• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE. Dünya Ticaretinin Serbestleştirilmesi: Evrensel Yaklaşım ve GATT/WTO. Bu Ünitede...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE. Dünya Ticaretinin Serbestleştirilmesi: Evrensel Yaklaşım ve GATT/WTO. Bu Ünitede..."

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÜN İTE

6

Dünya Ticaretinin Serbestleştirilmesi:

Evrensel Yaklaşım ve GATT/WTO

Bu Ünitede...

Önceki iki ünitede dış ticaret üzerine hükümetlerin koydukları kı- sıtlamalar ve yaptıkları düzenmeler incelenmişti. Bu ünitede ise bu kısıtlamaların kaldırılarak dış ticaret akımlarının serbestleşti- rilmesi için yapılan uluslararası girişimler üzerinde durulmakta- dır. Böylece günümüzde adı çok geçen GATT, AB, EFTA gibi ku- ruluş veya birliklerin varoluş gerekleri daha iyi anlaşılmış olacak- tır. Konu ile ilgili iki yaklaşımdan evrensel olan bu ünitede, bölge- sel olan izleyen ünitede ele alınacaktır.

Çalışma Biçimine İlişkin Olarak...

Ünitenin temel konusunu oluşturan GATT (DTÖ) Ünite 4 ve 5'de geçen konularla yakından ilişkilidir. Bu bilgilerin ışığı altında üni- teyi okumanızı tavsiye ederiz. Ara soruları ve ünite sonundaki test sorularını yanıtlamaya çalışmanız yararınıza olacaktır.

(2)

GİRİŞ

"Dünya ekonomisinde özellikle 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan küreselleşme ile bölgeselleşme hareketleri birbirlerine alter- natif gelişmeler midir, yoksa birbirlerini tamamlayan özellikler mi taşı- maktadırlar?" gibi soruların net bir cevabını vermek oldukça zordur. As- lında her iki hareketin ortak paydası ekonomik ve ticari ilişkilerin serbest- leştirilmesidir. Bununla birlikte küreselleşmede bu serbestleştirme dünya ölçeğinde öngörülürken bölgeselleşmede belli bir bölgedeki ülkeler ara- sındaki ilişkileri kapsamaktadır.

Küreselleşme, dünya ticaretinin serbestleştirilmesinde "evrensel yak- laşım", bölgeselleşme ise dünya ticaretinin serbestleştirilmesinde

"bölgesel yaklaşım" olarak da adlandırılabilir. Küreselleşme hareketi geçmişte GATT çerçevesinde yapılan görüşmelerde üye ülkeler arasın- da gümrük tarifeleri ve diğer tarife dışı kısıtlamaların kaldırılması ya da in- dirilmesi ilkesine dayalı olarak gelişmiştir. Günümüzde GATT'ın yerini ondan daha da etkili olması beklenen WTO (Dünya Ticaret Örgütü) al- mıştır. Onun için evrensel yaklaşım çerçevesinde dünya ticaretini, ser- bestleştirme girişimleri artık büyük ölçüde WTO tarafından sürdürülmek- tedir.

Evrensel ve bölgesel yaklaşım nedir? Küreselleşme hangi kurum çerçevesinde yürütülmektedir?

Acaba bölgeselleşme ile GATT (WTO)'ın öncülüğünü yaptığı küresel- leşme hareketi, birlikte uyum içinde olabilirler mi? Bu konuda bazı iktisat- çılar, bölgeselleşme hareketlerinin gün geçtikçe önem kazandığını, ülke- lerin bölge içi ticaretlerini arttırarak çokuluslu GATT(WTO) düzeninden uzaklaştıklarını ve ilerde bloklar arasında ticaretin iyice azalacağını belir- terek, ülkelerin bloklardan birisine mutlaka üye olmaları gerektiğini ifade etmektedirler. Bu iktisatçılara göre bölgeselleşme ile çokuluslu GATT ti- caret düzeni çelişmektedir. Diğer bazı iktisatçılar ise, bunda bir çelişki görmemektedirler. Ancak bu, bölgesel birleşmelerde ülkelerin kendilerini blok dışı ticarete kapamamaları durumunda mümkündür.

Bölgeselleşmenin genelleşmesi durumunda, küreselleşmenin nasıl et- kileneceğini kesin olarak ortaya koymak çok güçtür. Uluslararası ilişkile- rin hangi politik ve ekonomik baskılar altında kalacağı, gelişmiş ülkelerin gündemine hangi konuların gireceği, bu etkilenmeyi belirleyecektir. Bu- na göre ya küreselleşmeye karşı bölgeselleşme, ya küreselleşmeye rağ- men bloklaşma ya da küreselleşme ve bölgeselleşme el ele tezlerinden biri başarıya ulaşacaktır.

Aşağıda ve ünite boyunca küreselleşmenin öncü ve temel kurumu GATT(WTO) çerçevesinde dünya ticaretinin serbestleştirilmesinde "ev- rensel yaklaşım" incelenecektir:

Dünya ticaretinin serbestleştirilmesinde küreselleşme ve bölgesel- leşmenin rolü nedir?

GATT'IN DOĞUŞU, YAPISI VE YÖNETİMİ

Doğuşu

II'nci Dünya Savaşı'nın son bulması ile Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkeler, savaş dönemi boyunca yaşanan kaosu sona erdirmek, ülkeler arasında serbest dış ticareti teşvik etmek ve dış ticaret politikalarını dü-

?

(3)

zenlemek amacıyla, Bretton Woods Konferansının ardından bir toplantı yapmaya karar vermişlerdir. 1946 yılında BM Ekonomik ve Sosyal Kon- sey, 19 ülkeden meydana gelen Hazırlık Komitesi oluşturmuştur. Komi- tenin görevi, dış ticaret ve istihdam konusunda uluslararası konferans için hazırlıklarda bulunmaktadır.

Hazırlık Komitesine üye ülkeler ile ABD arasında karşılıklı tarife indi- rimlerini içeren Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (The General Agreement on Tariffs and Trade: GATT) 30 Ekim 1947 tarihinde imzalanmış ve 10 Ocak 1948'de yürürlüğe girmiştir.

Türkiye GATT'a, 1950-1951 Torquay (İngiltere) Tarife Görüşmeleri so- nucunda 21.12.1953 tarih inde katılmıştır.

1948 yılından 1.1.1995'e kadar geçen sürede GATT, uluslararası ti- careti düzenleyen ve üzerinde anlaşılan tek uluslararası çok taraflı söz- leşme olmuştur. GATT, ticari ilişkilerde rekabeti bozan ve ticaret kısıtla- yan engellerin görüşülerek kaldırıldığı en önemli uluslararası kuruluş ol- muştur. II'nci Dünya Savaşından bu yana dünya ticaretinin 15 kat geliş- mesinde, GATT'ın katkısı inkar edilemez. GATT üyeleri, dünya dış ticare- tinde %90'lık bir paya sahip idi. GATT'a taraf ülkeler, aralarında ortaya çı- kan ticari sorunlar ile bunların çözüm yolları ve dünya ticaretinin geliştiril- mesi imkanlarını görüşmek için belirli sürelerde toplanmıştır. Bu niteliğiy- le GATT, uluslararası bir Dünya Ticaret Formu olarak görev yapmıştır.

