Sezer, anayasa değişikliklerinin 22 Temmuz'da halkoylamasına sunulmasını amaçlayan yasayı iade etti
Sezer, halkoylaması için gerekli süreyi 120 günden 45 güne düşüren yasayı TBMM'ye iade gerekçesinde, "Anayasa Değişikliklerinin Halkoylamasna Sunulmasına Dair Yasada Değişiklik Yapan Yasa"nın bir seçim düzenlemesi olduğuna dikkat çekerek anayasanın 67. maddesi gereğince, Seçim Yasası'ndaki değişikliklerin 1 yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmayacağı görüşüne yer verdi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer , AKP'nin Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini düzenleyen anayasa paketinin, 22 Temmuz seçimleriyle aynı gün halkoylamasına sunmayı amaçlayan yasa değişikliğini Meclis'e iade etti. Sezer, yasada, referandum için öngörülen sürenin anayasa değişikliğinin Resmi Gazete'de yayımını izleyen 120. günden sonraki ilk pazar günü yapılması yerine, 45. günden sonraki ilk pazar günü yapılması, YSK'ye de aynı kapsam içinde halkoylamasına ilişkin tüm süreleri kısaltma yetkisi verildiğine dikkat çekti. TBMM'nin 3 Mayıs'ta seçimlerin 22 Temmuz'da yapılması kararı aldığını anımsatan Sezer, daha sonra da Cumhurbaşkanı seçilememesi nedeniyle TBMM seçimlerinin "derhal yenilenmesinin" zorunlu hale geldiğine işaret etti. Halkoylamasına götürme kararı aldığı anayasa değişikliği paketiyle, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda köklü bir sistem değişikliği öngörüldüğü, bunun rejim açısından sıkıntı yaratacağı yönündeki iade yazısını da anımsatan Sezer, aynı sakıncaların halkoylamasının süresini kısaltan yasa için de geçerliliğini koruduğunu bildirdi. Sezer, "Bunca sakıncaları içeren anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması durumunda, süreler kısaltılarak halkın bilgilendirilmesi, konuyu değerlendirmesi ve tartışması olanağının kısıtlanmasının haklı bir gerekçesinin bulunmadığı ortadadır" ifadesine yer verdi.
Sezer, iade gerekçelerini şöyle sıraladı:
* Anayasa değişikliğine ilişkin halkoylaması, anayasa ve yasa kuralları uyarınca seçim hukukuna bağlı olduğuna göre, 67. maddenin son fıkrasında getirilen bir yıllık uygulanamama yasağının, anayasa değişikliğine ilişkin yasaların halkoyuna sunulmasına ilişkin yöntemi düzenleyen 5682 sayılı yasa yönünden de geçerli olduğunda kuşku
bulunmamaktadır. Bu nedenle, 5682 sayılı yasa, anayasanın 67. maddesinin son fıkrasıyla bağdaşmamaktadır. * Anayasa değişikliğine ilişkin yasanın 5. maddesiyle değiştirilen anayasanın 102. maddesinin son fıkrasında yer verilen "Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir" kuralı, her iki yasa konusunun farkını açıkça ortaya koymaktadır. Yapılan açıklamalar nedeniyle, incelenen yasa yürürlüğe girse de, anayasanın 67.
maddesinin son fıkrası uyarınca 5678 sayılı yasayla yapılmak istenilen anayasa değişikliklerinde uygulanamayacağına göre, incelenen yasada öngörülen halkoylamasına ili şkin süre kısaltmalarının, bugünden, ne zaman yapılacağı ya da
yapılıp yapılmayacağı belli olmayan olası "ilk" anayasa değişikliğinde uygulanacağında kuşku bulunmamaktadır. * Böylesine belirsizlikler içinde, gelecekte yapılacak ilk anayasa değişikliğinde uygulanması için, bir geçici maddeyle halkoylamasına ilişkin sürelerin, o günün koşullarının bunu gerektirip gerektirmeyeceği bilinmeden kısaltılmasının, kamu düzenine uygun olmayacağı ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır.
* Anayasanın 6. maddesinde, egemenliğin kayıtsız koşulsuz Türk ulusunun olduğu; ulusun egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanacağı; 7, 8 ve 9. maddelerinde, egemenliği Türk ulusu adına kullanacak organların yasama, yürütme ve yargı olduğu belirtilerek erkler ayrılığı ilkesi kabul edilmiştir. Anayasanın 176. maddesi uyarınca anayasa metnine dahil bulunan başlangıç bölümünde de, erkler ayrımının, "belli" devlet yetki ve görevlerinin işbölümü içinde devlet organlarınca kullanılması anlamına geldiği; üstünlüğün ancak anayasa ve yasalarda olduğu vurgulanarak, her devlet organının kendi alanındaki görev ve yetkileri ancak kendilerinin kullanabileceği, başka bir anlatımla diğer organlara devredemeyeceği açıklanmıştır.
* İncelenen yasada, anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması durumunda uygulanacak süreler kısaltıldıktan sonra, Yüksek Seçim Kurulu'na yasalardaki halkoylamasıyla ilgili tüm süreleri daha da kısaltma yetkisi verilmiştir. Böylece, yasa koyucunun halkoylaması yapılacağı günü belirleme yetkisi Yüksek Seçim Kurulu'na devredilmektedir. Bu niteliği ile 5682 sayılı yasanın, anayasanın başlangıç bölümüyle ve 6, 7, 67, 79. maddeleriyle bağdaşmadığı ortadadır.