• Sonuç bulunamadı

– 1909) (1857 Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı -Rus- İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin Eşkıyalık Faaliyetleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "– 1909) (1857 Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı -Rus- İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin Eşkıyalık Faaliyetleri"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print) Volume 6 Issue 6, p. 71-97, December 2014

JHS

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı-Rus-İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin Eşkıyalık Faaliyetleri

(1857–1909)

Jelali (Celâli) Kurdish Bandits:The Banditry of Jelali Kurdish Tribe in the Sanjak of Bayezid and Along the Ottoman- Russian-Iranian Borderlands, c. 1857-1909

Prof. Dr. Süleyman Demirci Erciyes Üniversitesi - Kayseri Fehminaz Çabuk / Doktora Öğrencisi

Erciyes Üniversitesi - Kayseri

Öz: Osmanlı arşiv belgeleri ve ikinci el kaynaklara dayanarak hazırlanan bu çalışma, özelde Bayazid Sancağını ele alarak Osmanlı, Rus ve İran sınır boylarında yaşayan Celâlî Kürt aşiretinin eşkiyalık faaliyetlerini incelemektedir. XIX. yüzyılın başlarında Osmanlı, Rus ve İran devletlerinin birbirleriyle olan savaşları neticesinde yaşam alanı üçe bölünen Celâlî Kürt aşireti sıklıkla sınır ihlali yapmakta ve karşı devletlerin topraklarına geçerek gasp, yağma ve adam öldürme gibi eşkiyalık kabilinden ağır suçlar işleyip tekrar yaşadıkları ülkelerin topraklarına geri dönmekteydiler. Her ne kadar bu üç devlet sınır eşkiyalığını önlemek için diplomatik girişimlerde bulunmuşsa da her devletin Celâlî Kürt aşiretini kendi konrolüne alarak diğer iki devlete karşı kullanmak istemesi meselenin çözülmesini engellemiştir.

Anahtar Kelimeler: Bayezid Sancağı, Celâlî Kürt Aşireti, Osmanlı, Rusya, İran, Eşkıyalık

Abstract: Relying on Ottoman archival documents and secondary sources, this article covers the banditry of Jelali Kurdish tribe along the Ottoman, Russian and Iranian borders with a specific focus on the Sanjak of Bayazid. After their living space was divided into three parts because of wars among the Ottoman, Russian and Iranian states in the early nineteenth century, members of Jelali Kurdish tribe frequented not only its illegal border crossing but also engaged in banditry with serious crimes from stealing and looting to murder and kidnapping before they returned back to the country where they resided. Despite the efforts to solve the issue diplomatically, all three powers’

desire to use the Jelali tribe against the other two states prevented the creation of a solution.

Keywords: Sanjak of Bayezid, Jelali Kurdish Tribe, Ottoman Empire, Russia, Iran, Banditry, Kurds

Giriş1

Erzurum eyâleti, Osmanlı Devleti'nin kuzeydoğusunda XIX. yüzyılın baĢından beri Ġran ve Rusya arasında bir sınır bölgesi idi. Özellikle Erzurum eyâletine bağlı Bayezid Sancağı2 ile

Hakem değerlendirme aĢamasında ortaya koydukları yapıcı eleĢtiri ve yönlendirmeleri ile çalıĢmamızın Ģekillenmesinde ayrı bir katkı sağlayan History Studies dergisinin “anonim” hakemleri ve University of Texas-Pan American Department of History and Philosophy bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Tamer Balcı’ya teĢekkürü bir borç biliriz.

1 Bu çalıĢmada incelenen Celâlî Kürt aĢiretinin isim benzerliği dıĢında XVI. yüzyılın son on yılı ve XVII. yüzyılın, ilk on yılına tekabül eden ve Osmanlı devlet düzenine karĢı, baĢlıca resmi devlet görevlileri tarafından yapılan baĢkaldırılar ile birlikte müĢterek bir isim Ģeklinde anılan “Celâlîler” ile organik bir iliĢkisi bulunmamaktadır.

2 Bayezid (Beyazıt); 1514 tarihindeki Çaldıran SavaĢı ile Osmanlı hâkimiyetine giren Bayezid Sancağı, bu tarihten itibaren Erzurum Vilayetinin bir sancağı olarak yerini almıĢtır. Beyazid Sancağı, doğuda Ġran sınırı, kuzeyde Rusya sınırı batıda Erzurum Sancağı, güneyde ise Bitlis ve Van Vilayetleri ile çevriliydi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında sancaklar vilâyet haline dönüĢtürülünce Bayezid da aynı adlı bir vilâyetin merkezi oldu. 1927’de bu ilin merkezi

(2)

Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı-Rus-İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin…

JHS 72

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

Rusya arasındaki sınır önem teĢkil etmekteydi. Doğu Ermenistan'ın Kafkasya topraklarıyla birleĢtiği andan beri Bayezid Sancağının Rusya için stratejik ve politik önemi vardı.3 Bu nedenle sancaktaki Kürt aĢiretleri4 ve bu aĢiretlerin eylemleri Rusya ve Osmanlı iliĢkilerini etkilemekteydi.

GeniĢ yaylaklara sahip olan Bayezid Sancağını, Ġran ve Osmanlı aĢiretleri mera olarak kullanmaktaydılar. AĢiret mensuplarının bu geniĢ yaylaları kullanımları sırasında sınırı geçmeye kalkıĢmaları iki devlet arasında problemlerin yaĢanmasına sebep olmuĢtu.5 Bahse konu bu üç devletin topraklarıyla sınırı olan Bayezid Sancağı’nda yaĢayan ve aynı zamanda diğer devletlerin topraklarında da taifeleri olan büyük eĢkıyalık faaliyetleriyle bilinen Celâli Kürt aĢireti bölgede çıkardığı sorunlarla üç devleti uğraĢtırmıĢtı. Devletlerarası yazıĢmalardan anlaĢıldığı üzere Celâli aĢireti eĢkıyalık faaliyetleri yaptığı kadar diğer bir takım göçebe aĢiretlerin ve Ermenilerin saldırılarına da maruz kalmıĢtır. Celâli aĢireti'nin eĢkıyalık faaliyetlerine geçmeden önce aĢiretin sosyal ve ekonomik hayatı hakkında kısa bir bilgi paylaĢımı yapmak konunun anlaĢılırlığına katkı sağlayacaktır.

Mark Sykes'e göre Celâli Kürt aĢireti, hem göçebe hem de yerleĢik yaĢam süren bir aĢiretti. Celâli aĢireti önceleri Diyarbakır taraflarında yaĢayıp, daha sonra Diyarbakır'dan Doğu Anadolu bölgesine (Kars, Ağrı) göç etmiĢtir.6 Aynı Ģekilde tahdid-i hudud-ı iraniyeye memur Ferik DerviĢ PaĢa'ya göre de Celâli aĢireti Diyarbakır taraflarından gelme Devlet-i Aliyye aĢiretlerindendi fakat “bunlar bir bölgede kalmayıp sürekli göç etmişlerdi” Ģeklinde ki bilgi

Karaköse’ye nakledildi ve vilayetin adı da Ağrı Dağı'ndan dolayı Ağrı yapıldı. Bayezid ise ilçe merkezi haline getirildi. Bayezid adı da 1935’te Doğubeyazıt olarak değiĢtirildi. Bkz. Yakup KarataĢ, “XIX. Yüzyılın sonlarında Bayezid Sancağı'nın Demografik Yapısına Dair Tespitler”, Tarih Dergisi, Sayı 52, 2010/2, Ġstanbul 2011, s. 103–

104; Metin Tuncel, “Doğubayazıt”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.9, Ġstanbul 1994, s. 494; Cabir Doğan,

“XVI. Yüzyıl Osmanlı Ġdari Yapısı Altında Kürt Emirlikleri ve Statüleri”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 23, Mayıs 2011, s. 34. Ayrıca bkz. Ġlber Ortaylı, Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri (1840-1880), Ankara 2000, s.105.

3 Celil Celile, XIX. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda Kürtler, Ankara 1992, s. 27. Ġsrafil Kurtcephe ve Suat Akgün, “Rusya’nın Birinci Dünya SavaĢı Öncesinde Kürt AĢiretleri Üzerindeki Faaliyetleri”, OTAM Dergisi, Sayı:

6, Yıl:1995, s. 249-256.

4 AĢiret Arapça bir kelime olup “kabile” karĢılığı kullanıldığı gibi kabilenin altında daha küçük bir topluluğu da ifade ettiğini yazılı literatürden görmekteyiz. Türkçe’de ise yaygın olarak göçebe unsurlar için kullanılan aĢiret, aile (hane, mal), çadır, zom, oba, taife ve kabile gibi birimlere ayrılır. AĢiret reisliği babadan oğula geçme, aĢiret tarafından seçilme, hükümet makamlarınca atanma gibi süreçler ve onaylanmalara tabiydi. Ayrıca aĢiret reisliği için kardeĢler arasında çekiĢmeler olduğu gibi aĢiretin diğer üyeleri arasında da çekiĢmelerin olduğu görülmekteydi.

