanın is-tenilen davranışı göstermesi için gerekli olan biyolo-jik donanımının olgunlaşmaya bağlı olarak ortaya çıkma potansiyelidir. Hazırbulunuşluk bireyin olgun-laşma düzeyinin yanında bireyin önceki öğrenmele-rini, ilgileöğrenmele-rini, tutumlarını, güdülenmişlik düzeyini, ye-teneklerini ve genel sağlık durumunu da kapsar. Gelişim psikolojisi ise, insan davranışında doğum-dan ölüme kadar tüm yaşamı boyunca gözlenen bi-yolojik ve psikolojik değişiklikleri incelemektedir. Bü-yüme ve gelişme sonucu davranış ve bilişsel sistem-de ortaya çıkan sistem-değişiklikleri inceleyen psikoloji da-lıdır. Hazırbulunuşluk öğrencilerin ön bilgilerini, ge-lişim psikolojisi ve farklı yaş ve dönemlerde çeşitli gelişim alanlarında nasıl değişim gösterdiğini açık-lamak açısından eğitim – öğretim sürecini planlama-da yardımcı olmaktadır.

(Cevap B)

9.

Kişinin kendisine eşit derecede çekici gelen iki

du-rum arasında kalması yaklaşma-yaklaşma çatışma durumudur. Örnek durumda Aykut istendik iki seçe-nek (dinlenme ve sınava çalışma) arasında tercih yapmak durumundadır.

(Cevap E)

10.

Ses bulaşması özellikle hastanelerin yeni doğan

ser-vislerinde ve kreşlerde gözlenmektedir. Bu özelliğin nedeninde bebeğin kendini diğerlerinden ayırama-ması yatmaktadır. Duyusal motor dönemde bebeğin gerçekleştirmesi gereken bilişsel gelişim görevlerin-den biri de bebeğin kendisinin çevresingörevlerin-den farklı ol-duğunu kavramasıdır. Bunun kavranamadığı durum-da çevredeki ağlamaları çocuk kendisinin gibi algı-layıp ağlamaktadır.

(Cevap C)

11.

Animizm çocukların canlı olmayan nesnelere

canlı-lık atfetme özelliğidir. İşlem öncesi dönemde çocuk-lar güneşin, ayın, bulutçocuk-ların ve çevrelerindeki nesne-lerin canlı olduğunu düşünmektedir. İşlem öncesi dönemde çocuklar yaşayan ve yaşamayan nesne-ler arasında ayrım yapamazlar.

(21)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

Selin’in arkadaşları birlikte oynuyor gibi

görünmesi-ne rağmen hepsinin farklı bir oyun oynaması para-lel oyundur. Parapara-lel oyunun temeli benmerkezcilik-tir. Çocuklar başkalarının düşünce ve duygularını an-layamadıkları, yalnızca kendilerine odaklandıkları için kolektif oyun oynayamazlar. Ayısının evde tek başı-na kalamayacağı, korkacağını düşünmesi canlandır-macılıktır.

(Cevap D)

5.

Araştırmacının sağlıklı bilgiler elde edilmesi için do-ğal gözlem yöntemini kullanması gerekir. Dodo-ğal

göz-lem, canlıların, doğal ortamlarında ve araştırıcının herhangi bir müdahalesi olmaksızın gözlenmesidir. Doğal gözlemde araştırıcı koşulları etkilemeye veya değişkenleri kontrol etmeye çalışmaz. Bu gözlem tü-rü, canlıların doğal ortamlarında yaptıkları davranış-ların kapsamlı bir biçimde betimlemesini, birbiriyle ilişkili değişkenler hakkında fikir edinilmesini sağlar. Doğal gözlem sonuçları, ileride yapılacak araştırma-lara ve deneysel çalışmaaraştırma-lara iyi temel oluşturur. Ay-rıca yeterince büyük bir grup üzerinde yapılan do-ğal gözlemlerden grubun durumunu özetleyen veri-ler elde edilir.

(Cevap D)

2.

Çocukların aileden bağımsızlaşmaya başladığı,

ken-di başlarına hareket etme ve çevreyi tanıma ihtiyaç-larının olduğu dönem özerkliğe karşı kuşku dönemi-dir. Bu dönemde aileler çocuklarına kendi başlarına çevreyi tanıyabilmeleri için uygun ortamlar sağlama-lıdır.

(Cevap C)

3.

Kritik dönem gelişimin çevresel faktörlerin etkilerine

daha açık olduğu, belirli gelişim görevlerinin gerçek-leştirilebilmesi için en uygun zamanlardır. Kritik dö-nemlerde gerçekleştirilemeyen görevlerin daha son-raki dönemlerde telafisi güç ya da imkânsızdır. Ge-lişim alanlarının birbirlerini etkilemesi geGe-lişimin bü-tünlük ilkesi ile ilgilidir

(Cevap E)

4.