Bir ülkenin GATT'a üye olabilmesi, toplam oyların üçte iki çoğunluğu ile mümkündür. 29 Kasım 1957'de üye sayısı 37 idi.

GATT'ın ilk üyelerinden Tayvan, Suriye, Lübnan ve Liberya daha son- ra Genel Anlaşma'dan çekilmişlerdir. Japonya'nın GATT'a kabulü, büyük tartışmalara yol açmıştır. Çünkü bu ülke, üyeler tarafından büyük rakip olarak görülmüştür. 11 Ağustos 1955 tarihinde üçte iki çoğunluk sağlan- mış ve Japonya GATT üyesi olabilmiştir. GATT, 1.1.1995'de Dünya Tica- ret Örgütü'ne (WTO) dönüşmüş ve üye sayısı 1996 yılında 128'e çıkmış- tır. Dünya ticaretinin serbestleştirilmesinde önce GATT, daha sonra WTO açıklanacaktır.

GATT'ın doğuşundan günümüze kadarki gelişimi ne şekilde olmuş- tur?

GATT'ın Yapısı ve Yönetimi

Diğer uluslararası benzer örgütlerden farklı şekilde GATT'a taraf ülke- ler, yönetimin temelini oluşturur ve alınan kollektif kararlar GATT sistemi- nin esasını teşkil eder.

Örgütün, başlıca dört organı vardır. Bunlardan GATT Genel Kurulu kuruluşun en üst ve yetkili organı olup her yıl genellikle sonbaharda yapı- lır. Genel Kurul'da her üye ülkenin bir oyu vardır. İstisnalar dışında (yeni üyeliğe kabul, üye ülkelerin taahhütlerinin yerine getirilmesi) kararlarda basit çoğunluk gerekir. Uygulamada GATT kararları, genellikle oylanma- dan ve görüşbirliği içinde alınmıştır.

Genel Kurul toplantıları arasında kalan sürede GATT'a taraf ülkeler adına günlük işleri yapmakla görevlendirilen organlar, Temsilciler Kon- seyi (4 Haziran 1960'da kurulmuştur) ile çeşitli Komiteler'di. Temsilci- ler Konseyi, yılda ortalama dokuz defa toplanırmıştır. 1968 tarihinden bu yana Akdedici Taraftar, yetkilerinin önemli bölümünü Konsey'e dev- retmişlerdir.

?

(4)

GATT içinde ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözümlemek için, Panel adı verilen ve uluslararası ticari mahkeme niteliğinde organlar vardır.

GATT'ın temel çalışmalarının başında, üye ülkeler arasında başgöste- ren ticari anlaşmazlıkları gidermek gelmektedir. Eğer bunlar GATT çer- çevesinde bir çözüme ulaştırılamaz ise, bu sorunları ortadan kaldırmak için Panel Sistemi kurulmuştur.

Bir Panel, genelde sorun ile doğrudan ilgisi olmayan ülkelerden gelen üç uzmandan oluşur. Uzmanlar bir mahkeme gibi tarafları dinler ve GATT kuralları içinde sorunu çözümleyici bir rapor hazırlayarak bunu oybirliği ile onaylarsa, ilgili tarafların raporda yer alan tavsiyelere uymaları zorun- luluk kazanır. Tarafların biri tavsiyelere uymaz ise, diğer taraf GATT üye- lerinden bu ilkeye karşı misillemede bulunmalarını isteyebilir. Genel an- laşma'nın yürürlüğe girdiği 1947 yılından 1995'e kadar Konsey, 100'den fazla panel oluşturmuştur.

GATT'ın Genel Kurul ve Komite toplantıları için gerekli hizmetler. Ha- vana sözleşmesi'nin 1952'de kabul edilmesi üzerine sekreterya tara- fından karşılanmıştır.

GATT'ın dört temel organı nelerdir? Bilgi veriniz.

GATT'IN AMAÇLARI VE TEMEL İLKELERİ

Amaçları

GATT'ın amaçları, genel anlaşma'nın (GATT 1947) önsözünde belirtil- miştir. Burada genel ve özel olanlar arasında bir ayırım yapılmıştır. Genel amaçlar, diğer bütün uluslararası ekonomik kuruluşların gerçekleştirmek istedikleri ile aynıdır. Bunlar: üyelerinin hayat seviyelerini yükseltmek, re- el gelir ve efektif talepte istikrarlı bir büyüme ile dünya kaynaklarında tam kullanımı sağlamak, üretimin ve uluslararası ticaretin geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Genel amaçlara ulaşmak için tarifeler ile ticarete ko- nan diğer ayırımcı engelleri zamanla azaltmak. GATT'ın özel amaçları arasındadır. Genel anlaşma'nın dördüncü bölümü, genel amaçları ger- çekleştirmede, Gelişme Yolunda Ülkelerin (GYÜ) durumlarının gözö- nünde bulundurulmasını öngörmüştür. Bu sebeple mal fiyatlarında istik- rar sağlanması ile gelişmiş ülkelerin pazarlarına GYÜ'lerin sınai ürünleri- nin daha kolay girmesinin gerçekleştirilmesi de, GATT'ın özel amaçların- dandır.

GATT'ın başlıca amaçları nelerdir?

Temel İlkeleri

GATT, kuruluşunda, genel ve özel nitelikteki amaçlara ulaşabilmek için başlıca 4 temel ilkeden hareket etmiştir.

Birinci İlke: Buna göre üye ülkeler arasındaki dış ticaret, ayırımcı ol- mayan bazda yapılmalıdır. Bu ilke, GATT'ın birinci maddesinde yer alan ve kuruluşun özünü oluşturan "en çok kayrılan ülke kuralına" dayanır. Ku- ral, her GATT üyesinin tüm taraflara, aynı gümrük tarife oranının uygula- masını ve ayırımcı işlemde bulunulmamasını öngörür. Bu kurala göre üye ülkelerin biri eğer diğer bir ülkeye herhangi bir gümrük kolaylığı sağ- larsa, anlaşmaya taraf bütün ülkeler de bu ayrıcalıktan otomatik olarak yararlanırlar.

?

?

(5)

Bu ilke ile anlaşmaya taraf tüm ülkeler eşit işleme tabi tutulmakta ve uluslararası pazarlarda ihracatçılar eşit gümrük vergi yükü ile karşılaş- maktadırlar.

İkinci İlke: Bu ilkeye göre GATT üyesi ülkeler, sanayilerini sadece gümrük tarifeleri ile koruyacaklar ve bu amaçla diğer önlemlere başvur- mayacaklardır. Dolayısıyla ithal kotalarının yerli sanayinin korunması amacıyla kullanılması yasaklanmıştır. Miktar kısıtlamalarının istisnai ola- rak hangi şartlarda ve kimlerce kullanılabileceği, ayrıca belirtilmiştir.

