• Sonuç bulunamadı

II. DÖNEM BEŞİNCİ BÖLÜM : YASAMA ORGANI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "II. DÖNEM BEŞİNCİ BÖLÜM : YASAMA ORGANI"

Copied!
225
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

II. DÖNEM

BEŞİNCİ BÖLÜM : YASAMA ORGANI

u 1. Hafta: Genel Olarak Yasama Organı ve TBMM’nin Kuruluşu

u 2. Hafta: Seçimlerin Genel Yönetim ve Denetimi, Milletvekili Seçimi

u 3. Hafta: TBMM Üyelerinin Hukuki Statüsü

u 4. Hafta: TBMM’nin İç Yapısı ve Çalışma Düzeni, Kanun Yapımı

u 5. Hafta: Bilgi Edinme ve Denetim Yolları

(2)

BİRİNCİ HAFTA DERS PLANI

u Birinci Ders: Genel Olarak Yasama Organı

u Yasama Organının Yapısı

u Yasama Organının İşlevleri

u Yasama Yetkisi

u İkinci Ders: TBMM’nin Kuruluşu

u Milletvekili Sayısı

u Seçilme Yeterliliği

u Seçim Dönemi

u Seçimlerin Yenilenmesi

(3)

Yasama Organının Yapısı

u Terminoloji

u Yasama organı (Legislative Organ)

u Parlamento (Parliament)

u Meclis (Assembly)

u Ulusal Halk Meclisi/Kongresi (The National People's Assembly/Congress)

u Şura Meclisi (Majlis-e-Shoora)

u yasama organının Yapısı

u Tek meclisli (unicameralism)

u Çift meclisli (bicameralism)

u Çift Meclis (Chambers/Houses)

u Millet Meclisi(The National Assembly), Temsilciler Meclisi (The House of Representatives) veya Birinci Meclis (Lower Chamber)

u Senato (Senate) veya İkinci Meclis (Upper Chamber)

(4)

Tek ve Çift Meclisliliği Etkileyen Faktörler

u 193 devletten 79’si çift meclislidir

u 27’i federal, 52 üniter devlettir

u Türkiye’de 1876 Anayasası’nda çift meclis,

u 1921-1960 döneminde tek meclis,

u 1960-1980 dönemi çift meclis u Çift Meclisin avantajları

u Kanunların nitelikli yapılması

u Geniş bir temsil imkânı

u İkinci meclis yoluyla yasamanın istikrarına katkı sağlar

u Eyalet ve bölgelerin yasama süreçlerine katılmasını sağlar u Çift Meclisin Dezavantajları

u yasama sürecini yavaşlatır

u Sistemde tıkanmalara yol açar

İkinci meclislerin oluşumu demokratik değildir

(5)

Birinci Meclis İle İkinci Meclis Arasındaki Farklar

u İkinci meclislerin (senato) birinci meclislere (millet meclisi) göre “üye sayısı” daha azdır.

u Almanya’da birinci meclis Bundestag 598, ikinci meclis Bundesrat 69 üyeden;

u Avusturya’da birinci meclis 183, ikinci meclis ise 62 üyeden;

u Belçika’da birinci meclis 150, ikinci meclis 71 üyeden;

u Türkiye’de 1961 Anayasası’nda Millet Meclisi 450, Senato 150 üyeden oluşmaktadır.

u İkinci meclislerin yasama dönemleri, birinci meclislere göre genellikle daha uzundur.

u Fransa 5-6, u Çek Cumhuriyeti 4-6, u İngiltere 5 – devamlı, u Avusturya 5 – 5 ila 6,

u Almanya 4- eyalete göre değişen süreler

u 1961 döneminde Millet Meclisi’nin görev süresi 4 yıl iken, Senato’nun 6 yıldı

u Parlamento istikrarını sağlamak ve deneyim aktarımı yapmak üzere, senatoların üyeleri “kısmi yenilemeye” tabidir.

u Avustralya’da 6 yıl olup her üç yılda bir yarısı;

u Çek Cumhuriyeti’nde 6 yıl olup her iki yılda bir üçte biri;

u Japonya’da 6 yıl olup her üç yılda bir yarısı;

u Amerika’da 6 yıl olup iki yılda bir üçte biri;

u 1961 Anayasası’nda 6 yıl olup her iki yılda bir üçte biri yenilenmektedir.

u Seçilme yöntemleri birinci meclislerle ikinci meclislerin farklılaşmaktadır

u İngiltere Lordlar Kamarası- Lordlar ve Piskoposlardan oluşmakta u Ürdünde tamamı devlet başkanı tarafından atanmakta

u 1961 Anayasasında 150 Senatör seçilmete 15 üye Cumhurbaşkanı tarafından atanmakta

(6)

Yasama Organının İşlevleri

u Temsil

u Müzakere

u Denetim

u Yasama

(7)

Temsil İşlevi

u Monarşilerde, hükümdarlarla halk arasındaki temsil “velayet” ilişkisine benzetilir.

u Hükümdarlar Tanrı’dan aldıkları temsil yetkisiyle ehiyetsiz kabul edilen halkı yönetmektedir.

u Bu nedenle hükümdarlar halk üzerinde “veli” kabul edilmiştir.

u Faşizm ve nasyonal sosyalizm gibi diktatörlük rejimlerinde halk ile “önder” arasındaki ilişki “vesayet”

ilişkisine benzetilir.

u Önder bazen bir kişi bazen de bir partidir.

u Halk şuursuz bir kütle olarak, baskıya ve vesayete muhtaçtır.

u Önder (Führer, Duçe, Halk Babası) çok sevdiği halkın üstünde, bir “vasi”dir.

u Halk ya da milli egemenlik anlayışının geçerli olduğu sosyalist ve liberal rejimlerde ise halk ile yöneticiler arasındaki temsil, “vekalet” ilişkisine benzetilir.

u Halk egemenliğinin benimsendiği sosyalist ülkelerde “emredici vekalet”;

u millet egemenliği anlayışını geçerli olduğu liberal ülklerde “temsili vekalet” anlayışı gelişmiştir.

u Sosyalist olan Vietnam Anayasasına göre, «Ulusal Meclis milletvekili kendi seçmenlerinin ve tüm ülkenin halk iradesini ve isteklerini temsil eder» (m.79/1).

u Liberal olan Fransa Anayasası’nın 27. maddesine göre, “Her türlü emredici vekâlet hükümsüzdür”.

u 1982 Anayasası’nın 80. maddesine göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler”.

(8)

Müzakere İşlevi

u Halkın temsili organı olan parlamentolar aynı zamanda müzakere işlevi görür.

u Parlamentolarda müzakere araçları:

u Komisyonlar,

u Grup toplantıları,

u Danışma kurulları,

u Genel görüşme,

u Meclis araştırması,

u Önerge yöntemi,

u Genel kurul çalışmaları

u sosyalist sistemlerde tek parti olduğundan ve parlamentolar yılda iki kez toplandığından serbest müzakere yönü zayıftır,

u İslam ülkelerinde parlamentolar, “şûra meclisi” (danışma/istişare meclisi) adını alır.