AĢiret reisliği için yaĢanan bu çekiĢmeler çoğu zaman Osmanlı resmî makamlarına intikal ettirilmiĢtir. Bkz. Yusuf Halaçoğlu, “AĢiret”, TDVİA, C.4, Ankara 1991, s.9; Ayrıca bkz. Fehminaz Çabuk, II. Abdülhamit Dönemi Osmanlı-Ġran ĠliĢkilerinde Kürt AĢiretleri Meselesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 2013, s. 44-45; Martin Van Bruinessen, Ağa, Şeyh, Devlet, çev. Banu Yalkut, Ġstanbul 2011, s. 82; Ahmet Özer, Doğu'da Aşiret Düzeni ve Brukanlar, Ankara 2003, s.27.; Lale Yalçın-Heckmann, Kürtlerde Aşiret ve Akrabalık İlişkileri, Ġstanbul 2002, V. Minorsky, TH Bois ve D.N Mac Kenzie, Kürtler ve Kürdistan, Ġstanbul 2004, s.138-140. Orhan Türkdoğan, Türk Toplumunda Zazalar ve Kürtler, Ġstanbul 2010, s. 57- 64. A. Vahap Uluç, “Kürtlerde Sosyal ve Siyasal Örgütlenme: AĢiret”, Mukkadime, sayı: 2, 2010., Ziya Gökalp, Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler, Ġstanbul 2007. Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunda Aşiretlerin İskânı, Ġstanbul 1963, s. 13-14. Faruk Söylemez, Osmanlı Devletinde Aşiret Yönetimi: Rişvan Aşireti Örneği, Ġstanbul 2011, s. 17-18. Mehmet Emin Üner, Aşiret, Eşkıya ve Devlet, Ġstanbul 2009, s. 161-216.

5 Yakup KarataĢ ve Eyüp Kul, “XIX. Yüzyılın Sonlarında Bayezid Sancağı'ndaki AĢiretler ve Ġskan Politikası”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, sayı: 48, Erzurum 2012, s.348; ġeyhmus Bingül, Tanzimat Dönemi MerkezileĢme Çabaları Sürecinde Van ve Çevresindeki AĢiretlerin Ġskan ve Adaptasyon Problemleri, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayımlanmamıĢ Yüksek lisans Tezi, Ankara 2013, s.

101. Ayrıca bkz. Sabri AteĢ, Empires at the Margin: Towards a History of the Ottoman-Iranian Borderland and the Borderland Peoples 1843-1881, Doktora Tezi, NewYork University 2006.

6 Mark Sykes, “The Kurdish Tribes of The Ottoman Empire”, The Journal of the Royal Anthropological Institute of Great Britain and Ireland, Vol: 38, (1908), s. 459.

(3)

Süleyman Demirci - Fehminaz Çabuk

JHS 73 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

paylaĢımından söz konusu aĢiretin bölgede Ģu ya da bu sebepten ötürü sürekli hareket halinde olduğunu görmekteyiz.7

Celâli aĢiretinden Osmanlı Devleti sınırları içerisinde bulunanlar kıĢ mevsimlerinde Bayezid kazasının karyelerinde, Tanbat mağaralarında ve Hamur kazası köylerinde ve Kars Sancağı’na tabî Gövoğlu gibi kazalarda oturup yaz mevsimlerinde Bayezid'e iki saat mesafede olan Kazlıgöl ve Ebgay8 bölgesindeki Aladağ'da ve Kars'a bağlı bazı yerlerde sakin bulunurlardı. Ġran tarafında olanlar ise kıĢ mevsimlerinde Makü ve Bayezid civarında olan Akgöl bölgesinde; yaz mevsiminde ise Van'a bağlı Ebgay yaylaklarında bulunurlardı. Rusya tarafına geçmiĢ olanlar dahi kıĢ mevsiminde Revan bölgesinde ve ayrıca Elagez ve Revan ile Bayezid Sancağına bağlı Peyrlü Mam Zeydi yaylaklarında bulunurlardı.9

Bayezid Sancağı’na tabî olup Bayezid ve Kars bölgelerinde bulunan, Ġran ve Rusya tarafına geçmiĢ olan Celâli aĢiretine bağlı taifeler Ģunlardan oluĢmaktaydı; Halikanlı, Sakanlı, Belhkanlı, Mısırkanlı, Banuki, Canukanlı, Hasan Suranlı ve Kızıl PaĢuhlu.10 XIX. yüzyılın sonlarına doğru Celâli aĢiretinin nüfusu ile ilgili bilgileri, Osmanlı-Ġran hudut komisyonunda görevli olan memurlardan HurĢid PaĢa ve DerviĢ PaĢa'nın eserlerinde görebilmekteyiz;

Bayezid Sancağına tabi olup, Bayezid Sancağında bulunan ve İran - Rusya taraflarına geçmiş olan Celâli Kürt Aşiretinin tava'if ve haneleri

Taifesi Halikanlı Taifesi Sakanlı Taifesi Belhkanlı

Devlet-i Aliyye'de 250 230 250

Memalik-i Ġraniyye'de 260 200 150

Rusya'da 40 50 160

Mısırkanlı ve Banuki Taifesi Cenukanlı Taifesi

Devlet-i Aliyye'de 30 200

Memalik-i Ġraniyye'de 110 _

Rusya'da 20 _

Hasan Suranlı Taifesi Kızıl PaĢuhlu Taifesi

Devlet-i Aliyye'de 200 40

Memalik-i Ġraniyye'de 10 150

7 DerviĢ PaĢa, Tâhdid-i İraniyeye Memur Derviş Paşa Layihası, Matbaai Amire, Ġstanbul 1287, s. 164.

8 Ebgay (Abagay); Van Sancağı’na bağlı olan Bargiri kazasının bir nahiyesidir. Ali Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şakir Paşa (1838 – 1899), Ġstanbul 1993, s. 159.

9 DerviĢ PaĢa, a.g.e., s. 161; Mehmed HurĢid PaĢa, Seyahatname-i Hudud, Çev, Alaatin Eser, Ġstanbul 1997, s. 262- 263.

10 DerviĢ PaĢa, a.g.e, s. 160 – 161. Van Tarihi ve Kürtler Hakkında Tetebbular, Altınok Matbaası, Ankara 1960, s.

52.

(4)

Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı-Rus-İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin…

JHS 74

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

Rusya'da 30 _

Toplam Hane: 2380

Devlet-i Aliyye'de Memalik-i Ġraniyye'de Rusya'da

1200 Hane 880 Hane 300 Hane11

A. Bayezid Sancağı'nda Celâli Kürt Aşiretinin Eşkıyalık Hareketleri

1. Celâli Kürt Aşiretinin Kendi Taifeleri ve Diğer Aşiretler ile Aralarındaki Husumetten Kaynaklanan Eşkıyalık Hareketleri

EĢkıya, Arapça bir kelime olan “ġekavet” ten türemiĢ olmakla birlikte bahtsız, fena hareketli, haylaz ve haydut yol kesen anlamına gelen “Ģaki” kelimesinin çoğulu olup12 genelde

“dağda kırda yol kesen, hırsızlık yapan, azgın, habis ve fesatçı” olarak tanımlanır. Osmanlı belgelerinde eĢkıya “celâli”, “şaki”, “ehl-i fesad”, “haramzade” ve “uğru” olarak yer almaktadır.13 EĢkıyalığı Bağy'dan (devlete isyan) ayıran fark mevcut siyasi iktidara karĢı baĢkaldırma niteliği taĢımamasıdır.14

EĢkıyalık, devlet gücünün zayıf düĢmesi ile birlikte geliĢen ekonomik ve sosyal sıkıntılar sonucunda meydana gelirdi. Zira eĢkıyalığın temelini oluĢturan otorite boĢlukları, haksızlıkları ve zulmü de beraberinde getirirdi. AsayiĢ ve otorite boĢluğu kırsal kesimlerde olduğu gibi kimi zaman Ģehir merkezlerinde de olabilmekteydi.15 Bayezid Sancağı’nda meydana gelen eĢkıyalık olaylarının birçok nedeni vardı. Ekonomik nedenler hiç Ģüphesiz en büyük unsurdu; bölge dağlık, zirai ekim alanları az, iklim olarak elveriĢiz idi. Uzun sert kıĢlardan dolayı erzak sorunu yaĢanmaktaydı. Bu yüzden hayvancılığın büyük geçim kaynağı olarak görüldüğü bölgede yaĢayan halkın büyük kısmını göçebe ve hayvancılıkla uğraĢan aĢiretler oluĢturmaktaydı.

Göçebeler yerleĢik tarım ve Ģehir toplumlarının yakınlarında yaĢamaktaydılar. Tüm diğer göçebeler gibi Kürt göçebeler de daha zor ekonomik dönemlerde, çetecilik ve yol soygunculuğu yapmıĢlardır. Yakalanması zor, oldukça hareketli olan ve ne yapacakları belli olmayan göçebelerin ceremesini, bölgeden transit geçen Kürt olmayan yolculardan daha çok yerleĢik Kürtler çekmiĢtir.16

11 HurĢid PaĢa, a.g.e, s. 262–263; Celile, a.g.e, s.28.

12 Ġbrahim Güler, “XVIII. Yüzyılda Orta Karadeniz Bölgesinde EĢkıyalık Hareketleri”, Osmanlı Araştırmaları, XV, Editör: Halil Ġnalcık, Nejat Göyünç vd., Ġstanbul 1995, s.188.

