• Sonuç bulunamadı

Finansal Derinleşme, Ekonomik Büyüme ve Türk Finans Sistemi (1990-2010)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Finansal Derinleşme, Ekonomik Büyüme ve Türk Finans Sistemi (1990-2010)"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Selçuk Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Dr. Mehmet YILDIZ Özel Sayısı

2014, ss. 109-118

Selcuk University

Journal of Institute of Social Sciences

Dr. Mehmet YILDIZ Special Edition

2014, p. 109-118

Finansal Derinleşme, Ekonomik Büyüme ve

Türk Finans Sistemi (1990-2010)

Semiye ORUÇ*

Ahmet TURGUT**

ÖZET

Finansal derinleşme, bir ülkede kullanılan finansal araç türlerinin artması ve bu araçların daha yaygın kullanılabilir hale gelmesidir. Ekonomik büyüme ise bir ülkede üretim kapasitesinin, üretimin ve dolayısıyla millî gelirin artması olarak tanımlanmaktadır. Büyüme için ya üretim faktörleri kullanımının artması ya da teknolojinin gelişmesi gerekmektedir. Fonksiyonlarını etkin bir biçimde yerine getiren gelişmiş finansal sistemler, bireylerin ellerindeki küçük tasarrufları büyük yatırımlara yönlendirerek, yatırımların çeşitliliğinin artmasını sağlayarak, riskleri minimize ederek ve yatırımcılara bilgi sağlama yoluyla ekonomik büyümeyi artırmaktadır.

Bu çalışmada finansal derinleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri test edilmiştir. Bu nedenle finansal derinleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi 1990-2010 dönemi üçer aylık veriler hesaplanarak hata düzeltme modeli ile Türkiye ekonomisi için incelenmiştir. Çalışmada, finansal derinleşme ile büyüme ilişkisinin varlığını ve yönünü tespit etmek amacıyla, literatürde yaygın olarak kullanılan Hata düzeltme modeli çerçevesinde Granger nedensellik testleri uygulanmıştır. Yapılan testte Türkiye için 1990 – 2010 yılları çeyrek dönemler itibariyle ekonomik büyüme ve finansal derinleşmeyi gösteren veriler tespit edildikten sonra ekonometrik analiz yapılmıştır.

Ekonomik büyüme göstergesi olarak, GSYİH kullanılmıştır. Finansal derinleşmenin ölçülmesinde ise, para arzlarının (M2 ve M3) GSYİH’ ye oranı ile banka mevduat yükümlülüklerinin ve yurtiçi kredi hacminin GSYİH’ ye oranı göstergeleri kullanılmıştır. Daha sonra finansal derinleşme göstergeleri ile ekonomik büyüme göstergeleri için VAR modeli oluşturularak, uygun gecikme uzunlukları çeşitli testler aracılığıyla belirlenmiştir. Kullanılan seriler düzey bazında durağan olmayıp 1. farklarında durağan oldukları için (hepsi I(1)) bunlar arasında uzun dönemli ilişkinin yönünü araştıran eşbütünleşme analizi yapılmıştır. Eşbütünleşme bulunan modellerde vektör hata düzeltme (ECM) elde edilmiştir. Bulunan gecikme uzunlukları da dikkate alınarak, Türkiye için Granger nedensellik testleri yapılmıştır.

Kısa dönem analizinde, hata düzeltme teriminin katsayısı istatistiksel olarak anlamlı ve negatif olduğu görülmüştür. Dolayısıyla değişkenler arasında ortaya çıkan sapmalar uzun dönemde denge düzeyine yakınsamaktadır.

Test sonuçlarına göre, Türkiye’ye ait veriler için yapılan analiz sonucunda elde edilen bilgiler finansal derinleşme ve ekonomik büyüme arasındaki tutarsızlığın kısa dönemde ortadan kalkacağı görülmüştür.

Finansal derinleşme ölçülerinden Banka Kredileri/GSYİH(Çıktı), M3[M2+Resmi Mevduat+TCMB Mevduatları]/GSYİH(Çıktı), M2[M1(Dolaşımdaki Para+Vadesiz Mevduat)+Vadeli Mevduat]/GSYİH(Çıktı) olduğu ve bu oranların ekonomik büyümeyi etkilediği yapılan ekonometrik analiz sonucunda ortaya çıktığı görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Finansal Derinleşme, Ekonomik Büyüme, Birim Kök Analizi, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modeli JEL Kodu: E44, 016, C13

Financial Deepening, Economic Growth and The Turkish

Financial System (1990-2010)

ABSTRACT

Financial deepening, the increase in types of financial instruments used in a country and make it available more widely is that these tools. Economic growth in a country where the production capacity, production, and hence is defined as the increase in national income. Or for the growth of the factors of production should increase in the use or development of technology. Effectively fulfill the functions of an advanced financial systems, major investments in small savings of individuals directing their investments by increasing diversity, while minimizing the risks and increase economic growth through the provision of information to investors.

* Niğde Üniversitesi

(2)

This study tested the effects on economic growth financial depth. For this purpose, the impact on economic growth, financial deepening the period 1990-2010 using quarterly data error correction model for the economy of Turkey were investigated. In this study, the relationship between financial deepening and growth in order to determine the existence and direction, is widely used in the literature, Granger causality tests are applied with error correction model. For the test, Turkey 1990 - 2010 years of quarterly data showing that economic growth and financial deepening has been determined, the econometric analysis was done.

As an indicator of economic growth, GDP is used. Measure of financial deepening, the money supplies (M2 and M3) to GDP and the ratio of the volume of bank deposit liabilities and domestic credit to GDP ratio indicators are used to. Then the VAR model for indicators of financial depth indicators and economic growth by creating the appropriate lag lengths were determined through various tests. Still not used by level 1 series because they are still differences (all I (1)), they are investigating the direction of the relationship between the long-term co-integration analysis. The cointegration vector error correction models (ECM) have been obtained. Taking into account the length of the delay in, Granger causality tests were conducted for Turkey.

