• Sonuç bulunamadı

YANIYOR! 2018 in başından itibaren saldırılan cami sayısı 20 yi geçti.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YANIYOR! 2018 in başından itibaren saldırılan cami sayısı 20 yi geçti."

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org 16 Mart 2018 | 16 Şaban 1438 — Sayı 124

s. 6

s. 10

s. 24

GENEL MERKEZ

“Teşkilatta, eylem ve söylem birliği şarttır.”

KÜLTÜR VE SANAT

Eyüp Sultan türbeyi ziyaret ederse!

AİLE

Ruh yaralanması - travma

HASENE

NİJER’DE 11 TON GIDA YARDIMI YAPILDI

s. 20

IGMG Eğitim Başkanlığı, İslami İlimler Kursu’ndaki fıkıh derslerinin iyileştiril- mesi amacıyla düzenlediği “İslami İlimler Fıkıh Çalıştayı”nı Köln’de gerçekleştirdi.

Çalıştay’da konuşan Genel Başkan Kemal Ergün, çalıştaya katılan fıkıh dersi öğret- menlerini tebrik ve takdir ettikten sonra teşkilat içerisinde geçerli olan fetvanın, IGMG Din İstişare Kurulu kararları ile Fetva Komisyonunun fetvaları olduğunu söyledi. “Ferî meselelerde âlimlerin itti- fakı azdır. İyi ki ittifak etmemişler. Farklı kanaatler, farklı yorumlar ortaya koysun- lar ki sıkışan biri diğerinin görüşünden istifa etsin; fikirler yarışsın daha güzeli ortaya çıksın diye.” konuşmasını sürdüren Ergün, özellikle yaşamış olduğumuz top- lumlarda Müslümanların birlikte hareket edebilmeleri için fetvada birlik olmasının zaruret hâline geldiğini söyledi. Ergün

“Basit konularda bile bir kursta dahi fark- lı, Köln’deki, Düsseldorf’taki hoca efendi, hoca hanım farklı fetva verirse burada fit- ne olur. Onun için fetvada eylem birliğine geçmek gerekmektedir.” dedi ve teşkilat içindeki birliğin, intizamı korunması için Genel Merkezin fetvalarının tercih edile- ceğini bildirdi. Ergün, söylemi ve eylemi

Tanıtma ve İletişim Kursu (Alm. “Kurs für Öffentlichkeitsarbeit”, KFÖ) 24 Şubat’ta onuncu ve son buluşmasını Genel Mer- kez’de ve Brüksel’de gerçekleştirdi. Kursta Gençlik Teşkilatı eski Başkanı İsmail Kara- döl üç oturumda “İletişim ve sunumlarda ince beceriler” başlıklı seminerini sunarken FAIR International Derneği’nden Yusuf Sarı

#brandeilig çalışmasını tanıttı.

Kurs Koordinatörü Ali Mete programı değerlendirerek şunları söyledi: “Bir yıl bo- yunca bu eğitime düzenli olarak katılanları tebrik ediyorum. Zira bunu herkes başara- mazdı. Sadece bu işe inanmış, Allah rızası

“İhtilaflı konular birlik

sağlanırsa çözülür.” “Öğrenileni başkalarına aktarma vakti geldi.”

Eğitim Başkanlığı, teşkilat bünyesinde hizmet veren 88 İslami İlimler Kursu’nda verilen fıkıh derslerinin nasıl verilebileceğine dair konuları ele almak üzere “İslami İlimler Fıkıh Çalıştayı” düzenledi.

IGMG Genel Sekreterliği öncülüğünde bir yıl boyunca düzenlenen Tanıtma ve İletişim Kursu katılımcıları onuncu ve son oturumu ger- çekleştirerek kursu başarıyla tamamladı.

EĞİTİM BAŞKANLIĞI TİK/KFÖ

bir olan IGMG’nin, Roma’dan Oslo’ya ol- duğu her yerde olaylara bakışı aynı olan bu teşkilatın fetvada da birlikteliği sağlaması gerektiğini söyledi.

Ergün, fetvada birliğin önemine, hac ve umrede yaşanılan ve fitneye sebep olabi- len farklı durumlara çeşitli örneklerle vur- gu yaptıktan sonra, “Siz müftü de olsanız, teşkilatın yetkili kurumunun görüşünü tercih edeceksiniz. Özel hayatınız başka- dır. Biz, fetvada farklılığı kabul ediyoruz.

Zaten farklılık özde değil, ayrıntıdadır.

Şimdi, İslami İlimler Kurslarında da aynı usule başlayacağız.” dedi.

Genel Başkan Ergün, farklı fetvaların aynı yerde dolaşması ile birlikte, insan- ların daha başka arayışlara gireceğini, ya sulandırılmış bir İslam anlayışının ya da selefist bir yaklaşımının yaygınlık kazana- cağını, bunun ise hem İslam hem de teş- kilat olarak IGMG camiasına büyük zararı olacağını söyledi. Burada, “Ben hocamdan böyle öğrendim. Benim de fıkhi ehliyetim var.” Gibi ifadelerin mazeret olamayacağı- na dikkat çeken Ergün, zaten ihtilaflı olan bir konunun, ihtilafları ile değil bir birlik sağlanması hâlinde çözülebileceğini söyle- di. s.7

için İslam ve Müslümanların daha iyi tanın- malarını hedefleyen gençler bunu yapabi- lirdi ve yaptı da. Kursa katılanlar artık elde ettikleri teorik ve pratik bilgileri uygulaya- bilecekler, bunun zamanı geldi. Bunun için bölge veya şubelerde tanıtma ve kurumsal iletişim alanlarında daha aktif olmaları ge- rekiyor. Ayrıca kurs boyunca öğrendikleri her şeyi başkalarına aktarmaları ve birlikte yol kat etmeleri son derece önemli.”

IGMG Genel Sekreteri Bekir Altaş da son programa katılarak katılımcılara yönelik bir konuşma gerçekleştirdi ve kursiyerleri per- formanslarında ötürü tebrik etti. s. 8

• Regaip Gecesi s.11

• Fıkıh Köşesi: Gelin-damat, kayınvalide-kayınbaba ilişkisi s.12

• Hadis Günlüğü: Kur’an’a abdestli olarak dokunmak s.13

Hayatın içinden

CAMİLERİMİZ YANIYOR!

GT

Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat Buluşmaları başladı

Gençlik Teşkilatı (GT) Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat Buluşmaları projesini Bremen ve Köln’de başlattı.

DANİMARKA

“Önceliğimiz ahlaklı kullar yetiştirmek.”

Danimarka Bölgesi Önden Gidenler için Brøndby Şubesi’nde bir program düzenledi.

GT BBT

“Mürekkep Vakfı olan bir medeniyete sahibiz.”

Gençlik Teşkilatı (GT) 2. Bölge Başkanları Toplantısı’nı Genel Merkezde icra etti.

s.25

s.14

HESSEN

s.26

Yarışmaların en güzeli Hessen’de yapıldı

Hessen Bölgesi’nde Kur’ân-ı Kerîm Yarışma- sı’nın bölge finali yapıldı.

s.19

2018’in başından itibaren

saldırılan cami sayısı 20’yi geçti.

s. 4

(2)

ÜNİVERSİTELİLERE VE 25 YAŞ ALTI GENÇLERE ÖZEL

FİYATLAR

KUDÜS ZİYARETLİ UMRE

PAKETLERİ

KANDİLLERDE 8 GÜNLÜK ÖZEL PROGRAMLAR BELİRLİ TARİHLERDE

EMEKLİLERE ÖZEL KAFİLE VE FİYATLAR EĞİTMENLER

EŞLİĞİNDE ÇOCUK KULÜBÜ HİZMETLERİ

Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) T +90 312 3113130 (Ankara) T +90 224 2254225 (Bursa) info@hennestour.com

Efendimizi ziyarete gidiyoruz!

İSLAM TOPLUMU MİLLÎ GÖRÜŞ

HİZMETTE ÖNCÜ KURULUŞ

ŞUBAT/MART/NİSAN UMRESİ EMEKLİLER UMRESİ MAYIS/HAZİRAN/RAMAZAN UMRESİ

SONBAHAR UMRESİ ARALIK (YILBAŞI) UMRESİ

Umre , ´ 18

İSLAM TOPLUMU MİLLÎ GÖRÜŞ Hizmette öncü kuruluş

Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH T +49 221 942240-470

F +49 221 942240-480 Colonia-Allee 3

D-51067 Köln www.igmgreisen.com

igmgreisen

TÜRKİYE’DEN YAKINLARINIZ İLE AYNI KAFİLEDE UMRE İMKÂNI

ÜNİVERSİTELİLERE VE 25 YAŞ ALTI GENÇLERE ÖZEL

FİYATLAR

KUDÜS ZİYARETLİ UMRE

PAKETLERİ

KANDİLLERDE 8 GÜNLÜK ÖZEL PROGRAMLAR BELİRLİ TARİHLERDE

EMEKLİLERE ÖZEL KAFİLE VE FİYATLAR EĞİTMENLER

EŞLİĞİNDE ÇOCUK KULÜBÜ HİZMETLERİ

Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) T +90 312 3113130 (Ankara) T +90 224 2254225 (Bursa) info@hennestour.com

Efendimizi ziyarete gidiyoruz!