İpotekli kimlik statüsünde ergenlerin kendi fikri

yok-tur. Ne olsam diye düşünmez onun adına karar ve-ren birileri vardır. Babası - annesi avukat olacaksın der ve konu kapanır. Kararları anne ve babası onun yerine verir ve onun için en iyi olanı onun yerine dü-şünür.

(Cevap D)

6.

Ceyda Erikson’un psiko-sosyal gelişim kuramına

gö-re “girişkenliğe karşı suçluluk” döneminde

bulun-maktadır. 3 – 6 yaşlarını kapsayan girişkenliğe karşı suçluluk döneminde çocuklar Ceyda gibi, merak duygusu ile anne – babalarına ve çevresindeki kişi-lere soru sorar ve sorularına cevap ararlar. Girişken-liğe karşı suçluluk dönemi olumlu sonuçlandığında çocuğun diğer bireyleri de gözeterek girişimde bu-lunabilme, çeşitli konularda sorumluluk alma bece-risi gelişir.

(Cevap A)

7.

Anne – babasının Ceyda’yı sürekli azarlaması,

öğ-renme isteğini bastırmaya çalışması Ceyda’da “ye-tersizlik” ya da suçluluk duygusunun gelişmesine

neden olabilir. Bu durumda çocuk bir girişimde bu-lunduğunda yapmak istediklerinin yanlış olabilece-ğine ilişkin güçlü bir inanç, eyleme geçmekte direnç gibi olumsuz davranışlar gösterecektir. Bunu önle-mek için anne – babaların çocuğun merak duygusu ile sormuş olduğu sorulara onların gelişimsel özel-liklerine uygun gelecek bir tarzda uygun cevaplar vermesi gerekir.

(22)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

8.

İnsanların çevreyi ve olayları anlamlandırmak için

kullandığı şemalar bilişsel gelişim süreciyle gelişir. Kavramlar zaman içinde olgunlaşır, sayıca artar ve gittikçe soyutlaşır. Olgunlaşmamış kavramlar (Örnek durumda en küçük çocukların verdiği cevaplar; ke-di, köpek, değişim gibi kavramlarının olgunlaşmadı-ğını gösterir.) çocukların korkularla yaralanmalarına ya da “sihirli hileler” le kolayca aldanabilir olmaları-na yol açar.

(Cevap C)

11.

Soruda 6 yaşındaki Nazım’ın odaklanarak ikinciyi ge-çenin birinci olacağını düşünmesi işlem öncesi dö-nemin en temel özelliklerinden olan odaklanmayı an-latmaktadır. Odaklanma (Merkezlenme) düşüncesi; kişinin o an için algıladığı nesne veya olaya odakla-nıp, diğer unsurları fark edememesidir. Örneğin, ço-cuk bir uyaranın birden çok özelliğinden sadece en dikkat çekene takılıp kalır. Hatta bu takılma onun ko-runumu da kazamamasına neden olur.

(Cevap C)

9.

Soru metninde açıklanan savunma mekanizması

“çarpıtma (karşıt tepki geliştirme)”dir. Çarpıtma,

bireyin gerçekte hissettiği duyguların tam aksi dav-ranışlarda bulunmasıdır. Örneğin; kişinin içindeki kin, nefret eğilimlerine karşı aşırı derecede kibar ve na-zik davranması gibi.

A seçeneğindeki yansıtma, bireyin kendi

eksiklikle-rini, hatalarını, suçunu başkalarına yüklemesidir. Ör-neğin: Rüşvet alan memurun diğer arkadaşlarının da aldığını söylemesidir.

B seçeneğindeki bahane bulma, bireyin yapmış

ol-duğu kabul edilemeyecek bir davranışı kendine ve başkalarına karşı inandırıcı göstermeye çalışmasıdır. D seçeneğindeki ödünleme, bireyin engellenen

is-tek ve davranışlarının yerini diğer isis-tek ve davranış-larla telafi etmesidir.

E seçeneğindeki yapma-bozma mekanizmasına

gö-re, suç cezayla, ceza bağışlamayla sonuçlanır.

Ço-cuğun eğitimi bu temel ilkeyle gerçekleştirilir. Ceza ebeveyninin sevgisini yitirmeyi, bağışlanma bu sev-giyi yeniden kazanmayı simgeler. Yetişmekte olan çocuk giderek, ana-babasının onaylamadığı davra-nışlardan ötürü onlar çevrede olmasa da suçlanma-yı öğrenir ve ceza yerine geçen bu duyguyu yaşa-mamak için önlemler alır, davranışları ona göre dü-zenler.