Short-term analysis, the error correction term coefficient was found to be statistically significant and negative. Therefore, the resulting deviations between the variables converge to the long-term equilibrium level.

According to test results, the analysis for the data belonging to Turkey as a result of information obtained from the discrepancy between financial deepening and economic growth was seen to disappear in the short term. The results of Granger causality analysis determined the direction of causality, that is caused by economic growth, financial deepening has been concluded.

Financial deepening measurements Bank Loans / GDP (output), M3 [M2 + Official Deposits Deposits + CBT] / GDP (output), M2 [M1 (currency in circulation + demand deposits) + Time Deposits] / GDP (output), and these rates are affect economic growth appears to have emerged as a result of the econometric analysis.

Keywords: Financial Deepening, Economic Growth, Unit Root Analysis, Cointegration, Error Correction Model JEL Kodu: E44, 016, C13

1. Giriş

Finansal derinleşme, bir ülkede kullanılan finansal araç çeşitleri ile bu çeşitliliğin yaygın kullanılabilmesini ifade etmektedir. Finansal gelişme/derinleşme finansal piyasalarda oluşturulan fonların reel sektörü beslemesiyle orantılı olarak büyümüş ve gelişmiştir. Bu kriteri temel alarak finansal sistemin gelişmişliğini ölçen en önemli gösterge ise M2[M1(Dolaşımdaki Para+Vadesiz Mevduat)+Vadeli Mevduat]/Y[Gelir]’dir. Döviz tevdiat hesaplarını da bünyesinde barındıran M2Y para arzı tanımıdır. Finansal piyasalardaki mevduatların bir kısmının döviz mevduatlarından meydana geldiği dikkate alındığında bu oranın önemi ortaya çıkmaktadır. Bu oran toplam finansal varlıkların gelire oranını ifade etmektedir. Oran ne kadar yüksekse finans sektöründe yaratılan fonlar o ölçüde reel sektörün fon taleplerini karşılıyor demektir.

Çalışmamız da kavramsal olarak finansal derinleşme kavramı ele alınmıştır. Finansal derinleşme kavramı, miktar, yapısal, fiyat, ürün çeşitliliği ve değişim maliyeti ölçütleri ile açıklanmıştır.

Türkiye ekonomisinde 1990-2010 yılları arasında, finansal derinleşme ve büyüme arasındaki etkinin yönünü tespit etmek amacıyla, teoride genel olarak Birim Kök Analizi ve Granger nedensellik testleri kullanılmıştır. Türkiye uygulaması için 1990 – 2010 yılları çeyrek dilimler olarak ekonomik büyüme ve finansal derinleşmeyi gösteren veriler analiz edilerek sayısal değerlendirme yapılmıştır. Burada GSYİH büyüme verisi olarak kullanılmıştır. Finansal derinleşmenin belirlenmesinde, ( M2 ve M3) para arzlarının GSYİH’ ye oranı ile banka mevduat yükümlülüklerinin ve yurtiçi kredi hacminin GSYİH’ye oranı göstergeleri kullanılmıştır. Ayrıca ekonomik büyüme ve finansal derinleşme göstergeleri için VAR modeli oluşturulmuştur. Belirlenen uygun gecikme uzunlukları ile kullanılan seriler seviye temelinde durağan olmayıp 1. farklarında durağan hesaplandıklarından (hepsi I(1)) uzun süreli eşbütünleşme analizi ile etkinin yönü gösterilmiştir. Eşbütünleşme sonrası vektör hata düzeltme modeli (ECM) bulunmuştur. Bulunan gecikme uzunlukları da dikkate alınarak, Türkiye’nin Granger nedensellik testleri yapılmıştır.

2. Finansal Serbestleşme

Finansal serbestleşme, devlet baskı ve müdahalelerinin finansal sistem üzerinden kaldırılarak, sistemin piyasa sinyallerine göre işlemesidir. Sözü edilen baskı ve müdahaleler genellikle; yabancı sermaye hareketlerine kısıtlama getirilmesi, selektif kredi kontrolleri uygulanması, faiz oranları ve döviz kurlarını baskı altında tutucu tedbirler getirilmesi şeklindedir (Selen, 1997: 35). Bu çerçevede finansal liberalizasyon uygulamalarını, iç finansal liberalizasyon (ülke içinde finansal daralmaya yol açan kontrollerin ve sınırlamaların kaldırılması) ve dış finansal liberalizasyon (sermaye kontrollerinin kaldırılması ve bu çerçevede yurtdışından yurtiçine ve yurtiçinden yurtdışına sermaye hareketlerine serbesti tanınması) olarak sınıflandırılmaktadır ( Uzunoğlu vd., 1995: 93-94).

(3)

3. Finansal Gelişmenin Ölçülmesi

Finansal gelişmenin tespiti için iyi belirlenmiş göstergeler demeti ekonomik politikaların hazırlanmasında, eyleme geçirilmesinde gereklidir. Finansal piyasalar için belirlenen faktörler; parasal durumu, kredi akışını, likidite yönetimini ve finansal sektörün risk yönetim karakteristiklerini açıklayabilmelidir (Kar ve Ağır, 2005: 55). Bu gelişme göstermektedir ki tek bir gösterge finans piyasasında yeterli gelişme göstergesi olamamaktadır (Ağır, 2010: 89). Finansal gelişmeyi/derinliği ölçmede kullanılan göstergeler beş başlık altında toplanacaktır. Bunlar; miktar, fiyat, yapısal, ürün çeşitliliği ve değişim maliyetleri ölçütleridir (Darıcı, 2009: 36).