Bu ilke, tarifelerin diğer koruma araçlarına göre piyasa mekanizması- na daha uygun bulunmasıyla açıklanabilir. Çünkü gümrük vergileri, eko- nomide serbest piyasa düzeninin işleyişini temelde aksatmaz. Sonuçta gümrüğe tabi malın iç fiyatı tarife oranı kadar yükselir ama tüketici bu malı yüksek bir bedel karşılığında isterse satın alabilir. Kota uygulamasında ülkeye mal girişi kesin olarak kısıtlandığı için tüketici, çok yüksek fiyat ödemeye razı olsa bile, istediği malı bulamaz. Bu durum ekonomide ka- raborsa ve kaçakçılığı teşvik ederek toplumsal düzeni bozar.

Üçüncü İlke: Bu ilke GATT üyelerinin ticarete zarar vermekten kaçın- malarına ve ortaya çıkabilecek sorunların danışmalar ile çözümlenmesi- ne ilişkindir. Uluslararası ticari çıkarı zedelenen her taraf ülke, kendi başı- na önlem almadan önce GATT kurallarına uyulmasını sağlamak amacıy- la örgüte başvurma hakkına sahiptir. Böylece taraflar, GATT'ın danışma, uzlaştırma ve görüş farklılıklarını giderme fonksiyonlarından yararlana- bilirler. Sonuçta, anlaşmazlıkların sürüncemede kalmasından kaynakla- nacak dünya ticaretinin kısılması ihtimalinin önüne geçilmiş olur.

Dördüncü İlke: GATT çerçevesinde üye ülkelerin ticareti serbestleş- tirmek amacıyla zaman zaman tarife indirimleri yapmalarını ve diğer tica- reti kısıtlayıcı önlemleri azaltmak için kendi aralarında görüşmelerde bu- lunmalarını öngörmektedir.

GATT'ın kuruluşu sırasında benimsediği ilkeler nelerdir?

İlkelerden İstisnalar

GATT'ın yukarıda belirtilen temel ilkelerinden bazı istisnalar vardır.

Bunlardan en önemlisi, GATT sisteminin esasını oluşturan en çok kayrı- lan ülke kuralından istisnadır. Genel Anlaşma'nın 24 ncü maddesinde düzenlenen gümrük birlikleri ve serbest ticaret bölgeleri gibi bölgesel ekonomik birleşmeler yaratmaya yönelik anlaşmalar, bu temel ilkenin uy- gulama alanı dışında bırakılmıştır. Bir grup ülke kendi aralarında bu tipte bir ekonomik birleşme kurmaya karar vermiş ve Anlaşma'da öngörülmüş şartları da yerine getirmişlerse, gümrük indirimleri ile miktar kısıtlamaları- nın kaldırılması, sadece birleşmeye dahil olan ülkeler için geçerli olacak- tır. Ekonomik birleşmenin gerçekleşmesi ile, birleşmeye giden ülkeler arasında serbest dış ticaret sağlanmakta fakat birleşme dışında kalan GATT üyelerine ayırımcı bir politika izlenmektedir. Aslında bu durum, en çok kayrılan ülke ilkesine terstir.

İkinci önemli istisna, Anlaşma'nın 12'nci maddesinde yer almıştır.

Eğer bir ülke dış ödemeler dengesinde zorluklar ile karşılaşıyor ise, bu durumda ithalatına kota uygulayabilir. Fakat uygulama mutlaka geçici ol- malı ve diğer GATT üyelerinin ticari ve ekonomik çıkarlarına zarar verme- melidir. Ödemeler dengesindeki güçlükler giderildiği zaman, kısıtlamalar derhal kaldırılmalıdır. Bu istisna, genel anlaşma'nın 18'nci maddesi ile gelişme yolunda olan ve döviz darboğazıyla karşılaşan ülkeler lehine ge-

?

(6)

nişletilmiştir. Çünkü bu ülkeler, kalkınma dönemlerinde ekonomi politika- ları gereği zaman zaman kota uygulamalarına başvurmak zorunda kala- bilmektedirler.

GATT'ın temel ilkelerinden gümrük tarifelerinin tek koruma aracı ola- rak kullanılması ve koruma amacıyla miktar kısıtlamalarına başvurulma- sı ilkesinden diğer bir sapma da, "gönüllü ihracat kısıtlaması anlaşmala- rı"dır. Bu tip anlaşmalar 1970'li yıllarda, özellikle ABD ve AT tarafından sıkça uygulanmıştır. Aslında gönüllü ihraç kotaları yabancı üreticilerle re- kabet edemeyen ithalatçı ülkeler tarafından yerli üreticileri korumak ama- cıyla ihracatçı ülkeler üzerinde baskı uygulanarak koydurulmuş engeller- dir. Nitekim 1960'ların ortalarında ABD, Japonya'dan tekstil ürünleri ihra- catını sınırlandırmasını istemiş, aksi takdirde tekstil ithalatına uyguladığı gümrük vergilerini arttıracağını belirtmiştir. Bunun üzerine Japonya, ABD'e yönelik tekstil ihracatına "gönüllü kota" uygulamak zorunda kal- mıştır.

Başlangıçta gelişmiş ülkelerin gelişmiş ülkelerden ithalatlarını kısıtla- yamaya yönelik sözde gönüllü ihracat kısıtlamaları, daha sonra hem sek- tör hem de ülke bazında genişleyerek tekstil konfeksiyonun yanısıra, ayakkabı, elektronik eşya, makinalar, otomobil gibi sektörleri de içine al- mış ve özellikle gelişmiş ülke pazarlarına ihracatını arttıran bazı gelişme yolunda ülkeleri de etkilemeye başlamıştır. Tablo 6.1'de 1987-90 döne- mindeki gönüllü ihracat kısıtlaması anlaşmaları toplu olarak sektör ve ül- ke bazında verilmiştir:

Tablo 6.1. Gönüllü İhracat Kısıtlamaları (1987-1990).

Eylül Mayıs Mart Aralık

1987 1988 1989 1990

Toplam Gönüllü

İhracat Kısıtlamaları 135 261 289 284

Sektörel Dağılım

Çelik 38 52 50 39

Tarım ve Gıda 20 55 51 59

Otomobil-Ulaşım Araçları 14 17 20 23

Tekstil ve Giyim 28 72 66 51

Elektronik Eşya 11 19 28 37

Ayakkabı 8 14 18 21

Makine-Alet 7 7 14 15

Diğer 9 25 42 39

Korunan Piyasalara Göre Dağılım

AT 69 138 173

ABD 48 62 69

Japonya 6 13 13

Diğer Gelişmiş Ülkeler 12 47 33

Doğu Avrupa 1 1

Kısıtlanan İhracatçılara Göre Dağılım

Japonya 25 28 70

Doğu Avrupa 20 45 41

G. Kore 24 25 38

Gelişmiş Ülkeler 23 59 57

Diğer GYÜ'ler 42 98 83

Kaynak: Margaret Kelly ve Diğerleri, Issues and Development in Trade Policy, 1992.

