• Sonuç bulunamadı

SU EKOSİSTEMLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SU EKOSİSTEMLERİ"

Copied!
39
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SU EKOSİSTEMLERİ

cografyahocasi.com

(2)

NELER ÖĞRENECEKSİNİZ

Bu bölümde okyanus, deniz, göl, akarsu ve bataklık ekosistemlerinin özelliklerini, sulak alanları, Ramsar Sözleşmesi’ni öğreneceksiniz.

Kazanım: 11.1.4. Su ekosisteminin

unsurlarını ve işleyişini açıklar.

(3)

Denizel su ekosistemleri tuzlu sulardan; karasal su ekosistemleri ise bazı tuzlu, sodalı, acı göller dışında genellikle tatlı sulardan oluşur. Yeryüzünde bulunan sular; atmosfer, okyanus ve karalar arasında katı, sıvı ve gaz hâlde yer değiştirir. Su ekosistemleri, su döngüsü sayesinde karasal ekosistemleri etkileyerek karalarda yaşayan diğer canlı türleri için önemli görev üstlenir. En büyük su ekosistemini oluşturan okyanus ve denizler (%97)

aynı zamanda önemli nem kaynaklarıdır. su döngüsü

(4)

Su ekosistemlerindeki biyoçeşitliliği suyun durgun veya hareketli olması, suların sıcaklık ve derinliği ile sulardaki ışık ve besin maddeleri etkiler. İklim değişiminin belirgin olmadığı su ekosistemlerinde karasal ekosistemler gibi kuşaklara rastlanmaz.

(5)

Sular, kimyasal özelliklerine göre genellikle tuzlu ve tatlı sular olarak ikiye ayrılır. Bu ortamların fiziksel ve kimyasal özelliklerinin farklı olması, değişik hayvan ve bitki türlerinin gelişmesine imkân sağlamıştır.

Hidrosfer; okyanus, deniz, göl ve akarsu gibi farklı

ortamlardan oluşmaktadır.

(6)

Denizel Su Ekosistemleri

Karasal Su Ekosistemleri

SU EKOSİSTEMLERİ

 Deniz ekosistemleri

 Okyanus ekosistemleri

 Göl ekosistemleri

 Akarsu ekosistemleri

 Bataklık ekosistemleri

(7)

OKYANUS ve DENİZ EKOSİSTEMLERİ

Dünyanın yaklaşık %70’ini kaplayan deniz ve okyanuslar çok büyük bir ekosistemi meydana getirir. Okyanus ve deniz ekosistemlerinin sahip olduğu enerji ve madde dolaşımı karasal ekosistemlerden farklıdır. Ayrıca okyanus ve denizler; azot, karbon, oksijen, kükürt gibi madde döngülerinde önemli bir yere sahiptir.

(8)

Farklı canlıların yaşam alanını oluşturan okyanuslar, tür çeşitliliği bakımından oldukça zengindir.

Bu yaşam alanındaki canlıların dağılımını suyun sıcaklığı, tuzluluk oranı, sudaki basınç ile ışık yoğunluğu, dalga, gelgit, okyanus akıntıları gibi faktörler etkilemektedir.

(9)

Yeryüzünün en büyük ekosistemlerinden olan okyanus ve denizlerde 200 m derinliğe kadar olan ortam, canlı çeşitliliğinin fazla olduğu bölgelerdir. Bu durumun nedeni, Güneş ışınlarının buraya kadar ulaşabilmesi ve su basıncının derinlerde yüksek olmasıdır.

(10)

Fosfor ve azot başta olmak üzere bitki besin maddesi bakımından fakir olan açık denizlerde canlı çeşitliliği azalmaktadır.

Kıyılarda ise karalardan taşınan besin maddelerinin açık denizlerden fazla olması canlı yaşamını çeşitlendirmiştir.