(9)

Denetim İşlevi

u Siyasi denetim: Soru, Gensoru, Meclis araştırması, Genel Görüşme

u Cezai denetim: Meclis soruşturması

u Mali Denetim: Sayıştay

u İdari denetim : Ombudsman (Kamu Denetçisi)

(10)

Yasama Yetkisi

u 1982 Anayasası’nın 7. maddesine göre, yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir ve bu yetki devredilemez.

u Yasama işlemleri, kanun ve kararlardır

u TBMM’nin görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasa’nın 87. maddesine göre, TBMM

“kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak” yetkisine sahiptir.

u TBMM, kanun yapmak dışında kullandığı yetkileri “karar almak” şeklinde kullanır.

u TBMM tüzel kişiliğini temsil eden Meclis Başkanlığı işlemleri, idari işlem olup yasama işlemi kabul edilmez.

(11)

KANUN

u Kanunlar, yasama organı tarafından, belli usul ve yöntemlere göre görüşülüp kabul edilen; genel, soyut, süreklilik ve açıklık özelliklerine sahip kural

işlemlerdir.

u TBMM’nin “kabul iradesi” işlemin kanun olarak varlık bulması için yeterlidir.

Yasama iradesinin olmaması «yokluk» sebebidir.

u Cumhurbaşkanının kanunu yayımlama iradesi ve kanunun Resmî Gazete'de yayımlanması, kanunun aleniyet kazanması ve yürürlüğe girmesi bakımından önem taşımaktadır.

u Kural işlem olarak kanunların maddi özellikleri

u Genellik

u Soyutluk

u Süreklilik

u Açıklık

(12)

Meclis Kararları

u Meclis kararları, yasama organlarının “işlevsel bağımsızlığı” kapsamında aldığı kararlardır.

u TBMM kararları Cumhurbaşkanının onayına sunulmaz

u Meclis kararları kabul edildikten sonra Resmi Gazetede yayınlanır ve doğrudan yürürlüğe girer.

u Türk hukukunda kanunla düzenlenmesi gereken bir konu karar şeklinde

alınamaz. Ancak, meclis kararı ile alınacak bir konu, kanunla düzenlenebilir.

u Kanunlar Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi iken, kararlar kural olarak denetlenemez. İstisnaları:

u TBMM İçtüzüğü

u Dokunulmazlığın kaldırılması kararı

(13)

Yasama Yetkisinin Özellikleri

u Genellik

u Anayasaya aykırı olmadıkça her konunun kanunla düzenlenebilmesi

u bir konuyu kanunla dilediği ölçüde ayrıntılı düzenlemesi

u Anayasada ayrıca belirtilmedikçe yürütme organına bırakılmış mahfuz bir düzenleme alanının olmadığı

u Aslilik

u anayasada yer almayan bir konuyu da düzenleyebileceği

u anayasaya dayanmak, yani ondan kaynaklanmak zorunda olmadığı u Devredilmezlik

u 1982 Anayasası’nın 7. maddesine göre, “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez”.

u Kanunla düzenlenmesi gereken bir konunun yürütme organına bırakılmaması

u kanun düzenlenecek alanının “düzenleme başlangıcı” yapmadan idareye bırakılamaz.

u Anayasa ile Cumhurbaşkanı kararnamesine asli düzenleme yetkisi verilmesi, yasama yetkisinin anayasal devri anlamına gelir.

(14)

TBMM’nin Kuruluşu

u Milletvekili Sayısı

u Seçilme Yeterliliği

u Seçim Dönemi

u Seçimlerin Yenilenmesi

u Seçimlerin Geriye Bırakılması ve Ara Seçimler

(15)

Milletvekili Sayısı

u Milletvekili sayısını belirlerken iki yöntem kullanılmaktadır.

u Nüfusa göre değişen sayı yöntemi

u 1876 – Her elli bin erkek için bir vekil

u 1921 – İllerin halkı tarafından seçim

u 1924 – Her kırk bin vatandaş için bir vekil u Sabit sayı yöntemi

u 1961 – 450 milletvekili / 150+15 senatör

u 1982 – 400 milletvekili

u 1987 – 450

u 1995 – 550

u 2017 - 600

u Bu artış Türkiye’nin nüfus artışı ile orantılı ilerlemiştir. Türkiye nüfusu, 1982’de 46 milyon; 1987’de 51 milyon; 1995’de 58 milyon ve 2017’de 80 milyona ulaşmıştır

(16)

Seçilme Yeterliliği

u 1982 Anayasası’nın 76. maddesinde seçilme hakkının koşulları düzenlenmiştir.

u Türk vatandaşı olmak

u 18 yaşını doldurmak

u En az ilk okul mezunu olmak

u Kısıtlı olmamak

u Askerlikle ilişiği olmamak

u Belli suçlardan hüküm giymemiş olmak

u Belli meslektekilerin görevden çekilmesi

(17)

Vatandaşlık

u 1982 Anayasası’nın 76. maddesine göre, “Onsekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir”.

u Anayasa’nın 76. maddesinde “her Türk” ifadesinin “vatandaş” kavramına karşılık geldiği Anayasa’nın ilgili maddelerinden çıkmaktadır.

u Anayasanın 66. maddesine göre, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür”.

u Seçme ve seçilme hakkını düzenleyen 67. maddeye göre, “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara

uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir”.

u Milletvekili Seçim Kanunu’nun “Seçilme yeterliği” kenar başlıklı 10. maddesine göre, “Onşekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir” denilmektedir.

u Günümüzde yerel seçimlerde, ikamet şartıyla, yabancılara da seçilme hakkı verilebilmektedir.

u Bazı ülkelerde çifte vatandaşlık durumunda seçilme hakkı sınırlandırılmaktadır.

u Türkiye’de, “çok vatandaşlığa” izin verildiği gibi ikinci vatandaşlık seçilme engeli oluşturmamaktadır.

u Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, Vatandaşlık Kanunu’nun 28/2. maddesine göre, “Bu madde kapsamında bulunan kişilerin, seçme ve seçilme, muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları ile askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü yoktur”.