13 Mücteba Ġlgürel, “Osmanlılarda EĢkıyalık Hareketleri”, DİA, C. XI, s. 467.

14 Mehmet Öz, “ModernleĢme Öncesinde Osmanlı Toplumunda EĢkıyalık Hareketlerinin Niteliği ve Özellikleri”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Prof. Dr. Bayram Kodaman'a Armağan Özel Sayısı, Ocak 2010, s.227; Mehmet Temel, “Kuvayı Milliye Döneminde Milas Bodrum’da EĢkıyalık ve Çetecilik”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, s. 403–421; Bünyamin Bezci, “Ġsyanın Sosyo-Politik Tarihselliği: EĢkıyalar, Partizanlar ve Teröristler”, Uluslararası Hukuk ve Politika, C.2, No: 7, s. 99-110; Melek Öksüz, “XVIII. Yüzyılın Ġkinci Yarısında Trabzon’da Ayan, EĢkıya Ve Göç Sorunları”, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, C.5, Sayı: 1, s.170-186; Efkan Uzun, “Osmanlı Örneklemi Üzerinden Sosyal EĢkıyalığa Bir BakıĢ”, TSA, Sayı: 3, Aralık 2006, s.

32-45.

15 Bilgehan Pamuk, "XVII. Asır BaĢlarında Erzurum ve Havalisinde EĢkıyalık Hareketleri", Osmanlı’dan Günümüze Eşkıyalık, Terör ve Ayrılıkçı Hareketler Sempozyumu, Samsun, 16–18 Mayıs 2008, s. 54. Ayrıca bkz.

Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, Osmanlı Türkiyesi'nde Eşkıya, Devlet ve Siyaset, Yalın Yayıncılık, Ġstanbul 2012.

16 Mehrdad R. Izady, Bir El Kitabı Kürtler, Çev: Cemal Atila, Ġstanbul 2011, s. 404; Bekir Biçer, “Ġslam Coğrafyacılarının Eserlerinde Kürtler Hakkındaki Rivayetler (9. Yüzyıl–13. Yüzyıl)”, Tarih Okulu Dergisi (TOD) Mart 2014, Yıl:7, Sayı: XVII, s. 165–187; Bekir Biçer, “Ġslam Tarihi Kitaplarında Kürtler Hakkındaki Rivayetler

(5)

Süleyman Demirci - Fehminaz Çabuk

JHS 75 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

Bayezid Sancağı’nda bulunan büyük aĢiretler; Celâli, Haydaranlı, Sebiki ve Zilanlu aĢiretleri Ģeklinde sıralanabilir.17 Bayezid Sancağı’nda yaĢayan Kürt aĢiretlerinin aralarında düĢmanlıklar ve kan davaları her zaman vardı. Kürtlerin geleneksel yaĢamlarına ve gelenek- göreneklerine bağlılıkları bazı kavramları onlar için önemli kılmıĢtır.18 ġeref, onur, aile, namus, mal ve mülk gibi unsurlar Kürtlerin yaĢamını anlamlı kılan kavramlardı. Bu değerler uğruna savaĢmak, ölmek veya öldürmek meĢru görülürdü. Eğer zarar veren kiĢi büyük bir aĢirete mensup ise bu aĢiret meselesi olarak algılanıp kiĢiye zarar verenin aĢireti ile bağlar koparılır düĢmanlıklar baĢlardı. EĢkıyalık faaliyetlerinde bulunan bir takım aĢiret mensupları aralarında husumet bulunan diğer aĢiretlere karĢı eĢkıyalık yapmayı bir mücadele ve mukabele vasıtası olarak görmekteydiler. Hiç Ģüphesiz Celâli aĢiretinin bölgedeki diğer aĢiretler ile husumeti olduğu gibi kendisine bağlı taifeleri arasında da husumetten kaynaklı sorunlar yaĢanmaktaydı.

Bayezid Mutasarrıflığı tarafından aĢiretler arasındaki husumete son verilmeye ve asker sevkiyle olayların büyümesine engel olunmaya çalıĢılmıĢtı. AĢiretler barıĢtırılmıĢ fakat çoğu zaman bu barıĢların ömrü uzun olamamıĢtı. Hükümet bundan dolayı baĢka tedbirler almak zorunda kalmıĢtı. Ġncelenen arĢiv vesikalarından görüldüğü kadarıyla Beyazid Sancağı’nda, 1891 – 1908 seneleri arasında Celâli aĢiretinin kendi taifeleri arasında ve baĢka aĢiretlerle husumetten kaynaklı birçok eĢkıyalık hareketleri meydana gelmiĢti.

Celâli aĢiretinin Kurtkapan köyünde ikamet eden Surili ve Sakanlı taifeleri arasında 1891 senesinde çıkan olayların yatıĢtırılması için bazı tedbirlerin alınması gerektiği Dördüncü Ordu tarafından Seraskeriye’ye telgrafla bildirilmiĢti. Tedbir amaçlı bölgeye gönderilen memurlar tarafından Kurtkapan ahalisinden bir daha böyle bir olay yaĢanmayacağına dair söz alınmıĢsa da tedbir amaçlı bölgede askerin bulunması gerekli görülmüĢtü. Ayrıca Bayezid Mutasarrıflığı bölgede askerin bulunması gerektiği hususunda hükümete telgraf göndermiĢti.19 1892 senesinde yine Celâli aĢiretine mensup iki taife arasında çatıĢma meydana gelmiĢ ve 13 kiĢi hayatını kaybetmiĢti.20 Bundan anlaĢılacağı üzere aĢirete bağlı taifeler arası husumetler mal ve can kayıplarına neden olmaktaydı. Bu da aĢiretler arası husumetlerin giderek içinden çıkılmaz bir duruma gelmesine ve kan davalarının yıllarca sürmesine neden olabilmekteydi.

1892 senesinde Adamanlı aĢireti21 reisi ve Hamidiye Alay kaymakamı olan Mirza Ağa, Yaver Ekrem ġakir PaĢa'ya Celâli Kürt aĢireti hakkında Ģikâyetini bildiren bir telgraf yazmıĢtı.

Telgrafnameye göre, Celâli aĢireti onlara zulmetmiĢ ve bölge mutasarrıfı buna meydan vererek onları kanun-i adaletten mahrum bırakmıĢtı. Mirza Ağa; aĢiretinin can, mal ve namusunun korunması için baĢka bir yere nakil ve iskân istemiĢti. Bunun üzerine durumla bizzat ilgilenen Yaver Ekrem ġakir PaĢa durumu Dâhiliye Nezaretine bildirerek Celâli Kürt aĢiretinin verdiği zararın araĢtırılıp bir daha böyle bir vukuata sebebiyet verilmemesi ve mutasarrıfın, iki aĢireti birbirine karĢı saldırmaya teĢebbüs ettirmemesi için gereğinin yapılması istemiĢti. Gerekli tahkikatın yapılması için durum Erzurum vilayetine bildirilmiĢti. Adamanlı aĢireti reisi ve Husumete sebep olarak gösterilen mutasarrıf hakkında gerekli tahkikat yapılmıĢ ve bunun

(7. ve 12. Yüzyıl Arası)”, The Journal of Academic Social Science Studies, Volume:5, Issue:6, December 2012, s.

54-55.

17 KarataĢ ve Eyüp Kul, a.g.m., s.346. Ayrıca bkz. Bekir Biçer, Kürtler, Çizgi Kitabevi, Konya 2014.

18 Kürtlerin geleneksel, toplumsal yaĢamları ve dini inanıĢları için bkz. Muhammed Emin Zeki Beg, Kürtler ve Kürdistan Tarihi, Ġstanbul 2013; Etem Xemgin, Kürdistan Tarihi, Ġstanbul 2013; Lale Yalçın-Heckmann, Kürtlerde Aşiret ve Akrabalık İlişkileri, Çev: Gülhan Erkaya, Ġstanbul 2012.

19 BOA., DH.MKT., 1927/122, 02 ġ. 1309. BOA., DH.MKT., 1945/56, 10 L. 1309.

20 BOA., DH.MKT., 2046/34, 9 B. 1320. BOA., DH.MKT., 2048/84. 16 B. 1310.

21 Bayezid Sancağı'nda tarım ve hayvancılıkla uğraĢarak geçinen Adamanlı AĢireti yaklaĢık 1800 haneden oluĢan ve yarı göçebe bir hayat süren bir aĢiretti. Sykes, a.g.m, s. 368.

(6)

Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı-Rus-İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin…

JHS 76

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

neticesinde bu aĢiretler Bayezid’de bulunan Hamidiye Kumandanı Hakkı PaĢa tarafından barıĢtırılmıĢtır.22 Bayezid Mutasarrıfı, aĢiretlerin Karakilise'ye gelip barıĢtırıldıktan sonra yerlerine geri gittiklerini telgrafla Erzurum vilayetine bildirmiĢtir. Bunun üzerine Erzurum valisi durumu Dâhiliye Nezaretine bildirmiĢ23 ve olay büyümeden çözülmüĢtü.

