• Sonuç bulunamadı

KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI VE İLETİŞİM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI VE İLETİŞİM"

Copied!
54
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KİTLE İLETİŞİM

ARAÇLARI VE İLETİŞİM

YENİ BİR DÜNYA MI?

(2)

Küreselleşme

 Küreselleşme, ekonomik, politik, kültürel boyutları olan, karmaşık bir olgudur

 Ancak tartışmasız olan bir şey var ki,

küreselleşmenin ayrılmaz bir bileşeni, bilişim

teknolojilerindeki gelişmedir.

(3)

Kitle iletişim araçları ne yapar?

 Eğlendirir

 Haber verir

 Kamuoyu oluşturur

Başka?

(4)

Kitle iletişim araçları, bize hikayeler

anlatır...

(5)

İlk modern kitle iletişim aracı: Gazete

 Bugün bildiğimiz anlamda, binlerce

basılıp dağıtılan günlük gazete, 19. yüzyılın bir ürünüdür.

 Kitlesel olarak okunan

bir gazete için ne gibi ön

koşullar gerekir?

(6)

1950’lere kadar...

 Yirminci yüzyıl orasına kadar kitle iletişiminde gazeteler rakipsizdi...

 Bunun anlamı nedir?

Mesajı, hedefi ve

kaynağı nasıl etkiler?

(7)

Gazete okurluğu

 1980’ler sonrasında yapılan araştırmalar, gelişmiş sanayi ülkelerinde gazete okuyan insanların oranında düşme olduğunu

gösteriyor...

(8)

Radyo

 Ondokuzuncu yüzyılın sonunda icad edilen radyo, yirminci yüzyılın ortasından itibaren,

gündelik yaşamın

önemli bir parçası

haline geldi.

(9)

Televizyon yayıncılığı

 1950’lerden itibaren gazetelerin en büyük rakibi, televizyon yayıncılığı oldu.

 İngiltere’de dört yaşından büyük bireyler

haftada ortalama 25 saat tv seyrediyorlar ve bu rakam, gelişmiş ülkelerin hepsinde aşağı yukarı aynı.

 Bu, uyku ve mesai saatleri dışındaki zamanın

en büyük bölümünün tv başında geçirilmesi

anlamına geliyor...

(10)

İki Kehanet: George Orwell ve Aldous Huxley

 George Orwell, 1984 isimli romanında, insanların “Büyük Birader” tarafından gözetlendikleri, totaliter bir dünyayı anlatmıştı...

 Huxley’in Cesur Yeni Dünya’daki korkusu ise başkaydı: İnsanlar, Büyük Birader’e gerek

olmaksızın baskıdan hoşlanmaya ve düşünme yetilerini dumura uğratan

teknolojileri yüceltmeye başlayacaklardı.

İnsanlar, acıyla değil, hazza boğularak da

denetlenebilirler!

(11)

Kamu yayıncılığı/ticari yayıncılık

 Pek çok ülkede devlet, televizyon yayıncılığının yönetiminde yer alır.

 Araştırma sorusu: Türkiye’de ticari televizyon yayıncılığı ne zaman başladı? İlk özel tv

kanalı hangisiydi?

 Ticari televizyon yayıncılığının başlangıcı

hangi yasal düzenleme ile oldu?

(12)

Uydu yayınları

 Uydu yayınları, ulusal yayıncılığın çehresini tamamen değiştirmiştir.

 Hükümetlerin yayınları denetlemesi, giderek zorlaşmaktadır.

 Uydu yayınlarıyla birlikte, sadece yayıncılık değil,

izleyicilik de değişmiştir.

(13)

Sıcak bir tartışma: Kamu

yayıncılığı mı, özel yayıncılık mı?

(14)

Televizyon ve Küreselleşme

 Medyanın küreselleşmesinin tipik bir örneği, Hindistan’dır.

 1991’de tek bir devlet kanalı varken, 1998’de yetmişe yakın kanal ortaya çıkmıştır.

