• Sonuç bulunamadı

Enfeksiyon Hastalıklarında Biyofilmin Rolü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Enfeksiyon Hastalıklarında Biyofilmin Rolü"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Enfeksiyon

Hastalıklarında

Biyofilmin Rolü

(2)

Başta tıp ve gıda endüstrisi olmak üzere, hayatın her alanında patojen ve gıda

bozulması etmeni mikroorganizmalara karşı yürütülen mücadele yoğun bir şekilde sürdürülmektedir.

Bu mücadelede kullanılan kimyasal (klorhekzidin diglukonat, hidrojen peroksit,

sodyum hipoklorit, kuaterner amonyum bileşikleri, formaldehid, izopropil alkol, etil alkol, benzalkonyum klorit ve sodyum diklor izosiyanurat gibi), fiziksel (basınç, sıcaklık, sonikasyon ve radyasyon gibi) ve biyolojik (enzim temelli deterjanlar, virüsler ve bakteriyosinler, antibiyotikler ve diğer mikrobiyal metabolitler gibi) ajanların enkinliğinin planktonik formlar esas alınarak belirlenmesi ve bu esastan hareketle dezenfeksiyon, sanitasyon ve sterilizasyon yöntemlerinin geliştirilmesi nedeniyle, biyofilm formları patojenite ve kontaminasyon etkeni olarak giderek artan bir önem kazanmaktadır.

(3)

Bu nedenle günümüzde klinik ve endüstriyel mikrobiyolojide, mikrobiyal kontaminasyonların ve enfeksiyonların önlenmesi ve eradikasyonunda temel yaklaşım, mücadele ajanlarının

biyofilm yapıları üzerindeki etkinlikleri esas alınarak seçilmesi eksenine oturtulmuştur.

Zira bir mikroorganizmanın biyofilm formunun, yukarıda özetlenen mücadele ajanlarının tümüne karşı, aynı

mikroorganizmanın planktonik formundan çok daha yüksek düzeyde dirençli olduğu bilinmektedir (Prince, 2002).

(4)

Diğer yandan antibiyotiklerin yoğun kullanımı sonucunda çoklu ilaç dirençli mikroorganizma suşlarının gelişiminin teşvik edilmesi, klasik fiziksel ve kimyasal dezenfeksiyon ve sterilizasyon ajanlarının çevre yanında insan ve hayvan

sağlığına karşı çok sayıda yan etkisinin tespit edilmesi,

mikrobiyal enfeksiyon ve kontaminasyonlarla mücadelede çevreci ve tüketici sağlığını tehtit etmeyen yeni mücadele ajanlarının ve yöntemlerinin geliştirilmesi zorunluluğunu doğurmuştur (Hansch, 2012).

(5)

Biyofilmin yapısı veya mimarisi, biyofilm yapısının oluştuğu ortamın stabilizasyonu, yapıda bulunan mikroorganizmaların

çeşitliliği ve sayısı başta olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenir.

Biyofilm içinde su ve besinlerin dağıtıldığı kılcal su kanallarına sahip gözenekli bir yapıya sahiptir.

Besin maddelerinin biyofilmin alt katmanlarında bulunan

mikroorganizmalara dağıtılması, bu özel kapiler tüpler vasıtasıyla gerçekleşir.

(6)

Bu kapiler yapı, besin maddelerinin taşınmasının yanı sıra, hücresel atıkların da biyofilm yapısından atılmasına

aracılık etmektedir.

Biyofilm yapısının ve metabolizmasının karmaşıklığı, biyofilmlerin yüksek organizmaların dokularına

benzetilmesine yol açmıştır.

(7)

Hem zararsız hem patojen bakterilerin biyofilm yapıları oluşturabildiği bilinmektedir.

Nozokomiyal enfeksiyonların % 65' i ve tüm bakteriyel

enfeksiyonların yaklaşık % 65-80' inin bakteri biyofilmleri ile ilişkili olduğu tahmin edilmektedir.

Çizelgede, bakteriler tarafından biyofilm yapılarının oluşturulması sonucunda ortaya çıkan enfeksiyonlara çeşitli örnekler görülmektedir.

(8)

Biyofilm İlişkili Enfeksiyonlara

Çeşitli Örnekler

Referanslar

Benzer Belgeler

Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin

gün ortala- ma flare skoru ve ön kamarada ortalama hücre say›- s› aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark saptan- mad› (p>0.05).. Grup I hastalar›nda ameliyat

Bu tez kapsamında aril(alkil)azol türevlerinin etkili türevler olduğundan yola çıkarak; aromatik halka olarak 2,4-diklorofenil halkası, azol grubu yerine 1,2,4-triazol ve bu

Ce(IV) iyonu ile başlatılan farklı polimerleşme sistemlerinde deneysel koşullara bağlı olarak elektrokimyasal polimerleşmenin, elektrokimyasal olmayan başlamaya

Etil alkolün gün geçtikçe artan miktarlarda tüketimi, gerek sağlık gerekse ekonomi açısından büyük bir risk oluşturan sosyal bir sorun özelliği taşımayı

Gerçekleştirilen motor testleri neticesinde; dizel yakıtının, içersine % 20 etanol karıştırılan dizel yakıtının ve %15 ile %20 oranlarda gerçekleştirilen

The interesting aspect of the present case is that the patient was first considered to have confusion because of a history of ethyl alcohol intoxication with a period

Hand ve arkadaş- ları 16 , NaOCl solusyonunun seyreltilmesinin doku çözme gücü üzerindeki etkilerini incelemişler, %2.5’lik NaOCl solüsyonunun, %5.25’lik NaOCl’nin