İSLAM TOPLUMU MİLLÎ GÖRÜŞ

HİZMETTE ÖNCÜ KURULUŞ

ŞUBAT/MART/NİSAN UMRESİ EMEKLİLER UMRESİ MAYIS/HAZİRAN/RAMAZAN UMRESİ

SONBAHAR UMRESİ ARALIK (YILBAŞI) UMRESİ

Umre , ´ 18

İSLAM TOPLUMU MİLLÎ GÖRÜŞ Hizmette öncü kuruluş

Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH T +49 221 942240-470

F +49 221 942240-480 Colonia-Allee 3

D-51067 Köln www.igmgreisen.com

igmgreisen

TÜRKİYE’DEN YAKINLARINIZ İLE AYNI KAFİLEDE UMRE İMKÂNI

(3)

İçindekiler

camia | 16 Mart 2018

Değerli

Kardeşlerim

Impressum | Künye

Anzeigen | İlanlar

ilanlar.camia@igmg.org • T +49 221 942240-315 Werbung | Reklam

reklam.camia@igmg.org • T +49 221 942240-315 Distribution | Dağıtım

dagitim.camia@igmg.org • T +49 221 942240-244 Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı 99names communication GmbH

Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 942240-244 Auflage | Tiraj

30.000

Erscheint alle zwei Wochen Freitags. | İki haftada bir cuma günleri yayınlanır.

Im Auftrag der IGMG durch PLURAL Publications GmbH erstellt.

IGMG adına, PLURAL Publications GmbH tarafından hazırlanmıştır.

Herausgeber | Yayıncı

IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V.

İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Generalsekretariat

Genel Sekreterlik Bekir Altaş (V. i. S. d. P.) Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln

T +49 221 942240-244 • F 49 221 942240-201 • www.igmg.org • camia@igmg.org Postanschrift | Adres

camia • Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 942240-244 Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni

İlknur Küçük

Redaktion | Redaksiyon

İlknur Küçük, Rahime Söylemez, Aişe Akova, İlhan Bilgü, Mehmet Kandemir redaksiyon.camia@igmg.org • T +49 221942 240-243

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde: “Kim zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim insanlara meşakket çıkarırsa, Allah da ona güçlük çıkarır.” buyurmuşlar- dır. Buna göre bir Müslüman’ın başka biri- sine zarar vermesi ve başka birine meşakket çıkarması caiz değildir. O hâlde bizler, zarar veremeyeceğimiz gibi, zarar verenlere usûlün- ce engel olacağız, meşakket çıkarmayacağız, kolaylık sağlayacağız. Değerli kardeşlerim, üzülerek belirtmek zorundayız ki, son hafta- larda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da camilerimize karşı menfur saldırılarda artış- lar söz konusudur. Bu saldırılara karşı emni- yet güçlerinin daha aktif önlemler almasını istiyoruz. Camilerimize saldırarak, bizleri biz fitnenin, toplumsal kargaşanın içine çekmek istiyorlar. Ama bizler, her zaman olduğu gibi sükûnetimizi, ağır başlılığımızı muhafaza edeceğiz, gerekli tedbirlerin alınması için gü- venlik güçlerine yardımcı olacağız. Özellikle siyaset ve medya aktörlerini, Müslümanları hedef gösteren tavırlarını terk ederek, Müslü- manların da bu toplumun bir parçası olduğu- nu kabullenmeye davet ediyoruz. Saldırıların kim tarafından ve niçin yapıldığından ziyade, yapılmış olmasının büyük tehlike arz ettiğini bilmelerini istiyoruz.

Teşkilat olarak hep bereketli hizmetlere imza atıyoruz. Gençlik Teşkilatımızın Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat Buluşmaları bu hizmetle- rimizden bir tanesi. Bugün dinî anlamda ora- dan oraya savrulan ne yapacağını bilemeyen gençlerin bu çalışmaları ile Peygamber Efen- dimizden beri O’nun yolunda ilerleyen bir anlayışa bağlı kalarak, Efendimizin sünnetini hem kalplerine hem de ruhlarına nakşetmek, itikad, ahlak, ibadet ve mücadele gibi konular hakkında sahih kaynaklardan doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamak istiyoruz. Yaptığımız ilk programlar bu buluşmaların ne kadar ve- rimli ve bereketli olduğunu göstermektedir.

Eğitim Başkanlığımızın düzenlediği İsla- mi İlimler Fıkıh Çalıştayı’na da dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Biz, bir teşkilat isek, fıkıh alanında da anlayışımız ve fetvalarımız aynı olmalıdır. Ayrıntılarda olan farklılıkları kabul etmekle birlikte, fetvada birliği sağlamak du- rumundayız. Bu sıralarda cemiyet ve bölgele- rimizin önemli gündemlerinden biri de Kur’an Tilaveti ve Hitabet Yarışmaları. Bu yarışmalara katılan gençlerimizi tebrik ederken, katılımın çoğalmasını temenni ediyoruz. Önümüzdeki hafta Üç Aylar diye bildiğimiz manevi hayatı- mızın daha da yoğunlaşacağı aylara gireceğiz.

Bu vesile ile hepinizin Regâib Kandili’ni teb- rik ederken, Rabbimizden bu hayırlı günlerin feyzinden ve bereketinden istifade edebilmeyi bizlere nasip etmesini niyaz ediyorum.

Selam ve dua ile / Kemal Ergün

Gündemden

“Yardım dağıtanlar kadar alanlar da sorumludur.” s. 4

“Müslüman kadınlar toplumdan dışlanıyor.” s. 4

“Başörtüsü Yasağı Din Özgürlüğünü Engelliyor.” s. 4

Cami saldırıları: Neo-Nazi ve PKK /YPG terörü s. 5

Fotoğraflarla Faaliyetler

s. 24

Bölgelerimizden

“Hayatımıza iz ve miras bıraktılar.” s. 14

“Önceliğimiz ahlaklı kullar yetiştirmek.” s. 14

“Efendimiz bir vefa örneği idi.” s. 14

“Önden Gidenler imanın imkân olduğunu ispat ettiler.” s. 15

“Bu hayat bir imtihandır.” s. 15

“Sen unutmazsan, unutulmazsın.” s. 15

Genel Merkezimizden

“Teşkilatta, eylem ve söylem birliği şarttır.” s. 6

“Teşkilatta, eylem ve söylem birliği şarttır.” s. 7

Tanıtma ve İletişim Kursu tamamlandı s. 8

“Kim olduğumu benden öğren.” s. 8

Kültür ve Sanat

Eyüp Sultan türbeyi ziyaret ederse! s. 24

Aile

Ruh Yaralanması - Travma s. 10

Hasene

Arnavutluk’ta 9 ton gıda yardımı yaptık s. 20

Doğu Fransa’da evsizlere sıcak yemek ikramı s. 20

Nijer’de 11 ton gıda yardımı yapıldı s. 20

Gençlik

Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat Buluşmaları başladı s. 25

“Mürekkep Vakfı olan bir medeniyete sahibiz.” s. 26

Derya-ı İlim Sohbetleri başladı s. 26

“Zorluk olmadan kolaylık olmaz.” s. 27

Gençlere Aile Okulu s. 27

Emanet ehli emin genç s. 27

Gençler Çanakkale şehitlerini unutmadı s. 27

KGT’den Sosyal Sorumluluk Haftası s. 28

Hayatın İçinden

Regaip Gecesi s. 11

Fıkıh Köşesi: Gelin-damat, kayınvalide-kayınbaba ilişkisi s. 12

Hadis Günlüğü: Kur’an’a abdestli olarak dokunmak s. 13

“Onlar görevlerini en iyi şekilde yaptılar.” s. 16

“Önden Gidenler zaman ve ömürlerini vakfettiler.” s.16

Türk yetkililerden ziyaret s. 17

Deniz ile yola devam s. 17

“Geçmişi affetmeliyiz ki önümüzü görebilelim.” s. 17

“Kendimizi toplumdan dışlayamayız.” s. 18

Gençler hutbede yarıştı s. 18

Genç imamlar hutbelerde s. 18

Şube birincileri seçildi s. 18

Yarışmaların en güzeli s. 18

(4)

camia | 16 Mart 2018 Gündemden

4 |

“Başörtüsü yasağı din özgürlüğünü engelliyor.”

Belçika’da bir mahkeme, Flaman okullarında uygulanan başörtüsü yasağının dinî özgürlükleri engellediğine hükmetti.

BELÇİKA

Belçika’nın Maasmechelen bölgesindeki Flaman okullarında uygulanan başörtüsü ya- sağına karşı 11 velinin açtığı davada mahkeme velileri haklı buldu ve yasağın din özgürlüğü- ne aykırı olduğuna hükmetti. Davaya bakan Tongeren Birinci Asliye Mahkemesi, okullar- da uygulanan başörtüsü yasağının dinî özgür- lükleri engellediği kararını verdi. Tongeren Birinci Asliye Mahkemesi, kararını verirken Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hü- kümlerini göz önünde bulundurarak, Avrupa ülkelerinin vatandaşlarına dinlerini yaşama- larına hak tanımaları gerektiğine hükmetti.

Mahkeme yaptığı açıklamada Müslüman öğ- rencilere getirilen yasağın dinî özgürlüklere aykırı olduğunu bildirdi.

Ancak bu mahkeme kararı bölgedeki Fla- man okullarında uygulanan genel başörtüsü yasağını kapsamıyor. Yasağa karşı dava açan 11 öğrenci karardan 30 gün sonra bulunduk- ları okullara başörtüsü ile gidebilecekler.

Mahkemenin kararından sonra bölgedeki Müslümanlar, mahkemelere bireysel baş- vurularda bulunarak, dini yaşama özgür- lüğüne aykırı olan bu yasağa karşı hukukî mücadele verecekler. Belçika’daki Flaman Toplumu Eğitim Konseyi (GO) 2014 yılında aldığı bir kararla ülkenin Flaman kesiminde ve kendi bünyesindeki tüm resmî okullarda başörtüsünü yasaklamıştı. Karar Müslüman toplumun yoğun protestolarına muhatap olmuştu.

