• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU ANKARA FİNAL RAPORU (PROJE NO: 105Y365)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU ANKARA FİNAL RAPORU (PROJE NO: 105Y365)"

Copied!
86
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU

ANKARA

FİNAL RAPORU (PROJE NO: 105Y365)

Investigation of active seismotectonic features and seismic hazards of the southern part of Aegean-Peloponnisos-plate in the area between Burdur and

Muğla, SW Turkey

Proje Yürütücüsü: Prof. Dr. Fuzuli Yağmurlu

Araştırıcılar: Prof. Dr. Nevzat Özgür, Prof. Dr. Muhittin Görmüş, Prof. Dr. Ali Pınar, Yard. Doç. Dr. Züheyr Kamacı, Öğr. Gör. Murat Şentürk, Öğr. Gör. Erhan

Şener ve Arş. Gör. Kubilay Uysal

Süleyman Demirel Üniversitesi

Jeotermal Enerji, Yeraltısuyu ve Mineral Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezi

ISPARTA, 2009

(2)

2 ÖNSÖZ

Bu çalışma 2006-2009 yılları arasında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Ankara ile The Ministry for Development – General Secretariat for Research &

Technology – (GSRT), Atina (Yunanistan) tarafından desteklenen araştırma projeleri (105Y365 ve 4.3.6.1e/200-e) çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda var olan bilimsel işbirliği geliştirilerek Süleyman Demirel Üniversitesi Jeotermal Enerji, Yeraltısuyu ve Mineral Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezi arasında öğrenci, öğretim elemanı ve idari personel mübadelesi sağlayacak bir Erasmus anlaşması imzalanmış ve daha sonra başarı ile yürütülen bu projenin devamı şeklinde olan yeni bir proje önerisi desteklenmek üzere her iki ülkenin ilgili araştırma kurumlarına sunulmuştur.

Bu ortak projeler için arazi çalışmaları 2007, 2008 ve 2009 yaz aylarında olmak üzere üç farklı aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci ve ikinci dönem arazi çalışmalarında Burdur, Fethiye ve Gökova yöresinde paleosismolojik çalışmalar çerçevesinde beş adet hendek açılmış, bu hendeklerden dikey profiller alınmış, radyometrik yaş tayinleri için örnekler alınmış ve hendeklerin yakın çevresinin jeolojik haritaları yapılmıştır. Üçüncü dönem arazi çalışmaları sırasında Fethiye-Burdur Fayının devamı Fethiye körfezi ile Karpathos arasında izlenmiştir.

Proje çalışmaları esnasında Süleyman Demirel Üniversitesi ve Selanik Aristotales Üniversitesi yetkilileri önemli derecede destek sağlamışlardır. Bu yüzden Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ve Selanik Aristotales Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Anastasios Manthos’a teşekkür ederiz.

Arazi çalışmaları sırasında özellikle hendek açılmasında Burdur, Fethiye ve Gökova Belediyeleri teknik ve lojistik destek sağlamışlardır. Bu yüzden Burdur Belediye Başkanı Sayın Sebahattin Akkaya, Fethiye Belediye Başkanı Sayın Behçet Saatçi ve Gökova Belediye Başkanı Sayın Durmuş Ali Sazaklı’ya teşekkür borçluyuz.

Paleosismolojik ve jeokimyasal çalışmalar esnasında alınan toprak örneklerinde 14C analizleri Leibniz-Labor für Altersbestimmung und Isotopenforschung, Kiel (Almanya) tarafından gerçekleştirilmiştir. Burada çalışanlara Prof. Grootes başkanlığında ayrıca teşekkür ederiz.

(3)

3 ÖZET

Doğu Akdeniz Bölgesinin en önemli yapısal unsurlarını oluşturan Kıbrıs ve Helenik yayları Fethiye Körfezinin güneybatısında, KD-uzanımlı Pliny ve Strabo hendekleri tarafından meydana getirilen bir dirsek oluşturur. Sol oblik atımlı fay sistemleri tarafından kontrol edilen Pliny hendeği, GB-Anadolu’da KD uzanımlı Fethiye-Burdur Fay Zonunun (FBFZ) deniz altında kalan bölümünü karşılamaktadır. Son dönemlerde yürütülen GPS çalışmaları, FBFZ’

nun kuzey bölümünde Ege – Peloponnisos levhasının KD - GB doğrultusunda ve güneybatı yönünde 3 cm/yıl’lık bir hızla genişlediğini göstermektedir. FBFZ’ nun güneyinde yer alan Isparta Açısı içinde güneybatı yönlü genişleme hareketi çok az oranda (1 cm/yıldan az) gözlenmektedir. Bu veriler GB- Anadolu’da KD- gidişli ve sol oblik atım özelliği gösteren FBFZ’ nun, aynı zamanda Batı Anadolu genişleme bölgesinin güney sınırını oluşturan çok önemli bir yapısal çizgi konumunda olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

GB Anadolu’da Fethiye ile Burdur Gölü arasında uzanım gösteren FBFZ, yersel olarak KB gidişli fay sistemleri tarafından kesilerek farklı uzunluktaki segmentlere ayrılır. FBFZ üzerinde yer alan segmentler, güneybatıdan kuzeydoğuya doğru (i) Fethiye segmenti, (ii) Gölhisar segmenti, (iii) Tefenni segmenti ve (iv) Burdur segmentinden oluşmaktadır. FBFZ ile buna eşlik eden KD- gidişli fay sistemlerinin yanı sıra, D-B uzanımlı Gökova Fayı ile KB gidişli fay sistemleri ( Dinar, Acıpayam, Muğla-Yatağan vb.), günümüzde halen aktif olan en önemli yapısal çizgileri oluşturmaktadır. GB Anadolu’da FBFZ’nun yanı sıra buna eşlik eden KD gidişli çok sayıdaki aktif fay sistemlerinin varlığı, Ege levhasının GB yönünde tek parça olarak kaymadığını, KD gidişli fay sistemlerinin denetiminde çok parçalı olarak hareket ettiğini göstermektedir.

Güneybatı Anadolu’ya ait tarihsel ve aletsel dönem deprem kayıtları incelendiğinde bu yörenin Doğu Akdeniz Bölgesinde sismik açıdan en aktif bölgelerden biri olduğu ortaya çıkmaktadır. Tarihsel ve aletsel dönemlerde oluşan depremlere ait episantr merkezlerinin büyük bir bölümü, Güneybatı Anadolu’da yer alan KD, KB ve D-B uzanımlı aktif fay sistemleri üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Bu araştırma ile elde edilen paleosismolojik veriler, Fethiye segmenti üzerinde 1957 tarihinde meydana gelen depremden önce, MS 619-642 yılları arasında ve MÖ 200 ile 700 yılları arasında meydana gelen en az iki önemli sismik aktivitenin bölgeyi etkilemiş olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan Burdur yöresine ait paleosismolojik veriler, Burdur-Tefenni segmenti üzerinde meydana gelen 1971 ve 1914 depremlerinden önce, biri günümüzden 863 yıl önce, diğerleri ise 1107 ve 9600 yıl önce olmak üzere en az üç önemli sismik

(4)

4

faaliyetin yöreyi etkilemiş olduğunu yansıtmaktadır. Gökova fayı ile ilgili olarak yapılan paleosismolojik araştırmalarda bu fay üzerinde günümüzden 5800-6000 yıl öncesine ait önemli bir sismik faaliyetin varlığı saptanmıştır.

GB-Anadolu’da son dönemlerde meydana gelen orta büyüklükteki depremlerin büyük bölümü, elde edilen fay çözümlerine göre, daha çok KB gidişli fay sistemleri üzerinde meydana gelmektedir. KB gidişli faylar üzerinde oluşan bu son depremler, Fethiye-Burdur Fay Zonunun özellikle Fethiye ve Burdur-Tefenni segmentleri üzerindeki deprem riskini arttırmış olması bakımından önemlidir.

(5)

5 ABSTRACT

The Cyprus and Hellenic arcs forming the important tectonic components of the Eastern Mediterranean area form a curve caused by NE-striking Pliny and Strabo trenches in the southeastern part of Fethiye Gulf. The Pliny trench controlled by left lateral oblique faults systems constitutes the part of the NE-striking Fethiye-Burdur Fault Zone under the Aegean Sea in SW Anatolia. Recent GPS measurements show that Aegean-Peloponnisos plate in the northern part of the Fethiye-Burdur Fault Zone extends in NE-SW direction with a velocity of 3 cm/a. The extension within the Isparta Angle located in the southern part of Fethiye- Burdur Zone is lesser then 1 cm/a. These data are very important, because the Fethiye- Burdur Fault zone (FBFZ) forms southern boundary of the extension area of western Anatolia.

Fethiye-Burdur Fault Zone (FBFZ) between Fethiye and Burdur Lake in SW Anatolia is interrupted by NW-trending fault systems and has been splitted into segments in various lengths. From SW to NE, the segments are: (i) Fethiye-segment, (ii) Gölhisar segment, (iii) Tefenni segment and (iv) Burdur-segment. Besides Fethi-Burdur Fault Zone (FBFZ) and accompanying fault systems in NE directions, E-W trending Gökova fault and NW trending fault systems, i.e. Dinar, Acıpayam, Muğla-Yatağan, etc., form the most important active tectonic lineaments, in present day. Besides Fethiye-Burdur Fault zone (FBFZ) in SW Anatolia, the existence of various accompanying NE trending fault systems shows that the Aegean plate does not slip in SW direction as a particular fragment, but also moves as various fragments by controlling of NE trending fault systems.

By study of earthquake records of historical and instrumental time periods, the investigation area can be considered as one the more active regions in view of seismic points. The most parts of epicenters of the earthquakes in the historical and instrumental periods, intensify at the NE, NW and E-W trending fault systems in SW Anatolia.

The obtained paleoseismological data within this study show at least two important seismic activities affect the region in the time period before Fethiye Earthquake in 1957 at the Fethiye segment, between AD 619 and 642 and BC 200 and 700. On the other side, paleoseismological data from Burdur area reflect at least three important seismic activities at Burdur segment in the time period before the earthquakes in 1971 and 1914, namely 863 BP, 1107 BP and 9600 BP. Pleeoseismological data from Gökova show that at least one important seismic activity took place 5800-6000 BP.