3.1. Miktar Ölçütleri

Miktar ölçütleri; parasal büyüklükler, kredilere ilişkin büyüklükler, sermaye piyasası göstergeleri olarak üç alt kategoriden oluşmaktadır. Parasal büyüklükler miktar göstergeleri arasında en çok kullanılan göstergelerdendir. Uygulamalarda ölçülmesi zor olan değişken için ölçümü kolaylaştıran değişken paketi seçilmesi çok önemlidir (Kar,2001:157). Belirtmemiz gerekir ki miktar ölçütleri olarak kullanılan göstergeler ( para- kredi ve sermaye büyüklükleri) finansal derinleşme ölçümünde temel değişkenler olarak kullanılmaktadır (Ağır, 2010: 90).

3.1. 1. Parasal Büyüklükler

Parasal büyüklük ölçütleri arasında; dar tanımlı (M1) ve geniş anlamda para arzı (M2, M2Y, M3) değişkenlerinden üretilen (M1/GSYİH, M2/GSYİH, M2Y/GSYİH, M3/GSYİH gibi) faklı ölçütler bulunmaktadır. M1/GSYİH oranının, finansal piyasalardaki gelişme ile birlikte düşmesi gerekir. Yani finansal gelişme/derinleşme derecesi artınca dolaşımdaki para miktarının (M1) azalması gerekmektedir. Uygulamada en sık kullanılan parasal büyüklük göstergesi geniş anlamda para arzının gelire oranıdır (M2/GSYİH). Bu gösterge ekonomideki parasallaşma derecesinin göstergesidir. Aynı zamanda ülke vatandaşlarının bankacılık sistemine duydukları güveni göstermektedir (Darıcı, 2009: 36-37).

Fon ihtiyacı olan kurumlara finans piyasasında borç verebilmeyi ifade eden M3/GSYİH göstergesi finansal gelişmenin/derinleşmenin başarıldığı durumlarda büyümektedir (Erim ve Türk, 2005: 27). Bu duruma paralel olarak M3/GSYİH oranı ekonomik büyüme ile doğru orantılı olarak büyümesi beklenmektedir (Ağır, 2010: 91).

3.1.2. Kredilere İlişkin Büyüklükler

Finansal gelişme/derinleşme belirleyicisi olan kredi büyüklükleri üçe ayrılmaktadır. Bunlar (Yeldan, 2003: 32);

• Yurt içi toplam kredi hacminin gelire oranı (YİKH/GSYİH), • Özel sektöre verilen kredilerin gelire oranı (ÖSKH/ GSYİH),

• Özel sektöre verilen kredilerin toplam kredi hacmine oranı, (ÖSKH/YİKH) seklinde tanımlanmıştır.

Bu göstergeler fonların yatırımlara aktarılma oranını göstermesi nedeniyle, finansal derinleşmenin artması ile birlikte bu oranların da artması beklenmektedir.

3.2. Yapısal Ölçütler

Finansal sistemin içerisindeki yapısal göstergeler gelişmişlik/derinlik göstergeleri arasında çok önemli değişkenlerden birisidir. Geniş anlamda para arzının (M2) dar anlamda para arzına (M1) oranı (M2/M1); vadeli mevduatların finansal sistem içerisinde bulunduğu ve kullanıldığını ifade etmektedir (Yetiz, 2000: 29-31). M2/M1 oranındaki büyüklüğü paranın bankacılık sisteminde değerlendirildiğini göstermektedir (Lynch, 1996: 12).

3.3. Finansal Fiyat Ölçütü

Reel faiz oranlarını finansal gelişme/derinleşme göstergesi olduğunu gösteren önemli oranda akademik çalışma yapılmıştır. McKinnon Shaw hipotezine göre, reel faiz oranlarındaki artışın sermaye birikimini ve yatırımları artıracağı iddiası bulunmaktadır (Erim ve Türk, 2005: 27). Faiz artışı iç tasarrufları finansal

(4)

sistemde toplanmaya yöneltirken dış tasarrufların ülkeye yönelmesine dolayısıyla yatırıma ve büyümeye neden olacağı savunulmaktadır.

3.4 Ürün Çeşitliliği Ölçütü

Finansal piyasalarda kullanılan ürün çeşitliliği ne kadar fazla ise o piyasa gelişmiş bir piyasa olarak adlandırılmaktadır. Derinliği olmayan piyasalarda kredi ve tahvil vb. temel finansman araçları kullanılır iken, derinliği olan piyasalarda swap, future, forward ve opsiyon gibi türev ürünler kullanılmaktadır (Oksay, 2000:19). Bu arada Türkiye ölçeğinde ürün çeşitliliğinin fazla olduğunu söylemek zor görünmektedir.

3.5. Değişim Maliyeti Ölçütü

Finansal sistemin gelişmesi ve derinleşmesinde aracılık maliyetleri çok önemli gözükmektedir. Aracılık maliyetleri düşürüldüğü ölçüde uzun dönemli gelişim ve derinleşme söz konusu olacaktır. Finansal aracılığın işlem maliyeti genellikle faiz oranı ile ölçülmektedir. Bu ise kredi faiz oranı ile mevduat faiz oranı arasındaki farktan yani faiz marjından oluşmaktadır (BDDK, 2006: 18).

Özetle, bir finans piyasasında ekonomide büyüme ve finansal derinleşmede beş ayrı faktör kullanılmıştır. Finansal derinleşme göstergeleri, miktar, yapısal, fiyat, ürün çeşitliliği ve değişim maliyetleri şeklindedir. Ancak, finansal derinleşme ile birlikte;

-M1/GSYİH oranı azalmalı, -M2/GSYİH oranının artması, -M3/GSYİH oranının artması, -ÖSKH/GSYİH oranı artmalı, -ÖSKH/YİKH oranı artmalı, -Değişim Maliyetleri azalmalı,

- Finansal Ürün Çeşitliliği artmalıdır. Ayrıca finansal sistemdeki ürün farklılığının artması bir finansal sistemin gelişmişliğinin ve derinleşmenin olmazsa olmaz göstergelerinden birisi olarak ifade edilmektedir.