Hollanda’da 14 yaşındaki başörtülü kıza saldırı

Öte yandan Avrupa’da başörtülü Müslü- man kadınlara yapılan saldırılar, Hollanda’da 14 yaşındaki bir kız çocuğuna yapılan saldırı ile devam ediyor. Hollanda polisinden konuy- la ilgili yapılan açıklamada, geçen hafta Flevo- land eyaletindeki Emmeloord kasabasında, 14 yaşındaki başörtülü bir kızın, okul çıkışı evine bisikletle giderken iki kişi tarafından yolunun kesildiği, başörtüsünü çıkarmasını istediği ve kızın bu isteğe karşı çıkması sonucu saldırgan- ların kızı tekmelediği bildirildi. Kız daha sonra hastaneye kaldırıldı. Genç kızın darbeler so- nucu vücudunda morluklar oluştuğu ve hafif beyin sarsıntısı geçirdiği açıklandı.

Cami saldırıları: Neo-Nazi ve PKK /YPG terörü

ALMANYA/İTALYA

8 Mart’ta Lauffen am Neckar kentin- de İslam Toplumu Millî Görüş’e (IGMG) bağlı Akşemsettin Camii’ne saldırıldı.

Gece saat 2 sularında kimliği belirsiz 4 kişinin attığı taşlarla caminin camları kı- rıldı ve binanın içerisine molotofkokteyli atıldı. Binada yaşayan insanlar gürültü sebebiyle olaydan haberdar oldu, akabin- de yangını söndürerek polise haber verdi.

Binanın saldırıya uğrayan kısmında misa- firhane ve çocuklara yönelik ev ödevleri- ne yardım kursu sınıfları bulunuyor.

Saldırının ertesi günü, 9 Mart’ta “Roja Civan” isimli bir internet sitesinde bir video yayınlanarak saldırının “Kürt genç- ler tarafından ‘faşist’ Türk devletinin Afrin’deki saldırılarına intikam” olarak düzenlendiği ifade edildi. Saldırının üst- lenildiği Almanca internet sitesinde terör örgütü PKK ve elebaşısı Abdullah Öca- lan’la ilgili içerikler yayınlanıyor. Terör propagandasının yapıldığı sitede “Kürt gençlerinin direnişlerini ve aksiyonlarını Afrin’e yönelik saldırıların sürdüğü her gün daha da arttıracakları” ifade ediliyor.

Berlin

Başka bir saldırı ise Berlin Diyanet İşleri Türk İslam Birliğine (DİTİB) bağlı Koca Sinan Camii’ne düzenlendi. Cami- nin İmam Hatibi Bayram Türk saldırının gece 02.00 sularında gerçekleştiğini, iki kişinin camiye yanıcı madde atanları gör- düğünü ve saldırganların yüzlerinin mas- keli üç kişi olduklarını belirttiğini ifade etti. Berlin polisinden yapılan açıklama-

da, caminin çay ocağının giriş kapısında- ki camın kırılmasından ötürü camiye sal- dırı düzenlendiğinin varsayıldığı belirtti.

Saldırı sonrası Berlin Eyaleti İçişleri Bakanı Andreas Geisel kundaklanan Koca Sinan Camii’ni ziyaret etti. Cami derneği yönetimine ve burada bulunan T.C. Ber- lin Başkonsolosu Mustafa Çelik’e geçmiş olsun dileğinde bulunan Geisel, yetki- lilerden camide meydana gelen hasara ilişkin bilgi aldı. Barış içinde yaşama ve itidalli olma çağrısında bulunan Andreas Geisel, “Berlin polisi ibadethaneleri koru- mak ve failleri bulmak için her şeyi yapa- cak.” şeklinde konuştu.

Başkonsolos Çelik de faillerin bulunup yargı önüne çıkarılacağı konusunda Alman yetkililere güvendiklerini dile getirerek, Türk vatandaşlarına da provokasyonlara gelmemeleri yönünde çağrıda bulundu ve terör örgütü PKK yandaşlarının internet üzerinden bu haftadan itibaren Almanya genelinde saldırılar yapacağını duyurdu- ğuna dikkat çekti.

Başka bir saldırı ise 12 Mart’ta Ahlen kentinde bulunan Ülkü Ocağına yapıldı.

Yine gece 02.00 sularında kimliği belirsiz kişiler Ülkü Ocağını kundaklamaya çalıştı.

Bremen

Bremen kentinde ise IGMG’ye bağlı Fatih Camii 6 ay içerisinde ikinci kez İs- lamofobik saldırıya uğradı. 3 Mart gecesi kimliği bilinmeyen kişi ya da kişiler tara- fından caminin duvarlarına ve kapısına, küfürlü ve İslam karşıtı ifadeler yazıldı.

Saldırganlar benzer ifadeleri, caminin arka tarafında inşaat hâlindeki eğitim merkezinin duvarlarına da yazdı. Fatih Camii Derneği Başkanı Zekai Gümüş Bremen’in ilk ve tek minareli cami olarak faaliyet gösteren caminin yine ırkçı sal- dırıların hedefi olduğuna dikkat çekerek 6 ay önce de camiye saldırı düzenlendi- ğini hatırlattı ve bugüne kadar saldırının soruşturmasından bir netice çıkmadığını söyledi.

Protesto

Konuya binaen Bremen Bölgesi’nde IGMG idarecileri, sivil toplum kuruluşla- rı, kilise temsilcileri ve belediye yetkilileri cami saldırısını bir basın açıklaması yapa- rak kınadı ve sessiz protestoda bulundu.

Protesto Bremen Fatih Camii’nin önünde yaklaşık 200 kişinin katılımıyla gerçek- leştirildi. Burada Schura Bremen, Gröpe- lingen semt komisyon üyeleri, kilise tem- silcileri birer konuşma yaparak birlik ve beraberlik çağrısında bulundu. Sosyal De- mokrat Parti (SPD), Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ve Yeşiller Parti (Die Grüne) eyleme destek verdi.

Oldenburg kentinde de Meryem Ca- mii’nin duvarlarına gamalı haç çizilirken Mühlhausen’da bir cami kundaklanarak kullanılamaz hâle geldi. Mühlhausen ka- sabasında bulunan cami cemaat içeride iken yakıldı. Olay sonrasında bina tama- men yandı ve çökme tehlikesi bulunduğu için yıkıldı. Yangın neticesinde binada bu- lunan 7 kişi dumandan zehirlendi. Olayı

araştıran polis bilgilendirmesinde saldır- ganın siyasi amacı bulunduğuna dair kanıt bulunamadığını bildirdi. Ancak polisin bu açıklaması, açıklayıcı olmaktan çok şüp- helendirici ifade olarak yorumlanıyor.

Bu arada PKK militanlarının Weil am Rhein kasabasında geçen yıl kundakladığı camii saldırının faili olarak beş kişi tutuk- landı. İlgili davanın görülmesine başlandı.

Karlsruhe’deki Eyalet Mahkemesinde gö- rülen davanın 25 Nisan’daki duruşmasında karar verilmesi bekleniyor.

İtalya

İtalya’nın kuzeydoğusundaki Padova kentinde kimliği belirsiz kişi veya kişiler bir camiye kundaklama girişiminde bu- lundu. Saldırganlar gece geç vakitte cami- nin giriş kapısını ateşe verdi. Gece 02.00 sularında devriye gezen jandarma kuvvet- lerinin, caminin giriş kapısını saran ateşi fark etmesi üzerine yangın çok büyüme- den hızlı bir müdahaleyle söndürüldü. Po- lis yetkilileri olay yerinde ateş hızlandırıcı madde izlerine rastlandığını ve olayın ni- teliğinin kundaklama olduğunu söyledi.

Olayla ilgili 56 yaşında bir kişinin gözaltı- na alındığı kaydedildi.

Geçtiğimiz yıl Almanya’da yayınlanan resmî rakamlara göre Müslümanlara ve İslami müesseselere yönelik yaklaşık 1000 saldırı kayıt altına alındı. Son iki hafta içerisinde ise camilere yönelik 7 saldırı gerçekleştirildi. Almanya ve Avrupa gene- linde saldırıların daha da çoğalmasından endişe ediliyor.

Almanya’nın birçok kentinde camiler saldırıya uğruyor ve yakılıyor. IGMG Bremen Fatih Camii ve Lauffen am Neckar Akşemsettin Camii’ne saldırıldı.

Akşemsettin Camii’ne yapılan saldırıyı PKK terör örgütü üstlendi.

Lauffen Camii Bremen Fatih Camii

(5)

camia | 16 Mart 2018 Gündemden | 5

3 MART

İsveç’in başkenti Stockholm’daki Karo- linska Enstitüsü’nün açıkladığı rapora göre ülkede 2017 yılında 12 refakatsiz mülteci çocuk intihar etti. Raporda intihar eden mülteci çocukların büyük çoğunluğunun Afgan uyruklu olduğu ve iltica taleplerinin reddedilmesinin intiharı tetiklediği belirti- liyor. Raporu hazırlayan araştırmacılardan Ruh Sağlığı ve Sosyal Hizmetler Uzmanı Ellenor Mittendorfer Rutz intihar eden ço- cukların geçmişlerinde büyük travmalar geçirdiklerini ve göç ederken işkenceye ve şiddete maruz kaldıklarını söyledi. Ço- cuk ve Genç Psikiyatri Merkezinden (PUP) yapılan açıklamada intihar eden mülteci çocuk sayısının gerçeği tam olarak yansıt- madığını ve durumun daha vahim olduğu kaydedildi. Mülteciler Ofisi’nin verilerine göre 2015 yılında İsveç’e 35 bin 360 refa- katsız çocuk mülteci ülkeye giriş yaptı. Bu sayı 2016 yılında 2 bin 199, 2017 yılında bin 334’e geriledi.

