• Sonuç bulunamadı

Hemofilik Çocuklar Sünnet Edilmeli mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Hemofilik Çocuklar Sünnet Edilmeli mi?"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hemofilik Çocuklar Sünnet Edilmeli mi?

CIRCUMCISION: IS İTA NECESSITY IN HEMOPHILIC BOYS?

Kaan K A V A K L I * , Zafer K U R U G Ö L * , Güngör NİŞLİ**

* D o ç . D r . , E g e Ü n i v e r s i t e s i T ı p Fakültesi Ç o c u k Sağlığı ve Hastalıkları A D ,

* * Prof.Dr.,Egc Ü n i v e r s i t e s i T ı p F a k ü l t e s i Ç o c u k Sağlığı v e Hastalıkları A D , İ Z M İ R

Özet

Hemofili hastalarının topluma sosyal ve kültürel enteg­

rasyonu modern hemofili tedavisinin temel ilkesidir. Sünnet, hemofili hastaları ve aileleri için önemli bir sosyal sorundur.

Bu çatışmada, hemofildi çocukların ve anne-babalarının sün­

net konusundaki düşüncelerinin ve olayın psikososyal boyutu­

nun ortaya konması amaçlandı. Çalışmaya katılan 105 he­

mofili hastası ve ailesi ile birebir görüşüldü ve anket uygu­

landı. Sünnet olmamış hasta ailelerinin %94'ü çocuklarına ıs­

rarla sünnet yaptırmak istiyordu. Bunların %80'i toplumsal ge­

lenek ve dini zorunluluk olduğu için sünnetin mutlaka yapıl­

ması gerektiği düşüncesin deydi. Sünnet olamamak hastaların

%80'inde, ailelerin %82'sinde utanç ve eksiklik duygusuna ne­

den oluyordu. Ancak, hemofili hastalarının %60'ı, ailelerin

%85'i sünnet işleminden endişe duymaktaydı. Kanama riski en önde gelen (%70) endişe nedeniydi. Çocuğunu sünnet ettiren ailelerin tümü "artık çocukları toplum içinde eksikli biri ol­

madığı için" mutluydu. Toplumsal baskılarla bunalan ve sün­

net olmaya istekli olan hemofili hastalarının sünnet edilmesi, onlara ve ailelerine destek olunması, hastaların topluma en­

tegrasyonuna yardımcı olacaktır.

A n a h t a r K e l i m e l e r : H e m o f i l i , S ü n n e t , F a k t ö r konsantresi, F i b r i n glue

T K i m Pediatri 1999,8:189-193

En az 15 bin yıldır yapılmakta olan sünnet, bi­

linen en eski operasyondur. Tarih boyunca Avustralya'dan G ü n e y Amerika'ya kadar dünyanın birbirinden uzak birçok bölgesinde uygulanmıştır.

G e l i ş T a r i h i : 12.12.1998

Y a z ı ş m a A d r e s i : D r . K a a n K A V A K L I

Ege Ü n i v e r s i t e s i T ı p Fakültesi Ç o c u k Sağlığı v e Flastalıkları A D 35100 B o r n o v a , İZMİR

31 Elcim-3 Kasım 1998 tarihinde Ankara'da yapılan XXVI.

Ulusal Hematoloji Kongresinde poster olarak sunulmuştur.

S u m m a r y

It is well known that social and cultural integration of he­

mophilic boys into society is one of the most important corner­

stone of modern hemophilia therapy. Circumcision, a tradi­

tional procedure is an important rituel for muslims and impor­

tant social problem for hemophiliacs and their parents. In this study, our aim was to evaluate psycho-social dimension of cir­

cumcision and opinions of parents and children. One hundred and jive patients and parents were interviewed and applied a questionnaire. Of the 94 percent of uncircumcised patient's parents were wanted to circumcised to their children. The opin­

ion of most of parents was the circumcision is a mandatory procedure. Hemophilic boys (60%) and their parents (82%) have an inferiority complex because the boys are unable to be circumcised. However, bleeding risk was the primary reason of anxiety (70%). The parents of whole uncircumcised children were happy after circumcision. As a conclusion, circumcision is one of the important social problems to be solved for hemo­

philic boys.

