• Sonuç bulunamadı

Kendini Tanıma Sanatı Eğitmen: Osman Yılmaz Mart Son Başvuru: 13 Mart 18.00

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kendini Tanıma Sanatı Eğitmen: Osman Yılmaz Mart Son Başvuru: 13 Mart 18.00"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir Ses Olma Serüveni: Savunuculuk

Eğitmen: İdil Sivaslı & Aden Begüm Üçgüler 13-14 Mart 13.00

Son Başvuru: 11 Mart 18.00

Siz hiç …

… gördüğünüz bir yanlışı düzeltme amacıyla bir çalışmaya giriştiniz mi?

... birilerinin sesi olabilmek, onların sesine ses katmak istediniz mi?

… bir haksızlığın ya da ihlalin karşısında durmak istediniz mi?

Ancak...

… insanlara bir şeyin doğrusunu anlatmak isterken linçlenirim diye sessizliğe gömülmek zorunda bırakıldınız mı?

… yanlış bir kelime kullanırsam tepki toplarım, yargılanırım dediniz ve geri adım attınız mı?

Peki ya keşke bazı savunuculuk faaliyetleri bu kadar yıkıcı olmasa diye içinizden geçirdiniz mi?

Eğer bu sorulardan birine bile evet dediyseniz, sizin de bu eğitimde bir yeriniz var demektir.

Gelin hep beraber “yıkıcı” değil, “yapıcı” savunuculuğu öğrenelim.

Daha barışçıl savunuculuk yapacağımız, ses olma serüvenimizi kimseyi kırmadan

sürdürebileceğimiz, değerlerimizi özgüvenle savunabileceğimiz ve sesimizin çok daha gür çıkacağı yarınlara...

Kendini Tanıma Sanatı Eğitmen: Osman Yılmaz 15-18 Mart 19.00

Son Başvuru: 13 Mart 18.00

“İnsanın başına gelebilecek en büyük kötülük kendi hakkındaki düşüncesinin kötü olmasıdır herhalde.” der Goethe. Sen de hakkındaki kötü düşüncelerden kurtulmak keşfetmediğin özellikleri keşfetmek ister misin?

Sen aslında kimsin? Kendini tanıyor musun? Gerçekten neye ihtiyacın var biliyor musun?

Kendini tanımak neye ihtiyacın olduğunu ve neye ihtiyacın olmadığını bilebilmektir. Bu çok önemli bir bilgi ve hatta bana göre bilgeliktir!

(2)

Böyle Global Bir Dünyada Başkalarını Düşünmek?

Eğitmen: Can Uzdilli & Yağmur Uluışık 17-18-19-22 Mart 20.00

Son Başvuru:13 Mart 18.00

Zaman hızla gelir geçerken hep aslında nasıl bir hayat yaşamak istediğimizi düşünürüz.

Kafamızda hemen kelime bulutları belirir: 'Düşünmeden', 'Kendi yolumdan giderek', 'Herkese yardım ederek'... Biz biricik hayatımızı en içimize sinecek şekilde yaşamayı isteriz, isteriz de kendimize yol haritası bellediğimiz bu sözcükleri derinlemesine bilmeyiz ve genellikle hangi sözcükleri kendimize yol arkadaşı seçtiğimiz başımızdan geçen rastlantısal olaylara bağlıdır.

Bu çalıştayda hep kulağımızda dolanmış olan ancak hiç derinlemesine bakmadığımız

kelimeler olan 'Benmerkezcilik' ve 'Diğergamlık' kelimelerine eğileceğiz. Üzerine düşüldüğünde bu kelimeler hakkında konuşulması gereken ne çok şey olduğunu ve ''şu global Dünya'da'' el ele yaşamanın nasıl bir şey olduğunu ve nasıl yapılacağını hep beraber göreceğiz.

Bu yolculukta seni de aramızda görmeyi çok isteriz

Cinsel Dokunulmazlık

Eğitmen: Eylül Demirbaş & Firuze Özer 22-23 Mart 20.00

Son Başvuru: 19 Mart 18.00

Şiddete her zaman her yerde hepimiz uğratılabiliriz. Fakat bu , şiddetin her zaman kolaylıkla dile getirebileceğimiz kadar somut örneklerle karşımıza çıkacağı anlamına gelmez. Bu nedenle dokunulmazlığımızın ihlalini önlemenin ilk ve en önemli adım bunun farkında olmaktır.

Bu bağlamda cinsel dokunulmazlık nedir, sınırları nasıl çizilir, neden bu kadar önemlidir?

Onay, kişinin belirli bir cinsel davranışı yaşamak istediğini özgür irade ile belirtmesidir.

Birbirimizle ilişkilenirken saygılı ve güvenli yollar bulmamızı sağlayan, yanlış anlaşılmaların ve cinsel şiddet davranışlarının önüne geçmek için bize rehber olabilecek, pratik bir uygulamadır.