(18)

Seçilme Yaşı

u Milletvekili seçimle yaşı, 2017 Anayasa değişikliği ile Anayasa’nın 76.

maddesinde öngörülen 25 yaş 18’e indirilmiştir.

u Anayasa’da, “Onsekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir”

şeklinde düzenlendiğinden, onsekiz yaşın içinde olmak değil doldurulması gerekmektedir.

u Parlamento tarihine bakıldığında, milletvekili seçilme yaşının giderek aşağıya doğru çekildiği görülmektedir.

u 1876 – Ayan meclisi:40, Mebusan meclisi:30

u 1961 – Senato için : 40, Temsilciler Meclsi:30

u 1982 – Seçilme yaşı 30

u 2006 – Seçilme yaşı 25

u 2017 – Seçilme yaşı 18

(19)

Eğitim

u Eğitim durumuna bakmadan herkese oy kullanma hakkı tanınırken, milletvekili seçileceklerde eğitim şartı aranmaktadır.

u Çift meclisli parlamentolarda ikinci meclislere seçilebilmek için daha “yüksek eğitim” aranır.

u 1876 – Türkçe bilmeyenler milletvekili olamaz

u 1921 ve 1924 – Türkçe okuyup yazma şart

u 1961 – Milletveili-Türkçe okuyup yazma; Senator için yüksek öğretim

u 1982 - En az ilkokul mezunu olmak

(20)

Askerlik

u Askerlik şartı milletvekili olmak için diğer ülkelerde aranan genel bir şart değildir.

u Askerlik şartı ilk kez 1961 Anayasası ile getirilmiştir.

u 2017 Anayasa değişikliğinde seçilme yaşı onsekize indirildiğinden Anayasa’nın 76. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,” ibaresi “askerlikle ilişiği olanlar,” şeklinde değiştirilmiştir.

u Askerlik öncesi milletvekili adayı olacakların, “askerlikle ilişiği olmadığını”

belgelemesi halinde milletvekili adayı olabilir.

(21)

Kısıtlılık

u 1876 Kanuni Esasi’den itibaren 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarında kısıtlılık milletvekili seçilme engeli olarak düzenlenmiştir.

u 1982 Anayasası’nın 76. maddesine göre “kısıtlılar…milletvekili seçilemezler”.

u 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda “kısıtlanma” sebepleri ve usulü düzenlenmiştir (m.405-408).

u Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.

u Vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi, kısıtlanan kişiye bir vasi atar

u Hapis hâlinin sona erdiği anda, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet de, kendiliğinden ortadan kalkar.

u Bir yıldan fazla hapis cezası alan kişi doğrudan kısıtlandığından taksirli suçta olsa infaz süresince milletvekili olamayacaktır.

u infaz tamamlandıktan sonra ise, taksirli suçlardan dolayı hüküm giymişse milletvekili olabilecek, kasıtlı suçlardan hüküm giymişse hak mahrumiyeti devam edecektir.

(22)

Hükümlülük

u Hükümlülerin milletvekili seçilme yeterliliğine yönelik kısıtlamaların Cumhuriyet Anayasalarında sürekli ağırlaştığı görülür.

u 1924 Anayasası’nda genelde yüz kızartıcı suçlardan hüküm giyenlerin milletvekili olamayacağı ifade edilmiştir.

u 1961 Anayasası’nda ceza sınırı beş yıla çıkarılmış ve belli suçlardan hüküm giyenlerin affa uğrasalar bile seçilemeyeceği düzenlenmiştir.

u 1961 Anayasası’nda toplam ceza sınırı beş yılken, 1982 Anayasası ile bu sınır “toplam bir yıla” indirilmiştir.

u Taksirli suçtan hüküm giyenler ile tutuklular milletvekili seçilebilir.

u YSK, 76. maddede sayılan yüz kızartıcı suçların bu maddede sayılanlarla sınırlı olduğunu “gibi”

sözcüğünden hareketle bunlara yenilerinin eklenemeyeceğine karar vermiştir.

u Bu ağır seçilme engellerini hafifletmek üzere, “memnu hakların iadesi” kurumu getirilmiştir.

u Mahkûmiyete konu suçun sonradan yürürlüğe giren bir yasa ile suç olmaktan çıkartılması seçilme engelini kaldırır.

u Anayasa’nın 76. maddesinde, “kamu hizmetinden yasaklılar”ın da milletvekili seçilemeyeceği ifade edilmektedir.

u Kamu hizmetlerinden yasaklılık kararı kasten bir suç işleyenler için ceza mahkemelerince verilmektedir.

(23)

Kamu Görevinden Çekilme

u Görevinden çekilmesi gerekenler ayrılma isteklerini en yakın amirine verdikleri bir dilekçeyle yapar.

u Dilekçenin bakanlığa veya kuruma geldiği tarihten itibaren, en geç on gün içinde ayrılma isteğinin kabul edildiği dilekçe sahibine ve amirlerine tebliğ olunur.

u Subay ve astsubayların savaş ve seferberlik hallerindeki ayrılma istekleri hariç olmak üzere, “ayrılma hakkını” kazanmış olanların, ayrılma istekleri

reddedilemez.

u Ayrılma istekleri kabul edilenler, görev başında bulundukları sürece propaganda mahiyetinde hiç bir harekette bulunamazlar.

u 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un Ek 7. maddesine göre, “Yüksek mahkeme üyeleri, hâkimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile Subay ve Astsubaylar hariç olmak üzere”, seçilemeyen kişiler, seçim sonuçlarının ilanından itibaren bir ay içinde eski görevine geri dönebilir.

u YSK, tam kanunsuzluk halini, milletvekili adaylığı için aranan “görevden çekilme”

şartının yerine getirilmemesi halinde uygulamamaktadır.

(24)

Seçim Dönemi

u Günümüz anayasalarında parlamentoların seçim dönemi dört veya beş yıl olarak belirlenir.

u Parlamentolar kendi iradeleri ile her zaman “erken seçim” kararı alabilir.

u Liberal sistemlerde devlet başkanları seçim dönemi dolmadan belli koşullar altında parlamentoyu feshedebilir.

u Seçimlerin yenilenmesine süresinden önce karar verilse bile, yeni Meclis göreve başlayıncaya kadar eskisi göreve devam etmektedir.

u Seçim dönemi;

u 1876 – 4 yıl

u 1921 – 2 yıl

u 1924 – 4 yıl

u 1961 – 4 yıl

u 1982 – 5 yıl

u 2007 – 4 yıl 2017 – 5 yıl

(25)

Seçimlerin Yenilenmesi

u Seçim dönemi tamamlanmadan Meclis veya devlet başkanı tarafından yasama organı seçimlerinin yenilenmesine “erken seçim” denilir.

u 1982 Anayasası’nın 77. maddesinin önceki haline göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır. Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebilir”.

u Yeni düzenlemeye göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir (m.116/1)”.

u önceki sistemde 139 milletvekili ile erken seçim kararı alınabilirken, yeni sistemde 360 milletvekilinin kararı gerekmektedir.

u Meclisin erken seçim kararı almasına bağlanan bir diğer hukuki sonuç, “Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır” olmasıdır.

u Yeni düzelemeye göre, “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir (m.166/3)”.