K e y W o r d s : H e m o p h i l i a , C i r c u m c i s i o n , Factor concentrate, F i b r i n glue

T K l i n J Pediatr 1999, 8:189-193

G ü n ü m ü z d e , sadece Yahudi ve M ü s l ü m a n ülke­

lerde değil, A B D , İngiltere ve Kanada gibi birçok ü l k e d e de en sık y a p ı l a n operasyondur (1,2).

Dünyada 400 milyon erkeğin sünnetli olduğu tah­

min edilmektedir (2).

Sünnet işlemi çeşitli toplumlarda farklı neden­

lerle yapılmaktadır. İlkel toplumlarda gencin cinsel yaşama hazırlanması, acıya direncinin denenmesi, cinsel duyguların azaltılması veya çoğaltılması, prepisyumun üreme ve bekaret tanrılarına kurban edilmesi, rekarnasyon, topluluğun bir işareti olması gibi çeşitli dinsel ve toplumsal nedenlerle uygulan­

mıştır. Gelişmiş batı toplumlarında ise idrar yolu

T Kim J Pediatr 1999, 8 189

(2)

K a a n K A V A K L I v e A r k UEMOFİLİK ÇOCUKLAR SÜNNET EDİLMELİ Mİ?

enfeksiyonlarının insidansında azalma sağlaması, cinsel yolla bulaşan hastalıklara, erkeklerde penis başı kanserine ve kadınlarda serviks kanserine karşı koruması gibi tıbbi nedenleri gözönüne alınarak genellikle yenidoğan döneminde bir çok çocuk sün­

net edilmektedir (1-3). Muscvilcrde sünnet dini bir zorunluktur (4). Islamiycttc ise dini bir zorunluluk olmamasına karşın, islamiyet öncesi bir geleneğin devamı olarak sürdürülmüş ve zaman içinde yay- gınlaşarak müslüman olmanın olmazsa olmaz bir koşulu haline gelmiştir. G ü n ü m ü z d e Türk toplu­

munda, toplumun bir üyesi ve erkek olabilmek için sünnetin mutlaka yapılması gerektiği düşüncesi vardır. Öyle ki sünnet olmamışlığa erkek olmamak ve toplumun bir üyesi olmamak ile eş anlam yük­

lenmektedir. Dolayısıyla sünnet olmamak kişide aşağılık kompleksine ve utanç duygularına yol aç­

makta ve böyle kişilerde çeşitli psikososyal sorun­

lar ortaya çıkmaktadır (2,3,5).

Hemofili hastaları ve aileleri dc Türk toplumu­

nun üyeleri olarak benzer toplumsal baskıyı birkaç kal fazla hissetmektedir. Uygun koşullar sağlanarak bir hekim tarafından sünnet edilmeleri gerekirken, bazı hemofili hastalan yeterli önlem almadan ha­

yatını tehlikeye sokarak sünnet olmayı göze ala­

bilmekte ve ciddi kanama sorunları yaşamaktadır­

lar. Hastaların topluma sosyal ve kültürel entegras­

yonu, modern hemofili tedavisinin temel ilkesidir.

Hemofildi hastaların sünnet işlemi hakkındaki düşüncelerini ö ğ r e n m e k , sünnetin sosyal ve psikolojik boyutlarını ortaya koymak hemofili hastaları ve ailelerinin topluma entegrasyonunu sağlamak açısından yararlı olacaktır. Bu çalışmada, hemofildi çocukların ve annc-babalarmm sünnet konusundaki düşüncelerinin ve olayın psikososyal boyutunun ortaya konması amaçlanmıştır.

G e r e ç v e Y ö n t e m

Hemofili hastalan ve ailelerinin katıldığı Ege Hemofili Derneği toplantılarına katılan 105 kişi çalışmaya alındı. On yaşından b ü y ü k hemofili hastaları ve katılan tüm anne babalarla birebir görüşüldü ve 34 sorudan oluşan anket uygulandı.