Sri Lanka’nın Kandy Bölgesi’nde Müslü- manları hedef alan şiddet olaylarının ardın- dan sokağa çıkma yasağı getirildi. Emniyet sözcüsü Ruwan Gunasekara, Sinh bir erke- ğin bir grup Müslüman tarafından saldırı- ya uğradıktan sonra kaldırıldığı hastanede öldüğü iddiası üzerine Kandy Bölgesi’nde bazı çetelerin Müslümanlara ait ev ve iş yer- lerini ateşe verdiğini belirtirken İnsan Hak- ları ve Araştırma Merkezi Yöneticisi Keerthi Tennakoon şiddet olaylarında Müslüman- lara ait 11 dükkân ve evin ateşe verildiğini açıkladı. Sri Lanka hükûmetinden yapılan açıklamada, polisin olayların yayılmasının önlenmesi için teyakkuza geçirildiği, vatan- daşlardan sükûnet ve sorumlulukla hareket etmelerinin istendiği açıklandı. Sri Lanka’da nüfusun yaklaşık yüzde 75’ini çoğu Budist olan Sinhalalar oluştururken, Müslümanla- rın oranı ise sadece yüzde 9. İslam İşbirli- ği Teşkilatı (İİT) da Sri Lanka’da camilere, Müslümanlara ait ev ve dükkânlara saldırı- lar düzenlediği yönündeki haberlerin üzün- tüyle takip edildiği ve Müslümanları hedef alan bu tür şiddet olaylarından derin endişe duyulduğunu söyledi.

6 MART

Fransa’nın kuzeyinde bulunan Calais kenti yakınlarında 2002’den beri mül- tecilerin barındığı kampta devletin baş- lattığı yemek dağıtımına ilk gün sadece iki kişinin geldiği açıklandı. Devletin özel hazırlanmış iki yemek dağıtım aracı ile 350 kişilik peynir, ekmek ve sıcak içe- cekten oluşan kahvaltıyı dağıtmaya baş- ladığı ancak sadece iki mültecinin yemek almaya geldiği belirtildi. İlk defa hayata geçirilen bu uygulama sırasında valilik görevlileri, güvenlik güçleri, gazeteciler ve sosyal yardım çalışanlarının dağıtım alanında beklediği, mültecilerin gözaltı- na alınma veya kimlik bilgilerinin kayda geçirilmesi kaygısıyla alana gelmedi- ği gözlemlendi. Bölgede şimdiye kadar mültecilerin yemek ihtiyacını sadece yardım dernekleri sağlıyordu. Hatta Ca- lais Bölgesi Valiliği geçen yıl mültecilere su verilmesini yasaklamış, gelen tepkiler üzerine bu yasak kaldırılmıştı.

Bulgaristan hükûmetinin, ülkenin kuzey- doğusundaki Razgrad şehrinde bulunan tarihî Makbul İbrahim Paşa Camii’nin restore edilmesi kararı aldığı bildiril- di. Osmanlı döneminde 16. yüzyılda inşa edilen Makbul İbrahim Paşa Camii 1973 yılından sonra ibadete kapatılarak, statüsü Ulusal Kültürel Anıt olarak be- lirlenmişti. Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğünden konuya ilişkin yapı- lan açıklamada, kubbesi çökmek üzere olan eski caminin restorasyonuyla ilgili alınan kararın sevindirici olduğu ifade edildi. Başmüftülük Genel Sekreteri Ce- lal Faik de Razgrad Camii’nin müze veya kültürel anıt olarak tanımlandığı için burada ibadet yapılamadığını söyledi.

Faik,”Hükûmetin kararı bizlere mutluluk verir ancak Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü Bulgaristan toprakların- daki tüm dinî ibadet yerlerinin kuruluş amacına uygun olarak ibadet yeri olarak varlığını sürdürmeleri gerektiğini iste- mektedir.” dedi.

7 MART

“Yardım dağıtanlar kadar alanlar da sorumludur.”

Essen kentinde bir derneğin yardım dağıtımında bundan sonra sadece Almanları dikkate alacağı yolundaki açıklaması tepki topladı.

GÜNDEM

Almanya’nın Essen kentinde ihtiyaç sahip- lerine gıda yardımında bulunan bir derneğin gelen yoğun talep üzerine sadece Alman va- tandaşlarına dağıtım yapıp yabancılara dağı- tım yapılmayacağını açıklaması üzerine sü- ren tartışmalara İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) tarafları itidale çağıran bir açıklama ile katıldı. Genel Sekreter Bekir Altaş “Gıda yardımının adil bir şekilde gerçekleştirilebil- mesi yalnızca yardım derneklerinin değil, aynı zamanda yardım alanların da sorumluluğun- dadır. Essen’deki gıda yardım derneğine yapı- lan eleştiriler temelde haklı olmakla birlikte, abartılıdır.” dedi.

“Essener Tafel” isimli gıda yardım derneği-

nin Essen şehirde yaşayan ihtiyaç sahibi herke- se eşit bir şekilde gıda yardımı yapma isteğinde olmasını, prensip olarak takdir ettiklerine dik- kat çeken Altaş, bu derneğin sonuç olarak bu ülkeye sonradan gelen insanlarla yerli ihtiyaç sahibi insanlar arasında ayırım yapmasını onay- lamadıklarını, ancak, yardım olarak dağıtılacak gıdaların adaletli bir şekilde paylaştırılması yal- nızca gıda yardım derneğinin sorumluluğunda olmadığına dikkat çekerek, derneğin hizmetle- rinin göz ardı edilmemesini de istedi.

“Yardımda bir öncelik sırası yoktur. Vatan- daşlık durumuna göre insanları ayrıma tabi tutmak da kabul edilemez. Bu noktada belir- leyici olan husus köken ülke, etnik veya dinî

aidiyet vb. değil; ihtiyaç içerisinde olma hâli- dir.” diyen Altaş, herkesin kendi payına düşe- ni alabilmesi, kimsenin hakkından fazlasını almaması gerektiği hususuna dikkat edilmesi ve kul hakkı söz konusu olduğunda çok hassas olunması gerektiğine işaret ederek, Peygam- ber Efendimizin (s.a.v.) “Yanında fazla yiyeceği olan yiyeceği olmayana versin.” hadisini hatır- lattı. IGMG Genel Sekreteri Altaş açıklamasın- da şunları söyledi: “Essener Tafel gıda yardım derneğine yapılan eleştirilerin, temelde haklı bulmakla birlikte üslup ve sertlik bakımından aşırı olduğunu düşünüyoruz. En başta, orada insanların kamu yararı için gönüllü olarak çalıştıkları ve önemli bir hizmet sundukları

göz ardı edilmemelidir. Bir kere bunun hak- kı verilmelidir. Bu bağlamda, her iki taraftan aktörlerle birlikte yapıcı bir tartışma ortamı- nın oluşturulmasında fayda vardır. IGMG uz- laştırıcı pozisyonunda elinden gelen gayreti göstermeye hazırdır. IGMG cemiyetleri hâli- hazırda birçok yerde belediyelerin ve sivil top- lum kuruluşlarının güvenilir partnerleridir.

İnsanlarla kültürel ve dinî hassasiyetleri göz önünde bulundurularak, aynı göz hizasında yapılan doğrudan iletişimin çoğu zaman fay- dalı neticeleri de beraberinde getirdiği bilinen bir gerçektir. Essen’deki gıda yardım derneği- nin herkesi memnun edecek adaletli bir karar- la durumu düzelteceğine inancımız tamdır.”

“Müslüman kadınlar toplumdan dışlanıyor.”

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Hükûmeti mahkemelerde görev yapacaklara başörtüsü yasağı getirecek. Bavyera İdari Mahkemesi ise başörtülü hukuk stajyerleri hakkında kararını açıkladı.

ALMANYA

Almanya’da eyalet hükûmetleri çeşitli ve- silelerle devlet kurumlarında başörtüsü yasağı getirmenin yollarını arıyor. Şimdi de Hristiyan Demokrat ve Hür Demokratların iktidarda bulunduğu Kuzey Ren Vestfalya Eyaletindeki mahkemelerde, hakim savcı ve diğer mahke- me görevlilerini kapsayan başörtüsü yasağı geliyor. Eyaletin Adalet Bakanlığı, devletin tarafsızlık ilkesini belirleyen bir kanun tasa- rısı hazırlıyor. Tasarıya göre, mahkemelerde başörtüsü, genellikle solcuların kullandığı atkı ve haç gibi işaretler kullanılamayacak.

Kuzey Ren Vestfalya Eyaletinin Hristiyan Demokrat Adalet Bakanı Peter Biesenbach yasağın, davalı ile davacıları da kapsayacak şekilde genişletilmesi için Eyalet Adalet Ba- kanları Konferansı’na da bir öneri getirecek.

Bakanlığa, göre, mahkeme salonundaki ba- şörtüsü gibi kıyafetler, mahkemenin gerçe- ği tespit etmesini engelliyor. Bu arada, dinî ya da dünya görüşünü yansıtan kıyafetlerin devletin dolayısıyla mahkemelerin tarafsızlık ilkesi ile bağdaşmadığı iddiası sebebiyle geti-

rilen yasakların sadece Müslümanları hedef aldığına dikkat çekiliyor. Zira daha önce, Ana- yasa Mahkemesinin mahkeme salonlarında haç işareti bulunamayacağına hüküm vermiş olmasına rağmen, mesela Bavyera eyaletinin bu kararı uygulamayacağını ilan etmesi buna örnek gösteriliyor. Almanya’da Müslüman görevliler söz konusu olunca gündeme gelen devletin tarafsızlığı ilkesi ile sadece Müslü- manlara yasak getirilmek istenmesi, aslında devletin Müslümanlara karşı taraf olabileceği kanaatini yaygınlaştırıyor.

Öte yandan, ülkenin daha önemli sorun- ları bulunurken özellikle Hristiyan Demokrat hükümetlerin başörtüsünü gündeme getir- mesi, Sosyal Demokratlarla Yeşillerin de buna karşı çıkmaması dikkat çekiyor.