(7)

GATT, temelde sanayi malları ticaretine konan engellerin kaldırılması- na yönelik bir anlaşmadır. Bu sebeple tarım ve hizmet sektörleri ticareti prensip olarak GATT gümrük tarife indirimlerinin dışında bırakılmıştır.

Dolayısıyla tarım sektörünü destekleyici politikalar uygulayan ülkeler, sektörde tarım ticaretini kısıtlayıcı önlemler alabilmişlerdir.

GATT ilkelerinden istisnaları toplu olarak açıklayınız.

GATT DÖNEMİNDE YAPILAN TARİFE İNDİRİM GÖRÜŞMELERİ

İlk Beş Çoktaraflı Ticaret Görüşmeleri

GATT çerçevesinde yapılan tarife indirim turlarına Çoktaraflı Ticaret Görüşmeleri diğer bir deyişle Ticaret Turları denmiştir. GATT'a taraf ül- keler arasında çeşitli tarihlerde, gümrük tarife indirim turları yapılmıştır.

İlk tur 1947'de Cenevre'de, ikincisi 1949'da Fransa Annecy'de, üçüncüsü 1950-1951'de İngiltere Torquay'da, dördüncüsü 1956'da tekrar Cenev- re'de gerçekleştirilmiştir. Bu turlarda, gümrük tarifelerinde yapılacak indi- rimler, her gümrük pozisyonu için ayrı ayrı görüşülmüştür. Beşinci tur olan Dillon'da (1960-1961 Cenevre) ilk defa bütün tarifelerde %20 ora- nında bir indirime teşebbüs edilmiş, fakat ancak %7-8'lik bir indirim yapı- labilmiştir.

Altıncı Kennedy Turu: 1964-1967

GATT gözetiminde gümrük indirimlerinin altıncısı, 1964-1967 yılları arasında Cenevre'de gerçekleştirilen Kennedy Turu'dur. Bu tur'da asıl görüşmeler, ABD ile AET arasında geçmiştir.

Kennedy Turu sonucunda ortalama olarak sınai mal gümrük vergile- rinde (nominal) %36 oranında global bir indirim gerçekleştirilmiştir. İndiri- me konu olan mallar, dünya ticaretinin beşte dördü kadar olup, 3.600 mal ve 40 milyar dolarlık ticari ürün üzerindeki gümrüklerin azaltılması anla- mına gelmektedir. Bir önceki tur olan Dillon'da bu değer sadece 5 milyar dolardı.

İlk beş çok taraflı ticaret görüşmeleri ve Altıncı Kennedy Turu hak- kında bilgi veriniz.

Yedinci Tokyo Turu: 1973-1979

Yedinci Çoktaraflı Ticaret Görüşmeleri (Tokyo Turu) 1973'de Tokyo'da başlamıştır.

Turun 1975 yılında tamamlanması öngörülmüş olmasına rağmen, gö- rüşmeler ancak 12 Nisan 1979 tarihinde sonuçlandırılabilmiş ve bu esna- da önemli sayıda kod üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Bu kodlar 26-27 Kasım 1974 tarihlerinde yapılan Genel Kurul'da onaylanmıştır.

Tokyo Turu'na GATT'a üye olan ve olmayan 99 ülke katılmıştır. Gö- rüşmelerin önemli sonuçlarından biri, belki de en önemlisi, 14 Haziran 1983 tarihinde Brüksel'de imzalanan Armonize Mal Tanımı ve Kodla- ma Sistemi Hakkında Uluslararası Sözleşme'nin (kısaca armonize Sistem) 1 Ocak 1988'de yürürlüğe girmesidir. Yeni Armonize Sistem, son yıllarda teknolojide meydana gelen değişikliklere ve artan mal çeşidine

?

(8)

cevap verecek şekilde ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş ve böylece dünya ticaret istatistikleri daha sağlıklı tutulmaya başlanmıştır. Türkiye de 1 Ocak 1989 tarihinden itibaren Armonize Sistemi uygulamaya koymuştur.

Tokyo Turu ne zaman yapıldı ve hangi önemli sözleşme bu Tur sı- rasında imzalandı?

Görüşmelere katılan ülkeler 1979 yılında, binlerce sanayi ürününde

%34 oranına ulaşan gümrük indirimlerini, 8 yıllık bir dönemde (1 Ocak 1987) gerçekleştirmeyi uygun bulmuşlardır. 1981 yılı için en çok kayrılan ülke prensibine göre Tokyo turunda yapılan indirimler 300 milyar dolar ci- varında bir ithal hacmini kapsamıştır. İndirimler sonucunda sınai mallar üzerindeki ortalama ağırlıklı tarifeler, dünyanın 9 önemli pazarında

%7'den %4.7'ye kadar inmiştir. GATT kurulduğu zaman ortalama nomi- nal tarifelerin %40 oranında olduğu düşünülürse, Tokyo turunda ulaşılan sonucun önemi kendiliğinden ortaya çıkar.

Tokyo Turu sırasında gerçekleştirilen tarife indirimleri ne ölçüde ol- muştur?

Tokyo turu sonucunda tarife dışı ticareti engelleyici önlemler konusun- da aşağıda belirtilen altı kod imzalanmıştır.

Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Vergiler Kodu: Kod'a göre imzalayı- cı ülkeler dış ticarete zarar veren sübvansiyon uygulamasına gitmeye- cekler ve telafi edici vergi önlemlerini uluslararası ticareti engelleyecek ölçüde kullanmayacaklardır. 1990 yılı itibariyle AT dahil 36 ülke kod'u onaylamıştır. Türkiye, 1 Şubat 1985 tarihinde kodu imzalayıp 1 Mart 1985 tarihinde yürürlüğe koymuştur.

Ticarete Teknik Engeller Kodu (Standart Kod): Kod'a katılan ülke- ler, sağlık, tüketicinin ve çevrenin korunması veya diğer amaçlar ile tek- nik düzenlemeler (standartlar) uygulayarak ticarete gereksiz engeller çı- karmayacaklardır. Standart kod, 1 Ocak 1980'de yürürlüğe girmiştir.

1990'da 36 ülke kod'u onaylamış 2 ülke ise imzalamıştır.

İthal Lisans Usulleri Kodu: Kod'a taraf ülkeler, dış ticarete engel olan ithal lisans uygulamalarına başvurmayacaklar ve bu konuda basit, açık ve tarafsız ithal lisans usullerini kabul edeceklerdir. 1990 yılında Kod'u 27 üye ülke onaylanmış, 1 ülke ise imzalamıştır.

Devlet Alımları Kodu: Kod'u kabul edilen ülkeler devlet satın almala- rındaki ihalelerde daha açık davranacaklardır. Kod hükümleri, 130.000 SDR ve daha fazla değerdeki devlet alımları için geçerlidir. Kamu ihalele- rinde, yerli üreticilerin korunması ile onlar lehine ayırımcı işlemler yapıl- ması yasaklanmıştır. Kod, 14 Şubat 1988 tarihinde değiştirilmiş, asgari bir tek mukavele için gerekli olan 150.000 SDR'lik sınır, 130.000 SDR'a düşürülmüştür. 1990 yılında 25 ülke kod'u onaylamıştır.