G ö r ü ş m e ve doldurulan anket fonnu ile hemofili hastaları ve ailelerinin sünnet hakkındaki düşünce ve davranışları saptandı.

Çalışmaya katılan hemofili hastalarının 66'sı hemofili A, 10'u hemofili B ve üçü von VVillebrand

hastalığı (tip 3) tanısı almışlardı. Hastaların yaşları 5-25 yıl (ortalama 12.5 ± 7.1 yıl) olup %48'i sün- netsiz, %52'si sünnetliydi. Ankete katılanlar 4 gru­

ba ayrıldı. B i r i n c i grup (n=10) sünnet olmamış hastalar, ikinci grup (n=33) çocukları sünnet ol­

m a m ı ş hasta aileleri, ü ç ü n c ü grup (n=29) sünnet ol­

m u ş hastalar ve dördüncü grup (n=33) çocukları sünnet olmuş hasta ailelerinden oluşmaktaydı.

Bulgular

Hemofildi hasta ve ailelerin %95'i, sünnet ol­

m a m ı ş hemofildi hasta ve ailelerin tümü gerekli tıbbi önlemler a l ı n m a d a n sünnet y a p ı l m a s ı n ı n sakıncalı olduğunun bilincindeydi (Tablo 1). Ancak sünnet olmamış hasta ailelerinin %94'ü çocuklarım mutlaka sünnet yaptırmak istiyordu. Annelerin

%100'ü çocuğunun mutlaka sünnet olmasını is­

terken, babalarda bu oran %76'ya d ü ş ü y o r d u . Sünnet olmamış hasta ailelerinden sadece biri (%3) çocuğunun yaşamını tehlikeye atarak sünnet ettire­

bileceğini ifade etti. Altı (%21) çocuğun ailesi ise yaşamı tehlikede o l d u ğ u n u bilmelerine karşın, çocuklarını daha önceki yıllarda sünnet ettirmişler­

di.

Ankete katılanların %72'sı hasta çocuklar için bile sünnetin dini bir zorunluluk ve gelenek olduğunu düşünüyordu (Tablo 1). Çalışma grubun­

dakilerin %95'i sünnetin sadece M ü s l ü m a n l a r a özgü, %5'i M ü s l ü m a n ve Yahudilere özgü dini bir zorunluluk olduğunu söyledi. Hiçbiri Müslüman ve Yahudi'lerden başka bir toplumda sünnet geleneği olduğunu bilmiyordu. Sünnet olmamış hemofildi hastalarda "sünnet erkekliğe geçişte ilk adımdır"

düşüncesi ailelerine göre daha ön plandaydı. Hasta­

ların %80'i, ailelerin ise %48'i "sünnetin erkekliğe geçişte ilk adım olduğu" düşüncesindeydi (p<0.05).

Ankete katılanların %48'i sünnetin sağlığa yararlı olduğu için yapılması gerektiği düşüncesindeydi.

Hastaların %10'u, ailelerin %15'i düğün töreni için sünnet istiyorlardı.

Sünnet olamamak hastaların %80'inde, çocuk­

larını sünnet ettirememiş olmak ailelerin %82'sinde utanç ve eksiklik duygusuna neden oluyordu (Tablo 1). Bununla birlikte, hemofili hastalarının %60'ı, ailelerin %85'i sünnet işleminin kendilerine endişe verdiğini ifade etti (Tablo 1). Kanama riski en ö n d e gelen (%70) endişe nedeniydi (Tablo 2). Sünnet işlemi için çocuğun yaşının ileri olduğu düşüncesi

ııtı TKlin Pediatri 1999, 8

(3)

H E M O E İ L İ K Ç O C U K L A R S Ü N N E T E D İ L M E L İ M İ ?