(11)

Okyanus akıntıları, iklim ve bitki örtüsü üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Isı dağılımının sağlanmasında rol alan okyanuslar diğer ekosistemler üzerinde de etkilidir. Sıcak ve soğuk okyanus akıntılarının karşılaşma alanlarında plankton adı verilen bitkisel ve hayvansal tek hücreli canlıların sayısı oldukça fazladır. Dolayısıyla bahsedilen alanların biyoçeşitlilik bakımından zengin olduğunu söylemek mümkündür.

(12)

Aerosol adı verilen tuz kristalleri, okyanus ve denizlerde meydana gelen dalgalar ile patlayan hava kabarcıkları sonucu atmosfere geçer. Bulut oluşumunun kolaylaşmasını sağlayan aerosoller, asynı zamanda yağışlarla yüzeye inerek toprağın gerekli mineralleri almasında rol oynar. Yılda ortalama 150 milyon ton tuz yeryüzüne düşmektedir.

(13)

Mercan resifleri; tropikal bölgeler ile sıcak, temiz ve sığ sularda mercan adı verilen hayvanların ölmesi sonucu bunlara ait kalıntıların birikmesiyle oluşur. Mercanlar, deniz suyu sıcaklığının yıllık ortalama 23-25 °C olduğu sığ denizlerde en uygun gelişimi gösterir. Mercan resiflerinin oluşturduğu zenginlik, farklı canlıların yaşamasına ve tür çeşitliliğinin artmasına imkân sağlar.

(14)

AKARSU EKOSİSTEMLERİ

Akıntılı su kütlelerine sahip akarsu ekosistemlerinde yeryüzü şekilleri ve suyun akış hızı biyoçeşitliliği etkilemektedir.

(15)

Akarsuların yukarı çığrında yatak eğimi fazla, akış hızı yüksek ve sular soğuktur.

Dolayısıyla bu alanda biyoçeşitliliğin az olduğunu söylemek mümkündür.

Akarsuyun aşağı çığrından itibaren akış hızı azalmakta ve akarsu yatağı genişlemektedir.

Bu durum, canlı yaşamını olumlu etkileyerek biyoçeşitliliğin artmasını sağlar.

(16)

Akarsuyun denize döküldüğü ağız kısmı ise sıcaklık ve tuzluluk yönünden elverişli şartları taşıdığı için biyoçeşitlilik açısından oldukça zengindir.

(17)

GÖL EKOSİSTEMLERİ

Göller, tatlı yüzey sularının %87’sini oluşturur.

Sularının sıcaklığı ve seviyesi mevsimden mevsime değişen göller; çevredeki ana materyalden çözünerek sulara karışan maddenin özelliğine göre tuzlu, acı ve sodalı olabilmektedir.

(18)

Gölün yeşilimsi bir renkte olması, göl yüzeyindeki fitoplankton yoğunluğundan kaynaklanmaktadır.

Akarsuların getirdiği killerin göl yüzeyinde yüzer duruma geçmesi, ışığın göldeki nüfuzunu azaltarak biyolojik faaliyetin düşmesine sebep olmaktadır.

Organik maddenin fazla olduğu ve akarsuların döküldüğü gölün kıyı kesimi, canlı yaşamı açısından oldukça zengin bir alandır. Göl ekosisteminde yaşayan başlıca canlılar; saz, kamış, nilüfer, algler, kurbağa, su yılanı, sazan ve karabataktır.

(19)

BATAKLIK EKOSİSTEMLERİ

Bataklıklar, su döngüsünün devam

etmesinde oldukça önemli bir işleve

sahiptir. Bu alanlar; yeryüzü şekillerine

bağlı olarak oluşan durgun, sığ, üzeri

sazlarla kaplı ve akıntının yetersiz

olduğu su birikintileridir.

(20)

SULAK ALANLAR

Bataklıkların da dâhil olduğu sulak alanlar (hidrobiyom), taban su seviyesinin yüksek olduğu kıyı kesimlerden başlayıp dağların yüksek kesimlerinde suyun birikmesine uygun olan çukur alanlara kadar devam eder. Sulak ekosistemler, kendilerine özgü bir flora ve faunaya sahip olduğu için karasal ekosistemler ile su ekosistemleri arasında geçiş özelliği gösterir. Farklı iklim bölgelerinde görülebilen sulak alanlar, topoğrafya özelliklerine bağlı olarak da yerel özellikler sergiler.