Gümrük Değeri Kodu: Kod ile gümrük yönünden malların açık, taraf- sız ve tek bir sistem içinde değerlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu- nun için, Gümrük İşbirliği Konseyi'nin gözetiminde çalışan bir Gümrük Kıymetleri Teknik Komitesi kurulmuştur. Tokyo Turu esnasında her ül- kenin kendine göre farklı gümrük değerini belirleme mevzuatı bulunması, gümrük vergisine esas olacak malın matrahının belirlenmesinde ülkeler arasında farklılıklara ve haksız rekabete yol açmakta idi. 1.1.1981'de yü- rürlüğe giren kod ülkeler arasındaki bu farklılıkları ortadan kaldırmıştır.

1990 yılı itibariyle 30 ülke kod'u onaylamıştır. 24 ülke gözlemci statü- sündedir. Türkiye, Kodu, 30.7.1988 tarihinde kabul etmiştir.

(9)

Revize Anti Damping Kodu: GATT üyeleri Kennedy turunda benim- senen Anti Damping kodu'nu yeniden gözden geçirerek kabul etmişler ve damping yapan ülkelere anti damping vergisi uygulaması getirmişlerdir.

Tokyo Turu'nda kabul edilen altı kod hakkında bilgi veriniz.

Sekizinci Uruguay Turu: 1986-1993

GATT çerçevesinde 8 nci Çoktaraflı Ticaret Görüşmeleri (Uruguay Tu- ru), 15-20 Eylül 1986 tarihlerinde Punto del Este'de (Uruguay) üye ülkele- rin Ticaret Bakanları toplantısı ile başlamış ve 15 Aralık 1993'de bir uzlaş- maya varılarak sonuçlanmıştır. Dört yıl sürmesi planlanan görüşmeler, tam 8 yıl devam etmiştir. 125 ülkenin katıldığı Uruguay Turu'nda alınan kararlar, üye ülkelerin hükümetleri tarafından 12-15 Nisan 1994 tarihleri arasında Fas'ın Marakeş şehrinde imzalanmış ve Nihai Senet, 1 Ocak 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Uruguay Turu ne zaman yapılmış ve ne zaman sona ermiştir?

Uruguay Turu Çoktaraflı Ticaret görüşmeleri özellikle tarım reformu alanındaki uyuşmazlık sebebiyle Aralık 1990'da Brüksel'de yapılan ba- kanlar toplantısında sonuçlandırılamamıştır. 1991 yılı boyunca bütün müzakere alanlarında uzlaşı formülleri bulunarak anlaşma metinlerine son şeklin verilmesine çalışılmıştır. Aralık 1991'de GATT genel direktörü- nün ismiyle Dunkel Kağıdı olarak isimlendirilen Nihai Senet Taslağı 108 katılımcı ülkeye dağıtılmış ve 15 Aralık 1993 tarihinde kabul edilmiştir.

Yaklaşık 500 sayfalık senet ile temel hedeflere ulaşılmış ise de, uygula- ma sonuçlarının başarısını zaman gösterecektir.

Tur sonuçlarına ve Nihai Senet hedeflerine göre dünya ticaretinde cid- di bir liberalizasyon ve genişleme sağlanmakta, sübvansiyonlar, anti damping, gümrük kıymeti, ticarette teknik engeller ve koruma önlemleri alanlarında çoktaraflı ilke ve kurallar geliştirilmekte, anlaşmazlıkların çö- zümü mekanizması iyileştirilmekte, ticaretle bağlantılı fikri mülkiyet hak- ları ve yatırım önlemleri için yeni kurallar oluşturulmaktadır. Nihai Senet hükümlerine göre mal ticaretinde gümrük tarifeleri ortalama %33 oranın- da indirilecek, tarımda ihracat sübvansiyonları ve iç destek seviyeleri aşağıya çekilecek, bir geçiş döneminden sonra dokuma ve hazır giyim sektöründe miktar kısıtlamaları kaldırılacak, gönüllü ihracat sınırlamala- rına son verilecek, hizmetlerde pazara giriş serbestisi sağlanacak, fikri mülkiyet haklarında asgari normlara uyulması sağlanacaktır. Liberal ti- caret anlayışına aykırı yatırım önlemleri ise yürürlükten kaldırılacaktır.

Nihai Senet ile, GATT'ın yerine Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kurulmuş- tur.

Uruguay Turu sonucunda ne gibi hedefler öngörülmüştür?

Uruguay Turu Nihai Senedi'nin 1.1.1995 tarihinden sonra ve tam ola- rak uygulanması durumunda, dünya ülkelerinin toplam gelirlerinde orta- lama 212 milyar ABD doları kadar bir yıllık artış ortaya çıkacaktır. Bu artış, 1992 yılı dünya GSYİH'nin yaklaşık %1'ine eşittir. GYÜ'ler bu artıştan yıl- lık olarak 80 milyar dolar pay alacaklardır. Dinamik etkiler de hesaba katı- lırsa, toplam kazançların bunun üstünde olması beklenmektedir.

Uruguay Turu, hizmetler sektörünü, ayırım gözetmeyen ve saydamlı- ğa dayalı çoktaraflı kurallara bağlama konusunda bir çerçeve sunmuştur.

Hizmetler bakımından GYÜ'ler dünya ticaret içindeki paylarını 1970- 1992 yılları arasında %11'den %15'e yükseltmişlerdir. Bu sektörde libe-

?

?

(10)

ralizasyonun daha da genişletilmesi, GYÜ'lerin kazancını arttıracaktır.

Uruguay Turu, hizmetler ticaretinin liberalizasyonu için daimi müzakere sistemi getirmektedir. GYÜ'ler ile geçiş (eski sosyalist ülkeler) ekonomi- lerinin en çok kazanç sağlamaları beklenen hizmet alanlarının, deniz ta- şımacılığı, mali hizmetler ve işgücünün serbest dolaşımı olacağı ümit edilmektedir.

Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları konusunda getirilen yeni ku- rallar sonucunda, fikri mülkiyet haklarının GYÜ'lerde artan bir şekilde ko- runması, bu ülkelere yabancı sermaya akışını arttırabilecektir. Çünkü, korsanlık riskinin azalmasıyla birlikte yatırımlardan daha yüksek getiri beklenmektedir. Patent korumalarının GYÜ'lerde ilaç ürünlerinin fiyatla- rını arttıracağı endişeleri bulunmakla beraber, Fikri Mülkiyet Hakları (TRIPS) anlaşması'nın tam etkilerini, ancak 2015 yılında göstereceğini gözden uzak tutmamak gerekir.

Uruguay Turu'nun hizmetler sektörü ve fikri mülkiyet hakları konu- larında ne gibi etkileri olmuştur?