Tablo 1. Hemofili hasta ve ailelerinin sünnet hakkında düşünce ve tutumları

Kaan K A V A K L I ve Ark

S ü n n e t o l m a m ı ş S ü n n e t o l m a m ı ş S ü n n e t o l m u ş S ü n n e t o l m u ş

hastalar hasta aileleri hastalar hasta aileleri Toplam

D ü ş ü n c e l e r (n=10) (n=33) (n=29) (n=33) (n=105)

H e m o f i l i ü hasta gerekli ö n l e m l e r

a l ı n m a d a n sünnet edilemez 10 (%100) 33 (%100) 26 (%90) 3 1 (%94) 100 (%95)

H e m o f i l d i hasta mutlaka s ü n n e t

olmalıdır 9 (%90) 31 (%94) 24 (%83) 27 (%82) 91 (%87)

Hayatınızı ( ç o c u ğ u n u z u n h a y a t ı n ı )

tehlikeye atarak s ü n n e t olurmusunuz 0 (%0) 1 (%3) 6 (%21) 6 (%18) 13 (%12)

S ü n n e t dini zorunluluk ve gelenektir 8 (%80) 26 (%79) 25 (%86) 17 (%51) 71 (%72)

S ü n n e t olmayana kız vermezler 6 (%60) 20 (%61) 19 (%66) 21 (%64) 66 (%63)

Sünnet e r k e k l i ğ e geçişte ilk a d ı m d ı r 8 (%80) 16 (%48) 19 (%66) 19 (%58) 62 (%59) S ü n n e t d ü ğ ü n töreni ile y a p ı l m a l ı d ı r 1 (%10) 5 (%15) 7 (%24) 5 (%15) 18 (%17)

Sünnet sağlığa yararlıdır 5 (%50) 17(%52) 12 (%41) 16 (%48) 50 (%48)

S ü n n e t iticini endite veriyor mu 6 (%60) 28 (%85) S ü n n e t y a p t ı r a m a d ı ğ ı n ı z için eksiklik

duyuyormusunuz 8 (%80) 27 (%82)

(%12), hadım edilme korkusu (%12) ve narkoz al­

ma tedirginliği (%6) diğer endişe nedenleriydi.

Ankete katılanların %70'i sünnetin kendileri ve çocukları için önemli olduğunu ifade ederken (Tab­

lo 3), %19'u ise "yaşamlarındaki en önemli şey"

olduğunu belirtti. Y ü z d e yirmibeşi ise kendileri açısından kişisel sorun olmamakla birlikte, toplum­

sal gelenek ve dini zorunluluk olduğu için sünnetin mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Sadece % 5 ' i

"sünnet olmasam da olur" diyebiliyordu.

Çocuğunu sünnet ettiren ailelerin tümü artık çocuklarının toplum içinde eksikli biri olmadığı inancında olduklarını ifade etti.

T a r t ı ş m a

Türkiye'de erkek çocuklar için toplumsal ve dmi açıdan önemli bir gelenek olan sünnet, sağlıklı çocuklarda olduğu gibi hemofili hastalarında da en sık uygulanan operasyondur (2,5). Toplumda bu denli önemli bir olgu olan sünnet, hemofili hastası gençler ve anne-babaları için çok güçlü bir stres kaynağı olmaktadır.

Elde ettiğimiz veriler incelendiğinde hemofi- 1 i 1 i hastalar ve ailelerinin tümünün, çocuk hemofili hastası olsa bile sünnet edilmesi gerektiği görü­

şünde olduğu gözlenmektedir. Sünnet olmuş hasta ailelerinin, çocuklarını sünnet ettirerek onların toplum içinde eksikli biri olmamalarını sağladıkları

ve bu nedenle mutlu oldukları saptanmıştır. Sünnet olmamış hasta ve ailelerinin tümünün sünnet için çok istekli oldukları gözlenmiştir. Bu denli istekli olmalarına karşın, birçok hemofili hastası ve ailesi sünnet sonrası hayati kanama riski o l d u ğ u n u bilmeleri ve sosyal güvenceleri olmadığı için çocuklarını sünnet ettirememenin ezikliğini yaşa­

maktadır. Özellikle ilen yaşta olmasına karşın sün­

net olamamış hemofili hastaları, sünneti erkekliğe geçişte ilk adım olarak düşünmekte ve akranlarına göre sünnet olmakta gecikmeleri nedeniyle zor du­

rumda kalmakta ve yoğun bir utanç duygusu yaşa­

maktadırlar.