In SW Anatolia, a great number of current earthquakes in moderate magnitude have been took place more on the NW trending fault systems according to the obtained fault solutions.

These last earthquakes at the NW trending fault systems are very important because Fethiye-Burdur Fault Zone (FBFZ) increases earthquake risk in the Fethiye segment and Burdur-Tefenni segment especially.

(6)

6 İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖNSÖZ………... 2

ÖZET……….. 3

ABSTRACT……….. 5

İÇİNDEKİLER………. 6

ŞEKİLLER DİZİNİ... 8

ÇİZELGELER DİZİNİ……… 12

1. GİRİŞ……….. 13

1.1 Bölgesel Jeoloji (GB Anadolu)………... 13

1.2 Çalışmanın Amacı……… 14

2. 2. GÜNEYBATI ANADOLUNUN AKTİF FAY SİSTEMLERİ 18 2.1.1 Fethiye-Burdur Fayı ……….. 18

2.1.2 Gökova Fayı……… 21

3. ÇALIŞMA ALANININ YEREL JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ 29 3.1 Burdur Yöresi ………. 29

3.1.1 Otokton Kaya Birimleri……….. 29

3.1.1.1 Başmakçı Formasyonu (Paleosen)………. 29

3.1.1.2 Burdur Formasyonu (Pliyosen)………. 29

3.1.1.3 Alüvyonlar (Kuvaterner)……….. 30

3.1.2 Allokton Kaya Birimleri……… 30

3.1.2.1 Gökçebağ Karmaşığı (Orta Eosen)……….. 30

3.2 Fethiye yöresi……….. 32

3.2.1 Otokton–paraotokton birimler……… 32

3.2.1.1 Karbonat kayalar………. 33

3.2.1.2 Tersiyer tortulları………. 33

3.2.2 Allokton birimler………. 35

3.2.2.1 Marmaris peridotitleri……… 35

3.2.2.2 Kayaköy dolomiti……….. 35

3.2.3 Fethiye çevresinin tektonik özellikleri ……… 35

3.2.3.1 Fethiye fayı……… 36

3.2.3.2 Esenköy fayı………. 36

3.3 Gökova Yöresi………. 36

3.3.1 Otokton birimler……… 36

3.3.1.1 Karbonat kayalar……….. 37

3.3.1.2 Erken Miyosen Denizel tortul istif (Akyaka Formasyonu)………… 37

(7)

7

3.3.1.3 Orta-Geç Miyosen karasal tortul istif (Sekköy ve Yatağan Formasyonları) 37

3.3.2 Allokton birimler……….. 39

3.3.3 Gökova çevresinin tektonik özellikleri……… 39

4. GÜNEYBATI ANADOLUNUN SİSMİK AKTİVİTESİ………. 40

4.1 Tarihsel Deprem Etkinliği……….. 40

4.2 Aletsel Deprem Etkinliği……… 41

4.2.1 Fethiye-Burdur Fay Zonunda Meydana gelen Önemli Depremler…… 45

4.2.1.1 12 Mayıs 1971 Burdur Depremi………. 46

4.2.1.2 15 Temmuz 2008 Rodos Depremi (Mw: 6,4) ……… 48

4.2.1.3 30.05.2008, 05:34, Mw=4.4 Çameli (Denizli) Depremi……… 51

5. PALEOSİSMOLOJİK HENDEK ÇALIŞMALARI……… 57

5.1 Burdur yöresi hendek çalışmaları……… 57

5.1.1 Kışla Mahallesi (Burdur)………. 57

5.1.2 Kum Ocakları………... 57

5.1.3 Yassıgüme (Bur-3 Hendeği)……….. 58

5.2 Fethiye yöresi hendek çalışmaları……….. 66

5.2.1 Fethiye-1 Hendeği……….. 66

5.2.2 Fethiye-2 Hendeği (Fet-2)……….. 67

5.3 Gökova yöresi……….. 68

5.3.1 Akyaka Hendeği (Aky-1)………. 68

6. JEOKİMYA……… 70

6.1 Jeokimyasal örnek alımı ve analize hazırlanması……… 70

6.2 Yaş tayini analizleri ve değerlendirilmesi……… 71

7. TARTIŞMA ……… 79

7.1 Bölgesel Deprem Riski……… 79

7.2 Paleosismolojik Değerlendirme……… 81

8. FAYDALANILAN KAYNAKLAR……… 84

(8)

8 ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa Şekil 1. Batı Anadolu da yer alan belli başlı aktif fay sistemleri ve bunların

birbirleriyle olan geometrik ilişkileri 15

Şekil 2. Son yıllarda Batı Anadolu da yapılan GPS çalışmaları sonucu ortaya çıkan bölgesel kayma-hareket yönleri ve hızları

16

Şekil 3. Güneybatı Anadolu’da Isparta Açısı olarak bilinen bölgenin jeodinamik evrimi

17

Şekil 4. Güneybatı Anadolu’nun Landsat uydu görüntüsü üzerinde yeralan belli

başlı yapısal çizgiselliklerin dağılımları ve Burdur-Fethiye fay zonunun konumu 19 Şekil 5. Fethiye Körfezi ile Burdur Gölü arasındaki bölgede Burdur fayını

oluşturan segmentlerin konumları ve diğer fay sistemleri ile olan ilişkileri (Yağmurlu ve diğ., 2005).

20

Şekil 6. Yassıgüme köyü yöresinde bulunan Burdur-Tefenni fay segmenti arazi görünümü (a) ve burada alınan fay doğrultu eğim ölçümlerinin eşit alan projeksiyonu (b). P: pol noktaları; T: Tensor noktaları

22

Şekil 7. Burdur Kum ocakları mevkiinde bulunan Burdur-Tefenni fay segmenti arazi görünümü (a) ve burada alınan fay doğrultu eğim ölçümlerinin eşit alan projeksiyonu (b). P: pol noktaları; T: Tensor noktaları

23

Şekil 8. Burdur – Pınarbaşı köyü dolaylarında bulunan Burdur-Tefenni fay segmenti arazi görünümü (a) ve burada alınan fay doğrultu eğim ölçümlerinin eşit alan projeksiyonu (b). P: pol noktaları; T: Tensor noktaları

24

Şekil 9. Burdur – Hacılar köyü dolaylarında bulunan Burdur-Tefenni fay segmenti arazi görünümü (a) ve burada alınan fay doğrultu eğim ölçümlerinin eşit alan projeksiyonu (b). P: pol noktaları; T: Tensor noktaları

25

Şekil 10. Gökova bölgesinin yapısal konumu ve jeolojisi(Çaglar ve Duvarcı, 2001’den değiştirilerek): (a) Batı Anadolu ve Ege Denizi’nin genişlemeli yapısal unsurları (NAFZ: Kuzey Anadolu Fay Zonu), (b) Gökova Bölgesinin ana jeotektonik birimlerinin genelleştirilmiş tektonik konumu ve (c) Gökova bölgesinin basitleştirilmiş jeoloji haritası ve birbirini kesen rift sistemlerinin konumları (Görür ve diğ. 1995’ten değiştirilerek). Gökova Körfezi içinde yer alan D-B uzanımlı normal faylar denizaltı çok kanallı sismik yansıma verileri kullanılarak çizilmiştir (Kurt ve diğ., 1999)

26

Şekil 11. Gökova fayının Akyaka beldesinin doğusunda oluşturduğu fay aynasının görünümü

27 Şekil 12. Gökova fayının Akyaka beldesinin doğusundaki fay aynası üzerinde

gözlenen kayma çiziklerinin konumları

27 Şekil 13. Gökova fayının Akyaka beldesinin doğusunda fay aynası üzerinde

yapılan ölçümlere ait eşit alan projeksiyonu ve kayma vektörlerinin konumu

28 Şekil 14. Burdur fay zonu üzerinde bulunan Burdur- Tefenni segmentinde açılan

BUR-1 hendeğinin ve yakın çevresinin jeolojisi

31 Şekil 15. Burdur fay zonu üzerinde bulunan Burdur- Tefenni segmentinde açılan

BUR-2 hendeğinin yakın çevresinin jeolojisi

31 Şekil 16. Burdur fay zonu üzerinde bulunan Burdur- Tefenni segmentinde açılan

BUR-3 hendekleri yakın çevresinin jeolojisi

32

(9)

9

Şekil 17. Fethiye ve yakın çevresinde yer alan kaya birimlerinin ve fay

sistemlerinin jeolojik konumları ve hendek lokasyonları 34 Şekil 18. Akyaka (Gökova) ve yakın çevresinde yer alan kaya birimlerinin ve fay

sistemlerinin konumları ve açılan hendek lokasyonu (Görür ve diğ. 1995’den değiştirilerek)

38

Şekil 19. Doğu Akdeniz bölgesinde M>6.0 depremlerinin dağılımı 40 Şekil 20. Güneybatı Anadolu tarihsel dönem deprem dağılımı. İçi dolu koyu gri

renkte olan daireler Papazachos and Papazachou (1997) katalogundan 550 MÖ – 1900 MÖ depremlerini göstermektgedir. İçi dolu açık gri renkte olan daireler Soysal ve diğ. (1981) 2100 MÖ – 1900 MS depremlerin yerlerini göstermektedir

41

Şekil. 21. Güneybatı Anadolu ve Helen yayında aletsel dönemde meydana gelen deprem etkinliği

43

Şekil 22. Güneybatı Anadolu ve Helen yayı boyunca meydana gelen depremlerin faylanma mekanizması dağılımı (Canbay, 2009)

45

Şekil 23: Gri renkte içi dolu elips 1914 depreminin muhtemel kırık zonunu göstermektedir.Bunun yanı sıra Burdur gölü civarında meydana gelen bazı depremlerin faylanma mekanizmaları verilmiştir. Faylanma mekanizması diyagramlarının üzerinde yer alan tarihler depremin meydana geldiği tarihi yansıtmaktadır. 1971 Burdur depremiyle ilişkili olan diyagramlarda 1971-1, 1971-2 ve 1971-3 numaralı depremler sırasıyla en büyük öncü şok, ana şok ve en büyük artçı şokun faylanma mekanizmalarıdır

