Hemofilik Çocuklar Sünnet Edilmeli mi?
CIRCUMCISION: IS İTA NECESSITY IN HEMOPHILIC BOYS?
Kaan K A V A K L I * , Zafer K U R U G Ö L * , Güngör NİŞLİ**
* D o ç . D r . , E g e Ü n i v e r s i t e s i T ı p Fakültesi Ç o c u k Sağlığı ve Hastalıkları A D ,
* * Prof.Dr.,Egc Ü n i v e r s i t e s i T ı p F a k ü l t e s i Ç o c u k Sağlığı v e Hastalıkları A D , İ Z M İ R
Özet
Hemofili hastalarının topluma sosyal ve kültürel enteg
rasyonu modern hemofili tedavisinin temel ilkesidir. Sünnet, hemofili hastaları ve aileleri için önemli bir sosyal sorundur.
Bu çatışmada, hemofildi çocukların ve anne-babalarının sün
net konusundaki düşüncelerinin ve olayın psikososyal boyutu
nun ortaya konması amaçlandı. Çalışmaya katılan 105 he
mofili hastası ve ailesi ile birebir görüşüldü ve anket uygu
landı. Sünnet olmamış hasta ailelerinin %94'ü çocuklarına ıs
rarla sünnet yaptırmak istiyordu. Bunların %80'i toplumsal ge
lenek ve dini zorunluluk olduğu için sünnetin mutlaka yapıl
ması gerektiği düşüncesin deydi. Sünnet olamamak hastaların
%80'inde, ailelerin %82'sinde utanç ve eksiklik duygusuna ne
den oluyordu. Ancak, hemofili hastalarının %60'ı, ailelerin
%85'i sünnet işleminden endişe duymaktaydı. Kanama riski en önde gelen (%70) endişe nedeniydi. Çocuğunu sünnet ettiren ailelerin tümü "artık çocukları toplum içinde eksikli biri ol
madığı için" mutluydu. Toplumsal baskılarla bunalan ve sün
net olmaya istekli olan hemofili hastalarının sünnet edilmesi, onlara ve ailelerine destek olunması, hastaların topluma en
tegrasyonuna yardımcı olacaktır.
A n a h t a r K e l i m e l e r : H e m o f i l i , S ü n n e t , F a k t ö r konsantresi, F i b r i n glue
T K i m Pediatri 1999,8:189-193
En az 15 bin yıldır yapılmakta olan sünnet, bi
linen en eski operasyondur. Tarih boyunca Avustralya'dan G ü n e y Amerika'ya kadar dünyanın birbirinden uzak birçok bölgesinde uygulanmıştır.
G e l i ş T a r i h i : 12.12.1998
Y a z ı ş m a A d r e s i : D r . K a a n K A V A K L I
Ege Ü n i v e r s i t e s i T ı p Fakültesi Ç o c u k Sağlığı v e Flastalıkları A D 35100 B o r n o v a , İZMİR
31 Elcim-3 Kasım 1998 tarihinde Ankara'da yapılan XXVI.
Ulusal Hematoloji Kongresinde poster olarak sunulmuştur.
S u m m a r y
It is well known that social and cultural integration of he
mophilic boys into society is one of the most important corner
stone of modern hemophilia therapy. Circumcision, a tradi
tional procedure is an important rituel for muslims and impor
tant social problem for hemophiliacs and their parents. In this study, our aim was to evaluate psycho-social dimension of cir
cumcision and opinions of parents and children. One hundred and jive patients and parents were interviewed and applied a questionnaire. Of the 94 percent of uncircumcised patient's parents were wanted to circumcised to their children. The opin
ion of most of parents was the circumcision is a mandatory procedure. Hemophilic boys (60%) and their parents (82%) have an inferiority complex because the boys are unable to be circumcised. However, bleeding risk was the primary reason of anxiety (70%). The parents of whole uncircumcised children were happy after circumcision. As a conclusion, circumcision is one of the important social problems to be solved for hemo
philic boys.
K e y W o r d s : H e m o p h i l i a , C i r c u m c i s i o n , Factor concentrate, F i b r i n glue
T K l i n J Pediatr 1999, 8:189-193
G ü n ü m ü z d e , sadece Yahudi ve M ü s l ü m a n ülke
lerde değil, A B D , İngiltere ve Kanada gibi birçok ü l k e d e de en sık y a p ı l a n operasyondur (1,2).