Uruguay Turu'nun tarımdaki korumacılığı azaltan reformları, dünya pazarındaki bozulmaları gidermenin yanında, pazara giriş imkanlarını da genişletmektedir. Sanayileşmiş ülkeler altı yıl içinde gümrükleri %6 düşü- rürken, tarımsal desteklemeyi de %20 indireceklerdir. Özellikle Avrupa Birliği'nde uygulanan ihracat teşvikleri altı yıl içinde %36 azaltılacaktır.

GYÜ'ler için gümrük ve teşvik indirimleri daha uzun bir süreye yayılmıştır.

On yıl içinde gümrükleri %24, desteklemeleri %13, ihracat teşviklerini de

%34 oranında indireceklerdir. Çoğu tarım ürünü ihracatçısı olan bu ülke- ler böylece, daha yumuşak bir geçiş yaparak dünya ekonomisine entegre olacaklardır.

Uruguay Turu'nun tekstil ve hazır giyim kotalarını ortadan kaldırmaya yönelik hükümleri, bu sektörde uluslararası rekabet gücüne sahip ülkele- re önemli kazançlar sağlayacaktır. GATT'ın yaptığı ilk tahminlere göre, 10 yıllık uygulama dönemi içinde GYÜ'lerin başlıca OECD ülkelerine olan tekstil ihracatı %82. hazır giyim ihracatı ise %93 oranında artacaktır. Av- rupa Birliği, ABD ve Kanada'da korumaların azaltılması sonucunda, GYÜ niteliğinde olan 34 ülkenin lehine 1986 yılı fiyatlarıyla 8 milyar dolar- lık bir kazanç doğacaktır.

Uruguay Turu'nun GYÜ'ler açısından diğer önemli yönlerinden biri de, kuralların şeffaflaştırılması ve kuvvetlendirilmesi olmuştur. Koruma ön- lemleri ile ilgili olarak, gönüllü ihracat kısıtlamalarının sanayileşmiş ülke- lerde dört yıl içinde kaldırılmaları, anlaşmazlıkların çözümü için güçlü dü- zenlemeler getirmesi, anlaşmazlığa taraf onaların panel kararlarının ka- bulünü veto ödememesi, bu konuda yer alan yenilikler arasındadır. Bu gi- bi yeniliklere rağmen, GATT/WTO kuralları, koruma önlemlerinin, anti damping ve belirli sübvansiyonların uygulanmasında üyelere takdir hak- kı tanımaktadır.

Uruguay Turu'nun özellikle gelişme yolundaki ülkeler açısından önemli sonuçları neler olmuştur?

Uruguay Turu ile birlikte GATT, ülkelerin "akit taraftar" oldukları bir ko- numdan "üye devletler" haline dönüştükleri bir kuruluş olmuştur. Çünkü Nihai Senet, bir çok anlaşmanın yanısıra Dünya Ticaret Örgütünü kuran anlaşmayı da kapsamaktadır.

?

(11)

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ)

Kuruluşu ve Kapsamı

GATT Uruguay Turu sonucunda imzalanan ve 1.1.1995 tarihinde yü- rürlüğe giren Nihai Senet ile kurulan Dünya Ticaret Örgütü (The World Trade Organization: WTO). Bretton Woods konferansının toplanmasın- dan tam 50 yıl sonra faaliyete geçerek IMF ve Dünya Bankası gibi dünya ekonomisi sisteminin önemli bir kuruluşu olmuştur. DTÖ, GATT'ın fonk- siyonlarını üstlenmiştir. Türkiye, DTÖ kuruluş anlaşması'nı, 25.2.1995 tarihinde kabul etmiştir.

DTÖ ne zaman kuruldu, Türkiye ne zaman DTÖ'ye üye oldu?

Amaçları

DTÖ'nün amaçları, örgütü kuran anlaşma'nın önsözünde belirtilmiştir.

Bu amaçlar, GATT'ın gerçekleştirmek istediği amaçlara büyük benzerlik göstermektedir. DTÖ;

Hayat standardını yükseltmeyi, istihdamı ve istikrarlı bir şekilde artan reel gelir ve gerçek talep hacmini sağlamayı, mal ve hizmet üretim ve ticaretini geliştirmeyi, dünya kaynaklarının sürdürülebilir kalkınma he- define en uygun bir şekilde kullanımına imkan vermeyi, çevreyi koru- mayı, farklı ekonomik seviyedeki ülkelerin ihtiyaç ve endişelerine ce- vap verecek şekilde mevcut kaynaklarını geliştirmeyi,

Gelişme yolundaki ülkelerin ve bunların arasında yer alan en az gelişmiş olanların artan dünya ticaretinde ekonomik kalkınma ihtiyaç- ları ile orantılı bir pay elde etmelerini sağlamayı,

Karşılıklı çıkar esasına dayalı ve gümrük tarifeleri ile ticaretin karşı- laştığı diğer engellerde önemli indirimler sağlayan ve uluslararası ti- caret ilişkilerinde ayırımcı muameleyi ortadan kaldıran anlaşmalar yapmayı,

Uruguay Turu Çoktaraflı Ticaret Müzakereleri'nin sonuçlarını içe- ren bütünleştirilmiş, uygulanabilir ve kalıcı bir çoktaraflı ticaret sistemi geliştirmeyi ve

Çoktaraflı ticaret sisteminin ana ilkelerini korumayı amaçlamakta- dır.

DTÖ'nün amaçları nelerdir?

Yapısı

DTÖ'nün en az iki yılda bir toplanan ve tüm ülkelerin temsilcilerinden oluşan bir Bakanlar Konferansı vardır. GATT'ın Genel Kurulu'na denk- tir. Bakanlar Konferansı, bir üyenin talebi üzerine ve Anlaşma ile ilgili Çoktaraflı Ticaret anlaşmasının karar alma konusundaki özel hükümleri- ne uygun olarak Anlaşma kapsamına giren konulardan herhangi birinde karar almaya yetkilidir. Bakanlar Konferansı ilk toplantısı, 128 üye ülke- nin katılımıyla 9-13 Aralık 1996 tarihleri arasında Singapur'da yapılmış- tır. İkinci toplantı 15-20 Mayıs 1998'de Cenevre'de, üçüncü toplantı ABD Seattle'da 30.11.1998 / 3.12.1998 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.

Tüm üyelerin temsilcilerinden oluşan ve gerekli oldukça toplanan Ge- nel Konsey Bakanlar Konferansının toplantıları arasındaki dönemde

(12)

Anlaşma ile kendisine verilen görevleri yapan GATT'ın Temsilciler Kon- seyi'ne eşdeğer bir organdır.

Bakanlar Konferansı'na bağlı Ticaret ve Kalkınma Komitesi, Öde- meler Dengesi Kısıtlamaları Komitesi, Bütçe, Mali ve İdari İşler Ko- mitesi vardır. Bu Komiteler, Çoktaraflı Ticaret Anlaşmaları uyarınca ve ayrıca Genel Konsey tarafından kendilerine verilen görevleri yerine geti- rirler.