46

Şekil 24. 3 Ekim 1914 Burdur depremi eş-şiddet haritası (Ambraseys ve Finkel, 1987)

47

Şekil 25: 1957 Fethiye-Rodos depremlerinin faylanma mekanizması çözümleri. İlk deprem 24.4.1957 tarihinde 19:10’da (Ms=6.8) küçük ters faylanma bileşeni olan doğrultu atımlı faylanma mekanizmasıyla oluşmuş, ikinci deprem ise 25.4.1957 tarihinde 02:25’te (Ms=7.2) doğrultu atımlı faylanma mekanizması çözümüne sahiptir. Birinci depremin çok geniş bir alanda hissedilmiş olması birinci şokun derin odaklı ve ikinci depremin daha çok hasar yapıcı olması ikinci şokun daha sığ odaklı ve daha büyük olmasından kaynakladığı izlenimini vermektedir (Eyidoğan ve diğ., 1991)

47

Şekil 26: 25 Nisan 1957 Fethiye depreminin eş-şiddet haritası (Öcal, 1958) 48 Şekil 27. 15-Temmuz-2008 Rodos depreminin yeri ve farklı sismoloji merkezleri

tarafından elde edilen faylanma mekanizma çözümlerinin dağılımları

49

Şekil 28: 15 Temmuz - 31 Temmuz 2008 tarihleri arasında Rodos’ta meydana gelen artı depremlerin derinlik ve episantır dağılımı. Bu artçı depremlerin KB-GD uzantılı bir doğrultu üzerinde meydana geldiği görülmektedir

50

Şekil 29. Fethiye-Burdur fay zonunda meydana gelen küçük ve orta büyüklükteki depremlerin analiz sonuçları

52 Şekil 30. 30.5. 2008, 05:34 depreminin analizi için kullanılan geniş bantlı deprem

istasyonlarından elde edilen dalga şekli verisi

53

(10)

10

Şekil 31. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından

çalıştırılan geniş-bant deprem istasyonlarının Güneybatı Anadolu’daki konumları gösterilmektedir. Yıldız sembolü, 30.05.2008 tarihinde meydana gelen ve bu çalışma kapsamında analiz edilen Çameli depreminin yerini göstermektedir

54

Şekil 32. Bu çalışma kapsamında analiz edilen 30.5.2008, 05:34, Mw=4.4 Çameli depreminin dalga şekli ters çözüm sonuçları gösterilmektedir. Her sismogram çiftin üst kısmında yer alan dalga şekilleri teorik olarak hesaplananları ve alt kısmında yer alanlar gözlemsel sismogramları göstermektedir. Sismogram çiftin solunda yer alan rakam teorik sismogramın maksimum genliğinin, gozlemsel simogramın maksimum genliğine oranını göstermektedir. Sismogram çiftin üstünde yer alan kısaltmalar geniş bant deprem istasyonu için kullanılan kısaltmalardır. İstasyon isminde yer alan uzantılar e, n ve z harfiyle gösterilmekte ve bunlar sırasıyla doğu- batı, kuzey-güney ve düşey bileşenlerine karşılık gelmektedir. Çözüm kalitesinin göstergesi, ayni zamanda varians indirgeme değerinin teorik ve gözlemsel sismogramların dalga şekline olan uyumu ile ölçülür. Bu depremin analizi için varyans indirgeme değeri 50 civarında olup, dalga şekli uyumları tatmin edici düzeydedir

55

Şekil 33. 30.05.2008, 05:34, Mw=4.4 Çameli depremi analizinde farklı derinlikler için elde edilen faylanma mekanizması çözümleri ve varyans indirgeme değerleri.

Faylanma mekanizmalarında koyu bölgeler sıkışma bölgesini ve açık renkte olan kısımlar da açılma bölgelerini göstermektedir

56

Şekil 34. Burdur Fethiye fay zonu Burdur segmenti üzerinde yer alan BUR-1 hendeğinin ölçülü kesiti

59 Şekil 35. Burdur Fethiye fay zonu üzerinde açılan BUR-1 hendeğinin farklı seviyelerinin görünümleri

60

Şekil 36. Burdur Fethiye fay zonu Burdur segmenti üzerinde yer alan BUR-2 hendeğinin ölçülü kesiti

61 Şekil 37. Burdur Fethiye fay zonu üzerinde açılan BUR-2 hendeğinin farklı

lokasyonlarının görünümleri 62

Şekil 38. Burada yer alan fay 1914 depremine ait yüzey kırığını temsil etmektedir.

BUR-2 hendeği bu fayın yaklaşık 50 m KD uzanımı üzerinde açılmıştır. Sağ üst köşede bulunan araç bu şekil için ölçek olarak alınabilir. Bu mostra, ileri derecede ayrışma, yoğun heyelanlar ve kum ocağı işletmesi nedeni ile ilksel yapısını kaybetmiştir. Mostra görünümü GGB’dan KKD’ya doğrudur

63

Şekil 39. Burdur Fethiye fay zonu üzerinde açılan BUR-3 hendeğinin farklı lokasyonlarının görünümleri

64

Şekil 40. BUR-3 hendeğinin açıldığı fay yüzeyinin görünümü. Normal-sol yönlü kayma çizikleri belirgindir ve yöredeki stres alanı ile uyumludur

65

Şekil 41. Burdur Fethiye fay zonu Burdur segmenti üzerinde yer alan BUR-3 hendeğinin ölçülü kesiti

65 Şekil 42. Fethiye-Burdur fayının Fethiye Körfezi çevresindeki konumu ile bu fay

üzerinde açılması öngörülen hendek lokasyonu

66 Şekil 43. Fethiye-1 (Fet-1) hendeğinin ölçekli enine kesiti. 1: Güncel toprak örtüsü;

2: kolüvyal tortul oluşukları; 3: alüvyonal yelpaze tortulları

67 Şekil 44. Fethiye-2 (Fet-2) hendeğinin ölçülmüş enine kesiti. 1: güncel toprak

örtüsü; 2 ve 3: kolüvyal tortul birikintileri; 5 ve 6: alüvyal yelpaze birikintileri; 7:

kolüvyal tortullar

67

(11)

11

Şekil 45. Gökova fayının Gökova Köyü çevresindeki konumu ile bu fay üzerinde

açılması öngörülen hendek lokasyonu 69

Şekil 46. Gökova fayı üzerinde Akyaka yöresinde açılan Aky-1 hendeğinin enine kesiti ve örnek yerleri Bu kesit üzerinde yukarıdan aşağıya doğru üç farklı düzey saptanmıştır: 1: ayrışmış toprak örtüsü; 2: oranaik maddece fakir kumlu kil; 3:

organic maddece zengin kumlu kil

69

Şekil 47. Burdur yöresinde her iki hendekte (Bur-2 ve Bur-3) zaman dağılımı ve işaret ettiği tektonik olaylar

75

Şekil 48. Fethiye-1 hendeğinden alınan örneklerin verdiği yaş tayinlerinin modellenmesi ve yaş verilerinin dağılımı

75 Şekil 49. Fethiye-2 (Fet-2) hendeğinden alınan örneklerin yaş tayinlerinin

zamansal dağılımı

76 Şekil 50. Fethiye-1 ve Fethiye-2 hendeklerinden alınan örneklerin birlikte

değerlendirilerek yapılan kalibrasyonu

76 Şekil 51. Akyaka (Gökova; Aky-1) hendeğinden alınan örneklerin yaş tayini

sonuçları ve bunların zamansal dağılımları 77

Şekil 52: Akyaka doğusunda Gökova fay zonu üzerinde yeralan Karia uygarlığına ait kaya mezarı üzerinde meydana gelen hasar verici kırıkların konumu (a) ve bu kaya mezarının ve kırık sistemlerinin çizim üzerindeki görünümü (b)

78

Şekil 53. Burdur’da düzgün bir alanda kurulmamış bir yapılaşmaya örnek.

Burdur’da yapıların büyük bir çoğunluğu doğrudan doğruya pekleşmemiş Kuvaterner yaşlı eski gölsel plaj tortulları üzerine kurulmuştur ve zemin sıvılaşmasına maruz kalma tehlikesi ile karşı karşıyadır (GB’dan KD’ya bakış)

82

(12)

12 ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 1. Fethiye-Burdur fay zonunda tarihsel dönemde meydana gelen önemli depremler

42

Çizelge 2. Burdur-Fethiye arasındaki bölgede son yüzyıl içinde meydana gelen hasar verici depremlerin yıllara göre dağılımı

43

Çizelge 3. 15-Temmuz-2008 Rodos depreminin farklı sismoloji merkezleri tarafından elde edilen kaynak parametreleri

48

Çizelge 4. Burdur, Fethiye ve Akyaka (Gökova) yöresinden alınan toprak ve kemik örneklerinde 14C yaş tayini analizi sonuçları. * burada yaklaşık 1950 yıllarına ait yaş tayinini göstermektedir

70

Çizelge 5. Bur-2 hendeğinden alınan örneklerin 14C yaş tayini analizi sonuçları ve ilgili tektonik olaylar

74

(13)

13 1.GİRİŞ

1.1 Bölgesel jeoloji (GB Anadolu)

Güneybatı Anadolu’nun güncel tektonik yapısını biçimlendiren jeodinamik etkenleri başlıca dört grup içinde toplamak mümkündür (Yağmurlu ve Şentürk, 2005) . Bunlar; (1) Fethiye- Burdur fay zonunun kuzey bölümünde Ege-Peloponnisos levhasının GB’ya doğru hareketi, (2) Isparta Açısının doğu kanadının saat yönünde, batı kanadının ise saatin tersi yönde rotasyonu, (3) Afrika levhasının Kıbrıs ve Helenik yaylar boyunca Ege-Peloponnisos ve Anadolu levhalarının altına dalması ve (4) Anadolu Levhasının Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu faylarının (KAF ve DAF) kontrolünde güneybatıya doğru hareketi şeklindedir. Bu jeodinamik etkenlerin aktivitesi sonucunda Güneybatı Anadolu’da Isparta Açısı ile bunu sınırlayan aktif fay sistemleri gelişmiştir (Şekil 1).