(26)

Seçimlerin Geriye Bırakılması ve Ara Seçimler

u Seçimlerin olağan yasama süresi içinde yapılmayarak ertelenmesine

“seçimlerin geri bırakılması” denilir.

u Günümüz anayasacılığında, seçimlerin geri bırakılması “savaş veya olağanüstü hallerde” kabul edilir.

u Anayasa’nın 78. maddesine göre, “Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye

bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.”

u Meclis savaş sebebiyle seçimlerin geriye bırakılması kararını nitelikli çoğunlukla değil, basit çoğunlukla alacaktır.

(27)

Ara Seçimler

u Yasama meclislerinde boşalan üyeliklerin doldurulmasında genellikle üç yöntem izlenmektedir:

u Ara seçim yöntemi,

u Liste sırası yöntemi,

u Yedek milletvekilliği yöntemi

u Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir.

u Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır

u genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez.

u boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.

u Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.

u bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır.

u Bu düzenlemede, ara seçim kararı alınır denildiği halde, ara seçim kararı alınmazsa bunun bir yaptırımı düzenlenmemiştir.

(28)

İKİNCİ HAFTA DERS PLANI

u Birinci Ders: Seçimlerin Genel Yönetim ve Denetimi

u YSK’nın Yapısı

u Yüksek Seçim Kurulunun Görev ve Yetkileri

u Yüksek Seçim Kurulunun Kararlarının Hukuki Niteliği

u İkinci Ders: Milletvekili Seçim Sistemi

u Seçim Esasları

u Seçme Hakkı ve Seçmen Olamayacaklar

u Seçim Çevreleri ve Çıkaracağı Milletvekili Sayısı

u Adayların Belirlenmesi

u Seçim İttifakı Seçim Sistemleri

(29)

Seçimlerin Genel Yönetim ve Denetimi

u 1876 Kanun-I Muvakkat – mülki idare

u 1920 – TBMM seçimlerin yönetim ve denetimi

u 14 Aralık 1942 tarihli 4320 sayılı Mebus Seçimi Kanunu – seçim kurulları yönetim, hukuk mahkemeleri denetim yetkisine sahip.

u 16 Şubat 1950 tarihli 5545 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu ile bu günkü manada seçim kurulları ve Ankara’da Yüksek Seçim Kurulu kurulması kabul edilmiştir.

u 1960 Anayasası ile YSK anayasal kuruluş haline getirilmiş, 1982 Anayasası ile statüsü korunmuştur.

u İlk kez Yüksek Seçim Kurulu, 30.11.2017 tarih ve 7062 sayılı Kanun ile bir teşkilat kanununa sahip olmuştur.

(30)

YSK’nın Yapısı

u 1982 Anayasası’nın 79. maddesine göre, Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur.

u Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tam sayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir.

u Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkan vekili seçerler.

u üyelerin görev süresi altı yıldır ve süresi biten üye yeniden seçilebilir.

u Ankara'da bir Yüksek Seçim Kurulu, her seçim çevresinde bir il seçim kurulu, her ilçede bir ilçe seçim kurulu ve seçim bölgelerine konulacak her sandık için bir sandık kurulu bulunur.

u Yurt dışında bulunan vatandaşların oy kullanmalarıyla ilgili seçim işlerini yönetmek üzere Ankara İl Seçim Kuruluna bağlı Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu oluşturulur.

(31)

Yüksek Seçim Kurulunun Görev ve Yetkileri

u Yüksek Seçim Kurulu, seçimlerin hem “yönetimi” hem de “denetimi” görevini üstlenmiştir.

u 2007 Anayasa değişikliği ile genel ve yerel seçimler dışında Cumhurbaşkanlığı seçimleri de YSK’nın görev alanına dahil edilmiştir.

u Görev ve yetkileri:

u Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve

dürüstlüğüyle ilgili bütün işlemleri yapmak veya yaptırmak, tüm itirazları karara bağlamak,

u Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etmek,

u Cumhurbaşkanı seçimi tutanaklarını kabul etmek ve seçilen Cumhurbaşkanı adına seçildiğine dair tutanak düzenlemek,

u Seçmen kütüğünün oluşturulması, güncellenmesi, yönetilmesi ve denetimine ilişkin usul ve esasları belirlemek

(32)

Yüksek Seçim Kurulunun Kararlarının Hukuki Niteliği

u YSK’nın düzenlendiği Anayasa’nın 79. maddesinin 1. fıkrasında, “Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır” denilmektedir.

u Anayasa’nın 79. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde açıkça “Yüksek Seçim Kurulu kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz” denilmektedir.

u YSK’ya göre, Yargıtay ve Danıştayın kendi içlerinden çıkardıkları üyelerden oluşan seçimlerin yargısal denetimini de sağlayan karma egemen üst yargı merciidir.

u AYM, İlçe Seçim Kurulu Başkanının seçim konularıyla ilgili şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin hükme bağlama görevi yönünden yargısal bir faaliyet icra ettiği ve hâkim bağımsızlığı ve tarafsızlığına sahip olduğu kabul edilmiştir.

(33)

Milletvekili Seçim Sistemi

u 10/6/1983 tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu Türkiye’de geniş anlamda seçim sistemini düzenlemektedir.

u Kanun’un “Seçim sistemi ve usulü” kenar başlıklı 2. maddesinde dar anlamda seçim sistemi tanımlanmaktadır:

u Milletvekili seçimi tek derecelidir.

u Seçim nispi temsil sistemine göre, genel, eşit ve gizli oyla, bütün yurtta aynı günde yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.

u Seçmen, oyunu tam bir serbestlikle kendisi kullanır.

u Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması, açık olarak yapılır.

u Türkiye’de “tek dereceli nispi temsil sistemi” seçim sistemi olarak kabul edilmiştir.

u Anayasa’nın 67. maddesinde 3.10.2001 tarihinde yapılan değişikliğe göre,

“Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz”.

(34)

Seçim Esasları

u Anayasamızın 67. maddesine göre, “Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı gözetim ve denetim altında yapılır”.

u Genel oy, seçmen olabilme hakkını; servet, eğitim, cinsiyet ve ırk

bakımlarından bir kayıtlamaya bağlı tutmadan herkese oy hakkı tanınmasıdır.

u Eşit oy ilkesi, seçimlerde her seçmenin eşit ve tek oy hakkına sahip olması anlamına gelir.

u Seçimin gizliliği ilkesi, seçmenin oy kullanırken gizliliğin sağlanmasıdır.

u Tek dereceli seçim veya doğrudan seçim ilkesi (suffrage direct), seçmenlerin doğrudan doğruya temsilcilerini seçmesi demektir.

u Açık sayım ve döküm ilkesi, oyların sayımının aleni olarak yapılması anlamına gelir.

