i
r E Y L Ü L )
Edebiyatı Ceditten in en mü him romanlarından biri olan (Ey-lûl), yeni harflerle ilk defa bası larak, Hilmi faitabevinin (Türk romanları serisi) içinde intişar e- diyor. Lisanını sadeleştiren da madı Selâmi İzzet Sedes’İn küçük bir ön sözü, eserin üslûbuna değil ancak kelimelerine dokunmuş ol duğunu bildirmektedir. Fakat Se- lâmi İzzet ileride üslûbuna da do kunmak gerekeceğini, çünkü Ey- lûl’ün nesilden nesile intikal e- decek bir eser olduğuna inandığı nı söyliyerek bunu da torunları yapsın, diye ilâve ediyor. Şahsi kanaatımca ise, bilhassa Cenaba imrenerek aldığı pek süslü bazı Arap ve fars kelimeleri dışında, Mehmet Rauf’un lisanı bugünkü yazı dilimizden pek farkh değil dir, ve eserini sadeleştirmek işi- ! nip torunları için de pek güç ol- mıyacağmı sanıyorum. Lisaniyle bugüne yakın olan Mehmet R au f u ruhu ve sanatiyie de bugüne ve bugünün anlayışlarına hayli ya kın sayar, (Eylül) haricinde de güzel ve değerli eserlerini hatırla rım. Bunlardan eskiler arasında hakikaten romantik ve mağrur bir edası olan (Ferdayı garam) ı ve hepsini maalesef okuyamadı ğım yenilerden de korkunç bir de dikoducu kadın tipi canlandıran
(Sansar) i bilhassa kaydetmek İsterim.
(Eylül) den çok eski bir ya- j
İ Ç İ
“tT-somda da bahsetmiş, ve mevzuunu zarurî bir sona vardırmağa cesa ret edemiyerek, maddî günahın e- şiğine gelen kahramanı Süadı mu harririn bir yangın ateşlerinde kaybettiğini, romanı öyle bitirdi ğini yazmıştım. Haiit Ziyanın (Aş kı memnu) da günahkâr Bihterini kocasının evinden kovulduktan sonra süreceği zelil hayatta gör mek istemiyerek bu genç kadının elinde pek beklemediğimiz bir si lâhla dâvayı halletmesine muka bil, Mehmet Rauf kendi kahrama nını daha da korumuş, onun bir gün günahkâr olmasına dahi rıza gösterememiştir. Suad, Balzac’ın (Vadideki zambak) romanındaki günah işlemeden ölüme varan sev dalı kadın kadar temiz kalarak muharririn imdadına gelen yan gında ölecek , ve kendisini kurtar mak için bu yangınm alevlerine dalan sevgilinin - belki - kolların da can verecektir. Eylül, edebi yatımızın hakikaten güzel ve bü yük romanlarından biridir: Türlü abarcorürla besleıvn genç neslin eline onn çoktan vermeliydik.
Bu romana beni bağlamış se bepler arasında Boğaziçinin gü zelliğini methedişindeki hararetin de tesiri bulunduğunu ilâve etmek isterim. (Eylül) yazıldığı tarihte Boğaz bu derecede metrûk ve uğ runda feda edildiği semtler bu de recede mergup olmadığı halde, Rauf sanki eserini bugün yazmış gibi bu hallerden bahsetmiş ve bu bakımdan da eserini bugüne mal
etmiştir. Uzun yıllar önce oknmuş bulunmaklığıma rağmen bütün çehreleri ve sabnelerile kitabı ha tırlayışımı da onun kıymetinin bir delili olarak kabul ediyor, yeni nesile tavsiyesi için bir sebep sa yıyorum...
(Eylül) ü genç nesile nihayet tanıtan tabiin himmetine de teşek kür etmeliyiz.
Nahid Sırrı ÖKİK j
(3
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi