• Sonuç bulunamadı

Mimarlıkta strüktürün yeri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mimarlıkta strüktürün yeri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mimarlıkta

strüktürün

yeri

Yazan : Pier Luigi Nervi Çeviren : Enis Kortan

Ortadoğu Üniversitesinde Asst. Prof.

Günümüzün mimarlık gelişmesinde bir konutun güzellik yönü ile strüktür ve kons-trüksiyon sorunları arasındaki karmaşık iliş-kileri açığa çıkarma çabası büyük önem ta-şımaktadır.

Apaçıktır ki, mühendislik ve mühendis-lik eğitiminin verisi olan zihnî yapıcılık mi-marlığı yaratmağa yeterli değildir. Fakat yi-ne aynı derecede açıktır ki mühendislik tek-niği olmaksızın mimarî bir kavram, bir şai-rin zihninde tasarlayıp yazmadığı bir şiir gibi, mevcut değildir.

Mühendislik, statiğin hemen hemen sı-nırsız kaynaklarını, konstrüksiyonu ve görev-sel imkânlarını verir; öyle ki, hatta mimarlık ifadesinin yetersizliği halinde dahi, kompozis-yon duyusu, oranların ahengi ve detaylara gösterilen itina yardımıyle onu, ifadesi olabi-len mimarî gerçekleştirmelere dönüştürebilir.

İnanıyorum ki, mühendislik ve mimarlık arasındaki ilişkileri açıklamağa yardımı ba-kımından, mimarlık ile müzik arasında bir benzerlik kurmak mümkündür.

Gerçekten en iyi çalgı araçlarıyle do-nanmış ve en iyi çalgıcılardan kurulu bir müzik birliği, müzikal bir şaheser yarata-mazlar; fakat yine bir gerçektir ki modern bir orkestranın ses bütünlüğü, kudreti ve ona göre bir icraatı olmaksızın da en kabiliyetli bir müzik dâhisi dilsiz veya en azından ifade gücünden yoksun olacaktır.

Geçmişteki kompozitörlerin, yaylı çal-gıların icadı ve başarılı evrimi sayesinde kompozisyonun yeni basamaklarına ulaştıkla-rını imgelemek kolaydır ve bugün yeni alan-ların, yeni bir sedanın aniden icadı ile açıla-bileceği düşünülebilir.

Bugünkü mimarlığın durumu, müziğin eski moda ve sınırlı müzikal araçları terke-dip hakikî orkestral topluluklar haline gel-mesine benzetilebilir.

Çelik, betonarme ve strüktürel teoriler, rasyonel kullanılışlarıyle, mimarî senfoniler •kompoze edebilecek kabiliyetteki mimarların elinde yeni araçlar olup bunlarla başlangıç-tan bugüne kadar yapılmış herhangibir ya-pıdan daha karmaşık eserler yapılabilir.

Konstrüksiyon tekniklerindeki son yüz-yıl içinde yer alan köklü değişikliklerin çe-şitli nedenleri aşağıda sıralanmıştır.

1. Strüktür teorilerinin doğması ve ev-rimleşmesi. Bu sayede yeterli güvenlik ve duyarlık ile strüktürlerin birçok çeşitlerini dizayn etmek imkânı.

2. Çelik ve beton gibi yüksek mukave-metli malzemelerin bolluğu ve malzemeler alanında esaslı evrimler.

3. Endüstriyel gelişmenin, yeni ve hızlı taşıtların ve toplumsal ilerlemenin getirdiği yeni mimarî konuların ihtişamı ve değişik-liği.

4. Ekonominin artan önemi.

Belki de, söz konusu maddeler arasında en önemlisi birincisidir: Strüktür teori bilgi-sinin yayılması, strüktürel problemlerin esas-larını ünlüleştirip demokratize etmiş ve mi-marı, sadece yavaş bir evrim ile başarıya ulaştırabilen şema ve çözümlerden kurtar-mıştır.

Bugün, geçmişteki inşaatçılara önderlik etmiş olan uzun düşünce serilerini, gözlemle-rini ve başarısız davalarını tekrar kurmak ve onlara birçok olağanüstü sezgisel çözümleri getiren ussal gelişmeyi tekrar yaratmak çok güç olurdu.