4. Ekonometrik Yöntem ve Çözümleme Sonuçları 4.1. Literatür Taraması

Finansal derinleşme ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki geçmiş zamanlardan beri ilgi duyulan bir olgudur. Bu konuda Bagehot (1873), Schumpeter (1911), Gurley-Shaw (1955), Davis (1965) ve Sylla (1969) gibi bilimsel çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalarda İngiltere ve Amerika’nın tarihi deneyimleri kullanılmış piyasa başarısı için finansal sistemin gerekliliği vurgulanmıştır. Bilimsel araştırmalarda finansal sistem ile ekonomik büyüme veya tersi sürekli çalışma konusu olmuştur (Aslan ve Küçükaksoy, 2006: 26-27). Aşağıda tablo’1 de özellikle 1990 sonrası bu konuda yapılan akademik çalışmalar özetlenmiştir.

(5)

Tablo 1. Finansal Gelişme ve Büyüme İlişkisi Üzerine Yapılan Çalışmalar

Çalışma Çalışmanın Niteliği Sonuçlar

Benecivenga ve

Smith (1991) Teorik çalışma Model, büyüme oranlarını etkilemektedir. standart şartlar altında finansal hizmetlerin gelişimi, reel King ve Levine

(1993) Ülkeler arası çalışma 1960–1980 dönemine ait 80 ülke Finansal derinleşmenin beklenen ekonomik büyüme oranlarıyla, fiziksel sermaye birikimiyle ve ekonomik verimlilikle doğru orantılıdır.

Obstfeld (1994) Teorik çalışma Likit hisse senedi piyasaları, ekonomik büyümeyle doğru orantılı, fakat ne likidite nede uluslararası finans piyasalarıyla entegrasyon, özel sektör tasarruf miktarından bağımsızdır.

Benecivenga vd.

(1995) Teorik çalışma Hisse senedi piyasası likiditesi, büyüme oranları, verimlilik ve sermaye artışları arasında doğrusal bir ilişki görülmüştür. Levine ve Zervos

(1996) Bağımlı değişken olarak 3 büyüme oranı bulunan 77 ülkeli yatay kesit analizi

Finansal derinliğin göstergeleri ve likiditenin, büyüme ile arasında üç tür istatistiksel pozitif anlamlı ilişki bulunmaktadır. Bunlar; çıktının, yatırımın ve verimliliğin büyümesi.

Jayaratne ve

Strahan (1996) 50 ABD eyaletini içeren panel veri analizi (1972–92) Bankanın verdiği kredilerin kalitesinin artmasının, artan ekonomik büyümede etkili olduğunu kanıtlanmıştır. Levine (1997) Yatay kesit analizi Finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasında doğrusal ilişki bulunmaktadır. Finansal sistemin yapısı ve fonksiyonları ile ilgili kanıtlar yetersizdir.

Rousseau ve

Wachtel (1998) 5 sanayileşmiş ülke için zaman serisi analizi (ABD, Kanada, İngiltere, İsveç,

Norveç)

Çıktıdan aracılığa çok küçük bir geri besleme kanıtı ile finans büyümeyi öngörmektedir.

Rajan ve Zingales

(1998) Firma ve endüstri temelinde geniş bir ülke topluluğu için zaman serisi analizi (1980–1990)

Finansal gelişmenin, ekonomik büyüme üzerinde katkısı fazladır. Ayrıca finansal piyasanın başarısı rekabetçi etki yaratabilmesidir. Neusser ve

Kugler (1998) OECD ülkelerinin imalat sanayileri-zaman serisi analizi. Finansal derinleşme, sürecinde GSYİH ile imalat sektörü faktör verimliliğiyle eş bütünseldir. Levine ve Zervos

(1998) Ülkeler arası analiz (1976-93) Menkul değerler piyasası ve teknolojik yatırımları yapmış iyi bir finans aracı kurumu; ekonomik büyüme yanında sermaye birikimini, yatırımları ve verimlilik artışını doğrusal olarak etkilediği görülmüştür.

Demirgüç-Kunt ve Maksimoviç (1998)

30 gelişmiş ve gelişmekte olan ülke

için ülkeler arası analiz. İyi bir menkul değerler piyasası ve düzenli ve titiz bir şekilde oluşturulmuş hukuksal alt yapı, daha az sorun ve daha olumlu finansal sonuçları kolaylaştırmaktadır.

Levine, Loayza ve Beck (2000)

Yatay kesit çalışması ve dinamik panel teknikleri

İyi bir menkul değerler piyasasındaki gelişme ile uzun dönemli büyüme arasında eş zamanlı olmayan kuvvetli bir olumlu etki söz konusudur.

Arestis, Demetriades ve Luinted (2001)

Zaman Serisi Analizi Finansal aracı kurumular ve sermaye piyasalarının derinleşmesi ekonomik büyümeyi hızlandırmakta, ancak bu süreçte finansal aracı kurumular çok önemli role sahiptirler.

Shan and Morris

(2002) VAR ve Granger Nedensellik Testi yönlü bulunmuştur. Bazı ülkeler için ortaya çıkan iki yönlü ilişki, diğer ülkeler için tek Dritsakis ve

Adamopoulos (2004)

VAR Metodolojisi Finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğru bir nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Onur (2005) GrangerNedensellik (Otoregresif

model 1980 sonrası Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler sonucunda GSMH’daki değişime etki etmediği ancak takip eden yıllarda ortaya çıkan finansal piyasa sorunlarında GSMH’nın etkisi olduğu görülmüştür.

Shan ve Jianhong

(2006) VAR Metodolojisi Finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasında karşılıklı bir etki söz konusudur. Yapraklı (2007) VAR ve Granger Nedensellik Testi Ticari ve mali liberalleşme ile ekonomik büyüme arasında karşılıklı

(6)

4.2. Durağanlık Kavramı

Zaman serisi analizinde yapılan istatistiksel sonuçların güvenilir olması için durağanlık kavramı önemlidir.

