• Sonuç bulunamadı

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ÖMER SABANCI NIN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ÖMER SABANCI NIN"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK SANAYøCøLERø VE øùADAMLARI DERNEöø

TÜSøAD

YÖNETøM KURULU BAùKANI ÖMER SABANCI’NIN

ANSøAD GøRøùøMCøLøK HAFTASI

“YENø øù FøKøRLERøNøN ÜLKE KALKINMASINDAKø ROLÜ VE TÜRKøYE’NøN øNOVASYON POLøTøKASI”

BAùLIKLI KONUùMASI

14 Aralık 2006

Antalya

(2)

Akdeniz Üniversitesi’nin De÷erli Ö÷retim Üyeleri, Sevgili Ö÷renciler, Sayın Konuklar, De÷erli Basın Mensupları

TÜSøAD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Baúkan Sayın Hilmi Ünsal’ın úahsında, Antalya Sanayici ve øúadamları Derne÷i’ne, 4. Giriúimcilik Haftası Etkinlikleri çerçevesinde bir konuúma yapmam için davetlerinden dolayı teúekkür ediyorum.

Giriúimcilik Haftası’nın temel amacı; Türkiye’de giriúimcilik kültürünü yaygınlaútırmak, giriúimcilerin birbirleriyle tanıútıkları, sorunların anlatıldı÷ı ve çözümlerin tartıúıldı÷ı bir platform oluúturmak ve Ö÷renci-Giriúimci-øú Dünyası buluúmasını gerçekleútirmek olarak tarif ediliyor. Ekonomik büyümenin temel unsurlarından biri olan giriúimcilik konusuna dikkat çekmek ve gençleri giriúimcili÷e özendirmek amacıyla düzenlenen bu tür etkinliklerin, ülkemizde giriúimcilik kültürünün geliúmesine önemli katkılarda bulundu÷una inanıyorum.

TÜSøAD olarak biz de, 3 yıldır farklı üniversitelerin ev sahipli÷inde Giriúimcilik Kongreleri düzenliyor, gençlerin yeni iú fikirlerini ödüllendiriyoruz. Ülkemizde her geçen yıl bu konuda daha fazla etkinlik gerçekleútirilmesinden de büyük mutluluk duyuyoruz.

Bildi÷iniz gibi, Avrupa Birli÷i, 2000 yılında istihdamı, ekonomik reformları ve toplumsal uzlaúmayı güçlendirmek üzere hazırladı÷ı Lizbon Stratejisi’nde, inovasyon, rekabet gücü ve büyümede itici güç olmasından hareketle, giriúimcili÷in geliútirilmesi gere÷inin altını çizdi.

Daha sonra ise, AB’nin bu alanda arzu edilen performansı sergileyememesi nedeniyle, 2003 yılında “Giriúimcilik Üzerine Yeúil Belge” yayınlandı. Yeúil Belge, gelecekte uygulanacak en iyi giriúimcilik politikası konusunda, ilgili çevrelerde geniú bir tartıúma baúlatmayı amaçlıyordu. Nitekim, 2004 yılında bir eylem planı oluúturularak, giriúimcili÷in geliútirilmesi için 5 stratejik alan belirlendi. Bu kapsamda;

x e÷itim yoluyla giriúimci bir zihniyet yapısının oluúumuna destek verilmesi,

x risk almaya elveriúli bir ortam yaratılarak daha çok kiúinin giriúimci olmaya teúvik edilmesi,

x kadın ve genç giriúimcili÷inin ve yenilikçi sanayi kümelenmelerinin teúviki yoluyla rekabetçilik ve büyüme performansının artırılması;

x finans olanaklarına eriúimin geliútirilmesi ve x yasal ve idari yüklerin hafifletilmesi

ana konular olarak sıralandı. AB, 2005 yılından baúlamak üzere bu alanlarda kaydedilen ilerlemeyi yakın takibe aldı. Bu alanların stratejik konumunun ülkemiz için de geçerli oldu÷unu düúünüyorum.