(21)

RAMSAR SÖZLEŞMESİ RAMSAR SÖZLEŞMESİ

İran’ın Ramsar kentinde 2 Şubat 1971 yılında imzalanan ve sulak alanların korunması ve akılcı kullanımını hedefleyen Ramsar Sözleşmesi'ne (Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme) Türkiye 1994 yılında taraf olmuştur.

Ramsar Sözleşmesi kriterlerine göre Türkiye’de uluslararası

öneme sahip 135 sulak alan belirlenmiştir. Bu alanların çoğu

barındırdığı su kuşları ve balık türleri açısından uluslararası

öneme sahiptir.

(22)

Yer İl Tarih

Göksu Deltası Mersin 1994

Burdur Gölü Burdur 1994

Seyfe Gölü Kırşehir 1994

Manyas (Kuş) Gölü Balıkesir 1994

Sultan Sazlığı Kayseri 1994

Kızılırmak Deltası Samsun 1998

Akyatan Lagünü Adana 1998

Uluabat Gölü Bursa 1998

Gediz Deltası İzmir 1998

Meke Gölü Konya 2005

Yumurtalık Lagünü Adana 2005

Kızören Obruğu Konya 2006

Kuyucuk Gölü Kars 2009

Nemrut Gölü Bitlis 2013

TÜRKİYE’DEKİ RAMSAR ALANLARI

(23)

Sulak alanlarda hâkim bitki örtüsünü yosun, su zambağı ve nilüfer gibi yüzen bitkilerle saz ve kamış gibi su üstüne çıkan bitkiler oluşturmaktadır. Nehir kenarlarındaki sulak alanlarda akarsu boyu ağaçlıkları vardır. Biyolojik yönden tatlı sulardan oluşan sulak alanlar zengin ekosistemler arasındadır.

(24)

Zengin bir türe sahip yaban hayatının oluşumunu sağlayan sulak alanlarda ördek, martı, balıkçıl, leylek, pelikan gibi çeşitli kuşlarla su aygırı, su samuru, su sıçanı, yengeç, kurbağa çeşitleri, su kaplumbağası, sürüngenler ve omurgasız canlılar yaşamaktadır. Aynı zamanda buralar; çeşitli kuşların yuva yaptığı, besinlerini temin ettiği ve göçmen kuşların barındığı alanlardır.

(25)

Türkiye farklı ekolojik karakterde, zengin ve çok çeşitli sulak alan habitatlarına sahiptir.

Buna bağlı olarak Avrupa, Kuzey Afrika, Batı Asya ve Sibirya arasında bulunan 4 önemli kuş göç yolundan ikisi Türkiye üzerinden geçmektedir. Kuşlar, ilkbaharda Türkiye’ye veya Türkiye üzerinden kuzeye; sonbaharda ise güneye doğru göç etmektedir. Bu göç esnasında Türkiye’nin coğrafi konumu ve sahip olduğu sulak alanların zenginliği, bu kuşların göç esnasında ülkemizi tercih etmelerindeki temel sebeptir.

Manyas Kuş Cenneti (Balıkesir) Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti (Samsun)

(26)

Yılanboyun kuşu Saz horozu Sulak alanların kurutularak tarım

alanlarına dönüştürülmesiyle sadece Amik Gölü'nde yaşayan ve endemik bir tür olan yılanboyun kuşunun soyu tükenmiş, Tarsus Aynaz’da ise nadir bir tür olan saz horozunun üreme alanı yok olmuştur.

Türkiye’deki sulak alanlar birçok tehditle karşı

karşıyadır. Bu tehditlerin başında kurutma faaliyetleri,

kaçak avlanma ve tarım alanlarından gelen kimyasal

maddelerle su kalitesindeki bozulmalar gelmektedir.