Dünyada 400 milyon erkeğin sünnetli olduğu tah
min edilmektedir (2).
Sünnet işlemi çeşitli toplumlarda farklı neden
lerle yapılmaktadır. İlkel toplumlarda gencin cinsel yaşama hazırlanması, acıya direncinin denenmesi, cinsel duyguların azaltılması veya çoğaltılması, prepisyumun üreme ve bekaret tanrılarına kurban edilmesi, rekarnasyon, topluluğun bir işareti olması gibi çeşitli dinsel ve toplumsal nedenlerle uygulan
mıştır. Gelişmiş batı toplumlarında ise idrar yolu
T Kim J Pediatr 1999, 8 189
K a a n K A V A K L I v e A r k UEMOFİLİK ÇOCUKLAR SÜNNET EDİLMELİ Mİ?
enfeksiyonlarının insidansında azalma sağlaması, cinsel yolla bulaşan hastalıklara, erkeklerde penis başı kanserine ve kadınlarda serviks kanserine karşı koruması gibi tıbbi nedenleri gözönüne alınarak genellikle yenidoğan döneminde bir çok çocuk sün
net edilmektedir (1-3). Muscvilcrde sünnet dini bir zorunluktur (4). Islamiycttc ise dini bir zorunluluk olmamasına karşın, islamiyet öncesi bir geleneğin devamı olarak sürdürülmüş ve zaman içinde yay- gınlaşarak müslüman olmanın olmazsa olmaz bir koşulu haline gelmiştir. G ü n ü m ü z d e Türk toplu
munda, toplumun bir üyesi ve erkek olabilmek için sünnetin mutlaka yapılması gerektiği düşüncesi vardır. Öyle ki sünnet olmamışlığa erkek olmamak ve toplumun bir üyesi olmamak ile eş anlam yük
lenmektedir. Dolayısıyla sünnet olmamak kişide aşağılık kompleksine ve utanç duygularına yol aç
makta ve böyle kişilerde çeşitli psikososyal sorun
lar ortaya çıkmaktadır (2,3,5).
Hemofili hastaları ve aileleri dc Türk toplumu
nun üyeleri olarak benzer toplumsal baskıyı birkaç kal fazla hissetmektedir. Uygun koşullar sağlanarak bir hekim tarafından sünnet edilmeleri gerekirken, bazı hemofili hastalan yeterli önlem almadan ha
yatını tehlikeye sokarak sünnet olmayı göze ala
bilmekte ve ciddi kanama sorunları yaşamaktadır
lar. Hastaların topluma sosyal ve kültürel entegras
yonu, modern hemofili tedavisinin temel ilkesidir.
Hemofildi hastaların sünnet işlemi hakkındaki düşüncelerini ö ğ r e n m e k , sünnetin sosyal ve psikolojik boyutlarını ortaya koymak hemofili hastaları ve ailelerinin topluma entegrasyonunu sağlamak açısından yararlı olacaktır. Bu çalışmada, hemofildi çocukların ve annc-babalarmm sünnet konusundaki düşüncelerinin ve olayın psikososyal boyutunun ortaya konması amaçlanmıştır.
G e r e ç v e Y ö n t e m
Hemofili hastalan ve ailelerinin katıldığı Ege Hemofili Derneği toplantılarına katılan 105 kişi çalışmaya alındı. On yaşından b ü y ü k hemofili hastaları ve katılan tüm anne babalarla birebir görüşüldü ve 34 sorudan oluşan anket uygulandı.
G ö r ü ş m e ve doldurulan anket fonnu ile hemofili hastaları ve ailelerinin sünnet hakkındaki düşünce ve davranışları saptandı.
Çalışmaya katılan hemofili hastalarının 66'sı hemofili A, 10'u hemofili B ve üçü von VVillebrand
hastalığı (tip 3) tanısı almışlardı. Hastaların yaşları 5-25 yıl (ortalama 12.5 ± 7.1 yıl) olup %48'i sün- netsiz, %52'si sünnetliydi. Ankete katılanlar 4 gru
ba ayrıldı. B i r i n c i grup (n=10) sünnet olmamış hastalar, ikinci grup (n=33) çocukları sünnet ol
m a m ı ş hasta aileleri, ü ç ü n c ü grup (n=29) sünnet ol
m u ş hastalar ve dördüncü grup (n=33) çocukları sünnet olmuş hasta ailelerinden oluşmaktaydı.