T

t

e

Z

Y

t

=

α

0

+

α

1 t

+

t

,

4.1

Regresyon denklemi ele alındığında; klasik regresyonun varsayımı gereği denklemdeki Yt ve Zt durağan

özelliğe sahip dizi,

E

( )

e

t

=

0

ve

( )

2

δ

γ

e

h

=

, h=0’dır. Eğer denklemde durağan olmayan değişken varsa sahte regresyon vardır denir. Sahte regresyon varlığında, çözümlemelerden elde edilen R2 değeri yüksek ve

t istatistiği önemli görünür; ancak elde edilen sonuçlar anlamlı gerçeklere dayandırılamaz. Granger ve Newbold (1974) bunu şu şekilde ifade etmişlerdir (Ertek, 1996: 379-380);

t t t

Y

e

Y

=

−1

+

γ 4.2 ve Zt t t

Z

e

Z

=

−1

+

4.3 E(eYt) = 0 ve E(ezt) = 0,

γ

eγt

( )

h

=

δ

2 ve 2

)

(

δ

γ

eZt

h

=

, h=0 birbirinden bağımsız değişkenler olmak üzere, yukarıdaki eşitlikler yardımıyla Yt ve Zt serileri elde edilsin. Yt ve Zt serileri ardışık olarak

tekrarlandığında elde edilen serilerin her biri kullanılarak yukarıdaki (5.1) eşitliği tahmin edilsin. Yt ve Zt

serileri birbirinden bağımsız olduğu için bu denklemin tahmininden elde edilen sonuçlar anlamsızdır ve iki değişken arasındaki ortaya çıkan ilişki sahtedir. Ayrıca tahmin edilen artıklar yüksek dereceden otokorelasyona sahiptir. Eğer denklemdeki et değişkeni stokastik trende sahipse et hiçbir zaman

azalmayacaktır, bu nedenle modeldeki herhangi bir sapma sürekli olacaktır.

α

0 terimi regresyon

denkleminden çıkartılır, et yeniden ifade edilirse; t

t

t

Y

Z

e

=

α

1 4.4

elde edilir. Burada Yt ve Zt serileri (4.2) ve (4.3) eşitliklerinden elde edilirse ve başlangıç değeri Y0 =

Z0=0 alınırsa,

= −

= = t i t i Zi Yi t e e e 1

α

1 1 4.5

olacaktır. (4.5) eşitliğinde, t değeri arttıkça (4.1) eşitliğindeki serinin varyansının da arttığı görülür.

t

alındığında

Var

( )

Y

t

olacağından, et durağan değilse regresyon denklemi anlamsızdır.

Çözümlemeler için temel varsayımlar sağlanmadığından hipotez testlerindeki t istatistiği, F istatistiği ve R2

değeri güvenilir olmayacaktır. Özetle seri durağan olmadığında istatistiki sonuç çıkarımlar için kullanılan testler geçerliliğini yitirecektir (Enders, 2004: 55).

4.3. Engle- Granger Testi İle Eşbütünleşme Analizi

Kointegrasyon analizin tespitinde tek denklemli durumda kullanılan Engle - Granger testi, literatürde iki aşamalı yöntem adıyla da geçmektedir. İki aşamada uygulanan bu test, en küçük kareler tahmin yöntemine dayanır. Engle-Granger testinin ilk aşaması, değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkiyi belirlemeye yöneliktir. Testin ilk aşamasında iki değişken arasında kointegrasyon olup olmadığına karar verilir. Kointegrasyon vektörünün tahminine geçilmeden önce, değişkenlerin Dickey - Fulller test yöntemiyle durağan olup olmadığı incelenir. Birim kök sınaması sonucu, eğer değişkenler durağan ise ikinci aşamaya gerek yoktur. Test sonucunda değişkenlerin farklı derecelerden entegre olduğu bulunmuşsa öyle ki; Yt serisi 1.dereceden entegre olmuş (I(1)) bir seri ve Zt serisi 2.dereceden entegre olmuş (I(2)) bir seri ise,

değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisinden söz edilemez. Ancak her iki serinin de 1. dereceden eşbütünleşik (I(1)) olduğu belirlenmişse, iki değişken arasındaki uzun dönem ilişkiyi belirlemek için, regresyon denkleminde en küçük kareler yöntemi (OLS) kullanılarak

β

0 ve

β

1 parametreleri tahmin

edilir (Gujarati, 1999: 22). t t

t

Z

e

Y

=

β

0

+

β

1

+

4.6

(7)

t t

t

Y

Z

e

ˆ

=

β

ˆ

0

β

ˆ

1 4.7

olmak üzere, bu hata terimlerinin durağanlığı t

t

t

e

e

=

θ

+

ε

Δ

ˆ

1

ˆ

−1 4.8

denklemi kullanılarak test edilir. Eğer test sonucu

H

0

:

θ

1

=

0

red edilemezse, et hata terimleri durağan

değildir ve Yt ile Zt serileri arasında eşbütünleşme yoktur.

Engle- Granger testinin 2. aşaması değişkenlerin kısa dönemli ilişkilerini belirlemeye yöneliktir. Testin ikinci aşamasında (4.6) denkleminden elde edilen hata terimleri ile hata düzeltme modeli oluşturulur. Hata düzeltme modeli; değişkenler arasındaki kısa ve uzun dönemli ilişkilerini uyuşturma aracıdır (Gujarati, 1999: 22). Modelde yer alan değişkenlerden birisinin rastgele şok ile etkilenmesi diğer değişkenlerle ilişkisi ve bu şokun atlatılarak tekrar dengeye gelip gelmeyeceğini belirlemeye yönelik bir uygulamadır.

