• Sonuç bulunamadı

ÜST HAVAYOLU TIKANIKLIĞI VE UYKU PARAMETRELERİNİN GÜNDÜZ UYKULULUĞU VE UYKU KALİTESİNE ETKİLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÜST HAVAYOLU TIKANIKLIĞI VE UYKU PARAMETRELERİNİN GÜNDÜZ UYKULULUĞU VE UYKU KALİTESİNE ETKİLERİ"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

02 – 06 Ekim 2019

121 SB18

ÜST HAVAYOLU TIKANIKLIĞI VE UYKU PARAMETRELERİNİN GÜNDÜZ UYKULULUĞU VE UYKU KALİTESİNE ETKİLERİ

1Berk Gürpınar, 2Gülçin Benbir Şenel, 2Sevgi Sayın, 2Esra Koçhan, 2Derya Karadeniz,

3Michael Friedman

1Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Kliniği

2Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji AD

3Rush University Medical Center Dept. Otolaryngology

AMAÇ: Obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS) tanısında apne ve hipopnenin etkileri kriter olarak eşit ağırlıkta değerlendirilmekle beraber, son yayınlarda apnelerin OSAS bulgularında daha etkili olduğu, arousalların da değerlendirilmesinin önerildiği bildirilmektedir. Çalışmamızda apne, hipopne ve arousalları ayrı ayrı değerlendirerek, üst havayolu tıkanıklıklarının bu parametrelerden hangilerine daha etkili olduğu ve gündüz uykululuğu ve uyku kalitesine etkileri araştırıldı.

YÖNTEM: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uyku Bölümünde Ocak-Mayıs 2019 tarihleri arasında 118 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm olgulara Epworth uykululuk skalası (ESS), Pittsburgh uyku kalitesi anketi (PQSQ), endoskopik müller analizi, ayrıntılı kulak burun boğaz muayenesi ve rutin kan testleri planlandı. Tüm olgular tüm gece polisomnografi (PSG) testine alınarak, skorlamalara arousallar da dahil edildi.

BULGULAR: 81 erkek (68,64%) ve 37 kadın (31,36%) olgunun yaş aralığı 25-75 idi. 67 olguda (56,78%) nazal deviasyon saptanmadı, 38 (32,20%) inde minimal, 13 (11,02%) ünde total deviasyon vardı. 25(21,19%) olguda ever 3-4 tonsil hipertrofisi tespit edildi. 13 olguda evre 1 dil kökü tıkanıklığı, 61 olguda evre 2, 34 olguda evre 3 ve 9 olguda evre 4 dil kökü tıkanıklığı tespit edildi. Nasal septum deviasyonunun apne-hipopne indeksine (AHI) ya da uykululuk/uyku kalitesine etkisi izlenmedi. Tonsil hipertrofisi sadece oksijen desatürasyon indeksini (ODI) arttırdı. Dil kökü obstrüksiyonu ise REM uyku süresini azalttı, ODI’yi arttırdı, AHI’ni arttırdı, gündüz uykululuğunu arttırdı ve uyku kalitesini kötüleştirdi. Arousallar sadece uyku kalitesini kötüleştirdi. Tek başına hipopnelerin uykululuk/uyku kalitesine etkisi olmamakla beraber, apnelerin uykululuk/uyku kalitesine negative etkileri izlendi.

SONUÇ: Arousalların değerlendirmede etkilerinin gözardı edilmemesi, dilkökü obstrüksiyonların hepsinde arousalların arttığı ve gündüz uykululuk/uyku kalitesine negative etkilerinin olduğu vurgulanmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Stabil KOAH hastalarının uyku kalitesi ve uyku apne riskini değerlendirmek için gerçekleştirdiğimiz çalışmamızda, hastaların %37,8’inin uyku kalitesinin kötü olduğu ve %44

Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS), uyku sırasında yineleyen üst solunum yolunda tam (apne) veya parsiyel (hipopne) obstrüksiyonlar ve sıklıkla buna eşlik eden kan

AHİ 5’in altında olanlar OUAS negatif, 5-14 arasında olanlar hafif derece OUAS , 15-29 arasında olanlar orta derece OUAS , AHİ 30’un üzerinde olan hastalar ise ağır derece

Hastaların %86,9 yorgunluk şiddet ölçeği değerlerine göre yorgunluk var olarak değerlendirilmiş ancak OUAS riski arasında ilişki gösterilmemiştir.. PUKİ ve Beck Depresyon

SDY latans, RRIV ortalama, hiperventilasyon sonrası RRIV ortalama değerleri, orta ve ağır OUAS gruplarında karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı bir

Ülkemizde OUAS ile birlikte görülen hastalıkları araştıran çalışmalara bakıldığında, uykuda solunum bozukluğu ön tanısı ile polisomnografik inceleme yapılan

(JTSM 2014;2:38-42) Anah tar Ke li me ler: Obstrüktif uyku apne sendromu, çocuk yaş grubu, kardiyovasküler komplikasyonlar, cerrahi tedavi, pozitif havayolu basıncı

In the treatment of obstructive sleep apnea syndrome, surgery, continuous positive airway pressure, general measures such as weight loss can be used.. In this article,