Avrupa iú dünyasının temsil örgütü UNICE de ekonomik büyüme ve istihdam yaratmanın, ancak giriúimcili÷in geliúmesiyle mümkün olaca÷ını savunmakta ve AB’nin Lizbon Stratejisi hedeflerine ulaúılması için, karar alıcı mercilerin, giriúimcilerin sesine kulak vermesi gerekti÷ini vurgulamaktadır.

Yeterince giriúimci ve yenilikçi olamamanın yanında, AB ülkelerinin karúısındaki en önemli sorunlardan birisi de nüfusun hızla yaúlanması olarak kabul edilmektedir. Bu demografik de÷iúim, Avrupa Komisyonu’nun gündemine çeúitli meseleleri de beraberinde getirmektedir.

Giriúimcilik açısından bakıldı÷ında, giriúimcili÷in en yo÷un oldu÷u yaú aralı÷ı 25-34 yaú olarak ortaya konmuútur. Bu noktada, genç nüfusunu giriúimci bir güce dönüútürebildi÷i takdirde, Türkiye’nin ekonomik anlamda rekabetçili÷ini çok daha ileri bir seviyeye taúıması mümkündür. TÜSøAD’ın çeúitli demografi, büyüme ve istihdam raporlarında belirtildi÷i gibi,

(3)

önümüzdeki yıllarda Türkiye’de genç nüfustaki artıúa ba÷lı olarak daha çok gencin iúgücü piyasasına girmesi beklenmektedir. Bunun iúsizlik sorununu derinleútirmesini engellemek için daha fazla istihdam alanı yaratılmalıdır. Ekonomide görülen yapısal dönüúümle beraber kamunun istihdam yaratma potansiyeli azalırken özel kesiminki artmaktadır. Dolayısıyla, iúsizlik oranının aúa÷ı çekilmesi için izlenecek politikalar kapsamında özel sektörde giriúimcili÷in geliútirilmesi úarttır.

Giriúimciler ve küçük ölçekli iúletmeler, servis ve bilgiye dayalı sektörlerde önemli bir rol oynamaları dolayısıyla ekonominin merkezinde yer alırlar. Büyüme, úirketlerin hayatta kalmaları, inovasyon, istihdam yaratma, teknolojik de÷iúim, üretim artıúı ve ihracat gibi kriterler göz önünde bulunduruldu÷unda, giriúimcilik ve ekonomi arasında önemli bir ba÷lantı söz konusudur. Ama asıl önemlisi giriúimcilik, kiúisel geliúimi zorunlu kılar; yarattı÷ı rekabet ortamında kiúilerin hep daha iyiyi hedeflemesini sa÷lar. Giriúimcilik fırsatı herkese sunuldu÷unda, sosyal anlamda da bunun pek çok getirisi vardır; herkese potansiyelini açı÷a çıkarabilme olana÷ı verildi÷inde, bulundu÷u yer ve geçmiúinden ba÷ımsız olarak baúarı elde edebilmesi mümkün kılınır.

Bu çerçevede, toplumda, özellikle gençler arasında giriúimcili÷in özendirilmesinin üzerinde önemle duruyoruz. Ülkemizde üniversitelerimizde giriúimcilik konusunun ele alınması, gençlerin bilinçlendirilip teúvik edilmesi ve giriúimcilik kültürünün yaygınlaútırılması açısından çok önemli katkılar sa÷layacaktır. Mezun olduklarında ‘bir iúe girmeyi’ de÷il, ‘yeni iú fikirleriyle kendi iúlerini kurmayı’ amaçlayarak hayata atılan gençler, giriúimcili÷in temel aktörleri olacaklardır.

Bu amaçla, giriúimcili÷in geliúmesinin önündeki engellerin giderilmesi önem taúımaktadır.

Örne÷in, giriúimcinin en önemli ihtiyaçlarından biri olan finansman konusunda ciddi sorunlar mevcuttur. Özellikle baúlangıç aúamasında gerekli olan ‘tohum sermaye’ ciddi bir eksikliktir.

Yenilikçi ve teknoloji a÷ırlıklı faaliyet gösteren firmaların arkasındaki en büyük destek olarak nitelendirilen ‘risk sermayesi’ konusunda da Türkiye emekleme aúamasındadır. Son dönemde úirket içi risk sermayesi fonları kurulmaya baúlasa da toplam risk sermayesi piyasası yetersiz düzeyde kalmaktadır. Ayrıca, uygun vade ve maliyet yapısına sahip finansal kaynakları daha çeúitli hale getirmeden, küçük ve orta boylu iúletmelerin kaynak sorununu çözmek de zor olacaktır.