4.4. Hata Düzeltme Modeli (ECM)

Hata düzeltme mekanizmasının temelinde ekonomik değişkenler arasında uzun vadede bir denge ilişkisi varsayımı vardır. Kısa dönemde bu uzun dönem dengesinden sapmalar meydana gelmektedir. Uzun dönemde bu sapmaların giderek artmasının önlenmesi için ECM kullanılmaktadır. Hata düzeltme mekanizması ile bu sapmaların bir sonraki dönemde düzeltilmesi amaçlanmaktadır. İlk kez Sagan (1964, 1984) tarafından kullanılan teknik, Davidson.Hendry. Srba & Yeo (1978) ile tanıtılmıştır. Engle ve Granger ile yaygınlaştırılan teknikte, değişkenlerin birinci farkları ile eşbütünleşme regresyonunun bir dönem gecikmeli hatalarını da içermektedir. Bu modeli kullanmanın avantajlarından en önemlileri, değişkenler arasındaki dengesizliğin belirlenerek düzeltilmesini sağlamak ve kısa ve uzun dönem nedenselliklerin ortaya konulmasıdır (Uçan, 2013: 154).

Hata düzeltme modeli en genel haliyle Denklem (4.9)’deki gibi oluşturulmaktadır (Uçan, 2013: 154).

... ... ... ... ... ... ... ... ... 1 1 1 1 3 1 1 1 3 1 1 1 1 2 1 1 1 2 1 1 1 1 1 1 1 1 1 3 2 1

= − = − = − − = − = − = − − = − = − = − − + + + + + + = Δ + + + + + + = Δ + + + + + + = Δ n i n i n i t t t i t i t i i n i n i n i t t t i t i t i i n i n i n i t t t i t i t i i u e z y x z u e z y x y u e z y x x

θ

γ

β

λ

α

θ

γ

β

λ

α

θ

γ

β

λ

α

4.9

Denklem (4.9)’de x, y, z,... değişkenleri için Δ fark operatörüdür.

λ

,

β

,

γ

,…. dönemdeki katsayılarını verirken

e

t−1hata düzeltme terimidir. Hata düzeltme terimi, model dinamiğini uzun dönem dengesinde

tutmaya çalışmakta ve değişkenleri de bu denge etrafında salınmaya zorlar. Hata düzeltme terimi katsayılarının,

θ

1

,

θ

2

,

θ

3

,...,

negatif ve istatistiksel olarak anlamlı çıkması uzun dönem dengesinden sapmanın varlığını gösterirken, ne kadar sürede tekrar uzun dönem dengesinin yakalanacağı konusunda da fikir vermektedir. Denge durumunda kısa dönemli sapmalar hata düzeltme teriminin katsayısının büyüklüğüne bağlı olarak düzeltilecektir (Uçan, 2013: 154).

5. Uygulama

5.1. Ekonomik Büyüme Belirleme Modelleri Uygulamaları

Bu analizde öncelikle modellerde yer alan değişkenler hakkında bilgi verilecek olup, bu değişkenlerin durağan olup olmadıkları birim kök testleri yardımıyla araştırılacaktır. Daha sonra modeller ayrı ayrı incelenerek JJ (Johansen-Juselius) Eş Bütünleşme Testi ve şayet eş bütünleşme bulunursa ECM (Hata

(8)

düzeltme Modeli) testleri uygulanacaktır. 5.2. Modellerde Kullanılacak Veri Seti

Çalışmada, 1990:1–2010:4 yılları arası üçer aylık veriler kullanılmıştır. Kullanılan değişkenlere ait zaman serileri IMF, TCMB, Hazine Bakanlığı, TÜİK’den alınmıştır. Verilerin analizinde E-Views 6.0 beta programlarından faydalanılmıştır. Modellerde kullanılan tüm değişkenler aşağıdaki Tablo 2’de özetlenmiştir.

Tablo 2. Modelde kullanılan değişkenler

ANALİZDE KULLANILAN DEĞİŞKENLER DEĞİŞKENİN TANIMI GDP GSYİH (Çıktı)

LOANS Kredi Payı

DEPOSITS Mevduat Payı

M2 M1[Dolaşımdaki-Para+Vadesiz Mevduat]+Vadeli Mevduat

M3 M2 + Resmi mevduat + TCMB Mevduatları

Çıktı (GSYİH), kredi payı, mevduat payı, para arzı değişkenlerinin logaritması alınmıştır. Ayrıca gerekli duyulan değişkenlere mevsimsel düzeltme uygulanmıştır. Buna göre Çıktı (GSYİH), kredi payı, mevduat payı,para arzı endeksi değişkenlerine mevsimsel düzeltme (Eviews 6-beta_X11) uygulanmıştır.

5.3 Birim Kök Test Sonuçları

Tablo 3’de ADF birim kök sonuçlarına yer verilmiştir. Modelde açıklamalarına yer verilen değişkenler (GDP, Loans, Deposits, M2, M3 ) öncelikle seviyede daha sonra da birinci farklarında durağanlık testine tabii tutulmuştur. Tüm değişkenler seviyede durağan değilken, birinci farklarında durağan bulunmuşlardır. Bu değişkenler (Çıktı (GSYİH), kredi payı, mevduat payı, para arzı) için I (1) oldukları söylenebilmektedir.

Tablo 3. ADF birim kök sonuçları

DÜZEY BİRİNCİ FARK

DEĞİŞKENLER ADF

DEĞERLERİ DEĞERLERİ OLASILIK DEĞERLERİ ADF DEĞERLERİ OLASILIK

GDP -2,127999 0,2345 -3,910159 0,0031

LOANS -0,578909 0,9775 -14,89884 0,0001

DEPOSITS -1,318761 0,617 -12,26468 0,0001

M2 -0,666663 0,8484 -11,04931 0,0001

M3 -0,158662 0,9384 -10,57245 0,0001

Not: ADF testi için kritik değerler Mc Kinnon (1991)’den elde edilmiştir. ADF testi, durağanlık alternatifine karşı, boş hipotezde birim kökün varlığını test etmektedir.

