• Sonuç bulunamadı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Coğrafya Bölümü, COG 245 Coğrafyada Temel Kavramlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Coğrafya Bölümü, COG 245 Coğrafyada Temel Kavramlar "

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Coğrafya Bölümü, COG 245 Coğrafyada Temel Kavramlar

Teritori

Ders Notları (Hafta 11)

Dr. Erdem BEKAROĞLU

(2)

Teritori

Teritori (territory) temel olarak bireylerin, sosyal grupların ya da kurumların -tipik olarak da modern devletin- hakimiyet kurduğu mekan parçası anlamına gelmektedir. Sosyal yaşamın bazı önemli boyutları ve erk, teritoride bir araya gelir. Bunlar alan gibi maddi elemanlar, mekanın kontrolü gibi işlevsel elemanlar ve sosyal kimlik gibi sembolik elemanlardan oluşmaktadır.

Mekanın bir çok kısmına bireyler, sosyal gruplar veya devletler hakim durumdadır ve bu kompozisyon, soyut ve kültürel gönderimlere sahip sembollerin kullanımı, sosyal pratik ve söylemle mekanı teritori haline getirir. Bu dinamik mahalleden kente, ulus devletten uluslararası örgütlere kadar tüm sosyal bağlamlarda gerçekleşebilmektedir. Teritori, güç ilişkilerinin bir tezahürüdür. Teritori ile güç arasındaki bu bağlantı, teritori kavramını diğer mekansal (mekan, yer, bölge gibi) kategorilerden ayırt eder. Diğer mekansal kategorilerin tersine, teritoriler -özellikle devlet hakimiyetindeki teritori- tesis edilmek ve sürdürülmek için sürekli olarak kamusal bir çabayı gereksinir.

Tarihsel olarak ele alındığında, birbirinden farklı toplumlar birbirinden farklı güç ilişkileri geliştirmişler, farklı coğrafi organizasyonlar kurmuşlar, mekanı ve yeri farklı içeriklerle kavramsallaştırmışlardır. Bu nedenle teritoriler tarihsel olarak olumsaldır. Bunun tersine, bir sosyal pratik olarak teritoriyellik bazı ortak özelliklere sahiptir. Bu bakımdan teritoriyelliğin, insanın, alanı kontrol ederek nesnelere ve diğer insanlara hakimiyet kurduğu bir strateji olduğu düşünülmektedir. Yani, teritoriyellik, esasında sosyal gücün coğrafi bir ifadesidir. Bu bakımdan, örneğin devletler, yurttaşlarını ve dış ilişkilerini kontrol etmek maksadıyla tüm teritoriyel enstrümanları kullanırlar. Bu tip bir kontrol fiziksel ya da sembolik (ideoloji) olabilir.

Teritoriyellik, birbiriyle ilişkili üç bağlam aracılığıyla pratik edilmektedir. Bunlardan birincisi, territoriyelliğin alan bazlı bir sınıflamayı içermesidir. Yani burada, insanların ve diğer şeylerin kategorizasyonu mekanda, lokasyonel olarak yapılır. İkincisi, teritoriyellik temasa, özellikle de sınır çizgilerindeki temasa dayalıdır. Üçüncüsü, teritoriyelliğin bir alandaki geçişkenlik (içerden dışarı, dışardan içeri) üzerinde zorlayıcı bir güç uygulamasıdır. Gücün bir elemanı olarak teritoriyellik yalnızca sosyal düzeni yaratıp onu tekrar üretmez, aynı zamanda coğrafi bağlamı da yaratır ve onun devamlılığını sağlar.

Devletlerin teritoriyelliğinin toplumsal işbölümü içerisinde derin kökleri vardır. Bu işbölümü

içerisinde bazı aktörler (yönetim, ekonomi, ordu vb.) teritoriyelliğin sembolik ve maddi

boyutlarının üretimine odaklanırken, büyük bir çoğunluk da oluşmuş olan boyutları bilinçli ya

(3)

da bilinçsiz olarak tekrar üretir. Bu bağlamda, teritoriyelliğin üretiminde rol alan temel aktörler politikacılar, askeri liderler, polis, gazeteciler, öğretmenlerdir. Söz konusu aktör gruplarının rolü, içerisinde eyledikleri mekansal ölçeğe göre farklılaşmaktadır; ancak, devlet teritorisi söz konusu ise, ilgili grupların sahip olduğu güç çok belirgin bir nitelik kazanır.

Teritoriyi kesin olarak tanımlamaktansa, onu bir sosyal süreç olarak görmek daha yararlıdır.

Bu bakımdan, teritorinin sosyo-mekansal bir sistemin parçası olarak ortaya çıkması, inşa edilmesi, sosyal yaşamda ve bilinçte tanımlanması, teritorinin kurumsallaşması olarak adlandırılabilir. Bu süreç, teritori oluşumunun birbirinden farklı boyutlarını gösteren dört temel soyutlamayla anlaşılabilir (her ne kadar söz konusu soyutlamalar birbirinden analitik olarak ayırt edilebilse de, pratikte kısmen ya da tamamen eş zamanlı olarak çalışmaktadırlar):