(35)

Seçme Hakkı ve Seçmen Olamayacaklar

u 1982 Anayasası’nın 67/3. Fıkrasında, “Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir” denilir.

u Türk Anayasalarında seçmen yaşı, 1876 (21); 1924 (18), 1934 (22); 1961 (21); 1982 (21), 1987 (20), 1995 (18) olarak belirlenmiştir.

u Seçmen kütüğüne kayıtlı olmak, seçme hakkını kullanmanın yasal sınırını oluşturur.

u Oy kullanmayacak olanlar;

u Silah altında bulunan erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Her ne sebeple olursa olsun, izinli bulunanlar da bu hükme tabidir),

u Askeri öğrenciler,

u Ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak bulunanlardır (m.7).

u Seçmen olamayanlar;

u kısıtlı olanlar

u kamu hizmetinden yasaklı olanlardır (m.8).

u Hükümlülere ilişkin oy kullanma yasağı, “infaz süresi” ile sınırlıdır.

(36)

Seçim Çevreleri ve Çıkaracağı Milletvekili Sayısı

u Seçim çevrelerinin belirlenmesinde, seçilecek milletvekili sayısına göre genellikle “milli çevre”, “geniş çevre” ve “dar çevre” şeklinde üç sistem uygulanır.

u Milli çevre sisteminde, ülke bütünü tek bir seçim çevresi olarak kabul edilir.

u Dar çevre sistemi, seçim çevresinin yalnızca bir milletvekili çıkaracak biçimde oluşturulması demektir.

u Geniş çevre sistemi, birden çok milletvekilinin seçilebildiği bölgeyi ifade eder.

u Türkiye’de 298 sayılı Seçim Kanunu’nun “Seçim çevresi” kenar başlıklı 3. maddesi ile geniş çevre sistemi kabul edilmiştir.

u seçimlerde her il bir seçim çevresidir.

u her muhtarlık, bir seçim bölgesidir

u her seçim bölgesi gerektiği kadar sandık bölgesine ayrılır.

u Bir ilin çıkaracağı milletvekili sayısının hesaplanması

u toplam milletvekili sayısından her ile önce bir milletvekili verilir.

u Son genel nüfus sayımı ile belli olan Türkiye nüfusu, birinci fıkradaki illere verilen milletvekili sayısı çıkarıldıktan sonra kalan milletvekili sayısına bölünmek suretiyle bir sayı elde edilir.

u İl nüfusunun bu sayıya bölünmesi ile her ilin ayrıca çıkaracağı milletvekili sayısı tespit olunur.

Nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illerin nüfusları ile artık nüfus bırakan illerin artık nüfusları

(37)

Adayların Belirlenmesi

u seçim mevzuatımıza göre milletvekili adaylığı “bağımsız” ve “partili” olmak üzere iki türlüdür.

u Türkiye’de 1946 tarih ve 4918 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’na göre (m.38) bir kimsenin adaylığı, üç yüz seçmenin yazılı bir belge ile başvurusu üzerine gerçekleşiyordu.

u 16 Şubat 1950 tarih ve 5545 Sayılı Kanunla bu sayı 50’ye düşürüldü.

u 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’na göre herkes bağımsız aday olabilir.

u En yüksek derecedeki Devlet memuruna mali haklar kapsamında yapılmakta olan her türlü ödemelerin bir aylık brüt tutarı alınır.

u Siyasi parti adaylığı, genellikle iki şekilde gerçekleştirilmektedir. Bunlar “ön seçim” ve “parti organlarınca belirlenme” yöntemleridir.

u 16 Şubat 1950 tarih ve 5545 sayılı Mebus Seçimi Kanunu’na göre partiler aday gösterebilir

u Aday belirlemede “ön seçim” usulü ilk kez, 1965 tarih ve 648 sayılı Siyasi Partiler Kanunu ile kabul edilmiştir.

u 1973 tarihinden sonra aday gösterme, partilerin iç işi kabul edilmiştir.

u 22.4.1983 tarih ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 37. maddesinde “Parti adaylarının tespiti” kenar başlığı ile parti adaylarının belirlenmesi partinin iç işi kabul edimiştir.

u ön seçim yapılması tercih edildiğinde seçimler YSK tarafından yapılmaktadır.

(38)

Seçim İttifakı

u Seçim ittifakları (Elections alliances),

u seçim öncesi koalisyon (pre-electoral coalition)

u seçim sonrası hükümet koalisyonu (government coalition)

u 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’nun 12. maddesine 13/3/2018 tarihinde

eklenen 12/A maddesi ile siyasi partilerin “seçim ittifakı” yapması kabul edilmiştir.

u Seçimlere katılma yeterliliği taşıyan siyasi partiler, ittifak yaparak seçime katılabilir.

u seçimin başlangıç tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde, genel başkanların imzalarını ihtiva eden ittifak protokolünü Yüksek Seçim Kuruluna teslim edilir.

u Aday listelerinin teslim edilmesi için belirlenen tarihten iki gün öncesine kadar, ittifak protokolünde değişiklik yapılabilir.

u İttifak protokolünde; siyasi partilerce belirlenmesi halinde, ittifak unvanı ve kanunlara aykırı olmayan diğer hususlar yer alır.

u Siyasi partiler aday listelerinin teslim edilmesi için belirlenen tarihten üç gün öncesine kadar, Yüksek Seçim Kuruluna bildirimde bulunmak suretiyle ittifaktan vazgeçebilir.

u İttifaktan vazgeçmenin bildirilmesini takip eden gün saat 17:00’a kadar, ittifak içerisindeki diğer siyasi partiler, ittifak protokolünü değiştirebilir veya ittifaktan vazgeçebilir.

(39)

Seçim Sistemleri

u Seçim sistemleri başlıca, çoğunluk sistemi ve nispi temsil sistemi olarak ikiye ayrılır.

u Çoğunluk sistemi, bir seçim çevresinde en çok oyu alan aday veya adayların seçimi kazandığı bir sistemdir.

u Tek isimli tek turlu çoğunluk sistemine, “dar bölge sistemi” de denilmektedir.

u Tek isimli iki turlu çoğunluk sistemi, geleneksel Fransız sistemi olarak da anılır.

u Listeli çoğunluk sisteminde, birden fazla milletvekili çıkaracak şekilde belirlenen seçim bölgelerinde, liste halinde yarışan partilerden bir bölgede en çok oyu alan parti o seçim çevresinde milletvekillerinin tamamını kazanır.

u Türkiye’de listeli çoğunluk sistemi 1946-1960 yılları arasında uygulanmıştır

(40)

Nispi Temsil Sistemi

u Günümüzde nispi temsil sistemleri içinde en yaygın olan d’Hondt Sistemi’dir.

u Türkiye’de nispi temsilin “barajlı d’Hondt sistemi” uygulanır.

u Genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde, geçerli oyların % 10'unu geçmeyen partiler milletvekili çıkaramazlar.

u ikinci adımda, bir seçim çevresinde siyasi partilerin ve bağımsız adayların elde edecekleri milletvekili sayısının hesabı yapılır.

u Seçime katılmış siyasi partilerin ve bağımsız adayların adları alt alta ve aldıkları geçerli oy sayıları da hizalarına yazılır.

u Siyasi partilerin oy sayıları, önce bire, sonra ikiye, sonra üçe.... ila o çevrenin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşıncaya kadar bölünür.

u Seçim çevresinden çıkacak milletvekili sayısı kadar bu payların sahibi olan partilere ve bağımsız adaylara rakamların büyüklük sırasına göre milletvekili tahsis olunur.