(27)

Denizel ve karasal olmak üzere iki bölüme ayrılan su ekosistemleri biyoçeşitlilik açısından dünyanın önemli alanlarını oluştururlar. Bu ekosistemlerde; suyun fiziksel ve kimyasal özellikleri, durgun veya hareketli olması, sıcaklığı, derinliği, ışık ve besin madde miktarı gibi faktörler biyoçeşitlilik üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Bu ekosistemlerdeki biyoçeşitlilikle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) Kıyılarda karalardan taşınan besin maddelerinin açık denizlerden daha fazla olması canlı çeşitliliğini artırır.

B) Okyanus ve denizlerde 500 metreden daha derin ortamlarda canlı çeşitliliği daha fazladır.

C) Akarsuların yukarı çığırlarında yatak eğiminin fazla, akış hızının yüksek ve suların soğuk olması biyoçeşitliliği artırır.

D) Akarsuların okyanus veya denize döküldüğü ağız kısmı sıcaklık ve tuzluluk yönünden elverişsiz olduğu için biyoçeşitlilik düşüktür.

E) Kapalı havzalarda bulunan göllerde su sıcaklığının ve seviyesinin mevsimden mevsime değişmesi biyoçeşitliliği artırır.

2020-AYT

(28)

Türkiye’de son dönemde koruma altına alınan alanların büyük bölümünü sulak alanlar oluşturmaktadır.

Bu alanların koruma altına alınması, o yörede aşağıdakilerden hangisi üzerinde daha az etki meydana getirir?

A) Kültür balıkçılığının artması

B) Doğal bitki örtüsünün korunması C) Yer altı sularının beslenmesi

D) Hayvan varlığının korunması E) Turizm faaliyetlerinin artması

2014 – LYS

(29)

Yukarıdaki şekilde bir akarsu ağı gösterilmiştir.

Akarsu ekosistemlerinin işleyişi göz önüne alındığında, numaralarla gösterilen yerlerin hangisinde canlı çeşitliliğinin daha fazla olması beklenir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2012-LYS

(30)

Bu zincirdeki neden-sonuç ilişkileri göz önüne alındığında, boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

A) Gölün su seviyesi düşer.

B) Tarım ürünü çeşidi azalır.

C) Balık türleri ve sayıları azalır.

D) Atıklar göl suyundan toprağa karışır.

E) Yeni balık türleri yetiştirilmeye başlanır.

2010-LYS

Aşağıdaki şemada, bir yörede insan etkinliklerine bağlı olarak ekolojik dengenin bozulmasına yol açan olaylar zinciri gösterilmiştir.

(31)

ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME

(32)

………. ekosisteminde yaşayan başlıca canlılar; saz, kamış, nilüfer, algler, kurbağa, su yılanı, sazan ve karabataktır.

Sıcak ve soğuk okyanus akıntılarının karşılaşma alanlarında ……….

adı verilen bitkisel ve hayvansal tek hücreli canlıların sayısı fazladır.

……… Sözleşmesi, sulak alanların korunmasını ve akılcı kullanımını hedefleyen ve 1971 yılında İran’da imzalanan bir sözleşmedir.

Su ekosistemleri denizel ve …………..………… olmak üzere iki gruba ayrılır.

Okyanus ve denizlerdeki dalgalar ile patlayan hava kabarcıkları sonucu atmosfere geçen tuz kristallerine ………...… adı verilir.aerosol

karasal Ramsar

plankton

Göl

BOŞLUK DOLDURMA

(33)

Okyanus ve denizlerde 200 m derinlikten sonra biyoçeşitlilik hızlı bir şekilde artış göstermektedir.

Akarsuların yukarı çığrında yatak eğimi fazla, akış hızı yüksek ve sular soğuk olduğu için biyoçeşitlilik daha fazladır.

Fosfor ve azot başta olmak üzere bitki besin maddesi bakımından fakir olan açık denizlerde canlı çeşitliliği azalmaktadır.

Nemrut Gölü, 2013 yılında Türkiye’deki Ramsar alanları listesine eklenerek koruma altına alınmıştır.

Akarsuyun denize döküldüğü ağız kısmı sıcak ve tuzlu olduğu için biyoçeşitlilik açısından oldukça fakir bölgelerdendir.