DTÖ'nün, bir Genel Direktör tarafından yönetilen Sekreteryası vardır.

Bakanlar Konferansı, Genel Direktörü atar. Genel Direktörün yetki, gö- rev, hizmet şartları ile süresini Bakanlar Konferansı belirler. Genel Direk- tör ve Sekreterya mensupları, görevlerinin ifasında herhangi bir hükü- metten ve DTÖ dışında kalan herhangi bir makamdan talimat almazlar.

GATT'ın kurulduğu ilk yıllarda Genel Kurul ve Komite toplantıları için gerekli hizmetler, ITO Sekreteryası tarafından karşılanmakta idi. Havana Sözleşmesi'nin kabul edilmemesi üzerine Sekreterya, 1952 yılında GATT'ın bir organı olmuştur. Sekreterya, GATT'ta olduğu gibi Cenev- re'de faaliyet gösterir. 1947-1968 döneminde Genel Direktör E. W. White (İngiltere), 1968-1980 arasında O. Long (İsviçre), 1980-1990'da, A. Dun- kel (İsviçre), 1990-1995 döneminde Peter Sutherland ve 1.5.1995'ten bu yana İtalya eski Ticaret Başkanı Renato Rugguero'dur.

DTÖ'nün organları nelerdir? Bilgi veriniz.

Karar Alma Mekanizması

DTÖ, GATT'ın 1947'de izlenen konsensüsle (oybirliği) karar alma yön- temi sürdürmektedir. Ayrıca konsensüsle karar alınamadığında, ilgili ko- nu hakkında oylamaya başvurulmaktadır. Bakanlar Konferansı ile Genel Konsey'in toplantılarında DTÖ'nün her bir üyesinin bir oyu vardır. Avrupa Toplulukları'nın oy hakkını kullandıkları durumlarda oy sayıları, DTÖ'deki topluluk üyesi ülke sayısına eşittir. Bakanlar Konferansı ile Genel Konsey kararları, Anlaşma'da veya ilgili Çoktaraflı Ticaret Anlaşması'nda aksine bir hüküm olmadığı takdirde, verilen oyların çoğunluğu ile alınır.

DTÖ'de karar alma mekanizması nasıl çalışır?

Önemi

DTÖ'ne üye olan ülkeler Nihai Senet'teki anlaşmalara aykırı hareket ettiklerinde, yine bu anlaşmalarda yer alan müeyyideler işlerlik kazan- maktadır.

DTÖ'nün uluslararası ticari anlaşmazlıkların giderilmesine ilişkin ola- rak getirdiği mekanizma, çoktaraflı ticaret sistemine güvenirlilik ve tah- min edilebilirlik kazandırmak bakımından çok önemlidir. Nihai Senette DTÖ'ne üye ülkeler, ticaret kurallarının ihlaline karşı tek taraflı olarak ön- lem alamayacaklardır. Buna göre ülkeler, anlaşmazlıkların çözümü için yeni getirilen sisteme ve bu sistemin öngördüğü kural ve prosedürlere başvuracaklardır.

DTÖ çerçevesinde, Nihai Senet'te yer alan herhangi bir anlaşmazlık- tan doğan sorunların çözümü için Anlaşmazlık Çözüm Organı (AÇO) yaratılmıştır. AÇO, panelleri kuran, panel ve temyiz raporlarını kabul eden, hüküm ve tavsiyelerin uygulanmasının gözetimini yürüten ve gere- ğinde karşı önlem alma yetkisi veren tek otoritedir. Bu durum, anlaşmaz-

?

(13)

lık ve sorunların çözümünün Konsey ile çeşitli Tokyo Turu Komiteleri ara- sında dağıldığı eski GATT'a göre önemli bir ilerlemedir. DTÖ'nü GATT'dan ayıran diğer önemli bir özellik, DTÖ'de AÇO tarafından panel- lerin kurulması veya panel raporlarının kabul edilmemesi için oybirliği ge- rekmektedir. GATT'da ise, panel kurulması ya da panel raporlarının ka- bulü için oybirliği gerekmekte idi. Yeni sistemde anlaşmazlığa taraf olan ülkeler, artık kararları engelleyemeyeceklerdir. DTÖ ile getirilen diğer bir yeni özellik, panel kararları için daimi nitelikteki İtiraz Mercii'ne başvura- bilme imkanıdır.

DTÖ'de uluslararası ticari anlaşmazlıkların çözümünde nasıl bir yol izlenmesi öngörülmüştür?

Uruguay Turu'nun sonuçlarından en fazla sanayileşmiş ülkeler yarar- lanacaklardır. Hizmet ticareti, fikri mülkiyet haklarının korunması ile tica- rete konu olan yatırım kararlarının disipline alınmasının faturası, GYÜ'le- re çıkacaktır. Her şeyden önce, teknoloji pahalılaşacaktır. Gelişmiş ülke- ler bakımından Uruguay Turu'nun en önemli etkisi, bu ülkelerin çevre so- runlarını çözmeye yönelik yatırımlar ve uygulanacak yüksek standartlar sebebiyle karşılaştırmalı üstünlüklerini kaybetmeme olasılığıdır. Çevre Dampingi kavramı, bu sebeple geliştirilmektedir. Başta NAFTA ve AB üyeleri olmak üzere gelişmiş ülkeler, çoktaraflı ticaret sistemini düzenle- yen Uruguay Nihai Senedindeki en büyük eksikliği, çevre konularına ye- terince yer verilmemesi olarak görmektedirler. Dolayısıyla bu hususu DTÖ içindeki sıkı bir şekilde izleyeceklerdir. Benzer şekilde ülkeler ara- sındaki sosyal politika farklılıkları da rekabeti bozan bir faktör olarak gö- rülmekte ve DTÖ'de Sosyal Damping kavramını gündeme getirmekte- dir. Bu kavram, özellikle çocuk ve kaçak işçi çalıştıran işletmelerin üretim maliyetlerindeki düşüş dolayısıyla söz konusu edilmektedir.

Çevre dampingi ve sosyal damping nedir?

Dış ticaretin küreselleşmesi, ancak bütün dünya ülkelerinin liberal tica- ret politikaları uygulamaları durumunda mümkündür. Böyle bir dünya ise DTÖ'nün kurmayı amaçladığı "dünya düzeni"dir. Dolayısıyla Uruguay Turu görüşmelerinin başarı ile sonuçlanması ve DTÖ'nün kuruluşu, dün- ya ekonomisinde liberal dış ticaret politikalarının uygulanmasını ve tica- retin küreselleşmesini sağlayabilecek önemli bir gelişmedir.

DTÖ'nün kuruluşunun önemini değerlendiriniz.

Özet

Dünya ekonomisinde son yıllarda gözlenen küreselleşme ve bölgesel- leşme hareketleri, dünya ticaretinin serbestleştirilmesinde "evrensel" ve

"bölgesel" yaklaşımları temsil etmektedir. Küreselleşme hareketi geç- mişte, GATT çerçevesinde yapılan görüşmelerde üye ülkeler arasında gümrük tarifeleri ve diğer tarife dışı kısıtlamaların kaldırılması ya da indi- rilmesi ilkesine dayalı olarak gelişmiştir.