(41)

ÜÇÜNCÜ HAFTA DERS PLANI

u Birinci Ders: TBMM Üyelerinin Hukuki Statüsü

u Milletvekilliği Sıfatının Kazanılması

u Milletvekili Andı

u Milletin Temsili

u Üyelikle Bağdaşmayan İşler

u İkinci Ders: Yasama Bağışıklığı

u Yasama Sorumsuzluğu

u Yasama Dokunulmazlığı

u Milletvekilliğinin Düşmesi

u İptal İstemi

(42)

Milletvekilliği Sıfatının Kazanılması

u Anayasa’nın 75. maddesine göre, “TBMM genel oyla seçilen altıyüz milletvekilinden oluşur”.

u Bu maddede “genel oyla seçilen” ifadesi, milletvekillerinin seçimin tamamlanması ile milletvekili sıfatını kazandığını göstermektedir.

u Milletvekilliği sıfatını kazanma anı, seçim günü oylamanın bittiği an kabul edilmektedir.

u Seçim sonrası mazbatanın alınması, seçim sonuçlarının Resmi Gazetede ilan edilmesi ya da yemin edilmesi milletvekili sıfatının kazanılması bakımından kurucu değil, açıklayıcı bir etkisi söz konusudur.

(43)

Milletvekili Andı

u Yemin etmeye dair bazı hukuki sonuçlar bağlansa da, yeminin daha çok manevi bir etkisi vardır.

u Anayasalarda yemin genellikle, devlet başkanları ve milletvekilleri bakımından düzenlenir.

u Liberal ve İslami anayasal sistemlerde genellikle devlet başkanlığı yemini dini içeriklidir.

u Batı liberal anayasalarında yeminin sonunda “Tanrı bana yardımcı olsun” (So help me God) ifadesi yer alır.

u İslam ülkelerinde yeminin sonunda, «Yüce Allah’a yemin ederim” (I swear by Allah, the Great) denir.

u Sosyalist ülke anayasalarında genellikle yemine hiç yer verilmez.

u Türkiye’de 1876 Kanun-u Esasi’den itibaren Anayasalarımızda milletvekili andı düzenlenmiştir.

u 1876 Kanun-u Esasi metninde yemin içerisinde açık bir dini ibare yer almamıştır.

u 1924 Anayasası’nın 16. maddesinin ilk halinde yemin metinin sonunda “Vallahi” sözü bulunmaktaydı.

u 10.04.1928 değişikliği ile Vallahi çıkarılarak yeminin sonuna “namusum üzerine söz veririm” ifadesi eklenmiştir.

u 1961 Anayasası’nda yemin ibaresi içinde “laiklik” ilave edilmiştir

u 1982 Anayasası ile “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma” ibaresi eklenmiştir.

u 1982 Anayasası kapsamında yemin etmek “göreve başlamanın şartı” kabul edilmektedir. Anayasa’nın “Andiçme” kenar

başlıklı 81. maddesinde, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler” denilmektedir.

u Bu hüküm gereğince Milletvekilleri, “Anayasadaki metni” aynen okumak zorundadır. Metnin “kasten” değiştirilerek okunması halinde yemin geçersiz sayılır.

u Yeminin Anayasaya uygun bir şekilde yapılmaması halinde, yemin etmeyen milletvekili “göreve başlamamış” sayılmakta ve göreve devamsızlıktan dolayı milletvekilliği düşürülmektedir.

(44)

Milletin Temsili

u Modern devletlerde yasama organlarının ana işlevlerinden biri milletin temsili olarak kabul edilir.

u Liberal anayasalarda millet egemenliği kapsamında temsili vekâlet anlayışı geçerliyken; sosyalist anayasalarda halk egemenliği anlayışına uygun olarak

“emredici vekâlet” uygulanır.

u 1921 Anayasası ile ilk kez benimsenen milli egemenlik ve temsili vekâlet anlayışı, 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarında da yer almıştır.

u 1982 Anayasası’nın 80. maddesine göre, “TBMM üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler”.

(45)

Üyelikle Bağdaşmayan İşler

u 1924 Anayasası’nın 23. maddesinde, “Milletvekilliği ile Hükümet memurluğu bir kişide birleşemez” denilerek, bağdaşmazlık düzenlenmiştir.

u 1982 Anayasası, 1961 Anayasası ile benzer içerikle yasama bağdaşmazlığını düzenlemiştir.

1982 Anayasası’nın 82. maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri;

u Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda görev alamaz;

u Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda görev alamaz;

u Özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya

ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar,

u Herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar (f.1).

u Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler (f.2).

u 3069 sayılı Kanun, milletvekili seçilmeden önce milletvekilliği ile bağdaşmayan bir iş yapan milletvekillerine, bu işi bırakması için seçilmelerinden sonra altı aylık bir süre öngörmüştür.

Bu süreye uyulmayarak, bağdaşmaz işi sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin vekilliği düşebilir.

(46)

Yasama Bağışıklığı

u “yasama bağışıklığı” (teşriî muafiyet/legislative immunity) iki türü vardır:

u yasama dokunulmazlığı (teşriî masuniyet)

u yasama sorumsuzluğu (teşriî mesuliyetsizlik/freedom of speech)

u 1876 Kanun-u Esasi’de yasama sorumsuzluğu ile dokunulmazlık ayrı maddelerde düzenlenmiştir.

u 1924 Anayasası’nın 17. maddesi ile 1961 Anayasası’nın 79. maddeleri ile sorumsuzluk ve dokunulmazlık benzer içerikle aynı maddede düzenlenmiştir.

u Ancak, 1961 Anayasası ile ilk kez dokunulmazlığın kaldırılması kararlarına karşı Anayasa Mahkemesine başvuru hakkı getirilmiştir.

u , 1961 Anayasası’nın 150/3. maddesindeki “Bakanlar dokunulmazlık ve

yasaklamalar bakımından TBMM üyeleriyle aynı durumdadır”, diyerek, Meclis dışından seçilen bakanların da, aynen milletvekilleri gibi yasama

(47)

Yasama Sorumsuzluğu

u Yasama sorumsuzluğu, milletvekillerine meclis çalışmaları sırasındaki oy ve sözlerinden dolayı sorumluluk yüklenemeyeceği anlamına gelir.

u 1982 Anayasası’nın 83. maddenin 1. fıkrasına göre,

u “Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri,

u Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden,

u o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar”.

u milletvekilleri cezai, hukuki ve siyasi olmak üzere her türlü sorumluluktan muaf tutulmuştur.

u 2017 Anayasa değişikliğinden önce, milletvekili olan ya da olmayan bakanlar da yasama sorumsuzluğundan yararlanmaktaydı.

u Ancak, yeni sistemde bakanların milletvekili olması yasaklandığından, yasama çalışmalarına katılmayacağı düşünülerek, yasama sorumsuzluğu düzenlenmemiştir.

u Yasama sorumsuzluğu, milletvekilliğinin sona ermesinden sonra da devam eder.