Mahkeme başörtüsüne yasak getirdi Bavyera Eyaleti’nde Bavyera Yüksek İdari Mahkemesi tarafından alınan karar doğrultu- sunda mahkeme salonlarında, hâkim ve sav- cıların yanında başörtülü stajyerler bile otura- mayacak. Müslüman bir kadın hukukçu, hâkim

karşısında başörtüsü yasağına ilişkin itirazda bulunmuştu. Hükûmetin birlikçiler kanadının küçük ortağı Hristiyan Demokrat Birliği’nden (CSU) Adalet Bakanı Bausback ise karara iliş- kin, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşmemesi için dinî inancı gösteren sem- bollerin uygun olmadığını dile getirmişti. Ko- nuyla ilgili İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Kadınlar Gençlik Teşkilatı Başkanı Meryem Saral bir basın açıklamasında bulundu. “Bav- yera İdari Mahkemesi’nin kararı Almanya’daki genç Müslüman kadınlar için daha fazla dış- lanma ve toplumun dışına itilme anlamına gelmektedir. Buna artık bir son verilmelidir.”

diyen Saral sözlerini şöyle sürdürdü: “Bavyera İdari Mahkemesi’nin kararı bizleri derinden üzmüştür. Yargıçlar kolay yolu tercih etmiş ve mağdurun hukuk stajını tamamlamış olması- nı dikkate alarak biçimsel bir karar almışlardır.

Bu yasaklamacı tutumun pratik yansımaların- dan çok daha tehlikeli olan, kamuoyuna gön- derilen ‘Başörtüsü takan Müslüman kadınlar Almanya’ya ait değil.’ sinyalidir. Bu mesaj,

yargı düzleminin çok daha ötesinde, toplu- mun tamamına yönelik büyük bir etki gücüne sahiptir. Nitekim Müslüman kadınlar meslek eğitimi ve iş dünyasında, ev arama esnasında, alışverişte ve hatta market kasasında ayrım- cılığa maruz kalmakta ve hakarete uğramak- tadır. Başörtüsü takan Müslüman kadınlara yönelik şiddet gün geçtikçe artış göstermekte- dir. Almanya’da yaşayan Müslüman kadınların dışlanması ve yaftalanmasında artık taham- mül edilemez bir seviyeye ulaşılmıştır. Her şeyden önce siyasetin dışlamacı politikaları ile sağ popülistlerin değirmenine su taşımaktan vazgeçmesi gerekir. Siyasiler çıkardıkları dışla- macı yasalarla tarafsızlık ilkesini ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda toplumda Müs- lüman kadınlara karşı güvensizlik oluşması- nı sağlamaktadırlar. Böylelikle de Müslüman kadınların Almanya’daki yaşamları gittikçe zorlaşmakta, hatta hayatın bazı alanlarında imkânsız hâle gelmektedir. Başörtülü kadınlar toplumun kenarına itilmektedir. Buna artık bir son verilmelidir.”

(6)

camia | 16 Mart 2018 Genel Merkezimizden

6 |

“Teşkilatta, eylem ve söylem birliği şarttır.”

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Bölge Başkanları Toplantısı Berlin’de yapıldı. Bölge başkanları ilk genel başkanlarımızdan Dr. Yusuf Zeynel Abidin’in kabrini de ziyaret etti. İlhan Bilgü

TEŞKİLATLANMA BAŞKANLIĞI

2018 çalışma yılının ikinci Bölge Baş- kanları Toplantısı (BBT) Almanya’nın başkenti Berlin’de yapıldı. Toplantı dola- yısıyla Berlin’de bulunan Bölge Başkanları Berlin Mevlana Camii’nin açılışına katıl- dılar ve ilk genel başkanlardan Dr. Yusuf Zeynel Abidin’in kabrini ziyaret ederek dua ettiler.

BBT’de Danimarka Bölge Başkanlı- ğındaki görev değişimi dolayısıyla yeni başkanı tebrik eden Genel Başkan Kemal Ergün, Gençlik Teşkilatının Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat ve Sabah Namazları program- larının çok hayırlı hizmetlere vesile oldu- ğunu söyledi ve gençlere manevi rehberlik yapılmasının önemine dikkat çekti.

Teşkilatta eylem birliği gibi söz bir- liğinin olması gerektiğine, hatta bunun teşkilat için şart olduğuna vurgu yapan Genel Başkan Kemal Ergün, özellikle fet- va konusunda IGMG Din İstişare Kuru- lu’nun kararlarına itibar edilmesi gerek- tiğini söyledi. “Yaşanmış tecrübe parayla alınamayacak kadar önemlidir. Bu tec- rübelerden hareketle bu teşkilatta artık fetva birliği olacaktır.” diyen Ergün şöyle devam etti: “Eylem ve söylem birliğimiz için yayınladığımız Temel Esaslar kitabı mutlaka okunacak, İslami İlimler Kursla-

rımız başta olmak üzere bizim kurumları- mızda Eğitim Başkanlığımızın müfredatı uygulanacak, bizim yayınlarımız ders ki- tabı olarak okutulacaktır. Kadınlar Teşki- latımız, Gençlik Teşkilatımız dolayısıyla teşkilatımızın tamamı, Genel Merkez, bölge ve şubeler aynı programları, aynı söylemlerle icra edecektir.”

Teşkilatın dünya Müslümanları ile iliş- kilerinin ümmet bilincinin bir sonucu ol- duğunu söyleyen Ergün, bu amaçla ocak

ayında yapılan toplantı sonrasında Latin Amerika ve Karayipler Müslümanları ile ilişkilerin geliştirileceğini bunun için Ra- mazan Uçar’ın görevlendirildiğini söyledi.

Ergün, 1-2 Mayıs’ta da Arakan Müslüman- larının bir araya geleceği ve durumlarını dünyaya tanıtma imkânı bulacakları bir Arakan Konferansı yapılacağını da bildirdi.

Toplantıda Genel Merkez birimleri 2018 çalışma programlarını detaylandır- dılar. Genel Sekreterlik özellikle, yayınlar

ve tanıtımlarla ilgili çalışmaları anlattı.

Ayrımcılıkla mücadele için özel bir ça- lışma yapıldığı, bu çalışmalardan olmak üzere Kiel Üniversitesi ile cami saldırı- larına dair anket çalışması düzenlendiği, elde edilen bilgilerin değerlendirilerek rapor hâline getirileceği bildirildi. Öte yandan, cami saldırılarının bir arşiv ve dokümantasyonunun da yapıldığı açık- landı.

Teşkilatlanma Başkanlığı ise bölge- lerin Genel Merkez ziyaretleri ile ilgili bilgilendirme yaptıktan sonra, bu yılkı Genel Kurul’un 13 Mayıs’ta Hagen’de ya- pılacağını duyurdu. 2018 yılı teftiş prog- ramının açıklanmasından sonra İrşad, Eğitim ve Sosyal Hizmetler başkanlıkları ile, Kadınlar Teşkilatı ve Gençlik Teşki- latı da faaliyet programlarının takdimini yaptı. Bölge Başkanları BBT toplantısı için bulundukları Berlin’de ayrıca, Almanya İs- lam Konseyi, Berlin İslam Federasyonu ile İslam Koleji gibi kurumları da ziyaret etti.

Şehrin son dönem tarihine tanıklık eden Brandenburg Kapısı, Check Point Charlie ve bir zamanlar kenti ikiye ayıran Berlin Duvarının kalıntılarının yanı sıra İslam Eserleri ve Bergama Müzesi gibi tarihî ve kültürel mekânları da gezdiler.

(7)

camia | 16 Mart 2018 Genel Merkezimizden | 7

“Geçerli fetva, teşkilatın fetvası olacaktır.”

IGMG Eğitim Başkanlığı “İslami İlimler Fıkıh Çalıştayı” düzenledi. Çalıştayda ilgili kursların fıkıh derslerinin işlenme metodu müzakere edildi. İlhan Bilgü

EĞİTİM BAŞKANLIĞI

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Eğitim Başkanlığı, çeşitli yerlerde yapıl- makta olan 88 İslami İlimler Kursu’nda fıkıh derslerinin metotlarının nasıl ol- ması gerektiği ile ilgili “İslami İlimler Fı- kıh Çalıştayı” düzenledi. Eğitimci Adnan Girgin’in sunduğu çalıştayın açılışını İs- lami İlimler Kursları Sorumlusu Sultan Balkaya yaptı. Balkaya’nın çalıştay hak- kında yaptığı bilgilendirmeden sonra Prof. Dr. Saffet Köse’nin “Fıkha Giriş”

kitabının nasıl ders olarak işlenebileceği ve fıkıh derslerinin hangi metotlarla ve- rilebileceği üzerinde duruldu.

“Fıkha Giriş” kitabının yazarı olan Prof. Dr. Saffet Köse’nin bizzat kendi- sinin kitabındaki usulü tanıttığı sunu- mundan sonra, Eğitim Başkan Yardımcı- sı Dr. phil. Hakan Aydın “Temel Eğitim ve Yetişkinler Eğitiminde Fıkıh Dersi Metotları” adlı bir sunum yaptı. Daha sonra ise, eğitimci ve Almanya’da İslam Din Dersleri öğretmenliği yapan Duran Terzi “Şer’i Hükümlerin Kaynakları Ki- tap” bağlamında ve “Gıdalarda Haram ve Helaller” başlığı altında İslami İlimler Kursu’nda bir fıkıh dersinin işlenişine dair örnek bir ders yaptı. Sunumlardan sonra, İslami İlimler Kursu fıkıh öğret- menleri iki gruba ayrılarak, konuları bir workshop şeklinde yeniden değerlendir- diler.

Toplantıya katılarak bir konuşma ya- pan IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün IGMG’nin İslam anlayışı olarak Kur’an ve sünneti temel kabul ettikten sonra, Ehl-i sünnet yorumunu da kendisine te- mel esas aldığını söylediği konuşasında Ehl-i sünnet yorumları arasında çoğun- luk olarak Hanefî mezhebinin yorumu-

nu tercih et- tiğini söyledi.