D i n i ve toplumsal baskı, çalışma grubumuzda­

ki hasta ve ailelerindeki utanç duygusu ve sünnet olma isteğinin en önemli nedenidir. Batı dünyasın­

da sünnetin en önde gelen nedeni olan sağlığa yararlı olduğu düşüncesi, bizim hastalarımızda i- kinci plandadır. Sünneti düğün töreni için isteyen­

lerin azınlıkta olması dikkat çekicidir. Hastalar ve aileleri tören ve eğlenceden çok sünnet yaşının gecikmesi nedeniyle artan toplumsal baskı altın­

dadırlar.

Annelerin babalara göre daha istekli olması i l ­ gi çekicidir. Babaların %75'i çocukların mutlaka sünnet olmasını isterken, annelerde bu oran %92'ye yükselmektedir. Bu farklılık Türk toplumunda kadınların erkeklere göre toplumsal baskılardan da­

ha çok etkilenmelerine bağlı olabilir.

T Klin J Paliatr 1999, 8 191

(4)

Kaan KAVAKLI ve Ark. HEMOFİLİK ÇOCUKLAR SÜNNET EDİLMELİ Mİ'.'

Tablo 2. Sünnet işleminden endişe duyan sünnet olmamış hemofili hasta ve ailelerinde endişe nedenleri

Gruplar K a n a m a riski İleri yaşta o l m a N a r k o z korkusu H a d ı m olma korkusu

S ü n n e t o l m a m ı ş hastalar (n=6) 4 (%67) 1 (%16) 0 (%0) 1 (%16)

S ü n n e t o l m a m ı ş hasta aileleri (n=28) 20 (%71) 3 (%11) 2 (%7) 3 (%11)

Toplam (n=34) 24 (%70) 4 (%12) 2 (% 6) 4 (% 12)

Tablo 3. Hemofildi hastalar ve aileleri için sünnetin anlamı

Yatamdaki Sadece

Gruplar en ö n e m l i olay Ö n e m l i bir olay bir zorunluk Hiçbir ö n e m i y o k

S ü n n e t o l m a m ı ş hastalar (n=10) 2 (%20) 5 (°/o50) 2 (%20) 1 (%10)

S ü n n e t o l m a m ı ş hasta aileleri (n=33) 2 (%6) 19(%58) 11 (%33) 1 (%3)

S ü n n e t o l m u ş hastalar (n=29) 7 (%24) 15 (%51) 5 (%18) 2 (%7)

S ü n n e t o l m u ş hasta aileleri (n=33) 9 (%27) 15 (%45) 8 (%25) 1 (%3)

Toplanı (n=105) 20 (% 19) 54 (%51) 26 (% 25) 5 (% 5)

Öztürk (6,7) çocuk ve sünnet konusunda yap­

tığı ayrıntılı çalışmada, Türkiye'de sünnetlerin ç o ğ u n l u k l a 4-9 yaşları arasında yapıldığını bildirmektedir. Yazar, psikoseksüel gelişiminin en önemli dönemi olduğunu düşünülen söz konusu yaşlarda sünnet edilen ç o c u k l a r d a kastrasyon anksıyetesi (iğdiş edilme korkusu) gelişebileceğini ileri sürmektedir. Sünnet işleminin y e n i d o ğ a n döneminde ya da çocuğun sosyal olayların farkına varabileceğini 9-10 yaşlarında yapılmasını öner­

mektedir (7). B i z i m hasta p o p ü l a s y o n u m u z ise sağlıklı olmayıp, hemofili hastası çocuklardır. Söz konusu hasta gurubu yapılan değerlendirmelerden de anlaşılacağı gibi sünnet için istekli olmasına karşın, hastalıklarmdaki kanama riski ve sosyo­

ekonomik nedenlerle çok istediği halde sünnet ola­

mayan çocuklardır. Hasta ve ailelerin büyük çoğun­

luğu kanamadan endişe duymakta; iğdiş edilme kor­

kusu, narkoz ve kan ürünleri ile bulaşan hastalıklar hastalarımızın çok az bir bölümünde endişe yarat­

maktadır (Tablo 2). Sonuçta ileri yaşlarda yapıl­

makla birlikte hemofili hastası ve ailelerimizde sünnet nedeniyle kastrasyon anksiyetesi gelişme- mektedir.