(Cevap C)

10.

Çocuğun doğal cinsel merak duygusunun ayıplan-ması görmezden gelinmesi çocukta bedenine ilişkin olumsuz bir tutum geliştirmesine neden olur. Anne ve babalar çocuklarını cinsel konularda onların geli-şim seviyesini gözeterek bilgilendirmeli ve onlarda bedenlerine ilişkin olumlu bir tutum gelişmesini des-teklemelidir.

(Cevap A)

12.

Piaget’in ahlâk gelişimi kuramında, dışa bağlı

döne-me göre çocuklar işlenen suçun büyüklüğünü, orta-ya çıkan fiziksel sonuç belirler. Neden veorta-ya niyet önemli değildir. Çocuğun ahlâki değerleri henüz gö-relilik kazanmamıştır. Otoriteye kayıtsız şartsız uyma söz konusudur, kural koyucu ortamda olmadığı za-man kurallara uymama eğilimi gösterirler.

(23)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

1.

Evrensel ahlak ilkelerinin temelini insana sayı,

insan-ları din, dil, ırk, mezhep vb. ayırmadan eşit ve değer-li görme düşüncesi oluşturmaktır. Evrensel ahlak ev-resinde olan insanlar için insan hayatı yasaların, ka-nun ve düzenin üzerindedir.

(Cevap C)

5.

Kişi kendisinden kaynaklanan hoş olmayan

yaşan-tıların sorumluluğunu, kendi dışındaki nesnel ve yük-leyerek bu yaşantıların yaratacağı kaygıdan kurtula-bilir. Yansıtmanın diğer bir şeklinde hoşnutsuzluk ya-ratan veya dış dünyaya uygun olmayan “id” veya “süperego” isteklerinin başka kişilere mal edilmesi-dir.

(Cevap C)

2.

İşlem öncesi dönemdeki çocukların

benmerkezcili-ği oyunlarına da yansır. Çocuklar bir arada bulunur, birlikte oynarmış gibi görünür ancak her çocuk ken-dine odaklandığı için kendi oyununu oynar. Bu oyun türüne paralel oyun denir. Benmerkezciliğin etkisi konuşmalara da yansır. Herkes hep bir ağızdan ko-nuşur, kimse birbirini dinlemez, herkes kendi anlat-mak istediğini anlatır. Çocukların bu tür konuşmala-rına toplu monolog denir.

(Cevap C)

3.

Fikret’in kendine güvenmesinin ve sosyal olmasının

onun sosyal ilişkilerini etkilemesi ve bu durumun sos-yal ve kişilik gelişimine katkı sağlaması “gelişimin bir alanında ortaya çıkan başarının, diğer gelişim alanlarını da etkilediğini” göstermektedir. Gelişim

bir bütündür ve gelişim alanları birbiriyle etkileşim içindedir. Bir gelişim alanındaki olumlu ya da olum-suz bir özellik diğer gelişim alanlarını da aynı yönde etkilemektedir. Çünkü bir gelişim dönemi diğer ge-lişim dönemi üzerinde temellenmekte, bir dönemde görülen başarı ya da başarısızlıklar diğer dönemleri de etkilemektedir.

(Cevap B)

4.

Soru metninde gelişimle ilgili “bireysel farklılıklar”

üzerinde durulmuştur. Kişi, kalıtımla getirdiği biyolo-jik altyapısının çevresel faktörler ile etkileşimi sonu-cunda gelişim dönemlerinde yaşıtlarına göre farklı-lıklar gösterebilir. Her birey, kalıtımsal özellikleri ve çevresel koşulları nedeniyle kendine özgü bir şim çizgisi gösterir. Bu nedenle öğretmenlerin geli-şim ile ilgili bireysel farklılıkları dikkate almaları gere-kir.

(Cevap C)

6.

Özerkliğe karşı kuşku-utanç duygusu dönemi 1-3

yaş aralığını kapsar. Bu aşamada çocuk, artık kendi davranışlarının kendine ait olduğunun farkına varma-ya başlar. Yaptığı her eylem ve başlattığı her girişim-de anne baba müdahalesi ile karşılaşan bir çocuğun kendi yeteneği hakkında kuşkuya kapılması duru-munda, utanç duyguları geliştirmesi kaçınılmaz ola-caktır. Dönemin en karakteristik özelliği çocuğun tüm faaliyetleri kendi başına yapmak istemesidir.

(Cevap B)

7.

Güvensiz dirençli bebekler sıklıkla anneye yapışır.