Floransa'daki S. Maria del Fiore'nin kubbe konstrüksiyonundaki Brunelleschi'nin deha yüksekliğini, sezgi kudretini, sonsuz te-fekkür ve cesaretini; stabilitesini kolaylıkla sağlayabildiğimiz bugünün çok daha karma-şık strüktürleriyle kıyaslamağa çalışalım. Böylece, strüktürel buluşların geniş özgürlü-ğünün bizlere verdiği imkânlar açıkça görü-lür.

Hatta, yakm geçmişte bile yeni bir strük-türel buluş, az miktarda inşaatçının ve istis-naî kabiliyetteki mimarların yavaş gelişen çalışmalarının sonucunda ortaya çıkıyordu. Halbuki bugün, herhangi bir mütevazı di-zayner, yeni bir strüktürel problemi incele-yebilir ve onu gerektiği şekilde elverişli ve emniyetli olarak çözebilir. Pratik alanda çok kıymetli olan, bu strüktürel bilginin demok-ratize edilmesinin olumsuz cephelerine de aynı zamanda dikkat etmemiz gerekir.

Geçmişin büyük strüktürleri, özellikle diğerlerinden daha fazla olarak Gotik kated-ralleri; detay ve üstün bilgilerin birliğinde, hemen hemen mucizevî strüktürel hassasiyet-lerinde, kendi yaratıcı ve yapıcılarının tasav-vurun üstündeki tecrübelerini ve tatbikat ka-biliyetlerini ifade etmişlerdir.

Bu şaheserlerde bütün strüktürel ve konstrüksiyonel problemler mükemmel bir sentezle birleştirilmişlerdir. Bu gerçekleştir-melerin tümünde, artistik ilhamlarla teknik fikirleri ayırmak mümkün değildir: Sezgiler ve müstesne zihinlerin tefekkürü ile sanatın asaletine erişilmiştir.

Şimdi, çok sayıdaki strüktürel problem-lere değinme kolaylığı ve analiz metotları-nın soğuk nesnelliğinin, sezgisel zihnî işlem-lerle kıyaslandığında; bizim gerçekleştirme-lerimizin seviyesini kaçınılmaz şekilde alçalt-mış olduğu görülür.

Korkarım ki, insanlık, büyük Gotik ka-tedrallerinin teknik ve mimarî mucizelerini tekrarlamağa muktedir olamayacaktır.

Fakat, şimdi işaret ettiğim noktayı bir tarafa bırakırsak; son zamanlardaki strüktü-rel sistemlerin çeşitliliği ve teorik analiz im-kânlarının mimarî ifade araçlarımızı; son birkaç yüzyıl zarfında yüksek bilgili ve inşaî tecrübeleri olan inşaatçı kuşaklarınkinden da-ha fazla zenginleştirmiş olduğu şüphelidir.

Her ne kadar tesadüf sebeplerini kur-mak güç ise de, saf matematiksel spekülâs-yonların meyvesi olan strüktürler teorisinin doğuşunun, endüstriyel gelişmemizin, cesura-rıe strüktürler tasavvurlarımızda kolayca kul-lanabileceğimiz yeni malzemeler verdiği, tek-nik ve sosyal ilerlememizin bu teorik bilgiyi ve yeni malzemeleri kullanmayı gerektiren yeni strüktürel temalar arzettiği bir süreye rastlaması dikkate değer.

Strüktürel yönden önemli temaları sa-dece kilise ve kale olan bir ortaçağ sosye-tesinde, aynı malzemelerle ne gibi gerçek-leştirmeler yapılabilirdi? Bunu tahayyül et-mek güçtür.

Son yüzyıl zarfında, direkt veya indi-rekt şekilde konstrüksiyonu etkileyen bütün faktörler, geçmişle gerçek bir ilgisi bulun-mayan bir yeni mimariye ahenkli olarak yö-nelmiştir.

Günümüzle ve görülebilen gelecek ile hiçbir ortak özelliği bulunmayan, geçmişin mimarî ve strüktürel biçimlerini sunî olarak tekrar kurma çabasından daha saçma ve kı-sır bir şey olamaz.

