Doç. Dr. Şerife TÜTÜNCÜ
KORDON KANI KÖK HÜCRESİ
Gebelik boyunca anne ile fötüs arasında bağlantı sağlayarak bebeğin besin ve oksijen gereksinimi
karşılayan göbek kordonundaki kana kordon kanı denir.
İçerisinde normal kan hücrelerine ilaveten yoğun olarak kök hücreler bulunur.
Bu nedenle günümüzde kordon kanı kök hücre kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Kordon kanı, tek kök hücre kaynağı değildir.
Tıbben kabul gören tek kullanım alanı, kan ve bağışıklık sistem hastalıklarının tedavisidir.
Kordon kanı az hacimde olduğu için içerdiği
hemapoetik kök hücre miktarı kemik iliğinden daha azdır.
Bu nedenle daha çok çocuklarda kullanılmaktadır.
Son zamanlarda farklı kanlar birleştirilerek de tek bir hastaya başarılı bir şekilde nakil yapılmaktadır.
Dünyada en çok kullanıldığı durum, kök hücre nakil tedavisi gerektiren ancak uygun verici bulunamayan hastaların tedavisidir.
Araştırmalar kordon kanı kök hücrelerinin ileride insanlarda doku tamiri konusunda da
kullanılabileceğini göstermektedir.
Ancak günümüzde henüz kabul gören bir tedavi yöntemi değildir.
İlk olarak 1988 lerde kordon kanı ile kök hücre nakilleri başlamıştır.
Ülkemizde ilk olarak Ankara ve Hacettepe
üniversitelerinin ortak çalışmaları ile talasemili
(Akdeniz anemisi) bir olguya nakil gerçekleştirilmiştir.
Nakil rejeksiyon ile sonuçlanmıştır.
Ancak ardından aynı vericiden yapılan
yoğunlaştırılmış, zayıflatılmış immunsupresyon ile başarı elde edilmiştir.
KORDON KANININ ÖZELLIKLERI
Kordon kanı kemik iliği ve periferik kan ile kıyaslandığında;
* daha uzun telomerlere
* daha yüksek proliferatif kapasiteye,
* immun yapılanma yönünden henüz timus eğitimini tamamlamamış olması
özellikleri ile uyum gösterme açısından önemli avantajlara sahiptir.
Kordon kanı kök hücrelerinin diğer dokulardaki kök hücrelere göre;
* elde edilmesinin daha kolay olaması,
* elde edilme ve saklanması aşamasında daha az risk taşıması,
* olası hastalıklarda ailenin tüm fertleri için kullanılabilmesi,
* kemik iliği gibi dokulardan elde edilen kök hücrelere göre farklılaşma özelliğinin daha fazla olması,
gibi sebepler kordon kanı kök hücreleri diğer kök hücre türlerine göre daha avantajlı kılmaktadır.
KORDON KANI İÇERİĞİNİN REJENERATİF
ÖZELLİĞİ
Kordon kanı kök hücre içeriğinin mezenşimal içeriği iyi bilinmektedir.
Periferik kana oranla hem MKH içeriği hem de proliferasyon özelliği daha iyidir.
Kordon kanının embriyonik kök hücre potansiyeli kanıtlanmıştır.
Kordon kanından kültür yapılarak elde edilen embriyonik kök hücrelerden endotel veya nöron benzeri hücrlerin elde edilebileceği gösterilmiştir.
Kordon kanının endoteliyal progenitörlere sahip olması, iskemik durumlarda dokuların yeniden damarlanmasını sağlar.
Bu amaçla yara iyileşmesi ve kardiyovasküler hastalık modellerinde başarılı bir şekilde kullanılabileceğini kanıtlayan çalışmalar yapılmıştır.
Örn; miyokard enfarktüsü oluşturulmuş immun yetmezliği olan hayvanlara intravenöz yolla uygulanan kordon kanı tek çekirdekli hücrelerinin kalbin yaralı bölgesine göç ettiği rapor edilmiştir.
Damarlanmayı arttırdığı ancak kasın kasılma gücüne etki etmediği,
Kemik iliğinden ve yağ dokudan elde edilen kök hücrelerin ise kasılmayı artırdığı kanıtlanmıştır.
Kordon kanı kök hücrelerinin sinir dejenerasyonu üzerine etkilerini inceleyen çalışmalar fare ve kemirgenler üzerinde beyin tıkanması ve omurilik zedelenmesi modelleri oluşturularak yapılmıştır.
Orta serebral arterin tıkanması sonrasında 48 saat içerisinde iv CD4 kordon kanı kök hücrelerinin nakilleri sonrasında;
* bölgede anjiogenezin arttığı,
* nörogenezin uyarıldığı ve sonuçta işlevsel bir iyileşme sağladığı gösterilmiştir.
Benzer deneysel sonuçlar omurilik zedelenmesinde de mevcuttur.
Son dönemlerde göbek kordon kanı dışında göbek kordon kanının matriks yapısı daha ayrıntılı olarak incelenmektedir.
Bu dokunun büyüme faktörleri yönünden zengin olduğu ve rejeneratif amaçlarla kullanılabileceği bildirilmiştir.