Fakat daha sonra bu yakınlığa bakım veren ile mü-cadele ederek direnirler, muhtemelen ona vurular ya da iterler. Yabancı ortam deneyinde ise bebekler ge-nellikle bakım verene kaygılı bir biçimde yapışır ve çevresini keşfetmeye çalışmazlar. Bakım veren ayrıl-dığından şiddetli biçimde ağlar ve geri gelip bebeği sakinleştirmeye çalıştığında ise onu kendilerinden uzaklaştırırlar.

(Cevap C)

8.

Hipotetik düşünme soyut işlemler döneminde

görü-len bir özelliktir. Ergen bu yolla olasılıkları değergörü-len- değerlen-direbilir. Farklı nedenlerin hangi sonuçlar doğurabi-leceği çıkarımını yapar. Farklı alternatifleri kafasında değerlendirilebilir.

(Cevap E)

9.

Temel güven döneminde anne ile bebek arasında

bir bağ oluşur. Bu güvene dayalı bağ bebeğin çev-resine güvenmesini sağlar. Temel güven dönemin-den sonra bebek kendi başına hareket etmeye baş-ladıkça özerkleşip bağımsızlaşır.

(24)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L K w w w .k ozmik oda.c om. tr

10.

Soruda aynada bir ayna görüntüsü sorulmaktadır. Bu durum ise göreceli düşünceyi gerektirmektedir. Göreceli düşünce soyut işlemler döneminde kişiye, zamana ve yere göre düşünme olarak ifade edilebi-lir. Göreceli düşünceye sahip kişiler, diğer bireylerin düşüncelerine göre kendi orijinal düşüncelerini ge-liştirir. Örneğin; birey kendi ahlaki değerlerini geliş-tirir. Kendi doğruları ile başkalarının (anne-baba ya da öğretmenlerinin) doğruları arasındaki farkı anlar ya da birey bir fotoğrafa bakarken kendine göre sol taraf ile fotoğrafa göre sol taraf arasındaki farkı an-lar.

(Cevap D)

11.

Empati, bir başkasının psikolojik durumunu gerçek-te onu hissettiğini hissetmeden algılama yegerçek-teneği- yeteneği-dir. Empati önündeki en büyük engel olarak benmer-kezci düşünme görülmektedir. Benmerbenmer-kezcilik işlem öncesi dönemin sonlarına doğru ortadan kalkmak-tadır. Soruda verilen örnek durumdaki çocuk geli-şimsel özellik açısından benmerkezciliğin gözlene-bileceği bir yaştadır. Ancak davranışı, yani başkası ile birlikte ağlama, yani Haffman’ın empatik acı ola-rak adlandırıldığı tepki, alt düzey de olsa empatik özellik olarak nitelenebilir. Bu durum da empatinin salt benmerkezci düşünmeye bağlı olmadığını, ilk çocukluk döneminde de gözlenebileceğini ortaya koymaktadır.

(Cevap B)

12.

Erikson’a göre ego, id ve süperego arasındaki

düzen-leyici rolünden daha öte özelliklere sahiptir. Egonun yapıcı işlevlerinden biri de kimlik duygusunu korumak-tır. Bu içsel durumun dört farklı yönü vardır. (1) Birey-sellik: Bilinçli bir bütünlük ve farklı bir yapı olarak va-rolma duygusu. (2) Bütünlük ve sentez, (3) Aynılık ve süreklilik, (4) Sosyal dayanışma.

Referanslar

Benzer Belgeler

Beş yaş çocuklarının annelerinin ve babalarının sıcaklık-sevgi, düşmanlık- saldırganlık, kayıtsızlık- ihmal, ayrışmamış red, anne toplam kabul red,

Diyen meşhur şair (Nesimi) den (İbrahim Cehdî) ye, tarihçi (Sait Paşa) dan (Süleyman Nazif) ve kardeşi (Faik Ali) ye kadar yedi cedden şair bir ailenin devamı

Tüm bu becerileri kazandırmak ve çocuğun psikolojik sağlamlığını destekleyebilmek için yaşanılan zorluklar karşısında motive edici olmak, farklı bakış açıları

Çalışmaya katılan anneler yaşlarına göre sistemler sınıflandırıldığında 28 yaşından küçük annelerde %36.8 oranıyla kas iskelet sistemine ait anomaliler,

Çalışmadan elde edilen bulgular eğitim gruplarına göre incelendiğinde, katılımcıların hem semantik akıcılık ölçümünde kullanılan kategoriler hem de eylem

(Hasan'ın Yaşı Mert'in Yaşı) kadar yıl sonra demektir.. 11) Gülşah'ın yaşına 2x dersek;. Lale'nin

Mert, Hasan'ın yaşına gelince Hasan'ın yaşı, Mert'in yaşının

Mert, Hasan'ın yaşına gelince Hasan'ın yaşı, Mert'in yaşının