Hemofili hastalarının "sünnet olmalanndaki en önemli engel" kullanılacak kan ürünleri ile viral bu­

laş kuşkusu ve aşırı yüksek maliyettir. Sosyal güvencesi olmayan bir ailenin hemofili hastası ç o c u ğ u n u sünnet ettirmesi milyar lirayı geçen

maliyet nedeniyle imkansızdır. Ancak, bazı he­

mofili hastaları ve ailelerinde toplumsal baskı o kadar yoğun olmaktadır k i , hastanın yaşamı tehli­

keye atılarak önlem alınmadan sünnet yaptırılmak­

tadır. Ehliyetsiz kişiler tarafından, gerekli önlemler alınmadan yapılan sünnetler hastanın hayatını tehlikeyi sokmaktadır. Gerçekten, bizim hasta ve ailelerinden de sünneti yaşamlarındaki en önemli olay olarak gören bir grup (sünnet olmuş olanların

%26'sı), gerekli önlemler alınmadan yapılan sün­

netin riskini bilmelerine karşın sünnet yaptır­

mışlardır. Sünnet olmamış gruptan bir hastanın ailesi ise her türlü riski alarak, çocuğunun yaşamını tehlikeye atabileceğini bile bile çocuğunu sünnet ettireceğini söylemektedir. Bütün bunlar hastalar ve ailelerin üzerindeki baskıyı somut olarak göster­

mektedir. Sünnet olan hastaların anne-babalarınm

"çocuğum artık toplum içinde eksikli biri değil"

şeklinde vurgulaması ilgi çekicidir.

Yurdumuzdaki birçok hemofili merkezinde sünnet işlemi sonrası 7-10 gün faktör desteği k u l ­ lanılmaktadır. Diğer M ü s l ü m a n ülkelerde ise 7-15 gün plazma veya faktör desteği uygulaması benim­

senmektedir (2). L o k a l hemostazm desteğinde kul­

lanılan fibrin yapıştırıcı (fibrin glue) son yıllarda hemofildi hastaların cerrahi girişim büyük devrim yaratmıştır. Özellikle diş ve çene cerrahisinde sün­

net işleminde kullanılan fibrin glue ile kost-efektif bir etki sağlandığı v u r g u l a n m a k t a d ı r (8,9).

192 T Klin Pediatri i 999, 8

(5)

HEMOEİI.İK Ç O C U K L A R S Ü N N E T E D İ L M E L İ M İ ? K a a n K A V A K L I v e A r k .

Maılinovvitz vc ark (10), hemofili hastalarında lokal hemostaz desteği olarak fibrin "glue" kul­

lanıldığında faktör tedavisi o l m a k s ı z ı n komp- likasyonsuz sünnet yapılabileceğini bildirmektedir.

Kavaklı ve ark (2,9) 48 saatlik faktör desteği ile fib­

rin glue kullanılarak etkin ve güvenilir sünnet ya­

pabileceğini göstermişlerdir.

Yüzden fazla kişinin yer aldığı ayrıntılı anke­

timiz, ailevi kan hastalığı taşıyan gençler ve ailelerin için sünnetin çok güçlü bir gelenek olduğu göstermektedir. Bu hastalara gerekli tıbbi desteğin verilmesi önem taşımaktadır. Merkezimiz tarafın­

dan iki yıldır başarıyla uygulanan ve diğer merkez­

lerde de benimsenmeye başlanan "İzmir protokolü"

kullanılarak güvenli ve etkin bir sünnet gerçek­

leştirilebilir (1 1). Fibrin "glue" kullanılarak yapılan bu işlemin klasik uygulamaya nazaran çok ucuza mal olması kullanılabilirliğini arttırmaktadır.