Özetle, Türkiye’de ekonomik yapının giriúimci ve yenilikçi olması için, ekonomik, teknolojik ve yasal altyapı ile insan kaynaklarını kapsayan politikalar izlenmesi gereklidir. Bu da yatırım ortamının iyileútirilmesinden, vergi ve iú hukuku mevzuatının bütüncül bir úekilde ele alınmasına; finansman seçeneklerinin artırılmasından, giriúimcilik destek mekanizmalarının geliútirilmesine; etkin bir AR-GE ve inovasyon politikası uygulanmasından giriúimcilik e÷itimine kadar çok geniú bir alanda çalıúmaların gündeme gelmesini gerektirmektedir. Bu noktada, e÷itim, giriúimcilik, teknolojik altyapı gibi konularla yakından ba÷lantısı nedeniyle inovasyon politikası konusuna de÷inmek istiyorum.

Günümüzde bilim ve teknolojideki geliúme sürecinin toplumsal faydaya çevrilmesi, yani

“inovasyon süreci”nin, toplumların gelece÷ini belirleyen en önemli unsur haline geldi÷ini sıkça duyuyor ve telaffuz ediyoruz.

ønovasyon neden gereklidir? Baúarılı bir inovasyon sürecinin yeni ürün ve hizmetlerin geliútirilmesi, yeni piyasalara ivme-hareketlilik kazandırması ve giriúimler için büyüme imkânları yaratmasıyla de÷er kattı÷ı görülür. ønovasyon ile ne tip kazanımların elde edildi÷i

(4)

araútırıldı÷ında, inovasyon uygulamaları ile daha yüksek düzeyde verimlili÷e, daha düúük düzeyde maliyetlere ve artan kâr ve istihdam kapasitelerine ulaúılabildi÷i görülür.

ønovasyonun benimsenmesi ve yaygınlaúması bir toplumun bilgi birikimini-envanterini artırmakta, böylece piyasaların geliúimini desteklemekte, uzun vadede refah artıúını ve daha yüksek yaúam standartlardını sa÷lamaktadır.

Dünyada Ar-Ge’ye ve inovasyona yatırım için cazibe merkezi olmak amacıyla ülkeler arasındaki rekabet giderek artmaktadır. ABD ve Japonya gibi bu alanda önde gelen ülkelerin yanısıra artık Çin, Hindistan ve Brezilya gibi yeni rakipler belirmiútir.

ønovasyon, üyesi olmayı hedefledi÷imiz Avrupa Birli÷i’nin Lizbon Stratejisi’nin de öncelikli gündem maddelerindendir. Strateji’nin ana ekseni; rekabet gücünü artırmak için araútırma- geliútirmeyi, yenilikçili÷i teúvik ederek ve insana yatırım yaparak bilgiye dayalı bir ekonomiye geçiúi hızlandırmaktır.

Bu çerçevede, AB, 2010’a kadar Ar-Ge harcamalarının gayri safi yurt içi hasıladaki payının

% 3’e yükseltilmesini bir hedef olarak belirlemiútir. Ayrıca yeni teknolojilerin geliúimi için elveriúli yasal düzenlemeler getirilmesi; devlet yardımlarının, kamu ihale ve vergi sistemlerinin araútırma ve inovasyona yönelik olarak yapılandırılması; fikri hakların etkin korunması ve araútırmacılar için elveriúli bir ortam sunulması gibi politikalar gündeme getirilmektedir. Özel sektörün rolünün etkinleútirilmesi amacıyla ise, üniversite-sanayi iúbirli÷inin güçlendirilmesi, yenilikçi sanayi kümelenmelerinin oluúturulması, özellikle KOBø’lere araútırma ve inovasyona yönelik iúletme deste÷i hizmetleri verilmesi gibi önlemler öngörülmektedir.