GB-Anadolu’da “Isparta Açısı” olarak bilinen ve Antalya Körfezinin geometrisine uyan coğrafik yapı, Batı Toroslar bölgesinin en önemli yörelerinden biridir. Torosları oluşturan Mesozoyik karbonat ekseninin Neotektonik dönemde Antalya Körfezinin kuzeyinde farklı yönlerdeki rotasyonu ile oluşan Isparta Açısı, ana çizgilerde, batıdan Fethiye-Burdur Fayı, doğudan ise Akşehir-Simav fayları ile sınırlıdır.

Bu çalışmanın ana konusunu oluşturan Fethiye-Burdur Fay Zonunun (FBFZ), bölgesel jeolojik yapı içindeki konumu Şekil 1’ de sunulmuştur. Şekil 1’de verilen bölgesel haritada görüldüğü gibi, Kıbrıs ve Hellenik yayları Fethiye Körfezi’nin güneybatısında Pliny ve Strabo hendekleri ve bunları oluşturan fay sistemleri tarafından kontrol edilen ve önceki araştırıcılar tarafından tanımlanan önemli bir dirsek oluşturur (McKenzie, 1978; Rotstein, 1984; Dilek ve Moores, 1990; Anastakis ve Kelling, 1991; Taymaz ve Price, 1992). Bu araştırıcılara göre, Pliny ve Strabo hendeklerinin oluşumuna yol açan fay sistemleri, egemen olarak KD uzanımlı olup, sol oblik atım bileşenlerine sahiptir. Bu nedenle çoğu yerde, Pliny ve Strabo hendeklerini kontrol eden fay sistemleri ile benzer kinematik özellikler taşıyan FBFZ, gerçekte bu hendek sistemlerini oluşturan sol oblik atımlı fayların Güneybatı Anadolu’daki uzanımını karşılamaktadır.

Diğer taraftan McClusky ve diğ. (2000) ve Barka ve diğ. (2000) tarafından yürütülen GPS çalışmaları, Burdur-Fethiye fay zonunun kuzey bölümünde Batı Anadolu’nun KD-GB doğrultusunda ve güneybatı yönünde 3 cm/yıl bir hızla genişlediğini göstermektedir (Şekil 2).

Aynı araştırıcılara göre, Burdur-Fethiye fay zonunun güneyinde yeralan İsparta Açısı içinde güneybatı yönlü genişleme hareketi çok az oranda (1 cm/yıldan az) gözlenmektedir. Bu veriler Fethiye-Burdur Fay Zonu, Batı Anadolu’da Ege açılma bölgesi ve Isparta Açısı olmak üzere, iki farklı tektonik bölgeyi birbirinden ayıran çok önemli bir yapısal çizgi konumunda olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

(14)

14

FBFZ tarafından batıdan sınırlanan Isparta Açısı, ana çizgilerde doğu ve batı kanat olarak isimlendirilen iki farklı bölümden oluşur. Isparta Açısının batı kanadı Beydağları, doğu kanadı ise Akseki-Anamas karbonat platformları tarafından oluşturulur. Isparta Açısını oluşturan Mesozoyik yaşlı otokton karbonat platformuna ait istif, batıdan Likya napları, güneyden ise Antalya naplarına ait allokton ofiyolitik kaya toplulukları tarafından üzerlenir.

Isparta Açısını oluşturan doğu ve batı kanatların Neotektonik dönemde geçirmiş oldukları rotasyon hareketleri paleomanyetik verilerde gözetilerek Kissel ve diğ. (1993) ile Glover ve Robertson (1998) tarafından vurgulanmışlardır. Isparta Açısının doğu kanadını oluşturan Akseki-Anamas platformunun, saatin dönüş yönündeki rotasyonu, bu yazarların değindikleri gibi, Anadolu levhasının Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu faylarının denetiminde, güneybatıya doğru hareketi sayesinde gelişmiştir. Doğu kanadın rotasyonu Aksu bindirmesinin yanı sıra doğu kanat içinde buna eşlik eden çok katlı bindirme faylarının gelişmesine neden olmuştur.

Isparta Açısı batı kanadının Miyosen süresince saat dönüşünün tersi yöndeki yaklaşık 35-40 derecelik rotasyonu, Kissel ve diğ. (1993) tarafından paleomanyetik verilere göre değerlendirilip ortaya konmuştur. Adı geçen araştırıcıların vurguladıkları gibi, Isparta Açısı batı kanadının Miyosen dönemi boyunca geçirmiş olduğu rotasyon hareketi, daha çok Ege graben sisteminin açılmasıyla yaşıt olarak gerçekleşmiştir. Ege bölgesinde yeralan D-B uzanımlı grabenlerin, batıdan doğuya doğru giderek daralan ve nihayet sönümlenen geometrik yapı özelliği göstermeleri, güneyde Isparta Açısı batı kanadının, saatin tersi yönde 35-40 dereceye ulaşabilecek düzeyde, bir rotasyon geçirmesine yol açmış olmalıdır (Şekil 3).

1.2 Çalışmanın amacı

Bu çalışma Güneybatı Anadolu’da yer alan aktif fay sistemlerinin bölgesel tektonik yapı içindeki konumlarını ve birbirleriyle olan geometrik özellikleri yanı sıra bunların paleosismolojik evrimlerinin ortaya çıkarılmasını amaçlar. Bu amaçla Güneybatı Anadolu’nun en aktif faylarını oluşturan FBFZ ile Gökova faylarının araştırılması bu çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Bu fay sistemleri üzerinde tarihsel dönemlerde meydana gelen depremlerin paleosismolojik özellikleri yanı sıra deprem peryodlarının ortaya çıkarılması amacıyla açılmış olan hendekler değerlendirilerek bölgenin sismotektonik olarak modellenmesinin yapılması bu çalışmanın bir başka amaçlarından biridir. Bu öngörülen amaçları gerçekleştirmek için planlanan hendek lokasyonlarının yakın çevresinin jeolojik özellikleri araştırılarak fay sistemlerinin bu lokasyonlardaki konumları belirlenmesi, projenin bir başka önemli hedeflerinden birisidir. Bunun yanı sıra Güneybatı Anadolu’da meydana gelen güncel sismik hareketlerin değerlendirilmesi, bu projenin diğer önemli amaçlarından birisini oluşturmaktadır.

(15)

15

Şekil 1. Batı Anadolu’da yeralan belli başlı aktif fay sistemleri ve bunların birbirleriyle olan geometrik ilişkileri (Yağmurlu, 2000 ve Barka ve diğ. 1995’den değiştirilmiştir). Şekilde görüldüğü gibi, Burdur-Fethiye fay zonu aynı zamanda Batı Anadolu’da Ege Genişleme bölgesini Isparta Açısından ayıran önemli bir yapısal çizgiyi oluşturmaktadır.

(16)

16

Şekil 2. Son yıllarda Batı Anadolu da yapılan GPS çalışmaları sonucu ortaya çıkan bölgesel kayma-hareket yönleri ve hızları (McClusky ve diğ., 2000 ve Barka ve diğ., 2000). Şekil üzerinde yer alan vektör yönleri ve uzunlukları dikkatli biçimde incelendiğinde, Burdur-Fethiye fay zonunun kuzeyinde kalan Ege –Peleponnisos levhasının 3cm/yıllık bir hızla güneybatıya doğru kaydığı, buna karşın Isparta Açısı içinde hemen hemen hiçbir hareketin meydana gelmediği gözlenir.

(17)

17

Şekil 3. Güneybatı Anadolu’da Isparta Açısı olarak bilinen bölgenin jeodinamik evrimi.

(Yağmurlu ve Şentürk, 2005).

(18)

18

2. GÜNEYBATI ANADOLUNUN AKTİF FAY SİSTEMLERİ

Şekil 4’de verilen uydu görüntüsü üzerinde görüldüğü gibi, GB Anadolu’da yer alan güncel aktif fay sistemleri başlıca KD, KB, K-G, ve yaklaşık D-B doğrultulu uzanımlar gösterir. Şekil 2’de verilen harita üzerinde vurgulandığı gibi, GB-Anadolu’da Fethiye Burdur Fay zonunun kuzey kesimlerinde kalan alanlarda GPS ölçüm değerlerine göre çizilmiş olan vektörler daha çok GB yönünde gelişen bir hareketin yada genişlemenin meydana geldiğini göstermektedir.

Bunun sonucu olarak, GB-Anadolu’da egemen olarak KB yönünde gidişler gösteren Dinar- Çivril, Acıpayam-Honaz, ve Muğla-Yatağan arasında gözlenen aktif fay sistemleri gelişmiştir.

Bu fay sistemleri üzerinde günümüzde halen aktif olabilen sismik faaliyetler meydana gelmektedir.

Diğer taraftan, GB Anadolu’da FBFZ’nun dışında buna paralel olarak gelişmiş KD gidişli aktif fay sistemle mevcuttur. Acıgöl, Baklan, ve Gökova gibi KD gidişli aktif fay sistemleri bunlara tipik örnek olarak verilebilir (Koçyiğit, 2000; Görür ve diğ 1995). GB Anadolu’da FBFZ’nun yanı sıra buna eşlik eden KD gidişli çok sayıdaki fay sistemlerinin varlığı, Ege levhasının GB yönünde tek parça olarak kaymadığını, KD gidişli fay sistemlerinin denetiminde çok parçalı olarak hareket ettiğini göstermektedir.

2.1.1 Fethiye-Burdur Fayı

Isparta Açısını batıdan sınırlayan Fethiye-Burdur fay zonu, ana çizgilerde KD yönünde en- echalon yapıda uzanım gösteren sol oblik atımlı bir faydır. Fethiye-Burdur fay zonu daha çok birbirine paralel ve yarı paralel olan kesikli uzanıma sahip ve basamaklı bir yapı özelliği gösteren fay sistemlerinden yapılıdır. Fethiye Körfezi ile Burdur Gölü arasında yaklaşık 300 km’lik bir uzanım gösteren bu fay zonunun genişliği çoğu yerde 3 ile 10 km arasında değişir (Şekil 4 ve 5). Topoğrafyada gözlenen kayma eşikleri, breşlenme zonları, Kuvaterner yaşlı genç tortullarda yeralan biçim değiştirme yapıları ile yersel gözlenen H2S çıkışları ve pull- apart çöküntü alanları (örn; Burdur Gölü) Fethiye-Burdur fay zonu boyunca gözlenen olağan yapılardır. Diğer taraftan özellikle Burdur Gölünün güney bölümünde fay boyunca yersel olarak gözlenen çamur daykları, koluviyal oluşuklar ile, Hacılar yöresinde yer alan 1971 depreminden kalıtsal topoğrafik eşikler, ve olasılıkla 1914 depremine ait olabilecek yarık dolgu oluşukları tipik aktif fay verileri olarak değerlendirilebilecek yapılardır.