Bulgular
Hemofildi hasta ve ailelerin %95'i, sünnet ol
m a m ı ş hemofildi hasta ve ailelerin tümü gerekli tıbbi önlemler a l ı n m a d a n sünnet y a p ı l m a s ı n ı n sakıncalı olduğunun bilincindeydi (Tablo 1). Ancak sünnet olmamış hasta ailelerinin %94'ü çocuklarım mutlaka sünnet yaptırmak istiyordu. Annelerin
%100'ü çocuğunun mutlaka sünnet olmasını is
terken, babalarda bu oran %76'ya d ü ş ü y o r d u . Sünnet olmamış hasta ailelerinden sadece biri (%3) çocuğunun yaşamını tehlikeye atarak sünnet ettire
bileceğini ifade etti. Altı (%21) çocuğun ailesi ise yaşamı tehlikede o l d u ğ u n u bilmelerine karşın, çocuklarını daha önceki yıllarda sünnet ettirmişler
di.
Ankete katılanların %72'sı hasta çocuklar için bile sünnetin dini bir zorunluluk ve gelenek olduğunu düşünüyordu (Tablo 1). Çalışma grubun
dakilerin %95'i sünnetin sadece M ü s l ü m a n l a r a özgü, %5'i M ü s l ü m a n ve Yahudilere özgü dini bir zorunluluk olduğunu söyledi. Hiçbiri Müslüman ve Yahudi'lerden başka bir toplumda sünnet geleneği olduğunu bilmiyordu. Sünnet olmamış hemofildi hastalarda "sünnet erkekliğe geçişte ilk adımdır"
düşüncesi ailelerine göre daha ön plandaydı. Hasta
ların %80'i, ailelerin ise %48'i "sünnetin erkekliğe geçişte ilk adım olduğu" düşüncesindeydi (p<0.05).
Ankete katılanların %48'i sünnetin sağlığa yararlı olduğu için yapılması gerektiği düşüncesindeydi.
Hastaların %10'u, ailelerin %15'i düğün töreni için sünnet istiyorlardı.
Sünnet olamamak hastaların %80'inde, çocuk
larını sünnet ettirememiş olmak ailelerin %82'sinde utanç ve eksiklik duygusuna neden oluyordu (Tablo 1). Bununla birlikte, hemofili hastalarının %60'ı, ailelerin %85'i sünnet işleminin kendilerine endişe verdiğini ifade etti (Tablo 1). Kanama riski en ö n d e gelen (%70) endişe nedeniydi (Tablo 2). Sünnet işlemi için çocuğun yaşının ileri olduğu düşüncesi
ııtı TKlin Pediatri 1999, 8
H E M O E İ L İ K Ç O C U K L A R S Ü N N E T E D İ L M E L İ M İ ?
Tablo 1. Hemofili hasta ve ailelerinin sünnet hakkında düşünce ve tutumları
Kaan K A V A K L I ve Ark
S ü n n e t o l m a m ı ş S ü n n e t o l m a m ı ş S ü n n e t o l m u ş S ü n n e t o l m u ş
hastalar hasta aileleri hastalar hasta aileleri Toplam
D ü ş ü n c e l e r (n=10) (n=33) (n=29) (n=33) (n=105)
H e m o f i l i ü hasta gerekli ö n l e m l e r
a l ı n m a d a n sünnet edilemez 10 (%100) 33 (%100) 26 (%90) 3 1 (%94) 100 (%95)
H e m o f i l d i hasta mutlaka s ü n n e t
olmalıdır 9 (%90) 31 (%94) 24 (%83) 27 (%82) 91 (%87)
Hayatınızı ( ç o c u ğ u n u z u n h a y a t ı n ı )
tehlikeye atarak s ü n n e t olurmusunuz 0 (%0) 1 (%3) 6 (%21) 6 (%18) 13 (%12)
S ü n n e t dini zorunluluk ve gelenektir 8 (%80) 26 (%79) 25 (%86) 17 (%51) 71 (%72)
S ü n n e t olmayana kız vermezler 6 (%60) 20 (%61) 19 (%66) 21 (%64) 66 (%63)
Sünnet e r k e k l i ğ e geçişte ilk a d ı m d ı r 8 (%80) 16 (%48) 19 (%66) 19 (%58) 62 (%59) S ü n n e t d ü ğ ü n töreni ile y a p ı l m a l ı d ı r 1 (%10) 5 (%15) 7 (%24) 5 (%15) 18 (%17)
Sünnet sağlığa yararlıdır 5 (%50) 17(%52) 12 (%41) 16 (%48) 50 (%48)
S ü n n e t iticini endite veriyor mu 6 (%60) 28 (%85) S ü n n e t y a p t ı r a m a d ı ğ ı n ı z için eksiklik
duyuyormusunuz 8 (%80) 27 (%82)
(%12), hadım edilme korkusu (%12) ve narkoz al
ma tedirginliği (%6) diğer endişe nedenleriydi.