AB üyeli÷i yolundaki Türkiye’de de, araútırma, teknoloji ve inovasyonun önünü açacak bu tür politikaların kararlılıkla uygulanması ve sanayi kuruluúlarımız ile KOBø’lerimizin AB programları ve imkanlarından yararlanması önem taúımaktadır. Ülkemizde Ar-Ge’ye daha fazla yatırım yapılması ve teknolojik inovasyonda yetkinleúilmesi, rekabet gücü artıúıyla beraber ekonomik büyümeye de katkıda bulunacaktır.

Bilindi÷i gibi, bilim, teknoloji ve inovasyon üçlü bir sarmalın kolları gibidir. Kollardan birinin yükselmesi di÷erlerinin de yükselmesine ba÷lıdır. Bu ba÷lamda, inovasyon politikaları ile bilim ve teknoloji politikaları arasında tam bir bütünlük vardır ve ço÷u durumda, bilim ve teknoloji politikaları, do÷al olarak, inovasyon politikalarını da içermektedir. Türkiye’de bilim ve teknoloji politikaları üretmeye yönelik altyapının 1960’lara dayanan bir geçmiúi vardır.

Ancak, bu politikaların ilgili paydaúları tarafından yeteri kadar sahiplenildi÷ini söylemek zordur.ønovasyon politikaları oluúturulur ve uygulanırken, devlet, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum iúbirli÷inin hayata geçirilerek, inovasyonun toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenmesine ve siyasi sahiplenmenin en üst düzeyde gerçekleúmesine özel önem verilmelidir.

Son yıllarda, gerek hükümetin gerekse kamu ve özel sektör kuruluúları ile üniversitelerin bu konuda iúbirli÷i ve iletiúimi artırmaya yönelik çalıúmalarının arttı÷ını görüyoruz. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nda iki yıl önce alınan, 2010’a kadar Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının gayri safi yurt içi hasıladaki payının % 2’ye ve tam zaman eúde÷er araútırmacı sayısının 40.000’e çıkarılması kararları önemli birer hedeftir. Bu kararlar gere÷i, 2005’den baúlayarak, do÷rudan kamu Ar-Ge desteklerinde önemli artıúlar olmuútur. Tam zaman eúde÷er araútırmacı sayısı da 2004 itibariyle 34.000’e ulaúmıútır. Bu hedeflerin, ülkenin inovasyon performansının yükselmesine katkı yapması beklenmektedir.

(5)

Bu noktada, inovasyon konusunda geçen yıl çalıúmalarını baúlatan “Ulusal ønovasyon Giriúimi”nden de bahsetmek isterim. Giriúim, TÜSøAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu’nun koordinasyonunda, inovasyon konusunda özel sektör-üniversite-sivil toplum iúbirli÷inin pekiútirilmesi, inovasyon politikaları hazırlama sürecine katkıda bulunulması ve inovasyon ile ilgili kamuoyunda bilinç oluúturulması amacıyla baúlatıldı. 21 kurucu üye tarafından oluúturulan Giriúim’in örgütsel yapısında, üniversite rektörleri, firma/holding/úirketler gruplarının ve sivil toplum örgütlerinin üst düzey yöneticileri yer almaktadır.

Ulusal ønovasyon Giriúimi, sayısı yüzü aúan uzmanın da fikri katkısını alarak, “Toplumsal Refah øçin ønovasyon” temasıyla, bir “ønovasyon Çerçeve Raporu” hazırladı. 18 Ekim 2006 tarihinde kamuoyuna tanıtılan raporun üzerinde durdu÷u konu baúlıkları ise, inovasyon için uygun ortam ve altyapı koúullarından, ihtiyaç duyulan insan kayna÷ı ve yeteneklere;

inovasyon için gerekli finansman araçlarından, kamuda inovasyon süreçlerine kadar geniú bir yelpaze oluúturmaktadır.

Bu yelpaze içinde e÷itim konusunun özellikle altını çizmek isterim. Yaúlanan Avrupa nüfusuna karúılık Türkiye’nin genç nüfusuna iyi bir e÷itim verebilmesi ve anaokulundan baúlayarak e÷itim sisteminin her kademesinde araútırmacılı÷ı ve yenilikçili÷i ön plana çıkaracak bir reform yapması, inovasyon politikalarının amacına ulaúması için elzemdir.