Sonuç olarak, toplumsal baskılarla bunalan ve sünnet olmaya bu kadar istekli olan hemofili hasta­

ları "sünnet edilmelidir" görüşündeyiz. Bu gençler ve ailelerine destek olmak hepimizin görevi o l ­ malıdır. Unutulmamalıdır ki sağlıklı olmak sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal olarak da sağlık­

lı olmaktır.

KAYNAKLAR

1. Bayat A H . T ı p tarihinde sünnet. B i l i m ve Ü t o p y a Dergisi 1996; 29: 10-1.

2. K a v a k l ı K, Aledort L. C i r c u m s i o n and hemophilia: A per­

spective. H a e m o p h i l i a 1998; 4(1): 1-3.

3. N ı ı m a n o ğ l u İ. Sünnet. Ege T ı p Derg 1966; 5: 548-52.

4. Rosner F. Hemophilia in the Talmud and rabbinic writings.

A n n Intern M e d 1969; 70: 833.

5. H a n ç e r l i o ğ l u O. İ s l a m inançları s ö z l ü ğ ü . İstanbul: R e m z i K i t a p e v i , 1994: 562-3.

6. Ö z t ü r k O. Psychological effects of circumcision practised in Turkey. T ü r k J Pediatr 1963; 5: 66-9.

7. Ö z t ü r k O. Ritual circumcision and castration anxiety.

Psychiatry 1973; 36: 52-6.

8. M a r t i n o w i t z V, Schulman S. F i b r i n sealant in surgery of pa­

tients w i t h hemorrhagic diathesis. T h r o m b Haemost 1995;

74: 486-92.

9 . K a v a k l ı K , Nişli G , Ö z c a n C , Polat A , A y d ı n o k Y , G ö k d e m i r A. Safer and much cheaper circumcision using fibrin glue in severe hemophilia. H a e m o p h i l i a 1997; 3: 209-11.

10. Martinowitz U, Varon D, Jones P. C i r c u m c i s i o n in hemo­

philia: the use of fibrin glue for local hemostasis. J U r o l 1992; 148: 855-7.

1 1 .Kavaklı K , Nişli G , Polat A , A v a n o ğ l u A , A y d m o k Y , Ç e - tingül N ve ark. H e m o f ı l i k ç o c u k l a r ı n sünneti için bir pro­

tokol ö n e r i s i : "İzmir P r o t o k o l ü " . Ege Tıp Derg 1997;

38(3/4): 1-4.

T Klin J Pediatr 1999, H 193

Referanslar

Benzer Belgeler

Hayri, İslam Düşüncesinde Sünnet, Erul Bünyamin, Sahabenin Sünnet Anlayışı, Özafşar M.. Emin, Hadisi Yeniden Düşünmek, Görmez Mehmet, Metodoloji Sorunu, Carullah

Ömer, lbn Mes'ud ve Ali tarafından Sünnet tabiri, daha çok ıstılahi anlamda kullanılmışbr.. Gittikçe yaygınlaşan tabir, rivayetlerde de görüldüğü gibi, bazen

Sü ıınetın anla~ılması ve yon ımlıuıına s ıııda da lıir ınc:ıodoloji ıılarnk Usul-i Fıkh 'a ha~\'ltnılmu~ıur Öylc:ysc: sü nnet ve hadısııı anla~ılması

bazı tabiün alimleri sahabenin uygulamalarının ve davranışlarının sünnet olarak nitelendirilmesine bile karşı çıkmışlarefırB. Şu halde sahabenin uy- gulama ve

Namazdan sonra bir kere sağa ve iki kere (sağa ve sola) selam verilmesi rivayetleri gibi…bazen bir adam Resulüllah bir şeyi emrederken hazır bulunur. Sonra Resulüllah o adam

Bekir Kuzudişli, Hadis Tarihi (İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2017)4. Özafşar, Mehmet

Semt eski değildir ve burada tarih eserleri y° k C f t üzerinde ve bir hat halinde geçen meşhur caddesi Tünelden başlıyarak Taksim Cumhuriyet meydanında

Anestezi ve lokal anesteziye bağlı komplikasyonlar: apne, aspirasyon pnömonisi, hipoksi, laringeal spazm, konvulsiyon, malign hipertermi, kardiyak arrest, prilocaine