 Bu kanalların önemli bir bölümü, dünya devleriyle ortaktır (CNN, CNBC gibi)

 Bunun ne gibi sonuçları olabilir?

(15)

Televizyon ve şiddet

Televizyon programlarında şiddet gösterme sıklığının arttığı pek çok çalışma

tarafından ortaya konmuştur.

Dizi filmler başta olmak üzere, çocuklara yönelik çizgi filmler de dahil, bütün programlarda şiddet dozu hızla artmaktadır.

Daha fazla şiddet görmek,

insanları nasıl etkiler?

(16)

Haberler

 Haberler, tarafsız bir görüntüde olsa da,

genellikle öyle değildir...

 Halen çalışmalarını sürdüren Glasgow Medya Grubu,

haberlerin içeriğinin nasıl yönlendirici olduğuna ilişkin çok sayıda araştırma

bulgusu yayınlamıştır.

(17)

“Görmek, inanmaktır”

 Alternatif haber kaynaklarının yokluğu

durumunda, insanlar ana akım medyanın yönlendirmelerinden daha fazla etkilenirler.

 “sorun”, “sorunlu”, “radikal”, “marjinal”,

“garip”... gibi ifadelerin, izleyiciye bir yargının

aktarılmasında son derece işlevsel olduğu

gösterilmiştir.

(18)

Eleştiriler

 Glasgow Medya Grubunun yaptığı

çalışmalara yönelik eleştiriler, bu çalışmaların yanlılığını vurgular...

 Örneğin, grev döneminde sendikaların

görüşünü aktarırken işverenlere söz hakkı tanımadıkları söylenir.

 “İdeolojik” bir yaklaşım mı?

(19)

Televizyon ve tür

 Televizyon yayınları, farklı türlerin birbiri ardına aktığı bir sürekliliktir.

 Bu süreklilik içinde, haberler, reklamlar, dizi ve filmler, belgeseller... bulunur.

 Her bir tür, kendi içinde bazı sınırlara, yapısal

özelliklere ve uzlaşımlara sahiptir.

(20)

Pembe diziler

 Pembe diziler, bütün dünyada en popüler tv türüdür.

 Bunlarda süreklilik gözetilir, olaylar ve karakterlerin

anlaşılabilmesi için

sürekli izlenmeleri

gerekir.

(21)

Pembe diziler

 Pembe dizilerin insanları uyuşturmayı amaçladıkları ve bunu başardıkları, eleştirilerden biridir.

 Buna karşılık, bu dizilerin içinde bazı önemli

direniş noktalarının bulunduğu da özellikle

kültürel çalışmalar yandaşları tarafından

söylenir.

(22)

Kitle iletişim kuramları

 Kitlesel iletişim

hakkındaki ilk kuramsal yaklaşımlar, 1950’lerde görülür.

McLuhan’a göre,

mesajın içeriği kadar, hangi araçla iletildiği de önemlidir.

 Televizyon ile yazılı

basının birbirinden çok

farklı etkileri vardır.

(23)

Araba, yalnızca hızlandırılmış bir at değildir!

 Televizyonun kendinden önceki iletişim biçimlerini kökten değiştirdiğini söyleyen McLuhan, bu nedenle de matbaanın bir

uzantısı gibi düşünülmemesi gerektiğini ileri sürer.

 Tersine, ona göre televizyon, okuma yazma

kültürüne saldıran bir araçtır.

(24)

Habermas ve kamusal alan

 Marxist kökenli

düşünürlerden oluşan Frankfurt okulu üyeleri, Marx’ın çağdaş

toplumlarda kültürün önemini yeterince öngöremediğini ileri sürerler.

 Habermas da modern kültür üzerine çalışır ancak onun ilgisi daha çok “kamusal alan”

üzerinedir.

(25)

Habermas

 Habermas’a göre, modern toplumun ayırdedici niteliği, bir kamusal alana sahip oluşudur.

