HASTA ÇOCUKLARIN GELİŞİMSEL ÖZELLİKLERİNE GÖRE HASTALIK
SÜRECİNDE TEPKİLERİ VE ÇOCUKLARIN GELİŞİMSEL
ÖZELLİKLERİNE GÖRE HASTANE ORTAMININ DÜZENLENMESİ
Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN Ankara Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi
Çocuk Gelişimi Bölümü
BEBEKLİK DÖNEMİ
Bir canlının yaşamındaki ilk 0-12 aylık dönemde temel ihtiyacı fiziksel bakım ve
korunmadır.
Bu dönemde uzun süre ilgiden ve sevgiden yoksun bırakılma sosyal, dil ,motor gelişim ve fiziksel görünüm bakımından bozukluklara neden olmaktadır.
Daha çok kurum bebeklerinde gözlenen, yaşamın ilk yılı boyunca anneden yoksun olmanın sebep olduğu davranış bozuklukları ve gelişim geriliğine ‘hospitalizm’
denir.
Hastaneye yatan bebeklerde sözel ifadede yetersizlik, kısa süreli uyuma, beslenirken ilgisiz kalma ve rahatsızlık durumları gözlenmiştir. Daha büyük bebeklerde ise anneye aşırı bağlılık, yabancılarla birlikte olma kaygısı ve uykusuzluk görülmüştür.
Bir çok hastane ve çocuk bakım ünitesinde bu olumsuz etkileri azaltmak için okul öncesi çocuklarıyla yeni yürümeye başlayan çocukları bir arada bulunmaktadırlar.
Bebekler için onlarla konuşabilecek, farklı etkinliklerde bulunabilecek büyük çocukların olması dikkat ve uygun uyarı durumu yaratmaktadır. Daha büyük çocuklar için ise bebeklere yardım etmek bir çok deneyim kazandırmaktadır.
Bebeklerin emeklemeyi ve hareket etmeyi öğrendikleri ilk yıllarında hastanelerde
oynamaları ve öğrenmeleri için güvenli bir ortam bulunmamaktadır.
Hastaneye yatırılırken her zaman ‘anne’ ya da tanıdıkları bir başka bakım veren kişi ile birlikte olması sağlanmalı, çocuk hasta asla güvendiği bir refakatçi, olmadan hastaneye yatırılmamalıdır.
Oral dönemde doyurma işlemi sakin, zorlama olmadan, çocuğun yeterince emmesine olanak verilecek şekilde olması gerekir. Unutulmamalıdır ki ağza yapılacak tüm girişimler bebeğin bu dönemle ilgili temel işlevlerini aksatabilir.
Oral dönemde beklerin emzik, parmak emme, elini ağzına sokma davranışları her seferinde engellenme ile karşılaşmamalıdır. Bebeklerin tülbent, emzik, battaniye gibi geçiş nesnelerinin onları rahatlattığı, daha sonraki dönemlerde bunların sorun
yaratmayacakları tam tersi bebeğin gelişimini destekleyecekleri unutulmamalıdır.
Bu dönemdeki şefkatli bakım, okşanma, konuşulma, kucak, emme gereksinimlerini ve temel bağlanmayı ‘ anne’ ile gerçekleştirmenin bebek için çok önemli olduğuna dikkat edilmelidir.
Bu dönemde yuva bakımında olan çocukların hastaneye yatışları söz konusu olduğunda
bu bebeklerin hastanede ‘kimsesiz’ yatmamaları gerekir. Çocuk hekimleri yazılı bir uyarı
ve istemi yuvalara gönderdiğinde yuva refakatçi sağlamakla yükümlüdür.
ÇOCUKLUĞUN 2. YILINDA İHTİYAÇLAR
Bebekliğin 2.yılı hareket ve dil yetilerinin hızla geliştiği, duygusal ve bilişsel süreçlerinin karmaşıklaştığı, merak, coşku ve heyecanlarla dolu bir dönemdir.
‘Ben yapabilirim’ duygusu bu dönemde gelişmesi gereken temel duygudur.