(19)

19

Şekil 4. Güneybatı Anadolu’nun Landsat uydu görüntüsü üzerinde yeralan belli başlı yapısal çizgiselliklerin dağılımları ve Burdur-Fethiye fay zonunun konumu. Burdur-Fethiye fay zonunun kuzeyinde kalan alanlarda, Ege-Peleponnisos levhasının GB- yönündeki genişlemesine bağlı olarak gelişmiş olan, KB ve KD gidişli aktif fay sistemlerinin varlığı dikkati çekmektedir.

Fethiye-Burdur fayı, daha öncede belirtildiği gibi, GB-Anadolu’nun güncel tektonik yapısını denetleyen en önemli yapısal çizgilerden biridir. Son yüzyıla ait sismik veriler ve bunların yansıttığı KD-yönlü episantır dizilimi, bu fayın Fethiye Körfezi altından Rodos Adası açıklarına dek devam ettiğini göstermesi bakımından önemlidir.

GB Anadolu’da Fethiye-Burdur arasında uzanım gösteren FBFZ yer yer KB gidişli fay sistemleri tarafından kesilerek farklı uzunluktaki segmentlere ayrılır. FBFZ üzerinde yer alan segmentler güneybatıdan kuzeydoğuya doğru (i) Fethiye segmenti, (ii) Gölhisar segmenti, (iii) Tefenni segmenti ve (iv) Burdur segmentinden oluşmaktadır (Şekil 5; Yağmurlu ve diğ., 2005). Bu segmentlerin uzunlukları yaklaşık olarak 25 ile 60 km arasında değişmektedir. KD gidişli olan bu segmentler daha çok birbirine paralel gelişmiş fay zonlarından oluşmaktadır.

Bu segmentlerin büyük bölümü bölgedeki Neojen tortullarını temel kayalarından ayıran yapısal çizgileri oluşturmaktadır. Ancak Burdur segmentinde olduğu gibi Fethiye-Burdur Fay Zonunun önemli bir bölümü Pliyosen yaşlı gölsel tortulların içinden geçmektedir.

(20)

20

Şekil 5. Fethiye Körfezi ile Burdur Gölü arasındaki bölgede Burdur fayını oluşturan segmentlerin konumları ve diğer fay sistemleri ile olan ilişkileri (Yağmurlu ve diğ, 2005). 1:250.000 ölçekli jeoloji haritası ile uydu görüntülerinden yararlanılarak çizilmiştir. Şekil üzerinde açık olarak görüldüğü gibi, Burdur-Fethiye fay zonu, bölgede KB-uzanımlı normal faylar tarafından farklı uzunlukta segmentlere ayrılır

(21)

21

Diğer taraftan Gölhisar segmentinin yeraldığı bölgede birbirine paralel gelişmiş çok sayıdaki oblik fay sistemleri Gölhisar Neojen havzası içerisinde gelişmiştir. Fethiye segmentini oluşturan KD gidişli fay sistemleri büyük bölümüyle Likya naplarına ait ofiyolit karmaşığı içerisinde gelişmiş olarak bulunur.

Fethiye-Burdur fay zonunun Burdur-Tefenni segmentleri üzerinde gelişmiş kayma yüzeyleri Burdur Kum Ocakları Mevkii, Yassıgüme yöresi, ve Burdur Hacılar Köyü, ve Pınarbaşı Köyü yakınında açık olarak gözlenir. Bu lokasyonlarda kayma yüzeylerinin ölçülmesiyle elde edilen eşit alan projeksiyonları ve hareket vektörünün yönleri Şekil 6, 7, 8 ve 9’da verilmiştir. Buna göre Burdur-Tefenni segmenti üzerinde yeralan fay yüzeylerinden sadece Yassıgüme yöresindeki ölçümler sol oblik atımlı hareketin varlığını göstermektedir. Diğer lokasyonlardaki ölçüm sonuçları daha çok normal faylanmayı gösteren veriler sunmaktadır.

2.1.2 Gökova fayı

Yörede çalışan önceki araştırıcılar (Görür ve diğ., 1995; Kurt ve diğ., 1999; Uluğ ve diğ., 2005) Gökova Körfezininin kuzeyden ve güneyden D-B uzanımlı normal fay sistemleri ile sınırlanmış bir çöküntü alanı olduğunu vurgulamışlar ve bu nedenle Gökova Körfezine gerçekte bir rift zonu olduğuna değinmişlerdir. Araştırıcılar Gökova Körfezi içerisinde gelişen bu D-B uzanımlı fayların deniz içerisinde basamaklı yapılar oluşturduğunu ve körfez içinde 1000 metreye ulaşan derinliklerin ortaya çıkmasına neden olduğunu belirtmişlerdir. Bu nedenle adı geçen araştırıcılara göre Gökova Körfezi daha çok bir rift olarak tanımlanabilecek bir çöküntü alanı özelliği göstermektedir.

Gökova Körfezini kuzeyden sınırlayan ve Akyaka-Ören arasında D-B ve DKD yönünde uzanım gösteren ve birbirine paralel gelişmiş normal fay sistemleri bu çalışmada kısaca Gökova fayı olarak adlandırılmıştır (Şekil 10). Gökova fayı Akyaka yöresinde Mesozoyik yaşlı karbonat kayalar ile Akyaka ovasını dolduran alüvyonlar arasında gelişmiştir. Akyaka’nın doğusundaki alanlarda çok iyi gelişmiş fay aynaları ve bunların üzerinde yer alan kayma çizikleri açık olarak gözlenir (Şekil 11 ve 12). Bu fay aynası üzerindeki verilerin eşit alan projeksiyonu üzerindeki değerlendirmeleri Gökova fayının daha çok normal fay özelliği taşıdığını yansıtır (Şekil 13). Diğer taraftan son dönemlerde Gökova ve Akyaka bölgesinde meydana gelen depremlere ait fay çözümleri bu yöredeki sismik faaliyetlerin daha çok normal faylar üzerinde geliştiğini göstermesi bakımından önemlidir.

(22)

22

Şekil 6. Yassıgüme köyü yöresinde bulunan Burdur-Tefenni fay segmenti arazi görünümü (a) ve burada alınan fay doğrultu eğim ölçümlerinin eşit alan projeksiyonu (b). P: pol noktaları; T: Tensor noktaları

b a

BUR-3

(23)

23

Şekil 7. Burdur Kum ocakları mevkiinde bulunan Burdur-Tefenni fay segmenti arazi görünümü (a) ve burada alınan fay doğrultu eğim ölçümlerinin eşit alan projeksiyonu (b). P: pol noktaları; T: Tensor noktaları

b

BUR-4

(24)

24

Şekil 8. Burdur – Pınarbaşı köyü dolaylarında bulunan Burdur-Tefenni fay segmenti arazi görünümü (a) ve burada alınan fay doğrultu eğim ölçümlerinin eşit alan projeksiyonu (b). P: pol noktaları; T: Tensor noktaları

a

b

Pınarbaşı BUR-LM 1

(25)

25

Şekil 9. Burdur – Hacılar köyü dolaylarında bulunan Burdur-Tefenni fay segmenti arazi görünümü (a) ve burada alınan fay doğrultu eğim ölçümlerinin eşit alan projeksiyonu (b). P: pol noktaları; T: Tensor noktaları

a

b

Hacılar BUR-LM 2

(26)

26

Şekil 10. Gökova bölgesinin yapısal konumu ve jeolojisi(Çaglar ve Duvarcı, 2001’den değiştirilerek): (a) Batı Anadolu ve Ege Denizi’nin genişlemeli yapısal unsurları (NAFZ: Kuzey Anadolu Fay Zonu), (b) Gökova Bölgesinin ana jeotektonik birimlerinin genelleştirilmiş tektonik konumu ve (c) Gökova bölgesinin basitleştirilmiş jeoloji haritası ve birbirini kesen rift sistemlerinin konumları (Görür ve diğ. 1995’ten değiştirilerek). Gökova Körfezi içinde yer alan D-B uzanımlı normal faylar denizaltı çok kanallı sismik yansıma verileri kullanılarak çizilmiştir (Kurt ve diğ., 1999).

(27)

27

Şekil 11. Gökova fayının Akyaka beldesinin doğusunda oluşturduğu fay aynasının görünümü.

Şekil 12. Gökova fayının Akyaka beldesinin doğusundaki fay aynası üzerinde gözlenen kayma çiziklerinin konumları.

(28)

28

Şekil 13. Gökova fayının Akyaka beldesinin doğusunda fay aynası üzerinde yapılan ölçümlere ait eşit alan projeksiyonu ve kayma vektörlerinin konumu.

(29)

29

3. ÇALIŞMA ALANININ YEREL JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ

3.1 Burdur yöresi

Burdur Gölünün güney bölümünde yer alan kaya birimleri otokton ve allokton olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Yöredeki otokton kaya birimleri Paleosen yaşlı Başmakçı Formasyonu, Pliyosen yaşlı Burdur Formasyonu ile Kuvaterner yaşlı alüvyonlardan oluşmaktadır.

Güneybatı Anadolu’da geniş alanlar kaplayan Likya Napları’na ait ofiyolitik kayalar Burdur Güneyinde en çok rastlanan allokton kaya birimlerini meydana getirir. Burdur Gölünün güney kesimlerinde açılan hendeklerin lokasyonları ve yakın çevrelerinin jeolojik özellikleri Şekil 14, 15 ve 16’da verilen haritalar üzerinde gösterilmiştir.