Adamanlı aĢireti ile Celâli Kürt aĢireti arasındaki düĢmanlık sonraki yıllarda da devam etmiĢti. 1897'de Adamanlı aĢireti ile Celâli aĢireti arasındaki mevcut düĢmanlıktan dolayı iki bin kiĢinin katılımıyla vuku bulan çarpıĢma Adamanlılardan iki ölü ve altı yaralıya, Celâlilerden ise iki kiĢinin yaralanmasına sebep olmuĢtu. Ancak ölü ve yaralıların kimlikleri tespit edilememiĢti. Durum Dâhiliye Nezaretine ve Erzurum vilayetine bildirilmiĢti. Yine aralarında bir çarpıĢma meydana gelme ihtimali bulunduğundan gerekli tedbirlerin alınması ve iki aĢiretin arasındaki düĢmanlığın nedeninin araĢtırılması Beyazid Mutasarrıflığına tebliğ edilmiĢti.24 Erzurum vilayetinden gönderilen telgrafnameye göre iki aĢiret arasında meydana gelen bir diğer vukuat ise, Bayezid'dan Diyadin'e gitmekte olan Adamanlı aĢireti reislerinden Hamidiye Kaymakamı Mehmed Bey'e Celâli Kürt aĢiretinin çadırlarından ateĢ edilmesiydi. Bu olayı haber alan Adamanlı Ali Celâlilere saldırmaya hazırlanmıĢtı. Celâli Kürtleri de karĢı saldırıya geçmek için gerekli hazırlıklarını yapmıĢtı. Alınan haberler üzerine bölgeye hemen bir bölük piyade ve bir bölük süvari askeri gönderilmiĢti. Celâli Kürtler, Adamanlı Ali Bey'in çadırlarını yağma edecekleri sırada askerler yetiĢmiĢ ve Celâlilere engel olmuĢlardı. Ġki aĢiret arasında meydana gelen çatıĢma Adamanlılardan üç ölü ve bir yaralı, Celâlilerden ise bir ölü ve bir yaralıyla sonuçlanmıĢtı. Bayezid Mutasarrıflığı bu iĢe bir netice verme teĢebbüsünde bulunmuĢ ise de aĢiretler yaylalarda olduğu için olası müdahale ertelenmiĢti. Böyle bir vukuatın tekrar meydana gelmemesi için de gerekli tedbirlerin alınması gerekli görülmüĢtü.25

Yukarıda bahse konu olaya istinaden Hamidiye Alaylarına mensup aĢiretler çoğu zaman baĢka aĢiretlerin saldırılarına maruz kalmıĢlardır. Ancak aynı Ģekilde Hamidiye Alaylarına mensup aĢiretler de ellerindeki silahlı güce dayanarak bu aĢiretlere karĢılık verdikleri gibi çoğu zaman asayiĢsizliğin de kaynağı olmuĢlardır. Aslında II. Abdülhamid döneminde Kürt aĢiretlerinden müteĢekkil Hamidiye Alayları 1891 tarihinden itibaren ġakir PaĢa ve MüĢir Zeki PaĢa'nın teĢebbüsleriyle kurulmuĢtur. Hamidiye Alaylarının kuruluĢ sebepleri; bölgeye merkezi otoriteyi tesis etmek, aĢiretlerden askeri güç olarak faydalanmak, Ermenilerin çete faaliyetlerine engel olmak ve Müslüman halkın kendini korumasını sağlamak, Rus saldırısından ve Ġngilizlerin bölge üzerinde yürüttükleri ayrıĢtırıcı siyasetlerinden Doğu Anadolu'yu korumak idi. Hamidiye Alaylarının kurulduğu yerler askeri ve stratejik nedenlerden dolayı Rus ve Ġran sınırları olmuĢtur. Hamidiye Alaylarından merkezi Karakulluya olan Birinci Livaya mensup 38. Alay numaralı Celâli Kürt aĢireti ve diğer Hamidiye Alaylarına mensup aĢiretler, bölgede güvenliği sağlamaktan ziyade aralarındaki bir takım husumetlerin etkisiyle birbirlerine karĢı saldırılarda bulunmuĢlar ve asayiĢin bozulmasına sebep olmuĢlardı.26 Bu husus ile ilgili incelenen arĢiv vesikalarına yansıyan bir baĢka olay ise Celâli aĢireti ile ilgili olup 1897 yılında meydana gelmiĢti. Hamidiye BeĢinci Alayına mensup Hato isimli kiĢi ile Celâli Kürt aĢiretinden oluĢan 38.Alaya mensup Hüseyin

22 BOA., DH.MKT., 147/9, 23 B. 1311.

23 BOA., DH.TMIK.M.., 2/92, 18 L. 1313.

24 BOA., DH.TMIK.M.., 55/49, 18 S.1316.

25 BOA., DH.TMIK.M.., 56/9, 26 S. 1316.

26 Bayram Kodaman, II. Abdülhamit Devri Doğu Politikası, Türk Kültürü AraĢtırma Enstitüsü Yayınları: 67 Seri:

IV. Sayı: A. 21, Ankara 1987, s. 29,53; Aşiret Süvari Alayları Nizamnamesi, Matbaa-i Askeriye-Süleymaniye, Ġstanbul 1368; P. Ġ. Averyanov, Osmanlı İran Rus Savaşlarında Kürtler (19. Yüzyıl), Çev: Ġbrahim Kale, Avesta Yayınları, Ġstanbul 2010, s.197-223; Hakan Özoğlu, Osmanlı Devleti ve Kürt Milliyetçiliği, Çev: Nilay Özak Gündoğan ve Azat Zana Gündoğan, Ġstanbul 2009, s.89; David Mcdowall, A Modern History of The Kurds, I.B.

Tauris, London- New York 2007, s. 59-63.

(7)

Süleyman Demirci - Fehminaz Çabuk

JHS 77 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

arasındaki düĢmanlıktan dolayı çıkan çarpıĢmada BeĢinci Alaydan ve Salıyanlı aĢireti'nden olan YüzbaĢı Mehmed Efendi öldürülmüĢ ve yine bu aĢiretten üç kiĢi ile Kukati taifesinden de bir kiĢi yaralanmıĢtı. Olay yerine hemen asker sevk edilerek vukuatın büyümesine engel olunduğu, Hudud Kumandanlığından Dördüncü Orduya bildirilmiĢti. Dördüncü Ordu cevaben, bu hususta fevkalade bir itina gösterilmesini ve böyle bir vukuata bir daha meydan verilmemesini Hudud Kumandanlığına bildirmiĢti.27

AĢiretler arası çatıĢmalarda aĢiretler dost oldukları diğer aĢiretlerden de yardım alabilmekteydi. Örneğin 1898 senesinde Erzurum vilayeti ve ErciĢ kazasında yaĢayan Haydaranlı aĢireti, Celâli aĢireti ile çarpıĢmak için Adamanlı aĢireti ile birleĢmiĢti. Bunun üzerine aĢiretler arasında meydana gelecek olan çatıĢmaya engel olunması için ErciĢ Hamidiye Mirlivası Rahmi ve Karakilise Hamidiye Mirlivası Abdi PaĢalara acilen tebligat gönderilmiĢti.

Durum Dördüncü Ordu’dan hükümete ayrıca bildirilmiĢti.28

Celâli aĢiretine mensup kiĢilerin yaptığı eĢkıyalık olaylarından dolayı bölge yöneticileri tevkif emirleri çıkarsa da eĢkıyalık yapan kiĢilerin tevkif edilmesi zordu zira bazı eĢkıyalar hizmetinde bulundukları kiĢilerin koruması altındaydı. 1908 senesinde Karabulak askeri müfrezesinden OnbaĢı Vekili Mustafa'yı ve yanındaki kiĢiyi katledip eĢyalarını gasp eden iki kiĢi için tevkif emri çıkarılmıĢtı. Bu iki kiĢinin aslında öteden beri Celâli aĢireti reisi ve 27.

Hamidiye Alayı Komutanı Salih Bey’in hizmetinde çalıĢtıkları tespit edilmiĢti. Bu nedenle Salih Bey'in köyüne gidilmiĢ ve eĢkıya aranmıĢtı. Köyünde böyle bir aramanın yapılmasını hukukuna aykırı bulan Salih Bey, hükümete bu rahatsızlığını belirten bir dilekçe ile belirterek aradıkları kiĢilerin onun köyünde olmadığını ve böylelerini aralarında barındırmadıklarını belirtmiĢti. Bazı hain memurların açıktan hukuklarına taarruz ettiğinden artık Ģüphesinin kalmadığını ayrıca artık hayatından dahi emin olmadığını da Ģikâyet dilekçesinde dile getirmiĢti. Salih Bey'in hukukunu çiğnemekle Ģikâyet ettiği Mülazım Bilal ve Polis Komiseri Abdullah ile ilgili dilekçe adliyeye verilmiĢti. Bunun üzerine hükümet Bayezid Mutasarrıflığından durumun tahkikini istemiĢti.29

2. Celâli Kürt Aşireti'ne Mensup Bazı Eşkıyanın Af ve İskânı

EĢkıyalığın önlenmesi ile ilgili uygulanan tedbirlerden birisi de affetmek ve kefillik müessesesidir. Bu tedbirler sonucunda eĢkıyadan bazılarının piĢmanlık duyarak devletin emrine girdikleri görülmüĢtür.30 Zaman içinde eĢkıyalıkta bulunmuĢ ancak vazgeçerek devlete sığınmıĢ kiĢiler, affedilerek kendilerine bir kefil tayin edilen kiĢinin nezaretinde emniyete alınmakta ve hal ve hareketlerinden bu kiĢiler devlete karĢı mesul olmaktaydı.31 AĢiretler de bir daha uygunsuz hareketlerde bulunmayacaklarına, kanun ve nizamlara uyacaklarına dair nezre

27 BOA., DH.TMIK.M.., 40/64, 12 Ca. 1315.

28 BOA., DH.TMIK.M.., 58/3, 01 R. 1316.

29 BOA., DH. MKT., 2675/11, 12 Za. 1326. Yukarıda bahse konu örnekte görülen benzer konular ile ilgili farklı bir bölge üzerinde yapılan bir çalıĢma için bkz. Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, “EĢkıyalar ve Osmanlı Devleti:

MaraĢ Eyâleti Örneğinde Devlet Görevlilerinin EĢkıyalık Faaliyetleri ve Bunların Merkez-TaĢra YazıĢmalarındaki Yansımaları (1590–1750)” SDÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 16, no.2, 2012, s. 47-76. Ayrıca bkz.

Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiyesi’nde Bazi AĢiret, Cemaat ve Taifelerin EĢkıyalık Faaliyetleri ve Bunların Merkez-TaĢra YazıĢmalarındaki Yansımaları: MaraĢ Eyâleti Örneği (1590-1750)”, Turkish Studies – International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, vol.Summer 7/3, 2012, s. 887-914.

30 Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, Osmanlı Türkiyesi'nde Eşkıya, Devlet ve Siyaset, Ġstanbul 2012, s.105;

ayrıca bkz. Demirci - Arslan; “Osmanlı Türkiyesi’nde EĢkıyalık Faaliyetlerini Önlemeye Yönelik Alınan Tedbirler ve Uygulanan Cezalara Dair Gözlemler: MaraĢ Eyâleti Örneği (1590–1750)”, Journal of History Studies, Prof. Dr.

Enver Konukçu Armağanı, C. 4, Sayı 2 ( Nisan 2012), s.73–103.

31 Mehmet Karagöz; “17. Asrın Sonunda Filibe ve Çevresinde EĢkıyalık Hareketleri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:16, Sayı:2 / 2006, s. 398.

(8)

Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı-Rus-İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin…

JHS 78

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

bağlanarak kendilerinden kefalet senetleri alınıyordu. AĢiretlerin kefalete bağlanmalarının da iki Ģekilde yapıldığı görülmektedir. Birincisi bölgeye iskân edilen bir oymağın bütün fertleri birbirine kefil yapılarak bir kefalet zinciri oluĢturuluyordu. Göçebe aĢiretlerin nezir ve kefalete bağlama iĢlemi, aĢiret eĢkıyasının kontrol altında tutulması amacıyla Osmanlı Devleti'nin uyguladığı bir tedbirdi. Ġkinci kefalet usulü ise, bir aĢireti oluĢturan oymakların bey ve kethüdalarının yönetimindeki oymakların halkına kefil yapılmaları Ģeklinde idi.32 Bazı ihmallere rağmen kefillik müessesesi iyi çalıĢmakta ve aynı zamanda sosyal muhtevalı bir tedbir olarak görünmekteydi.

Söz konusu kefalet durumu Celâli aĢireti mensupları için de uygulanmıĢtı. Aslen Osmanlı Devleti'nin tebaasından olup Celâli aĢiretine mensup Canikanlu taifesinden Tahir ve on bir arkadaĢı bir müddetten beri eĢkıyalık yapmaktaydılar. Ġran hududunda bulunan bu on iki adam, 1886 senesinde eĢkıyalığı terk ederek Osmanlı Devleti'ne sığınma ve af talebinde bulunmuĢlardı. Tahir ve on bir arkadaĢının Ģahsi davalarına herhangi bir kötülük gelmeyecek Ģekilde, edepleriyle kendi iĢleriyle meĢgul olup eĢkıyalık ve fenalık yapmayacaklarına, bununla birlikte aĢar ve ağnam vergilerini vereceklerine ve askerlik görevlerini yerine getireceklerine dair usul ve nizam dairesinde kefalet ve teminat alınmıĢtı. Kefalet senedi mahalli hükümet tarafından tasdik edilip Adliye Nezaretine gönderilmiĢti. Hükümet tarafından on iki kiĢinin sığınma ve af talepleri kabul edilmiĢ ve münasip yerlere iskân edilmelerine izin verilmiĢti. Bu hususta gerekli olanın yapılması Erzurum vilayetine telgrafla bildirilmiĢti.33

B. Osmanlı-Rus Hududunda Celâli Kürt Aşiretinin Yaptığı ve Kendisine Yapılan Eşkıyalık Faaliyetleri

1. Osmanlı Tebaası Olan Celâli Kürt Aşiretinin Rus Topraklarında Yaptığı Gasp ve Saldırılar

Celâli aĢiretinden bazı eĢkıyalar 1895 senesinde hududa saldırarak Rusya'nın Eğdir köyünden yüz kırk koyun gasp etmiĢlerdi. Yapılan incelemelerden bu gasp olayını Celâli aĢiretine mensup Sakanlı taifesinden olanların yaptığı anlaĢılmıĢtı. Bayezid Mutasarrıflığı malların sahiplerine teslimini lazım gelenlere tebliğ etmiĢ fakat bu teklif kabul edilmemiĢti.

Eğdir Tüccarlığı tarafından koyunların teslimi talep edilmiĢti. Bunun üzerine suçluların yakalanması, koyunların geri alınması ve hudutta asayiĢin temini için zaptiye sevki istenmiĢti.

Olay Dördüncü Orduya oradan da Seraskeriye'ye bildirilmiĢti.34

Ağrı Dağı'nda yaĢayan Celâli aĢiretine mensup Keskoy taifesi, Osmanlı, Ġran ve Rusya hududunda sorun çıkarmakta, eĢkıyalık yapmakta idi. Tahir adlı kiĢinin yönettiği bu taife daha önceleri de birçok öldürme, gasp ve yağma suçları iĢlemiĢtir. Üç devlet arasında sürekli sorun çıkaran bu taifeden bazı eĢkıyalar, yine 1896 senesinde Rusya taraflarından üç yüz koyun gasp etmiĢti. Keskoy taifesinden olan eĢkıyaların takibi ve önlenmesi için tedbiren Bayezid Mutasarrıflığından asker sevk edilmiĢti. Ayrıca Bayezid’da bu iĢ için görevlendirilen jandarmaya yardımcı olması için Hudut Komutanlığına da asker sevki tebliğ edilmiĢti. Askerin baĢarılı takibi neticesinde eĢkıyanın baĢı olan Yusuf ve iki adamı Osmanlı askeri tarafından yakalanmıĢ ve gasp ettikleri üç yüz koyun onlardan geri alınmıĢtı. Bu iĢ için Bayezid’ta beklemekte olan Rus memurlarından Müfreze Komutanı, Osmanlı askerinin bu baĢarılı

32 Faruk Söylemez, “XVIII. Yüzyıl BaĢlarında XIX. Yüzyıl Ortalarına Kadar MaraĢ ve Çevresinde EĢkıyalık Hareketleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 22, Yıl: 2007/1, s. 78-79.

33 BOA., DH. MKT., 1357/140, 29 L. 1303. BOA., İ..ŞD.., 82/4867, 18 Za. 1303. BOA., DH. MKT., 1362/39, 28 Za. 1303.

34 BOA., MV., 84/38, 26 L. 1312.

(9)

Süleyman Demirci - Fehminaz Çabuk

JHS 79 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

hizmetinden dolayı teĢekkür etmiĢti.35

1905 senesinde Celâli aĢiretinden Kaymakam Ġbrahim Bey'in adamları tarafından Rus topraklarından birkaç defa hayvan çalınmıĢ ve Osmanlı topraklarına getirilmiĢti. Olay Erzurum Rus Konsolosluğundan bildirilmiĢti. Bayezid Rus Konsolosluğu ise gasp olayının araĢtırılmasını istemiĢti. Bunun üzerine eĢkıyanın tutuklanması ve gasp edilen malların geri alınması için bölgeye bir miktar polis ve jandarma sevki gerekli görülmüĢtü.36

2. Bayezid Sancağı Ahalisinden Celâli Kürt Aşireti ile Rus Yezidileri Arasında Meydana Gelen Çatışma ve Gasp Olayı

Rusya elçiliğinden 1886 senesinde bildirilen habere göre; silahlı bir takım Kürt’ün hududa saldırarak birçok koyunu gasp etmesi ve diğer bir Kürt çetesinin de hudut üzerindeki saldırısından dolayı o bölgeye asker sevkedilmiĢdi. Bayezid'ın Celâli aĢireti ile Rusya’nın Yezidi37 taifesi arasında meydana gelen vukuatın sebebinin araĢtırılıp sadarete bildirilmesi Dördüncü Ordudan istenmiĢti. Erzincan Dördüncü Ordu telgrafname ile iĢin aslını merkeze bildirmiĢti. Meydana gelen çatıĢmanın sebebi ise Beyazid’da yaĢayan Celâli aĢireti reislerinden Ali'nin biraderzadesinin Rusya Devleti'nin hudut boyundaki Yezidilerin yedi adamı tarafından Osmanlı toprağında öldürülmesi ve bunun üzerine Celâli aĢiretinin Yezidilerin üzerine hücum etmesiydi. Meydana gelen çatıĢmada dört kiĢi yaralanmıĢ ve o bölgede bulunan elli altmıĢ kadar Kazak askeri de çatıĢmaya katılmıĢtı. Celâli aĢireti Yezidilerden yedi yüz otuz altı koyun ve on beĢ yirmi kadar çadır gasp etmiĢti. Bu gasp olayından dolayı Celâli aĢireti'nden beĢ adam tutuklanmıĢ ve merkez livaya gönderilmiĢti. Rus memurlarıyla görüĢülmüĢ gasp edilen malların iade edileceği teminatı verilmiĢ ve Yezidiler evlerine gönderilmiĢti. Çadırlar ve koyunların Celâli aĢiretinden alınıp sahiplerine teslimi için memur tayin edilmiĢ ve Celâli aĢireti de hududun içeri tarafına alınmıĢtı. Bir daha böyle bir vukuatın meydana gelmemesi için Rus memurlarıyla da ayrıca görüĢülmüĢtü.38 Ġki devletin hududunda Kürtler arasında meydana gelen bu olay büyümeden çözülmüĢtü.