Bebeğin özerkliğinin desteklenmesi, tehlikeli olmadığı durumlarda onun kendisi için bir şeyler yapmasına izin verilmesi, buna karşılık ilgili ve onun isteklerine yanıt veren tavrın bırakılmaması gerekir.
Bu dönemde ortaya çıkan en önemli sorunlardan bir tanesi öfke nöbetleridir.
Bu anlarda aile kendisi öfkelenmeye başlamadan durum ile baş edebilirse çocuğun zarar görmesi engellenir. Çocukla en az çatışma içine girilecek ortamlar kurulmalıdır, ona serbest araştırma ve oyun olanakları sağlanmalı, yapmasını istenmeyen davranışlarda kesin ve tutarlı olunmalıdır. Bu dönem uzun dönem cezalar ve mahrum bırakmalar için uygun değildir.
Kitap çocuğun bilişseli duygusal, sosyal gelişiminde önemli bir uyaran
olduğundan aileler bu yaşlarda çocuğu kitapla tanıştırmalı ve kitap okumayı
sevdirmelidirler.
BEBEKLER İÇİN HASTANE DÜZENLEMESİNE ÖNERİLER
Anneleriyle birlikte hastanede kalmaları sağlanmalıdır. Bu durum ayrılık kaygısının başlayarak arttığı 7-12 aylar arasında daha da önem kazanmaktadır. Annenin
devamlı yokluğu durumunda annenin yerini alabilecek bir birey bulunmalıdır.
Bebek bölümünde her 3-5 bebeğe bir personel sağlanmalıdır. Görevli personel anne babadan bebeğin bütün alışkanlıkları hakkında bilgi alarak, bebeğin
yabancılık çekmemesini sağlamalıdır.
Güneş alan, aydınlık, gürültüden uzak, sıcaklığın sabit olduğu odalar bebekler için düzenlenmelidir.
Bebeklerin yataklarının üzerinde görsel ve işitsel uyarı sağlayan, renkli, ses
çıkaran, yumuşak materyaller asılmalı olmalıdır. Bu nesnelere uzanma, kavrama, yakalama hareket gelişimine, ses çıkaran nesnelere karşılık verme dil gelişimine, neden-sonuç ilişkisini araştırma renk ve şekilleri kavrama ise bilişsel gelişimine katkı sağlar.
Bölümün duvarları ve tavanı desenli kağıtlarla kaplanmalı veya desenler, figürler çizilmelidir.
Bebekle fırsat buldukça konuşmak, şarkılar söylemek müzik dinletmek dil gelişimini desteklemek için gereklidir.
6-12 aylık bebekler için kendilerini çekip kaldırabilmelerini, destek alarak yürümelerini sağlayacak şekilde düzenlenmiş çocuk parkları bulunmalıdır.
Tedavi ve incelemeler bebek uyanık olduğu zamana göre ayarlanmalıdır.
Aileler için çocuk gelişimi ve eğitimi yöntemlerini içeren eğitim programları
düzenlenmelidir.
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ
Bu dönemde çocuk çok hızlı bir büyüme göstermektedir.
Koşma, atlama, bir yere tırmanma, takla atma gibi fiziksel
gelişmeler bu dönemde artar. Aynı zamanda dil gelişimi de bu dönemde oldukça hızlı ilerler. Sözcükleri anlama ve kullanma
becerisi artar, belli nesneleri tanımlar, bazı duyguları sözel olarak anlatabilir, 5-6 sözcüklü uzun cümleler kurabilir.
Unutulmamalıdır ki hareketlerindeki uyum, sözcük bilgisi, sosyal ilişki kurabilme, tuvalet eğitimi kazanma, beslenme, yıkanma gibi çeşitli beceri ve gelişimler her çocukta farklılık gösterecektir.
Hastaneye bırakılan 2-3 grubu çocuğu kendini yalnızlığa mahkum edilmiş, haksızlığa uğramış, cezalandırılmış gibi hisseder. 3
yaşına geldiğinde anne babanın geri geleceğini daha iyi
anlamaya başlasa da hastanede yatmaktan her yaş grubu çocuk korku duyacak ve gergin olacaklardır.
2-3 yaş dönemi çocukları hastane tedavisine, kabus görme,
anne-babaya aşırı düşkünlük, tuvalet eğitimindeki aksaklık ya da
parmak emme gibi gerileme şeklinde tepki verebilirler.