Peki onay nasıl verilir, onay kültürü nedir, cinsel dokunulmazlığımızı onay kültürü ile nasıl sağlarız? Eğer “Hayır” deme ve “hayır” kelimesine saygı duyma sanatını öğrenmek ve özgürlüğünü benimsemek isterseniz sizi de eğitimimize bekliyoruz.

(3)

Hatalar da Sevdaya Dahil

Eğitmen: Yasin Furkan Doğulu & Nuray Yağmur Belen 22-25 Mart 20.00

Son Başvuru: 19 Mart 18.00

Değerli Gönüllülerimiz hepinize merhaba,

Hayatta hepimizin içinde belli başlı endişeler ve korkular var. En korkusuz olan, hiçbir şeyden korkmayanlarımızın bile bir korkusu var: Bir korkuya sahip olma korkusu. Ve bu korkular, endişeler; hayat akışımızda içimizde var olan yeteneklerimizin, kapasitelerimizin ve

potansiyellerimizin açığa çıkmasına engel olabiliyor. Hayat yolunda bir işle, bir hedefimizle ilgili basamakları çıkarken süreçle, insanlarla mücadele etmenin yanı sıra bir de kendimizin içindeki korku duvarlarıyla, kaygı tümsekleriyle uğraşıyor ve özgüvenimizi koruyamıyoruz.

İnsanlar içinde konuşmaktan belki de dünyayı değiştirebilecek o büyük fikirlerimizi

aktarmaktan çekiniyor ve uzak duruyoruz. Belki de bir konuşmaya başladığımızda kendimizi net ifade edemiyor. Hata yapmayayım diye uğraşırken aklımızdakileri doğru şekilde

aktaramıyoruz.

Bu çalıştayda bu içimizdeki korkulara, endişelere bir son vermek istiyoruz. Çünkü her ne kadar bizi iyi hissettiren duygular ve düşünceler bizim bir parçamız olsa da, acı verici duygular da bizim bir parçamız. İyisiyle, kötüsüyle tüm duygularımız, özelliklerimiz aslında bizi tüm herkesten ve her şeyden farklı kılan, özel yapan şey. Bu dünyaya bizler, bir cansız madde olarak gelmedik ve kendimizi en istediğimiz şekilde bu dünyada konumlandırabilmeliyiz. Sırf hata yapmaktan korktuğumuz için, kendimize güvenmediğimiz için veya belki de bazen kendimizi küçük gördüğümüz için bu dünyaya katabileceğimiz güzelliklerden bu dünyayı mahrum bırakıyoruz. Bu yolun sonunda birileri dünyayı değiştirmek, bir şeyleri savunmak için uğraşırken belki daha potansiyelli bizler öylece bakıyor ve uzaktan desteğimizi sunmakla yetinebiliyoruz. Bu dünyada milyarlarca güzel yürekli insan var ve belki de çoğu, bu endişeler ve korkular yüzünden içlerindeki umut ışığını bizlerden gizliyorlar. Biz bu çalıştayda hepimizin içindeki bu ışığı engelleyen karartılara bir son vermek, onları olabildiğince sonsuzluğa

gömmek ve daha aydınlık bir dünya için önce kendimizi hazırlamak istiyoruz.

Zihin Haritaları

Eğitmen: Melike Bakırcı & Osman Yılmaz 23-25 Mart 19.00

Son Başvuru: 19 Mart 18.00

Geleneksel olarak okullarda öğretilen not alma tekniği lineer not almadır. Yani alırsınız kağıdı başlarsınız yukarıdan aşağıya yazmaya. Lineer not almak hatırlamayı zorlaştırır, zamanı boşa harcar ve zihnimizin yaratıcılığını harekete geçirmemizi engeller.

Siz de bu şekilde not almaktan sıkılmadınız mı? Cevabınız evetse yalnız değilsiniz. Çünkü yapılan araştırmalar dil ve ırk farkı gözetmeksizin dünyanın %95’inin bu şekilde not aldığını

(4)

gösteriyor. Peki bunu değiştirmek için ne yapabiliriz? İşte bu noktada zihin haritaları devreye giriyor.

Bu eğitimle, belki de yeniden, "zihin haritaları" kavramıyla tanışacak, zihnimizin potansiyeli ve beynimizi nasıl kullandığımız hakkında düşündüklerimizi değiştiren bir devrime katılacaksınız.

O zaman ne duruyorsunuz? Kaleminizi, kağıdınızı ve yaratıcılığınızı kapın gelin. 3 gün misafirimiz olun efenim.

Cadılık, Şifacılık ve Hekimlik Eğitmen: Burcu Çakmak 23-25 Mart 20.00

Son Başvuru: 19 Mart 18.00

Cadı kazanında fokurdayan bir tutam ejder adaçayı, dolunay ışığında bekletilmiş su içerisine biraz da meyan kökü...