Ankete katılanların %70'i sünnetin kendileri ve çocukları için önemli olduğunu ifade ederken (Tab
lo 3), %19'u ise "yaşamlarındaki en önemli şey"
olduğunu belirtti. Y ü z d e yirmibeşi ise kendileri açısından kişisel sorun olmamakla birlikte, toplum
sal gelenek ve dini zorunluluk olduğu için sünnetin mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Sadece % 5 ' i
"sünnet olmasam da olur" diyebiliyordu.
Çocuğunu sünnet ettiren ailelerin tümü artık çocuklarının toplum içinde eksikli biri olmadığı inancında olduklarını ifade etti.
T a r t ı ş m a
Türkiye'de erkek çocuklar için toplumsal ve dmi açıdan önemli bir gelenek olan sünnet, sağlıklı çocuklarda olduğu gibi hemofili hastalarında da en sık uygulanan operasyondur (2,5). Toplumda bu denli önemli bir olgu olan sünnet, hemofili hastası gençler ve anne-babaları için çok güçlü bir stres kaynağı olmaktadır.
Elde ettiğimiz veriler incelendiğinde hemofi- 1 i 1 i hastalar ve ailelerinin tümünün, çocuk hemofili hastası olsa bile sünnet edilmesi gerektiği görü
şünde olduğu gözlenmektedir. Sünnet olmuş hasta ailelerinin, çocuklarını sünnet ettirerek onların toplum içinde eksikli biri olmamalarını sağladıkları
ve bu nedenle mutlu oldukları saptanmıştır. Sünnet olmamış hasta ve ailelerinin tümünün sünnet için çok istekli oldukları gözlenmiştir. Bu denli istekli olmalarına karşın, birçok hemofili hastası ve ailesi sünnet sonrası hayati kanama riski o l d u ğ u n u bilmeleri ve sosyal güvenceleri olmadığı için çocuklarını sünnet ettirememenin ezikliğini yaşa
maktadır. Özellikle ilen yaşta olmasına karşın sün
net olamamış hemofili hastaları, sünneti erkekliğe geçişte ilk adım olarak düşünmekte ve akranlarına göre sünnet olmakta gecikmeleri nedeniyle zor du
rumda kalmakta ve yoğun bir utanç duygusu yaşa
maktadırlar.
D i n i ve toplumsal baskı, çalışma grubumuzda
ki hasta ve ailelerindeki utanç duygusu ve sünnet olma isteğinin en önemli nedenidir. Batı dünyasın
da sünnetin en önde gelen nedeni olan sağlığa yararlı olduğu düşüncesi, bizim hastalarımızda i- kinci plandadır. Sünneti düğün töreni için isteyen
lerin azınlıkta olması dikkat çekicidir. Hastalar ve aileleri tören ve eğlenceden çok sünnet yaşının gecikmesi nedeniyle artan toplumsal baskı altın
dadırlar.
Annelerin babalara göre daha istekli olması i l gi çekicidir. Babaların %75'i çocukların mutlaka sünnet olmasını isterken, annelerde bu oran %92'ye yükselmektedir. Bu farklılık Türk toplumunda kadınların erkeklere göre toplumsal baskılardan da
ha çok etkilenmelerine bağlı olabilir.
T Klin J Paliatr 1999, 8 191
Kaan KAVAKLI ve Ark. HEMOFİLİK ÇOCUKLAR SÜNNET EDİLMELİ Mİ'.'