3. Rus Ermenilerinin, Rusya Hududunda Osmanlı Tebaası Olan Celâli Kürt Aşiretine Saldırmaları

Celâli aĢireti bazen de diğer eĢkıya tarafından saldırılara maruz kalmıĢ ve malları gasp edilmiĢti. Çete kurmuĢ olan bazı Rus Ermenileri Revan, Kars ve Bayezid gibi bölgelerde eĢkıyalık yapmakta Kürt aĢiretlerinin mallarını gasp etmekteydiler. 1890 senesinde Rusya Ermenilerinden on beĢ kadar eĢkıya silahlarıyla hududun Sinek Dağı cihetinde hayvanlarıyla

35 BOA., DH.TMIK.M.., 32/106, 30 Za. 1314. BOA.,Y..MTV., 156/129, 06 Z. 1314. BOA., Y..MTV., 156/193, 08 Z. 1314.

36 BOA., Y..MTV., 274/108, 23 Ra. 1323.

37 Yezidi ismi konusunda farklı görüĢler ileri sürülmüĢtür. Ahmet TaĢğın’a göre, Fırka mensuplarının Ġran’ın Yezd Ģehri sakinlerinden olması nedeniyle bu isimle anıldığı, Yeni Farsça’da “melek, tanrı” manasında ized, Avesta dilinde “saygı ve ibadete lâyık” anlamında yezata, Pehlevîce’de ve modern Farsça’da “tanrı” mânasındaki Yezdan kelimeleri yanında “tanrıya kulluk eden kimseler” anlamında ezidi, izidi, izdi kelimelerinden geldiği de söylenmiĢ olduğunu bilmekle beraber diğer bir anlayıĢa göre ise fırka mensuplarına, Emevi Halifesi I. Yezid’e bağlılıkları ve onu beĢer üstü bir varlık kabul etmelerinden dolayı bu ismin verilmiĢ olduğu ifade edilmektedir. Son zamanlarda yapılan araĢtırmalar Yezidiyye isminin I. Yezid’le yakın ilgisinin bulunduğunu ortaya koymaktadır. Kesin olarak bilinen Ģu ki, Yezidiliğin Kürtler arasında mevcut olması ve Yezidilerin Kürtçenin Kurmanci lehçesini konuĢmasıdır. Kürt Yezidiler 1830 ve 1840'larda Müslüman Sünnî Kürtler tarafından baskı gördüklerinden dolayı ġeyhan bölgesini terk etmiĢlerdi. Bu baskılar neticesinde birçok Yezidi, Rus topraklarına göç etmiĢti. Günümüzde ġeyhan, Sincar, Kafkasya, Tur Abdin dağları ve Batman'da Yezidi yerleĢimlerini görmek mümkündür. Bkz, Ahmet TaĢğın, “Yeziddiye”, TDVİA, C.16, Ankara 2013, s.525–527; Metin Bozan, “ġeyh Adî'siz Yezidilik: Yezidilerin Adî b. Musâfir Algısında YaĢanan FarklılaĢmalar”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 53:2, 2012, s. 23- 41; Basil Nikitine, Kürtler, E. Karahan, H. AkkuĢ ve N. Uğurlu, Ġstanbul 201, s. 410 – 411.

38 BOA.,Y.A.HUS., 194/40, 13 Za. 1303. BOA., Y..MTV., 23/13, 03 Z. 1303.

(10)

Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı-Rus-İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin…

JHS 80

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

değirmenden gelmekte olan Celâli aĢiretinin reisi Ġbrahim'e eĢyalarını gasp etmek için saldırmıĢlardı. Ġbrahim Bey'in adamlarından biri o esnada köye gitmiĢ Ġbrahim Bey'in biraderi Ahmet Ağa'ya haber vermiĢti. Ahmet Ağa hemen yetiĢmiĢ ve aralarında meydana gelen çarpıĢmada eĢkıya Ermenilerden dört kiĢi öldürülmüĢ diğerleri ise firar etmiĢti. Hudut Komutanı Mirliva Ahmet PaĢa meydana gelen bu olayı telgrafla Dördüncü Orduya bildirmiĢti.

Telgrafla bildirilen bu olayın çözümü için Sadrazam, Hariciye Nezaretinden olayın hemen Rusya elçiliğine tebliğ edilmesini istemiĢti.39 Hudutta meydana gelen bu tür eĢkıyalık olaylarının çözümü, alınan malların iadesi ve suçluların yakalanması için devletlerarası yazıĢmalar yapılmaktaydı. Bu Ģekilde devletler, tebaası olan aĢiretin hukukunu korumakta ve bölgede de asayiĢi temin etmekteydi.

C. Osmanlı-İran Hududunda Celâli Kürt Aşiretinin Eşkıyalık Faaliyetleri

1. İran Devleti'ne Tabi Celâli Kürt Aşiretinin Osmanlı Topraklarında Yaptığı Gasp ve Saldırılar

Osmanlı-Ġran hududunda yaĢayan göçebe Kürt aĢiretleri hudut kavramına asırlar boyunca riayet etmemiĢlerdir. Ġki devlet arasındaki iliĢkilerin bozuk olması nedeniyle bu aĢiretler 16.

yüzyıldan beri iki devletin sınırında eĢkıyalık faaliyetlerini rahat yürütmüĢlerdi. AĢiretler menfaatleri doğrultusunda hangi devletin desteğini almıĢlarsa o devletin toprağına geçmiĢlerdi.

Geçtikleri topraklarda da rahat durmamıĢlar tekrar diğer devlete rahatça iltica etmiĢlerdi.

AĢiretlerin bu pervasız geçiĢleri iki devletin gergin olan iliĢkilerini daha bozmuĢtur.40

Celâli aĢiretine bağlı bazı taifeler Ġran topraklarında yaĢamakta ve Ġran Devleti'ne tabiydiler.41 Özellikle Ġran'ın Makü bölgesinde yaĢamakta olan Celâli aĢiretinden bazı eĢkıyalar Makü ve Ovacık hakimlerinin teĢvik ve desteğiyle Osmanlı topraklarına geçip hudut bölgesinde yaĢayan ve Osmanlı tebaası aĢiretlerin mallarını gasp etmekteydiler. ġöyle ki Ġran'ın Celâli aĢireti 1866 senesinde Osmanlı toprağına geçerek eĢkıyalık yapmıĢ ve aĢiret eĢkıyası Bayezid taraflarında bulunan hudut memurları tarafından hemen engellenmiĢ ve sınır dıĢı edilmiĢti. Bir sene sonra Makü'nün batı tarafında meraları olan ve sekiz yüz haneden ibaret olan Celâli aĢiretinin hududa saldırması zarara sebep olmuĢtu. Erzurum vilayeti ve Elbak kazası42 tarafından aĢiretin bu saldırılarına engel olmak için Makü Hakimi Serteb Hacı Mahmud Han’ın yardımı talep edilmiĢti. Bu hususta Ġran tarafından gerekenin yapılması için Tahran ve Tebriz'de bulunan Osmanlı memurlarına dahi durum bildirilmiĢti.43

Ġran'a tabi Celâli aĢireti, 1890 senesinde Bayezid Sancağına bağlı bir köyde yaĢayan Adamanlı aĢiretine saldırmıĢtı. Ġran'ın Celâli aĢireti Adamanlılardan bir adamı öldürmüĢ, yüz kiĢiyi yaralamıĢ ve yaklaĢık yüz kadar koyunu da gasp etmiĢti. Bunu haber alan hükümet,

39 BOA., HR.SYS., 2768/55, 29. 09. 1890. Kürt-Ermeni iliĢkileri hakkında geniĢ bilgi için bkz. Garo Sasuni, Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. yy'dan Günümüze Ermeni Kürt İlişkileri, Çev: Bedros Zartaryanve Memo Yetkin, Ġstanbul 1992.

40 Zafer Esin, Osmanlı Klasik Döneminde Van Gölü Havzasında YaĢanan Ayaklanma ve EĢkıyalık Hareketleri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Van 2007, s. 26-32.

41 Ġran'da yaĢayan Kürtler çoğunlukla Ġran-Irak ve Ġran-Türkiye sınırında yaĢamaktadırlar. Ayrıntılı bilgi için bkz.

Faruk Arslan, Bilad-ı Ekrad: Kürdistan Kürt Diyarının Bilinmeyen Saklı Tarihi, Ġstanbul 2013, s. 14; Izady, a.g.e, s.162-177.

42 Elbak (BaĢkale ya da Albak); 1578'de kaza olarak Hakkari Sancağına tabiydi. Hakkari ise Van Eyâletine tabiydi.

1845'te ise Kaza olarak Erzurum Eyâletine tabiydi. 1910'da BaĢkale, Hakkari Sancağına ve Van Vilayetine bağlıydı.

1924'te ise kaza olarak Van'a bağlanmıĢtır. Tahir Sezen, Osmanlı Yer Adları (Alfabetik Sırayla), TC. BaĢbakanlık Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü, Yayın Nu: 21. Ankara 2006. s. 22. 1896 senesinde BaĢkale'ye bağlı nahiyeler Ģunlardı: Küpeç, Masird, Sortan, ġivelan ve ġükefti idi. Karaca, a.g.e, s. 160.