Teşkilat içi dinî ihtilafların or- tadan kalkması için teşkilatın yetkili kurum- larının görüş- lerinin kabul göreceğini söy- leyen Ergün

böylece, Roma’da, Köln’de Montreal’de- ki İslami İlimler Kurslarında aynı fıkhı bilgilerin öğretileceğini söyledi. Kemal Ergün, teşkilat içerisinde geçerli olan fetvanın, IGMG Din İstişare Kurulu ka- rarları ile Fetva Komisyonunun fetvaları olduğunu söyledi. “Fetvalar toleranstır.

Farklılıklar olabilir ki biz buradan istifa- de edelim. Bu doğrudur. Fetvalar farklı farklı olabilmektedir.” diyerek bu fark- lılıkların ayrılık ve fitne unsuru hâline gelmemesi için, teşkilat bünyesinde an- cak yetkili kurumların verdiği fetvaların tercih edilmesi gerektiğine işaret etti.

Eğitim Başkanı Dr. Abdulhalim İnam da, İslami İlimler Kurslarında usul birli- ğine gidileceğini, kendine ait müfredatı, programı olan İslami İlimler Kursları ile dört şeyi amaçladıklarını söyledi ve bu dört amacı şöyle sıraladı:

1- Teşkilat idari sisteminde görev ala- cak kardeşlerimizin İslam’ı bilen, temel kaynaklarından öğrenen Ehl-i sünnet çizgisinde devam eden idareci olarak ye- tişmesi.

2- Avrupa’da İslam’ın anlatılmasında ehil Müslümanların görev alması. 3- Av- rupa’da eğitimci ihtiyacının giderilmesi.

4- İslami olarak bilinçli bir üye, toplu-

mu bilinçli bir şekilde yönlen- diren bireylerin yetişmesi.

“Ahkama uymak, ahlaklı olmayı gerektirir.”

“Fıkha Giriş”

kitabını yazan Prof. Dr. Saffet Köse de fıkıh ile ilgili bilgiler verdikten sonra, İslam açısından sırf ahka- mın, yani hükümlerin ortaya konulması- nın bir amaç olmadığı, aksine bu ahkamın Müslümanın ahlakında, irfanında etkin olması gerektiğini söyledi. “Ahlak aslında, ahkamın içselleştirilmesi demektir. Ah- kam, ahlaka dayanmalıdır. Bir mümin ab- dest alıp namaz kıldığında, kötülüklerden de uzak durmalı, manevi kirlilik dediğimiz ahlaka mugayir hâllerden uzak durmalı.

Her abdesti ve her namazı ile bu hissiyatını ve konumu korumalıdır. Yani ahkama uy- mak ahlaklı olmayı gerektirmelidir.” diyen Köse, ibadetlerin ve ahkamı bilmenin gün- lük hayata etkisi olması gerektiği üzerinde durdu. “İslam değeri belirler, ahlak onu yaşam biçimine dönüştürür, hukuk da bu esasları yazılı kural hâline getirerek maddi müeyyideye bağlar.” diyen Köse, İslam fık- hının değerinin, ana kaynak olan Kur’an’ın her şeyi ile Peygamberin sünnetinin de en azından lafız ve manası ile muhafaza edil- miş olmasıyla aslıyla yaşıyor olmasında yattığını söyledi.

Eğitim Başkan Yardımcısı Dr. Hakan Aydın da “Fıkıh Dersi Metotları” başlığı yaptığı sunumunda önce Kur’an’ın nasıl anlaşılması gerektiğine vurgu yaptı. Bu

manada, Kur’an’ın iç bütünlüğünün, yani ilgili ayetlerin birbiriyle bağlantısının gö- zetilerek parçacı yaklaşımdan uzak durul- masına dikkat çeken Aydın, iniş kronolo- jisi, ayetlerin sahih hadislerle bağlantısı ve nüzul sebeplerinin bilinmesinin önemli olduğunu söyledi. İbadetlerin hikmet ve faydalarının sade bir anlatımla iyice kav- ratılması zaruretine de dikkat çeken Aydın uygulama imkânı olan abdest, namaz gibi konuların uygulamalarının yapılmasının anlamakta önemli rolü olduğunu söyledi.

Aydın, “İbadet konuları işlenirken İslam dininin sadece abdest, namaz, oruç, hac, kurban ve zekât gibi ibadetlerden ibaret olmadığı, doğumdan ölüme kadar fert ha- yatından sosyal hayata kadar her alanı ku- şattığı öğrencilere örneklerle açıklanmalı- dır.” dedi.

Çalıştayda, İslami İlimler Kursu’nda bir fıkıh dersinin işlenişine dair uygulamalı bir ders de yapıldı. Dersi, eğitimci ve İslam din dersleri öğretmeni Duran Terzi yaptı. Ter- zi, “Gıdalarda Haram ve Helaller” başlığı ile şer’i hükümlerin kaynağı olarak Kur’ân’ı Kerîm’den nasıl hükümler çıkarılabileceğine dair yaptığı sunumunda çeşitli grafik uygu- lamaları gösterdi. Konuya ilişkin ayetleri, ayetlerin ne hükümler ihtiva ettiğini, bu hü- kümlerin bir araya getirilmesinden sonra, en son olarak hükmün nasıl verilebileceğini gös- teren Terzi, derslerin öğrencilerin anlayacağı ve hâkim olabileceği şekilde sunulmasının yanında, fıkıhtaki farklı görüşlerin öğrenciye en iyi şekilde kavratılması gerektiğini, ama kafa karışıklığı oluşturulmamasının önemli olduğunu söyledi.

İslami İlimler Fıkıh Çalıştayı, bu sunum- ları müteakiben yapılan workshop çalışmaları hakkında yapılan değerlendirme ile sona erdi.

“Fetvalar toleranstır. Farklılıklar olabilir ki biz buradan istifade edelim.

Bu doğrudur. Fetvalar farklı farklı

olabilmektedir.”

(8)

camia | 16 Mart 2018 Genel Merkezimizden

8 |

Tanıtma ve İletişim Kursu tamamlandı

Tanıtma ve İletişim Kursu’nun (TİK) onuncu ve son buluşması yapıldı. Konu retorik ve sunum teknikleriydi. Akabinde sertifikalar takdim edildi ve kurs Brüksel gezisiyle sona erdi.

TANITMA VE İLETİŞİM KURSU (TİK/KFÖ)

Tanıtma ve İletişim Kursu (Alm. ‘Kurs für Öffentlichkeitsarbeit’, KFÖ) 24 Şu- bat’ta onuncu ve son buluşmasını Genel Merkez’de gerçekleştirdi. Bölge ve cemi- yetlerde tanıtma ve kurumsal iletişim alanında aktif olanların eğitimi amacıyla düzenlenen kursun bu seferki konusu re- torik ve sunum teknikleri idi. Seminerin akabinde atölye çalışmaları düzenlendi.

Buluşmanın ilk bölümünde Genç- lik Teşkilatı eski başkanı İsmail Karadöl üç oturumda “İletişim ve Sunumlarda İnce Beceriler” başlıklı seminerini ger- çekleştirdi. Sunumun ilk bölümünde katılımcıların nasıl etkili bir sunum ger- çekleştirebilceklerini anlatan Karadöl;

etkili, doğrudan ve yanlış anlamalara ma-

hal vermeyecek ve karşı tarafın kalbine ve hislerine dokunan bir konuşma yapılması gerektiğini söyledi.

Karadöl sunumun devamında retorik- ten bahsetti. İlk olarak konferansın hangi formunun dinleyicilerde daha kalıcı ol- duğunu açıklayan Karadöl, yapılması ve yapılmaması gereken şeyler, zaman plan- lama ve hedef şahıslar konularına açıklık getirdi.

Daha sonra konuşmaya hazırlanma ve konferans esnasında beden dilini iyi kullanma hakkında konuştu. Katılımcı- lar edindikleri bilgileri daha sonra pratik olarak uygulama fırsatı buldu.

Kursa misafir olarak katılan ayrımcı- lıkla mücadele derneği FAIR internatio-

nal derneğinden Yusuf Sarı #brandeilig çalışmasını tanıttı. #brandeilig Alman- ya’daki cami saldırılarını kayda alma amacıyla hayata geçirilmesi planlanan bir proje. Almanya’da cami saldırılarıyla ilgili dokümantasyonun gerçekleşip gerçekleş- mediği, cami cemaatinin bu saldırılardan nasıl etkilendiği, saldırganların yakalanıp yakalanmadığı ya da bu saldırıların kri- minal istatistiklerde hangi başlık altında ele alındığı gibi soruların bu projeyle ce- vaplandırılmak istendiğini belirten Sarı, proje kapsamında gönüllülerin de deste- ğinin önemli olduğunu ifade etti.

Mutat atölye çalışmaların ardından sertifika dağıtımı için hazır bulunan IGMG Genel Sekreteri Bekir Altaş yap-

tığı konuşma ile katılımcılara veda etti.

Altaş şöyle konuştu: “Bir yıl boyunca her ay uzak ve yakınlardan bu uzun soluklu eğitim çalışmasına katılımınızdan dolayı tebrik ediyorum. Aynı zamanda kursu yö- neten Ali Mete, Şeyma Karahan ve atöl- ye grupları yöneticilerine çok teşekkür ediyorum. Kursta elde ettikleriniz teorik ve pratik bilgilerle daha etkili tanıtma ve iletişim çalışmaları yapmanızı arzu edi- yoruz. Bu konuda size her türlü desteği vermeye hazırız.”

Akabinde kurs katılımcılarına sertifi- kaları dağıtıldı ve kursa %100 katılım sağ- layanlara özel bir hediye takdim edildi.

Ertesi gün düzenlenen Brüksel gezisiyle kurs sona erdi.

“Kim olduğumu benden öğren.”