Bu telâkkilerin ışığında, kendimize, bu yeni mimarînin doğrultusunun ne olacağını sorabiliriz.

Gözlemler kolayca açığa çıkarır ki; uzun açıklıklı köprüler, büyük salonlar, stad-yumlar, demiryolları, deniz ve hava termi-nalleri, büyük fabrikalar, geniş büro vc depo binaları gibi yeni temaların strüktürel cep-helerinin fazlalaşan önemi, bizi ekonomik ve konstrüksiyonu mümkün çözümlerin istih-sali bakımından «statik gerçek» olarak ad-landırdığım bir niteliğe bağlı kalmağa zor-lar.

Apaçıktır ki, geniş ölçülerin herhangi bir strüktürü, gerek biçimi ve gerek taşıyıcı iskeleti olarak strüktürel zorunlarla katî ola-rak sınırlanmıştır.

Geniş boyut veya istisnaî ağır yüklerle karşı karşıya olduğumuz zaman, pencere baş-lığı veya bir kemer gibi geçmiş mimarînin strüktürel eleman ve biçimlerini seçmek öz-gürlüğü artık mevcut değildir. Açıklığı 30 m. den fazla olan bir köprünün zaten sınırlı sayıda çözümü vardır; eğer açıklık 45 m. den fazla ise çözüm sayısı azalır ve 90 m. den fazla olunca belki bir veya iki çözüm kalır. Açıklığı 90 m. veya 120 m. den fazla olan bir kemer köprünün profili sabit yükün ba-sınç bileşkesi ekseni eğrisinden fazla

(2)

deği-şik olamaz. Bundan dolayı şekli bir para-bol'e çok yakın olacaktır.

Strüktür şemasının tayin ettiği kons-trüksiyonun her önemli parçasının, söz ko-nusu sebepten fazlasıyle ifade edilme eğilimi vardır. Gerçekten böyle bir şemanın dürüst ifadesi, mimarlık açısından sarih olacaktır.

Diğer teknik alanlardaki çok sayıdaki gerçekleştirmeler, mimarlıkta çok ihtiyaç duyulan yeni bir estetik duyunun yaratılması için bize yardım edecektir. Uçaklar, gemiler, otomobiller ve makineler katî fonksiyonel gerçeklere, statik ve dinamiğin değişmez ka-nunlarına uymağa mecburdurlar ve bize fan-tastik yaratmalar yapabilmek için çok az yer bırakırlar.

Onsekizinci yüzyılda, biçim ve dekorativ detayların mutlak özgürlüğü, yelkenli gemi ve atlı araba yanıcılarına güzel görünüşlü gemiler ve muhteşem paytonlar yaratma im-kânını vermiştir. Mimarlık da, bu sonuçlar gibi, iç dekorasyon ve zamanın modaları ile tam bir birlik içindeydi.

Uçaklarımızın biçimleri, gemi ve oto-mobillerimiz, minimum direncin standart şe-killerine doğru süratle yönelmektedir ve bir-kaç sene içinde, imalâtçılarının estetik his-leri ne olursa olsun, teorik aerodinamik hid-rodinamik biçimleri alacaklardır.

Her halde bu fonksiyonel sonuçlar, za-manla, sınırlı ölçüleri sebebiyle bir miktar biçim serbestisini muhafaza edebilen küçük yapıları da etkileyecektir.

Bundan dolayı görülebilir ki, geniş strüktürlerin strüktürel problemlerinin ve di-ğer teknik ve mekanik tatbikatların direkt etkileri, nihayet, ekonomik faktörlerin gittik-çe artan etkisi, geleceğin tüm miralığını ger-çeğe, daha gerçek dolu bir üslûba yönelte-cektir.

Yarının mimarlığına yönelen bu yeni doğrultunun, bizi soğuk ve standart mimarî ifadelere götürmesi gerekmez. (Taa ki yeni kültürümüzün temel teknik cepheleri birden-bire değişirse!)

Her şeyden önce, büyük eserlerin strük-türel biçimleri başlıbaşma zengin ve güzel-dir; fakat, fazla olarak fonksiyonel ve eko-nomik yönden doğru, faydasız ve genellikle acaip dekorasyonlardan uzak, hacim ve alan-ların harmonik ilişkileriyle ilgi çeken ve mü-kemmel detaylar ve renklerle zenginleştiril-miş bir mimarî ifade yaratmalıyız.