43 BOA.,HR.TO.., 494/129, 25. 07. 1867.

(11)

Süleyman Demirci - Fehminaz Çabuk

JHS 81 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

Ġran’ın Celâli aĢiretinin imkân bulduğunda Van vilayetine bağlı Bargeri44 kazasındaki Ebgay nahiyesine de saldıracağına ihtimal vermiĢ ve böyle bir saldırının önlenmesi için de Bargeri kazasının kaymakamlığından nahiyeye asker sevkini uygun görmüĢtü.45 Celâli aĢiretinden beĢ yüz hane halkının hududa tecavüzü, gasp, öldürme ve buna benzer suçlarının önlenmesi için Ġran hükümetince hiç bir Ģey yapılmamıĢtı. Ġran'ın Celâli aĢireti tarafından saldırıya uğrayan ve malları çalınan Osmanlı aĢiretinin de intikamlarını ve mallarını geri almak için harekete geçmeleri ihtimali olduğundan ve böyle bir olaya mahal vermemek için gasp edilen malların iadesi ve katiller hakkında gereken muamelenin yapılması Ġran hükümeti’ne tebliğ edilmesi istenmiĢti.46 Bu hususta Van Valisi Halil Bey'in Dâhiliye Nezaretine gönderdiği telgrafnameye göre, Ġran'ın Celâli aĢiretinden bin kadar atlı Ġran hududunda bulunmaktaydı. Bayezid Mutasarrıflığından alınan habere göre ise, Ġran Hükümeti, Celâli aĢiretine silah ve cephane verme teĢebbüsünde bulunmuĢtu. Her ne kadar Ġran Hükümeti tarafından bu inkar edilse de öteden beri Makü Hakimi Timur Han'ın bu gibi saldırılara Celâli aĢiretini sevk ve teĢebbüs ettirdiği bilinmekteydi. Osmanlıya tabi aĢiretler tarafından intikam nedeniyle Ġran’a herhangi bir saldırının olmaması için gereken tedbirin alındığı fakat Celâli aĢiretinden gelecek bir saldırıda çatıĢma meydana gelmesinin mümkün olduğu belirtilmiĢti. Bu yüzden Van Valisi, Celâli aĢiretinin hudut üzerindeki cemaatinin dağıtılması, katillere gereken cezanın verilmesi, gasp edilen malların alınması ve bu hususta gerekenin yapılması için Ġran memurlarına ve bilhassa Timur Han'a acilen bir tebligat gönderilmesini istemiĢti.47 Hudut bölgesinden ayrılmayan Ġran'ın Celâli aĢiretinin saldırıları tekrar edeceğinden bölgeye asker ve ateĢli silah sevki lüzum görülmüĢtü. Çünkü Makü ve Ovacık hakimleri tarafından Celâli aĢiretine silah verildiği haberi alınmıĢtı.48 Hükümet bölgeye asker sevki ve telgraf hattının çekilmesini gerekli görmüĢ, bölge yöneticileri de telgraf hattının sadece Ebgay nahiyesine değil hudut boyundaki önemli kaza ve nahiyelere de çekilmesi gerektiğini arz etmiĢti.49 Ġran'ın Celâli aĢiretinin Van'ın Ebgay nahiyesinde yaptığı tecavüzde gasp edilen malların iadesiyle suçluların cezalandırılması ve hududa asayiĢin temini için Ġran memurları tarafından gerekenin yapılması istenmesi üzerine Timur Han tarafından bir iki güne çalınan malların iade edileceği bildirilmiĢti.50

Ayrıca, Osmanlıya tabî olan Haydaranlı aĢireti51ile Ġran'ın Celâli aĢireti arasında senelerdir süren husumet bu husumetten faydalanmak isteyen Makü ve Ovacık hakimleri yüzünden gittikçe bozulmuĢtu. 1890 senesinde, Ġran'ın Han Gediği adlı nahiyesi taraflarında olan Ġran'ın Celâli aĢiretinin eline, Ġran'ın Makü ve Ovacık hakimleri tarafından elliĢer martini tüfek verilmiĢti. Bu yardımlar vasıtasıyla cesaretlenen Celâli aĢireti, Osmanlı hududunda gasp ve yağmalarda bulunmuĢtu. Bu gasp olayından dolayı Haydaranlı aĢireti, Ġran Celâlilerinin deffi ve takipleri için arkalarından gitmiĢ, bu takip esnasında Haydaranlı aĢiretinden üç kiĢi öldürülmüĢtü. Bunun üzerine mesele büyümüĢ ve Adamanlı aĢiret reisi Mirza, Haydaranlılara yardım etmek için olay yerine gitmiĢti. Olayın daha fazla büyümemesi için Osmanlı

44 Bargeri (Muradiye); 1548'te Sancak olarak Van Eyâletine bağlıydı. 1845'te kaza olarak Van Sancağına bağlıydı.

1910'da nahiye olarak Van Sancağına, Van Sancağı da Van Vilayetine bağlıydı. 1924'te ise kaza olarak Van'a bağlanmıĢtır. Sezen, a.g.e, s. 64. Bargiri kazasına bağlı nahiyeler; Akbulak, Ebgay, Kiçan ve Bayezid Ağa. Karaca, a.g.e, s. 159.

45 BOA., DH.MKT., 1712/109, 09 ġ. 1307.

46 BOA., DH.MKT., 1737/53, 11 Za. 1307. BOA., DH.MKT., 1738/94, 15 Za. 1307.

47 BOA., Y..PRK.DH., 3/74, 11 Za. 1307.

48 BOA., DH.MKT., 1739/96, 18 Za. 1307.

49 BOA., DH.MKT., 1740/120, 22 Za. 1307.

50 BOA., DH.MKT., 1748/58, 19 Z. 1307.

51 YaklaĢık 20.000 haneden oluĢan ve göçebe bir yaĢam sürdüren Haydaranlı aĢireti, MuĢ ve Urmiye arasında geniĢ bir bölgeye yayılmıĢlardı. HurĢid PaĢa'ya göre Haydaranlı aĢiretinin yedi taifesi vardı. Bunlar; Adamanlı, ġeyh Hasenan, Marhori ya da Maarahori, Hamdikanlu, Dürtuyi, Akubi ve Hilekki taifeleriydi. Sykes, a.g.m, s. 478;

HurĢid PaĢa, a.g.e, s. 263.

(12)

Celâli Kürt Eşkıyası: Bayezid Sancağı ve Osmanlı-Rus-İran Sınır Boylarında Celâli Kürt Aşireti’nin…

JHS 82

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

memurları, Bayezid'ın Adamanlı aĢiret reisi Mirza'nın geri çekilmesini istemiĢti.52

Celâli aĢireti bulduğu her fırsatta Osmanlı hududuna saldırmıĢ ve Haydaranlılardan intikam almak istemiĢti. Üstelik daha önce de değinildiği gibi Celâli aĢireti bu vukuatları iĢlerken Ġran bölge yöneticilerinden de yüz bulmuĢtu. 1890 senesinde, Ġran'dan gelen Han ile Van'dan giden memurlar arasında görüĢme baĢladığı esnada Han'ın tahrikiyle bin kadar piyade ve süvari Osmanlı hududunu geçerek nahiyenin üzerine saldırmaya gelmiĢti. Bunu gören Haydaranlılar mücadeleye girmiĢlerdi. Van vilayeti mülazımlarından Halil Efendi ile beraberindeki zabitlerini gören Celâli aĢiretinin hücumu üzerine orada bulunan Osmanlı askerleri derhal yardıma yetiĢmiĢ, mücadelede biri nizamiyeden bir zabitten ve sekizi de Haydaranlı aĢireti'nden olmak üzere dokuz kiĢi ölmüĢtü. Ayrıca Haydaranlılardan dört de yaralı vardı. ġiddetli mücadeleden sonra Ġran'ın iki saat mesafe içerisinde bulunan Han Gediği civarlarına kadar firar eden Celâlilere, Makü hakimi tarafından herhangi bir kötü muamele de yapılmamıĢtı.53

Ġki aĢiret arasındaki husumetin büyümesi ve Haydaranlılar tarafından yapılan tecavüzlerin artması üzerine Ġran Hükümeti, Osmanlı Haydaranlıları ile Ġran Celâlileri arasında öteden beri devam eden husumetin çözülmesi gerektiğini Osmanlı hükümetine bildirmiĢti. Ġran hükümetine göre iki aĢiret arası husumetin nedeni geçen sene Tiflis'te bulunan Haydaranlıların Celâli reisinin koyunlarını gasp etmesiydi. Haydaranlılar bu sene de yaylaya çıktıklarında yine Ġran dahilindeki Celâlilere hücum etmiĢ ve çıkan çatıĢmada birkaç kiĢi öldürülmüĢ ve birkaçı da yaralanmıĢtı.54