Günümüzde GATT DTÖ (WTO)'ne dönüşmüş ise de, 1948-1995 dö- neminde dünya ticaretine yön veren GATT'ın günümüzde de geçerli olan dört temel ilkesinden en önemlisi, "en çok kayrılan ülke" kuralıdır. Kural, her GATT üyesinin tüm taraflara aynı gümrük tarife oranını uygulamasını ve ayırımcı işlemde bulunmamasını öngörür.

GATT'ın temel ilkelerin en önemli istisna ise, Genel Anlaşma'nın 24

?

?

(14)

ncü maddesinde düzenlenen gümrük birlikleri ve serbest ticaret bölgeleri gibi bölgesel ekonomik birleşmeler yaratmaya yönelik anlaşmalardır.

Eğer bir grup ülke kendi aralarında bir tipte bir ekonomik birleşme kurma- ya karar vermiş ise, gümrük indirimleri ile miktar kısıtlamalarının kaldırıl- ması, sadece birleşmeye dahil olan ülkeler için geçerli olacaktır.

GATT'ın temel ilkelerinden gümrük tarifelerinin tek koruma aracı ola- rak kullanılması ilkesinden önemli bir sapma da, "gönüllü ihracat kısıtla- maları" anlaşmalarıdır.

GATT döneminde sekiz adet tarife indirim görüşmeleri yapılmıştır.

GATT çerçevesinde yapılan tarife indirim turlarına Çoktaraflı Ticaret Gö- rüşmeleri (Ticaret Turları) denir.

Bu görüşmelerin sonuncusu Uruguay Turu (1986-1993) dur. Uruguay Turu'nda alınan kararlar, üye ülkelerin hükümetleri tarafından 12-15 Ni- san 1994 tarihleri arasında Fas'ın Marakeş şehrinde kabul edilmiş Mara- keş Anlaşması (Nihai Senet), 1 Ocak 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Nihai Senet ile, GATT'ın yerine Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kurulmuş- tur.

Dünya Ticaret Örgütü, Bretton Woods Konferansı'nın toplanmasından tam 50 yıl sonra faaliyete geçerek, dünya ekonomi sisteminin önemli bir kuruluşu olmuştur. Türkiye, DTÖ Kuruluş Anlaşması'nı, 25 Şubat 1995 tarihinde kabul etmiştir.

DTÖ'nün amaçları, örgütü kuran Anlaşma'nın önsözünde belirtilmiş olup GATT'ın gerçekleştirmek istediği amaçlara büyük benzerlik göster- mektedir.

DTÖ'nün en az iki yılda bir toplanan ve tüm ülkelerin temsilcilerinden oluşan bir Bakanlar Konferansı vardır. Bu, GATT'ın Genel Kurulu'na denktir. İlk Bakanlar Konferansı Aralık 1996'da Singapur'da, ikincisi Ce- nevre'de ve üçüncüsü Seattle'da yapılmıştır.

Günümüzde artık GATT, yerini DTÖ'ne bırakmıştır. DTÖ'ne üye olan ülkeler Nihai Senet'teki anlaşmalara bağlı olmakla birlikte, bunlara aykırı hareket ettiklerinde, yine bu anlaşmalarda yer alan müeyyideler işlerlik kazanmaktadır.

DTÖ'nün uluslararası ticari anlaşmazlıkların giderilmesine ilişkin ola- rak getirdiği mekanizma, çok taraflı ticaret sistemine güvenirlilik ve tah- min edilebilirlik kazandırmak bakımından çok önemlidir.

DTÖ çerçevesinde, Nihai Senet'te yer alan herhangi bir anlaşmazlık- tan doğan sorunların çözümü için Anlaşmazlık Çözüm Organı yaratılmış- tır. Bu Organ tarafından kurulan panellerin raporları, oybirliği olmadan da kabul edilmektedir.

Sorular

1. 1948-1995 döneminde uluslararası ticareti düzenleyen ve üzerinde anlaşılan uluslararası çok taraflı sözleşme hangisidir?

a. WTO b. AET c. GATT d. AÇO e. ITO

(15)

2. ____ kuralı, her GATT üyesinin tüm taraflara, aynı gümrük tarife oranının uygulanmasını ve ayırımcı işlemle bulunulmamasını öngö- rür?

a. En çok kayrılan ülke b. Gümrük birliği c. Serbest ticaret d. Panel

e. Gönüllü ihracat kısıtlaması

3. GATT döneminde yapılan tarife indirim görüşmeleri arasında aşa- ğıda sayılanlardan hangisi yer almaz?

a. Kennedy b. Tokyo c. Uruguay d. Cenevre e. Paris

4. Hangi çoktaraflı ticaret görüşmeleri sonucunda Nihai Senet hedef- lerine göre dünya ticaretinde ciddi bir liberalizasyon sağlanmıştır?

a. Cenevre b. Uruguay c. Annecy d. Torquay e. Dillon

5. Uruguay Turu, ____ alanında çoktaraflı kuralların kapsamını genişletmekte ve ____ ticaretinin liberalizasyonu için daimi müza- kere sistemi getirmektedir.

I. Hizmet II. Tarım III. Sanayi IV. Turizm

V. Yabancı sermaye a. I + II

b. I + III c. I + I d. II + III e. III + II

Referanslar

Benzer Belgeler

Üç FSRU da dahil olmak üzere toplam 30 bcm kapasiteli beş yeni LNG ithalat terminali yapım aşamasındadır ve bu terminallerin 2019 yılına kadar devreye girmesi

fından veya onun adına sağlanacak, değerlendirilecek eşyanın üretimine ilişkin bilgilere dayanılarak tespit edilir. Bu hesaplar eşyanın üretildiği ülkede uygulanan genel

• Reduction of domestic & export supports by the exporter countries would increase costs & agricultural products prices in the world markets. – This could increase import

DTÖ, dünya ticaretinin serbestleştirilmesi için üye ülkeler arasında ortak platform olduğu gibi ayrıca uluslararası ticarette anlaşmazlık çözüm organına sahip

Bu doğrultuda Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği, Türkiye’nin ticaret ve rekabet politikalarını büyük ölçüde etkilemiş ve oluşan yeni

Bunlar; enine kesitleri bütün uzunlukları boyunca daire, oval, dikdörtgen (kare dahil), ikizkenar üçgen veya düzgün konveks çokgen şeklinde ve aynı olan (karşılıklı

Ortak Pazar (Tarifelerin ortadan kaldırılması + Ortak Dış Tarife + Üretim. Faktörlerinin Dolaşımı) Gümrük Birliği

kapsamaktadır. Çünkü bu pozisyondaki eşyalar genellikle adi metal veya plastikten yapılmaktadır. Bu nedenle saç bağlama tokaları ve saç bantları bu