 Siyasal sorunların kamusal tartışma yoluyla çözüme

kavuşturulabileceği fikri, kamusal alanın da

temelidir.

(26)

Kamusallık

 Habermascı anlamıyla kamusallık, açık ve

bozulmamış iletişim ortamıdır.

 Ancak modern

zamanlarda böyle bir ortamın bulunmadığını, kitle iletişiminin ve

kitlesel eğlencenin bunu

bozduğunu da söyler.

(27)

Boudrillard

 Boudrillard da McLuhan gibi, elektronik iletişim araçlarının etkisinin çok derin ve farklı olduğunu düşünür.

 Ona göre televizyonlar

bir dünyayı göstermekle

kalmazlar, onu kurarlar

da.

(28)

Hipergerçeklik

 Medya görüntülerinin oluşturduğu bu hipergerçeklik, gerçekliğin yerini alır.

 Bir dış gerçeklik yerine hipergerçekliğin kendi

içindeki kurgulara gönderme yapan bu yeni

alan, asıl olarak medya tarafından kurulur.

(29)

Boudrillard’dan otuz yıl önce, Ernst Cassirer:

Fiziksel gerçeklik, insanın sembolik

faaliyetlerindeki gelişmelerle orantılı olarak geri çekiliyor gibidir. İnsan, şeylerin

kendileriyle ilgilenmenin yerine, bir bakıma durmadan kendi kendisiyle konuşmaktadır.

İnsan dilsel biçimler, sanatsal imgeler, mitsel semboller ya da dinsel ayinlerle kendi etrafına öyle bir zar örmüştür ki, yapay bir aracın

dolayımı olmadan hiçbir şey göremez ya da

bilemez...

(30)

John Thompson

 John Thompson, Frankfurt okulunun medya ve kitle kültürü eleştirilerine karşı çıkar.

 İzleyicinin pasif alıcı değil bir yorumcu olduğunu söyler.

 Farklı etkileşim biçimleri

içinde farklı konumlarda

bulunuruz.

(31)

İdeoloji ve kitle iletişimi

 Thompson, kitle iletişim araçlarının aktardığı

ideolojik içeriğin

farkedilmesinin önemine dikkat çeker.

 Bunun için de eleştirel ideoloji anlayışına

ihtiyaç vardır.

(32)

Anadamar ve eleştirel yaklaşımlar

 Medyanın izleyici üzerindeki “etki”sini

araştırmaya odaklanmış ilk kuşak medya araştırmaları, Amerikan davranışçılık

okulunun bir uzantısıdır.

 Eleştirel yaklaşımlar ise, esasen ideolojik boyutun yeniden keşfiyle biçimlendi.

 Bu yaklaşımlar, açıklamadan çok

anlamlandırma üzerinde durdular.

(33)

İdeoloji

 “İnsan sarayda başka, kulübede başka düşünür. Kulübede saraydaymış gibi düşünmeye başladığınızda, işte bu, ideolojidir”!

 Medyanın ürettiği anlamlandırma dizileri hangi araçlarla inşa edilmektedir?

 Farklı anlamlandırma biçimleri hangi araçlarla

dışlanmaktadır?

(34)

İdeolojinin sonu mu?

 Medya, gerçekliği yalnızca yeniden üretmez, tanımlar. Gerçeklik tanımları, tüm bir dilsel pratikler yoluyla desteklenip üretilir ve bu

dilsel pratikler aracılığıyla “gerçek”in seçilmiş tanımları temsil edilir. Temsil etme,

yansıtmadan çok farklıdır. Anlamı aktarmaya değil, kurmaya; anlam üretimine işaret eder.

 Bu anlamda eleştirel medya çalışmaları,

“ideolojilerin sonu” tezini kökünden

çürütmüştür...

(35)

Yeni iletişim teknolojileri

 Yeni iletişim

teknolojileri, yalnızca kitle iletişiminde değil, sanayiden ticarete

kadar çok çeşitli alanlarda da

kullanılmaktadır.