Tablo 2. Sünnet işleminden endişe duyan sünnet olmamış hemofili hasta ve ailelerinde endişe nedenleri
Gruplar K a n a m a riski İleri yaşta o l m a N a r k o z korkusu H a d ı m olma korkusu
S ü n n e t o l m a m ı ş hastalar (n=6) 4 (%67) 1 (%16) 0 (%0) 1 (%16)
S ü n n e t o l m a m ı ş hasta aileleri (n=28) 20 (%71) 3 (%11) 2 (%7) 3 (%11)
Toplam (n=34) 24 (%70) 4 (%12) 2 (% 6) 4 (% 12)
Tablo 3. Hemofildi hastalar ve aileleri için sünnetin anlamı
Yatamdaki Sadece
Gruplar en ö n e m l i olay Ö n e m l i bir olay bir zorunluk Hiçbir ö n e m i y o k
S ü n n e t o l m a m ı ş hastalar (n=10) 2 (%20) 5 (°/o50) 2 (%20) 1 (%10)
S ü n n e t o l m a m ı ş hasta aileleri (n=33) 2 (%6) 19(%58) 11 (%33) 1 (%3)
S ü n n e t o l m u ş hastalar (n=29) 7 (%24) 15 (%51) 5 (%18) 2 (%7)
S ü n n e t o l m u ş hasta aileleri (n=33) 9 (%27) 15 (%45) 8 (%25) 1 (%3)
Toplanı (n=105) 20 (% 19) 54 (%51) 26 (% 25) 5 (% 5)
Öztürk (6,7) çocuk ve sünnet konusunda yap
tığı ayrıntılı çalışmada, Türkiye'de sünnetlerin ç o ğ u n l u k l a 4-9 yaşları arasında yapıldığını bildirmektedir. Yazar, psikoseksüel gelişiminin en önemli dönemi olduğunu düşünülen söz konusu yaşlarda sünnet edilen ç o c u k l a r d a kastrasyon anksıyetesi (iğdiş edilme korkusu) gelişebileceğini ileri sürmektedir. Sünnet işleminin y e n i d o ğ a n döneminde ya da çocuğun sosyal olayların farkına varabileceğini 9-10 yaşlarında yapılmasını öner
mektedir (7). B i z i m hasta p o p ü l a s y o n u m u z ise sağlıklı olmayıp, hemofili hastası çocuklardır. Söz konusu hasta gurubu yapılan değerlendirmelerden de anlaşılacağı gibi sünnet için istekli olmasına karşın, hastalıklarmdaki kanama riski ve sosyo
ekonomik nedenlerle çok istediği halde sünnet ola
mayan çocuklardır. Hasta ve ailelerin büyük çoğun
luğu kanamadan endişe duymakta; iğdiş edilme kor
kusu, narkoz ve kan ürünleri ile bulaşan hastalıklar hastalarımızın çok az bir bölümünde endişe yarat
maktadır (Tablo 2). Sonuçta ileri yaşlarda yapıl
makla birlikte hemofili hastası ve ailelerimizde sünnet nedeniyle kastrasyon anksiyetesi gelişme- mektedir.
Hemofili hastalarının "sünnet olmalanndaki en önemli engel" kullanılacak kan ürünleri ile viral bu
laş kuşkusu ve aşırı yüksek maliyettir. Sosyal güvencesi olmayan bir ailenin hemofili hastası ç o c u ğ u n u sünnet ettirmesi milyar lirayı geçen
maliyet nedeniyle imkansızdır. Ancak, bazı he
mofili hastaları ve ailelerinde toplumsal baskı o kadar yoğun olmaktadır k i , hastanın yaşamı tehli
keye atılarak önlem alınmadan sünnet yaptırılmak
tadır. Ehliyetsiz kişiler tarafından, gerekli önlemler alınmadan yapılan sünnetler hastanın hayatını tehlikeyi sokmaktadır. Gerçekten, bizim hasta ve ailelerinden de sünneti yaşamlarındaki en önemli olay olarak gören bir grup (sünnet olmuş olanların
%26'sı), gerekli önlemler alınmadan yapılan sün
netin riskini bilmelerine karşın sünnet yaptır
mışlardır. Sünnet olmamış gruptan bir hastanın ailesi ise her türlü riski alarak, çocuğunun yaşamını tehlikeye atabileceğini bile bile çocuğunu sünnet ettireceğini söylemektedir. Bütün bunlar hastalar ve ailelerin üzerindeki baskıyı somut olarak göster
mektedir. Sünnet olan hastaların anne-babalarınm
"çocuğum artık toplum içinde eksikli biri değil"
şeklinde vurgulaması ilgi çekicidir.