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE İHTİYAÇLAR
Okul öncesi dönemde çocuk okul eğitiminin gereklerini yerine getirebilecek gelişimi edinmek zorundadır.
Çocukların duygularını ifade edebilme konusunda yüreklendirilmeleri, neler
yaşadıklarını rahatça anlatabilmeleri ve deneyimlerinden sonuçlar çıkarabilmeleri için önemlidir.
Çocukların merakları bu dönemde desteklenmelidir. Her konuyla olduğu gibi cinsel konularla ilgili sorulara basit yanıtlar vererek, çocuğun araştırıcılığını öfke ile değil hoşgörü ile karşılayarak bu dönemin gelişimi desteklenebilir.
Bu dönemde sünnet önerilmemektedir.
Çocukların cinsel organlarına yönelik sözel ya da diğer saldırılar her dönemde örseleyicidir. Bu dönemde ise çok masum gözüken sözler (‘pipini keserim’ gibi) önemli korkulara neden olabilir.
Hiç bir dönemde aile kendisi çocuğun cinsel organına temizleme dışında dokunmamalı, uyarmamalıdır.
Mastürbasyon ya da cinsel organla oynama bu dönemde sık görülebilir. Çocuk bu konuda suçlanmamalı, bu davranışlara öfke ve engelleme ile karşılık verilmemelidir.
Bu yaş döneminde çocuklar cinsel rollerini daha sonra benimseyeceklerinden
bebekle oynamak her çocuk için şefkatli, insancıl yapıyı destekleyicidir. Kız ve erkek çocuklar oyuncak seçiminde serbest bırakılmalıdır, oyunlar cinsel kimlik seçimi
olarak algılanmamalıdır.
ÖNERİLER
5 yaşından küçük çocukların annelerinin hastanede çocukla birlikte kalmaları önerilmektedir.
Yemek yeme giyinme, tuvalet gereksinimini karşılamak önemlidir, bu nedenle çevre şartları uygun biçimde düzenlenmelidir.
Çocukların günlük vücut temizliğini hastanede de devam ettirmesi sağlanmalıdır.
Bu yaş grubu yemek yeme becerileri de çok yeterli olmadığından onlara bu konuda da yardımcı olmak gerekir. Çocuklar yemek saatinde bir arada olmalıdırlar.
Normalde 2 yaşında kazanılan tuvalet eğitimi hastaneye yatma ile birlikte gerileme gösterebilir. Bu çocuklarda geçici olarak meydana gelen enürezis ve enkoprezis
durumları yabancı tuvalet düzeninde, anne babaya ya da hastane personeline karşı bir tepki olarak ortaya çıkabilir. Tuvaletlerin çocukların bulunduğu yere yakın olmasında fayda vardır.
Okul öncesi çocuklarının oyun en önemli işleridir. Hastanede yatan çocuklar için oyun daha da büyük bir gereksinim haline gelir. Hareket, dil, bilişsel, sosyal gelişimlerinin devamını sağlar, hastane yaşantısından duyduğu korku ve kaygıları azaltır. Kitaplar, bebekler, sanat malzemeleri, bloklar, evcilik oyun malzemeleri, kuklalar gibi pek çok oyun araçları ile dolu bir oyun odası ve bu odadan sorumlu, çocuklarla sürekli birlikte olabilecek, çocuklara duygusal açıdan daha yakın bir yetişkin olmalıdır. Ayrıca
çocukların kendilerini dış dünyadan kopmuş hissetmelerini engellemek adına oyun
odaları bahçeye de açılmalı ve çocuklar bahçede vakit geçirmelidirler. Sürekli yatma
zorunluluğu olan çocuklar için de dışarıyı görmelerini sağlayacak şekilde düzenlemeler
yapılmalı, yataklarında yapabilecekleri etkinlikler bulunmalıdır.