(48)

Yasama Dokunulmazlığı

u 1982 Anayasası’nın 83/2 vd. hükümleri, dokunulmazlığın koşullarını belirlemektedir.

u Dokunulmazlığın Kapsamı

u Suçlar

u kabahatlerin geniş anlamda Anayasanın 83. maddesindeki suç kavramının içinde mütalaa edilmektedir

u hukuk davaları kişi hürriyetini kısıtlayıcı ceza muhakemesi işlemlerini gerektirmediğinden, hukuk davaları dokunulmazlık kapsamı dışındadır

u milletvekili hakkında disiplin cezası uygulanmasında bir engel yoktur.

u Anayasa’nın 83/2. maddesine göre milletvekilleri “tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz, yargılanamaz”

ve “ceza hükmünün yerine getirilmesi üyelik sıfatının sonuna” ertelenir. Bu istisnalar dışında kalan ceza muhakemesi işlemleri uygulanabilir.

u Dokunulmazlığın “kişi yönünden kapsamı” Anayasa’nın 83. maddede, milletvekilleri ile sınırlandırılmıştır.

u Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, görevleriyle ilgili olmayan suçlarda yasama dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanır.

u Dokunulmazlık kapsamında olan kişilerle iştirak halinde suç işleyenlerin dokunulmazlıktan yararlanması söz konusu değildir.

u “Zaman yönünden” dokunulmazlığın kapsamı, milletvekili seçilmeden önce veya seçildikten sonra işlenen suçlara yönelik ceza muhakemesi işlemlerini kapsamaktadır.

(49)

Dokunulmazlığın İstisnaları

u Yasama dokunulmazlığının istisnaları:

u Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali

u Seçimden önce soruşturulmasına başlanmış olmak kaydıyla 14. maddedeki durumlar.

u 1924 ve 1961 Anayasası’nda dokunulmazlığın tek istisnası “ağır cezayı gerektiren suçüstü hali” olarak belirlenmişti.

u ağır ceza mahkemelerinin görevine giren suçları ağır cezaya giren suçlar kabul edip, bu suçlara ilişkin suçüstü hali söz konusu olduğunda dokunulmazlıktan yararlanılamayacaktır.

u Dokunulmazlık kapsamında dolup da suçüstü halinde yakalanan kişiye karşı ceza muhakemesi işlemleri yapılıp daha sonra salıverilmesi durumunda, aynı olay bağlamında yapılacak diğer ceza muhakemesi işlemleri için dokunulmazlığın kaldırılması kararı gerekmez.

u Ancak, suçüstü halinde yakalanıp salıverilen kişi, bir başka suç için ceza mahakemesi işlemine tabi tutulamaz.

u Bu ikinci istisna açısından temel sorun, hangi suçların Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlara” karşılık geldiğinin belirsiz olmasıdır.

(50)

Dokunulmazlığın Kaldırılması Usulü

u Yasama dokunulmazlığı geçici olduğu için vekilliğin sona ermesiyle kendiliğinden kalkar veya her zaman Meclis kararı ile kaldırılabilmektedir.

u Dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler TBMM Başkanlığınca, Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyona havale edilir.

u beş üyeli bir hazırlık komisyonu teşkil eder.

u Hazırlık komisyonu raporunu göreve başlamasından itibaren en geç bir ayda verir.

u Karma Komisyon raporu, kovuşturmanın ertelenmesi şeklinde ise Genel Kurulda okunur. On gün zarfında bu rapora yazılı olarak itiraz edilmezse kesinleşir.

u Rapor, dokunulmazlığın kaldırılması şeklinde ise veya üçüncü fıkra gereğince itiraz edilmişse Genel Kurulda görüşülür.

u Dokunulmazlığın kadırılması kararına yönelik özel bir sayı belirtilmedeğinden TBMM genel karar yetersayısı ile bu kararı almaktadır.

u Dokunulmazlığın kaldırılması milletvekilliği sıfatını sona erdirmemektedir. Milletvekilinin hangi suç veya suçlardan dokunulmazlığı kaldırılmışsa, sadece o suçlardan kovuşturulup yargılanabilir.

u Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili, seçilmeye engel bir suçtan mahkûm olursa, mahkûmiyet kararının kesinleşmesiyle, Anayasanın 84/2 hükmü uyarınca milletvekilliği düşer.

u Seçilmeye engel olmayan bir suçtan mahkûm olması halinde Anayasa’nın 83/3 hükmü gereğince, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez”.

(51)

Milletvekilliğinin Düşmesi

u Milletvekilliğinin düşmesi, milletvekilliği hakkının sonradan oluşan bazı sebeplerle süresinden önce sona ermesidir.

u 1982 Anayasasının 84. maddesinde düşme sebepleri sayılmıştır:

u İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır.

u Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.

u 82nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir.

u Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir”

(52)

İptal İstemi

u Meclisin dokunulmazlığın kaldırılması ve milletvekilliğinin düşmesi kararları, doğurduğu sonuçlar itibariyle bir hak kaybına yol açan kararlar olmaları

nedeniyle, bu kararların iptali için Anayasa Mahkemesine başvuru hakkı tanınmıştır.

u 1982 Anayasası’nın 85. maddesinde “iptal istemi” kenar başlığı ile iptal istemi düzenlenmiştir.

u Yasama dokunulmazlığının kaldırılması veya kesin hükümle düşme sebebi hariç düşme kararlarına karşı başvuru yapılır.

u Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde başvuru yapılır.

u ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir.

u Anayasa Mahkemesi, iptal istemini on beş gün içerisinde kesin karara bağlar

(53)

DÖRDÜNCÜ HAFTA DERS PLANI

u Birinci Ders: TBMM’nin İç Yapısı ve Çalışma Düzeni

u İçtüzük

u Başkanlık Divanı

u Siyasi Parti Grupları

u Komisyonlar

u Danışma Kurulu

u Meclisin Toplanması ve Tatili

u Toplantı ve Karar Yeter Sayısı

u İkinci Ders: TBMM’nin Görev ve Yetkileri

u Kanun Yapmak

u Özel Nitelikli Kanunlar

u Savaş İlanına Karar Vermek

u Bilgi Edinme ve Denetim Yolları

(54)