Bunlardan birincisi teritoriyel şekildir; yani fiziksel ya da sembolik olabilen sınırların oluşturulmasıdır. Sınırlar, teritorilerin inşasındaki en temel elemanlardan biridir. Zira şeyleri bir mekanda ya da harita üzerinde kuşatmak, örneğin, bir bölge olarak adlandırılabilir; ancak, bu kuşatımın sınırları insanları kontrol için kullanılıyorsa, bu durumda söz konusu bölge teritoriye dönüşür. Bu bakımdan ele alındığında, esasında sanıldığının tersine sınırlar (devletler gibi) güç yapıları arasındaki nötr hatlar değildir. Teritoriyal güç, sınırların yalnızca sınır hattında değil, aynı zamanda tüm devlet teritorisi içerisine yayılmasına bağlıdır. Bu bakımdan sınırlar toplumsal olanın içerisine bir dizi pratik ve söylemle sızabilir ki, böylelikle teritori varlık kazanıp kurumsal bir hale gelir. Teritoriyi yapan ve gündelik yaşamı teritorize eden şey politik, ekonomik, kültürel, yönetsel ve benzeri pratiklerdir. Toplumsal mekanda gündelik yaşamın bir parçası haline gelen bu pratiklerle insanlar zamanla teritoryal grupların birer üyesi haline gelirler/gelebilirler.

Teritori oluşumunun ikinci önemli elemanı sembolik şekildir ve şunları içermektedir: a) dinamik, söylemsel olarak inşa edilen şeyler (adlandırma süreci gibi), b) sabit semboller (bayrak, askeri giysi, heykel gibi), c) söz konusu içeriklerin bir araya geldiği sosyal pratikler (milli bayramlar, askeri törenler, eğitim gibi).

Söz konusu pratikler ve söylem, teritori oluşumu açısından üçüncü önemli noktayı işaret eder:

Kurumsal şekil. Bu; sınırların, sembolizmin ve bunların taşıdıkları anlamların üretildiği ve yeniden üretildiği yönetim, politika, ekonomi, kültür, iletişim ve okul sistemi gibi kurumsal pratikleri ifade etmektedir. Kurumsal şekil tipik olarak oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir ve genellikle bir kurumun işleyişi diğerlerinin işleyişini destekler.

Dördüncüsü ise, teritorilerin daha geniş bir teritoryel sistem içerisinde yerleşik bir pozisyon

(yani “kimlik”) kazanmasıdır. Bu durumda, belirli bir alanın içinde ya da dışındaki bireyler ve

(4)

organizasyonlar söz konusu kimlik anlatılarını ilgili teritoriyi diğerlerinden ayırt etmek için kullanırlar.

Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, örneğin, teritorinin nasıl kurumsallaştığını - tipik bir ulus devlet oluşumu bağlamında- örnekler niteliktedir: Lozan sonrası revize edilen milli sınırların çizilmesi ve bu alanda tam hakimiyet kurulması; yer adlarının değiştirilmesi, Türk bayrağının kabulü, ulusal bayram günlerinin kutlanması (23 Nisan, 29 Ekim vb.); eğitim sistemindeki ritüeller ile tarih-coğrafya öğretimiyle mekanın vatanlaştırılması ve nihayetinde verili sınırlar içerisinde bir Türk kimliğinin inşası.

Çoğunlukla birlikte işleyen teritori oluşumu süreçleri tarihsel boyutta incelendiğinde, teritoryal oluşumların kurumsal yapılarının çözülebildikleri de ortaya çıkmaktadır. Bu gözlem, modern dünya-sistemindeki devlet teritorileri için de geçerlidir. Nitekim, bu bakımdan göz önüne alınabilecek en dramatik örneklerin başında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Almanya gelmektedir. Kuşkusuz, verili bir politik birliğin sahip olduğu teritorinin kurumsal olarak çözülüşünü, ortaya çıkan yeni politik birimlerin teritori inşası ve bunu kurumsallaştırma çabaları izlemektedir.

Yararlanılan Kaynak: Paasi, A. 2003. Territory. İçinde: J. Agnew, K. Mitchell, G. Toal (Eds.), A Companion to Political Geography, 109-122, Blackwell: Oxford.

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğum sonrasında anne ve bebek arasında yaşanan fiziksel temas engelleri, anne ve be- beğin ilk temasına ilişkin olumsuz duygular, anne bebek ilişkisinde ve anne bebek arasın-

The pro cessing o f perso n and number features in turkish: An event related po tentials (erp) study1 The pro cessing o f perso n and number features in turkish: An event related

Süleymaniye Kütüphanesi, Milli Kütüphane ve İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi gibi geniş yazma eser koleksiyonlarına sahip kütüphanelerin yanı sıra Türkiye’nin

Yarım asırdan beri fırçalanıp silinmekten yarı yarıya incelmiş ve aralarındaki zifti dökülmüş olan güverte tahtaları, sıcakta yan yatıp hızlı hızlı soluk alan

Tam dönüş; merkezlenen ardışık iki metin tümcesinin hem geriye dönük merkezleri hem de olası merkezleri farklı olduğunda oluşan geçiştir. Aşağıdaki örnek metin

Bu doğrultuda Assos Antik kenti için bireylerin TripAdvisor, Ekşi Sözlük, Google Haritalar -Yorum ve Foursquare üzerinden yaptığı yorumlar bağlamında, incelenen

Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Antalya 1991, Bildiriler (Kültür Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Yayınları),

MEHMET A. KÖYMEN — Doktora tezinin konusu : "Kirman Selçukluları Tarihi„ - Selçuk tarihinin ana kaynaklarından biri olan bu eseri tercüme ederken mevzu ile alâkalı en