OKUL DÖNEMİ
Sağlıklı bir okul dönemi çocuğunda hastalık ve normal dışı olaylar karşısında ruhsal sorunlar ortaya çıkabilir. Hareketleri sınırlandırıldığında, fiziksel faaliyetleri durdurulduğunda bundan büyük rahatsızlık duyarlar. Özellikle erkek
çocuklar bir hastalık durumundan dolayı vücut yapısının ve erkekliğinin etkileneceğinden
kaygılanır. Çocuk hastalığından dolayı bağımlı olma haline, bir çok faaliyetten yoksun olmasına, endişelerle dolu yeni bir yaşantıya tepkiler
gösterir.
ÖNERİLER
Okul dönemi çocukları kendilerini okuldan uzaklaşmış hissederler.
Derslerinin hastanede devam ettirilmesi çok yararlı ve gereklidir.
Derslerin hastanede devam ettirebilmesi için ‘hastane okulları’ veya
‘sınıfları’nın yaygınlaştırılması gerekir. Bunun sağlanamadığı
durumlarda okulla iletişim sağlanabilmesi için telefon, TV, görüntü kayıtlarından yararlanılabilir.
Sağlık bakımı ve eğitim çalışmaları bir arada yürütülmelidir.
Okul dönemi çocukları için hem rahatlatıcıdır hem de uzun saatleri doldurmak için yararlı bir uğraştır. Müzik için ses geçirmeyen müzik odalarının bulunması çok yararlıdır.
Bu yaş döneminde enerjileri çok fazla olduğunda uygun fiziksel çevre ve bahçe etkinliklerinden yararlanmaları sağlanmalıdır.
Sanat odası, çocuk kütüphanesi, müzik odası gibi çocukların hoşlandıkları konularda çalışma gereksinimlerini karşılayacak düzenlemeler yapılmalıdır.
Bitkileri ve hayvanlara ilgi duyan bu yaş dönemi çocukları için
enfeksiyon riskine karşı en uygun olan balıklarla ve alerjen olmayan
bitkilerle uğraşmaları için gerekli destek sağlanmalıdır.
ÖNERİLER
Ergenlik dönemindeki gencin hastanede yatması yeni gelişmekte olan kişiliğini ve bağımsızlığını tehdit edebilir, bu nedenle de genç hastanedeki yetkiye karşı koyabilir.
Sorunlarıyla başa çıkabilmesi için zaman zaman hastane personelinden ve hastane
yaşantısından uzak kalmaları gerekir. Bunun için hastanede yalnız kalabilecekleri sessiz, özel bir oda ayrılması gereklidir.
Bu dönemde kişisel alan kavramları büyük önem taşır. Bu nedenle kalış süreleri çok kısa olsa bile hastane odaları, gencin fotoğraflar, posterler gibi kendine ait nesnelerle kalıcı olmayan değişiklikler yapabileceği bir şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca gencin özel eşyalarını koyması için dolaplar, çekmeceler ayrılmalıdır.
Bu yaş grubu çocuk ve gençler vücutlarına, görünüşlerine, hastalıklara karşı çok hassastırlar.
Dış görünüşleri ve vücutlarında meydana gelen hızlı ve önemli değişiklikler konusunda
hassas ve alıngan olurlar. Ayrıca vücut gizliliğine önem verirler. Bu yaş grubundaki hastanın normal bakımını yapabilmesi için gerekli malzeme ve yere sahip olması çok önemlidir.
Hastane personeli bu yaştakilerin gereksinim ve korkularını dikkate alarak, güvenlik, yardım, kontrol ve bağımsızlık, kendini ifade ve özgürlük arasında hassas bir denge kurabilmelidirler.
Bu gençlerin yetişkinlerin kendilerine karışmayacakları, kendi kendilerin idare ettikleri kendilerine ait bir yerleri olmalıdır. Bu hastaların diğer çocuk ve yetişkin hastalardan daha geniş bir alana ihtiyaçları vardır.
Müzik dinleyebilecekleri ya da müzik aleti çalabilecekleri bir ortam gereklidir.
12-18 yaş grubu arasında telefon önemli bir yer tutar. Hastanın arkadaşlarıyla temas kurmasını sağladığından telefon haberleşme aracı olarak önem kazanır.
Hastaneler uzun süre kalacak olan gençlerin eğitimi için gerekli olanağı verebilecek yapıda olmalıdır.