DOĞRU-YANLIŞ

(34)

1) Karasal su ekosistemleri aşağıdakilerden hangisinde bir arada verilmiştir?

A) Göl - Bataklık - Akarsu B) Bataklık - Deniz - Göl C) Okyanus - Akarsu - Göl

D) Deniz - Bataklık - Buzullar

E) Akarsu - Deniz - Okyanus

(35)

Balıkçı tekneleri ağlarını daha çok 0 - 100 m derinliğe bırakmakta ve bu alanda avlanmaktadırlar.

2) Bu durumun temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Akıntıların bu derinlikte daha az etkili olması B) Aerosellerin yüzeye yakın yerde bulunması

C) Güneş ışınlarının bu derinliğe kadar ulaşabilmesi

D) 0-100 m derinlikte dalga hareketinin daha az olması

E) Yüzeye yakın yerlerde avlanmanın daha kolay olması

(36)

3) Yukarıdaki Türkiye haritasında numaralandırılarak gösterilen yerlerden hangi ikisinde biyoçeşitlilik daha fazladır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV

(37)

Ülkemiz 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi’ne taraf olmuştur. Ülkemizde şuan 14 Ramsar alanı bulunmaktadır.

4) Aşağıdakilerden hangisi bu alanlar arasında yer almaz?

A) Meke Gölü

B) Eğirdir Gölü

C) Gediz Deltası

D) Manyas Gölü

E) Sultan Sazlığı

(38)

Ülkemizdeki sulak alanlar birçok tehditle karşı karşıyadır.

5) Aşağıdakilerden hangisi bu tehditler arasında yer almaz?

A) Fabrika atıklarının su kaynaklarına karışması B) Göl sularının tarımsal sulamada kullanılması

C) Kaçak avlanma sonucu hayvan türlerinin azalması

D) Bazı alanların Ramsar Sözleşmesi’ne dahil edilmesi

E) Bataklıkların tarım alanı elde etmek için kurutulması

(39)

KAYNAKLAR

MEB Coğrafya 11 Ders Kitabı, 2019

Yazarlar

Kenan TÜRKEZ Mutlu KARAKOÇ Nurullah BALŞEN

Tolga PEKTAŞ

Referanslar

Benzer Belgeler

İsrail'in aşırı sağcı siyasetçisi Avigdor Lieberman, Hamas iktidarda olduğu müddetçe İsrail'in güvende olamayacağını söyledi ve kente atom bombası atılmasını

Ya ğışsız geçen kış, göçmen kuşları hayal kırıklığına uğrattı, kuluçkaya yattıkları sazlar bile karada kaldı.. Normalde su içindeki çardaklara yuva yapan göç

Sulak alanların “ulusal önemi haiz sulak alanlar” ve “mahalli önemi haiz sulak alanlar” olarak ikiye ayrıldığına dikkat çeken Bozo ğlu, “mahalli önemi haiz

Burdur’da bulunan Kestel Gölü, Yaz ır Gölü, Akgöl, Yarışlı Gölü, Mamak Gölü, Kurugöl, Beylerli Gölü, Karaevli Gölü, Heybeli Gölü, Pınarbaşı Gölü.

Özellikle göl, bataklık, taşkın ovası ve turba sulak alan tiplerinde biriken sular aküfer tabakaya geçmekte; aküfer tabakada toplanan bu sular, kaynakların düzenli

Genel bir ifadeyle 1991 yılında koru ve orman alanlarından (%10,8), bataklık ve göl alanlarının kurutulmasından (%3,8), tarıma elverişsiz taşlık arazilerin (%10) ve tarıma

Genel bir ifadeyle 1991 yılında koru ve orman alanlarından (%10,8), bataklık ve göl alanlarının kurutulmasından (%3,8), tarıma elverişsiz taşlık arazilerin (%10) ve tarıma

Hung ve arkadaşları telekomünikasyon şirketlerinde müşteri ilişkileri yönetimi veri madenciliği uygulaması için VM algoritmalarından C5.0 karar ağacı ve yapay sinir