ønovasyon ve onu destekleyen bilim ve teknoloji yetene÷i, merak eden; merak etti÷ini sorgulayan; üretmekte ve yeni birúey yaratmakta iddialı bir toplum dokusu gerektirmektedir.

Bu nedenle, çocuklarımıza bu kültürü aúılayabilmek için, e÷itim ve ö÷retim sistemimizi

“Ulusalønovasyon Sistemi”nin bir parçası olarak yeniden yapılandırmak zorundayız.

ønovasyonun tabana yayılmasında bölgesel inovasyon sistemlerinin hayata geçirilmesi de önemli rol oynayacaktır. Bilindi÷i gibi, “inovasyon kutupları” ve “sanayi kümelenmeleri”

olarak tabir edilen, e÷itim-araútırma merkezlerinin, finans kuruluúlarının, fikri haklar uzmanlık kuruluúlarının, bölgesel ya da yerel kalkınma ajanslarının ve benzeri destek kurumlarının yer aldı÷ı a÷ yapılanmaları, iúletmelerin inovasyon performansını ve rekabet gücünü önemli ölçüde yükseltmektedir. Türkiye’de de bu sistemlerin kurulması, yaygınlaúması ve etkin iúlemesi amacıyla, di÷er ülkelerdeki örnekler de dikkate alınarak bir an önce harekete geçilmesi gereklidir. Yerel düzeyde iúletmeler, üniversite ve araútırma kurumları ve sivil toplum örgütlerinin oluúturaca÷ı iúbirli÷i ortamlarının, yerel otoriteler ile de iliúkiye geçerek, söz konusu bölgede etkin bir inovasyon ve kümelenme stratejisi uygulanmasını sa÷layabilece÷ini düúünüyorum.

Sözlerime son verirken, Türk sanayinin giriúimci ve yenilikçi gücünün artmasının AB üyeli÷ine hazırlanan ülkemizin üyelik sonrasında AB’ye uyumunun kolaylaúması açısından da önem taúıdı÷ını belirtmek isterim. Ekonomik performans ölçütü olarak kiúi baúına düúen gelir düzeyi ve istihdam oranı esas alındı÷ında, AB ölçülerine yaklaúabilmemiz için geliúmiú ülkelere kıyasla çok daha yenilikçi ve üretken olmamız gerekti÷i açıktır. 4. Giriúimcilik Haftası’nın, giriúimcilik ve yenilikçili÷in önemi konusunda farkındalı÷ın artmasına katkı sa÷lamasını diler, beni dinledi÷iniz için teúekkür ederim.

Referanslar

Benzer Belgeler

TÜSİAD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime Yüksek İstişare Konseyi Başkanımız sayın Muharrem Kayhan’a teşekkür ederek başlamak

Gerek makroekonomik istikrarda gerek yatırım ortamında şimdiye kadar sağlanmış başarıların, atılmış cesur ve önemli adımların daha da güçlendirilerek devam ettirilmesini

Yerli olsun, yabancı olsun yeni yatırımların artması, ancak bu yatırımlara dünya piyasalarında rekabet gücü sağlayacak elverişli bir yatırım ortamı

TÜSİAD adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. TÜRKONFED’in ilk Başkanlar Konseyi’nde sizlere hitap etme fırsatını bana verdikleri için, Konfederasyon Başkanımız Enis

En önemli ticari ortağımız olan Avrupa’da büyüme henüz hala yavaş seyretse de, dünya ekonomisinin tahmini gelişme rakamları, Türkiye’nin, ihracat gelirlerini artırmak

‹kinci bölümde yönetim biliminin tarihsel süreç içerisindeki gelifli- mini incelemeden yönetim biliminin genifl bir çerçevede ve detayl› olarak ele al›nabilmesi

Verimlili¤in, dolay›s›yla gelirlerin düflük oldu¤u tar›m kesimi bafl- lang›çta istihdam›n ve milli gelirin büyük bölümünü oluflturdu¤undan ve bu kesim- de göreli

Çizimden görülebilece¤i gibi, % 4 y›ll›k ortalama büyüme oran› olarak kabul edilecek olursa kestirim döneminin bafllang›c›nda istihdamda görülen art›fl,