Böylece mimarlık sanatının bütün dal-ları strüktüralizmin saf teknik ve soğuk so-runlarından uzak olacaktır. Örneğin, şehir-lerimizdeki ikametgâh kısımlarının problem-lerinde, gelecek nesillerin de hissedeceklerini umduğum şekilde, serbest ve yeşil sahalarla istenen romantisizm ve şiir ifade edilebilir ve huzur yaratılabilir.

Geçmişteki insanlığın sosyal şartlarının ve hareketli hislerinin değişmesinden sonra, şimdi görüyoruz ki bu yeri «gerçeğin üslû-bu» nun doğuşu, mekanik tekniklerinin ve ge-niş strüktürlerin empoze ettiği ve diğer bü-tün insanî hareketleri kapsayacak bir olay-dır.

Bugün dünyanın her yerinde, az çok şuurlu olarak bu gerçeğin üslûbunu ifade eden yeni strüktürler inşa edilmektedir. İna-nıyorum ki,' yakın bir gelecekte bu üslûp, şuurlu olarak her yere yayılacaktır.

Bu sebepten, yakın geçmişteki birçok mimarî gerçekleştirmelerde ağırlığı apaçık olan ve mimarlığı bu geçiş devresinde teh-dit eden bir tehlikeyi işaret etmek gerek-mektedir. Strüktürel ve inşaî sorunların tabiî olarak maddeleştirilmesinden doğacak yerde, problemin tüm statik gerçeğine tekabül et-meyen biçimsel bir «sahte strüktüralizm» hatırımdadır. Diğer bir deyişle, statik prob-lemin esasından çıkacağı yerde, dış görünüş için doğrulmuş olan strüktürlere işaret edi-yorum.

Geleneksel konstrüksıyon temalarının ve çözümlerinin değişmesi bugünkülere göre çok süratli olmuş ve bir dizayner'in profesyonel hayatından daha kısa bir zaman aralığında yer almıştır. Yeni strüktürel ve mimarî

im-kânların' esası, olgunlaşıp derinlemesine an-laşılacak vakit bulamadı. Bu sebepten bazı yeni çözümler tatmin eksikliği gösterdiler ve dolayısıyle, çoğunlukla ifadesiz ve mimarlık-tan uzak oldular. Belki de, eski akademik «dekorativizm» den daha da kötü olan aka-demik «strüktüralizm» in tehlikesini açıkla-malıyız.

Bu sorunun cevabı, dizayner'in hazırlan-masında ve onun statik problemleri anlama-sında yatar. Bundan dolayı problem esasın-da bir eğitim işidir ve mimarlık fakülteleri tarafından çözülmelidir.

En büyük hatalardan biri de, mimarın strüktür mühendisinden daha az striiktür bil-gisini haiz olabileceğini kabul etmektir.

Bugünkü mimarî temaların sorunladığı yeni ve devasa strüktürel şemalarda bir bu-luş yapabilmek, hatta yaklaşabilmek için mimarın, esasında fizik terimleri, matematik teoremleri ve tecrübî kaziyelere dayanan de-rin bir strüktür anlayışı olmalı ve onları ken-di sezgisel hassalarıyle tek bir şekilde birleş-tirebilmeyi sağlamalıdır.

Karmaşık bir strüktür, strüktürler teo-risinin formüllerinden ve matematiksel geliş-meden başlayarak dizayn edilemez. Bu for-müller ve gelişmeler dizaynın ikinci safha-sında strüktür elemanlarının nisbetlendiril-mesinde lüzumlu olacaklardır. Bir strüktürü sezgi yoluyla hissetmek, birisinin hacimler oranını veya renk ilişkilerini hissetmesi gibi bir kapasite meselesidir ve strüktürel dizaynın ayrılmaz temelini teşkil eder.

Yarının mimarîsinin gelişmesi için yeni mimarın ciddî bir strüktür eğitimi görmesi esastır.