İçtüzük

u 1982 Anayasası’nın 95. maddesine göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür”.

u İçtüzük, Anayasa’da yasama organına ilişkin hükümlerin somutlaştığı metin olduğundan “sessiz anayasa” olarak da adlandırılır.

u İçtüzük hukuki nitelik olarak bir parlamento kararıdır.

u İçtüzük teklifleri milletvekilleri tarafından verilir ve TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilip

“karar” olarak yayınlanır.

u Parlamento kararları kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince Anayasa Mahkemesinin denetimine kapalı olduğu halde İçtüzük, Anayasa Mahkemesinin denetimine açıktır.

u Anayasa Mahkemesi, “eylemli İçtüzük değişikliği” adı altında, nitelik itibariyle bir İçtüzük değişikliği olduğuna kanaat getirdiği bir parlamento kararını denetlemektedir.

(55)

Başkanlık Divanı

u Başkanlık Divanı, yasama organının idari birimidir.

u Anayasa’nın 94. maddesine göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen şu kişilerden oluşur:

u Meclis Başkanı,

u Başkanvekilleri (4)

u Kâtip Üyeler (7)

u İdare Amirleri (3)

u Anayasa’ya göre, “Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur” (m.94/2).

u Başkanvekilliklerinden iki adedi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğuna sahip siyasî parti grubuna verilir.

u Başkan seçilinceye kadar, en yaşlı milletvekili, Geçici Başkanlık görevini üstlenir.

İkinci derecede en yaşlı üye, Başkanvekilliği görevini yerine getirir. En genç altı milletvekili de, geçici olarak kâtip üyelik yaparlar (içt.m.8).

(56)

Meclis Başkanının Seçimi

u Anayasa’ya göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder

(m.94/3).

u Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir, Başkan seçimi gizli oyla yapılır.

u Siyasî parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler.

u Meclis başkanının seçimi Anayasa’nın 94. Maddesi ile İçtüzüğün 10. maddesinde benzer şekilde düzenlenmiştir:

u İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki

u üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır.

u Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır;

u dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur.

(57)

Siyasi Parti Grupları

u 1982 Anayasası’nın 95. maddesine göre, “İçtüzük hükümleri, siyasî parti gruplarının, Meclisin bütün faaliyetlerine üye sayısı oranında katılmalarını

sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasî parti grupları, en az yirmi üyeden meydana gelir”.

u 2017 Anayasa değişikliğinden sonra Mecliste siyasi parti grupları iktidar ve anamuhalefet olarak ayrılmamaktadır.

u 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na göre, partinin genel başkanı milletvekili ise parti grubunun da başkanıdır; değilse, grup başkanı grup üyeleri arasından grup iç yönetmeliğinde gösterilen yönteme göre seçilir (m.26).

u Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açma yetkisi tanınmıştır

(58)

Komisyonlar

u Komisyonlar, parlamentoda bulunan siyasi parti gruplarının, üye sayıları oranında temsiline imkân sağlayacak şekilde kurulur.

u İçtüzüğün 20. maddesine göre TBMM’de 16 komisyon bulunmaktadır.

u Komisyonlar için bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi üç yıldır.

u Komisyonlarda siyasi parti grupları, üye sayıları oranında temsil edilir.

u TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, Meclis komisyonlarında görev alamazlar (İçt m.21).

u Tasarı, teklif veya kanun hükmünde kararnamelerin hangi komisyonlarda görüşüleceği, esas ve tali komisyonların hangisi olacağı, işin komisyonlara havalesi sırasında Başkanlık tarafından tespit edilir (İçt.m.23)

u Raporu Genel Kurul görüşmelerine esas olacak komisyona esas komisyon denir. Tali komisyonlar, işin kendilerini ilgilendiren yönü veya maddeleri üzerinde esas komisyona görüş bildiren komisyonlardır.

u Komisyonlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Yürütme adına Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar ve bakan yardımcıları söz alabilirler, ancak oy kullanamazlar.

(59)

Danışma Kurulu

u Anayasa’da değinilmeyen Danışma Kurulu, İçtüzükle düzenlenmiştir.

u İçtüzük m.19, “Danışma Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya görevlendireceği başkanvekili başkanlığında siyasî parti grup başkanları veya başkanvekillerinden kurulur.”

u Danışma Kurulu, Başkanın gerekli görmesi veya bir siyasî parti grubu

başkanlığının istemi üzerine en geç yirmi dört saat içinde Başkan tarafından toplantıya çağrılır.

u Danışma kurulu oy birliği ile karar alır, karar alamazsa her grup başkanı kendi kararını belirtir.

(60)

Meclisin Toplanması ve Tatili

u 1982 Anayasası’nın 93. maddesine göre “Türkiye Büyük Millet Meclisi,

u her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır.

u Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir;

u Ara verme veya tatil sırasında Cumhurbaşkanınca olağan dışı toplantıya çağrılır.

u Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi üzerine, Meclisi toplantıya çağırır.

u Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinde, öncelikle bu toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara verme veya tatile devam edilemez.

u TBMM İçtüzüğünün 54. Maddesine göre, “Resmî tatile rastlamadığı takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Salı günü saat 15.00’ten 21.00’e, Çarşamba ve Perşembe günleri saat 14.00’ten 21.00’e kadar toplanır.

u Olağanüstü bir durum olmasa dahi yasama organı olağandışı toplantı yapabilir.

u TBMM üyelerinin beşte birinin çağrı isteğini TBMM Başkanı yerine getirmek zorundadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

— Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı

Mevcut yasal düzenleme ile iş kazaları sonucunda yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımızın geride kalan ailelerinin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için,

TİCARET BAKANLIĞI TÜKETİCİNİN KORUNMASI VE PİYASA GÖZETİMİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI BAYRAM UZUNOĞLAN – Dilekçe Alt Komisyonu olarak tüketicinin

Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas bakımından

"EK MADDE 18- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinde yer alan soruşturma usulüne tabi olanlar hariç olmak üzere, kamu veya özel sağlık kurum ve

— Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli ve 14 arkadaşının, yurt dışında çalışan işçilerimizin, yurt dışında ve yurt içinde karşılaştıkları idarî, malî, ekonomik,

— Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 21 arkadaşının, Türkiye'de devlet ve millet hayatındaki israfı önleyerek, bütçe açıklarını kapatmak için alınacak tedbirleri

- Gerçek ve tüzel kişilerin bankalara olan kredi kartı, ihtiyaç kredisi ve diğer tüm kredi borçları faizsiz şekilde 30 Haziran 2021 tarihine kadar ertelenmektedir.. - Tüm