 Özellikle para piyasaları ve borsalar, yeni iletişim teknolojilerinin

gelişiminden büyük

ölçüde etkilenmişlerdir.

(36)

Yeni iletişim teknolojileri

 Bu teknolojilerin bir imkanı da, etkileşimli medyayı mümkün kılmasıdır.

Henüz bu imkanın sınırlarını bilmiyoruz ama

demokrasi ve katılım açısından daha önce

hayal bile edilemeyen ufukları açabileceğini

tahmin edebiliriz.

(37)

Mobil telefonlar

 1990’larda itibaren giderek artan bir

ivmeyle, mobil telefonlar yaygınlaşmaktadır.

 İnternete bağlanabilme özellikleri de olan

üçüncü kuşak

telefonlar, bilgisayar

teknolojisinde de büyük değişimlere öncülük

ettiler.

(38)

İnternet

 1970’lerde askeri amaçlarla sınırlı

biçimde kullanılmaya

başlanan internet,

1990’larla birlikte,

inanılmaz bir hızla

genişlemiştir.

(39)

internet

 İnternete erişim, bütün dünya için aynı nitelik ve nicelikte değildir.

 Kuzey Amerika, toplam nüfusun %5’ini, toplam internet kullanıcılarının ise %50’sini

barındırmaktadır.

(40)

internet

 Bu yeni teknolojinin

küresel çapta büyük

değişimlere neden

olacağı öngörülebilir.

(41)

Sorunlar/etkiler

 Yerel ile evrensel arasındaki sınırlar, internet teknolojisi ile yeniden çizilmektedir.

 İnsan ilişkilerinin niteliği, yapısal olarak değişmektedir.

 Bu değişimlerin olumlu ve olumsuz taraflarına

dikkat çeken yorumcular vardır.

(42)

Sorunlar/etkiler

 Üzerinde en fazla durulan konu, internete

erişimin toplumsal soyutlanmaya neden

olacağıdır.

(43)

Yeni bir anomi?

 Alışverişten eğlenceye

kadar herşeyi internet

üzerinden yapan bir

kuşak, Durkheim’in

kaygı duyduğu türden

bir anomiye düşebilir

mi?

(44)

İnternetin müzik endüstrisine etkisi

 İnternet, müziğin dijital olarak indirilmesine olanak tanıdığı için, internet teknolojisinin

müzik endüstrisi üzerinde çok büyük bir etkisi oldu

 Telif haklarının korunmasını neredeyse

olanaksız hale getiren korsanlık, internet

ortamında çok kolayca yapılabilmektedir.

(45)

Küreselleşme ve kitle iletişim araçları

 Yeni teknolojiler, yerel medya şirketlerin uluslararası boyutlarda yeniden

örgütlenebilmesini sağlamıştır.

 Bunun sonucunda, az sayıda güçlü şirket ortaya çıkmış,

 Kamu sahipliği yerini özel sahipliğe bırakmış,

 Ulusötesi şirket yapıları ortaya çıkmış,

 Farklı ürünler, aynı şirketler tarafından üretilmeye başlanmış,

 Şirketler birleşmiştir.

(46)

Süper şirketler

 Şubat 2000’de Time Warner ile American Online’ın birleşmesi, tarih boyunca görülen en güçlü şirketlerden

birinin ortaya çıkmasıyla

sonuçlanmıştır.

(47)

Medya yatırımcıları: Rupert Murdoch

 Büyük bir medya patronu olan Rupert Murdoch’un hayat hikayesi, 21. yüzyılın

büyük dönüşümünün bir özeti gibidir.

 Murdoch bugün bütün

dünyada televizyon

kanalları, dergiler,

sinema şirketlerine

sahiptir.