Yurdumuzdaki birçok hemofili merkezinde sünnet işlemi sonrası 7-10 gün faktör desteği k u l lanılmaktadır. Diğer M ü s l ü m a n ülkelerde ise 7-15 gün plazma veya faktör desteği uygulaması benim
senmektedir (2). L o k a l hemostazm desteğinde kul
lanılan fibrin yapıştırıcı (fibrin glue) son yıllarda hemofildi hastaların cerrahi girişim büyük devrim yaratmıştır. Özellikle diş ve çene cerrahisinde sün
net işleminde kullanılan fibrin glue ile kost-efektif bir etki sağlandığı v u r g u l a n m a k t a d ı r (8,9).
192 T Klin Pediatri i 999, 8
HEMOEİI.İK Ç O C U K L A R S Ü N N E T E D İ L M E L İ M İ ? K a a n K A V A K L I v e A r k .
Maılinovvitz vc ark (10), hemofili hastalarında lokal hemostaz desteği olarak fibrin "glue" kul
lanıldığında faktör tedavisi o l m a k s ı z ı n komp- likasyonsuz sünnet yapılabileceğini bildirmektedir.
Kavaklı ve ark (2,9) 48 saatlik faktör desteği ile fib
rin glue kullanılarak etkin ve güvenilir sünnet ya
pabileceğini göstermişlerdir.
Yüzden fazla kişinin yer aldığı ayrıntılı anke
timiz, ailevi kan hastalığı taşıyan gençler ve ailelerin için sünnetin çok güçlü bir gelenek olduğu göstermektedir. Bu hastalara gerekli tıbbi desteğin verilmesi önem taşımaktadır. Merkezimiz tarafın
dan iki yıldır başarıyla uygulanan ve diğer merkez
lerde de benimsenmeye başlanan "İzmir protokolü"
kullanılarak güvenli ve etkin bir sünnet gerçek
leştirilebilir (1 1). Fibrin "glue" kullanılarak yapılan bu işlemin klasik uygulamaya nazaran çok ucuza mal olması kullanılabilirliğini arttırmaktadır.
Sonuç olarak, toplumsal baskılarla bunalan ve sünnet olmaya bu kadar istekli olan hemofili hasta
ları "sünnet edilmelidir" görüşündeyiz. Bu gençler ve ailelerine destek olmak hepimizin görevi o l malıdır. Unutulmamalıdır ki sağlıklı olmak sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal olarak da sağlık
lı olmaktır.
KAYNAKLAR
1. Bayat A H . T ı p tarihinde sünnet. B i l i m ve Ü t o p y a Dergisi 1996; 29: 10-1.
2. K a v a k l ı K, Aledort L. C i r c u m s i o n and hemophilia: A per
spective. H a e m o p h i l i a 1998; 4(1): 1-3.
3. N ı ı m a n o ğ l u İ. Sünnet. Ege T ı p Derg 1966; 5: 548-52.
4. Rosner F. Hemophilia in the Talmud and rabbinic writings.
A n n Intern M e d 1969; 70: 833.
5. H a n ç e r l i o ğ l u O. İ s l a m inançları s ö z l ü ğ ü . İstanbul: R e m z i K i t a p e v i , 1994: 562-3.
6. Ö z t ü r k O. Psychological effects of circumcision practised in Turkey. T ü r k J Pediatr 1963; 5: 66-9.
7. Ö z t ü r k O. Ritual circumcision and castration anxiety.
Psychiatry 1973; 36: 52-6.
8. M a r t i n o w i t z V, Schulman S. F i b r i n sealant in surgery of pa
tients w i t h hemorrhagic diathesis. T h r o m b Haemost 1995;
74: 486-92.
9 . K a v a k l ı K , Nişli G , Ö z c a n C , Polat A , A y d ı n o k Y , G ö k d e m i r A. Safer and much cheaper circumcision using fibrin glue in severe hemophilia. H a e m o p h i l i a 1997; 3: 209-11.
10. Martinowitz U, Varon D, Jones P. C i r c u m c i s i o n in hemo
philia: the use of fibrin glue for local hemostasis. J U r o l 1992; 148: 855-7.
1 1 .Kavaklı K , Nişli G , Polat A , A v a n o ğ l u A , A y d m o k Y , Ç e - tingül N ve ark. H e m o f ı l i k ç o c u k l a r ı n sünneti için bir pro
tokol ö n e r i s i : "İzmir P r o t o k o l ü " . Ege Tıp Derg 1997;
38(3/4): 1-4.
T Klin J Pediatr 1999, H 193