Baştarafı 181. salıifada)

İki yan yapraklar üzerinde, «Lâ şeyle illâ Zülfikar», «Lâ Fellâ illâ Ali»; orta yap-rakta ise yukarıdan aşağı doğru «Yübsür», «Yeşrülmin Allah», «Fethin», «Karih» yazı-ları görülmüştür.

Eser yapılış özelliklerine dayanılarak XIX. yüzyıla tarihlendirilebilir.

Env. 165.

Sancak alemi, pirinçtendir. Yüksekliği 0.33 m. dir. Oval şekilli tepelik üzerine uç-ları yukarıda birbirleriyle birleşmiş bir hilâl yerleştirilmiştir.

Safiha sülüs ile «Allah» yazılarak dan-tel gibi işlenmiştir. Alemin kaidesiyle tepe-liğin birleştiği yerde bir kırık bulunmak-tadır.

Yapılış özellikleri alemin XIX.

yüzyıl-dan örnek olduğunu göstermektedir. Env. 177.

Sancak alemi, pirinçtendir. Yüksekliği 0.31 m. dir. Tepelik stilize lâle görünüşün-dedir. Üzerine uçları yukarıya doğru açılan belki hilâl, daha doğrusu bir boynuz şekli yerleştirilmiştir.

Safihasına sülüs ile «Allah» yazılarak oldukça güzel bir bezeme elde edilmiştir.

Alem, XIX. yüzyıldan örnektir. Env. 173.

Sancak alemi, pirinçtendir. Yüksekliği 0.32 m. dir. Tepelik oldukça ilgi çekicidir, dış konturları dilimli olarak yapılmış boy-nuz şeklindedir. Safihada «Çifte vav» ve «Muhammed» yazıları görülmektedir (10).

Eserin yapılış özelliklerine dayanarak XIX. yüzyıldan örnek olduğu akla uygun

gelmektedir. Env. 180.

Sancak alemi, pirinçtendir. Yüksekliği 0.36 m. dir. Tepelik oval bir şekil gösterir. Ayrıca üzerindeki küçük bölüme stilize bir çiçek şekli verilmiştir.

Safihası, sülüs ile «Ya Allah», «Mu-hammed», «Ali» yazılarak dantel gibi işlen-miştir.

Yapılış özellikleri, alemin XIX. yüzyıl-dan örnek olduğunu belirtmektedir.

Env. 181.

Bu alem Env. 180 de kayıtlı olan alemin tamamen benzeridir ve avnı tarihten ör-nektir.

(10) Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Mü-zesi Env. defteri, s. 49 - 50

Referanslar

Benzer Belgeler

Sesleri doğru çıkaran, sesleri doğru boğumlayan, vurgu ve tonlamaları yerinde yapan, konuyla ilgili gerekli bilgi ve söz dağarcığına sahip olan biri konuşma yöntem ve

Aşılar insan ve hayvanlarda humoral ve sellüler karakterde oluşan aktif bağışıklığı uyararak enfeksiyonlara karşı koruma sağlayan biyolojik maddelerdir.. Ancak

Nicel verilerle karşılaştırıldığında nitel veriler genellikle daha zengin, daha derin, daha canlı yaşam tarzının ya da insanların deneyimlerinin, tutumlarının

H e r şeyden önce, büyük eserlerin strük- türel biçimleri başlıbaşma zengin ve güzel- dir; fakat, fazla olarak fonksiyonel ve eko- nomik yönden doğru, faydasız ve genellikle

 “Y” kaynaştırma harfi, konuşmada, acak ve ecek ekleriyle bağlandığı eylem köklerini gelecek zaman kipine dönüştürdüğünde, bağlandığı eylem

Her şeyden önce, büyük eserlerin strük- türel biçimleri başlıbaşma zengin ve güzel- dir; fakat, fazla olarak fonksiyonel ve eko- nomik yönden doğru, faydasız ve genellikle

Oxford Üniversitesi Yer Bilimleri profesörü Bernard Wood, göktaşları ve volkanik yüzey kayaçlarından elde edilen bilgilerin Mars’ın derinliklerindeki benzer

duğu gibi sillojizm zincir- lerinin de kesin olarak tarif edilemeyen estetik bir un- suru içermeleri lazımdır.” Hatta Arf için matematik- sel bir teoriyi anlamak de- mek