5.4. Mundell Fleming Modeli Uygulaması

Modeldeki değişkenler Çıktı (GDP), Kredi Payı (Loans), Mevduat Payı (Deposıts), Para Arzı (M2), Para Arzı (M3) oluşmaktadır. Kullanılan model aşağıda denklem ile verilmiştir.

Model

ln(GDP)= α+ß1ln(Loans)+ß2ln(Deposıts)+¥1ln(M2)+¥2ln(M3)+€

VAR analizinde, M3[M2 + Resmi mevduat + TCMB Mevduatları] kriterlere göre gecikme uzunluğu 6 bulunmuştur. Model ile ilgili olarak otokorelasyon, normallik ve değişken varyans sorunu yoktur. Gecikme uzunluğu ile oluşturulan VAR modelinden elde edilen eş bütünleşme analizi sonuçları Tablo 4’de gösterilmektedir.

(9)

Tablo 4. Johansen-Juselius Eşbütünleşme Test Sonuçları

ÖZDEĞER TRACE TESTİ(TT) %5 KRİTİK DEĞER OLASILIK EŞBÜTÜNLEŞME SAYISI

0,514701 106,6889 69,81889 0,0000 HİÇ*

0,332248 55,35651 47,85613 0,0084 EN ÇOK 1*

0,207673 26,68394 29,79707 0,1094 EN ÇOK 2

0,131297 10,15649 15,49471 0,2689 EN ÇOK 3

0,002292 0,162921 3,841466 0,6865 EN ÇOK 4

ÖZDEĞER MAXİMUM EİGEN VALUE(ME) %5 KRİTİK DEĞER OLASILIK EŞBÜTÜNLEŞME SAYISI

0,514701 51,33236 33,87687 0,0002 HİÇ*

0,332248 28,67257 27,58434 0,0362 EN ÇOK 1*

0,207673 16,52745 21,13162 0,1955 EN ÇOK 2

0,131297 9,993568 14,2646 0,2123 EN ÇOK 3

0,002292 0,162921 3,841466 0,6865 EN ÇOK 4

Eş bütünleşme analizi sonuçlarına göre, % 5 düzeyinde en fazla bir eş bütünleşme vektörü olduğunu söyleyen boş hipotez her iki teste göre de reddedilmiştir. Bunun anlamı % 5 düzeyinde hem iz testi hem de maksimum öz değer testine göre en az bir eş bütünleşme ilişkisi vardır.

Model için GDP(-1)’ye göre normalize edilmiş eş bütünleşme denklemi Tablo 5’de gösterilmiştir. Verilen ekonomik büyüme, kredi hacmi, mevduat payı ve para arzı değerlerini göstermektedir. Parantez içindeki değerler standart hataları, köşeli parantez içindeki değerler ise t değerlerini ifade etmektedir.

Tablo 5. Normalize Edilmiş Denklem ve ECM Katsayısı EŞBÜTÜNLEŞME

DENKLEMİ GDP (-1) DEPOSITS (-1) LOANS (-1) M2 (-1) M3 (-1)

-0.697284 0.015478 4.443741 -4.307.809

DENKLEM 1 (0.25858) (0.19293) (0.76909) (0.75140)

[-2.69656] [ 0.08022] [ 5.77792] [-5.73304]

ECM KATSAYISI -0,28

[-2,02]

Hata düzeltme modeli denklemleri Tablo 5’de gösterilmektedir. Model için hata düzeltme katsayısı istatistiksel olarak anlamlı ve (sıfır ile bir arasında) negatif bulunmuştur. Örneğin,deposit %1 arttığında istatistiksel olarak ortalama GDP %0,69 artar. Loans %1 arttığında istatistiksel olarak ortalama GDP %0,01 artar. M2 %1 arttığında istatistiksel olarak ortalama GDP % 4,44 azalır. M3 %1 arttığında istatistiksel olarak ortalama GDP % 4,3 artar.

Hata düzeltme katsayısının değeri 0.28’dir. Bu sonuca göre ekonomik büyüme de gerçekleşen sapmaların her üç ayda yaklaşık 0.28 kadarının ortadan kalktığı söylenmektedir. Diğer bir deyişle, uyarlama katsayısı sıfıra çok yakın olmadığı için ekonomik dengesini kısa bir sürede tekrar yakalayabilecektir. Yaklaşık 1 yılda tekrar uzun dönem dengesi yakalanacaktır.

6. Sonuç

Bu çalışmada, finansal derinleşme ile büyüme ilişkisinin olup olmadığı, ilişki var ise etkinin pozitif mi yoksa negatif mi olduğunun belirlenmesi için Birim Kök Analizi çerçevesinde Granger analizi yapılmıştır. Yapılan testte Türkiye’nin 1990 – 2010 yılları çeyrek dilimler halinde finansal derinleşme ve ekonomik büyüme göstergeleri belirlenerek testler uygulanmıştır.

Analiz sonucunda elde edilen bilgiler finansal derinleşme ve ekonomik büyüme arasındaki tutarsızlığın kısa dönemde (6 ay ile 1 yıl arasında) ortadan kalkacağı görülmüştür. Granger nedensellik analizi sonuçları ise nedenselliğin yönü tespit edilmiş, finansal derinleşme ekonomik büyümeye sebep olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmada, Türkiye’de finansal gelişme/derinleşme ve büyüme arasında bir bağın varlığı ile bu bağın yönü finansal derinleşmeye doğru olduğunu tespit edilmiştir. Bu sonuç, Robinson tarafından ifade edilen “talep takipli hipotez”i doğrulamaktadır. Kısacası, ekonomilerde reel sektörün büyümesi ile finansal sektörün gelişeceği sonucunu doğurmaktadır. Sonuç olarak, ekonominin reel sektöründeki gelişme ve

(10)

büyümeler tasarrufları, yatırım ve büyümeyi arttıracağından bağlı olarak finansal piyasaların gelişmesi ve derinleşmesi gibi olumlu bir sonuç doğurmuştur. Günümüz ekonomilerinde ekonomik ve finansal entegrasyonun geçerliliği finansal piyasaların derinlik sorununu çok daha önemli hale getirmektedir. Çünkü entegre olmuş piyasaların herhangi bir yerinde ortaya çıkacak bir bozulma (kriz) diğer ülkeleri çok kolayca etkileyebilmektedir. Bundan sonraki çalışmalarda AB’ne aday ülke konumumdaki Türkiye ile mevcut AB ülkeleri (örnek Yunanistan) arasında kıyaslamayı içeren çalışmalar yapılabilir.