3.1.1 Otokton Kaya Birimleri

3.1.1.1 Başmakçı Formasyonu (Paleosen)

Burdur Gölünün Güney bölümünde başlıca iyi pekleşmiş çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşı arakatkılarından oluşan kırıntılı tortullar önceki araştırıcılar (Yağmurlu ve diğerleri, 2005) tarafından Başmakçı Formasyonu olarak isimlendirilmiştir. Başmakçı Formasyonunun yansıttığı litoloji ve sedimantoloji özellikleri bu birimin daha çok bir molas istifini temsil ettiğini göstermektedir. Burdur Gölünün güneyindeki alanlarda Pliyosen yaşlı Burdur Formasyonuna ait zayıf pekleşmiş gölsel tortullar Başmakçı Formasyonunu oluşturan iyi pekleşmiş kaba kırıntılı tortullar üzerinde açısal uyumsuzlukla oturur.

3.1.1.2 Burdur Formasyonu (Pliyosen)

Burdur Gölünün güney bölümünde geniş alanlar kaplayan ve egemen olarak gölsel tortullardan oluşan tortul istif önceki araştırıcılar tarafından (Karaman, 1986) Burdur Formasyonu olarak tanımlanmış ve yaşı, fosil verilerine dayanılarak, Pliyosen olarak kabul edilmiştir. Toplam kalınlığı 1200 metreye ulaşan Burdur Formasyonu alttan üste doğru zayıf pekleşmiş çakıltaşı, çamurtaşı,yersel çapraz katmanlı kumtaşı, düzenli laminalanma özelliği gösteren kiltaşı, marn, killi kireçtaşı ile en üst bölümde yer alan piroklastik volkanitler ve traverten düzeylerinde oluşur.

(30)

30 3.1.1.3 Alüvyonlar (Kuvaterner)

Burdur yerleşik alanının büyük bölümü çok zayıf pekleşmiş ve çok iyi boylanmış eski plaj kumlarından oluşan alüvyonlar üzerinde oturmaktadır. Bu pekleşmemiş plaj kumları çoğunlukla düzlemsel laminalanmalı yersel çapraz katmanlı ve çok iyi boylanmalıdır. Zayıf pekleşmiş ve bol fosilli (Dressensia sp.) kalkerli çamurtaşında oluşan ara düzeyler plaj kumlarından oluşan istif içerisinde olağan biçimde bulunur. Gölsel çamurtaşı ile çapraz katmanlı plaj kumlarının ardalanması Burdur Gölünün Kuvaterner Dönemi boyunca geçirmiş olduğu iklimsel değişikliklere bağlı gelişen su seviyesi değişimlerinin varlığını göstermesi bakımından önemlidir.

3.1.2 Allokton Kaya Birimleri

3.1.2.1 Gökçebağ Karmaşığı (Orta Eosen)

Burdur çevresinde geniş yayılım gösteren ve Likya naplarına ait ofiyolit kayalardan oluşan allokton kaya topluluğu Karaman (1986) tarafından Gökçebağ Karmaşığı olarak adlandırılmıştır. Bu karmaşığa ait kaya toplulukları Burdur Gölünün güney kesimlerinde çoğunlukla karmaşık iç yapı özelliği gösteren kireçtaşı, diyabaz, serpantinit, gabro, radyolarit ve çört bileşenlerinden yapılıdır. Burdur Gölünün güney bölgelerinde Gökçebağ Karmaşığına ait kaya toplulukları alttaki Eosen yaşlı türbititik birimleri çoğu yerde birdirmeli bir dokanakla üzerler.

(31)

31

Şekil 14. Burdur fay zonu üzerinde bulunan Burdur- Tefenni segmentinde açılan BUR-1 hendeğinin ve yakın çevresinin jeolojisi.

Şekil 15. Burdur fay zonu üzerinde bulunan Burdur- Tefenni segmentinde açılan BUR-2 hendeğinin yakın çevresinin jeolojisi.

(32)

32

Şekil 16. Burdur fay zonu üzerinde bulunan Burdur- Tefenni segmentinde açılan BUR-3 hendekleri yakın çevresinin jeolojisi.

3.2 Fethiye yöresi

Fethiye ve yakın çevresine ait sadeleştirilmiş jeoloji haritası ile bu yörede açılmış olan iki adet hendeğin lokasyonları ve konumları Şekil 17’de verilmiştir. Buna göre Fethiye ve yakın çevresinde yayılım gösteren kaya birimlerini (1) otokton-paraotokton birimler ve (2) allokton birimler olmak üzere iki grup içinde toplamak mümkündür. Yörede yer alan otokton ve allokton kaya birimlerinin adlandırılmasında Şenel ve diğ. (1996) ile Şenel (1997)’de önerilen isimlendirmelere uyulmuştur.

3.2.1 Otokton–paraotokton birimler

Bu kaya birimleri daha çok Beydağları istifinin üst bölümünü oluşturan Jura-Kretase yaşlı karbonat kayalardan ve Tersiyer yaşlı tortullardan meydana gelmektedir.

(33)

33 3.2.1.1 Karbonat kayalar

Fethiye’nin güneyinde Hendos Dağı ve Babadağ yöresinde geniş yayılım gösteren otokton karbonat kaya istifi, önceki araştırıcılar tarafından alttan üste doğru, (1) Erken Jura (Liyas) yaşlı Ağaçlı Formasyonu ve (2) Orta Jura ile Geç Kretase yaşlı Babadağ Formasyonu olmak üzere iki ayrı kaya birimine ayrılmıştır. Bu yörede otokton karbonat istifinin alt bölümünü meydana getiren Liyas yaşlı Ağaçlı Formasyonu egemen olarak algli kireçtaşı, dolomit ve dolomitli kireçtaşı bileşenlerinden yapılıdır. Birimi oluşturan kireçtaşları çoğunlukla orta ile açık grimsi, orta ile kalın düzensiz katmanlı ve mikritik dokuludur. Dolomit ve dolomitli kireçtaşları büyük bölümüyle orta ile koyu grimsi, düzensiz katmanlı ve yersel mikrosparitik dokuludur. Ağaçlı Formasyonuna ait karbonat kayalar batıdan Marmaris peridotitleri tarafından bindirmeli bir tektonik dokanakla üzerlenir. Birim, Babadağ Formasyonun alt bölümünü oluşturan oolitik kireçtaşları tarafından uyumlu olarak üstlenir.

Yörede Babadağ Formasyonu olarak tanımlanan Orta Jura-Geç Kretase yaşlı karbonat istifi alttan üste doğru neritik ve pelajik fasiyeste çökelmiş kireçtaşlarından meydana gelir.

Babadağ Formasyonunun alt bölümünü oluşturan neritik karbonatlar egemen olarak açık grimsi, kalın katmanlı yersel oolitik tane taşından oluşan kireçtaşlarından oluşur. Bunların üzerine gelen pelajik karbonatlar büyük bölümüyle açık ile orta grimsi, orta ile kalın düzenli katmanlı, yersel çört arakatkılı mikritik kireçtaşlarından yapılıdır. Tersiyer yaşlı kırıntılı tortullar Fethiye’nin güney kesimlerinde Babadağ Formasyonuna ait karbonat kayaları uyumsuz olarak üstler.

3.2.1.2 Tersiyer tortulları

Fethiye’nin güney bölümünde sınırlı bir yayılıma sahip olan Geç Paleosen – Orta Eosen (Lütesiyen) yaşlı türbiditik tortullar ve bunlara eşlik eden pelajik karbonatlar, önceki araştırıcılar (Şenel, 1997) tarafından Faralya Formasyonu olarak tanımlanmıştır. Faralya Formasyonunu oluşturan tortullar egemen olarak kırmızımsı ile sarımsı arasında değişen ve çoğunlukla orta ile ince düzenli katmanlanma özelliği gösteren kumtaşı, şeyl, çamurtaşı, killi kireçtaşı ile yersel olarak gözlenebilen spilitik arakatkılardan oluşur. Birime ait tortullar, Fethiye’nin güney kesimlerinde Geç Triyas- Liyas yaşlı Kayaköy birimine ait karbonat kayaları tarafından bindirmeli bir dokanakla üstlenir.

(34)

34

Şekil 17. Fethiye ve yakın çevresinde yer alan kaya birimlerinin ve fay sistemlerinin jeolojik konumları ve hendek lokasyonları.

(35)

35 3.2.2 Allokton birimler

Fethiye yöresinde geniş yayılım gösteren allokton kayalar Likya naplarını oluşturan ofiyolit bileşenleri ile karbonat kayalardan meydana gelmektedir. GB- Anadolu’da geniş alanlar kaplayan Likya napları, Muğla-Yatağan bölgesinde Menderes Masifine ait metamorfik kayaları, güney bölgelerde ise Mesozoyik ve Tersiyer yaşlı otokton kaya birimlerini bindirmeli bir dokanakla üstler.

3.2.2.1 Marmaris peridotitleri

GB-Anadolu’da Marmaris, Göcek ve Fethiye çevresinde geniş bir yayılım gösteren peridotitler bölgede Likya naplarının en önemli ve en yaygın bileşenlerinden birini oluşturur.Peridotitler yaygın olarak serpantinleşmiş harzburgit ve dunit bileşenlerinin yanısıra yersel gabro ve diyabaz daykları içerir. Değişik boyutlardaki kromit cevher oluşukları, Marmaris peridotitleri içinde oldukça yaygın biçimde gözlenir. Marmaris peridotitlerine ait ultrabazik bileşenler, Fethiye’nin güneydoğu kesimlerinde otokton-paraotokton konumlu Jura- Kretase yaşlı karbonat kayalar üzerine bindirmeli bir dokanakla gelir.

3.2.2.2 Kayaköy dolomiti

Fethiye güneyinde ve Kayaköy çevresinde geniş yayılım gösteren ve egemen olarak dolomitik kireçtaşı ve dolomit bileşenlerinden oluşan allokton konumlu karbonat kaya topluluğu, Şenel (1997) tarafından kısaca Kayaköy Dolomiti olarak adlandırılmıştır. Birime ait karbonat kayalar, büyük bölümü ile açık ile orta grimsi, kalın ile çok kalın katmanlı ve yersel masif yapılıdır. Fethiye güneyinde bulunan antik kaya mezarları çoğunlukla bu birime ait dolomitli kireçtaşları içinde açılmıştır. Kayaköy birimine ait karbonat kayalar, Fethiye’nin güney kesimlerinde Tersiyer yaşlı Faralya Formasyonuna ait kırıntılı tortulların yanı sıra, Marmaris peridotitlerine ait ultrabazik kayaları bindirmeli bir dokanakla üzerler.