1890 senesinde Van'ın Ebgay nahiyesi ile Bayezid Sancağı civarında ve Ġran'ın Han Gediği mevkiinde, Ġran Celâlileri Osmanlı hududunu geçerek Haydaranlı aĢireti ile çatıĢmaya girmiĢti. Celâli aĢireti çatıĢmada bazı vatandaĢları öldürmüĢ ve çok sayıda at, sığır gasp ederek geri çekilmiĢti. Osmanlı hükümeti, bu durumun önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını Van vilayetinden istemiĢti.55 Van vilayeti de, Celâli aĢireti ile Haydaranlı aĢireti arasındaki düĢmanlığı sonlandırmaya çalıĢmıĢtı.56 Bu nedenle Ġran'ın Celâli aĢireti tarafından gasp olunan hayvan ve eĢyalar geri alınmıĢ ve sahiplerine teslim edilmiĢti. Van Alaybeyi ve Belediye Reisi'nin gayretleriyle yapılan müzakerelerin sonucunda Celâli aĢireti ile Haydaranlı aĢireti arasındaki düĢmanlığa son verilmiĢ ve barıĢ yapılmıĢtı.57 Van Alaybeyi ve Belediye Reisinin gayretleri takdire Ģayan görülmüĢ ve hükümet tarafından mükâfatlandırılmıĢtı. Belediye Reisi Hüseyin Bey Mirimiranlığa terfi ettirilmiĢ, Van Alaybeyi ReĢid Bey'e ise niĢan verilmiĢti.58

Yapılan müzakereler sonucunda Haydaranlı ve Celâli aĢiretleri arasında tesis edilen barıĢ kalıcı olamamıĢ ve çatıĢmalar ilerleyen yıllarda devam etmiĢtir. Bunun üzerine Ġran ve Osmanlı Devleti kalıcı çözüm çabalarına giriĢmiĢti. Bu amaçla her iki devlet, Ġran aĢiretlerinden Celâli aĢiretinin gasp ve hudut ihlallerini ve Haydaranlı aĢireti ile olan husumetlerinin araĢtırılmasını istemiĢlerdi. Bu iki aĢiret arasındaki sorunlar ancak iki devlet arasında yapılacak olan daha ciddi ve planlı müzakereler ile çözülebilirdi. Fakat sorunlar bu iki aĢiret ile sınırlı değildi. Bu yüzden Osmanlı-Ġran devletleri Azerbaycan, Kürtlerin yaĢadığı yerler ve Luristan hudutlarında yaĢayan aĢiretler arasındaki husumetlerin araĢtırılması ve çözümlenmesi için Osmanlı ve Ġran memurlarından oluĢan bir komisyonun oluĢturulmasına

52 BOA., Y. PRK. UM.., 17/75, 21 Za. 1307.

53 BOA. ,Y.PRK. SRN., 2/79, 22. Za. 1307.

54 BOA., Y.PRK. EŞA., 11/51, 24. Za. 1307.

55 BOA., İ.HR.., 338 /21927, 03. Z. 1307.

56 BOA., Y. PRK. BŞK., 18/81, 12. Z. 1307.

57 BOA., DH. MKT., 1756 /48, 14. M. 1308.

58 BOA. DH. MKT., 1778/15, 21. Ra. 1308.

(13)

Süleyman Demirci - Fehminaz Çabuk

JHS 83 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 6 December

2014

karar vermiĢlerdi. Ġran hükümeti, Osmanlı Devleti komisyonun kurulmasında muvafık olursa aynı Ģekilde Ġran Devleti'nin de muvafık olacağını belirtmiĢti.59

Osmanlı Devleti, komisyona hudut bölgesindeki aĢiretlerin sorunlarını çözmeleri için mülkî ve askerî memurlar tayin etmiĢtir. Osmanlı hükümeti, Ġran'ın komisyona tayin edeceği memurların kendi Celâli aĢiretlerinin tecavüz ve gasp gibi vukuatlarını savunması durumuna karĢı Osmanlıya tabi Haydaranlı aĢiretinin hukukunun muhafaza edilmesi ve iĢin iyi bir Ģekilde neticelendirilmesi gerektiğini komisyon memurlarına bildirmiĢti.60 Aslında her iki devlet de aĢiretlerinin hukukunu ön planda tutmuĢtur. Bu yüzden komisyonda çoğu zaman uzlaĢma sağlanamamıĢtır.61

1892 senesinde kurulan komisyonda araĢtırma heyeti tarafından bazı incelemeler yapılmıĢtı. Komisyonda müzakere edilen konu ise Celâli aĢireti tarafından öldürülen on dokuz kiĢinin ölümüne ön ayak olanlara ceza verilmesi ve öldürülenlerin diyetinin ödenmesi idi.62 Fakat Ġran Celâlileri ile Osmanlı Haydaranlıları arasındaki mücadeleye dair düzenlenecek olan mazbatanın yazımında, Ġran komisyon memurlarının zorluklar çıkarması nedeniyle iki tarafın memurları arasında uzlaĢma sağlanamamıĢtı. Osmanlı Devleti, on dokuz kiĢinin ölümüne sebebiyet verenlerin mahkûm edilerek husumetin bir an evvel neticelendirilmesini istemiĢti.63 Her iki devletin de sorunların kendi menfaatleri ve tebaaları olan aĢiretlerin lehine çözülmesini istemesi nedeniyle kurulan komisyonlardan iyi bir netice alınamamıĢtı.64

Bu meselenin komisyonda halledilemeyeceğini anlayan Osmanlı hükümeti, meselenin halledilmesi için biri ġura-yı Devlet diğeri Hariciye memurlarından ve Ġran elçiliğinden talep edilecek iki kiĢiden oluĢan Hariciye Nezaretinde bir komisyon kurulmasını istemiĢti. Hükümet bu komisyonda evrakların birer birer incelenmesi sürecinde Bayezid'da kurulan komisyonun dağıtılmaması gerektiğini belirtmiĢti.65 Netice konusunda son kararı vermek Hariciye Nezareti’nde kurulan komisyona bırakılmıĢtı. Hariciye Nezareti’nde kurulan komisyonda alınan kararlar Ģunlardı; Haydaranlılar ve Celâliler arasında meydana gelen mücadelede öldürülen ve yaralananların diyet-i şeriyyelerinin yaralayan, öldüren ve gasp edenlerin mensup oldukları aĢiret tarafından ödenmesine karar verilmiĢti. Her iki aĢiret arasında meydana gelen diğer öldürme ve yaralama olaylarının incelenmesi için zamana ihtiyaç duyulduğu bu yüzden tekrar bir komisyon oluĢturularak karara bağlanması gerektiği belirtilmiĢti (1893).66

1894 senesinde Ġran Celâlileri ve Osmanlı Haydaranlıları arasında tekrar zuhur husumetin araĢtırılması için Ġran hükümeti Osmanlı hükümetinden iki tarafsız memurun tayin edilmesini

59 BOA., MV., 60 /63, 12. Ca. 1308.

60 BOA., DH. MKT., 1802 /115, 14. C. 1308.

61 1892 senesinde kurulan komisyona memur tayin edilen isimler Ģunlardır; Van Kaymakamı Salih Bey, ErciĢ süvari On Dokuzuncu Alayın Birinci Bölük YüzbaĢı Vekili ve Birinci Alayın Ġkinci Tabur Kâtibi Mehmed Efendi. Bkz.

BOA., İ. MMS., 125/5369, 22. Ra. 1309.

62 BOA., BEO., 83/6193, 14. Ra. 1310.

63 BOA., BEO., 98/7321, 09. R. 1310. BOA., BEO., 99/7417, 12. R. 1310.

64 Osmanlı – Ġran iliĢkileri ve komisyonlar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Ġbrahim Aykun, Erzurum Konferansı (1843 – 1847) ve Osmanlı - Ġran Hudut AntlaĢması, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erzurum 1995; Abdolghafour Bahdadi, Muhammed Ali ġah Devrinde Osmanlı – Ġran Siyasi ĠliĢkileri ve Ġran'daki Ġç olaylar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ġstanbul 1982;

Melike Sarıkçıoğlu, Osmanlı-Ġran Hudut AnlaĢmazlıkları (1847-1912) ve 1913 Ġstanbul Protokolü, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Isparta 2009; Sıtkı Uluerler, XIX. Yüzyıllın Ġlk Yarısında Osmanlı – Ġran Siyasi ĠliĢkileri (1774 -1848), Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi, Elazığ 2009.

65 BOA., BEO.,160/11980, 08. ġ. 1310.

66 BOA., MV., 74/97, 16. L. 1310.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kredi yönetimi sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde Bankanızın sahip olduğu bilgi sistemlerinin ve iç denetim sistemlerinin başarılı olduğunu

a) Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısı: Hükümet, DTP’nin (ve ardılı BDP’nin) özerklik talebinin kabul edilemeyeceğini ve üniter yapının zarar

Başbakan Erdoğan'ın hukuk dışı, ayrımcı anlayıştan biran önce vazgeçmesi gerekti ğini belirten Tanrıkulu, açlık grevlerine cezaevlerinde bulunan bütün tutsakların

Hierarchical regression showed that need to control thoughts contributed to checking, cleaning and rumination symptoms; cognitive self-consciousness to symptoms of slowness;

Celali ayaklanmalar~, tarihimizin önemli bir k~sm~n~~ kapsar. Köylü kent, ö~renci ve yönetici olmak üzere toplumda her s~ n~ftan gruplar~n olu~turdu~u bu ayaklanmalar,

İki devlet de etkili bazı aşiretleri kendi saflarına çekerek, bölgede nüfuzlarını arttırmak ve gerçekleşmesi kuvvetle muhtemelen olarak addedilen genel savaşta söz

Bu bağlamda yapı topluluğu, kendinden önce inşa edilen Fatih Külliyesi'nden etkilenmiş olmalıdır (Lev. 41) Fatih'te işleve bağlı (eğitim yapıları ön plandadır) olarak