(48)

Medya emperyalizmi

 Sanayileşmiş ülkelerin, özellikle de ABD’nin medyanın üretimi ve yayılmasındaki

üstünlüğü, azgelişmiş ülkelerin kültürel

bağımsızlığına bir tehdit olarak görülmektedir.

 Haberlerden eğlence programlarına kadar

bütün medya ürünlerindeki bu hakimiyet,

dünyanın tamamının bilgiye erişimini de

kendine bağımlı kılmaktadır.

(49)

Medya emperyalizmi

 Küresel iletişimin ABD’deki firmalar tarafından denetimi, bir yandan Federal hükümet ve

Pentagon’un etkisi, diğer yandan ise ticari

firmaların propagandasının yaygınlaşması

anlamına gelir.

(50)

Küresel medya ve demokrasi

 Medyanın küreselleşmesi, özellikle kapalı toplumların kapalı olarak kalmalarını

güçleştirmekte, bu nedenle de demokrasinin gelişimine etkide bulunmaktadır.

 Bunun yanında, ticari bakışın

yaygınlaşmasıyla Habermas’ın söylediği

anlamdaki kamusal alan tehdit altında

kalmaktadır.

(51)

Direnişler

 Yeni teknolojilerin bu etkilerinin karşısında, bu teknolojileri

reddederek direnmeye çalışanlar da vardır.

 Özellikle Ortadoğu

ülkelerinde (İran gibi),

televizyon yayınlarına

sınır getirme çabaları

sürmektedir...

(52)

Alternatifler

 Bunun yanında, kitle iletişim teknolojilerini kullanarak farklı

mesajlar iletmeye

çalışanların başında, Zapatistalar gelir.

 Meksikalı bu hareketin medya stratejisi, son derece başarılı

olmuştur.

(53)

Yasal düzenlemeler

 Küreselleşme ile birlikte, medyaya ilişkin

yasal düzenlemelerde yeni güçlükler ortaya çıkmıştır.

 Özellikle internet içeriklerinin denetlenmesi ve sınırlandırılması, son derece zordur.

 Medya sahipliğinin sıkı bir biçimde takip edilmesi çoğu durumda mümkün

olmamaktadır.

(54)

Medya, bizimki gibi toplumlarda, başat ideolojilerin söylemleri

içinde ‘dünyayı sınıflandırmak’

gibi gayet önemli bir ideolojik işin yerine getirilmesine aralıksız bir

şekilde hizmet eder...

Referanslar

Benzer Belgeler

sunuları seslendirmek, öğrencilerin video ürünleri için koleksiyon oluşturmak gibi farklı amaçlarla pek çok öğretici ve destekleyici e- içerik ekran kaydı

Değerler eğitimi açısından Lutfiyye-i Vehbî (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Aşkın okunmaz kıyıları: Türk modernitesi ve mistik romans. Klasik Türk edebiyatında

Haiit Ziyanın (Aş­ kı memnu) da günahkâr Bihterini kocasının evinden kovulduktan sonra süreceği zelil hayatta gör­ mek istemiyerek bu genç kadının elinde pek

Maddeler şimdi bir tabaka ğül manzarası arz ediyorlar .Bu ameliye onlar içun iyimi oldu fenamı oldu ,dünmü daha bahtiyar idiler bugünmü daha ksrlı

The information used for this research included number of papers, number of authors, number of references listed, impact factors of publishing journals, times cited, and whether

Türk tarihinde karşımıza daha çok sembol olarak çıkan kuşlar, Türk Mitolojisinde daha farklı anlamları ifade etmektedir.. Şamanizm de önemli bir yeri olan kuş

fotoğraflarından oluşan dia gösterisini, Cevat Çapan, Konur Ertop, Ruksan Günaysu, Vedat Günyol, Aziz Nesin ve Tahsin Vücel'in katılacakları açıkoturum

Bir di¤er önemli nokta, cerrahi yöntemle ç›kar›lan her materyalin atlanmadan makroskobik olarak ne kadar selim ya da nonspesifik görünse de, incelenmek üzere