Katolik Kadınlar Cemaati ile IGMG Kadınlar Teşkilatı “Kültür Elçileri” eğitim programımın ikinci bölümü gerçekleştirildi.

KADINLAR TEŞKİLATI

Almanya Katolik Kadınlar Cemaati (KFD) ile IGMG Kadınlar Teşkilatı’nın birlikte yürüttüğü “Kültür Elçileri” üst başlı ve Sınırları kaldırın – Beraberce Öğ- renin – Beraber Şekillendirin alt başlıklı tanışma programının ikincisi Mainz Er- bacher Hof ’ta yapıldı. 24 kişinin katılımı ile yapılan ve

ünlü mutasavvıf Yunus Emre’nin

“Dağlar ile, taşlar ile çağırayım Mevlam seni/ Seherlerde kuşlar ile, çağırayım Mevlam seni” adlı şiirinin okunması ile başlayan eğitim programında açılışı KFD Merkez Yürütme Kurulundan Barbara Striegel ve IGMG Kadınlar Teşkilatı(KT)

Teftiş Başkanı Hatice Çevik yaptı. Çevik hayatın ne kadar kısa olduğunu hatırlat- tı, her dakikanın güzel değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak insanların birbi- rini yakınen tanıması ile yaşamlarını zen- ginleştirebileceklerini ifade etti. Strie- gel ise programda Müslüman kadınlarla birlikte ortak bir çalışma yapma imkânı bulduklarından ötürü mutlu olduklarını dile getirdi. IGMG Kadınlar Teşkilatı İr- şad Başkan Yardımcısı Sultan Ergün “Al- lah’ın Mesajı Kur’ân-ı Kerîm” başlığı ile Kur’ân-ı Kerîm’in tanıtımını yaptı. Rahibe Claudia Brüser Meyer ise İncil hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Her iki taraf

da Kur’an ve İncil’de Hz. Meryem’in na- sıl anlatıldığına dair bilgiler sunduktan sonra Katolik inancı ve İslam’a göre af- fetmek, tövbe ve orucun nasıl anlaşıldı- ğını ve nasıl uygulandıklarını izah ettiler.

Programın bir bölümünde ise Katolik ka- dınlar kendilerini en çok etkileyen İncil, Müslüman kadınlar da kendilerini en çok etkileyen ayetlerden örnekler vererek iza- hatlarını yapılar.

“Kültür Elçileri” eğitim programının bu teorik bölünden sonra ise IGMG Ma- inz Barbaros Camii ile birlikte ve IGMG Mainz İlahiyat Okulu ziyaret edildi. Cami, cemaat ve namaz hakkındaki bilgilendir-

meden sonra Mainz İlahiyat Okulunun ziyareti gerçekleştirildi. Pazar günü ise Mainz Katedralindeki Büyük Pazar Ayini izlendi.

“Kültür Elçileri” programı, farklı inanç ve kültürlere mensup olan cemaatlerin birbirlerini kendilerinden öğrenmeyi hedefleyen ve Federal İçişleri Bakanlığı tarafından desteklenen “Ben kimim, bi- liyor musun?” projesi çerçevesinde ger- çekleştiriliyor. Program eylül ayında ya- pılacak olan üçüncü eğitim programının uygulanmasından sonra tamamlanacak ve katılımcılara “Kültür Elçisi” sertifikası verilecek.

(9)

camia | 16 Mart 2018 Çocuk | 9

Avrupa’da yaşayan çocukların Türkçe egitimi için özel olarak hazırlanmıştır. Özellikle anadili Türkçe olan çocukların dillerini unutmamak ve pekiştir mek için faydalanabilecekleri bir eserdir.

Bunun yanı sıra Türkçe diline ilgisi olan diğer çocukların da dil öğrenmesine katkı sağlayacak bir çalışmadır.

Anadilim Türkçe Hazırlık 1 kıtabı gibi bu kitap da çeşitli oyun ve etkinliklerle gündelik kullanı- lan Türkçe dilini çocuklara eğlenerek öğretmeyi ve sevdirmeyi amaçlamaktadır.

Yayınlarımızı ayrıca

üzerinden de temin edebilirsiniz

Kitap PLURAL yayınevinin internet sitesinden veya Kitap Kulübü’nden temin edilebilir:

Online sipariş için:

www.pluralverlag.eu www.kitap-kulubu.de

Telefonla sipariş için:

+49 221 73904 41

ANADİLİM TÜRKÇE

Hαzırlık 2

ÇOCUK SUDOKU

Balıklara ait

doğru gölgeleri

bulun

(10)

camia | 16 Mart 2018 Aile

10 |

RUH YARALANMASI - TRAVMA

Ali Tufan

N

asıl ki bedenimiz yara-

lanabiliyorsa ruhumuz da duygusal anlamda yaralanabilir. Bu yara- lanmaya travma denir.

Algılama, hissetme, hayal kurma ve dü- şünme gibi süreçler belli bir dönem içerisinde kısıtlanmış ve normal olarak işlevini yerine ge- tiremiyorsa, ruhsal bir yaralanma söz konusu- dur. Örneğin bir söz, fotoğraf veya görüntü ki- şide şok edici (kaygı, aşırı duyarlılık, düşünce yoğunluğu vb.) bir durum getiriyorsa ruhsal bir yaradan kaynaklanması muhtemeldir. Travma- nın insan vücudunda, zihninde ve ruhunda her yönden kalıcı etkisi vardır. Şöyle ki stres veya endişeli bir durum karşısında kendimizi bir şe- kilde koruyabiliyorken ve belli başlı semptom- lardan kurtulabiliyorken travmada maalesef bu mümkün değil. Çünkü travmatik deneyimlerin sonuçları kişinin kişilik özelliklerine ve geçmişi- ne dayanabilir. Geçmişte güçlü olan biri travma sonrasında güçsüzleşmiş, incinmiş hisseder ve hayatını tehdit altında görebilir. Ayrıca kişide travmatik bir etkinin olup olmadığı kişinin doğa- sıyla da alakalıdır. Kişi olay esnasında kendini az çok koruyabildiyse olaydan sonra kendini daha az güçsüz ve çaresiz hissedebilir. Öte yandan hayatı boyunca ruhsal açıdan dengeli olan kişi- ler dahi böyle bir durumda zorlanabilir ve “Böyle bir şeyin benim başıma geleceğini hiç düşün- memiştim.” diyerek dünyaya ilişkin algılarında bir aksama yaşanır ve duygusal anlamda her şey sekteye uğrar.

Birçok travma tipi vardır. Burada biz yalnızca iki tipten bahsedeceğiz. Birinci tip, hayat ve or- ganlar için şiddetli tehlike oluşturan kısa, ani ve beklenmedik olaylardır. Örneğin kazalar, şiddet, tecavüz, silahlı saldırı, doğal afetlerdir. İkinci tip, çaresizlik ve güçsüzlük yaratan, sıkıntı verici devamlılık arz eden ve tekrarlayan durumlardır.

Örneğin işkence, savaş esiri olma, cinsel ve fi- ziksel istismar ve zorbalığa maruz kalmadır.

Birinci tip de kişinin maruz kaldığı deneyimler kısa bir defalık olaylarken, ikinci tip de travmalar yıllar- ca etkili olabilir. Örneğin çocuk istismarı. Bir çocu- ğun başkaları tarafından sürekli cinsel olarak istis- mar edilmesi gibi. Öte yandan travmayı doğrudan yaşayan ile başkasının travmasına şahit olanların durumunda bir ayrım yapılmalıdır. Burada şu soru- ları sorabiliriz; itfaiyeciler veya ilk yardım uzmanları insanlar ölürken çaresizce seyretmek durumunda kaldıklarında ne yapmaları gerekir ki mesleklerini devam ettirebilsinler? Veya askerler savaş alanla- rında cesetleri temizlemeleri gerekirse ruh sağlık- larını nasıl koruyabilirler? Veya bir çocuğun anne babası gözleri önünde öldürüldüyse o çocuk ruh sağlığını nasıl korumalıdır?

Bu sorulara yanıt olarak sizlere Alman “Süddeut- sche Zeitung” gazetesinden bir makaleyi örnek vermek istiyorum. Makale şöyle başlıyor; “Les McCourt nasıl mahvoldu?”.

“1991’deki Birinci Körfez Savaşı’nda savaşan İngiliz asker Les McCourt, Amerika tarafından yoğun şekilde bombalanmış Kuveyt’ten çekilen Iraklı taburların rotası olan 8 numaralı anayolu temizlemekle görevlendirilmişti. Görevinin bir bö- lümü de yoldaki cesetleri toparlamaktı. McCourt kendini dumanı tüten metal hurdaların arasında koşuştururken görüyor, çok uzun zaman önce ceset torbaları bittiği için, bir zamanlar insanla- ra ait olan giysilerden bulabildiği her çeşit beze, ceset parçalarını sarmaya çalışıyordu. Yeterince torba getirilmemişti. Bu yüzden bulabildikleri her- şeyi kullanıyorlardı, bir tahta, eski bir yatak par- çası. 10 binden fazla Iraklı ölü vardı. McCourt işini mekanik bir şekilde yapıyordu. Beyni kapanmıştı.

Onun yerine otomatiğe bağlamıştı. Ancak daha sonra travma sonrası stres bozukluğu semptom- ları ortaya çıktı: Eşiyle ilişkisinde hissizlik, hoş bir gemi seyahatinde ızgara et veya motor yağı kokusu aldığında ani bir duygu seli, huzursuzluk, kabuslar, göğsünde sıkışma, bulantı, mide ülse- ri ve sonunda hastaneye yatmasına neden olan bir sinir krizi. En sonunda göreve uygun olmadı-

ğı nedeniyle ordudan uzaklaştırıldı ve bunu psi- kiyatrist ziyaretlerinin belirlediği bir varoluş takip etti. Ağustos 1996’da McCourt ordudan atıldı.