3.2.3 Fethiye çevresinin tektonik özellikleri

Fethiye çevresinde yer alan aktif fay sistemlerini BGB-KD ve KB gidişli olmak üzere, ana çizgilerde iki grup içinde toplamak mümkündür.

(36)

36 3.2.3.1 Fethiye fayı

BGB-KD doğrultusunda uzanım gösteren Fethiye fayı, ayni zamanda Fethiye yerleşim alanını güneyden sınırlayan bir fay olup, Fethiye-Burdur fay zonunun bölgedeki uzanımını karşılar. Fethiye fayı, yerleşim alanı içinde bazı kesimlerde Marmaris peridotitleri ile Kayaköy Dolomiti arasındaki yapısal dokanağı oluşturmasına karşın, çoğu yerde karbonat kayalar ile alüvyonlar arasındaki dokanağı karşılar (Şekil 17). Fethiye güneyinde karbonat kayalar üzerinde gözlenen kayma yüzeyleri, breşlenme kuşakları ile alüvyon içinde yer alan topoğrafik eşikler, Fethiye fayını simgeleyen en önemli saha verileri olarak değerlendirilebilir.

Günümüzde halen aktif olan Fethiye fayının paleosismolojik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla, bu fay üzerinde iki farklı lokasyonda hendek açılmıştır.

3.2.3.2 Esenköy fayı

KB-uzanımlı Esenköy fayı, Fethiye yöresinde yer alan diğer önemli fay sistemlerinden birisidir. Esenköy – Gökbel arasında KB-doğrultusunda uzanım gösteren bu fay, Jura- Kretase yaşlı Babadağ kireçtaşlarını Marmaris peridotitlerinden ve Kuvaterner yaşlı alüvyonlardan ayırır. Fay boyunca yersel gelişmiş kayma eşikleri ve breşik zonlar seyrek olarak gözlenir. Tarihsel deprem verileri, Esenköy fayının Fethiye fayına nazaran oldukça pasif bir fay olduğunu yansıtır.

3.3 Gökova yöresi

Gökova ve yakın çevresine ait sadeleştirilmiş jeoloji haritası ile bu yörede açılmış olan bir adet hendeğin lokasyonu Şekil 18’de verilmiştir. Buna göre Gökova ve yakın çevresinde yer alan kaya birimlerini (1) otokton birimler, ve (2) allokton birimler olmak üzere iki grup içinde toplamak mümkündür. Yörede yer alan otokton ve allokton kaya birimlerinin adlandırılmasında Görür ve diğ. (1995)’e uyulmuştur.

3.3.1 Otokton birimler

Bu kaya birimleri daha çok Gökova Körfezinin kuzeyinde yer alan Jura-Kretase yaşlı karbonat kayalardan ve yörede yaygın olarak gözlenen Neojen yaşlı tortullardan meydana gelmektedir. Bölgede Akyaka’nın kuzeyinde geniş yayılım gösteren Neojen yaşlı tortullar, denizel ve karasal fasiyeste çökelmiş tortul istiflerinden oluşmuştur. Erken Miyosen yaşlı denizel tortullar bölgede daha çok D-B uzanımlı havzaları doldurmuş olmalarına karşın, Orta-

(37)

37

Geç Miyosen döneminde çökelmiş olan linyit içerikli karasal tortullar ise çoğunlukla KB- uzanımlı çöküntü alanlarını doldurmuştur. Bölgede farklı dönemlerde gelişen bu D-B ve KB gidişli Neojen havzaları ile bu havzaları dolduran tortul istifler, önceki araştırıcılar (Görür ve diğ., 1995, Kurt ve diğ., 1999) tarafından “ rift formasyonları ” olarak tanımlanmıştır.

3.3.1.1 Karbonat kayalar

Gökova Körfezinin ve Akyaka İlçesinin kuzeyinde geniş yayılım gösteren ve oldukça sarp bir topoğrafik yapı gösteren Jura-Kretase yaşlı karbonat kaya istif, Görür ve diğ. (1995) ile Kurt ve diğ. (1999) tarafından ayırt edilmemiş temel kayalar olarak kabul edilmiştir. Akyaka yöresindeki karbonat kayalar egemen olarak orta ile koyu grimsi, kalın ile çok kalın düzenli katmanlı yersel masif yapılı kireçtaşı ve dolomitli kireçtaşlarından yapılıdır. Akyaka yöresindeki Jura-Kretase yaşlı karbonat kayalar, Akyaka kuzeyinde Erken Miyosen yaşlı kırıntılı tortullar tarafından uyumsuz olarak üstlenir (Şekil 18).

3.3.1.2 Erken Miyosen Denizel tortul istif (Akyaka Formasyonu)

Akyaka kuzeyinde Mesozoyik yaşlı kireçtaşları üzerine uyumsuz olarak gelen ve egemen olarak kırıntılı tortullardan oluşan Akitaniyen (Erken Miyosen) yaşlı denizel tortul istif, Görür ve diğ. (1995) tarafından Akyaka Formasyonu olarak tanımlanmıştır. Birimi oluşturan tortullar egemen olarak, orta ile açık yeşilimsi, yersel sarımsı olabilen büyük bölümü ile kumtaşı şeyl ardalanmasından ve çamurtaşı aradüzeylerinden yapılıdır. Daha çok mercanlı kireçtaşlarından oluşan karbonatlı ara düzeyler, Akyaka Formasyonun alt ve orta bölümlerinde yaygın olarak gözlenir. Büyük bölümü ile denizel fasiyeste çökelmiş kırıntılı ve karbonatlı tortullardan meydana gelen Akyaka Formasyonu, Görür ve diğ. (1995)’e göre, bölgede D-B uzanımlı rift şeklinde gelişmiş bir çöküntü alanını doldurmuş olarak bulunur.

3.3.1.3 Orta-Geç Miyosen karasal tortul istif (Sekköy ve Yatağan Formasyonları)

Bölgede daha çok KB gidişli havzaları dolduran bu tortullar büyük bölümü ile fluviyal ve gölsel ortamlarda çökelmiş tortul istiflerden yapılıdır. Yöredeki karasal istifin alt bölümünde yer alan flüviyal tortullar Görür ve diğ. (1995) tarafından Sekköy formasyonu olarak ayırt edilmiştir. Fluviyal tortullar üzerine uyumlu olarak gelen ve egemen olarak kalkerli çamurtaşı, marn ve kireçtaşı bileşenlerinden oluşan gölsel tortullar, Atalay (1980) tarafından Yatağan formasyonu olarak tanımlanmıştır. Gökova Körfezi kuzeyinde Ören, Milas ve Yatağan çevresinde oldukça büyük rezervler oluşturan linyit düzeyleri, karasal Neojen istifi içinde, Yatağan formasyonuna ait gölsel tortulların en alt bölümünde yer alır.

(38)

38

Şekil 18. Akyaka (Gökova) ve yakın çevresinde yer alan kaya birimlerinin ve fay sistemlerinin konumları ve açılan hendek lokasyonu (Görür ve diğ. 1995’den değiştirilerek).

(39)

39 3.3.2 Allokton birimler

Akyaka güneyinde ve Marmaris çevresinde geniş yayılım gösteren allokton kayalar Likya naplarını oluşturan ofiyolit bileşenleri ile karbonat kayalardan meydana gelmektedir.

Marmaris çevresinde geniş alanlar kaplayan peridotit kütleleri bölgenin en önemli allokton kaya grubunu oluşturur.

2.3.3 Gökova çevresinin tektonik özellikleri

Gökova ve Akyaka bölgesinde yer alan aktif fay sistemleri egemen olarak D-B ve DKD gidişlidir. Akyaka yerleşim alanı içinden geçen Gökova fayı, topoğrafyada oluşturduğu oldukça sarp ve çok genç bir morfolojik yapı ile kolaylıkla ayırt edilir. Gökova fayı, Mesozoyik yaşlı Akyaka kireçtaşları ile güneydeki Akyaka ovasını dolduran Kuvaterner yaşlı alüvyonlar arasında gelişmiştir. Fay boyunca gelişmiş yelpaze konileri, kayma yüzeyleri, breşlenme kuşakları ile çizgisel dizilim gösteren su kaynakları olağan olarak gözlenir. Akyaka’nın 2 km doğusunda yer alan Karia uygarlığına ait kaya mezarlarında gözlenen deformasyon yapıları, Gökova fayının, günümüzde olduğu gibi, antik dönemlerde de sismik yönden oldukça aktif olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

(40)

40 4. GÜNEYBATI ANADOLUNUN SİSMİK AKTİVİTESİ

4.1 Tarihsel Deprem Etkinliği

Tarihsel dönem deprem etkinliği hakkında kabaca fikir sahibi olmak için sayısal verileri mevcut olan MÖ 2100- MS 1900 yılları arasında meydan gelen depremleri Soysal ve diğ.

(1981) katalogundan ve MÖ 551 – MS 1900 arasında meydan gelen depremleri Papazachos ve Papazachou (1997) katalogundan derlenmiş olup, Şekil 19’da tarihsel dönem depremlerin dağılımı gösterilmiştir. Tarihsel dönem depremlerin dağılımı ile Fethiye-Burdur fay zonunu uzanımı arasında belirgin bir paralellik bulunmaktadır (Şekil 20). Diğer taraftan, tarihsel dönem verileri ile aşağıda verilen aletsel dönem deprem dağılımları arasındaki benzerlik açıkça görülmektedir. Bu iki deprem dağılımının gösterdiği benzerlikten elde edilecek en basit sonuca göre, geçmişte Fethiye-Burdur fay zonunda büyük depremler meydana geldiğine göre, gelecekte de bu büyük depremler bölgeyi tehdit altında tutmaya devam edecektir. Bu nedenle Fethiye-Burdur fay zonu deprem tehlikesi ve deprem riski açısından dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.