Kaynakça

AĞIR, Hüseyin (2010), Türkiye’de Finansal Liberalizasyon Ve Finansal Gelişme İlişkisinin Ekonometrik Analizi, BDDK Kitapları, No: 8, Ankara.

ASLAN, Özgür ve KÜÇÜKAKSOY, İsmail (2006), “Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Ekonomisi Üzerine Ekonometrik Bir Uygulama”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstatistik Dergisi, Sayı:4.

BDDK (2006), Finansal Sektör Değerlendirmesi, Finansal Piyasalar Raporu, BDDK Yayınları, İstanbul.

DARICI, Havva, K. (2009), Finansal Derinleşme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Gelişmekte Olan Piyasalar Örneği, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak

ENDERS, W. (2004). Applied Econometric Time Series. USA

ERİM, Neşe ve TÜRK, Armağan (2005), “Finansal Gelişme ve İktisadi Büyüme,” Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (10) / 2.

ERTEK, T., 1996. Ekonometriye Giriş, Beta Yayınları, İkinci Basım, İstanbul GUJARATİ, D.N. (1999). Temel Ekonometri. Literat8ür Yayıncılık, İstanbul

KAR, Muhsin (2001), “Finansal Kalkınma Ekonomik Büyüme Arasındaki Nedensellik İlişkisi, Türkiye Örneği,” Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt 22.

KAR, Muhsin ve AĞIR H. (2005), “Finansal Derinleşme Göstergeleri Üzerine Bir Değerlendirme,”

Finans-Politik ve Ekonomik Yorumlar Dergisi, Cilt 42, Sayı 496.

KAZGAN, Gülten (1994), Yeni Ekonomik Düzende Türkiye'nin Yeri, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul.

LYNCH, David (1996), “Measuring Financial Sector Development: A Study of Selected Asia Pasific Countries”, Developing Economies, Vol. 33, No. 1, pp. 3–33.

ONUR, Sara (2005), “Finansal Liberalizasyon ve GSMH Büyümesi Arasındaki İlişki”, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 1, Sayı 1.

OKSAY, Suna (2000), “Finansal Piyasalarda Yeni Yasal Düzenlemeler İhtiyacı ve Türk Finans Sistemi,” Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öneri Dergisi, C:75, No: 10, 9-18, s.3.

SELEN, Ufuk (1997), Finansal Serbestleşme ve Kamu Açıklarının Enflasyonist Etkisi, Banka ve Ekonomik Yorumlar Dergisi

TURGUT, Ahmet (2006), Finansal Entegrasyon ve Finansal Krizler: Türkiye Örneği (1994, 2000 ve 2001 Krizleri), Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya

UÇAN, Okyay (2013), Döviz Kuru Dinamikleri, Seçkin Kitabevi, Ankara.

UZUNOĞLU, Sadi, Kerem Alkin ve Can Fuat Gürlesel (1995), Uluslararası Sermaye Hareketlerinin Gelişmekte Olan Ülkelerde Makro Ekonomik Etkileri Ve Türkiye, IMKB Yayınları, İstanbul.

YELDAN, Erinç (2003), “Neoliberalizmin İdeolojik Bir Söylemi Olarak Küreselleşme,” der. A. H. KÖSE vd.; İktisat Üzerine Yazılar I, Küresel Düzen: Birikim, Devlet ve Sınıflar. İletişim Yayınları, İstanbul.

YETİZ, Filiz (2008), Finansal Sistemin Yapısı, Finansal Derinleşme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi, Türk Finans Sistemi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi, Adana.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada finansal gelişme göstergesi olarak para ve para benzerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içindeki oranı, borsadaki şirketlerin piyasa değeri toplamının

Finansal gelişmeyle birlikte toplumun tüm kesimlerinin geniş ve farklı finansal hizmet araçlarına ulaşımı, ekonomik faaliyetlerde gelişmiş finansal sistemin sunduğu

ŞALE, Cumhuriyet döneminde, kısa bir süre için lüks bir kumarhane olarak işletilmiş, daha sonraysa eski işlevini sürdürerek İran Şahı Rıza Pehlevi, Ürdün

Ayrıca bu çalışmada geliştirilen ölçek Connor-Davidson ölçeğine göre yılmazlık düzeyi daha düşük olan bireyler için de bilgi sağlamaktadır.. Gelecek araştırmalarda

Nihayet dört yıl önce Beyoğlu Belediye Başkanı ve aynı zamanda mimar olan Kadir Topbaş’ın çocukluğu ve gençliğinin Galatasaray'da geçmiş olması bölge için bir

sparing effects of preemptive single dose of dexketoprofen trometamol in comparison with that of paracetamol or placebo for elective lumbar disc surgery, over a 24-hour

Raif Efendi, adeta yaşamını kitaplar ve resimler üzerine kurmaktadır. Onun için kitaplardaki ve resimlerdeki dünya bu var olandan çok daha güzel bir dünyadır, buradaki

Local or systemic inflammation; increased oxidative strees; central adiposity; hypoxemia; sleep apnoea or sleep deficiency; decreased β-cell function; abnormal glucose