Kendini kullanılmış, suiistimal edilmiş, dışlanmış ve terk edilmiş, en azından ona yardımcı olacak şekilde desteklenmemiş hissetti. McCourt psiki- yatristle seanslara katıldı. Dengesini koruyabil- mek için günde 3 tane hap içmekte…”

McCourt’un yaşadığı travmanın tedavi süreci çok uzun ve çok zor. Yerleşmiş bir travmanın te- davisi için mutlaka travmatik alanda uzmanlığı- nı yapmış bir psikologdan yardım alınmalı. Her birey yaşadığı travmaya göre özel olarak tedavi görmeli. Aksi takdirde kişi bir çözüm bulamadı- ğından intihara dahi teşebbüs edebilir.

Travma sonrası yaşanan hastalıklar Ruhsal yaralanmalardan sonra en sık görülen hastalıklardan biri depresyon diğeri ise travma sonrası stres bozukluğudur (TSSB). Depresyon hastalığında en sık görülen belirtiler ise halsizlik, isteksizlik, moral bozukluğu, hayattan zevk al- mama, uyku ve iştah bozukluğudur. Depresyon travmadan sonra ilk kez ortaya çıkabileceği gibi, daha önce depresyon geçirmiş kişilerde depres- yonun tekrarlaması şeklinde de görülebilir.

Travma sonrası stres bozukluğunda ise uyku- suzluk, kâbus, sinirlilik, travmatik anıların rahat- sız edici biçimde sık sık hatırlanması, kolay irkil- me, gelecek ile ilgili plan yapmama ve kendini bir boşlukta hissetme, yabancılaşma, olayı hatırla- tan durumlardan kaçma, huzursuzluk, korku ve olayın tekrar yaşanacağı düşüncesine kapılıp di- ken üzerinde hissetme gibi durumlar yaşanır. Bu semptomlar birçok kişide travmayı izleyen gün- lerde görülür ve birkaç hafta içerisinde kaybolur veya düzelir. Ancak hassasiyet noktası yüksek olan kişilerde bu durum aylarca hatta yıllarca sü- rebilir. Örneğin 2. Dünya Savaşı’nı yaşayan ve şu an 90 yaşlarında olan kişilerde travma sonrası stres bozukluğu hâlâ görülmektedir.

Nasıl yardım edebiliriz?

* Ruhsal yaralanma yaşayanlara güvenilir bir ortam sunmalı ve güvenilir olmalıyız.

* Onların seçim yapmalarına izin vermeli ve onlara sonuna kadar destek çıkmalıyız.

* Onların uzmanlardan yardım almalarını sağlamalıyız.

* Üzerlerine fazla gitmemeliyiz. Yaşadığı travmatik deneyimler hakkında konuşmak ve hatırlamak istemeyen birisine bunu zor- la yaptırmamalıyız.

Kaynak: Franz Ruppert; Trauma, Bindung und Familienstellen. Leben Lernen Klett Cotta Yayınevi

(11)

camia | 16 Mart 2018 Hayatın İçinden | 11

Regaip Gecesi

İlhan Bilgü

M

üslümanların oluşturduğu kül-

tür geleneğinde önemli bir yeri olan mübarek gecelerden biri- si Regaip Gecesi diye bilinen recep ayının ilk cuma gecesidir. Recep ayı, Hicrî takvimin yedinci ayı olup ramazan ayının da ilk müjdecisidir. Recep ayı, haram ayları diye bilinen aylardandır ve Rabbimizin bildirdiği gibi bu ayda savaş yapmak (Bakara suresi, 2: 2187) çok bü- yük bir günahtır. Bu ayetin de işaret ettiği gibi, Allah Teâlâ recep ayına dikkat çekmiştir.

Bu sene 22 Mart’ı (Perşembe) 23 Mart’a bağla- yan gece olan Regaip Gecesi’nin gerçek mahi- yeti ancak Rabbimizin ilmi dâhilindedir. Biz Müs- lümanlar bu geceyi vesile bilerek, rağbetimizin, tercihimizin ancak Rabbimiz olduğuna vurgu ya- parak, O’na yalvarır ve dua ederiz. Allah’a yal- varmanın en uygun yolu ise namazdır. Dolayısı ile Regaip Gecesi’nde namaz kılmak, umulur ki, dualarımızın, niyazlarımızın ve en önemlisi de gü- nahlarımız için ettiğimiz tövbelerimizin kabulüne vesile olur. Bakara suresinin 153. ayetinde emre- dildiği gibi: “Ey iman edenler! Sabrederek ve na- maz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.” buyruğundan hareketle, Allah’tan yardım dilemenin en iyi yolu- nun namaz kılmak olması münasebeti ile bu ge- cede namaz kılınması, Rabbimize kulluğumuzu arz etmenin en makbul yoludur.

Yalnız burada, Regaip Gecesi’ne mahsus bir namaz olmadığını bilmemiz önemlidir. Nasıl ki, sırf Allah rızası için O’na hamd ve şükrümüzü arz etmek, bizleri bağışlamasını niyaz etmek için başka zamanlarda namaz kılıyorsak bu gecede de aynen o şekliyle namaz kılmamız, bu geceye mahsus bir namaz anlamına gelmez.

Ramazan ayı, oruç ayı olması itibariyle hem Rab- bimiz hem de Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından övülmüştür. Oruç ve oruç ile birlikte ramazan gecelerinin ihya edilmesi manasına Teravih na- mazları, Müslümanların, aç susuz geçirdiği gün sonrasında birbirine yaptığı ikramlar gibi ma- nevî hayatın zirveye çıktığı bir ay olan ramazanın müjdeleyicisi dediğimiz recep ayını da bu ayın

ilk cuma gecesi karşılıyoruz. Regaip Gecesi’nin recep ayının ilk gecesi değil de ilk cumasının ge- cesi olması, cuma gecesinin fazileti ile doğrudan bağlantılıdır. Dolayısıyla bu gecenin Allah’a iba- det ile ihya edilmesi önemli bir gelenektir.

Regaip Gecesi’ni barındıran recep ayı üç aylar diye bilinen ayların da başlangıcıdır. Malumdur ki üç aylar dediğimiz aylar, üçüncüsü oruç ayı dediğimiz ramazan ayı olan ve recep ile şaban aylarını kapsayan aylardır. Allah Resûlünün ra- mazan haricinde en çok şaban ayında oruç tut- tuğu rivayet edilmiştir. Dolayısıyla, Müslüman kültür geleneğinde buradan hareketle recep ayı başlangıç olmak üzere üç aylar geleneği başla- mıştır. Gelenekte, bu aylar ile ilgili aşırı yücelt- meler söz konusu ise de zamanın ve mekânın manasını bilen Müslümanlar, bu ay veya günle- rin kendisinden ziyade bu ay ve günlerin nasıl ihya edildiği ile meşgul olmuşlardır. Fakat, bu ay, gece veya günler sebebiyle, senenin diğer günlerinde kulluğun unutulması asla söz konusu olamaz. Yani, kulluğumuzu meselâ Regaip Ge- cesi dâhil sadece bu gecelerde hatırlamak gibi bir sapkınlık kabul edilemez. Aksine, bu gecele- ri, Rabbimize olan kulluğumuzu daha bir şevk- le hatırladığımız geceler olarak kabul etmeliyiz.

Çünkü, Müslüman’ın kulluğu zamana ve mekâ- na bağlı değildir. Her zamanda ve her mekânda kul olma bilincimizi asla unutamayız.

Ramazan ayına hazırlık gibi bir özellik verdiği- miz recep ayı, bir zaman dilimi olma bakımın- dan diğer zamanlardan farklı değildir. Haram ayı olması bu ifadeyi değiştirmez. Burada vurgula- mak istediğimiz şey, recep ayını veya diğer ay- ları bir kul olarak nasıl geçirdiğimizin önemine işaret etmek içindir. Recep ayından önce gelen aylar da böyledir. Allah Resûlü’nün recep ve şaban aylarında ibadetlerinde yoğunluk göster- mesi, çeşitli İslam alimlerinin bu ayların vesile kılınarak ibadet, dua, zikir ve hayırlı işlerle daha fazla meşgul olunmasıyla hayatımızda dinî du- yarlılığımızın daha da artacağını ifade etmesine yol açmıştır.

Regaip Kandiliniz bereketli olsun.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sunulan karar destek modeli otomobil almak için bir satış temsilcisine gitmiş olan alıcının beklentileri ile karşısındaki satıcının bilgisini bir araya

ABAAN Süheyla (Hacettepe Üni.) Prof.. AKYOLCU Neriman (İstanbul Üni.)

IGMG teşkilatları dinin tüm alanlarında bireyden ai- leye kadar dinî yaşamı önceleyen ve dinin iddiasının birey ve toplum olarak yaşatılmasını teşvik eden ve bunu

kaygılardan ayrı olarak, Kur’an’ın indiği toplumdaki çatışmaları bize taşıyan kavramlardır. Mevcut ayetlerin Mu’tezile ve Ehl-i Sünnet tarafından dile dayalı

a)Bazı bilginlere göre bu soru yersizdir ve böyle bir soru sorulamaz. Çünkü Allah Tealâ, ezelden beri hâkim, ilim sahibi ve ganîdir. Bundan dolayı onun fiillinin hikmetsiz

Bir yıl yabancı dil hazırlık eğitimi ve ondan sonraki dört yılda da yabancı dil eğitiminin devam etmesi bir çözüm olarak uygula- nabilir. Staj ve İş

Kim bir kâhini veya müneccimi söylediği şeylerde tastik ederse Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve selleme indirilen Kuran-ı Kerimi inkâr etmiş olur. Kim şeriata muhalif bir

In the oldest type of yazma we find floral motifs reminiscent of those employed in the borders of that period, while in the Tulip Period the same elegance and