Şekil 19. Doğu Akdeniz bölgesinde M>6.0 depremlerinin dağılımı.

Ayrıca, tarihsel dönem deprem verilerini derleyen birçok araştırmacının oluşturduğu deprem katalogları incelenerek Fethiye-Burdur fay zonunda meydan gelen önemli depremlerin listesi Çizelge 1’de verilmektedir.

(41)

41

Şekil 20. Güneybatı Anadolu tarihsel dönem deprem dağılımı. İçi dolu koyu gri renkte olan daireler Papazachos and Papazachou (1997) katalogundan 550 MÖ – 1900 MÖ depremlerini göstermektgedir. İçi dolu açık gri renkte olan daireler Soysal ve diğ. (1981) 2100 MÖ – 1900 MS depremlerin yerlerini göstermektedir.

4.2 Aletsel Deprem Etkinliği

Burdur ve Fethiye yerleşim alanları, GB Anadolu’ nun en aktif fay zonu olan Fethiye-Burdur Fay Zonu üzerinde kurulmuştur. Her iki yerleşim birimi zayıf tutturulmuş alüvyon zemin üzerinde yer almaktadır. Bölgede oluşmuş hasar verici depremler incelendiğinde 5 ve daha büyük magnitüdlü depremlerin Rodos’ dan Burdur’ a doğru KD doğrultusunda uzanan bir zon boyunca yoğunlaştıkları görülmektedir (Şekil 20 ve 21; Çizelge 2).

Doğu Akdeniz bölgesinde depremselliğin nasıl bir dağılım gösterdiğini görmek için ve hangi bölgelerin daha aktif olduğunu anlamak için 1900 yılından günümüze kadar magnitüdleri M>6 olan depremlerin dağılımları incelenmiş ve GPS vektörlerin hızları ile karşılaştırılmıştır. Diğer taraftan, GPS vektörleri fay boyunca biriken deformasyon miktarıyla doğrudan ilişkili olduğu için depremlerin dağılımıyla da benzer bir ilişki göstermesi beklenir..

(42)

42

Çizelge 1. Fethiye-Burdur fay zonunda tarihsel dönemde meydana gelen önemli depremler (1=Papazachos and Papazachou (1997), 2=Shebalin ve diğ.(1974), 3=Ergin ve diğ. (1967), 4=Ambraseys (1965), 5=Ambraseys (1975), 6=Pınar ve Lahn (1952), 7= Öcal (1968).

Deprem no

Tarih Enlem Boylam Yer Büyüklük

(Şiddet- M)

Kaynak

1 M.Ö 411 36.8 27.4 İstanköy A.(Kos) IX 1

2 M.Ö 227 36.3 28.3 Rodos X 1

3 M.Ö 197 36.6 28.5 Rodos IX 1

4 M.Ö 185 36.0 26.0 Rodos ,Kıbrıs IX 2,3,11

5 M.Ö 183 36.3 28.5 Rodos IX 1

6 M.Ö 17 38.4 27.5 Manisa/Aydın IX 15

7 53 38.10 30.15 Dinar ve Yöresi VIII 2,3,4

8 60 37.9 29.2 Pamukkale,Denizli IX 2,3,4,5,7,8

9 105 38.9 27.0 Çandarlı körfezi IX 2,3,4,5,6

10 155 36.3 28.0 Rodos,Muğla,Fethiye X 2,3

11 528 36.6 29.1 Fethiye,Finike VII 2,3

12 1303 36.3 27.3 Rodos 8.0 1

13 08.08.1304 36.5 27.5 Rodos,Girit,Kıbrıs X 2,3,4

14 1481 36.2 28.5 Rodos 7.2 1

15 1635 36.3 28.0 Rodos VII 2,3

16 1660 36.2 28.0 Rodos VII 2,3

17 1766 38.5 30.5 Şuhut-Afyon VII 3,9

18 12.07.1842 37.5 30.0 Isparta,Burdur VI 3

19 1849 37.75 30.55 Isparta yöresi VI 3

20 1851 36.4 28.6 Makri 7.2 1

21 19.10.1852 36.6 29.1 Fethiye-Muğla VII 2,3,12,13 22 02.03.1855 36.6 29.1 Fethiye-Muğla VIII 2,12,13 23 12.10.1856 36.25 28.0 Rodos,Karpatos,Girit X 2,3,4,7,12 24 13.11.1856 38.25 26.25 Rodos A-Ege D. IX 2

25 24.05.1862 36.8 28.3 Marmaris ve Rodos VII 2,3,4,12

26 1862 36.6 27.9 Rodos 6.4 1

27 16.10.1862 38.8 30.5 Afyonkarahisar ve

Şuhut VIII 2,3,12,13

28 1863 36.4 27.7 Rodos 7.8 1

29 02.10.1864 36.1 29.5 Fethiye,Neis adası 6.2 1 30 11.01.1866 36.2 28.0 Rodos Adası VIII 2,3,12

31 20.04.1868 36.0 28.0 Rodos A. VIII 2,3

32 01.11.1873 38.76 30.55 Afyonkarahisar VI 3

33 1874 36.4 27.8 Rodos 7.0 11

34 03.05.1875 38.1 30.1 Dinar,Çivril,Denizli IX 1,2,3,8,9,12,13 35 13.05.1876 38.8 30.5 Afyonkarahisar IX 2,3,4,12,13

36 06.1876 37.7 30.2 Burdur Yöresi VI 2,3

37 27.10.1896 36.5 28.0 Rodos ve Bodrum VIII 2,12,1,3

38 1896 36.6 27.9 Rodos 6.7 1

(43)

43

Çizelge 2. Burdur-Fethiye arasındaki bölgede son yüzyıl içinde meydana gelen hasar verici depremlerin yıllara göre dağılımı.

TARİH YER BÜYÜKLÜK (M)

03.10.1914 BURDUR 7.1

07.08.1925 Dinar / AFYON 5.9

08.02.1926 Milas / MUĞLA 4.7

23.05.1941 MUĞLA 6.0

13.12.1941 MUĞLA 5.7

25.04.1957 Fethiye / MUĞLA 7.1

25.04.1959 Köyceğiz / MUĞLA 5.7

14.01.1969 Fethiye / MUĞLA 6.2

12.05.1971 BURDUR 6.2

01.10.1995 Dinar / AFYON 5.9

Şekil. 21. Güneybatı Anadolu ve Helen yayında aletsel dönemde meydana gelen deprem etkinliği.

(44)

44

Gerçekten GPS ölçüm sonuçları ile Şekil19’da verilen M>6 depremlerinin dağılımı paralellik göstermektedir. GPS hızlarının yüksek olduğu bölgelerde M>6 deprem sayısında da artış görülmektedir. Özellikle Kuzey Anadolu fay zonu, Batı Anadolu ve Hellenik yayı civarında bu korelasyon dikkat çekicidir. Fethiye-Burdur fay zonuna baktığımız zaman M>6 depremleri bu fay kuşağın uç bölgelerinde yer aldığı görülmektedir. Fayın orta bölümünün ise suskun olduğu görülmektedir. Bu suskunluğun daha küçük magnitüdlü depremlerde de olup olmadığını anlamak için Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü deprem kataloğunda yer alan ve 1900 yılından günümüze kadar meydana gelmiş depremlerin dağılımı incelenmiştir. Bu dağılıma baktığımız zaman aslında FBF zonunun çok suskun olmadığı görülmektedir (Şekil 21). Bu kuşak boyunca çok sayıda deprem kümelenmeleri dikkat çekmektedir. Kuşağın Kuzeydoğusunda görülen deprem kümelenmeleri 2000-2002 yılları arasında meydana gelen Sultandağ depremleriyle ilişkilidir. Burdur Gölü civarında meydana gelen depremler daha çok 1971 Burdur depremi (Ms=6.2) sonrası meydana gelen artçı deprem etkinliği ile ilişkilendirilebilir. Bir diğer deprem etkinliği ise son zamanlarda meydana gelen Çameli deprem etkinliğidir. Bu deprem kümelenmesi FBF zonun Güneybatı ucunda yer aldığı söylenebilir. 2007 yılında başlayan bu etkinlikte en büyük depremin magnitüdü Mw=5.2 dir. Bunun dışında M>3 olan çok sayıda deprem meydana gelmiştir (Şekil 21).

Bölgenin sismotektoniğini daha iyi anlayabilmek için Şekil 21 gösterilen deprem dağılımlarına ilaveten bu depremlerin ne tür bir faylanma mekanizmasına sahip olduğu bilgisi Şekil 22’de gösterilmektedir. Şekil 22’de verilen faylanma mekanizması çözümleri Canbay (2009) tarafından derlenmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir sonraki bölümde kompozit malzemelerin bileşenleri ele alınarak yaygın olarak kullanılan takviye elemanlarından cam elyafı, karbon elyafı ve aramid elyafı; matris

In this part, a few new properties are introduced for solving IBFS and fuzzy optimal solution by using Yager’s ranking function with unrestricted trapezoidal and

Halkların Demokratik Partisi, 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13.1 olarak MHP ile aynı sayıda 80 milletvekili ile Meclise girdi ve AKP’nin tek başına iktidar

Türkiye’nin büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Geçmişte meydana gelen depremlerde çok büyük can ve mal kayıpları yaşanmıştır. Gelecek depremlerde bu

Doğrultu atımlı faylar ise, karşı blokun hareket yönüne göre sağ yanal atımlı veya sol yanal atımlı faylar olarak bilinir.. Depremler oluşum nedenlerine göre

Dünyada ormanlarca gizlenmifl, keflfedilmemifl birçok aktif fay bölgesi oldu¤unu söyleyen araflt›rmac›lar özellikle Endonezya, Hindistan, Kuzey Amerika’n›n kuzeybat›s›,

Namrun fay› uzan›m› bo- yunca, Jura-Alt Kretase yafll› Cehennem Dere Formasyonu ile Oligosen yafll› k›r›nt›l› kayaçlar- la temsil edilen Gildirli ve Alt–Orta

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından 29 Temmuz 2017 yılında 31038 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Büyük ve Orta