Tarih boyunca farklı coğrafyalarda, farklı şekil ve amaçlarla çeşitli sağlık yöntemleri

uygulanagelmiş. Peki tıbbın gelişim sürecinde, modern tıp uygulamalarından önce var olan tamamlayıcı ve koruyucu sağlık öğreti ve uygulamalarının modern tıptaki yeri nedir?

Sizlerle bu çalıştayda modern tıbbın temelini oluşturduğu düşünülen sağlık öğretileri, tarihte sağlık uygulamarını yapan kişiler ve günümüzde kullanılan Fitoterapik (Bitkilerle Sağlık) &

Aromaterapik (Doğal Yağlarla Sağlık) yöntemler hakkında konuşuyor olacağız.

Biraz tıp tarihi, biraz da adaçayı; süpürgenizi kapın da gelin!

Arınma: Hayatımızdaki Zorlu Yolcular Eğitmen: Begüm Koçpınar

26-28 Mart 19.00

Son Başvuru: 19 Mart 18.00

Hayatlarımız aslında kocaman bir gemi yolculuğu... Uçsuz bucaksız denizleri aşıyor, geziyor ve öğreniyoruz. Bazen fırtınalı gecelerde korkuyor, bazen güneşin doğuşundaki eşsiz güzelliğe hayran kalıyoruz. Yolculuğumuz sırasında gemimiz limanlara yanaşıyor, onlarca yolcuyu limanda bırakıyor, onlarcasını ise yeni bir macera için içine alıyor. Biz gemiden hiç çıkmıyoruz, yüzlerce yolcunun gemimize gelişine, yüzlercesinin ise gidişine şahit oluyoruz. Bu döngü içinde çok sevdiğimiz yolcular olduğu kadar bizi yoran, üzen ve kıran yolcularla da karşılaşıyoruz.

Aynı kamarayı paylaşıyor, aynı masada yemek yiyor, aynı güverteden güneşin doğuşunu izliyoruz.

(5)

Bazen zorlu yolcularla aynı gemiyi paylaşmaktan kaçamıyoruz, bizi üzmelerine ve yormalarına izin veriyoruz. Atladığımız şey ise ''Olayın ne olduğu değil, bizim ona nasıl anlam yüklediğimiz önemlidir'' sözünde olduğu gibi zorlu yolculara nasıl anlam yüklediğimizdir.

Aynı gemiyi paylaşmak tek çare olabilir ama zorlu yolcularla olan iletişimimiz ve ilişkimizi nasıl yönettiğimiz sadece bizim elimizdedir.

Sizinle yolculuklarımızı konuşup misafir ettiğimiz yolculara nasıl anlamlar yüklediğimizi beraber konuşmak istiyorum. Siz de istiyorsanız, geminizde bana da bir yer ayırmanızı çok isterim.

Eğitimde görüşmek dileğiyle, Begüm Koçpınar

Referanslar

Benzer Belgeler

8 MART Pazartesi 9 MART SALI 10 MART ÇARŞAMBA 11 MART PERŞEMBE 12 MART CUMA 13:00 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DİN KÜLTÜRÜ TEMEL MET ŞEKİLLENDİRME TEKNİK RESİM. 13:50 YABANCI

Genel anlamda bilgi vermek amacıyla genel yatırım tavsiyesi niteliğinde hazırlanmış olan iş bu rapor ve yorumlar, kapsamlı bilgiler, tavsiyeler hiçbir şekil ve surette Akbank

Saçındaki kır çektiği acıları gösteriyor. Hem anlam, hem de tür Elindeki bardağı düşürüp kırdı. farklılığı söz konusudur. Ayakkabısının bağı çözülmüş. Yalnızca

Hiçbir  ülkenin  tarihi  başka  bir  ülkenin  tarihine  benzemez.  Diyalektik  insan  düşüncesinin  vardığı  son  merhaledir,  çünkü  herhangi  bir 

Yönetim Danışmanlığı Teknik Destek Programı kapsamında yapılan başvurulara ait faaliyetler ve başvuruda yer alan bilgi ya da belgeler, Ajans tarafından her

Zafer kazanılmış ama savaş kaybedilmişti. Başkent İstanbul’da İngiliz ve Fransız gemileri demirlemiş, Osmanlı topraklarını paylaşıyorlardı. Ama Çanakkale’de ünü

Birand, Kamiran, Dilthey ve Rickert’de Manevi İlimlerin Temellendirilmesi, A.Ü.İ.F Yayınları, Ankara 1954.. Birand, Kamiran, Manevi İlimler Metodu Olarak

Sağlıklı bir iletişim için ifade, anlam ve anlama üzerinde sırasıyla durmakta